Yeni Üyelik
14.
Bölüm

K.B 14 Test

@azamet_29_2

" Demek arkamdan iş çevirmek istiyorlarmış."

" Kurt senden sonra bir kaç kişinin daha ağzını yoklamış."

" Kimse benim arkamdan iş çeviremez.
O kurt itini pazarıma sokmam dedim sokmam. Ne bok yerse başka yerde yesin.
Diğerlerine gelince.
Kurt'la bir olup iş yapmaya cesaret edemezler.
Büyük patron benim. Benim hayır dediğime kimse evet diyemez. Diyenide yaşatmam bilirler."

" Bu yüzden dikkatli olmalısın Ateş.
Bu âlemde bir kaç kişinin önünde engelsin.
Dikkati ve tedbiri hiç bir zaman elden bırakmamalısın.
Özellikle adamlarına dikkat et içlerinde çürük varsa ayıkla. "

" Sen merak etme Dede. "

Dediğinde bende yavaştan mutfağa girdim. Yüzlerine bakmadan masaya geçip oturdum. Önümdeki yemeklere baktım
Çeşit çeşitti. Önümdeki tabağa her birinden az az alıp küçük küçük yemeğe başladım.
İkiside sessiz beni izliyordu.

Dede Yaman:

" Bugün ne yaptınız?"

Dediğinde Ateş geriye yaslanıp beni izleyerek konuştu.

Okul işini hallettik.
Yarından sonra devam edecek. Adamlarla gidip gelecek bir süre. Sonrasına bakacağız.

Sonrada cezaevine ve mezarlığa gittik. Artık inanmıyorum diyemez."

Dediğinde yediğim lokmalar boğazıma dizilmişti. Yine gözlerime yaşlar hücum etti.
Zorlukla yutkunarak,

" Kalkabilirmiyim?" Dedim.

" Tabağını bitir. "

" Daha fazla yiyebileceğimi sanmıyorum."

" Bitir.
Yoksa zayıf düşeceksin."

"Zorlama." Dedi Yaman Bey.

" Kalkabilirsin...
Zehra!
Ela'nın pansumanını yap."

Dedi sonra.
Zehra malzemelerle gelince kalkıp salona geçtik.
Elimdeki sargıyı açıp temizleyerek yeniden sardı.
Sonrada boynumdaki izlere krem sürdü.

" Teşekkür ederim Zehra hanım. Sanada zahmet veriyorum."

"Rica ederim.
Sende artık kendini toparla kızım. "

" Zor Zehra hanım.
Çok zor." Dedim gözümden düşen damlaya engel olamayarak.

Zehra hanım kalkarken Ateş ve Yaman Bey gelip yanımdaki koltuklara geçtiler.

" Ne yapacaksın?"
Diyen Yaman beye baktım.
Kiminle konuşuyordu? Benimle mi Ateş'le mi?

" Davet vereceğiz. " Dediğinde kim olduğunu anlamıştım. Ateş ile konuşuyordu.

Ateş:

"Herkes gelecek.
Uyarı verip adam gibi durun diyeceğiz. Kurt ile iş birliği yapanı Kurt'la birlikte cayır cayır yakarım. Diyeceğiz."

Ayağa kalkarak,

" Yarın okulum var.
Gidip hazırlıklarımı yapmalıyım.
Size iyi akşamlar."

Dedim.

" 8 de hazır ol.
Selim ve Mahir ile gidip geleceksin bundan sonra."

Başımı salladım tamam anlamında. Sonrada odaya çıktım.

Kitaplarımı ve çantamı hazırlayıp kenara bıraktım.
Yarından sonra yeni bir hayata başılamayı umarak kendimi yatağa ve uykuya bıraktım.

*****

Sabah erkenden uyanıp önce bir duş aldım. Sonrada üzerime açık mavi bir kot, beyaz balıkçı yaka kazak, çünkü yüzüm ve boynum tırnak izi ile doluydu. Kahve renkli yarım botumuda giydikten sonra ders programını bilmediğim için sadece boş çantamı ve kabanımı alıp aşağı indim.
Mutfağa girdiğimde sadece Selim'i gördüm.
Zehra hanım,

"Gel kızım birşeyler ye öyle git.
Bu obur birşey bırakmayacak yoksa." Dedi yalandan bir sinirle.

