Yeni Üyelik
25.
Bölüm

🖤K.24 Kördüğüm 🖤

@azamet_29_2

.Ne oluyor lan bu kıza?

Diye düşünürken kız ellerini adamın omuzlarına dayayıp geriye itti. Adam sırt üstü yerde kalırken üzerine doğru eğilip yüzünü adamın yüzüne yaklaştırdığında sıcak nefesi dudaklarını yalayıp geçti. Neydi adama karşı duyduğu bu istek bu arzu.

Kızın bakışları değişik kendini adama sürtmeye başladığında Şahin'in gözleri büyüdü. Daha da şaşırırken kafası iyice karıştı. Umay'ın bu hâlinin sarhoşlukla ilgisi yoktu. Kız bir kez daha hareket edince,

Kız bir kez daha hareket edince,
" Umay kaşınma. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim. "

Diye uyardı.

" Şahin... " Dedi kız ilk kez titreyen sesiyle.

" Çok sıcak..."

Bir anda adamın dudaklarına yapıştı kız. İştahla öperken Şahin kalakaldı yine. Saniyeler sonra ise kızın öpüşüne karşılık verirken buldu kendini. İnanılmaz bir haz alıyordu. Ama olmazdı. Yapamazdı. Az sonra kendine gelir gelmez kızı kendinden uzaklaştırırken Umay! Dedi sertçe.

" Delirdin mi?"

" Çok sıcak."

" Kalk üzerimden Umay yoksa gerçekten kötü olacak."

Kız duymazdan gelerek yeniden yapıştı dudaklarına. Öyle iştahla öpüyordu ki hiç bir erkek sakin kalamazdı. Ki, Şahin'in aklı da sabrıda zorlanıyordu zaten.

Sonunda dayanamayıp omuzlarından tuttuğu kızı yana devirip altına aldı. Bir dirseği üzerinde boştaki eli kızın çenesini kavradı. Dudaklarını hunharca öperken ince kollar boynuna dolandı. Kızın bacakları arasına yerleşip kendini kıza bastırırken öpmeye devam ettiği dudakların arasından bir inleme duyuldu adamı daha da çıldırtan...

Kız ilk kez hissettiği duyguların oyuncağı olmuş ne yaptığını bilmeden içindeki yangına ve kasıklarındaki hisse teslim, arzuyla yanıyordu.

Şahin ise deli öpüşlerin arasında gidip gelen aklı ile arada kalmışken kızın elleri boynundan ayrılıp gömlek düğmelerini buldu.

Parmakları düğmeleri açarken bacaklarını kaldırıp üzerindeki adamın beline dolandı. Aklını kaçırmış gibiydi hâli.

Saniyeler sonra aklı yerine gelen Şahin zorda olsa ellerini kızın iki yanına dayayarak dudaklarından ayrıldı. İkiside nefes nefese, kızın elleri hâlâ düğmeleri açmaya devam ederken kızaran gözleri adamın kara gözlerine bakıyordu. Şahin kızın ellerini bileklerinden kavrayarak iki yanına yere dayadı. Kız

Şahin...

Diyerek ellerini kurtarmaya çalışırken Şahin'in gözlerini kızın gözleri arasında gidip geldi.

Bu gözleri, bu hâli hiç normal değildi ve sebebinin ne olduğunu kızaran gözlerinden büyümüş göz bebeklerinden anladı sonunda. Kaşları çatıldı. Anlamadığı bu hâlinin sebebi kendimiydi bir başkası mı? En kısa zamanda öğrenecekti.

Ama önce... Aklına gelen hainlikle yavaşça kızın üzerine doğru eğilip,

" Umay..." Dedi sakin ve fısıltılı.

Bir yandan kalın dudaklarını duyduğu heyecan yüzünden hızlı hızlı nefesler alan kızın dudaklarına temas ettirerek tüy hafifliğinde gezdiriyordu.

" Hıımm! "

Diyen kız başını yerden kaldırmaya ve adamı öpmeye çalışırken,

" Ne istiyorsun?
Ne istediğini söyle bana."

