Yeni Üyelik
22.
Bölüm

İ.Y 20 Gitme 2

@azamet_29_2

" Gitme. " Dedi Baran sakin bir sesle.

Leyla sinirle arkasını dönerken bağırarak,

" Çek ellerini, bırak şu kapıyı.

Ne oluyor?
Ne iş çeviriyorsunuz? Salih abinin yapacağı birşey değilken, neden beni burda bırakıyor.

Ne oluyor dedim?
Ne söyledin ona.
Neden senin için çalışıyor."

Kız arka arkaya soru yağmuru yağdırırken Baran sadece ela gözlerine bakıyordu.
Cevap alamayınca adamın yakalarından tutarak tekrar bağırdı Leyla.

" Sana söylüyorum seni..."

Dediği anda Baran kapıya yasladığı ellerini kızın beline sardığı gibi kızı kendine çekerken dudaklarını kızın dudaklarına bastırdı.

Leyla hissettiği dudaklar yüzünden kocaman gözlerle öylece kalırken adamın ellerinden biri sırtına doğru ilerledi.
Kızı kendine, dudaklarını dudaklarına daha çok bastırdı. Acımasız ve tutkuyla öpülen kızın canı yanıyor ama sesi çıkmıyordu. Uzun bir öpüşten sonra Baran zorlukla uzaklaştı kızın bal sandığı dudaklarından. Leyla'nın şaşkın hali devam ederken alnını kızın alnına dayadı. Bir süre öylece kaldılar.

" Nefes al kadınım. "

Az sonra bir adım geriye çekildi Baran.

Kız derin bir nefes alarak kendine geldi.

Az önce Baran'ın yaptığı şeyle resmen beyni durmuş, salak gibi kala kalmış, yaptığı şeye müsade etmişti.

Aklı başına geldiğinde, öfkeli bakışları Baran'ın gözlerini buldu.
Yüzündeki sinsi gülümsemeyi görünce,

" Seni adi pislik. "

Diyerek hızla kaldırdı elini. Tam Baran'ın yüzüne inerken Baran elini bileğinden kavrayarak havada yakaladı.

Gözleri hâlâ alev alev olan kıza bakarak bileğinden tutarken az önce yaptığına kendide inanamıyordu.
Ama pişmanda değildi.
Farkında olmadan bu kıza aşık olmuştu. Belki bunda kızın kendisini korumak için yaptığı şeylerinde etkisi olmuştu. Bilemiyordu, lâkin sebep ne olursa olsun artık çok geçti.
Artık Leylasız olacak gibi değildi. Özelliklede az önceki şeyden sonra.

Kız bu seferde diğer elini hızla kaldırdı. Vurmadan siniri geçmeyecekti çünkü. Baran bu kezde diğer elini bileğinden tuttuğunda iki bileğini birden çevirerek kızın arkasında birleştirip kızı yeniden kendine bastırdı. Leyla kollarını adamdan kurtarmaya çalışırken Baran Leyla'nın gözlerine bakmaya devam ederek,

" O bir kere olur.
İkinciye izin vermem." Dedi.

Kız kolunu adamın sıkıca tuttuğu elinden çekmeye çalışıyor ama olmuyordu. Bu kez sıkı bir tekme geçirdi bacağına. Baran'ın elleri gevşerken yüzünde mimik oynamadı.

Leyla öfkeyle adamın yakalarından tuttu,

" Sakın." Dedi.

" Sakın bir daha bana dokunayım deme. Sakın!
Kadınımmış!
Nerden kadının oluyorum senin be. Manyak mısın? Kafayı mı yedin?
Beni yattığın zillilerle karıştırma.

Sen bana karışamazsın.
Bundan sonra kimse bana karışamaz anladın mı?
Özgürlüğüm için en ağır bedeli ödedim ben!
Bundan böyle kimse bana karışamaz. Herkes kendi yoluna."

Baran kıza baktı kısa bir süre.

" O belli olmaz. "

Kız dahada sinirlendi. Ne demeye çalışıyordu bu.

