Yeni Üyelik
46.
Bölüm

İ.Y 44 Özledim Kadın

@azamet_29_2

Kuaförden çıktığımızda kapının önünden uzun beyaz lüks bir limuzin çiçeklerle ve kurdelelerle süslenmiş şekilde bizi bekliyordu.
Hem Nergis hem ben hem Canan gördüğümüz bu arabayla şok olmuştuk. Erol öndan ilerleyerek arabanın kapısını açtı. Batuhan ve Canan'ın yardımı ile Nergiz onden bindi. Yanına da Batuhan. Ardından da ben ve Baran sonrada Canan. Erol da direksiyona geçince nikah salonuna doğru yola çıktık.

Yarım saat kadar sonra nikah salonundaydık. İçeriye girip bize ayrılan hazırlık odasına geçip nikah saatinin gelmesini beklerken heyecandan yerinde duramayan yeni çifti izleyerek eğleniyordum. Baran'a çevirdim gözlerimi gayet sakindi. Koltukta bacak bacak üstüne atmış karşısındaki Batu'yu süzüyordu. Ardından bana çevirdi gözlerini. Elini elinin üzerine koydu.

" Nasıl hissediyorsun? İyimisin? Bulantın yada baş dönmem varmı? "

Evet midem bulanıyordu ama bunu ona söylemeyecektim.

" İyiyim merak etme." diyerek savuşturdum soruyu. Buraya kadar gelmişken sonuna kadar kalacaktım.

Az sonra genç bir kız gelip sıranın geldiğini haber verdi. 5 dakika sonrada Batuhan ve Nergiz ile birlikte odadan çıkarak salona doğru ilerledik. Onlar masaya yürümeye devam ederken biz gördüğüm arkadaşlarım, kardeş gibi sevdiğim insanların yanına geçip oturduk. Evet Salih abi Mehmet abi, Kerem, Bekir ve bizi tanıyan herkes buradaydı. Canan ve Erol da oturunca bütün gözler yeni çifte döndü. Bu arada saniyelik şekilde Canan'ı Erol ile yakıştıran ben..
Bu ikisinden de güzel bir çift olur diye düşünmeden edemedim.

Kendin koca buldun herkese bulmaya çalışıyorsun diyen iç sesime sövdükten sonra önümdeki masaya odaklandım. Batuhan ve Nergiz kendilerine ait tahtlara oturduklarında hem3n resimlerini çektim telefonumla. Sonra memur yerine geçti. Ardından Baran ve Salih yerlerinden kalkarak masaya yürüdüler. Doğruya şahit gerekiyordu. Olması gerektiği gibi Baran, Batuhan'ın Salih Nergiz'in şahitliğini yapacaklardı. Hepimiz yüzümüzde bir gülümseme ile onları izliyorduk. Düğün ve nikah ister istemez insanın yüzünde bir gülümsemeye sebep oluyordu. Nikâh memurunun sesiyle çifte odaklandık.

Memur konuşmasına başladı.

" Öncelikle hoşgeldiniz. Bugün burda bu çiftimizin nikahını kıymak için toplandık."

Dedikten sonra,

" Evet gençler, heyecanlımıyız."

Dedi gülümseyerek. Ama karşıdan cevap gelmeyince devam etti.
Önce genzini temizledi. Sonra

" Evet..
Siz Nergiz hanım Batuhan beyi eşiniz olarak kabul ediyormusunuz."

" Evet ediyorum."

" Siz Batuhan bey. Nergiz hanımı eşiniz olarak kabul ediyormusunuz? "

" Evet. Ediyorum."

" Siz Baran ve Salih bey, sizlerde bu nikaha şahitlik ediyormusunuz? "

Baran:

" Evet."

Salih:

" Evet."

" Bende belediyemizin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum. Mutluluklar dilerim."

Aynı anda salonda alkış koptu. Hep bir ağızdan bağırdık.

" Mutluluklaaaarr! "

Nikah memuru evlilik cüzdanını Nergiz'e uzattı. Nergiz cüzdanı eline alarak Batuhan ile birlikte ayağa kaktılar.
Batu duvağını kaldırıp Nergiz'in yüzünü avuçlarının arasına alarak bir kaç saniye gözlerinde gezerken sanki dünyadan kopmuş başka bir dünyaya geçmiş gibiydi.

Batuhan kendine gelip kızın dudaklarına bir buğse bıraktıktan sonra birde alnından öptü.

" Allah'ım bu ne aşk." diyen Canan'la hepimiz gülmeye başladık.

