@azamet_29_2
|
Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Kollarımı ve bacaklarımı esneterek tavanı izliyordum. Baran'ın geceyarısı beni yatağımdan alıp apar topar kendi odasına getirdiği gece ile birlikte 2 gecedir Baran'la aynı odayı ve aynı yatağı paylaşıyordum. Gözlerimi diktiğim tavandan alıp yanıma çevirdiğimde gördüğüm şeyle şaşkın ve inanamaz şekilde yerimden fırladım. Baran yanımda yoktu ama onun yerinde.. Hızla yatağın üzerinde dizlerimin üzerine oturarak karşımda duran cüzdana baktım bir süre daha. " Eline alıp bakmayacak mısın? " Şaşkın kocaman gözlerle olan bakışlarımı önümdeki cüzdandan kaldırıp Baran'a çevirdim. Kapının önünde elleri ceplerinde bana bakıyordu. Yavaş adımlarla yürüdü, yürüdü ellerini ceplerinden çıkarıp yatağın kenarına oturarak cüzdanı eline aldı. Baran sözünü tutmuştu. Gözlerimi çevirerek dizlerimin üzerinde ilerleyip Baran'a yaklaştım. Derken eli cebine gitti. Siyah bir kutu çıkarıp bana doğru uzatarak açtı. Siyah bir kutu çıkarıp bana doğru uzatarak açtı Yüzüklerden taşlı olanı alarak sol elimi eline alıp önce dudaklarına götürerek öptü. Allah'ım galiba hâlâ uyuyor ve rüya görüyorum. Diye düşünürken elindeki yüzüğü parmağıma geçirdi. Tam oturmuştu, ölçüsünü nasıl bilmişti. Şimdi bir elimde evlilik cüzdanı bir elimde taktığı yüzük vardı. Elimdeki cüzdanı önüme bırakıp elindeki yüzüğü alarak sol el parmağına geçirdim yavaşça. " Seni seviyorum Leyla Kahramanoğlu. Bu yüzük ölene kadar, hatta öldükten sonra bile çıkmayacak parmağımdan." Dedi. Ardından yüzümü avuçlarının arasına aldı. Bende onun yüzünü ellerimin arasına alarak sakallarını baş parmaklarımla okşadım. " Seni seviyorum Baran Karamanoğlu. Bu yüzük ölene kadar, hatta öldükten sonra bile çıkmayacak parmağımdan." Dedim. Ardından kollarımı boynuna dolayıp onun gibi arsızca öptüm. Hayatımın en güzel sabahıydı sanırım. Tabiki fırsatçı benden daha arsızdı. Beni yatağa devirdiği gibi bütün bedenini üzerimde hissederken ateşli dudakları dudaklarımı talan ediyordu. Nihayet nefes nefese uzaklaştığında üzgün gözlerini gördüm. " Böyle alelacele olduğu için özür dilerim. Seni en güzel şekilde gelinim yapmak isterdim. Lâkin Gölge ve adamları etrafımızda gezerken yapamam. Ama söz veriyorum en güzel balayını yaşatacağım sana." Gülümseyerek başımı salladım. " İstemiyorum. Dedim ve durdum. Sonra kulağına doğru kavis alarak. " Ben en güzel gecelerimi senin yanında geçirdim zaten." Derken geri çekilip koyu mavilerine baktım yeniden. Bu maviler Atlas Okyanusu gibiydi. Derinlerine çekiyordu beni. " Baran... Sözlerimle önce gözleri sonra dudakları buldu dudaklarımı. " Seninle burda bütün gün öpüşmek isterdim güzelim. Ama kalkmamız lazım. Dedikten sonra üzerimden kalktı. " Ne? Ne daveti. Dedim şaşkın. " İş adamlarından birinin vedası ve yerine geçen torununun iş dünyasına katılışı. Organizasyon bu akşam Büyük otelde. Ve ben karımla gitmek istiyorum." Diyerek odadan çıkarken, " Hadi seni aşağıda bekliyorum. Dedi. Arkasından alık alık baktıktan bir kaç saniye sonra yerimden kalktım. İş adamlarının ve sosyete karılarıyla kızlarının olduğu bir davet ve ben. Gülerek önce banyoya girdim. Cüzdanı alıp komodinin çekmecesine bırakarak yatağı tamamen düzeltip odadan çıktım. Koridora gelen börek kokusu gerçekten insanın iştahını açıyordu. Sulanan ağzımla hızlı hızlı merdivenlerden inip mutfağa yol aldım. Yaklaştıkça börek kokusu ayaklarımı yerden kesiyordu. " Şeker teyze ellerine sağlık koku üst katlara kadar çıkıyor." " Afiyet olsun