Daha fazla uğraşmak istemedi bu anlayışı kıt adamla. Baran'ı hızla ittirerek arkasındaki kapıya dönüp kolu kavradı.

Tam açacakken yine arkasından dolanan iki kol geriye çekerken, kulağının hemen dibinde hissettiği nefese kelimeler eşlik etti.

" Gidemezsin.."

" Aaahh! Yeter beh! "

Dedi kız ayağını yere vurarak.
Belindeki kollardan zorlukla kurtularak adama döndü. Omuzlarından ittirdi yeniden.

" Yeter be!
Yeter artık, bırak yakamı !
Allah'ım ya!
Şimdi bağıracam yangın vaar diye.
Ne demek gidemezsin? "

Dişlerinin arasından tıslayarak devam etti.

" Sanane be adam.
Sa na ne! "

Derken küçük burnunu adama doğru uzattı.

" Gitmek için sanamı soracağım.
İstediğim zaman istediğim yere giderim."

İşaret parmağını adama sallaya sallaya devam etti.

" Kimse karışamaz bana.
İster evime giderim.
İster köyüme giderim.
İster başka şehre, ister başka ülkeye giderim.

Hatta başka gezegene bile giderim sanane? "

" Leyla! "

Dedi Baran sinirini bastırmaya çalışarak.
Bu kız gerçekten düşük çeneli diyordu içinden.

" Önce otur ve beni dinle.
Şuan tek başına bir yere gitmen doğru değil. "

" Tek başıma olmayacaktım. Salih abiyle gidecektim. Ama sana bakıp beni burda bıraktı.

Neden?

Ne söyledin ona.
Ne söyledinde beni senin üstüne atıp sana çalışmaya başladı.

Baran bir kaç saniye düşündü. Kıza söyleyip söylememekte kararsız kaldı.
Sonunda öğrenecekti, ama şimdi öğrenmese daha iyiydi.

" Salih'e benimle çalışmalarını teklif ettim."

" Onlar tehdit bile etsen kimseye çalışmaz. Ne söyledinde ikna oldu. "

" Bunun bir önemi yok.

Bir süre benimle kalmalısın. ister evde ister otelde ama benim yanımda olman daha iyi olur.

Kız alık alık baktı. Bir süre sonra,

" Yok yaa!
Kim dedi bunu."

" Otur dinle, anlatacağım.
Eminim hak vereceksin.
İkna olmazsan eğer söz veriyorum gideceğin yere kendim götüreceğim."

Kız gözlerini kısarak şüpheli şekilde baktı adama.

" İnat etme Leyla, otur ve dinle."

Bir kaç saniye daha baktı Baran'a.
Dinlemekten zarar gelmezdi.

İstemeye istemeye yürüyerek koltuğa geçip oturdu. Bacak üstüne atarak asık yüzü ile Baran'a bakıyordu.

Baran'da bıkkın şekilde bir nefes vererek karşısındaki koltuğa geçti.
Kıza çevirdi gözlerini.
En ikna edici şekilde konuşmaya dikkat ederek,

" Öncelikle Temel öldü.
Ve evet, sen yaptın.
Ama Temel'in ölümü birşeyi değiştirmedi. Gölge her kimse hâlâ peşimde.

Temel olmasada senin üzerinden, seni kullanarak bana ulaşmaya çalışabilir.
Bana yaklaşamadıkları için Temel'i ve seni kullanan kişi yani Gölge seni yine kullanmak isteyebilir.
Ve Kaya...
Hâlâ senin peşinde olabilir. Hem benimde düşmanım olan bir düşmanın, hemde kendi düşmanın var yani. Ve ikiside çok tehlikeliler.

Bu yüzden bu iki meseleyi halledene kadar güvende olabileceğin tek yer benim yanım."

Kız kollarını göğsünde birleştirmiş şekilde sabırla sonuna kadar dinledi Baran'ı. Gözleri adamın gözlerinde bekledi bir kaç saniye. Düşünüyordu.