Masaya oturup hızlıca bir şeyler atıştırdıktan sonra,

"Gidebiliriz." Dedim.
Selim önde, birlikte evden çıktık.
Arabaya doğru giderken belindeki silahı fark ettim.

" Sen silâh mı taşıyorsun? "

" Evet." Dedi kapımı açarken.

" Ateş abi senin başına birşey gelirse,
beni uğraştırma kendi kafana sık dedi valla. Bu silah seni korumak ve kendimi öldürmek için verildi." Dedi arsızca.

Önce araca ve direksiyondaki asık suratlı adama baktım.
Son model siyah bir BMW.
Yapabilsem ıslık çalardım.

Araca binerken,

"Yeni bir gün yeni bir hayatın başı.
Ne başlangıç ama." Dedim.

Selim:
" Bu arkadaşta Mahir." Dedi tanıştırmak isteyerek.

" Sayende ortak olduk.
Bu arada koltuktakiler seninmiş Ela."

" Ne bunlar."

Diyerek küçük çantayı açtım.
İçinden içi para dolu bir cüzdan ve yine son model kırmızı bir telefon çıktı.

" Bu, bu ne? "
Dedim şaşkın şekilde.
İlk kez bu kadar param ve böyle bir telefonum olmuştu.
Cüzdanı kenara bıraktıktan sonra telofonu açıp içinde gezdim. Rehberinde,
Faruk, Ateş, Selim ve Mahir'in numarası vardı.
Birde mesaj vardı tabi Ateş'ten.

" Telefon yanından ayrılmayacak ve her aradığımda açılacak.
Koyduğum kurallara uyulacak!!

Mesajı okuduktan sonra telefonu arka cebime, cüzdanı çantama koyup geriye yaslandım.
Sessiz geçen bir yolculuktan sonra nihayet okuldaydım.

Mahir kapının önüne kadar gelerek durdu. Selim arabadan inip kapımı açtığında bende indim.
Ben iner inmez kapıda bekleyen Merve ve Cem koşarak yanıma geldiler.

Merve'ye sıkı sıkı sarıldım ağlayarak. Özlemiştim canım arkadaşımı.
Cem'de gelerek ikimize birden sarıldı.
Geriye dönüp Selim'e baktım.

" Siz dönebilirsiniz." Dedim.

"Olmaz. Burdayız bütün gün."

Dediğinde ağzım açık kaldım.

"Yok artık ciddi olamazsın."

"Ateş abinin emri."

Dedi ve arabaya binip 2 metre ileri patkettiler ve içinde beklemeye başladılar.

Bahçeye girerken Merve ve Cem hâlâ Selim'e bakıyordu.

Merve beni çekiştirerek bahçedeki masalardan birine oturttu.

" Ela.
Hemen anlat neler oluyor.
Kaç gündür nerdesin?
Öldük meraktan.
Evine geldik seni bulamadık.
Aysel ve Yaşar öldürülmüş..."

"Ne? Ne olmuş.?
Aysel ve Yaşar ölmüşmü.?"

" Evet. Öyle dedi polis. Seni bulamayınca başına bir şey geldi diye deliye döndük.
Heryeri bütün karakolları, hastaneleri aradık. Ama seni bulamadık."

" İyi olmuş gebersinler." Dedim ağlayarak.

Cem:

" Anlat Ela neler oldu?
Eline ne oldu?"

Cem'e ve Merve'ye baktım.
İlk geceden başlayarak herşeyi anlattım. Ama rüyalar ve Ateş'in yaralanması hariç.

Ben anlatmayı bitirdiğimde ağlayan bir Merve, sinirinden kızarmış bir Cem ile göz gözeydim.

" Zavallı arkadaşım benim." Dedi Merve.
"Neler yaşamışsın öyle."

"Ama artık bitti.
Bugünden sonra yeni bir hayata başlamak istiyorum."

" Peki bu Ateş denen adamın yanında ne kadar kalacaksın." Dedi Cem.

" Bilmiyorum.
Bir süre dedi. O adi adamlar hâlâ peşimde olabilirler diyor.
O yüzdende silahlı bir koruma ve şoför verdi sanırım."

"Her neyse hadi derse girelim.
Bu arada Cem ders programını bana verirmisin ben kaybettim."

