Yeni Üyelik
9.
Bölüm

İ.Y 7 Hasta

@azamet_29_2

" Ne-nefes al-amıyo..."

Dediğinde Baran kızı kucakladığı gibi asansörden çıkarıp yere bir dizinin üzerine yatırdı. Eliyle çenesinden tutarak,

" Ağzını aç." Dedi.

Kız ağzını açtığında kaşları çatıldı.
Dili ve boğazı şişmeye başlamıştı kızın. Gözlerini kızın gözlerine çevirdi.

" Alerjin mi var." Dedi panikle.

Kız başını aşağı yukarı sallarken nefesi dahada zorlamaya başladı.

Baran hemen yanında onları izleyen Erol'a dönerek,

" Mete'yi getir. Alerji ilacıda getirsin çabuk oyalanma. "

Erol hızla asansöre döndü.
Baran kıza bakarak,

" Sakin olmaya çalış.
Paniklersen korkun nefes almanı etkiler ve dahada zorlanırsın."

Desede kızda etkisi olmuyordu. Çünkü aklına ölmek ve annesi gelince korkusu artıyordu.

Bir kaç sani sonra kızın nefesleri dahada daraldı. Sonunda kayan gözleri ile olduğu yere yığıldı kaldı.

Temel'in kıza verdiği bitkisel ilaç kızda allerji yapmıştı.
Temel'in yanlış hesabı yüzünden kız nefes alamıyordu.

" Leyla.
Leyla!!"

*****

Baran kızı kucakladığı gibi odanın kapısına geldi. Açıp içeri girerek yatak odası bölümüne girerek kızı yatağa bıraktı.

Kız hâlâ nefes almakta güçlük çekiyor kendinde olmamasına rağmen hızlı ve derin nefesler almaya çalışıyordu.

Baran ne yapacağını bilemez şekilde kızın nefes alma çabalarını izlemek zorunda kalmıştı.
Gözü kızda çaresizce bir ileri bir geri yürüyüp durdu.

Sonunda dayanamayıp Erol'u aradı.

Çalan telefon açılır açılmaz,

" Erol nerdesin.! "

"Abi Dede'yi arayıp bana doğru gelmesini söyledim. Ortada buluştuk dönüyorum."

" Çok iyi yapmışsın, acele edin nefes alamıyor. "

" Abi 5-10 dakikaya geliriz. "

" Tamam bekliyorum."

6-7 dakika geçtikten sonra hızla açılan kapıyla Mete ve Erol kapıdan daldı.
Mete elindeki çantayı hızla kenara bırakıp nefes alışları dahada kötüleşen kızın yanına gelerek, yoldayken hazırladığı iğneyi hemen enjekte etti.
Baran anlık rahatladığını hissetti.
Biliyorduki o iğnedeki ilaç yarayacaktı. Çünkü aynı şeyi bir kaç kez daha yaşamıştı.

Mete:

" Birazdan rahatlar.
Ama anlamadım nasıl birden böyle birşey oldu."

" Ateşide var. "

Mete kızın alnına ve boynuna dokundu. Yüzü değişti.

" Ne oldu." Dedi Baran.

" Hastanede bir şeyi yoktu. Neden alerjik belirtiler oldu ve neden ateşlendi."

" Ben nerden bileyim lan doktor olan sensin."

Derken Mete çantasından bir derece bir serum ve ateş düşürücü ilaç çıkardı.
Önce ateşini ölçtü.
39 u görünce iyice huylandı. Ama sebep neydi anlayamadı.
Kıza damar yolu açarak serumu takarken bir yandan da düşünüyordu. Seruma birde ateş düşürücü ekledikten sonra Baran'a döndü.

" Düşünüyorum ama sebep bulamıyorum. Yolda birşey yiyip içtimi? "

" Hayır.
Direk buraya geldik.
Belkide verdiğin ilaca alerjisi vardı."

" Sanmam.
Alerji yapacak bir ilaç değildi."

Elini çenesine koydu.

" Neyse, uyansın kendisine sorarız."