Baran haline bakarak, ikna oldu diye düşünürken kız,

" Ne zaman gidiyoruz. "

Dediğinde Baran bedenine elektrik verilmiş gibi hissederken sinirden yarılmak üzereydi.
Ayağa kalkarak yüksek sesle,

" Söylediklerimi nerenle dinledin sen." Diye bağırdı.

Kız tam ağzını açıp,

" Kı...ç.."

Derken,

" Sakın!! "
Dedi adam işaret parmağını kıza doğru uzatarak.

" Sakın devam edipte beni daha fazla delirtme.
Nasıl bir beyin var sende. "

Kız tek kaşı havada ve sinsi bir gülümseme ile geri kapattı ağzını.

Baran hem dişlerini hem yumruklarını sıkarak sinirli şekilde geçti masasına.

" Kime söylüyorum ki.
Katır kafa."

Dişlerinin arasından kendi kendine söyleniyordu.

" Seni duyuyorum taş kafa.

Ne zaman gidiyoruz? "

Burnundan soluyan Baran,

" Çokta Sssii..." Dedi ve sustu.

O anda aklına gelen şeyle.

" Bana 3 saat ver.
Şu işleri halledeyim çıkarız. "

Dediğinde kız geriye yaslandı. Elini çenesine, dirseğini koltuğun kolçağına koydu. Diğer eli kucağında gözlerini kapattı.

" Bundan sonra bir canım kaldı geriye.
Artık canından endişe edeceğim kimsem yok. Bu yüzden kimseden korkmam.
Kimseye boyun eğmem.
Kimseye minnet duymam.
Kimseden bir şey beklemem.
Kimseye kendimi kullandırtmam. Bundan sonra onlar korksun benden."

Kızın gözü kapalı şekilde söylediği ruhu çekilmiş cümleler Baran'ı tedirgin etmişti.
Hiç beğenmemişti söylediği son cümleyi.

Bu kızı yalnız bırakmaması gerektigini bir kez daha anlamıştı.

Kız kolunun üzerinde bir süre daha durdu. Sonunda ağırlaşan gözleri ile başı geriye düşerek uyuya kaldı.
Leyla rüyasında anne ve babasını görürken Baran da masadaki iş yığınını bitiriyor arada sırada gözü ile kızı kontrol ediyordu.

Katır falanda olsa şuan acınacak halde görünüyordu. O an kıza verdiği sözü hatırlayınca yine sinirleri kabardı.
Söylediği şeylerle ikna olacağını sanarken kız adamı bi tarafına bile takmamıştı.

" Katır." Dedi önüne dönerken yine.

Yarım saat daha önündeki işlere baktı.

" Bir kaç saniye vee bitti. "

Dedi enter tuşuna basarak. Bir saattir ekrana bakan gözleri ağrımıştı. Elleriyle gözlerini ovuştururken Leyla'nın yerinden sıçrayarak uyandığını görünce hızla kıza verdi dikkatini.

Leyla kanter içinde ve hızlı hızlı aldığı nefeslerle uyanmıştı.
Yerinden kalkıp kızın yanına gelerek karşı koltuğa geçip oturdu.

" İyi misin?
Kabus mu gördün? "

Kız cevap vermedi. Sadece elleriyle yüzünü sıvazlayarak saçlarını geriye aldı.

" Anlatmak ister misin?
Biraz rahatlarsın."

" İşin bittiyse gidelim artık. Bitmediyse de ben gidiyorum."

Diyerek ayağa kalktı kız. Belli ki anlatmak istemiyordu.

" Tamam bekle.
İşim bitti birlikte çıkalım."

Baran ceketini aldı ve Leyla ile birlikte çıktılar ofisten.
Bu sırada Baran'ın gözleri Leyla'nın sıkıntılı yüz ifadesinde takılıydı hâlâ.

Ofisin önünde Erol'u gören Baran,

" Sen neden buradasın? Batuhan nerede? "

" Abi Batuhan sen dön abiyi yalnız bırakma. Dedi."

