Yeni Üyelik
25.
Bölüm

İ.Y 23 Bilinmezliğin korkusu

@azamet_29_2


" Buraya kadar Kaya. Ödeşme zamanı.
Bu hesap burda bitecek. "

Ağır ve kendinden emin adımlarla yürümeye başladı kız.
Yaklaştı, yaklaştı tam adamın arkasında durdu.
Kalbi deli gibi atıyordu.
Ama bu atışlar korkudan değildi bu kez...

Bu hesabı kapatacaktı.

Leyla şuan tam arkasında telefonda konuşan adamı izliyordu. Elinde tuttuğu çakıyı sıkıca kavrayarak cebinden çıkardı. Diğer elinin yardımı ile açarak sıkıca tuttu.
İşte buraya kadar dedi.

Gerinerek hızla sırtına saplamayı düşünüyorken bir anda karşıdan gelen bir kız önünde ki adama sarılınca afalladı.

Kız şaşkın elindeki çakıyı ters çevirip avucunun içine saklayarak yan tarafa geçti. Hemen yanındaki adama daha dikatli bakınca gözleri büyüdü.

" Amcaaa."

" Amca? "

" Bende diyorum nerde bu.
Yarım saattir seni arıyorum, kalabalıkta göremedim. Arayıp desene girişteyim diye.."

Kız önündeki amca aşığı kızın dediklerini duysada aklı Kaya'da kafası ise karışık,

" O değil..
Kaya değil. "

Diye hayıflanıyordu.

Hızla etrafına bakınırken bir yandan panikle aklını yolladı.
Yanlış mı görmüştü? Yoksa aklı ona oyunlar mı oynuyordu. Daha az önce taksiden inerken gördüğü adam Kaya iken nasıl birden başkası olmuştu. Nasıl kıyafetleri aynı, ama adam farklıydı, nasıl oluyordu bu.

40-50 metre ilerde arabaya binen adamı görünce anladı nasıl olduğunu.
Kız taksiden inerken Kaya uzaklaşmış başka bir adamla Kaya'yı karıştırmıştı kız.

Kaya arabaya bindiğinde Leyla hızla koşmaya başladı. Ama yaklaşamadan araba hareket ederek uzaklaşmaya başlamıştı bile.

" Kaçırdım.
Kahretsin burnumun ucundaki adamı kaçırdım, kaçırdım! "

Diyerek önce tepindi sonra, başından çıkardığı gibi kaldırımın üzerine fırlatıp ayağıyla ezdiği bereden aldı bütün hırsını. Bu arada Kaya çoktan aracıyda trafiğe karışmıştı.

Aklına gelen şeyle otele baktı önce. Sonra girişe yöneldi.
Kaya bu otelden çıktıysa, belkide bu otelde kalıyordu. Eğer öyle ise Kaya'nın kaldığı yeri bulmuş olabilirdi. Ve pusuya yaratacağı yeri tabi.
Hızlı adımlarla otele yöneldi. Bir kaç adım atmıştıkı kolunda tutan bir el birden arkaya çevirdi kızı.
Kız yaşadığı anlık şaşkınlıkla arkasındaki adama baktı.

" Seni manyak!
Ne yaptığını sanıyorsun sen? "

" Memo?
Senin ne işin var burda."

Diye kızarken bir Memo'ya bir etrafa bakındı.

" O iti takip ediyordum tabiki."

" Yerini öğrendin ve bana söylemedin öylemi yâni."

Hırsla Memo'nun elinden kurtardı kendini.

" 1. Si yeni öğrendik. 2. Si. Sana yine söylemezdim. Az önce Kaya diye elin adamına bıçağı dakacaktın aptal."

" Sen benimi izliyordun? "

" Yolun karşısında o iti izliyordum. Seni fark etsemde yetişemedim."

" Benim işine karışmayın artık! "

Dedi kız arkasını dönüp yürüyerek.
Leyla'yı kolundan tekrar tuttu Memo.

" Hiç bir yere gidemezsin!
Benimle geleceksin. Başını tekrar belaya sokmama izin vermeyeceğim.
Derdini Salih abiye anlatırsın."

Kız, sinirle baktı gözlerine.

" Sana bana karışmayın dedim Memo!"

Memo'nun umru bile olmadı kızın çemkirmesi. Elini cebine atıp çıkardığı telefon ile Salih'i aramaya başladı. Eli hâlâ kızın kolunda ve bırakmaya niyeti yoktu.

