Yeni Üyelik
6.
Bölüm

İ.Y 4 Takip

@azamet_29_2

Temel kızı görünce halinden memnun sırıtarak ayağa kalkarken, kız hızla yanından geçerek Tekin'i hedef aldı.

Öfkeyle gerinerek hızlı bir yumruk attı adamın çenesine.

" Lan şerefsizin çocuğu.

Sana kim dedi beni vur diye. Piç."

Tekin eli çenesinde yerde yatarken,

" Ben karışmasaydım asıl o seni vuracaktı..
Sana iyilik yapıp adamın kollarına attım. Yoksa zor girerdin yanına kadar. "

Sıçtırma iyiliğine lan!
Senin yüzünden sırtımda 10 dikiş var yavşak."

Adam senden şüpeliyordu. Artık şüphelenmeyecek daha ne?

Sende rahatca devam edeceksin."

" Kesin kavgayı!

Plana odaklanalım.

Yeter kavga ettiğiniz."

Ama kız hiç oralı olmadan yerdeki adamı yakasından tutarak kendine çekti.

" Sakın!
Sakın bir daha benim işime karışma. Yoksa o silahı senin bir yerine dayar tetiğe basarım."

" Tamam kaplan kızma."

Dedi adam elleri havada.

Temel ayağa kalktı.
Kızı kolundan tutarak adamın üzerinden kaldırıp ikili koltuğa çekip oturttu.

" Yeter dedim!
Rahat dur."

Kız sinirle acıyan omuzunu tutarak baktı Temel'e.

Tekin yerden kalkıp masanın önündeki sandalyeyi çekip otururken, masadaki kağıt mendil kutusundan bir mendil alıp patlayan dudağını sildi.
Sonra masanın arkasındaki koltuğa oturan Temel'e baktı.

Adam keyifle geriye yaslanırken masadaki tabakayı eline aldı.
İçinden kalite puroyu çıkarıp ucunu ısırarak koparıp dudağına bıraktı.

Çakmağı eline alıp yakarak bir nefes çekip bıraktı.

Gözlerini koltukta eli omuzunda oturan kıza çevirdiğinde, kız yerinden kalkıp masanın önüne geldi.

" Annemi görmeye gideceğim. "

Adam gözlerini kısarak baktı kıza.

" Yaran nasıl?
Canın çok yandımı? "

Kız sinirle yan tarafında oturan Tekin'e baktı.

" Daha kötüsünü yaşatacağım. "

Tekin kızın yüzüne baktı bir süre. Gülümsedi.

" Gidip temizlen kendine gel.
Bir saat sonra da burda ol.
Tekin'le gideceksin.

Ananı doya doya gör.
Sonra üçüncü perdeye hazırlanacağız."

Kız sinirli şekilde çıkıp gitti.

" Çok sıkıyorsun kızı.
Elinden kaçıracaksın."

" Kaçamaz.
Her istediğimi yapar o, ister gönüllü ister zorla."

" Nasıl buldun bu kızı.
Hayır bu işi alırken bu kızı bulacağını bilseydim daha fazla para isterdim.
Gölge beyden. "

" En başta Baran Karamanoğlu'nu ölüme çekmek için bir kadın kullanmak yoktu aklımda.

Malûm daha önce de kadın kullanmak istediler ama adam yemedi. Sonunda kadın birden ortadan kayboldu.

Leyla'yı tesadüfen müşteri olarak aldım. Annesini hastaneye yatırmış, burnundaki kırık yüzünden tamponla geziyor, iş arıyordu.
Takside çalışabileceğini söylemesi tam bir şanstı. Tabi benim için.

Yaşın küçük iyi araba kullanabiliyormusun dedim.

Hemen ispat ederim dedi iş hevesiyle.

Direksiyona geçince hayretle izledim yeteneğini. Üstelik şehrin her deliğini biliyor. Sonradan araştırınca öğrendim. Meğer peşlerindeki kanlıları yüzünden sık sık yer değiştirerek yaşamışlar. Farelerin bile bilemediği delikleri biliyor bu kız.

