@azamet_29_2
|
"Hadi gidiyoruz Muneccim." Dedim alay ederek. Yüzü asık yerinden kalkarak yanıma geldi. Yanımda yürüyerek kapıya doğru ilerlerken elimi cebime sokarak sigara paketimi alıp bir dal alarak dudağıma bıraktığım anda duyduğum tok sesle anında arkama döndüm. Gördüğüm şeyle şok oldum. "Elaa! Elimdekileri yere atıp Ela'nın yanına çöktüm. " Ela uyan. Kahretsinki kız haklı çıkmıştı. Elimi ince boynundaki damarın üzerine koydum. Nabzı yavaşta olsa atıyordu. " Faruk!" Diye haykırdım. "Çabuk! " Selim,Mahir! Dede! Sende başlarında kal lütfen.. Ela kucağımda koşarak çıktım salondan. Kucağımdaki kızın yüzündeki maskeyi çekip aldım. "Ela. Ela gözlerini araladı, yüzüme baktı bir kaç saniye. " Seni aptal kız." Dedim bağırarak. "Ben haklıydım." Dedi gözleri tekrar kapanırken. " Ela! " Dedim bağırarak. "Deniz! " Ta-tamam. Faruk son sürat trafikte ilerlerken etraftakilere etmedik küfür bırakmadı. "Ateş! Dedi asansörü tutarken. " Önce midesini yıkayalım." Dedi. Asansör durunca hemen inerken Deniz önden giderek odayı gösterdi. İçeride bir doktor 2 hemşire bizi bekliyordu. Deniz kolumdan tutarak, " Hayır. Bekleyeceğim." " Ateş bırakalım rahat çalışsınlar. " "Tamam lan. "Nasıl oldu bu." "Gece davet vardı. Biz verdiğimiz için gitmemiz gerekiyordu. Masada otururken garson kız viski getirdi. " İçme! " İnanmadım... Dedim odayı işaret ederek. Ellerim saçlarımda, " Bardakta birşey olduğunu nerden biliyormuş. Biliyorsa neden içti." " Rüyasını test ediyormuş aptal. Rüyasında görmüş. "Kim, neden yapmış." " Nedeni belli değil mi? Götümüzdeki düşmanlar kuyruk. " Üzülme, önce midesi yıkansın. Sonra durumuna bakalım. Çabuk getirdiniz atlatacaktır." " Üzüldüğüm falan yok! Dedim sinirle. "Hastaneseyiz. Midesini yıkıyorlar. "Herkesi yolladım." " Neden!?" Dedim sol elimi saçlarıma geçirerek. " Yapan kişiyi bulduk. " Vay, vay,vaaay. "Kapatın bir yere. " O biraz zor.. " Ne yazıyor?" " Merhaba Yıldırım. " Kim...Kim bu orospu çocuğu? " Diye hırladım,öfkemden delirmek üzereydim. "Selim'le Mahir yolda yanınıza yolladım." " Tamam dede.." Derken odadan çıkartılan Ela'yı görünce, " Dede kapatmam gerek." Diyerek telefonu kapatıp. Ela'nın yanına geldim. "Midesini yıkadık. " Tamam." Dedim derin bir nefes alıp vererek. Bu seferde atlatmıştı. Faruk girdi odaya. " Abi Selim ve Mahir geldi." "Tamam kapıdan ayrılmasınlar. " "Tamam abi." Ela'nın yanına gelip yatağın ayak ucuna oturdum. " Yazık şu kıza. Senin yüzünde çekmediği kalmadı." "Deniz." "Hımm" " Sinirim tepemde zaten kapa şu çeneni. Olacak iş mi lan. " Görüyor yada görmüyor onu bilmem ama o bardağı sen içseydin Ela kadar şanslı olmazsın onu bil." "O neden.?" " Ela tek bardak içmiş. Bu kız normal değil. İnanmalımıyız bilemiyorum ama, söylediği şeyin çıkması ilginç gerçekten." Deniz konuşurken ben hâlâ kıza bakıyordum. "Sen nasıl bir kızsın.?" ***** *" Ela. Gözlerimi boğazımdaki acıyla açtım. Burasıı...? Etrafıma bakındım. Dedim yerimden kalkıp yatağın kenarına oturtarak.. Gözlerimi kendi üzerime çevirip baktım. " Kim var orda?" Dedim ama yanıt yerine derin bir sessizlik vardı. Bir kaç adım ötemde karanlıkta iki kişi vardı. Adamlardan biri diğerini yakalamış boğazına dayandığı bıçak ile bana bakıyordu. Yüzlerini seçemiyordum. Korkuyla sıkışan kalbimle gözyaşlarım akmaya başladı. Selim? Korkudan titreyerek gerilerken etrafa baktım ama koridor boştu. Ne hemşire ne doktor ne personel... "*Ela. Yine kafamdaki sesti uyaran. "*Kaç Ela! Hem koşuyor hemde kaçmalıyım diyordum. Oydu işte. Yine o. Körük gibi inip kalkan göğsümün altında korkuyla atan kalbimin sesi kulaklarımda, gözlerim yüzüme dayalı namnuda öylece kaldım. Gözlerimdeki yaşlar boşalırken geri geri adımlamaya başladım. Ben yürüdükçe üzerime geldi adım adım. ***** Tekrar kıza döndüm. "Sen nasıl bir kızsın.? Deniz. Ne zaman uyanır. " "Bir iki saate kendine gelir. Sen