Az sonra yanımıza gelen yeni evli çifti ilk tebrik eden ve kucaklayan ben oldum. Sıkıca sarıldım.

" Mutluluklar dilerim eski arkadaşım yeni eltim."

Dedim sırıtarak. Sonrada kulağına doğru eğildim.

" Unutma ikiz haberlerini bekliyorum. "

" Leyla ya! "

Çemkiren Nergiz ile herkes bir anda bize bakınca,

" Aramızda." Dedim gülümseyerek.

Benden sonra abilerimiz Salih ve Mehmet sonra Keko sonra Bekir sonra Canan sonrada diğerleri sırayla tebrik ettiler yeni çifti. En sonda Baran elini uzattı Batuhan'a.

" Tebrik ederim koçum. Mutluluklar."

Dedikten sonra kendine çekip sıkıca sarıldı.

" Sağol abim."

Onların arasındaki kardeşlikten öte birşeydi. Baran'dan ayrılarak,

" Hadii bize musade." diyen arsız Batuhan karısını elinden tuttuğu gibi çıkışa doğru koşar adım ilerlerken kalan herkes arkalarından bakıyordu.

Batuhan ve Nergiz önce otele gideceklerdi. Nergiz otelde gelinligini değiştirecek ardındanda valizlerini alarak 1 saat sonra özel uçakla Bodrum'a uçacaklardı. 1 haftalık balayı tatilini kendi otellerinde yapmak istemişlerdi. Sonrada yarın geçeceğimiz diğer eve geleceklerdi.

Onların limuzine binerek uzaklaşmasının ardından Baran,

" Hadi güzelim yeterince yoruldun. Tansiyonun düşüp, bayılıp kalmadan bizde gidelim. Dinlenmem lazım."

" Tamam. " Dedim. Haklıydı çünkü.

Abilerim ve arkadaşlarıma birer birer sarılıp vedalaşarak,

" Görüşürüz." Dedim.

Baran'la birlikte Azad'ın başında beklediği araca yöneldik. Açılan arka kapıyla önden ben arkadan Baran binince eve doğru yola çıktık.

" Baran.."

" Söyle güzelim."

" Hiç."

" Hiç. Mi? "

" Hiç.
Sadece sesini duymak istedim. "

Diyerek başımı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapattım.

&

Zaman... Neydi?
Zaman, bir nehirdi.
Bu kavram içindeki yaşanan herşey o nehrin suyunun hareketiyle yer değiştiren çakıl taşları, eriyerek yada sertleşerek şekil alan kayalar, suya düştüğünde ordan oraya sürüklenerek ilerleyen yapraklar...

İnsanoğlu bir zaman nehrinde şekil alarak son gününü bekleyen bir canlı.

Ben oydum işte. Şekil alıyordum. Yaşadığım hayat hem ruhuma hem bedenime şekil kazandırıyordu.

Yaşım büyüyor vücudum değişiyor cildim kırışıyor, ama ruhum değişsede sevdiğim adamla hep genç kalmaya devam ediyordu.

& +18 🔞

Gözlerimi açtığımda kendi odamda kendi yatağımdaydım. Nasıl oldu bu diye düşünürken arabada uyuya kaldığını farkettim. Burnuma gelen sigara karışık parfüm kokusu, belimde sarılı kol, büyük el arkamda hissettiğim sıcaklık Baran'a aitti. Demekki beni odaya kadar yine kucağında taşımıştı. Yerimde ve kolunun altında yavaşça döndüm. Sevdiğim, aşık olduğum adama dahada yaklaşıp göğsüne sindim. Nikâh töreninde giydiği siyah gömleği hâlâ üzerinde yakasından başlayarak 3 düğmesi açıktı. Teninin kokusu beni kendine daha çok çekiyordu. Burnumu açık olan yakasından tenine bastırarak derin bir nefes çektim. Aynı anda Baran'ı hissettim. Saçlarıma dayadığı burnuyla derin bir nefes çekti gözleri kapalı. En son ne zaman bitlikte olmuştuk biz? Hatırlamıyordum. Şuan bedenimin onu arzulamasının sebebide buydu.

Başımı yavaşça yukarıya doğru kaldırırken Baran'ın gözleriyle buluştu gözlerim. Biraz esneyerek kendimi yukarıya doğru ittim.

" Arabada uyuya kalmışım. Beni taşıman gerekmiş yine."

Gülümsedi. " Baktım uyuyan güzelim çok yorğun uyandırmaya kıyamadım."