" Mete.
Benim gitmem lazım.
Sen kızın yanında kal. Otelden çıkmayın. Bir şey gerekirse çocuklardan iste. "

" Tamam."

Baran Erol'a döndü,

" Erol çıkalım.
Hay ben böyle işe.
Bugün toplantı var dedim ama daha kendim gidemedim."

İki adam odadan çıkarak asansöre giderken Erol,

" Abi Batu çıldırıyordur.
10 kere aramış. "

" Korkudan beni arayamayınca sana mı sarmış.
O değilde, ilk kimin geldiğini kendim görmek istiyordum. "

" Batu' dan öğreniriz artık abi. "

*****

" Şimdi ne yapacağız Temel Reis."

" Biraz bekleyeceğiz." Demiştiki yine telefonu çaldı.

Masadaki telefonun ekranına baktı Temel.

" Acar arıyor.
Bakalım durum ne? "

Telefonu açarak hoparlöre verdi sesi.

" Söyle."

" Abi hastaneden beri peşlerindeyim.
Bir saat hastanede kaldılar. Yarım saat kadar önce hastaneden geldiler. Garaja kadar girdim bekliyordum. 10 dakika kadar önce Erol koşarak çıktı. Bende peşine takıldım. Yoldan o hastanedeki doktoru alıp geri döndü. Otelin garajına geldik tekrar. İnip koşarak asansöre girdiler. 20 dakika falan oldu.
Az öncede Erol ve Baran çıkıp arabayla hareket ettiler.
Napayım? "

" Tamam sen orda beklemeye devam et."

" Emredersin abi."

Telefon kapandığında Tekin:

" Ne oluyor? " Dedi.

" Büyük ihtimalle kızın ateşi çıktı. Doktoru getirmesi için Erol'u yollamış Baran. "

" E, bi arayalım o zaman.
Leyla beni aramazsa polise giderim demiştim."

" Temel gözünün ucuyla Tekin'e bakarak pis bir gülümseme yolladı."

Tekin numarayı çevirip Leyla'nın telefonunu aradı.
Baran aracında şirkete giderken duydugu yabancı telefon sesiyle şaşırarak etrafına bakınırken kızın telefonunu koltuğun altında buldu.

Araçta düşmüştü kızın telefonu. Ekrana baktı.
Yavşak yazıyordu. Baran bir kaşı havada telefonu açıp kulağına götürdü.
Tekin oturduğu koktukta bacak bacak üstüne atarak uyduruk bir merakla,

" Alo.
Leyla.
Leyla nerdesin iyimisin? "

Baran karşıdan duyduğu Tekin'in sesiyle ekranda yazan isime baktı.
Gerçekten uygun bir isim diye düşündü.

" Alo. "

" Alo Baran bey? Siz misiniz.?
Leyla nerde?
Nasıl? Onunla konuşmak istiyorum.
Beni aramasını söylemiştim."

" Leyla dinleniyor."

" Nasıl, hâlâ kendine gelmedimi? "

" Leyla'nın alerjisi olduğunu biliyormuydun? "

Diye sordu Baran aniden.
Bu soru karşısında Tekin'in kaşları çatılırken Temel'e çevirdi bakışlarını.
Temel bu bakışlardan anladı, ters birşeyler vardı.
Kısık sesiyle,

" Hoparlörü aç." Dedi.
Tekin sesi dışarı verdi.

" Leyla'nın alerjisi varmış.
Birden kötüleşti, dili boğazı şişti. Nerdeyse ölüyordu.
Sen yada patronun neye alerjisi var biliyormusunuz? "

" Ha. Hayır.
Alerjisinden falan haberimiz yoktu.
Şimdi nasıl, iyimi?
Nerde.? "

Baran bilgi alamayınca cevap verme gereği bile duymadan yüzüne kapattı telefonu.
Tekin elindeki telefonun ekranına baka kaldı. Sonra hızla ayağa kalkarak Temel'e döndü.
Verdiğin tonik kızın alejisini tetiklemiş olmalı.
Bunu hesap edemedinmi ihtiyar Temel."