" Tamam sorun değil. Numaran hâlâ aynımı? "

" Hayır. Aslında şuanki numaramı bende bilmiyorum.
Ben seni arayım kaydet, sende Merve."

"Tamam." Dedi ikiside ben telefonu çıkarırken.
Arka cebimdeki telefonumu çıkardığımda Merve'den bir,

" Ooooo." Geldi.
" Ela bu ne? "

" Valla ben istemedim.
O aldırmış heralde. "

Ben Cem'i ve Merve'yi çaldırdım onlarda beni.
Bu şekilde numaralarımızı yeniden kaydettik.

Merve kalkıp bizden ayrıldıktan sonra Cem ile birlikte derse girdik.

Gün boyu dersleri dinleyip not alabileceğim kişilerden not topladım.
Günün sonunda elimde tekrar etmem gereken bir sürü ders notu ile çıktım okuldan.
Cem ile vedalaşıp beni bekleyen Selim'in yanına gelerek açtığı kapıdan bindim.

" Nasıl geçti."

"Bir sürü not var elimde çalışmam gereken. Çok boşluğum olmuş."

"Başlangıcı yaptın gerisi gelir."

" Umarım." Dedim notları okurken.

Akşam eve geldiğimizde.
Elimdeki notların bir kısmını çantaya tepiştirip birazınıda elime alarak arabadan indim.

Elimdekileri okuyarak kapıdan içeri girdiginde çarptığım şeyle sendeledim. Tam düşerken kolumdan tutan Ateş,'ti.

" Biraz dikkat et!"

" P- Pardon.
Notlara bakıyordum."

"Ayakta uyumadığına eminmisin? Uykucu."

Söylediği şeyle yüzüne baktım.
Hiç bir ifade yoktu.
Ciddimiydi, dalgamı geçiyordu anlaşılmıyordu.

Kolumu yavaşça çekip hızla merdivenlere yöneldim.
Arkamdan içeri giren Selim,

" Hiç bir sıkıntı olmadı abi." Dedi ve çıktı.
Anlaşılan hergün rapor verecekti.
Odama çıkarak çantamı ve notlarımı kenara bırakıp banyoya girip bir duş aldım.
Rahat eşofmanlarımı giyerek yatağıma oturup elimdeki notları sıralamaya ve okumaya başladım.
Bir an önce arayı kapatmalıydım.
Ne kadar okudum bilmiyorum.
Kapı sesiyle kendime geldim.

Genç bir kız,
" Ela hanım yemeğe bekliyorlar."
Dedi ve çıktı.

Bir kaç sayfayı yanıma alıp odadan çıkarak aşağı indim.
Sandalyeye oturduğumda kağıtlarıda tabağımın yanına koydum.
Benim arkamdan Ateş gelip masaya oturdu.

Hem yemeğimi yiyor hem notlarımı okuyordum.
Bu arada Ateş'in bakışlarınıda hissediyordum.
Başımı kaldırıp baktığımda yine bir sigara yakmış beni izliyordu.

Hiç birşey söylemeden tabağımı bitirip kalktım.
Salondan geçerek odama çıktım.
Notları kenara bırakıp kendimi yatağa bıraktım.
İlk gün yormuştu.
Gözlerimi kapattığımda kısa sürede uykuya dalmıştım.

*****

Bugün 20 şubat.
10 gündür okuluma devam ediyorum. Hafta içi Selim ve Mahir ile okula gidiyor gün boyu derslere girerek çalışıyorum.
Geceleri ise sık sık gördüğüm o aptal kabus yüzünden doğru düzgün uyuyamıyorum.
10 gün önce gördüğüm o kabusu hemen hergün görüyorum.
Bir keresinde Ateş'e anlatmak istedim ama o kahve olayından sonra yine kızacağını düşünerek vazgeçtim.

Arada başka rüyalarda görüyorum.
Tam olmasada çıkıyor rüyalarım. Artık buna emindim.
Kafamdaki sesi herzaman olmasada duymaya devam ediyorum.

Rüyamdaki o devasa yılanı bir iki kere yine gördüm.
Artık garip rüyalara ve o sese alışmış ve kormuyordum rüyalarımdan.

*****
Hazırlanmış salonda saatin gelmesini bekliyordum.

Faruk yanıma gelerek,

" Abi herşey hazır.
Bu akşam otelin davet salonunda olacak herkes."