Leyla bir yandan kolunu kurtarmaya çalışırken Memo'nun belindeki silahı fark etti.
Hızlı karar vermeliydi. Salih'in yada Baran'ın eline düşerse bu kez hiç bir şekilde çıkamazdı evden.
Bu fırsatı tekrar yakalayamam diye düşünerek önce Memo'nun boşluğundan faydalanıp belinden silahı çekip aldı.
Memo ne olduğunu anlayamadan hızlı bir tekme geçirdi Memo'nun kasıklarına. Adam,

" Ahh! " Diyerek iki büklüm yere kapanırken,

" Özür dilerim. Ama bir daha olmasına izin veremem."

Diyerek koşmaya başladı. Bu arada açılan telefondan Salih'in sesi geldi.

" Alo..
Alo Memo? "

Memo hâlâ eli kasıklarında inleyerek, zorlukla ayağa kalkmaya çalışıyordu. Kızın peşinden yürümeye çalışırken,
Salih'in sesi geldi yeniden.

" Memo?
Memo iyimisin ne oluyor lan! "

Diye bağırdı adam.
Bu sırada Memo telefonu kulağına götürerek, dişlerinin arasından,

" Abi Leyla burdaydı."

" Ne?
Nasıl oradaydı lan!
Baran'ın yanında değilmiydi bu kız? "

" Kaya'nın peşine düşmüş."

Diyebildi Memo zar zor. Kötü vurmuştu kız, nefesi kesilmişti resmen.

" Ne?!
Engel ol! "

" Kaya gitti.

Leyla'yı bırakmamıştım ama manyak, tekmeyi geçirip fırladı gitti oda."

Öyleydi. Leyla bir yandan arkada bıraktığı Memo'yu kontrol ediyor bir yandan koşarak uzaklaşıyordu.

" Hay senin yapacağın işe.
Şimdi nerde? "

" Otelin arkasındaki caddeye doğru gidiyor. Yapabilirsem yakalayacam."

Leyla Memo'ya attığı tekme yüzünden vicdan azabı çeksede bir yandanda haklı olduğunu söyleyerek otelin arkasındaki caddeye doğru geçti.
Bulduğu ilk taksiye atlayıp Nergiz'in evinin yolunu tutacak başka bir yol bulacaktı.

Ama bir anda arkasında hissettiği kişiyle geriye döndüğünde anlık şaşırırken başında hissettiği acıyla eli alnında sendeli kız.
Ardından adamın kollarının arasında buldu kendini. Az önce otelin önünde uzaklaşırken gördüğü Kaya şimdi kızı kollarının arasında tutuyordu.
Nasıl olmuştu bu? Kızın gözleri kendiliğinden kapanırken kulağına kadar eğilip konuşan adamın gelen sesi uzaklardan, ama tanıdıktı.

" Merhaba kızılcık.
Seni gökte ararken yerde bulmak...
Aahh...!
Bu ne güzel bir şans böyle." Oldu.

" Adi şerefsiz."

Diyebildi kız belli belirsiz çıkan sesiyle karanlığa çekilmeden önce.

Kaya kızın sırtındaki çantayı çıkarıp kenara attı. Sonrada belinde gördüğü silahı eline alarak,

" Seni yaramaz kız. "

Dedi gülerek. Silahıda kenara fırlatıp, kızı kucakladığı gibi arabasının arka koltuğuna bırakarak yanına binip,

" Gazla. " Dedi direksiyondaki adama.
Adam gaza basarak,

" Nereye abi? "

" Büyük eve."

Derken Kaya'nın gözleri kızda gülümsedi.

Bu sırada Memo göründü köşeden hızla giden araç dikkatini çekerken yerdeki çantayı ve silâhı gördü. Hızla gelip çantayı eline alırken,

" Kahretsin, Leylaa!! "

Memo arabanın arkasından koştu bir kaç adım. Ama köşeyi dönen arabayı yakalamanın mümkünü yoktu.

Hemen cebinden telefonu çıkarıp Salih'i aradı tekrar. Açılan telefonla nefes nefese,

" Abi yetişemedim. Kaya Leyla'yı aldı."

Dedi ağlamaklı.

" Ne?
Ne diyorsun?
Nasıl? "

" Adi herif otelin arkasına gelip pusuya yatmış. Onlarda bizi izliyormuş belliki."

Salih telefonun diğer tarafından arka arkaya küfürler yağdırdı.

" Orda bekle geliyoruz."

Telefon kapandı.
Memo öfke ve çaresizlikle olduğu yerde sinir krizleri geçiriyordu. Elinde çanta ve silah otelin önüne dönerek beklemeye başladı.

*****

Bu sırada Baran yarım saattir evin içinde bir yandan sinirle dört dönüyor bir yandan arka arkaya Leyla'yı arıyordu. Duydugu tek şey

" Aradığınız kişiye ulaşılamıyor. " Cümlesiydi.

" Kim bilir kaç dakika önce çıktı evden o aptal. Nereye gidecek nerde bulacak o piçi..