Gülümserken sol dirseğinin üzerine kalktı. Bir süre gözleri gözlerimde gezindi. Yavaşça üzerime doğru eğildi. Dudaklarıma bir öpücük bıraktıktan sonra buğulu sesi ve bakışlarıyla,

" Özledim." Dedi. Ve bir kez daha dudaklarıma bastırdı dudaklarını. Anında karşılık veren bedenimle beline sarılmış onun gibi öperken buldum kendimi. Elimde değildi. Bedenim sanki kendi iradesini kazanmış gibiydi. Onu istiyordu. Belimdeki eli yavaşça sırtıma doğru ilerleyip beni kendine doğru çekerek dahada arzuyla öpmeye başladığında dili dudaklarımın arasından kendine yol açarak dilimi buldu. Sırtımdaki koluyla beni kendine iyice bastırırken öyle ateşli öpüyorduki uyum sağlarken nefessiz kalıyordum. Saniyelik geri çekildiğinde ve hızlı nefesler eşliğinde,

" Çok özledim." Dedi bir kez daha. Ardından dudakları tekrar dudaklarımı buldu. Uzun, güzel, haz dolu öpen dudakları dudaklarımdan ayrıldığında boyun girintimi doğru ilerledi ve durdu.
Öpüyor, kokluyor, arada diş izlerini bırakıyordu tenime. Aynı anda,

" İğdem." dedi titreyen sesiyle. Büyük eli elbisemin ince askısına gitti. Yavaşça omuzundan aşağıya doğru indirirken boynumdaki dudakları yavaş hareketlerle göğüslerime doğru iniyordu.

" Özledim kadın!
Seni istiyorum!
Sana dokunmak, seni hissetmek istiyorum."

Dudakları göğüslerimde gezerken dili dudaklarının geçtiği her noktada ıslak izler bırakıyordu. Aynı anda eli yavaş hareketlerle kalçama, ordan bacağıma ordanda eteğimin altına doğru ilerlediğinde burnu göğüs oluğuma girmiş yine derin şekilde kokumu çekerken kendini bana bastırıyordu.

Baran'ın eli, dudakları ve öpüşler beni benden almaya yetmişti. Bütün bedenim arzu ile yanarken hamileliğim ve alacağım zevk arasında gidip geliyordum. O anda Baran'ın dudaklarını tekrar boynumda, ardından kulak mememde hissettim. Önce dişledi sonra emerek öptü.

" Söz veriyorum nazik olacağım. Bebeğimizi rahatsız etmeden seni hissetmek istiyorum."

Bende onu özlemiştim. Hızla başımı salladım. Bir an önce olsun istiyordum. Onu istiyordum. Onun beni hissetmek istediği gibi bende onu, erkeğimi hissetmek istiyordum.

Dudakları tekrar dudaklarımı bulurken eli sırtıma yürüdü yeniden. Elbisemin fermuarını açtı önce ardından yatakta dizleri üzerine doğruldu ve elbisemin üst kısmını göğüslerimin üzerinden aşağı doğru indirdi. Sonrada kalçalarımdan geçirip bacaklarımdan aşağı indirerek ayak uçlarımdan çıkarıp aldı. Ardından üzerindeki gömleğinin düğmelerini birer birer ve hızlı şekilde açtı. Kollarından çıkarıp az önce çıkardığı elbisemin üzerine attı. Ellerini iki yanıma dayadı önce. Arzu dolu bakışlarıyla üzerime eğilirken dirseklerinin üzerine indi. Tekrar dudaklarıma kapandı. Sıcak teni tenime değerken kollarımı boynuna doladım. " Seni istiyorum..."

+18 🔞 Bitti

*****

Gözlerimi açtığımda sevdiğim adamın kollarının arasında, teni tenimde bedeni bedenime dayalıydı. Gözlerim pencereye kaydı. Çoktan akşam olmuştu. Yerimden yavaşça doğrulurken Baran uyandı.

" Güzelim nereye? " Derken kolunu belime sararken sırtımın ortasına bir öpücük bıraktı.

Gülümsedim. " Duşa gireceğim."

" Biraz daha kal yanımda beraber gireriz."

" Olmaz. Ya-ni gerek yok. " Dedim birazda kızararak.

" Ben tek alırım duşumu.
Gerek yok." Diyerek çarşafı kendime sardım kalkarken.

" Bundan sonra yanındayken ben yıkayacağım seni."

