Yeni Üyelik
11.
Bölüm

İ.Y 9 Onu bize getir

@azamet_29_2

" Kahrı bela.
Nerdeyse yakalamıyordum."

Dedikten sonra yüzü asıldı.

" Birgün bana yardım ettiğin için pişman olacaksın Baran Karamanoğlu. O gün ben senden daha fazla pişman olacağım.

Ama annem ve senin aranda annemi seçmek zorundayım.

Yoksa Temel annemi öldürecek."

Dedi kısık sesle, sonrada gözlerini kapattı tekrar.
Bir süre öylece yattı. Ne yapacağını düşündü, dünden beri burdaydı.
Daha fazla huylandırmamak ve kendini ele vermemek için gitse iyi olacaktı. Yavaşça yerinden kalktı düne göre daha iyi hissediyordu.

Ama yine de ayakta durmakta zorlanıyordu. Bu anlam veremediği Ateş yüzünden gerçekten bitkin hissediyordu.

Nereden çıkmıştı bu aptal ateş anlayamamıştı bir türlü.
Temel'in kendisine oyun oynadığı aklına bile gelmiyordu.

Bitkin haline rağmen gitmekte kararlıydı.

Yoksa bir pot daha kırmaktan korkuyordu. Bütün planı alt üst ederse Temel Leyla'yı bırakıp annesinden alırdı hırsını. Belki de öldürürdü.

Annesinin ölmesi düşüncesi bile tüylerini diken diken etmişti. Bu korkuyla birlikte yavaş adımlarla odanın kapısına doğru yürüdü. Elini kapının yanindaki duvara yaslayarak ayakta durdu.

" Akşam gelirim." Diyen Mete' nin sesinin ardından kapanan kapı sesinden sonra odadan Baran ve Batuhan'ın sesi geldi kulağına.

Batuhan,

" Ee bugün şirkete gelecek misin?"

Diye sorunca Baran,

" Hayır.
Öğleden sonra belki."

Diye yanıtlayınca Batuhan,

" Bugünlerde bütün işleri benim üzerime yıkıyorsun farkındamısın? "

Dedi.

" Ee ne yapalım oğlum, seni boş yere mi aldık yanımıza, destek ol istedik."

" Tamam tamam anlaşıldı.
Bari ben gideyim yoksa şirket batacak.
Sen de şu kızı yollayınca gel artık."

" Ben birazdan gidiyorum zaten kimseyi oyalamak istemem. Siz de kendi işlerinizi rahatlıkla bakabilirsiniz Baran bey.

Tabii önce kıyafetlerimi verirseniz."

Dediğinde kız sırtını kapı kasasına yaslamış ayakta zor duruyordu.

Baran bir baygın gözlerle bakan kıza, bir kısa kalan tişörtün altında görünen bacaklara baktı.

" Ne işin var senin burda, yatağına dön."

" Gerçekten türkçen kıt.
Şimdi söyledimya gideceğimi."

Batuhan kıza kısa bir bakış attıktan sonra sırıtarak Baran'a baktı.

" Ben çıkıyorum.
Sende burdan ayrılabilirsen bekliyoruz paşam."

Dedi kahkaha atarak kapıdan çıkarken.

Kız kaşları çatık şekilde Batuhan'a bakarken Baran kızın yanına gelerek, kolundan tuttu.

" Yatağına dön."

Kız sinirle kolundaki eli ittirip ayaklarının üzerine basarak doğruldu.

" Evime gideceğim."

Derken dermanı kesilen dizleriyle olduğu yere yığılacakken Baran tuttu koltuk altlarından. Başı adamın göğsüne düştü.

" La*et olsun! "

Dedi dişlerinin arasından, güçsüz haline küfürler ederek.
Gerçekten ayakta duracak hali yoktu. Baran,

" Ayakta bile duramıyorken nereye gidebileceğini sanıyorsun? "

Diyerek tek hamlede kızı kucağına alarak tekrar yatağa getirip bıraktı.

" Yat yerine ve dinlen."

Kız kolunu kaldırıp alnına yasladı. Kapalı gözlerle yorgun bir nefes alıp verdi.

" Birazdan kahvaltı gelecek. Kahvaltını yapıp ilaçlarını al."

" Olur anneciğim."

Dedi kız Baran çarşafla bacaklarını örterken.

" Ah pardon babacığım demeliydim sanırım."

Diye de ekledi.
Baran gözlerine devirerek kızın yüzüne baktı bir süre.

" Alerjin ve ateş yüzünden neredeyse ölecektin, yinede çatal dilinin maşallahı var."