Batuhan sende durum ne? "

Dedi Batuhan'a bakarak. Elindeki telefonu kıracak gibi sıkıyordu.

" Biz çıkalım. "

Dedi Batuhan konuştuğu telefonunu kapatarak.

" Hikmet Leyla'nın telefonunun sinyalini bulunca arar bizi."

Daha önce Baran'ın yerini bulanda Hikmet'ti ve Leyla'yı da bulabilirdi.

Erol önden, arkadanda Baran ve Batuhan kabanlarını alıp apar topar çıktılar evden.

Hızlı adımlarla merdivenleri inip binanın çıkışına gelirken Baran'ın telefonu çalınca anında durdu.
Hızla çıkardı telefonu cebinden Leyla olmasını umarak.
Ama Leyla değildi,
Açar açmaz duyduğu cümle ve ses,

" Bir kızı yanında tutamadın mı? "
Diye bağıran Salih'e aitti.

Baran bir an sinirlensede Leyla'nın Salih'in yanında olma ihtimaliyle kendine gelip,

" Nasıl biliyorsun?
Yoksa senin yanında mı? "

Derken arabaya bindi herkes.
Araç hareket etti. Ayaz ve Fatih'te arkadaki araçla takibe geçerken, Baran devam etti konuşmaya.

" Yanındaysa bırakma geliyorum."

" Tabiki yanımda değil!
Tutamadığın kız, Meydan otelin önüne gelmiş.
Kaya'nın olduğu otele.
Kaya'yı görüp öldürmeye kalkmış."

" Kaya'mı?
Öldürmek mi?
Kaya'nın yerini nasıl bulmuş. Kimden öğrenmiş? Nasıl öğrenmiş? "

" Yanındaki kızın çevirdiği işlerden haberin yok! "

" Şunu doğru düzgün anlatsana lan! "

Salih sinirle soludu telefonda.

" Kaya'nın izini bugün bulduk.
Meydan Otel'deymiş. Memo adamın peşindeydi.
Biz onu takip ederken nerden çıktıysa Leyla gelmiş otelin önüne.

Sen kızı yanında tutamazsan gelir haliyle."

" Saliihh!! "

Diye hırladı Baran.

" Yalan mı?
Nasıl kaçtı elinden?

Memo görüp engel olmak istemiş.
Ama tutamamış, bizim deli Memo'nun kasığına tekmeyi çakıp kaçmış."

" Ne? Kahretsin!
Gerçekten manyak bu kız. Şimdi nerde peki."

"Memo peşine düştü, bulabilirse tabi."

" Bizde telefon sinyalini takibe aldık ama kapalı."

" Bana bak Baran efendi. Leyla'ya bir şey olursa senden bilirim."

Dedi ve kapattı Salih.

Baran elini alnına bastırarak,

" Kahretsin.
Erol baş şu gaza, bu aptal başını belaya sokmadan bulalım."

Erol vitesi büyütürken,

" Nereye gidiyoruz abi."

" Meydan Otel'in oralardaymış enson."

Bir süre sessiz kaldı Baran. Birden sinirle oturduğu koltuğu yumruklarken,

" Aaaııhh.!
Leyla seni bir bulayım elini ayağını bağlayıp odaya kapatmayanın taa.! "

Demişti ki tekrar çaldı telefon.

Arayan yine Salih'ti.

" Haber mi..? "

Demiştiki Salih'in öfke yüklü sesiyle gelen bağırması duyuldu.

" Seni aptal herif.
Kızı yanında tutamadığın için oldu. Senin yüzünden oldu."

Salih Leyla'nın Kaya tarafından zorla götürüldüğünü öğrendikten sonra tekrar Baran'ı aramıştı.

" Seni aptal ego yığını."

" Neden bahsediyorsun sen lan! "

" Kaya kızı almış..
Leyla'yı zorla alıp gitmiş."

" Ne? Ne diyorsun lan sen?! "

" Hemen Otelin oraya gelin."

Telefon kapandığında,

" Kahretsin! Erol bas lan şu gaza bas! "

Batuhan ve Erol hiç birşey anlamamıştı.

" Ne oluyor abi? " Dedi Batu.

" Kaya Leyla'yı almış."

" Olamaz. Aptal kız."

" Kahretsin!
Kahretsin!
Kahretsin! Ahmak kız!
İntikam alacağım derken kendi ayağıyla gitti adamın ellerine."

Erol dahada bastı gaza makas ata ata geçmeye çalıştı araçları. Ama sıkışık trafikte yarım saatten fazla sürdü yol. Nihayet Otelin önüne geldiklerinde Salih ve Memo'yu gören Baran ve Batuhan hızla indi arabadan.