" Faruk.
Özellikle o Kurt piçi ile görüşenler, onlarda orada olacak."

"Bizzat söyledim abi.
Korkudan renkleri attı. Ama gelecekler emin olabiliriz."

" Güzel. "

"Abi bir şey daha var."

" Nedir?"

"Mahir bugün kendilerini takip eden bir araç farketmiş.
Hâlâ kızı takip ediyor olabilirler.
Yada başka bir işi var işin içinde.
Biz bu gece otele geçeceğiz kız evde yalnız olacak.
Sıkıntı olmasın. "

" Hassiktir.
Sırasımıydı lan!"

Dedim sinirle ileri geri yürüyerek.
Kızı geride bırakırsam ve birileri peşindeyse evi basarlar. Yanımda olursa herkes haberdar olur. Ne yapabilirim diye elim saçlarımda bir süre düşündüm.

" Yapacak birşey yok oda gelecek."

"Abi olmaz!
Herkes görür kızı yanında.
Aslı astarı olmayan şeyler konuşulur."

" Yapacak birşey yok Faruk.
Kız bana emanet.
Başına iş gelirse kendimden bilirim.

Zehra! Benimle gel."

Diyerek Ela'nın olduğu odaya çıktım.Zehra'da peşimden geldi.
Kapıyı çalmadan içeri girdiğimde korkarak kalktı yattığı yerden.

" Yinemi uyuyorsun? "

Elindeki kağıtları kaldırarak.
Cevap verdi,
"Uyuyacak vaktim olsada uyusam."

"Oo bakıyorum dil papuç." Diyince anında susup geri çekildi.

" Hazırlan bu gece benimle geliyorsun."

"Nereye?"

"Davete.
Zehra sana yardım edecek. Dolaptaki elbiselerden bir elbise uydurun.
Birde maske. "
Dedim.
Emel'in kullandığı elbiselerden vardı hâlâ bu odadaki dolapta.

" Ne.?
Ne daveti ben anlamam öyle işlerden. Ben gelmesem daha iyi olur."

" Seni keyfimden götürmüyorum.
Bugün takip edilmişsiniz.
Evde tek kalamazsın."

" Dışarısı adam dolu."

" Seni korurken bir sürü adam kaybedemem.
Hazırlan gidiyoruz.
Aşağıda bekliyorum.
Oyalamayın!"

" Ama.."

Desede dinlemeden odadan çıkıp aşağı indim.

" Faruk adamların sayısını arttır." Dedim bir sigara yakarak.

" Tamam abi ama bu işi sevmedim."

"Hadi Faruk hadi. Sinirimi katlama benim."

" Tamam abi." Diyerek çıktı Faruk.

İçtiğim 2. sigarada sonra sinirle üst kata doğru bağırdım.

" Zehra!
Ne yapıyorsunuz iki saattir."

Zehra merdivenlere gelip,

"Hazır Ateş bey ama çekiniyor. Gelmesem diye ısrar ediyor Ela."

Elimi alnıma bastırarak,

" Ulan...Sikeyim böyle işi."

" Ela! " Dedim tekrar bağırarak.

"Hemen aşağı inmezsen ben gelip indirecem. "

Dedim merdivenlere doğru yürüyerek.

Tamam ya geliyorum.

 

"Ya ben alışık değilim böyle şeylere."

Diyerek merdivenleri inmeye başladığımda bir süre gözüm takılı kaldı Ela'ya.
Üzerindeki elbise ve maske ve topuz yapılmış saçları yakışmış onu daha olgun göstermişti.

" Nihayet.
Hadi hızlan gidiyoruz."

Dediğimde merdivenleri daha hızlı inmeye başladı.
Tabi son 2 basamağa kadar.
2. Basamakta ayakkabısın topuğu takılınca yüz üstü kapaklanacakken kollarından tutarak engelledim.

" Sakar şey. "

" Sana söyledim.
Alışık değilim ben böyle şeylere."

" Konuşmada yürü." Diyerek kolundan tutarak vestiyerden kabanlarıda alıp çıktıktan sonra arabaya geçip oturduk.

" Faruk yolda optiğe uğrayıp lens alacağız. Kırmızı göz dikkat çeker."

"Tamam abi."

"1 saat sonra otelin davet salonundaydık."

Kapıdan girerken Ela'ya dönüp.