" Bunu iltifat olarak alıyorum."

" Neye alerjin var? "

" Neye alerjim olduğunu bilmiyorum, hastaneye gidip test yatırmıştım ama sonuçları alma fırsatım olmadı. Malûm eşşek gibi çalışıyorum. "

" Peki neden ateşlendin? "

" Bak onu ben de merak ediyorum."

" Bilmediğin bir hastalığın mı var? "

" Sanmam bugüne kadar hiç bu kadar ateşlendiğimi hatırlamıyorum.
Ama neye alerjim olduğunu buldum galiba."

" Neye? "

" Sana."

Adam sinirle baktı kızın yüzüne.
Kızın gözleri kapalı ama dudağının kıyısında gıcık bir gülümseme vardı.

Kıza yardım etmesine rağmen sürekli çemkirmesi ve laf sokması sinirini bozuyordu.

" Diyorum ki şu bana vaadetiğin otel odasını göstersende bende gidip kafamı dinlesem. Yarın da kendi evime gitsem. "

Adam oturduğu koltukta geriye yaslanarak bacak bacak üzerine attı.

" Anlaşılan ateş yüzünden beynin erimiş senin. Dün sana anlattıklarımı ne çabuk unuttun.
O peşindeki adamlar her yerde seni arıyorlardır şimdi.
Buldukları zaman ne yapacaklarını sen benden iyi bilirsin."

Kız duyduğu cümle ile öfkeyle açtı gözlerini.
Kaya'nın ya cesaret kanı ya bekaret kanı diyerek gezdiğini hatırlayınca bir kez daha küfürler savurdu hem Kaya'ya hem şansına.

Bu piç aslında kızı istiyordu bu barizdi. Dişlerini ve yumruğunu sıkarken tırnaklarının etine girdiğini hissetti.

" O yüzden bir süre otelde kal dedim sana."

Baran'ın sözleriyle kendine geldi.

" Bencede olur valla.
Ekmek elden su gölden yaşarım."

Dedi kız alayla.

" Benim için sorun değil. De borçlarım, kiram , annemin hastanesine ödemem gereken aylık para... Yani benim çalışmam lazım.

Bu şekilde burada yatarak çalışamam. Üstelik o şerefsizin yüzünden kullandığım takside hasar aldı.
Şimdi onuda ödemem gerekiyor."

Tabi son söylediği sadece yalanlardan biriydi.
Taksiyi sıfırlayabilecek parası vardı Temel'in. Taksiler, durak, çalışan şoförler kurulan tuzağın bir parçalarıydı.

Adam bir süre kızın yüzüne bakarak düşünmeye başladı.

" İhtiyacın olan parayı ver veririm."

Kız adama döndü.
Bunu beklemiyordu işte. Şaşırdı.

Bu kadar iyi birimiydi bu Baran gerçekten.
Onu ilk gördüğünde gerçekten öldürmelik biri diye düşünmüştü oysa.

Sinirle baktı gözlerine.
Bu adam kurbandı. Ayartılacak, kandırılacak sonrada tuzağa çekilecek ve öldürülecekti.

Leyla'da annesinide alıp bu ülkeden gidecekti.
Temel' le yaptığı anlaşma buydu.
Ama bu Baran Karamanoğlu denen adam kıza iyi davranarak kafasının karışmasına sebep oluyordu.

İşte tamda bu yüzden aslında kendine, yani kafasının karışmasına sinirlenerek bağırdı.

" Senden para falan istemiyorum dedim."

Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalışarak konuşmasına devam etti sonra.

" Bak, yardımın için teşekkür ederim..

Ama ne paranı ne de odanı istemiyorum.
Akşama kadar dinlenip buradan kendi evime gideceğim.

Yoldada Emniyet Müdürlüğü'ne gidip peşimdeki adamların beni bulduğunu söyleyecek, evimi ve beni korumalarını isteyeceğim."

" Madem öyle, o halde bana çalış."

Dedi Baran kızın söylediklerine aldırmadan.

" Ne? " Dedi kız şaşkın.

O sırada çalan kapı için kalkan Baran,

" Bana çalış.
İyi araba kullanıyorsun.
Şehir içinde dağıtım veya servis şoförlüğü yapabilirsin.

Erol'un gelemediği zamanlardada bana şoförlük yaparsın. "

Diyerek çıktı odadan

Kız arkasından alık alık baktı sadece .
Ciddimiydi gerçekten.

" Hadi canım." Dedi kız. Sadece adama iş uydurmaktı bu yaptığı o kadar.