Sonra dalga dalga geldi fikirler.

Önce kıza bu Baran işini anlattım. Büyük para teklif ettim.

Tabi kız kabul etmedi.
Paranı da işinide istemiyorum dedi. Ama sonra annesi için ikna oldu.

Geriye bir oyun kurup Leyla'yı Baran'ın karşısına çıkartmak kaldı.

Leyla önceki kadın gibi mızmız, nazik, çıt kırıldım değilde, Baran'ın hayatına onu dertten yada beladan kurtararak girmeliydi. Dikkatini ve ilgisini çekmeliydi.

Uyduruk sebeblerle yada hareketlerle zavallı hassas kadın pozlarında, adamın yanında kalmak için her naneyi yiyen kadın şeklinde değil, tamamen kendi gibi olmalıydı.

Leyla Baran'ın yanında kalabilmek için kendini zavallı, masum, acınası biri gibide gösterebilirdi. Yalandan ateşlenmeler düşüp düşüp bayılmalar. Yada kendine aşık etmek için saf temiz bir kız numarası çekebilirdi.

Ama Baran yemezdi. "

Temel kendini geriye yaslayarak uzaklara dalar gibi bakarak konuşmaya devam etti.

" Baran Karamanoğlu yetimhaneden alındığında on yaşındaydı. Üvey babasının küçük boktan taşaron bir şirketi vardı.

Hırs küpü Baran liseye kadar sabretti. Sonra hem babalığının yanında çalıştı hem okudu. Yetimhaneden kardeşi gibi gördüğü Batuhan Kocadağ'ı yanına aldı.

İşletme kazanıp babasının yanında çalışarak okumaya devam etti. Okurken bile şirketin kalitesini arttırdı.

Büyüdü, büyüdü.
Kendi büyüdü, şirketi büyüdü.

Göze batacak kadar, düşman kazanacak kadar, ölümü çağıracak kadar hızlı büyüdü.

En tepeye çıkarken parası ve gücü katlanarak arttı.
Nasıl bir şans yada yetenekle bu kadar hızlı yükseldi anlamıyorum.
Ama şimdi en tepede.

Sadık adamlara güce ve yeteneğe sahip bir ceo.
Bu kadar düşmanı varken yaş tahtaya basmamak için aşırı tedbirli.
Bu yüzden yavaş ilerleyeceğiz.
Çok yavaş ve emin. Sonunda Azrail'inin karşısına çıktığında anlamalı gerçeği.

O zamana kadar Leyla bizimle çalışacak. Ne dersem yapacak, gerekirse ölecek ama Baran'da ölecek.

Bir saat durmaz birazdan gelir.
Birlikte giderken gözünü aç."

Beni bu kıza bekçi olayım diyemi çağırdın Yunanistan'dan.

" Bekçi diye değil iyi avcısın diye çağırdım. İyi silah kullandığın için. Bakarsın Baran'ın kalbine kurşunu sen sıkarsın."

" Gölge kim?
Paranın tamamını ne zaman alacağız.?"

" Gölge kim bilmene gerek yok.
Şunu bil yeter.

Baran'ın cesedinin ağırlığınca altın alacaksın."

Bu sırada kapı açıldı.
Temel'in de dediği gibi kız geri gelmişti.

Sıcak bir duş almış üzerine kalın temiz kıyafetler giymiş yine saçlarını tamamen içine sakladığı bir bere takmıştı. Şuan bir erkekten farkı yoktu yine.
Kollarını göğsünde birleştirerek baktı iki adama.

Tekin:

" E bize musade Temel Reis.
Kaplanı bekletmeye gelmez bir yumruk daha yemeyim."

Leyla önden Tekin arkadan çıktılar.
Kız kendi kullandığı taksinin direksiyonuna geçip otururken Tekin yan koltuğa kuruldu. Yol boyunca tek kelime konuşulmadı.