" Kızın alerjisi olduğunu nerden bileyim."

" Ne yapacağız?
Kızın nasıl olduğunuda bilmiyoruz.
Ya bir şey olursa. "

Temel sakin şekilde koltuğuna kurularak masadaki tabakaya uzandı.
Acarak içinden bir puro çıkarırken,

" Koşa koşa doktor getirtdiklerine göre, sonrada adamıyla şirkete gittiğine göre bi bok olmamış.

Olursada ne yapalım. Leyla'nın ölüsüde diriside bize yarar.
Ha, ne olur.
Sadece işimiz biraz uzar. Oda sorun değil. Baran Karamanoğlu eninde sonunda ölecek nasılsa. "

" Gerçekten çakalsın Temel." Dedi Tekin koltuğa geri otururken.

Temel yaktığı purosundan derin bir nefes çekerek havaya üflerken,

" Çakal lakabını boşa almadık." Dedi sırıtarak.

*****

Baran aklı kızda kalarak geldi şirkete.
Kapalı garaja aracı park ettikten sonra Erol'un açtığı kapıdan çıkarak hızlı adımlarla sadece kendine ait olan özel asansöre yürüyerek bindiler.

Düğmeye bastı Erol. Asansör direk 15. Kata çıkıyordu.
Baran Karamanoğlu'nun ofisine yani.

Asansörden iner inmez doğruca toplantı salonuna yürüdüler. Baran hızla açtığı kapı ile içeri girdi. Aynı anda yüzüne çarpan kağıt uçakla yerinde kala kaldı. Sinirle baktı karşısında oturan Batuhan'a.

" Ooo Baran Karamanoğlu nihayet geldiniz." Dedi Batuhan ayağa kalkarken.

Baran odanın içinde gezdirdi gözlerini. Toplantı, yokluğunda yapılmamış herkes dağılmıştı.

Batuhan bir kağıt uçak daha aldı eline Baran'a doğru fırlatarak,

" Kimse kalmadı.
Başka programlarıda varmış.. "

Baran hızla Batuhan'ın yanına gelerek,

" İlk kim geldi." Diye sordu.

Batuhan sırıtarak bekledi bir kaç saniye.

" Söylesene lan! "

" Kemal Soyhan."

" Bak sen şerefsiz piçe. "

Dedi Baran koltuğa oturarak.

" İhaleye girecek şirketkerden biri ama kendilerini belli etmeden saman altından su yürütüyorlar.
İhale ne zaman belirledilermi? "

" 10 şubat.

Birde gelen iş adamlarımız senin neden gelemediğini sordular.
Eh bende kim bilir hangi bela var başında diyemediğim için, çok önemli bir işi var demek zorunda kaldım.
Ben bunu söylerken Kemal'ın gülümsediğine yemin edebilirim.
Oydu bence o gece bize pusu kuran.

Senin işinin olduğunada inanmadı büyük ihtimalle.
Senin yaralı olduğunu falan düşünüyor ve
10 Şubat'tan önce aynı şeyi yine deneyecek bence. O ihaleye bizi ne olursa olsun sokmayacak."

" Bu kez düşmem o tuzağa, onu babasının yanına yollarım."

" Bu arada siz neden gelemediniz? "

" Dediğin gibi belanın içindeydik."

Dedi Erol.

" O kızıl kafanın peşindeydik."

" Neden? "

Yerinden kalkarak odadan çıkarken diğerleride peşinden yürüdüler. Devam etti Baran.

" Kızın peşine kanlıları düştü.
Bizde onların peşine düştük.

Kızı çıkmaz sokakta sıkıştırmışlar. Yetiştik ama kız yoktu.
Kaçmıştı.
Adamlarla çatışırken, o piç herifte kaçmış. Kızı zar zor bulduğumuzda aklı başında değildi. "

Dedi Baran ofisine girerken.
Sekreteri Esma' ya dönüp,

" Kahve getir."

Diyerek ofise girip koltuğuna ilerlerken diğer ikiside koltuklara oturdu. Baran devam etti.