*****

" Saat 10 olmuş.
Şu kızı bir arayalım.
Bakalım durumu nasıl olmuş."

" Korkmuyor musun? "

" Neden korkacağım."

" Bu işi aldın ama kızın üzerinden yapmışsın bütün hesapları.

Kıza birşey olduysa ne olacak."

" O zaman B plânına geçeriz. "

" B plânı derken."

" Sana daha önce de söyledim.
Herkes sadece bilmesi gereken kadarını bilecek.
Her şeyi sadece ben bileceğim."

O sırada masadaki telefon çalınca Temel'in yüzü değişti.
Ezbere bildiği numara arıyordu.

Tekin oturduğu yerden doğrularak telefona bakmak isteyince hızla yerinden alındı telefon.

Temel sinirle Tekin'e bakarken Tekin elleri havada,

" Tamaaam.
Pardon. Herkes bilmesi gereken kadar bilecek anladık."

Dedi elindeki çayı ağzına götürürken.

Temel.
Elindeki telefonu açarak kulağına götürerek,

" Alo. " Dedi.

Tekin her ne kadar meraksız ve sakin görünsede kulağı telefonda gözü Temel'in yüzündendi.

Ama hiç birşey duymadığı gibi anlamıyorduda.

Temel sessizce dinliyordu sadece.
Yüzünde mimik oynamıyor konuşulana hiç bir tepki vermiyordu.
20 dakika kadar hiç kıpırdamadan gözünü bile oynatmadan sadece dinledi.

Sonrada telefonu hiç bir şey söylemeden kapattı.

Tam bir profesyoneldi Temel.
İşini severek yapan katilleri hatırlattı Tekin'e. Geriye yaslanarak masadaki paketini eline alarak içinden bir dal sigara çıkarıp dudaklarına bırakarak yaktı. Derin bir nefes çekerek havaya doğru üfledi.

" E anlat artık."

" Baran'ı istiyor.
2 gün içinde söylediği yere getireceksiniz dedi."

" Nereye? "

Temel yine ters ters baktı.

Telefonu eline alarak bir arama yaptı.

*****

Kız gelen kahvaltı ile masaya gelmiş Baran ile karşılıklı oturmuş küçük lokmalarla kahvaltısını yaparken, koltukta olduğunu sesiyle farkettiği telefonunu duyunca arkasını dönerek telefona baktı.

Yerinden kalkıp koltuktan telefonunu alarak açıp geri masaya döndü.

Yeine oturarak,

" Alo Temel Reis? "

" Alo Leyla, nasılsın kızım? "

" İyiyim Temel Reis."

" Dünden beri aramanı bekliyorum.
Neden aramadın? "

" Sanırım üşüttüm Temel Reis. Ateşim çıktı, arayamadım."

" Şimdi nasılsın?
Yine Baran beyin yanındamısın? "

Temel'in ne sormak istediğini anlamıştı kız.
Gözleri sandalyede bacak bacak üstüne atmış, kolları göğsünde birleşmiş şekilde tek kaşı havada kıza bakan Baran'dayken,

" Sağolsun Baran bey çok ilgilendi benimle."

Dedi yalandan bir gülümseme ile.
" Şuan daha iyiyim.
Akşam gelip seninle konuşacaktım bende.
Baran bey iş teklif etti.
Bende an itibariyle kabul etmeye karar verdim. "

" Tamam akşam gel mutlaka görüşelim."

" Tamam hadi görüşürüz Temel Reis."

" Temel telefonu kapatarak.
Başka bir numarayı daha aradı.

Açılan telefonla,

" Alo Emre."

" Emret abi! "

" Sana söylediğim şeyi bugün yap. Kadını alıp diğer yere götürün."

" Abi kız gelip sorarsa."

" Sanane lan! Sen dediğini yap!"

" Emredersin abi."

*****

Baran günün çoğunu çalışma odasında geçirdi. Bir ara birilerini arayıp birşeyler istedi.
Sonra birilerinin gelip gittiğini duydu kız. Bir arada Batuhan ile konuştu adam.

Batuhan olduğunu telefona adını söyleyerek bağırmasından anlamıştı.
Yine Baran'ı kızdıracak bir şey söylemişti Batuhan kesin.

Batuhan Baran gibi değildi. Daha neşeli, matrak biriydi. Baran' la bile alay edebiliyordu.

İşin garibi Baran sadece kuru gürültüyle kızıyordu ona.
Aralarındaki bağ farklı birşeydi.

İkisinin aynı yetimhanede büyümelerinden kaynaklı olduğunu düşündü kız. Abi kardeş gibilerdi.