Dedi. Aklı başında değildi. Bunu çoktan anlamıştı ama kızdan duymak istiyordu ve bundan sadistçe keyif alacaktı.

" Seni." dedi kız hiç beklemeden.

" Seninle olmak, seninle sevişmek istiyorum."

Haince gülümsedi adam. Tam da beklediği gibi hoşuna gitmişti.
Eğildi. Aynı işkenceyle kızın dudakları üzerinde gezdikten sonra kulağına doğru uzanıp fısıldadı.

" Umay Akseki.
Bu gece beni öperek büyük bir hata yaptın.

Dilinin, dudaklarının izini bıraktın damağıma.

Sana söz veriyorum, bu tattan vazgeçmeyegim. Ve bir gün gelecek içtiğin hap yüzünden değil kendi isteğin ve yerinde olan aklınla kıvranacaksın altımda. Zevkle hemde."

Bir kez daha kızın dudaklarına bastırdı dudaklarını. Biliyordu ki sabah olduğunda hiç bir şey hatırlanmayacak ve bir süre uzak kalacaktı hafızasına kazıdığı bu güzel tattan. Bu yüzden yeniden acıta acıta sömüre sömüre öptü kızın küçük dudaklarını. Sonra aniden durdu.

İstemeye istemeye kızın üzerinden ayağa kalktı. Cebindeki telefonunu ve ceketini çıkarıp yatağın üzerine attıktan sonra kızı tek hamlede kucağına kaldırdı. Hızlı adımlarla banyoya getirip lavabonun mermerine oturttu. Kız hâlâ baygın bakışlar eşliğinde kollarını adama sarmanın ve öpmenin derdindeyken Şahin kızın üzerindeki elbisenin arkasındaki fermuarı indirip tek hamlede elbiseyi çıkardığında koca bir hassssiktir çıktı dudaklarından.

Üst kısmı çıplak alt çamaşırı ile kalan kıza bakakaldı. Sudyensiz gitmişti elbiseyi. O an kızı kendi evinde çıplak gördüğü sahne geldi aklına. O gün bu kadar etkilemeyen vücut az önceki arsız öpüşlerin üzerine adamın kanının alev alev yanmasına sebep oluyordu.

" Sikeyim böyle işi.
Bilerek mi yapıyorsun be kızım?
Az önce delirmekten dönmüşüm gördüğüm manzaraya bak."

Derin bir nefes bıraktı.

" Benimde soğuk suya girmem gerekecek. Yoksa elimde kalacaksın deli! "

Diyip oyalanmadan kızı kucağına kaldırıp beraberinde suyun altına girdi.
Kız hissettiği suyla Aaahh!!! Diye bir çığlık attı. Şahin'in yere ayakları üzerine bırakmasının ardından derin nefesler çekerek bağırmaya devam etti.

" Aahh! So-soğuuk!
Çok soğuk. Bırak!
Bırak beni! "

Kız debelendikçe hem Şahin'i hem kendini daha fazla ıslıyordu. Yüzünden akan suların altında nefes nefese adama vurmaya ve elinden kaçmaya çalışsada izin vermedi Şahin. Aksine sırtını kendine çevirdi. Sol koluyla sıkıca sardı çıplak bedeni. Kendine yaslayıp sabitlerken boştaki eliyle yüzünü, gözünü, saçlarını akan suyla yıkamaya başladı. Bir yandan da söyleniyordu.

Bu gece bana çektirdiğini zamanı geldiğinde çok fena ödeyeceksin Umay, çok fena! Başka biri olsa bu gece bu odadan sağlam çıkamazdı.

Musluğu kapatıp elleriyle yüzündeki saçları geriye alıp sıkarken,

Ama sen Umay'sın.

Dedi. Ardından yerden kaldırıp kabinden çıkararak ayakları üzerine yere bıraktı. Kollarını kendine sarmış titreyen kızın üzerine bornozu sarıp kuşağı deli bağlar gibi bağladı. Tekrar kucağına alıp odaya getirecekken kız bir anda öğürmeye başlayınca anında geriye döndü ama müdahale edecek vakti bile bulamadan Umay bir an da adamın üzerine kusuverdi.