Erol'da arkalarından gelirken Azad ve Fatih'te hemen arkalarındaydı. Salih koşar adım gelerek Baran'ın yakasından tutarak bir yumruk geçirdi yüzüne.

" Böylemi koruyordun lan Leyla'yı." Derken yakasından yapıştı.

" Kadınım dediğin kız şimdi kan davası güden sapık birinin elinde. "

" Geri bas lan! "

Dedi Baran eli çenesinde.

" Sizin yanınızda kala kala sizin gibi manyak olmuş. Evden kaçmaması için kapıyı kilitledim diye 2. Katın penceresinden aşağı 3 kat yerden çarşaflarla kaçacağı senin aklına gelirmiydi. Yoksa garanti olsun diye sizin gibi bacağından mı vurmalıydım. "

" Ne? "

Dedi Salih bunuda yapmış olamaz diye düşünürken, attığı yumruğa pişman.

Aynı anda Batuhan ikisinin arasına zorla girip ayırdı.

" Kesin şunu!
Önce şu salak kızı bulalım sonra paylaşın kozunuzu.
O şerefsizin kan kovaladığını hatırlatırım."

Baran duyduğu cümleyle anında durdu. Korkuyla damarlarının kesildiğini hissetti.
Ellerini Salih'in yakasından çekerken,
kızın ilk gün söylediği cümle geldi aklına.

" Ya cesaret kanı ya bekaret kanı diyormuş her yerde piç."

Baran'ın aklına gelenlerin sınırı yoktu. Dişlerini ve yumruklarını sıkarak,

" O şerefsiz ona dokunursa lime lime doğrarım onu.
Lime lime! "

Bu sırada bir telefon sesi duyuldu. Yine Salih'in telefonuydu.

" Keko arıyor. "

Telefonu açıp kulağına dayadıktan sonra bir kaç saniye dinledi.

" Tamam.
Dışarıda bekliyoruz gelin hemen."

Dedi ve kapattı.

" Keko geliyor iz bulmuş."

" Keko nerdeki? " Dedi Batu.

" Otelin güvenlik kameralarına bakıyorlardı Nergiz ile."

Hâlâ yağan karın altında geçen bir kaç dakikanın ardından kapıda göründü iki arkadaş.

Koşarak geldiler yanlarına.

Salih,

" Anlatın ne buldunuz? "

Hızlı hızlı anlatmaya başladı adam.

" Abi biz onları izlediğimizi sanarken onlarda bizi izliyorlarmış.

" Ne Nasıl? " Dedi Memo.

" Memo abi, sen uzaktan Kaya'yı izlerken arkanda biri seni gözetliyor kameralarda.
Leyla'nın buraya gelişi ise tamamen tesadüf gibi görünüyor."

Nergiz girdi araya.

" O piç burdan..."

Dedi kız eliyle yolu göstererek.

" Giderken otelin arkasında belirmiş tekrar. Demekki önden arkaya geçen Leyla'yı gören biri bilgi vermiş.
Adam kızın kafasına silahla vurup bayıltıp almış. Memo otelin arkasına gittiği sırada adamlardan biri de Memo' nun arkasından arkaya koşarken görünüyor. "

" Ama nasıl?
Ben kimseyi görmedim."

" O tekme sana az bile Memo."

Dedi Nergiz.

"Senin kafanı koparmak lazım.
Kızı yanındayken tutamamışsın."

" Nergiz! Birde Seninle..mi." Demişti ki..

" Kesin lan! "

Baran'ın bağırmasıyla sessizlik olurken,

" Keko arabanın plakası varmı? "

" Var abi.."

" Batu, görüntüyü Hikmet'e yollayın.
Bütün mobeselerde tarasın. Gidiş yönünü ve olabileceği yerleri bulalım."

Salih:

" Bizde minibüse geçelim.
Aracın gittiği yöne doğru gidelim."

Baran:

"Azad, Fatih, Erol geriden takip edin."

" Tamam abi." Dedi adamlar.

Salih, Baran, Batuhan ve Nergiz minibüsün arkasına Memo direksiyona Keko elinde tableti hemen yanına bindiler.

Araç hareket ederken Erol, Azad ve Fatih de arkadaki araçla takibe geçtiler.

İçerdeki herkes sessiz ve gergindi. Bir haber çıksın diye bekliyorlardı.
Ama Baran...
En çok korkarak bekleyen oydu.
Batuhan'ın sözleri kafasının içinde duvardan duvara çarpa çarpa yankılanıyordu sürekli.

İçindeki ses harekete geçti.

" Ya o şerefsiz orospu çocuğu Leyla' ya dokunursa..
Ya ona zorla...Zorla..."

" Hayır, hayır."