" Yok daha neler? "

Yerinden kalktı. Belinden düşmek üzere gibi duran eşofmanı ve kaslı vücuduyla hâlâ davetkar görünüyordu.

" Hamileyken azma." diyen iç sesime hak verirken Baran,

" Hadi güzelim gel." diyerek beni kucağına kaldırdığı gibi banyoya ilerledik.

" Fırsatçı şey.
Dokunmak için bahane arıyorsun."

Dedim. Kahkaha atarak güldü.

" Sana doyamasamda söz uslu çocuk olacağım. Nasıl geçer kalan bu 8 ay bilmiyorum." Dedi.

O an aklıma gelen şeyle bir anda kala kaldım. Düşünürken gözlerimin dolduğunu hissettim.

Birlikte banyoya girdik. Beni lavabo mermerinin üzerine bıraktı. Suyu açmak için uzaklaştığında benim gözlerim iyice dolmuş akma noktasına gelmişti. Suyun ısınmasını beklerken yanıma gelen Baran hâlimi gördü. Panikle kollarımdan tuttu önce sonra yine panikle ellerini yüzüme koydu..

" Güzelim neyin var?
Neden ağlıyorsun. Yoksa..
Yoksa ağrım mı var?

Hadi hemen hastaneye gidiyoruz."
diyerek beni kucağına kaldırmak isteyince kolundan tutarak engel oldum.

Gözyaşlarım yanaklarından süzülürken iyice panikledi.

" Leyla'm korkutma beni." dedi ellerini yine yüzüme koyarak.
Bense burnumu çekerek,

" Ya başka kadınlara gidersen! "

Kocaman gözlerle şaşkın yüzüme baka kaldı.

" Ne.? "

" Ya başka kadınlara gidersen!"

Sinirle ellerini yüzümden çekerek bağırdım.

" Gebertirim o zaman seni."

Alık alık baktı bir kaç saniye. Sonrada kahkaha ile gülerken,

" Öyle bi bok yersem hiç acıma. "

Derken ellerini yine yanaklarıma koyarken burnumdan öptü. Sonra dudaklarımdan.

" Ben seninle bitirdim o işleri güzelim. Ölene kadar sadece sen varsın benim için...
Bu hamilelik hormonları seni şimdiden eklilemeye başladıysa 8 ay senden çekeceğimiz var ."

Üzerimdeki çarşaftan yavaşça kurtulup kucağına kaldırarak benimle birlikte kabine girdi. Bense hâlâ burnumu çekiyordum. Gerçekten neydi bu hâlim. Saçma şekilde duygusala bağlamıştım.

Baran yavaşça ayaklarımın üzerine bırakdı beni. Döktüğü şampuanla
bir yandan özenle saçlarımı yıkıyor bir yandanda ara ara bana bakıp gülüyordu hâlâ gıcık. Saçlarımı duruladıkdan sonra duş jeliyle köpüklediği lifi vücudumda gezdirmeye başladı. Göbeğime gelince yavaşladı. Eğildi bir öpücük bıraktı tam göbeğime. Sonra devam etti. Benim duşum bittiğinde bende ona yardım ettim ilk kez. Onun yaptığı gibi. Söylediği gibi birlikte duş almış olmuştuk.

Banyodan çıkıp giyindikten sonra birlikte salona inerken burnuma yaprak sarma kokusu gelince anında midemdeki gurultuları duydum. Meğer açlıktan ölüyormuşum.

Hızlanarak indim merdivenlerden direk mutfağa yürüdüm.

" Şeker teyze. Yaprak sarmamı yaptın."

"Evet kızım değişik birşeyler yapalım dedik." Dedi Figen'e bakarak.

" 10 dakikaya masa hazır olur."

" 10 dakika bekleyemem şeker teyze çok açım, ben önden biraz alabilirmiyim."

" Tabi kızım. "

Şeker teyze tencereden bir kaç tane akarak tabağa koyup bana uzattı. Çatal vereyim desede bekleyecek halde değildim. Parmaklarımı kullanarak daldım tabağa. Bir tanesini alıp sıcağıyla ısırırken kapı kasasına yaşlanmış şekilde halimi izleyen Baran'a baktım. Gülümsüyordu.

" Ne? Ne gülüyorsun?
Acıktım." Dedim masaya otururken.

Benden sonra Baran oturdu masaya.

" Sanada bi tabak hazırlayım mı oğlum? "

" Yok Şeker teyze.
Ben beklerim. Sen Leyla'ya bi tabak daha ver. Çok acıkmış."

