@azamet_29_2
|
" Kodugumun şansı. Akıllısı beni bulmazki." Dedim sinirle ayağa kalkarak. Sonrada kızın yanına giderek omuzundan tutarak sarstım. "Ela. Bir süre alık alık bana baktı. " Al işte." Dediğim anda Ela kocaman gözlerle küçük bir çığlık atarak hızla geriye doğru gidince kendini yatağın diğer tarafında yerde buldu. Hemen diğer tarafa geçerek, " Seni aptal." Dedim kollarından turatak. " Belâmısın lan.!" Eli başının arkasında ovalayarak bana baktı bir yandan geriye giderken. "Kıpırdama.! " Dedim sinirle. Deniz: " İyimisin.?" "E-evet.. " Anladık yine kabus görmüşsün. Dedim. "Sakın! " Dedim. "Sakın. Başını salladı Ela. "T-tamam." Şaşkın, gözlerine baktım. " Dediğim gibi bir süre o evde kalacaksın. Ne dersem yapacak, emrimin dışına çıkmayacaksın. " Tamam... Aldığım cevapla Deniz'e baktım. " Ela iyisin değilmi?" Dedi tekrar. Oda inanamadı heralde Ela'nın anında onaylamasına. Başını salladı Ela, evet anlamında ama gözleri bendeydi. "Hadi kalk. Deniz: " Ateş, kızı yalın ayak mı yürüteceksin." " Evet. " Zalimsim Ateş Yıldırım." Dedi ilaç poşetini hırsla uzatarak. " Bunu bilipte yaşayan nadir insanlardan birisin Deniz. Halinin kıymetini bil." Dedim odadan çıkarken. Ela'ya yürü işareti yaparak yanımdaki Ela ile asansörün önünde durduk. Kapısı açılan asansörle içeri girip sıfır tuşuna basarken göz ucuyla Ela'ya baktım. Kabinin en köşesinde başı öne eğik parmaklarıyla oynuyordu. Ayaklarına kaydı sonra gözlerim. " Nı- Napı... " Sus Ela! Dedim susması için. " Bu son. Dedim sinirle gözlerine bakarken. Ben binene kadar çoktan diğer kapıya yapışacak kadar ileriye gitmişti. Onu ve bu halini görmezden geldim. " Geldik abi." Diyen Faruk'un sesiyle gözlerimi açtığımda Ela hızla kapıyı açarak yalın ayak eve yürüyordu. ***** Araba durur durmaz kendimi dışarı atıp yalın ayak koşarak eve girdim. Merdivenleri bitirip odamın önüne gelince kapımı açıp içeri girdim. Gözlerim kapalı elim kalbimin üzerinde nefesler alırken, " Ooo. Duyduğum sesle irkilerek bir adım geriledim. " Fırsat bu fırsat, gelmezsin sanıyordum." "Ne işiniz var burda.? Ayağa kalkarak, " Tek bildiğin aptal oyunlarla insanları oyalamak. " " Ne ? Emel gözüme bakarak. " Ne? Hem uyur gezer. Dedi. " Dediğim gibi tadını çıkar. Çok kalmayacaksın burda." Emel' in arkasından kapıyı kapatırken pislik dedim. Pislik. Benimle ne derdi varsa. Emel'in gidişinin ardından kendimi banyoya attım. " Ağla ama bu son olsun." Kulaklarımda ve beynimde duyduğum sesle korkarak açtım gözlerimi. Kim var orda. Kim konuştu. Odama girerken elimdeki sargıya kaydı gözüm. Gerçekten deliyorum belkide. Hayır hayır. Sadece pisikolojim bozuk. O yüzden böyle şeyler görüyorum. Bunu anlamanın tek yolu vardı.Kendimle tartışmayı bırakıp Dolabın altından aldığım ev ayakkabılarımıda giyip yatağa oturdum. Islak ve kan sızan elime baktım sonra. Yataktan kalkıp tekrar banyoya girdim. Banyodaki bütün dolaplara bakarak ilk yardım kutusuna benzer birşey varmı diye baktım. Ama yoktu. Bu oda Ateş' in olmalıydı. Bu kadar siyah ton sadece onu hatırlatıyordu. Sonraki odaya denedim şansımı ama bir öncekinden kötüydü