"Yanımdan ayrılmayacaksın.
Kimseyle gereksiz konuşmayacak, kimseye yüz vermeyecek, kimseyle göz göze gelmeyeceksin. Bu geceden sonra seni kimse hatırlamamalı.
Kahverengi lenslerde bunun için."

Anladınmı.? "

" T-tamam.
Anladım."

Ela kolumda, adamlarla birlikte içeri girerek masamıza geçtik.
Ben gelen davetliler ile konuşup görüşürken Ela'yı masada Selim ve Mahir ile birlikte bıraktım.

İş yaptığımız adamlarla gereken konuşmayı yapıp gözdağı verdikten sonra bize sonradan katılan dedemle tekrar masamıza döndük.

*****
Otele geldiğimizden beri ben masada oturup atıştırırken Ateş'te söve söve masa geziyordu.
Nihayet geri döndüğünde en azından masada aptal aptal durmaktan kurtulmuştum.

Ateş masaya dönünce Mahir ve Selim bir kaç adım geriye çekilerek beklemeye devam etti.

Ateş çok konuşmaktan sebep susamış olmalı ki, garsona el işareti yaptığında bayan garson hemen geldi.
Elindeki tepsiden aldığı viski bardağını masaya doğru uzanarak koydu.
O anda gördüğüm şeyle şok olsamda beni doğruladı.
Kızın bileginde 10 gün önce gördüğüm rüyadaki kupa üstündeki kuş figürü vardı.
Tek fark dövme şeklindeydi.
Başımı kaldırıp kıza baktım.
Üzerindeki kıyafet rüyamdaki ile tamamen aynıydı.
Siyah mini etek beyaz yakası açık gömlek. Kolunda o kuş figürü.

O zaman o bardak.!
Bardakta bir şey olmalıydı. Önce kadına baktım.
Kırıta kırıta topuklarını yere vurarak uzaklaştı.
Sonra Ateş'e baktım hâlâ dedesiyle birşeyler konuşuyordu.
Önüne dönüp bardağa uzandığında bileğinden tuttum.

Kısık sesle,
" İçme sakın!
Rüyam yeni gerçekleşiyor. O bardakta birşey var. İçme! "

Dediğimde öfkeyle baktı gözlerime.

" Yinemi?
Bıktım senin safsatalarındanda, rüyalarındanda. Ne takıntılıymışsın.
Yok öyle birşey.
Sok kafana artık."

Dedi dişlerini sıkarak.
Onun bu hâline ben daha çok sinirlenmiştim.
Ben onu korumaya çalışırken o bana diş biliyordu.
Elinden bardağı kaptığım gibi Ateş'in ve Yaman Beyin bakışlarına aldırmadan tepeme diktim.
Ateş kocaman gözlerle bana baka kaldı.

"Öğg! İğrenç bişey bu nasıl içiyorsunuz bunu ya."

" Sen...
Sen ne yaptığını sanıyorsun.!"

Dedi Ateş yine ateş püskürerek.

" Rüyamı test ediyorum." Dedim.
Sen haklıysan birşey olmaz.
Ben haklıysam, haklı olduğumu ispatlamış olurum.
Hem bana birşey olursa sen varsın. Bana yardım edersin değil mi?
Etmezsende sorun değil. Anne babama kavuşurum."

Dedim rahat rahat.

*****

Ela'nın yaptığı şeyi ve söylediklerini şaşkınlıkla izleyip dinledim.
Bu kız gerçekten keçileri kaçırmıştı.
Kim gelecegi görebilirdiki.
Aptal, kendini kandırıyor.
Birşey olacağı yoktu.
Tıpkı şirketteki gibi yine yanılıyordu.

Yaptıgı şeyin üzerinde yarım saat geçmişti.
Hiç birşey olmamıştı. Yine.
Yerimden kalkarak,

"Hadi gidiyoruz Muneccim." Dedim alay ederek.

Yüzü asık yerinden kalkarak yanıma geldi. Yanımda yürüyerek kapıya doğru ilerlerken elimi cebime sokarak sigara paketimi alıp bir dal alarak dudağıma bıraktığım anda duyduğum tok sesle anında arkama döndüm.

Gördüğüm şeyle şok oldum.
Ela yerde cansız yatıyor dudağının kenarından kan sızıyordu.

"Elaa!"

 

Loading...
0%