Şahin'in bütün sinir damarları kabarmış başını yukarıya kaldırdı.

Umaaayyy!

Yüksek sesle bağırırken kız midesinde ne varsa tekrar tekrar öğürerek adamın üzerine kusmaya devam etti. Şahin delirmek üzereydi. Başına gelmedik kalmamıştı bu gece.

Üstünü batırma pahasına rahatlayan
kızı sonunda klozetin üzerine bırakıp üzerindeki ıslak gömleği parmak uçları ile tutarak çıkardığı gibi çöpün içine basıp kızın yanına geldi.

Az önce deli bağlar gibi bağladığı kuşağı çözüp bornozu da alıp çöpün içine bastı. Ardından kızı kaldırarak lavabo mermerine oturttu. Gözleri kızın vücudunda arsızca dolaşırdıktan sonra duvardan aldığı kağıt havluyu ıslatıp kızın dudaklarını sildi.

Umay ellerinin arasına aldığı başıyla ağlamaya başladım.

" Başım.."

Dedi oturduğu yerde sallanırken.

" Gel baş belası.
Bu ağrı ne ki, asıl sabah görecem ben seni."

Dedi Şahin kızı kucaklayarak. Umay'ın kolları adamın boynuna bacakları beline dolandı. Tenleri birbirlerini buldu. Şahin.

" Umay yapma. Yemin ederim zor duruyorum. Beni delirtme."

" Başım ağrıyor yatalım. Uyumak istiyorum. Uyuyayım olur. "

Şahin birbkez daha sabır çekip kızı kalçalarından tutarak kaldırdı.

" Sikeyim böyle işi. Kucağımda ve çıplaksın ve ben sana dokunamıyorum. Hangi suçumun cezasısın sen."

Odaya getirdiği kızı örtüyü açıp yatağına bıraktı. Sonrada üzerini örttü. Umay kollarını kendine sarıp yan dönerken gözleri kapandı.

Başım... Dedi yine mırıltıl. Şahin yatağın üzerindeki telefonunu alıp otelin doktoru aradı. Telefon anında açıldı.

" Buyrun Şahin Bey. "

" Cevdet hemen benim odama gel. Çantanı da al."

" Hayırdır Şahin Bey kötü bir şey mi oldu?"

" Soru sorma Cevdet, dediğimi yap."

Telefonu kapatıp yatağa attıktan sonra giyinme odasına geçti. Hızlı şekilde üzerinde kalan ıslak kıyafetlerden ve ayakkabılardan kurtulup yeni ve kuru olanları giydi. Odaya dönüp banyoya geçti. Küçük bir havlu alıp saçlarını kurulayarak dönerken oda kapısı tıkladı.

" Geell! "

Cevabıyla kapıdan altmış yaşların bir doktor girdi.

" İyi geceler Şahin bey."

" Gel Cevdet."

Adam içeriye adımlarken yatakta yatan kızı görünce bir kıza bir adama baktı.

" Kıza bakacaksın. "

Dedi havluyu kenara atıp ellerini ceplerine sokarken.

" Bu gece ne içtiyse aklı başından gitmiş. Az önce kustu ama hâlâ kötü."

Adam kızın yanına gelip önce tansiyonunu ve nabzını kontrol etti. Ardında göz bebeklerine ve ateşine baktı. Otellerde sık karşılaştığı görüntü ile sorunu anında söyledi.

" Şu uyarıcı haplardan almış.
Maalesef son dönemlerde sık karşılaşılan bir durum.

Emin olmak için kan alıp tahlile yollayacağım. Bu arada serum ile birlikte rahatlatacak bir ilaç vereceğim. Kusması iyi olmuş. Daha hızlı toparlayacaktır. "

" Ne gerekiyorsa yap. "

Adam uyuyan kızın koluna damar yolu açıp önce kan aldı. Ardından serum takıp içine rahatlatacak bir ilaç ekledi.

" Sabaha kadar uyur Şahin Bey. Bu arada bende kanı hastaneye götürüp bakıtayım."

" Tamam."