Dedi başını iki yana sallayarak.
Dişlerini sıkmaya başladığında gıcırtıları yanında oturanlar bile duymaya başlamıştı.

" Abi.." Dedi Batu endişeli.

" Batu ara şu Hikmet'i neden hâlâ bulamıyor. "

" Abi birşey bulsa arardı."

"Ara Batu! "

Sesi minibüste yankılandı.

Batuhan elini cebine atarak telefonunu çıkardı. Hikmet'in numarasına basacakken arayan Hikmet'i gördü. Açtı.

" Abi buldum!
Konum atıyorum! "

" Aslanım Hikmet.
Hemen yolla.
Şu kızı bulalım dile benden ne dilersen."

Dedi ve kapattı Batu.
Dakika geçmeden geldi konum.

Herkes gelen konuma baktı. Şehrin biraz dışında ve 1-2 saatlik yoldu.

Salih:

Memo bas gaza. Çevre yoluna çık Tekirdağ yönüne dön.

" Tamam abi."

Kökledi gazı Memo.
Arkada takipte olan Erol hızlanan minibüsü görünce dahada hızlandı.
Bulmuş olmalılar dedi kendi kendine. Çevre yolunda ilerledi araçlar.
Bitmek bilmedi o yol. Baran ilk kez bu kadar endişeli hissediyordu.
Ağır, ağır azap gibi geçen zamanın sonunda nihayet geldiler konumun olduğu noktaya.

2- 3 katlı luks villalardan oluşan küçük bir siteydi varılan nokta.

Güvenlik kameraları devamlı olarak çalıştığı için Hikmet görüntülere bu şekilde ulaşmıştı.

Siteye girdiklerinde Memo ilerdeki siyah aracı anında tanıdı.

Daha fazla ilerlemeden durarak,

" Abi araç bu. "

" Tamam.
Devam etme. "

Minibüsü ve arkadaki aracı site girişteki villanın arkasına çekerek indiler.

Hâlâ ince ince kar yağıyordu ama kimse aldırmadı ne kara, ne soğuğa.

Baran:

Evde kaç kişi var bilmiyoruz. Salih adamlarını al önden girin. Bizde arkadan..

" Tamam."

Dedi Salih.
Adamlarını alarak görünmemeye dikkat ederek ön tarafa doğru hareket ederken Baran'da kendi adamlarını alarak arka tarafa dolandılar.

10 dakika sonra Salih ve adamları ön taraftan Baran ve adamları arka taraftan girdiler villanın bahçesine. Bir anda silahlar patladı. Ne öndekiler ne arkadakiler Kaya'nın adamlarına acımadı önlerine gelene kurşun yağdırdılar.

Kaya Leyla ile içerdeyken kapıya 10 adam dikmişti.
Ama bir süre sonra kimi ölü kimi yaralı ayakta kimse kalmamıştı.

BARAN'DAN

Bütün adamları idirdikten sonra koşar adım girdim kapıdan.

Önce

" Kayaa! "

Diye bağırdım. Elimdeki silahla havaya 2 el ateş ederek.
Hiç bir ses yada cevap yoktu.

Salih:

" Leylaa!
Leyla nerdesin.?
Cevap ver! "

" Batu, Erol alt kata bakın."

Dedikten sonra Salih ve bende koşarak üst kata yöneldik.
Merdivenleri çıktığınızda gördüğüm kapılarla Salih'e,

" Sen sağ taraftakilere bak."
Dedikten sonra soldaki ilk kapıdan içeri girdim.

Salih'te sağdaki kapıları bir bir omuzlayarak açmaya başlamıştı.
Misafir odası olduğu belli olan oda boştu. Hemen odadan çıkarak yanındaki diğer odaya daldım.

Açtığım kapının cehennem hissi vereceğini nerden bilirdim.

Girdiğim odada hayatımın şokuyla olduğum yerde kala kaldım. Gördüğüm görüntü ömrümden ömür aldı götürdü.
Oda boştu lakin hemen önümde yerde, ayakkabımın altındaki kıyafet Leyla'nın evdeyken üzerinde olan pantolonuydu.

Ayağımın altındaki siyah kota bakarak ayağımı çekerken halının üzerindeki diğer kıyafetlere kaydı gözlerim.
Pantolonu, kazağı, ayakkabıları...
Her bir bir tarafa atılmıştı.
Titreyen adımlarla yürüdüm.
Önümde üzerindeki yorganın bir ucu yerde olan dağılmış yatağa yaklaştım ama bakamadım...
Korktum.

Leyla'nın başına gelebilecek en kötü şeyi yaşamış olmasından korktum.
Ama görme isteğime de engel olamadım.
Dişlerimi sıktım, başımı yavaşça önümden yukarıya doğru kaldırdım.