Kız girdiği trafikte olabildiğince hızlı şekilde ilerleyerek annesinin yattığı fizik tedavi merkezine sürdü.

Aracı park yerine bırakıp hızla inerek içeriye girerken Tekin'de elleri ceplerinde kızı takip ediyordu.

Birlikte asansöre ilerleyip annesinin olduğu odanın katına çıktılar.
Kız hızlı adımlarla odaya gelip kapıyı çalmadan içeri girdi.

Annesi yatakta yatarken yanındaki kadında annesinin yürüyemeyen bacaklarına masaj yapıyordu.

Kız Tekin'e döndü.

" Çık dışarda bekle."

Tekin yaşlı kadına bakarak,

" Geçmiş olsun Nevin teyzecim. "

Diyerek çıktı. Leyla Tekin'in arkasından bir bakış attıktan sonra
hızla annesinin yanına gelerek sıkıca sarıldı.

" Annecim nasılsın? " Dedi gözleri dolarak.

" İyiyim kızım.

Tek sıkıntım sensin. Senin için korkuyorum. O adilerin sana birşey yapacağından korkuyorum."

" Beni merak etme annem. Ben iyiyim. O şerefsizlerin beni bulmasına imkan yok. Halime baksana, benim Leyla olduğumu anlayamazlar.

Hastane çalışanlarınıda tembihledik. Benim dışımda kimsenin senin yanına çıkmasına izin vermeyecekler. Yani senide bulamazlar. "

Aslında durum daha farklıydı. Temel hastane içinde kadının yanına refakatçi diye kendi adamlarını koymuştu.

" Bacakların nasıl? "

" İlerleme var dedi doktor ama yavaş."

" Çok özür dilerim annem. Hepsi benim suçum. Ama iyi olacaksın sana söz veriyorum. Bunun için ne gerekirse yapacağım. Biraz daha sabırlı ol olurmu? "

" Senin suçun değil kızım. O kazayı bilerek mi yaptın.

Bu arada haber varmı?
Neden yakalanmıyorlar."

" Polis her yerde arıyor annem. Ama lağım fareleri hangi bok çukurundalarsa bulamıyorlar. "

Kapı tıkladı o ara.
İçeriye Tekin girerek yine elleri ceplerinde kıza baktı.

Kız annesine döndü.

" Annem yine geleceğim. Şimdi işe gitmem lazım. Kendini üzme. Bir gün ikimiz birlikte çok uzaklara gidip rahat bir hayat yaşayacağız."

" Beni merak etme. Sen kendine dikkat et kızım."

Leyla tekrar annesine sarıldı.
Yanaklarından kocaman kocaman öptü. Sonrada odadan çıkarak asansöre doğru ilerledi.

Tekin yine arkasından ilerlerken birden döndü.
Sinirle baktı Tekin'e sonra tekrar önüne dönerek yürüdü.

Birlikte asansöre bindiler tekrar. Aşağı inip binadan çıktıklarında kız kafasını yukarı kaldırıp gülümseyerek baktı. Kar yağmaya başlamıştı. Lapa lapa yağan karı yağarken izlemek en sevdiği şeylerdendi. Bir süre öylece izledi. Sonra tekrar arabaya yürüdüler. Anahtarın açma tuşuyla açılan arabanın direksiyonuna geçti kız. Adam yine yanındaki koltuğa oturdu. Kız motoru çalıştırıp gaza basarken yol boyu yine kimse konuşmadı.

Tekrar yazhaneye geldiklerinde Temel ikisini bekliyordu.

Leyla ve Tekin gelip masanın önündeki sandalyelere oturdular.

" Annen nasılmış görmeyeli. "

Kız Temel'e baktı kızgın. Temel sadace gülümsedi.

" Şimdiii ilk olarak.

Leyla banka hesabını kontrol et."