Dedi Şahin. Doktor çantasını toplayıp odadan çıkarken odadaki berjeri yatağın yanına çekip oturdu. Gözlerini uyumakta olan kızın üzerinde gezdirdi. Kızla yaşadığı anlar yeniden zihninden geçerken elini alnına dayayarak histerik şekilde gülümsedi.

Sabah deli bir baş ağrısı ile uyandığında ağlayacaksın Umay. Ve yaptığın şeylerin hiçbirini hatırlamayacaksın.

Ama ben hatırlayacağım.
Hemde her anını. Dilinin, dudaklarının tadını.
Teninin kokusunu ve hissini. Herşeyi...

Bu gece beni kendine kördüğüm ettin deli kız. Bundan sonra benden uzaklaşmana izin veremem.
Vererem...

*****

UMAY

Başımın içindeki korkunç ağrıyla açtım gözlerimi. Sanki en dev olanlardan oluşan koca bir fil sürüsü kafamın üzerinden geçiyordu.

Biri şunları teker teker vursun ne olur.

Diye mırıldanarak açmaya çalıştığım göz kapaklarım bile müthiş şekilde ağrıyordu. Ellerimi başıma kaldırıp iki yandan bastırmaya başladım.

Allah'ım bu nasıl bir ağrı.

Dedim dolan gözlerimle. Ağrı o kadar şiddetliydi ki.

" Fillerden vazgeçtim. Biri beni kafamdan vursun ya!"

" Ne olduğunu bakmadan her bulduğunu içersen sonun böyle olur işte."

Duyduğum Zalim Ağa'mıydı yoksa çektiğim ağrı yüzünde salak saçma sesler mi duyuyordum. Gözlerimi zorlukla açıp etrafıma bakındım.

" Güzel şık bir avize, altın sırmalı bir tavan, ooo güzel perdeler, büyük bir oda.. Lan! Nerdeyim? Kimin odası burası?
Ne oluyor lan!? "

" Nihayet ayılabildin."

Anında duyduğum sese döndüm.

" Zalim Ağa! "

Dedim yerimde doğrulup işaret parmağımı yüzüne doğru uzatırken. Aynı anda gördüğüm şeyle gözlerimi kendime çevirdim. İki yana açarak baktığım kollarımdan birer karış uzun erkek pijaması da neyin nesiydi.

Hızla üzerimdeki yorganı açıp kendime baktım. Bacaklarım çıplak üstümde bir erkek pijaması hiç bilmediğim bir oda karşımda bu Zalım oğlu zalım ağa...
Gözlerim kocaman açıldı.

" Kıyafetlerim nerede?
Neredeyim?
Kimin odası burası?
Sen neden buradasın?"

Yerinden yavaşça kalkıp bana doğru yürürken ellerini ceplerine soktu.

İki adım sonra yatağın kenarında durduğunda gözleri gözlerimde üzerime doğru eğilirken yorganı anında kendime çekip örttüm.

" Dün gece olanları hatırlamıyorsun değil mi?"

" Ne? Ne dün gecesi? "

İmalı bir bakışla,

" Hayatımda yaşamadığım bir gece yaşattın bana."

Dediğinde aklımdan ne bok yedim lan ben. Diye geçirirken hâlâ ağrıyan sikilmiş beynimi zorlamaya başladım.

Bar açılışını hatırladım. Arkadaşlarımla geldiğimi. Bu zaliminde olduğunu ve yanındaki fıstık beyinli Jale'yi de hatırladım.

Sonra birşeyler içtiğimide. Hatta bir ara boğuluyordum. Ama sonra?
Sonrası yok. Niye yok lan!

Korkuyla bir kendime bir onun gözlerine baktım.

" Hırsız olduğunu biliyordumda hapcı olduğunu bilmiyordum Umay Akseki."

" Hap?
Hap mı?
Ne hapı ya!? "

Dedim elim başında. Üzerime doğru eğilirken gözleri yine imalı bakışlar atıyordu.

" Hanii...
Şuuu...
Ateşli geceler yaşatan haplar var ya! İşte o haplar..."