şansım. " Pa. Pardon ben senin odan olduğunu..." Derken Emel'in korkuyla elinde düşen şey dikkatimi çekti. "Cüş be. Ne biçim giriyorsun. Dedi yerdeki poşeti hızla alıp arkasına saklayarak. " Odamdan çıkan kadın söylüyor bunu." Dedim umursamaz görünmeye çalışarak. " Bana bak senin dilini keserim." Diyince dahada ileri giderek. "Ne saklıyorsun arkanda." " Sanane defol odamdan." Dedi kovarak. " Bana ucube diyen kişi, hapçı ve alkolik demek. " Dedim gider ayak. Koridordan geçip aşağı inen merdivenlere yönelirken bir kadın gördüm. Mecburen bu evdeki çalışanlardan birinden yardım alacaktım. Kadına dikkatli bakınca hemen tanıdım. Bu o gün, bana yemek getiren kadındı. Hızla yanına gelip, " Pardon. " Evet aşağıdaki banyoda var. Lazımsa getireyim. " " Sağolun ben alırım siz yerini söyleyin yeter." " Merdivenlerin altından sağa dönün ikinci kapı." " Tamam teşekkürler." Diyerek merdivenleri hızlı adımlarla inerken arkamdan beni izleyen Emel' i gördüm. Ateş ne kadar ürkütüyorsa bu adam da en az o kadar ürkütüyordu insanı. " Sen." Dedi. " Ela!" " Buraya gel." Dedi başıyla işaret ederek. "Aptalsın Ela. " Ha! Etrafıma bakındım hızla. " Kızım. Sana söylüyorum." " Kızım mı? Yaşlı adam bir adım daha yaklaştı. "Gel buraya." Dediğinde kaşları çatılmaya başlayınca çaresiz, çıktığım 3 basamağı geri inip adama doğru yürüdüm. " Gel otur. Dediğinde kazağın kolunun içine gizlediğim elimi gördü. " Eline ne oldu. " Demek bu yaşlı adamın haberi yoktu olanlardan. " Önemsiz küçük bir kesik. " Adam birden kolumu sıkıca tutunca korkuyla baktım yüzüne. Bir kaç saniye bakıp, " Zehra." Diye bağırdı aniden. " Buyrun Yaman Bey." Adı Yaman'mış. "Elinin pansumanını sen yap." " Peki efendim." "Gerek yok ben yaparım." " Sen karışma, o yapar." Dediğinde kadının gözlerindeki sen karışma lütfen bakışını gördüm. " Peki." Dedim koltuğa oturup elimi kadına uzatarak. Kadın sadece iki yana salladı başını. Kadın elimdeki sargıyı açınca derin ve kanayan kesiği gördüm. Kadın temizleyerek yeniden sararken Yaman bey gözleri elimde, " Nasıl oldu bu?" Dedi. Ne desem diye düşünürken, " Nasıl ol-du? " Diyerek yeniledi sorusunu. " Dün gece şu içmek için mutfağa inmiştim. Bir bardak su da yanıma alıp çıkarken merdivenlerden düştüm. Bardakta elimdeydi, kırılınca olmuş." "Başın." Dedi. "Oda düşerken oldu." "Ya gözün neden kanlı." " Sanırım oda düşünce oldu." Söylerken bile utanmıştım. Tam sakar birinin profilini çizmiştim çünkü. " Peki nasıl düştün ?" Derken gözleri arkamdaki merdivenlerdeydi. " Şey... Derin bir nefes daha çekti sigarasından yaşlı adam. Sonrada üfleyerek, " Yani biri itmedi öyle mi? " Dediğinde gözü hâlâ arkamdaydı. Başımı geriye çevirip baktım merakla. Emel yukarda ve bizi dinliyordu. " Hayır benim hatamdı." Bu evde benim yüzünden daha kötü şeyler olsun istemiyordum. "Tamam efendim bitti." " Tamam sen işine dön." Dedi Yaman Bey. Kadın malzemeleride toparlayıp hızlıca işinin başına dönerken bende kalkmak isteyince, "Otur! " Dedi. Buz gibi sesiyle olduğum yere geri oturdum. " Hâlâ kabus görüyormusun?" Kabustan fazlasını görüyorum. Diyemedim. Sessizce