Leyla ise kahvaltı ve ilaçlardan sonra bütün günü yatakta düşünerek geçirmişti. Bir an önce toparlanıp ayağa kalkmak istiyordu.

Temel normalde Leyla'yı arayıp sormazdı. Kızın kafasına takılan şey tamda buydu.
Bir şeyler dönüyor diye düşündü.
Belkide Gölge aradı dedi içinden.
Eğer gerçekten aradıysa işler kızışacaktı.
Başını kaldırıp duvardaki saate baktı.

17:10 u gösteriyordu.
Yerinden yavaşça kalkarak önce giyinme odasına sonra banyoya baktı üzerinden çıkarılan kiyafetleri bulmak niyetiyle. Ama yoktu.

Belkide Baran'a sormalı diye düşünerek odadan çıkıp oturma odasına yürüdü.
Baran'ı koltukta yatar şekilde görmeyi beklemiyordu. Adamın gözleri kapalıydı. Uyuyor diye düşündü.

İki gündür başımı bekledi diye düşünürken Baran gözlerini açtı.

Kız aniden açılan koyu mavilerle yerinde sıçradı.

" Nereye kızıl? "

Kız parmağını damağına bastırdıktan sonra,

" Benim Temel'in yanına uğrayıp konuşmam gerekiyor. Ama kıyafetlerimi bulamıyorum. "

Baran:

" Hepsini attım.
Sadece cüzdanın burda." Dedi koltuğu gösterek.

" Ne?
Ne yaptın?
Dalga geçiyorsun değilmi? "

" Hayır...
Dalga geçmiyorum."

Dedi adam yerinden kalkarak bara yürürken.

Kız âni bir sinirle

" Sen delirdinmi ?
Bu tişörtlemi gidecem dışarıya.
Sanane benim kıyafetlerimden be adam. "

Adam aldırmaz şekilde kıza bakarak,

" Çöp konteynırı gibi kokuyordu kıyafetlerin. "

Duyduğu şeyle baka kaldı kız.

" Kusura bakmayın Baran reis. Kıçımı kurtarma derdine düşünde geçtiğim çöplük yerlere bakmayı unutmuşum.
Odanızıda kirlettim.
Temizlik faturasını yollarsınız artık. "

Adam elindeki kadeh dudaklarında, kaşları çatık sinirle bakıyordu kıza.

" Koltuktaki çantalar senin."

Dedi sadece ama sinirli sesiyle.
Kız durdu. Başını koltuğa çevirip baktı. 3 büyük çanta gördü. Yavaşça koltuğa gelip içlerine baktı.

Pantolon, kazak, ayakkabı mont, çamaşır. Hepsi birbirinden kaliteydi.

Kız söylediklerine biraz pişman olmuştu. Ama biraz.

" En başta söylemeliydin diyerek çantaları alıp ayaklarını yere vura vura odaya dönerken Baran'ın,

" YA SABIR!! "

Sözünü duysada duymazdan geldi.

Biraz sonra üzerini giymiş şekilde elinde mont ile geldi odaya.
Koltuktaki cüzdanını ve telefonunuda alıp cebine yerleştirdikten sonra hâlâ barda elindeki kadehi yudumlayan adamın yanına gelerek elini uzattı.

" Yardımın için teşekkürler."

Dediğinde, adam cevap vermek yerine barın arkasından çıkarak kapıya yöneldi.
Açtığı kapının dışında duran adama bakarak,

" Tufan, İsmet...
Bu kızılı gitmek istediği yere, ordanda yakındaki diğer otele götürüp 123 nolu odaya bırakın. Yolda gözünüzü açın. Peşine itler takılabilir."

" Tamam abi."

Baran kıza dönerek,

" Yarın sabah 8 de şirkette olacaksın. Yoksa maaşından keserim. "

Dedikten sonra kızın çıkmasını bekleyip kapıyı kapattı.

Kız önce şaşkın kapıya baktı, sonrada dişlerini sıkarak,

" Dengesiz sırık. " Dedi hırlayarak.

Yanındaki adamlara dönerek,

" Gidelim şu aptal yerden. "

Diyerek önden önden yürüdü.
Yanındaki adamlarla birlikte asansöre binip garaja indikten sonra siyah büyük araca binerek garajdan çıkarak Çaka taksi durağının yolunu tuttular.

Kız yol boyunca 2 gündür yaşadığı şeyleri ve Baran'ın kendisine nasıl yardım ettiğini düşündü durdu. Aslında bir ara düşünmemeye çabaladı ama olmadı. Sanki bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçip duruyordu sahneler.