Kız cebinden telefonunu çıkararak uygulama üzerinden banka hesabına baktı.

Okuduğu rakama inanamadı.
1 Milyon. Hesabında tam 1 Milyon tl vardı.

Baran Karamanoğlu sözünde durmuş kızın hesabını bulup 1 Milyonu hayatına karşılık yatırmıştı.

Kız kahkaha ile gülmeye başladı.

" Zenginlik gerçekten bambaşka birşey insanın aklından eksiltiyor. "

Temel kıza gülümseyerek baktı.

" 3. Perde için parayı geldigi yere geri yollayacaksın. "

Kız gözlerini keyifle koltuğuna yayılmış şekilde bakan adama çevirdi.

Bir kaç saniye baktıktan sonra elindeki telefona geri dönerek
1 Milyonu bir kaç tuşa basarak geldiği hesaba geri yolladı.

" Nedenini soracaktır."

" Sen birşey uydurursun."

" Tamam." Dedi kız.
Sonrada telefonu cebine koydu.

" Bundan sonra ne var sırada. "

Adamın yüzünde sinsi bir gülümseme peydah oldu.

" Acıktınız mı? Yemekler benden. Hem ilaçlarını unutmuşsun."

Dedi elindeki küçük poşeti kaldırıp kızın önüne koyarak.

" Yemekten sonra iç mutlaka."

" İstersen pansumanını da ben yaparım."

Dedi Tekin sırıtarak.

Kız hırsla kalkarak adamın yakasına yapıştı.

" Kaşınma yavşak herif."

Adam hiç kıpırdamadan gülümseyerek kıza bakarken Temel,

" Tekin kes sesini. Leyla otur sende."

Kız yerine geçerken Tekin yakasını düzeltti.
5 dakika sonra yandaki lokantadan yemekler geldi.
Hem yemekler yendi hem konuşuldu.
Kız üstüne ilaçlarını içerek poşeti cebine koydu.

Temel konuştu kız sadece dinledi ve onayladı o kadar. Sonrada yerinden kalkarak,

" Ben eve gidiyorum." Dedi.

Temel çekmemeden bir miktar para çıkarıp önüne koydu.

" Ev sahibin kirayı ister bugün. "
Diyerek gülümsedi.

Bir gülümseyiş bir insana ancak bu kadar yakışmazdı.

Kız parayı alarak cebine koyduktan sonra yürüyerek evin yolunu tuttu.

Taksiye çıkmadığı zamanlar arabayı durakta bırakıyordu.
Dairesinin olduğu binanın önüne gelerek içine girdi. Dairesinin olduğu 2. Kata çıkarken 1. Katta ki ev sahibinin dairesinin kapısının önünde durdu ve zile bastı.

Yaşlı adam kapıyı açtığında,

" İyi günler Selami amca, kirayı getirdim."

Derken adam yaşlı gözlerle kızı yukardan aşağı süzdükten sonra gülümseyerek,

" Sağol güzel kızım." Dedi.

Adama kalsa güzelim diyecekti de, işte ayıp olmasın!

Leyla bir kaç saniye adama baktıktan sonra,

" Horoz ölürmüş gözü keklikte kalırmış.
Adam bu yaşta hâlâ tövbe tövbe."

Diye kahkaha atarak kendi dairesine çıkmaya başladı.

Sonunda kaç gündür doğru düzgün uğramadığı, bugün sadece duş ve yeni kıyafet giymek için girip çıktığı evine geldi.

İçeri girip ayakkabılarını ve gocuğunu çıkararak vestiyere bırakıp kendini salona attı. Telefonunu çıkarıp kapatarak şarj aletine taktı. Sonrada koltuğa oturup başını geriye yaslayarak gözlerini kapattı.

Soğuk ve hâlâ hastalıktan kalan hali yüzünden yorgun hissediyordu. Yana doğru devrilerek kirlenti başının altına çekerek gözlerini kapayıp uykuya bıraktı kendini.