kızım. " Derken Figen çayları dolduruyordu. " Şeker teyzenin böreklerinin üzerine tanımam. Diyince ağzımda börekle kaldım bir süre. Baran önündeki böreğe, Şeker teyze Baran'a bakıyordu. " Şeker teyze benim kaldığım yetimhanede çalışıyordu. Hepimiz onu ve yemeklerini çok severdik. Kaçarken düşüp kendimi yaraladığımda bana çok bakmıştır. Benim için anne yarısı diyebilirim. Sonra yetimhaneden ayrılmak zorunda kaldı." " Yani siz öncedende tanışıyorsunuz." " Evet." Dedi Şeker teyze. " Baran oğlum evleneceğini ve yardımcı birilerini aradığını söyleyince hemen geldim." Baran'a baktım. İşte bu güçlü adam benim yağmurumdu. ***** Akşam üzeri olmuş Leyla oturduğu koltukta dizlerini kendine çekmiş yanında gamsızca oturan Baran'ı izliyordu. " Sen delimisin? " Dedi yanındaki adama bakarak. " Neden? " Derken kahvesinden bir yudum aldı Baran. " Ya ben ne anlarım sosyetik davetlere gitmekten." Baran elindeki kahveyi sehpaya bırakarak sağ kolunu Leyla'nın üzerinden arkasına geçirerek kolunun altına aldı. Yüzünü kıza yaklaştırarak, " Bu akşam bir davet var ve ben karımla gitmek istiyorum ne var bunda." Diyerek yanağından öptü. " Karının erkek Fatma olmasının dışında bir şey yok. Canın rezil olmak mı istiyor. Diyerek geriye yaslandı kız. " Yani beni ordaki kadınların önüne mi atacaksın.? " Kızın gözleri Baran'ı bulurken yüzünde sinsi bir gülümseme vardı adamın. " O ne demek şimdi? " Baran sessiz kahvesini alıp yudumlamaya devam ederken Leyla'nın aklından bin türlü görüntü geçiyordu. " Tamam." Dedi mecburen. Bu arada kapı açılarak Erol girdi içeri. " Tamam Erol içeri al." Erol çıkarken dışardan 2 bayan ellerinde kılıflar içinde kıyafetle geldi. Arkalarından Azad ve Fatih ellerinde deri çantalarla girip beklediler. Baran ve Leyla ayağa kalkarak kadınları karşılarken, öndeki orta yaşlardaki bakımlı ve güzel görünen kadın, " Baran Bey, Leyla Hanım iyi akşamlar. " " İyi akşamlar." Dedi ikili kadına bakarak. " Yukardaki misafir odasını kullanabilirsiniz." Baran'ın cümlesiyle Leyla ve yanında 2 kadın 2 adamla birlikte üst kata çıktılar. Bir kaç dakika sonra Azad ve Fatih aşağı inip dışarıya çıkarken arkalarından Batuhan girdi. " Ee hazırlamamışsın." " Acelen ne? " Sen yinede bir taraftan hazırlan." Diyerek yukarı yolladı Baran'ı Batuhan. Kendide koltuğa kurulup bir sigara yaktı bacak bacak üstüne atarak. Yarım saat kadar sonra önden Baran indi. Üzerinde ben karizmayım diye bağıran bir takım elbise ile çok şıktı Batuhan uzun bir ıslık çaldı. " Yine konuşturmuşsun karizmanı. " Şanslarına küssünler. " Cüzdanı ve yüzüğü verdin mi yani. " " Evet." Batuhan elini Baran'a uzattı. " Ooo.. Mutluluklar dilerim o halde. " " Aslında içim hiç rahat değil Batu. " Leyla ne diyor bu duruma. " " Hiç umursamadı. " Seni ilk kez böyle görüyorum Baran Bey. Sen bas baya bu kıza aşıkmışsın meğer. Valla nikâhı basarak iyi Demiştiki üst kattan Leyla'nın sesi duyuldu. " Hay ben bu topuklu ayakkabıyı icad edenin. Ne gerek var buna. Düz ayakkkabı giyince sırmalarımızmı dökülüyor ya. " Baran elini alnına koyup kahkaha atarken, " Ben bu kıza bundan aşık oldum sanırım. Tam bir doğal çatlak." Kız söylene söylene merdivenlerin başına gelirken arkasındaki kız, Leyla Hanım bağcıklar desede kız aldırmadı. İki adam kıza bakarken donup kaldılar. Leyla üzerindeki kırmızı elbisesi kızıl dağınık topuz yapılmış saçları, ela gözleriyle uyumlu makyajıyla harkulade görünüyordu Leyla üzerindeki kırmızı elbisesi kızıl dağınık topuz yapılmış saçları, ela gözleriyle uyumlu makyajıyla harkulade