Önce kanlılarından kaçabilmesine yardım edişi kaçtıktan sonra onu bulup hasteaneye götürüşü, sonra allerjisi yüzünden nefes alamazken yardım edişi ve hastayken ateş'ini düşürmek için nasıl çabaladığı...
Bir bir gözünün önünden geçen sahneler.

Kız adamı tuzağa çekerken adam kızın hayatını kurtarmıştı.
Buda kızda büyük bir vicdan azabına sebep oluyordu. Kendi kendine küfürler etti yol boyunca.
Şansına ve Temel'e rastladığı o güne küfürler yağdırdı içinden.

Yarım saatin sonunda duraktaydılar.
Araç durduğunda kız inerken,

" Burda bekleyin.
Yarım saate geleceğim."

Dedi adamlara. Adamlar sessiz beklerken kız indi.
Başını kaldırıp gökyüzüne bakarak derin bir nefes çekip bıraktıktan sonra içeriye girmek için yürüdü.

Kapıyı açarak içeri girdiginde Temel yine koltuğunda oturuyor, masanın hemen önündeki koltuktada Tekin vardı.

" Oo gelebildin nihayet."

Kızın bakışları Temel ve Tekin'in yüzlerinde sırayla gezerken Temel ve Tekin de kıza bakıyorlardı.

Kız bir iki adım ilerleyerek Temel'in hizasında durdu.
Sessizce yüzünü izleyerek baktı. Baktı... Aniden dizlerinin üzerine çöktü. İki adam ayağa kalktılar şaşkın.

Başını kaldırmadan konuştu.

" Annemi ve beni azad et.
Hayatımı kurtaran birini öldürsenize yardım etmek istemiyorum.
Lütfen...
Hiç kimseye bir şey söylemem, annemi de alır defolur giderim. Kimsenin bulamayacağı bir yere giderim. Azad et beni.
Lütfen Temel. Bırak bizi. "

Adam birden alayla kahkaha atarak bir kıza bir Tekin'e baktı.

" Duydun mu Tekin? "

Dedi hâlâ gülerek.

" Hanım efendi vicdan azabı duymaya başlamış. "

Temel birden kızın yanına bir dizinin üzerine çökerek eline sardığı kızıl saçları geriye doğru çekerek yüzünü yüzüne yaklaştırdı.

" Artık çok geç güzelim.
Bu iş bitene kadar benimlesin.
Sana söyledim...
Ya annen, ya Baran."

Sonra kızı yere savurarak ayağa kalktı Temel. Kızda peşinden zorlukla kalktığında,

" Ben ne dersem yapacaksın.
2 gün sonra." Demişti ki,

" Hayır! "

Dedi kız yüksek sesle.

"Hayır yapamam! "

Temel'in öfkeden kızaran gözleri bir anda kızı buldu. Hızla boğazından tutarak arkasındaki duvara yasladı kızı. Boğazını sıkarken yüzünü yine yüzüne yaklaştırarak konuştu.

" Şuan annen nerde biliyormusun? "

Dediğinde kızın gözleri korkuyla büyüdü. Adamı kollarından tutarak,

" Nerde.?
Annem nerde?
Ne yaptın ona? Seni adi herif onun kılına zarar verirsen seni yaşatmam!"

Adam sırıtarak konuştu.

" Annenin ölmesini istemiyorsan, benim dediğimi yapacaksın.

2 gün.

2 gün sonra onu bize getireceksin.
O güne kadar adam gibi dur ve benden haber bekle. "

Dediği anda elini boğazından çekerek en sertinden bir yumruk attı kızın karnına.
Kız gözünde yaşlar bir eli karnında dizlerinin üzerine düştü.

Bir eli karnında bir eli yerde dişlerini sıkarak olduğu yerde kıpırdayamadan kala kaldı.
Sadece nefes almaya çalışıyordu.
Temel devam etti konuşmasına.

" Telefonun dinlemede. Mesajlarında. Ayağını denk al. Açık verme, yoksa bedelini anneciğin öder...

Şimdi defol git Baran Karamanoğlu'nun yanına."

Kız duvardan destek alarak yerinden zorlukla kalkarken, şuana kadar sesizce onları izleyen Tekin'e baktı. Adam istifini bile bozmadan ikisini izlemişti sadece.

Kız Temel'e döndü,

" Anneme dokunmayacaksın. Söz ver bana. "

" Baran'ın ölüsüne karşılık annen..."

*****************************

Evet bölüm sonu canlarım. Beğeni ve yorumlar itina ile alınır.

Loading...
0%