" Alıp hastaneye görürdük.
Dede uyuşturucu bir ilaç vermişler dedi. Kıza tedavi için ilaç falan verdi.
Uyanıp aklı başına geldikten sonra ev ve iş yeri riskli olur diye otele gelmesini söyledim. "

" Eeee? "

" Eesi.
Otele gelince birden yine fenalaştı. Asansörle çıkarken düştü kaldı. Ateşi vardı birde nefes alamadığını söyledi.

Senin gibi onunda alerjisi varmış.
Dili, boğazı şişince nefes darlığından yığıldı kaldı.
Erol geri dönüp Mete'yi alıp geldi. Mete ilaç verdi. Şimdide başında. "

" Neye alerjisi varmış? Şimdi nasıl? "

" Neye alerjisi var ne bileyim.
Otelde, yanında Mete var işte."

O sırada kapı tıkladı. Esma kahvelerle gelerek herkesin önüne bir fincan bırakıp çıkarken,

" Baran bey bakmanız gereken dosyaları ne zaman getireyim. "

" Hemen getir. Bitirip çıkacağım."

" Tamam efendim."

Batuhan bacak bacak üstüne atarak fincanı eline alırken,

" Nereye demeyeceğim. Aklın kızda kaldı değilmi.
O yüzden otele geçeceksin."

" Sanane."

Dedi Baran kahvesini içerken. Ama Batu'nun gülmesini engelleyemedi.
Aynı anda kapı açılarak Esma elinde dosyalarla geri geldi.
İki dosyayı Baran'ın masasına bırakıp çıktı.

Baran bir yandan dosyaları incelerken bir yandan kahvesini yudumluyordu.
Yarım saat sonra işini bitirerek dosyaların kapağını kapatarak ayağa kalktı.

" Tamam, gidebiliriz."

Dediğinde diğer ikiside ayaklandı.
Birlikte ofisten çıkarken,

Baran:

" Erol, Kemal'ın peşine adam tak. 24 saat takip etsinler."

" Tamam abi. " Asansöre binip aşağı ikerlerken,
Batuhan:

" Ne yapmayı düşünüyorsun. " Diye sordu.

" Pusuyu gerçekten Kemal mı attı emin olmak istiyorum."

Asansörden inip arabaya yürürken Erol da bir yandan adamını arayarak Baran'ın emrini iletti.
Araca bindiklerinde Erol direksiyona geçerek motoru çalıştırıp gaza bastı.
Şirketin garajından çıkarak trafiğe karıştı araç.
Otelin olduğu yola girdiklerinde Baran cebinden telefonu çıkararak Mete'yi aradı. Kizi merak ediyordu. İlk seferlerde telefon çalsada açılmadı. Baran sinirle baktı ekrana.

" Neden açmıyorsun lan! "

Dedi sinirle, Mete duyar gibi.
Erol'un ve Batu'un bakışları eşliğinde tekrar aradı.

İkinci çalışta açıldı bu kez.

" Niye açmıyorsun lan! "

" Senin kızla uğraşıyorum Baran bey.
Üzerindekileri çıkarıyordum."

" Ne." Dedi Baran sinirle.

" Kızın ateşi düşmüyor.
Verdigim ilaç sadece ateşini yerinde tutuyor.
Böyle devam ederse hastaneye gitmesi gerekecek. "

" Tamam yoldayız."

Diyerek kapattı adam telefonu.

" Erol bas şu gaza."

" Ne oluyor abi."

" Kızın Ateş'i düşmüyormuş."

" Hastaneye götürseymiş." Dedi Batuhan.

" Gidince çaresine bakarız."

15 dakika kadar sonra otele geldiler.
Yine hızlı adımlarla yürüyerek bindiler asansöre. Kata geldiklerinde asansörden önce Baran inip odanın kapısına gelerek şifreyi açıp hızla içeri girdi. Arka taraftaki yatak odası bölümüne geldi.
Batuhan ve Erol'da hemen arkasından geliyordu. Yatağın yanına kadar gelip kıza baktı.