Hâlâ bana bakıyordu.
Gözleri ışıl ışıldı.

" Hayırdır.
Ne bu bakışlar."

" İlk kez doğru düzgün bir şey yediğini görüyorum."

Doğruydu. Midemi bulandırmamıştı.
Galiba tadının mayhoş oluşundandı.

Şeker teyze bana bir tabak daha verdikten sonra masayı hazırladı. 10 dakika sonra Baran'da bana katıldı.
Biz yemek yerken Şeker teyze ve Figen çıkıp bizi yalnız bıraktıklarında etrafıma ve salona doğru baktım. Daha iyi anladım Baran ve Batuhan'ın verdiği kararın doğruluğunu. Kocaman bir evde sadece ikimizin yaşaması gerçekten sıkıcı olurdu.

" İyiki birlikte yaşama kararı vermişiz."

" Ne? " Aniden kurduğum cümle ile Baran yüzüme baktı.

" Diyorum ki iyi ki birlikte yaşama kararı almışız. Baksana şu eve kocaman ve bomboş sadece sen ve ben varız. "

Gülümsedi.

" Sadece sen ve ben varız ama şimdilik. 2 gün sonra burası bomboş kalmaya devam edecek. Diğer eve geçeceğiz. Öbür ev daha büyük."

" İki gün sonramı? Ben iki günde eşyalarımı toplayamam ki! "

Bir yandan yemek yiyerek devam etti.

" Toplama.
Sadece özel eşyalarını al yeter.
Diğer evde kıyafetler dahil herşey var. Hepside yeniden alındı."

Ağzımda yaprak sarma ile kala kaldım.

" Zenginlik ayrı meziyet anam."

" Hadi yemeğini ye. Yarın seni yeni eve götüreceğim. Yerleşmeden önce bi bak. Eksik varsa söyle."

" Tamam. "

*****

Bu sabahta midemdeki bulantı ile kalktım yine. Tabi yataktan kalktığım gibi bir elim midemde, bir elim ağzımda banyoya koştum. Ve yine arkamda Baran...
Çöktüğüm klozetin önünde öğüre öğüre kusarken Baran'ın eli sırtımda sıvazlayarak yine yanımdaydı. Hiç ses çıkarmadan öylece bekledi. Kusmam bittiğinde kalkmama yardım etti. Yüzümü yıkadı ve yanağımdan öptü.

" İyimisin? "

" Hı hı.."

Yavaşça kucağına aldı. Banyodan çıkararak yatağa getirip yine yavaşça bıraktı.

" Uzan." Dedi yatırarak. Yanıma yattı. Kollarının arasına aldı.

" Daha iyimisin."

" İyiyim?
Nerdeyse alışacağım artık. "

Baran üzgün,

" Elimden birşey gelmiyor güzelim.
Keşke sıkıntını alabilsem. Ama yapamıyorum. "

" Biliyorum."

Biliyordum. Üzülüyordu. İkimizde bir süre sesiz kaldık. Sonra aklıma gelen şeyle hızla yerimde doğruldum.

" Bugün diğer eve götürecektin beni. Hadi kalk.." Dedim dürterek.

Yüzü güldü.

" Gerçekten iyi hissediyormusun, gidebilecekmisin? "

" İyiyim.
En kötü kahvaltıdan sonra bir posta daha kusarım."

Yüzü asıldı.

" Ama kusmamaya çalışacağım.
Hadi kalk şimdi."

İkimizde yataktan kalkıp hazırlandık.
Ardından salona indik. Baran çalan telefonuyla müdürüyle konuşurken ben mutfağa girdim.

" Günaydın Şeker teyze. "

" Günaydın kızım.
Siz oturun çaylar geliyor."

Masaya oturup Baran"dan önce atıştırmaya başlamıştım ki oda geldi.

" Bir sorun mu var? "

" Hayır. Öğleden sonra ki toplantıyı hatırlatmak istemiş."

" Müdürün...?
Sekreter kızı iştenmi kovdun? "

" Konu önemli.
Bu yüzden Esad müdüre bizzat ara demiştim.

Hadi kahvaltımızı yapıp çıkalım. Önce eve gidelim. Sonra seni bırakıp şirkete geçeceğim. "

1 saat sonra kahvaltı bitmiş evden çıkmıştık. Evin hemen önünde Erol arka kapısı açık araba ile bizi bekliyordu. Baran'ın kolunda yürüyerek arabaya kadar geldim. Önden ben arkadan Baran bindik araca.