Çarşafta gördüğüm kanla omuzlarım düştü. Nefesim kesilip kayboldu.

" Olamaz..
Leyla..."

Bütün damarlarım ve vücudumda dolaşan kanım alev alev yandı..
Yandı, yandı kor oldu, lav oldu.

Şuan bu evi bu şehri bu dünyayı yakacak kadar alev almıştı öfkem.
Bütün vücudum sıtma tutmuşcasına titremeye başlamıştı öfkeden. Aklımdaki tek şey o Kaya'yı elime geçirip canlı canlı parçalarına ayırmaktı.

Öfkem kendimeydi aslında. Çünkü onu koruyamamıştım. Allah benim cezamı versin ki onu koruyamamıştım.
İntikam hırsıyla o şerefsizin eline düşmüş olsada onu korumam gerekiyordu. Ve ben korktuğu şeyi yaşamasına engel olamamıştım.

Odada öylece bakarken esen rüzgarla balkon kapısının açılan perdesiyle o yöne döndüm.
Hızla kapıya gelerek, hırsla çektim koyu kırmızı perdeyi yana.
Gördüğüm şeyle ikinci şoku yaşadım.

Terasta yağan karın altında üzerinde kırmızı saten gecelik, elinde küçük bir bıçak, yarı çıplak yüzü gözü kan içinde titreyerek yerde kanlar içinde yatan Kaya'ya bakan kadına baktım.

" Leylaa..."

1 SAAT ÖNCE

Gözlerimi açtığımda kendimi bilmediğim bir yerde bilmediğim bir odada yabancı bir yatağın içinde buldum. Önce etrafa bakınarak ne olduğunu hatırlamaya çalıştım.

Hatırladığım görüntüler aklıma hücum etmeye başladığında panikle kalkıp yerimde doğruldum.

Ama aynı anda başıma giren ağrı ile karışık acıyla elim alnımda gerisin geri yanımın üzerine devrildim. Önce elimdeki kana baktım. Ben Kaya'yı yakalama hesabı yaparken Kaya beni zorla kaçırmıştı.
Hassiktir dedikten sonra üzerimde gördüğüm kırmızı saten gecelikle şok olunca ne ağrı ne acı kaldı başımda.

Yerini panik ve korku almıştı çünkü. Yaşadığım o şok ve korkuyla üzerimdeki yorganı hızla yana doğru atınca aşağı sarktı bir tarafı.
Yataktan hızla kalktım ama dönen başım ve kapanan gözlerimle yeniden yatağın kenarından tutunmak zorunda kaldım.
Biraz bekledikten sonra kendime gelince gözlerimi açıp doğrularak üzerimdeki geceliğe baktım tekrar. Sonrada etrafıma...

Kıyafetlerim neden yerdeydi. Neden üzerimde bu saçma gecelik vardı.
Aklıma gelen Kaya ve sözleriyle, kocaman oldu gözlerim.

" La*et olsun."

Diyerek bir yatağa birde geceliğin yakasından içine baktım. Çamaşırlarım hâlâ üzerimdeydi neyseki.

O şerefsiz orospu çocuğunun işi olmalıydı. Ben baygınken giydirmişti bu sikik kıyafeti sapık piç.

Hemen yere eğilip kazağımı elime almıştımki açılan kilit sesinin ardından kapıyla duyduğum ayakkabı sesi içime korku salmaya yetmiş, öylece donup kalmıştım.

" Oo güzel kız uyanmış."

Duyduğum o iğrenç sesle başımı yavaşça kaldırarak kapıya baktım.
Karşımdaki oydu, Kaya.

Elimdeki kazak yere düştü.
Kaya önce yerdeki kazağa sonra bana bakarak üzerime doğru yavaş ama kendinden emin adımlarla yürürken ben geriye doğru adımladım.

Çıplak bacaklarım yatağa yaslanınca durmak zorunda kaldım.
O da durdu.

Gözlerindeki iğrenç bakışlar üzerimde gezinirken derin bir nefes çekerek,

" Harika bir vücudun var. Ve bu saten gecelik seni dahada harika gösteriyor bebeğim."

Dediğinde midemden ağzıma doğru gelen safra ile bende sinir koptu.

" Seni adi şerefsiz piç.
Seni orospu çocuğu.
Seni eskort bebesi."

Dedim bütün sinirimle.

" Derdin kan davasıysa çek vur lan piç oğlu piç."

Dememle Kaya'nın bir anda elini çenemde kendini dibimde gördüm. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken gözlerinden öfke fışkırıyordu sanki.

Bir anda sol eliyle arkadaki saçlarımı eline dolayarak başımı geriye çekti. Sağ eli hâlâ çenemi sıkıyordu.
Nefesi içki ve sigara kokuyordu.
İğrençti.