görünüyordu. Leyla'nın Baran'ı değil, Baran'ın Leyla'yı kollaması gerekiyordu bu gece. Abi bu hanım kim diyen Batuhan'a Leyla' dan gelen cevap, " Eben, Batu. Eben." Olunca, " AA. Leyla'ymış." Dedi Batuhan gülerek.. Leyla sinirle kollarını göğsünde birleştirdi. Sonrada bir hışımla ayağındaki topukluları çıkarıp eline aldı. Ardındanda arkasındaki kadının elinden beyaz kürk şalı. Sonrada hırslı hırslı aşağıya inerek salonun ortasına gelip durdu. " Çok mu komik." Batuhan kendini tutarken, Baran sessiz, gözleri güzelliğiyle nefesini kesen kızdaydı hâlâ. Yavaş hareketlerle kızın elindeki pabuçları alıp önünde bir dizi üzerine çöktü Baran. " Harika görünüyorsun." Dediğinde kızın yanakları ister istemez kızarmıştı. Baran'ı yukardan aşağı süzdükten sonra, " Sende çok yakışıklı görünüyorsun." Yüzünü adamın yüzüne doğru yaklaştırırken içinden bu adamı yalnız bırakmamak lazım kızım Leyla. Aç kurt kaynıyor her yer dedi. Batuhan önce yalandan bir öksürdükten sonra karşısındaki aşık çifte bakarak, " Karşılıklı iltifatlarınız bittiyse gidebiliriz bay ve bayan Karamanoğlu." Baran kolunu dirseğinden büktü. Leyla derin bir nefes alıp verdi ve kolunu adamın koluna geçirerek bu geceyi kazasız belasız atlatmayı umut etti. Birlikte dışarı çıktıklarında yağmur çiselemeye başlamıştı. Erol elindeki büyük şemsiyeyi açarak arkalarına geçti. Baran ve Leyla bir kaç adımda sonra araca bindiler. Erol şemsiyeyi kapatıp direksiyona geçerken, Batuhan da hemen yanına bindi. " Batuhan adamlar." " Merak etme 10 adam bizimle birlikte. Leyla konuşulanlardan güvenlik için olduğunu anlamıştı. Baran'la ilk karşılaştığı geceyi hatırladı. Aynı şeyin yaşanmaması için tedbirli davranıyorlardı. Bir süre trafikte yol alan araç sonunda Büyük Otel'in önüne gelip durdu. Önden Erol ve Batuhan indiler. " Basına aldırma ve görmezden gel." Diyerek elini uzattı. Eh bu kadarını filmlerden görmüştü kız ne yapacağını biliyordu. Uzanan ele koydu elini, sonrada elbisesinin yırtmacına dikkat ederek arabadan indi. Ardından koluna girdi Baran'ın. Şu gece bir geçsin başka birşey istemiyorum. Dedi bu kez içinden. " Bu ne lan iş adamı uğurlamaya mı geldik yoksa defileyemi." Dedi kız. Birlikte boş masalardan birine geçerek oturdular. Kız ilk kez böyle bir ortama giriyordu o yüzden hem heyecanlı hem tedirgindi. Derin bir nefes çekerken elinin uzerindeki eli hissetti. Baran dizinin üzerindeki elini tutmuş gözlerine bakıyordu. " Rahat ol. Bu kadar heyecan yapmana gerek yok." " Alışkın değilim." Dedi kız adama yaklaşarak fısıltıyla. " Zamanla alışırsın güzelim. " Baran ve Batuhan geriye yaslanıp bacak bacak üstüne atarak birer sigara yakarlarken kızda geriye yaslanarak rahatlamaya çalıştı. Bu sırada masa masa geze garson gelerek elindeki tepsiden önlerine istedikleri içkileri bırakırken Leyla sadece alkolsüz bir kokteyl aldı. Bir yandan elindekini yudumlarken bir yandan etrafı geziyordu gözleri. Saye Mercan ve en yakın adamı Doğan. Bu kalabalık organizasyona gelirken Baran Karamanoğlu' un da geleceğini bilerek gelmişlerdi. Kadın elindeki kadehi dudaklarına götürürken bir yandanda salonun diğer ucundaki adamı ve kızı izliyordu. " Bilgiyi teyit ettinmi? " " Evet efendim. " Eminmisin?" " Numan bizzat takip ederek öğrenmiş nikah dairesinden. Gizlice yıldırım nikâhı kıymışlar. Bizden başka bilen olduğunu da sanmıyorum." " Bak sen. Dedi Saye kadehi tek dikişte içerken. " Artık bir zaafın var. Doğan! " " Buyrun." " Kendinizi hatırlatalım Baran Bey'e. Ki. Vazgeçtiğimizi sanmasın." Bu