*****
Gözlerini açtığında hava aydınlanmıştı. Geceyi koltukta uyuyarak geçirmişti kız.

Ayağa kalkıp önce saate baktı. 08:10 u gösteriyordu.

Yerinden kalıp banyoya girdi. İşlerini halledip elini yüzünü yıkayarak çıktı.

Mutfağa geçip bir bardak su alıp içti. Sonra vestiyerden diğer montunu alarak giyerken telefonunu şarjdan çekip cebine koydu. Saçlarını toplayıp üzerine siyah beresini takarak botlarını giyip evden çıktı.

Hızlı adımlarla inerek binadan çıkıp durağın yolunu tuttu. Sabah ayazı yüzünü kesiyordu. Durağa gider gitmez sıcak bir çay içecekti.

15 dakikalık yürüyüşten sonra duraktaydı. Kendini içeri atar atmaz ilk iş kendine bir çay aldı.

Temel masada oturmuş kızı izlerken,

" Telefonun neden kapalı? "

Kız yeni hatırladı kapalı olduğunu.

" Şarjdaydı." Dedi.

Bir eliyle bardağı dudaklarına götürürken diğer eliyle telefonunu çıkarıp açtı.

Sonra tekrar cebine bıraktı.

O sırada yazhanenin telefonu çaldı.
Temel açarak dinledi.

Hemen geliyor dedi ve kapattı.

" Sıra sende." Dedi kıza.

" Çağlayan otele gideceksin."

" Tamam çıkıyorum."

Kız kapının yanındaki askıdan arabasının anahtarını alıp çıktı.
Soğuk havadan derin bir nefes çekerek kendine geldi.
Arabaya yürüdü.

" Hadi bakalım.
Bu gün nasıl bitecek."

Dedi aracına binip çalıştırarak. Direksiyonu çevirerek gazladı.
5 dakikaya otelin önünde durdu.

Yaşlı çift elini kaldırarak kendini belli etti. Kız tekrar hareket önlerinde durdu. Yaşlı çift arabaya binerek gidecekleri yerin adını söyledi.
Anlaşılan bu çift kahvaltıya gidiyordu.

Kız tekrar hareket ederek trafiğe karıştı. Bu sırada bir kaç araba arkada siyah bir araç farketti.
Önemsemedi ama gözünü üzerinden ayırmadıda.
Sık sık aynadan kontrol etti.

Bir süre sonra adrese gelince durdu.
Arkadaki araçta durdu.

Yaşlı çift ücreti ödeyip indiler.
Kız tekrar hareket ettiğinde arkadaki araçta hareket edince kız artık anlamıştı. Takipteydi. De kimdi?

İlerlerken çalan telefonla elini cebine atarak telefonunu çıkarıp göğüsteki aparata takarak açtı.

Tanımadığı numaradan gelen ses tanıdıktı.

" Alo."

" Ooo.
Baran Karamanoğlu bu ne süpriz.

Sabah sabah kargalar mı dürtü."

" Sana yolladığım parayı neden geri yolladın? "

Gelen soruyla kız duraksadı.

" Bunu sormak içinmi aradın? "

Derken gözü bir yandan hâlâ arkadaki araçtaydı.

" İstemediğime karar verdim.

Otelin damında yediğim ayaz parandan da soğuttu beni.

Bunu beni takip ederek soracağına direk sorabilirdin."

" Ne ? "

" Dedim kii..."

" Seni ben takip etmiyorum! "

Kız hızla aynaya baktı.

" Ee. Sen değilsen bunlar kim? "

O sırada arkadaki aracın camından çıkan silahı gördü kız.

Kocaman bir, " Hassiktir." Çekti.

" Ne oluyor? " Dedi Baran.

" Onlar kim?
Nerdesin.? "

" Buldular beni. "

******************************

Bölüm sonu canlarım.
Gelecek bölümde görüşmek üzere.

Loading...
0%