" Yanında kim var? Yalnız mı? "

" Abi yanında Azad ver Fatih var."

" İyi tamam.
Hadi çıkalım."

" Nereye gidiyoruz abi."

Derken birlikte asansöre doğru yürüyorlardı. Çağırdıkları asansörü beklerken Baran düşünüyordu. Az sonra gelen asansöre girdiler üçü birlikte.

Baran yanındaki dalgın kıza bakarak konuştu.

" Leyla'nın evine."

Erol önce Baran'ın yüzüne, sonra kızın yüzüne baktı.
Sonra tekrar Baran'a dönüp ne iş dercesine başını salladı.

Baran cevap vermedi. Geldikleri garajda Erol önden hızlı adımlarla ilerleyerek arabaya doğru geldi.
Kapısını açıp motoru çalıştırdı. Tekrar inerek arka kapıyı açtı. Leyla önden Baran arkadan binerek arka koltuğa oturdular. Erol kapıyı kapattıktan sonra tekrar çalışan arabanın direksiyonuna geçip vitesi takıp gaza yüklendi. Az sonra garajdan çıkmış ve trafiğe karışmıştı araç.
Sessiz geçiyordu yolculuk. Kimse konuşmak istemiyordu. 40 dakika kadar sonra Leyla'nın evinin önüne gelindi. Leyla Erol'u beklemeden önden inerken Baran'da arkasından çıktı araçtan.

Erol'a dönerek,

" Burada bekle." Dedi.

Kız cebinden anahtarını çıkarıp binanın kapısını açtı. Sonra Baran'la birlikte merdivenleri çıktı ağır ağır. Buraya en son ne zaman geldiğini düşündü. Hatırlamaya çalıştı ama hatırlayamadı. Demek ki çok olmuştu.

Sonunda ikinci kata geldiler. Dairesinin Çelik kapısına baktı sonra anahtarını kapıya yerleştirip çevirdi.

Kapıyı açarak yavaşça içeri girdiler.
Kız soğuktan buz gibi olmuş evde antrede yürüyerek anahtarı vestiyere atıp antenin sağındaki mutfağı geçerek yine sağdaki salona doğru ilerledi.
İçeri girerek siyah olan koltuğun üzerine bıraktı kendini. Elleri kucağında donuk bakışlarla karşı duvarı izliyordu.

Baran ise elleri ceplerinde peşinden gelmiş ayakta etrafı inceliyordu.

" Evin küçük ve şirin vede soğuk."

Kız dalgın otururken Baran odadan çıkarak mutfağa yöneldi.
Gözleri aradığı kombiyi bulunca önce gaz vanasını sonra kombiyi açtı.
Çalışan kombiyi en yüksek ayara getirdi. Evin bir an önce ısınması gerekiyordu zira. Çünkü nerdeyse dışarı kadar soğuktu içeride. Ev yavaş yavaş ısınmaya başlarken Baran mutfaktan çıktı.

Mutfağı ve salonu görmüştü. İlerleyerek diğer odalara doğru yürüdü.. Önce oturma odasına sonra yatak odasına girip çıktı.
Sonra tuvalet ve banyoya baktı.
Bütün gün dışarda olan biri için gayet temiz ve düzenli biriymiş dedi içinden.

Salona gitmek için arkasına döndüğünde Leyla ile burun buruna geldi adam.
Kız Baran'a bakarak,

" Ne yapıyorsun? "

" Evine bakıyorum...

Hangi odayı kullanabilirim diye düşünüyorum. " Dedi.

" Ne?
Yapıyorsun.? "

" Hangi..."

" Duydum! "

Dedi kız, tekrarlamasına müsade etmeden.

" Dalgamı geçiyorsun?
Neden benim odalarımdan birini kullanacakmışsın? "

" Sana söyledim.
Benim yanımda kalman daha güvenli dedim. Ama sen kabul etmedin.

Madem sen benim yanımda kalmıyorsun, o halde ben senin yanında kalırım.
Yani senin evinde."