Kız yatakta üzerin de tek bir çarşaf alnında ıslak bir havlu hızlı hızlı nefes alarak yatıyordu. Gözleri aralık, baygın bakışları Baran'ın yüzündeydi.
Bitkinlikten kıpırdayamayan haliyle ağlamak üzere gibi duruyordu.

" Hâlâ aynımı.? "

" Aynı.
Ateşi 39.5 da sabit ama düşmüyor."

" Başka bir ilaç verseydin."

" Ateş düşürücüler üst üste verilmez. 4-5 saat geçmeli.
Kıyafetlerini çıkarıp alnına ıslak havlu koydum ama yeterli değil."

" Yani? " Dedi Baran Mete'ye bakarak.

" Yani ılık bir duş iyi olurdu."

Baran kıza baktı tekrar.
Kız duyduğu şeyle başını ağır ağır iki yana salladı.

Baran hızlı adımlarla odanın içindeki banyoya girerek duşakabinin içindeki musluğu açıp ılık sekilde ayarlayıp geri döndü.

" Hepiniz dışarı! "

Dedi üzerindeki ceketi çıkarırken.
Mete dahil herkes odadan çıkarken Baran kızın yanına gelerek, çarşafı tuttuğunda kız bileğine yapıştı.

Zorlukla,

" Hayır. " Dediğinde,
Baran kızın elini bileğinden çekerken.

" Kusura bakma.
Senin iyiliğin için.
İyileşince çemkirirsin artık."

Diyerek üzerindeki çarşafı tek hamledeçekip aldı. Üzerinde sadece alt çamaşırı olan kıza göz ucuyla bile bakmadan kucağına alıp banyoya girerek kucağındaki kızla birlikte kabine girdi.

Kız hissettiği suyla küçük bir çığlık atarak adama sarılırken adamda kızla birlikte suyun altında ıslanıyordu.

Bir süre öylece suyun altında kaldıktan sonra kız kekeleyerek,

" Ye.Yeterr." Diyebildi.

Adam sırıl sıklam olduğu halde kızı getirip yatağa bıraktığında kız hemen kollarıyla kendini kapatırken su yüzünden titriyordu.
Baran üzerini çarşafla örterek banyoya dönüp bir havlu ile geri geldi. Eğilip kızın saçlarını hafif kuruladı.

" Ateşinin düşmesi için ıslak kalman gerek. "

Kız adama baktı bir süre.

" Neden bu kadar uğraşıyorsun?
Sonra pişman olursun."

Dedi. Bunu söylerken aklında Baran Karamanoğlu'nun kurbanları olduğu vardı.

Baran:
" Çok konuşuyorsun uyu ve dinlen."

Dedikten sonra giyinme odasına girerken,

" Mete!
Ateşine bak kızın! "

Dedi. Aynı anda Mete içeri girerken Baran'da üzerindekileri değiştirmek için giyinme odasına geçmişti.

Bir süre sonra Baran üzerindeki ıslak kıyafetleri kuru olanlarla değişip geri geldiğinde Mete kızın yanında ateşini ölçerken kız uyuya kalmamıştı.

" Nasıl? "

" Biraz düşmüş ateşi, ama hala yüksek. 38.8 "

Baran yatağın kenarına oturup kızın alnına koydu elini.

" Neden düşmüyor? "

" Bende anlamadım.
Hiç bir hastalık belirtilsi yok. Siz yokken kan alıp hastaneye yolladım. Temiz çıktı, ama sürekli ateşi var.
Eğer düşmezse hastaneye yatırıp daha detaylı incelemek gerekebilir."

Bu sırada kızın sesi duyuldu.
Bir şeyler mırıldanıyordu.

Baran ne dediğini anlayamadığı için kıza doğru eğildi.

" Leyla.
Birşey mi istiyorsun?
Yoksa ağrın mı var? "

Kız biraz daha belirgin mırıldandı.

" Kaç...
Kaç, seni öldürecekler."

********************************

Eveeett bitti.

Gelecek bölümde görüşmek üzere canlarım.

Loading...
0%