burdasın heralde. " Tamam git sen ." Deniz odadan çıktıktan sonra kendimi koltuğa bıraktım. Bir süre kıpırdamadan yatan kızı izledim. Sonra Ela'nın o hali geldi gözümün önüne. Neden yapmıştı. O an duyduğum telefon sesiyle düşünlerimden sıyrılıp kendime geldim. Telefonumu çıkarıp ekrana baktım. Gizli numara yazıyordu. " Merhaba Ateş Yıldırım. Faruk'la göz göze geldik. " Kim o abi. Yoksa..." "Sensin degilmi? " Artık kesin inandım. Gerçekten ölümle anlaşman var Ateş Yıldırım. " Sikerim lan senide bozacağın anlaşmayıda. " Şişştt. Çok yakınındayım Ateş. " Lan piç, nerdesin? " Yerimi söylersem gerçekten gelecekmisin?" " Gelmeyeni sikeyim. Söyle lan, söyle!" " Bu sözünü unutma Ateş. Bir gün çağıracağım, sende geleceksin. Kuzu kuzu Azrail'ine geleceksin." " Ulan senin.." Demiştimki Ela'nın çığlığını duydum. Telefonu kapattığım gibi hızla içeri daldım. Ela uyanmış yatakta dizlerinin üzerinde öne eğilmiş öksürüyordu. Hemen yanına gelip elimi sırtına koyarak sıvazladım. Öksürüğü hâlâ devam edince masadaki şişeden bardağa su koyarak, " İç şunu. " Diyerek dudaklarına uzattım. Bardağı masaya bırakıp elimi sırtına koyarak sıvazladım yine. " Şşiitt geçti. " Başını salladı sadece." Arkamda bizi izleyen Faruk'a dönerek, " Deniz'i çağır." Dedikten sonra, "Yat hadi." Diyerek Ela'yı yavaşça yerine yatırdım. "Daha iyi misin?" "Boğazım acıyor." Dedi kısılmış sesiyle.. Yatağın kenarına oturarak, " Acıması normal. " Ne yapmışım." " Benimle oynama Ela!" " O bardakta bir şey var diyorsun. Bir de rüyamı test ediyorum diyorsun. Testin sonunda ölecektin nerdeyse aptal. Aklınımı kaçırdın sen. Yoksa zaten mi aklın yoktu. " Hem sana hem kendime ispatlamak istedim. Gözlerimi devirerek baktım yüzüne. " Kalkmış bana geleceği görüyorum imasında bulunuyor sonrada inanmadığıma laf ediyorsun." " Bu sefer..." Dediğinde tekrar öksürmeye başlayınca. "Tamam uzatma sonra konuşacağız." " Geçmiş olsun Ela. " Boğazım acıyor ve midem... " Hepside normal şeyler. " Ne zamana geçer." "Akşama birşeyin kalmaz. Ama beslenmene dikkkat etmelisin bir kaç gün. Süt yoğurt ve çorba gibi yumuşak gıdalarla beslenirsen daha iyi olur" "Tamam. " " Her hangi bir ağrın sızın var mı?" " Başım ağrıyor ve kemiklerim." "İçtiğin şeyden. "Ne zaman çıkabilirim hala çalışmam gereken notlarım var." " Notların biraz bekleyecek. Akşama kadar burdasın. Tahlillerin temiz çıkarsa çıkabilirsin." Ela sıkıntıyla kendini yastığa gömerken Deniz bana döndü. " Benim işim bittiğine göre bana müsaade. Hemşire gelip serumu yenileyecek." Deniz odadan çıktıktan sonra " Selim burada mı?" Şüpheli gözlerle baktım yüzüne. " Evet, neden.?" "Ona bir şey söylemem gerekiyor." " Ne söylemen gerekiyormuş." " Şey nasıl desem ben rüyamda onu gördüm. Yüzünü izledim bir süre. " Hayır. " Ama neden. " " Aması falan yok." Dedim ayağa kalkarak. Şimdi uyu dinlen." " Uyuyamam. " Selim'e olan bu ilgin neden. " " Ne!? Ne ilgisi." Dedi sinirle. " Ne saçmalıyorsun sen Diye bağırmaya başlayınca yine öksürmeye başladı. " Ben senin gibi acımasız değilim. Yanımda beni korumak için duran birine birşey olmasını istemem. Heleki benim yüzünden olmasını hiç istemem. Ölü görmeye ölüm görmeye alışık değilim senin gibi." Dediğinde elindeki bardağı alıp ayağa kalktım. " Önce kendi canını düşün küçük." Dedim tıslayarak. "Bana birdaha bağırırsan diline düğüm atarım. Emin ol yaparım. Benim sabrımı zorlama. Dedim ve elimdeki bardağı sertçe masaya koyarak odadan çıktım. ***** Ateş sinirle, Benim sabrımı zorlama. Dediğinde ağzımdaki dilimi ısırdım resmen. Yine o yılan gibi tıslayan sesi aklımı almaya yetmişti. "*Ne yani adamın canını kurtardın diye huyunumu değiştirdin Ela.*" Diyen sese tısladım bende. "Sen bi sussana ya. Nasıl oluyorsa fısıltıyla bile konuşsa kalbimi zorluyordu bu adam. "*Sende azıcık yüz bulunca hırlama. " Yaparmı yapar. Aptal Ela.
|
0% |