" Sakin ol kızıl, sakin...
Emin ol beni kızdırmak istemezsin.."

Sinirli sesi yavaşladı ve yumuşadı.

" Kızarsam canını çok fena yakarım."

Derken bir piskopat edasıyla konuşuyordu. Yüzünü yavaşça boynuna doğru indirmeye başladı.
Bu iğrençliğe daha fazla katlanmayacaktım.

Ellerimi yavaşça kaldırarak aniden önce yakalarından tuttum. Sonra da bütün gücümle tekmeyi geçirdim erkekliğinine. Sol eli saçlarımda öne doğru eğilerek sağ eliyle erkekliğini tutarken acıyan saçım yüzünden canım yansada onun bu hâlinden keyif almıştım.

Ama çok sürmedi maalesef.
Kaya yerinde doğrulduğu anda arka arkaya iki yumruğunun birini burnumda birini yüzünde hissettim.
Saçlarım onun elinde ben ise yatağın üzerindeydim.
Yediğim yumruklarla kendimi yatakta bulmuş kanayan burnum ve patlayan dudağımla öylece kalmıştım. Tamamen sersemlemiş halde kıpırdayamadım bir süre.

Gözlerimi tekrar açabildigimde zorlukla yerimde doğrulup yatağa baktım. Ağzımdan ve burnumdan akan kan yatağı boyamıştı. Burnum kırılmıştı, anlamıştım.
Başımı yana çevirip Kaya'ya baktım. Arkasını dönmüş üzerindeki gömleğin düğmelerini açıyordu.

" Sana beni kızdırma demiştim."

Diye bağırdığında yerimden hızla kalkıp koşarak kapıya yöneldim. Ama daha kapıya dokunamadan belime sardığı kollarıyla yakaladı beni.

" Bırak beni, bırak şerefsiz piç.
Bıraaakkk! "

Diye bağırırken ayaklarım yerden yükseldi önce, sonrada beni bıraktı. Evet bıraktı beni, ama hızla ve yüz üstü yere çarpacak şekilde yere savurarak.

Kendimi bir anda yerde bulmuş acıyan başım aynı yeri çarpmamla dahada acımıştı. Ve kanayan ağzım ve burnuma şimdi birde alnım eklenmişti.

Acıyan canımla yerden kalkmak istemiş ama yapamamıştım.
O an kendi kedime küfürler ettim.

Baran'ı dinlemeliydim.
Tek başıma bu işe kalkışmamalıydım.
Şimdi pişman olsamda çok geçti artık.
Burda yalnızdım. Kimsenin burda olduğumdan haberi bile yoktu büyük ihtimalle.
Nefes nefese ve zar zor sırt üstü döndüğümde gömleğinin önü tamamen açık olan Kaya elleri belinde bana bakıyordu.
Daha doğrusu bu sikik geceliğin kısa olan eteğinin dahada yukarı sıyrılmasıyla ortaya çıkan manzaraya bakıyordu. Aç bir köpekten farkı yoktu. Geceliğin eteklerini aşağı çektim hemen.

" Zor kızları severim."

Niyeti belliydi, illede alacaktı istediği kanı. Ama ben ölmeden olmazdı. Ancak ölüme dokunabilirdi sikik surat.

" Asla." Dedim.

Dişlerimin arasından hırlayarak.

Gülümsedikten sonra,

"Göreceğiz."

Dediğinde birden üzerine abandı. Yerde ve üzerimdeydi, resmen köpek gibi saldırmıştı. Sol eliyle iki bileğimi başımın üzerinde birleştirip tutarken sağ eli bacağımı sıkıyordu. Resmen tırnaklarını geçirmişti etime.
Sonunda beni öpmek istediğinde yüzünün ortasına kocaman tükürdüm.
Ağzıma biriken kan tükürünce Kaya'nın yüzünede bulaşınca üzerimde doğrularak nefretle bir de tokat attığında başım yana savruldu.
Gözlerim dolarken dişlerimi sıkıyordum.
O anda yatağın yanındaki montumu gördüm.
Ben hâlâ hareketsiz öylece yatarken Kaya yüzündeki kanı gömleğine siliyordu. Bu andan faydalanarak yavaşça montuma uzanıp hâlâ cebinde olduğunu bildiğim bıçağı yavaşça aldım.

Ya şimdi ya hiç. Dedim içimden.
Bıçağı sıkıca tuttuğum gibi yan tarafına sapladım.

" Aahhı! " Diye bögürürken yüzüme baktı. O anda bir kez daha sapladım.
Üzerimden yana doğru devrilirken geber dedim ayağa kalkarak. Koşar adım kapıya yönelmiştim ki silah sesi duydum. Anında durarak geriledim.