başımı salladım. "Evet. " " Ne görüyorsun." Dediğinde şaşırdım. " Yılan... Kapıdan giren Ateş'i gördüm. "Otur!" " Ezberlerinin arasına yaz. " Nerdesin evlat?" " Kusura bakma dede." Dedesimiymiş. O yüzden her hareketleri benziyor.. " Hastanelerden çıkıpta işimin başına gidemeyince işler birikti." Dedi bana göz ucuyla bakarak. " Klübe uğramam gerekti. Ordanda şirkete geçtim. Sen neden burdasın. " İlk yardım kutusu için indim." " Yine nereni yaraladın." "Hiç. Hiç bir yerimi yaralamadım. Elim ıslanınca değiştirmek istedim. Ama Zehra hanım yaptı." Dedim Yaman dedeye bakarak. Yaman Bey: "Çık.! Dediğinde yüzüne baktım. " Bu evde bana yalan söylenmez. Şimdi çıkabilirsin." Yüzüm asık merdivenlere kadar gelmiştim ki. " Yemekte masada ol." Dedi Ateş. Arkam dönük başımı salladım sessizce. Karşımdaki Emel sol kolunu boğazıma dayadığı gibi beni duvarla kolunun arasına alarak, " Bana bak küçük sürdük." "Hiç kimseye gördüğün ilaçlardan bahsetmeyeceksin. Anladın mı.? Bu kadarını da beklemiyordum. " Bu sana ilk ve son uyarım. " T-tamam. Kimseye birşey söylemem." " Sıkıysa söyle, bak neler geliyor başına." Dedikten sonra geri çekilip elindekini kapatıp cebine koyarak odadan çıkıp uzaklaştı. O gidince boşalan elim ayağımla kendimi yere bıraktım. ***** Gelen yemek saatiyle herkes mutfakta masadaydı. Bir kaç lokma yedikten sonra elimdeki kaşığı kenara bırakıp boğazımı temizledim. Ateş önündeki tabağı kurcalayarak, " Yarın okuluma dönmek istiyorum." " İyi hissediyorsan dön. " Ve! " " Ve ne?" Dedi başını kaldırarak. " Babamı görmek için ceza evine gitmek istiyorum. " Ateş sağ elini masaya bırakıp sol elinin parmaklarıyla burun kemerini sıktı. " Ben nece konuşuyorum? " Baban! Başımı öne eğerek sıktığım parmaklarıma çevirdim gözlerimi. " Kendim görmeden, duymadan inanmamı bekleme benden. " Tamam lan!" Dedi elini masaya vurarak. "Bunada tamam! Terbiyesiz ne olacak dedim içimden. Eliyle kalk işareti yapınca hemen kalkıp odama çıktım. Bu ev bana lunaparktaki korku evlerini hatırlatıyordu. " Bu ne ki birazdan olacakları hazır ol Ela." Hızla kendi etrafında bir tur döndüm yine. Ve ardından aşağıdan gelen çığlık sesi. Koşarak odadan çıkarak merdivenlere geldim. Ateş ve Emel salondaydı. Emel'in dudağı patlamıştı. " O zamandamı kullandın lan! Ateş elini Emel'in boğazına yapıştırdı. " O zamanda mı kullanıyordun! Dedi. Koşarak indim merdivenleri. " Evet lanet olasıca. Kullandım. Bağımlıydım ve kullandım. Duyduklarımla şok oldum. " Demek öyle." Dedi Ateş hızlı adımlarla konsoldan silahını alırken. " O zaman daha fazla azap çekme." Daha fazlasına izin veremezdim. Koşarak Ateş'in önüne geçtim. İki kolumu açarak durdum önünde. " Yapma.! " Çekil kenara. Karışma sen!" " Hayır. Lütfen yapma!" Ates hırsla gelip beni kenara itince kendimi koltukta buldum. " AF! " Ela. Kafamdaki sese uyarak hızla kalkıp, "Yapma! " Diyerek Ateş'in elindeki silahın üzerine atladım. Ateş: Derken elindeki silahı aşağı indirebilmiştim. Boğuşmaya başladık. O, silahı Emel'e çevirmeye bense uzaklaştırmaya çalışıyordum. O anda duyduğum silah sesiyle olduğum yerde kaldım. |
0% |