" Ne hapı ya!
Hap falan içmedim ben!
Kafayı mı yedin sen? "

" Ben değil ama sen gerçekten yemiş gibiydin. Gece karşımda çok ateşli bir Umay vardı çünkü.
Kendi delirmiş, benide delirtmeye çalışan... "

Gözlerim kocaman açılırken bir yandan doldular. Ben dün gece bu Zalim'le ne bok yedim korkusu yanmakta olan bir meteor gibi düştü içime.

Başımı şiddetle iki yana salladım.

" Sakın..."
Dedim ağlamaklı.

" Sakın bana gece'yi seninle..
Hayır. "

Dedim titreyen sesimle.

İçimden. Hayır! Öyle bir şey yapmış olamam ben!
Lütfen.. O boku bari yememiş olayım!

Hem bu adam zalimdi, acımasızdı belki ama bana bunu yapmış olamazdı. Değil mi!? Derken,

" Dün gece sana zarar verecek birşey yapmadım merak etme. Aklı başında olmayan aptal bir kıza dokunacak kadar adi biri değilim. "

Diyerek susturdu içimden konuşan beni. Ne yalan söyleyeyim rahatlamıştım.

" Dün gece barda Jale'nin üstüne atladın önce."

" Ne? "

" Zor aldık elinden?"

" Ne? "

" Sonra seni zorla omuzuma atarak çıkardım bardan."

" Ne? "

" Artık nerede ne ara içtiysen o şeyi içki ile birleşip ayaklarını yerden kesmiş.
Önce bani taciz ettin."

" Aaa-anlamadım. Ne yaptım?! "

Gözleriyle arkasını işaret ederek,

" Ellerinle kalçalarımı avuçladın."

" Yok ananın aaa..."

" Dahası da var!
Seni odaya getirdiğimde üstüme atladın."

" Nöööeeeeyyy?! "

" Evet. Önce yatağın üzerinde deli gibi dans ettin."

Diyerek arkasındaki berjere geçip oturarak bacak bacak üstüne attı.

" Seni indirmeye çalışırken üstüme düştün. Ardından tacizine devam edip beni öpmeye başladın.

Evet aptal bir kızdan faydalanmadım. Ama öpüşlerine karşılık verdiğimi kabul ve itiraf ediyorum. Dün delirmiş gibiydin çünkü. Ve kendime engel olamadım."

Diye devam ederken gözlerim Zalim'in dudakların da kalakalmıştım. Ben bu dudaklarımı öptüm. Oda karşılık mı verdi. Allah'ım sana geliyorum.

Aklım başıma gelir gelmez, olduğum yerde dizlerimin üzerine kalktım.

" Neeeeee! " Diye cırladım.

" Şaka yapıyorsun değil mi? Dalga geçiyosun benimle. Değil mi? "

" Hayır dalga falan geçmiyorum.
Baktım o lanet hap seni daha da kötü yapıyor. "

Bunu söylerken güldüğüne yemin edebilirim ama ispatlayamam.

" Beni de yoldan çıkaracaksın..."

Allah'ım her cümlede biraz daha ölmek istiyorum. Hemen şuan bi yıldırım falan düşür tepeme.

" Beni daha fazla tahrik etmeden seni alıp soğuk suya sokmak zorunda kaldım.
Elbisenle olmayacağını için elbiseni ben çıkardım."

Panikle kollarımı kendime sardım.

" Ne yaptın ne yaptın?!
Allah da senin cezanı versin!
Yani o halimden faydalanıp bana mı baktın!!!"

Diyerek yanımdaki yastığı tuttuğum gibi suratına yapıştırdım.

Kılı kıpırdamadan durdu. Yastık yere düşünce devam etti.

" Daha öncede gördüğümü hatırlatırım. "

Dudaklarını büzerek yukarıdan aşağıya süzdü gözleri.

" Çok zayıf, kısa boylu, küçük göğüsleri ve kalçaları olan bir kız olarak vasat diyebilirim ölçülerine. "

" Ebenin örekesi! "

" Daha bitmedi.
O kadar şeyin üstüne bir de üzerime kustun. "

" Oh! Canıma değsin iyi yapmışım! "

Gözlerini devirdi.