Kız kocaman gözlerle adamın yüzüne baka kaldı.

" Yok deve.
Dalga geçiyor olmalısın."

" Hayır gayet ciddiyim."

Kız elini alnına bastırarak,

" Bana bak Baran Karamanoğlu.
Gerçekten senin aptal şakalarını kaldıracak halde değilim.

Buraya kadar getirdiğin için sağol. Artık gidebilirsin.
Hatta... Lütfen git.!"

Baran elleri ceplerinde sakin şekilde kızı izlerken kızın sinirleri daha gerildi.
Derin bir nefes alıp verdi.

" Yorgunum.
Ne seninle tartışacak haldeyim nede uğraşacak...
Şuan tek istediğim odama gidip uyumak. Uyandığımda seni burda görmek istemiyorum Karamanoğlu.
Umarım anlatabilmişimdir."

Baran kaşları çatık kıza bakarken, kız üzerindeki montunu hırsla çıkarıp vestiyere fırlatıldıktan sonra odasına girip kapıyı kırarcasına çarparak kapattı.

Üzerindeki kıyafetlerini çıkarıp sinirle yere fırlattı. Dolaptan eşofmanlarını alarak giyindikten sonra yatağına girdi. Aynı anda giriş kapısının sesini duydu.
Baran evden çıkmıştı.

Kız arkasını dönerek yorganı tepesine kadar çektikten sonra dolan gözleri ile gelen ağlama hissine engel olamazken, sonunda pes edip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

" Anne bu son.
Son bir kere daha ağlamama izin ver."

Diyerek dahada ağlamaya başladı. Göz yaşları taşan nehirler misali yanaklarına indi, oradanda yastığına döküldü.
Sonunda yorgun düşen gözleri tekrar uykuya dalarken, hiç uyanmasam ne güzel olurdu diye geçirdi içinden.

*****

Leyla acıdığını hissettigi gözlerini açtığında ilk iş pencereye baktı. Dışarı karanlıktı. Akşam olmuştu.
Ayağa kalktı yavaşça.
Önce ışığı açtı, sonra pencerenin perdesini kapattı. Odanın kapısını açarak çıktığında mutfaktan duyduğu seslerle olduğu yerde kalırken,

" Bir hırsız eksikti." Dedi.

Yavaş ve sessiz adımlarla salona doğru yürüyerek orta sehpadaki vazoyu alıp çıktı.
Mutfaktaki hırsızın beynini dağıtma planı yaparken gördüğü Baran ve Erol ile şok oldu.

Baran masada sigara içerken Erol tezgâhtaki poşetleri boşaltıyordu.

Bir Baran'a bir de Erol'a baktı.

" Sizin ne işiniz var burda." Dedi vazoyu masaya vurarak bırakırken.

Erol sessiz önüne dönerken kız Baran'a döndü.

" Size söylüyorum.
Ne işiniz var burda dedim.
Ben sana git derken sen 1 kişi gidip 2 kişimi geldin...

Bi dakka ya.
Eve nasıl girdiniz siz? "

Masadaki anahtarı gösterdi Baran.
Yüzü asıldı kızın.

" Siz kafayı mı yediniz.
Çıkın gidin evimden yoksa polis çağırırım. "

Baran bacak bacak üstüne atarak kollarını göğsünde birleştirdi.

" Ara.
Belki Temel'in başına gelenleride anlatmak istersin. "

Kız duyduğu şeyle anlık afalladı.
Baran şuan düpe düz kızı tehdit ediyordu.
Kız o ana kadar hiç düşünmemişti ama Temel'i elleriyle öldürürken oda Temel'e benzemişti. Dahası hâlâ Kaya ile hesabı vardı. Onunda öldüğünü görmek istiyordu. Polisi aramak riskliydi şuan.

Leyla aklına gelenlerden sonra geri adım atmak zorunda kaldı.
Mutfaktan çıkarken sinirden sıktığı yumruklarıyla tırnakları avuç içine batıyordu. Odasına doğru yürürken arkadan Baran'ın sesini duydu.