Arkamı dönüp bir yerde yatan Kaya'ya bir karşımdaki balkona baktım.
Hemen balkona koştum. Kaçıncı kattaydım bilmiyordum ama kaçacak tek yer ora gibi görünmüştü o an.

Kapının kilitini açmaya çalışırken Kaya ayağa kalmış bildiği bütün küfürleri ederek üzerime doğru geliyordu. Korkuyla panikleyince elim ayağım titredi. Anahtarı zar zor çevirip açarak kendimi balkona attım.

Hava buz gibi, bir yandan kar yağıyor, ben yarı çıplak, arkamda Kaya, dışarda artan silah sesleri.

Durumum hiç iyi değildi. Soğuktan titremeye başlayarak elimdeki kanlı bıçağı üzerime doğru gelmeye devam eden Kaya'ya doğrulttum.

" Yaklaşma! "

Dedim.
Dişlerim birbirine vuruyor bütün bedenim tir tir titriyordu. Korkarım bunun nedeni hem soğuk hemde şoka giriyor olmamdı.

Kaya sözlerime aldırış etmeden yürümeye devam ederken ben çıplak ayaklarımla kayıp düşmemeye çalışarak geri geri gitmeye başladım.

" Son kez söylüyorum.
Yaklaşma, defol!"

" Yaptığın işi yarım bırakma kızıl.
Beni öldürmek istemiyormuydun."

Dediğinde hızla yanıma gelip ellerini boğazıma doladı.

" Ya sen ya ben kızıl..."

Bu kez sanki elim kendiliğinden hareket etmişti. Karşımda bana bakan Kaya'nın gözlerinin kaydığını ve geriye doğru düştüğünü gördüm.
Olduğu yere yığılıp kaldı.

Ben ona o ise donuk gözlerle gökyüzüne bakıyordu.
Hava soğuk, üzerimize kar yağıyordu. Ama ben üşümüyordum artık.
Neden üşümüyordum.
Acaba bendemi ölmüştüm.
Belkide...
Yada belkide ruhum ölmüştü.

*****

Odada öylece bakarken esen rüzgarla balkon kapısının açılan perdesiyle o yöne döndüm.
Hızla kapıya gelerek, hırsla çektim koyu kırmızı perdeyi yana.
Gördüğüm şeyle ikinci şoku yaşadım.

Terasta yağan karın altında üzerinde kırmızı saten gecelik, elinde küçük bir bıçak, yarı çıplak yüzü gözü kan içinde titreyerek yerde kanlar içinde yatan Kaya'ya bakan kadına baktım.

" Leylaa..."

Taş kesilmiş öylece yerdeki adama bakıyordu Leyla.
Tam o anda Salih girdi içeri.
Hızla yanıma gelerek,

" Leyla yok." Demiştiki.

Terasta gördüğü Leyla ile

" Hassiktir. " Dedi.

Balkona çıkmak isterken elimi uzatıp engel oldum.
Git arabayı getir acele et.

Salih hızla odadan çıkarken ben yavaş adımlarla balkona çıktım. Arkamda Batuhan ve Erol'u duydum bu kez.

" Kahretsin! "

" Hassiktir."

Yavaş adımlarla Leyla'ya doğru yürürken,

" Leyla."

Dedim usulca.
Bir anda bana doğru dönerken elindeki kanlı bıçağı bana doğrulttu.

Şuan hiç iyi görünmüyordu.

" Leyla..
Sakin ol..
Korkma benim güzelim Baran."

Bir yerde yatan Kaya'ya bir Leyla'ya baktım.

Leyla'da önce yerdeki adama sonra bana baktı.

" İzin vermedim..!

İzin vermedim Baran!"

Derken ağlamaya ve daha çok titremeye başladı.

" Yemin ederim bana dokunmasına izin vermedim."

" Yemin..."

" Şşstt tamam güzelim, tamam sakin ol lütfen. Ben yanındayım. Herşey yoluna girecek."

Yavaş adımlarla yaklaşırken üzerimdeki kabanımı çıkararak elime aldım. O ara sendeledi, kötüydü.

Ayakta nasıl durduğuna bile şaşırıyordum.
Yanına gelip kabanımı arkasından soğuktan morarmaya başlayan vücudunun üzerine geçirdim. Elindeki bıçağı alırken yüzüne baktım. Yüzünün çoğu kandı. Bıçağı alıp cebime koyarken gözleri hâlâ gözlerimde,

" Baran izin vermedim."

Sonrada olduğu yere yığıldı kaldı.

****************************

Selam canlar bölüm sonu. Oylar ve yorumlar itina ile alınır. Umarım bol bol yorum ve oy ge

Loading...
0%