" Odaya doktor çağırdım. Sana serum ve ilaç verdi. Sabaha kadar başını bekledim.
Bana uykusuz bir gece, bir de takım elbise borçlusun. Maaşından keseceğim. "

Avel gibi bakarken buldum kendimi.
Ardından ellerimi saçlarıma geçirdim.

" Aaaıııhhhh!!!
Bütün bunlar bir kâbus olmalı!
Evet evet kâbus!
Aslında hâlâ uyuyorum ve kâbus görüyorum.
Evet evet! "

Yerime yavaşça yatıp üzerimi örttüm.

" Ben hâlâ uykudayım.
Uyandığımda bu oda da, sen de olmayacaksınız. Anlattığın hiç bir şey olmadı. Dediklerinin hiç biri yaşanmadı.
Kış kış! "

Dedim elimle kovarak.
Sonra da ellerimi birbirine bağlayarak gözlerimi kapattım.

" Etrafımda hiç kimse yok."

Dedim kendi kendime sessizce yatarak.

&

Bir süre öylece sessiz sakin şekilde yattım. Sonunda aynı sekilde durmaktan sıkılarak gözlerimi açtığımda kendimi aynı odada aynı yatakta bulmak tam bir hayal kırıklığıydı.

Başımı korka korka yan tarafıma doğru çevirdiğimde aynı koltukta kollarını göğsünde bağlamış beni izleyen aynı adamı görmek ise ağlamaya başlamama yetmişti.

Herşey doğruydu demek ki. Yorganı tepeme çekip sinirimden sessizce ağlamaya devam ederken saniyeler sonra oda kapısının açılıp kapandığını duydum. Beni yalnız bırakmak için çıkıp gitmişti.

Hızla açtığım yorganın altından hızla çıkıp ayaklandım. Bir yandan gözlerimi silerken bir yandan etrafımda dün gece üzerimde olan elbiseyi ararken yerdeki ayakkabılarımı buldum. Peki elbisem.. Elbisem neredeydi? Aklıma gelen banyo ile koşarak banyoya girdim. Köşeye bırakılmış elbisemi bulunca hemen üzerimdeki pijama üstünden kurtulup elbisemi giyindim. Zorda olsa fermuarı çekmeyi başarıp elbiseyi ellerimle düzelttim. Biraz kırışmıştı ama olsun yapacak bir şey yoktu. En azından tek parça halindeydi.

Saçlarımı da ellerimle düzeltip banyodan çıkarak odadaki ayakkabılarımı elime aldığım gibi kapıya geldim. Kolu yavaşca indirip açtığım kapıdan yağ gibi kayarak çıktım. Koridorda kimse yoktu. Bu iyi. Diyip iki yana hızlı bakışlar atarak gördüğüm asansöre koştum.

Çağrı düğmesine üst üste basarken bir yandan etrafıma bakıyordum. Çünkü o zalim dahil kimseye görünmek istemiyordum.

Uyuz asansör bir kaç dakika sonunda nihayet gelebildi. Açılan kapı ile kendimi içine atıp zemin tuşuna bastım.

Asansör aşağı doğru hareket ederken aynada kendime baktım. Gözlerimin altı kararmış, içleri kızarmış yüzüm solgun ruh gibiydim. O boku nereden bulup içtiğime dair hiç bir fikrim yoktu.

Gözlerim koluma kaydı. Dirseğimin iç kısmındaki bant serum hikayesini doğruluyordu. Arkama yaslanıp kafamı arka arkaya asansör kabinine vurdum.

Gittikçe batıyorsun Umay. Ne zaman bir eğlenceye gitsen başın beladan burnun boktan çıkmıyor.

Son yaptığınla resmen level atladın. Zalim'i taciz etmek mi, öpmek mi?
Senin beynini sikeyim ben.

Dedim açılan kapıdan çıkarken.
Elimde ayakkabılar koşar adım çıkışa yürürken arkamdan yine onu duydum.

" Umay! "

Tabi ki duymazdan gelip devam ettim.
Ama daha bir kaç adım atmıştım ki kolumdan yakalayıp kendine çevirdi.

" Nereye gidiyorsun? "

" Evime tabii ki.

Ha bu arada istifa ediyorum. "

Loading...
0%