sırada Baran, Leyla ve Batu kendi aralarında Devran Mollabey halkında konuşuyorlardı. Baran bir kaç masa ilerdeki adamı göstererek, " Oldukça yaşlandı ve hasta. Artık dinlenmesi gerekiyordu zaten. Davetlilerin tamamı gelince bir konuşma yaparak vedasını açıklayarak, yerine geçen torunu Adil Mollabey'i tanıtacak. Sonrada herkesle bir bir yeniden tanışacak yerini sağlamlaştıracak. Sonrada bir bitiş konuşması." " O arada uyuya kalmam umarım çok sıkıcı." Baran gülümsemeden edemedi. " Oh be! " Dedi. Daha fazla dayanamayacağını hissediyordu. Ayağındaki ayakkabılar sıkmaya üzerindeki elbise rahatsız etmeye başlamıştı. Salon sıcağıda ayrı bir dertti. Kız eliyle alnına yapışan saçlarını çekiştirirken, Duyduğu kadın sesiyle durdu. " Baran Karamanoğlu. Kız başını kaldırıp karşısında duran esmer güzeli kıza baktı. Sonrada yanındaki Baran'a. Baran hiç istifini bozmadan bacak bacak üstünde oturuyor duygusuz şekilde bakıyordu karşısındaki kıza. Tanıdığı belliydi. " Merhaba." Dedi Leyla'ya dönerek. " Adım Dicle Birdal... Siz." Leyla'dan önce davranan Baran, " Leyla... Dediğinde kız dumur oldu. " Na- nasıl yani? " Leyla benim eşim." Derken elini, elinin üzerine koydu kızın. Leyla'nın sıkkın canı dahada sıkılmıştı. Yinede sessiz kaldı. Dicle sakin kalmaya çalışırken devam etti. " Çok şaşırdım. Leyla'nın dilinin zembereği çözülüverdi. Gözlerini kızın gözlerine dikti. " Belkide dolgu dudak, silikon göğüs, ekleme popo ve gizli korseli elbise giyecek kadar göbeği olan kızları... Dedi göz kırparak Baran'ın koluna girerken. Cümlesi bittiğinde Batuhan yanında kahkaha krizine girerken Baran sesli gülmemek için kendini zor tutuyordu. " Şimdi önümüzden çekilirsen emekli olan amcayı dinliyoruz." Dicle şok üstü şok yaşarken Leyla soktuğu lafların keyfini çıkarıyordu. Kız bütün hırsıyla soluyarak masadan uzaklaşırken Baran kızı kolunun altına çekerek kulağına, " Doğal kadınım." Demiştiki kız Baran'ın koluna çimdigi geçirip, " Bunlardan başka varmı kocacım? " Dedi dişlerinin arasından. " Yok valla." " İyi o halde bi lavaboya gidebilirim. Diyerek aldığı çantasıyla birlikte kalktı masadan. Daha ilk adımda yüksek topuk yüzünden yan basınca, " Hay ben seni icad eden malın..." Diyerek toparlanıp yürümeye devam etti. Sonrada düşmemeye özen göstererek lavaboya kadar gitti. İlk giren kız çantasından rujunu çıkarıp dudağına sürerken yanındaki kız da aynı şekilde rujunu sürüp rimelini tazeledi. Sonrada parfümünü çıkararak işaret parmağıyla bastı. Ama parfümün yönü kıza değil Leyla'ya dönüktü. " Lütfen kusura bakmayın. Leyla aldığı güzel kokuyla, " Önemli değil." Derken burnunu koluna dayayarak güzel kokuyu içine çekti. " Çok güzelmiş. Diye sordu. " Bu çok özel bir parfüm." Dedi kız gülümseyerek. Sonrada çıkıp gitti. Leyla önce tek kaşı havada arkasından baktı. Sonra, " Yedik sanki. Diye homurdanarak çıktı lavabodan. Yine dikkatli adımlarla salona döndüğünde Baran ayakta MollaBey ve torunuyla konuşuyordu. " Nihayet gidiyoruz." Derken gıcıklayan boğazıyla eli boynuna gitti. Nefes alışları değişti. Baran Mollbey'in yanından ayrılıp Leyla'nın yanına geldiğinde kızın nefesi daralmaya başlamıştı. " Bitti ve gidiyoruz." Dedi Baran. " Gidelim artık.." Diyince, Baran kızın değişen yüzüne baktı. " Neyin var? " " Daraldım dışarıya çıkalım düzelirim." Desede durum farklıydı. Kız derin bir nefes almak istedi ama olmadı. Çatallaşan nefesiyle panikle öne eğilirken bir eli boynuna bir eli Baran'ın koluna gitti. Sıkarak konuştu. " Ne- nefes alamıyorum!! " |
0% |