" Dön ve yemeğini ye."

" Aç değilim."

Dedi kız yürümeye devam ederken.

" Leyla! "

Leyla duymazdan gelerek devam etti.
Odasına girerek kapıyı örttükten sonra tekrar yatağına girdi. Gözlerini kapatırken gözünün önüne Temel geldi yeniden. Bir tarafı yaptığı şeyi yargılarken bir tarafı iyi yaptın diyordu.
Bu düşüncelerle kapattı gözlerini.

Bu sırada Baran mutfaktaki masaya yumruğunu geçirere,

" Keçi kadar inatçı."

" Abi yemekleri ne yapayım. Masaya bırak eninde sonunda acıkıp yiyecek."

Erol dışardan sipariş edilen yemekleri masaya bıraktı. Gelenleri buzdolabına yerleştirdikten sonra.

" Abi kiyafeyler salonda. Başka bir emrin varmı."

" Yok.
Dışarıyada adam bırakın.
Gece gündüz evi ve dışarıyı gözetleyecekler. "

" Tamam abi.

Abi... "

" Ne var? "

" Neden ve ne kadar bu evdesiniz?

Kendi evin ve otel dururken neden bu küçük dairede kalmak istiyorsun? "

" Çünkü içerdeki keçi kabul etmiyor.

Ona sadece bir kaç gün süre veriyorum. Sonra zorla yada gönüllü gelecek. "

" Bu kızıl kafa kabul etmez abi."

" Edecek.
Etmezse zorla gelecek.
Ortalık bu kadar karışıkken tek kalmasına izin veremem."

" Abi.
Kızmazsan bir şey sorabilir miyim? "

" Sor Erol sor.
Sinirimin alev almasına saniye kalmış zaten, sende benzin dök, sor koçum. "

" Abi bu kıza karşı birşey..."

" Erol! "

" Buyur abi."

" Siktir git lan başımdan."

" Peki abi.
İyi akşamlar. "

Erol'un apar topar kapıdan çıkışının ardından Baran'da sigara paketinden bir dal sigara alıp dudaklarına bırakarak çıkardığı çakmağı ile yaktı.

Derin bir nefes alıp yerinden kalkarak havaya doğru üfledi.

Tezgahın üzerindeki ketılı çalıştırdı. Su ısınırken Erol'un gelirken aldığı kahvenin kavanozunu açıp raftan bir kupa çıkararak içine biraz ekledi. Kaynayan suyuda üzerine döktükten sonra karıştırarak eline alıp salona geçti.

Nasılsa acıkacaksın keçi. Diyerek koltuğa oturdu.
Sigarayla içtiği kahveden sonra yerinden kalkarak tekrar mutfağa döndü. Bir kahve daha hazırladı kendine. Bu kez mutfak balkonuna çıkarak serin hava eşliğinde yudumladı kahvesini.

Mutfak balkonu, mutfak, oda, salon derken bütün evi gezmiş, bu arada salondaki konsolun üzerinde Leyla, annesi ve babasının olduğu birde resim görmüştü.

Sonunda dayanamadı Baran. Kızın olduğu odaya giderek kızı kaldırmaya karar verdi.
Salondan çıkıp kızın olduğu odaya doğru yürüdü.
Aralık olan kapıdan duyduğu seslerle içeri girdi. Kız yatağında derin uykudaydı ama, gördüğü kabus yüzünde uykusunda mırıldanarak ağlıyordu yine.

Baran kıza doğru eğilerek kulak verdi ne söylediğini duymak için.

" Anne...
Anne gitme!
Baba...
Gitmeyin! Beni bırakmayın!
Ne olur..."

Kabus görüyordu.
Baran elini kızın omuzuna koyarak ve korkutmamak için kısık sesle seslendi.

" Leyla...
Uyan...
Kabus görüyorsun."

Kız bir anda elini adamın omuzundan tutan elinin üzerine koydu.

" Gitme! "

Yeni hikayemede beklerim canlarım

Loading...
0%