Erol'da direksiyona geçince hareket ettik. Fatih ve Azad da 2. Bir araçla arkadan geliyordu.

" Erol Beyaz eve gidiyoruz."

" Tamam abi."

" Evin işi bittimi? "

" Bitti abi.
Siz baktıktan sonra beğenmediğiniz bir şey okursa akşam tekrar gelip halledecekler."

" Şu evi gerçekten merak ettim."

" Bu eve biraz uzak ama taşındıktan sonra şirkete ve merkeze daha yakın olacak."

" Madem bir evin daha vardı Neden otel odalarında kalıyordunki."

Koyu mavileri elâlarımı buldu. Beni kendine çekerek kolunun altına aldı.

" 10 evim daha var.
Ama duvarları yetimhane duvarları kadar soğuk, içi kalbim kadar boş olunca dört duvarın bi anlamı olmuyor güzelim."

Elini çeneme koyarak yüzümü yüzüne doğru kaldırıp gözlerime baktı tekrar.

" Kalbim senin varlığınla dolarken, evimde senin varlığınla ısınacak. Çocuklarımla dünyadaki cennetim olacak bu ev. Bundan sonra senin olmadığın, çocuklarımızın olmadığı hiç bir yerde yaşayamam. " Dedi.

Ardından dudaklarıma doğru eğilirken ne yapacağını anlayıp elimi dudaklarına kapatarak gözlerimle Erol'u işaret ettim. Elimi tutatak avuç içimi öptü. Sonra kalbinin üzerine koyarak, başımı göğsüne yasladı. Yolun kalanı sessiz geçti. Nihayet Baran'ın bahsettiği o büyük eve gelmiştik. Ön camdan gördüğüm görüntüyle uzuuuun bir ıslık çaldım.

" Hassiktiiirr bu nee?! "

Kocaman, ben lüksüm diye bağıran beyaz ev ihtişamıyla göz dolduruyordu. Yada bana öyle geliyordu.

Harika bir evdi bence
Harika bir evdi bence. Önden Baran arkadan ben indik. Hızlı adımlarla sabırsızca eve yürüdüm.

Baran sakin ve elleri ceplerinde arkadan geliyordu.
Ana kapıdan içeriye girdiğimde gözlerim kocaman oldu.

Alt kattaki salona bayılmıştım
Alt kattaki salona bayılmıştım. Beyaz ton zaten büyük olan evi dahada aydınlık ve ferah yapmıştı. Solonun karşısındaki mutfağa yöneldim.

Mutfak salondan daha şıktı sanki
Mutfak salondan daha şıktı sanki. Bütün günü burda geçirebilirdim.

" Nasıl beğendinmi? "

Baran'ın sesiyle anında arkamı döndüm.

" Bu evi beğenmeyeni döverler. Beğenmek ne kelime bayıldım."

" Hadi gel." Dedi elini uzatarak.

Üst kata çıkalım. Hızlı adımlarla yanına geldim. Elimden tuttu merdivenlere yöneldik.

25 kadar basamak sonra üst kata çıktık. Sağa ve sola iki antre vardı. Sağ tarafa yöneldik.

" Bu evde 6 oda var. Sağ antrede 3 sol antrede 3, bu taraf bize ait olacak, diğer taraf Batu ve Nergiz'e.

Bir oda bizim yatak odamız diğer iki oda oğullarımız ve kızlarımız için olacak.

" Herşeyi de düşünmüşsün bakıyorum."

" Ee görevim güzelim.
Hadi gel odamıza bak.
Beğenmediğinbir şey varsa söyle değiştirelim."

Elimden tutarak yürüttü.

Kapıyı açıp içeriye yönlendirdi beni

Kapıyı açıp içeriye yönlendirdi beni. Gördüğüm odayla gözlerim yine kocaman oldu. Anlaşılan gözlerim böyle görgüsüz model kalacaktı bir süre. Diğer evdekinden daha büyük bir oda gri, siyah ve beyaz tonlarla detaylandırılmıştı.

" Sol taraftaki kapı giyinme odasına açılıyor. Beğenmediğin bir şey varmı? bak söyle."

Baran konuşurken ben alık alık odanın dört bir köşesine bakıyordum sadece.

" Herşey çok güzel Baran. Hiç birşeyi değişmeyelim."

Dedim hayran hayran. İki adımda arkama gelip belime sarılalarak beni kendine yaslarken elleri göbeğime doğru indi. Okşayarak konuştu. Dünyada ki hiç bir şey sizden daha güzel değil.

Loading...
0%