@azamet_29_2
|
" Zorla tutamazsın kızı Ateş. " " Tutarım. " Bu kadar mı?" " Ne?" " Sebep bu mu sadece? " Deniz'in söylediği şeyle durdum. Düşündüm. " Değil." Dedim. "Hay böyle işi sikeyim. Değil." Deniz bana baktı alaycı şekilde. " Geçmiş olsun Ateş Yıldırım. " Korktuğuma uğradım Deniz. Dedim...de. Kendim bile zor duydum çıkan sesimi. Dişlerimi sıktım. Komodinin üzerinden aldığım sigara paketimin içinden bir dal alıp dudağıma bıraktım. Şu an iki ateş arasında kalmış gibi hissediyordum. Ama onu kendimden uzağada yollayamazdım. Yerimde ileri geri yürüdüm durdum. Sonra öfkeyle bağırdım. " Sikeyim böyle işi. Bu kız burada kalamaz dedim. Gitsin dedim. Karı kız işi bizi bozar dedim. Bizim alemde karıya kıza yer yok dedim. Keyfimden mi söyledin lan ben bu kadar lafı. Ama otorite Yaman bey beni kandırmayı başardı. " Ela... " Ne yapacak? " Kız haklı Ateş. " Manyaklığımı yakından görmek istemiyorsan o dilini tut Deniz." " Yalan mı? Deniz'e baktım. Yinede, "Dünyanın öbür ucuna gitmek isterdim. " Diye itiraf ettim. " Ama etrafımdaki çakallar onu orda bile bulur. " En azından üzerindeki baskıyı azaltamazmısın? Ateş bak. Yüzüne baktım. Yatağa oturup elimdeki biten sigarayı kullüğe basıp bir tane daha alıp yaktım. " Söylediklerimi iyi düşün. " Kes sesinide işine bak." " İşime bakıyorum zaten. İşime baktığım için kendi yarama bile değil senin yarana bakıyorum." Hızla ayağa kalktım. "Git bak lan o zaman yarana! " Sinirle ileri geri bir kaç tur daha atarak sigaramdan bir kaç nefes daha çektim. Sonunda elimdeki yarım sigarayı tekrar küllüğü basarak odadan çıkarken, " Nereye?" " İçim rahat değil Ela'ya bakacağım. " Diyerek Ela'nın odasına giderek kapıyı yavaşça açtım. " Ela." Dedim. Ama ses vermedi. " Bana hâlâ kızgınsın. Ellerimi saçlarıma geçirerek devam ettim. " Bak. Hislerim dahil her şeyi anlattım sana. Ela... Bak. Dedim elimi yorganın üzerinden omuzuna koyarak. " Ela çocukluk yapma. Çık şu yorganın altından konuşalım." " Defol git! Dediğinde hızla ayağa kalktım. " Yeter ama." Diyerek üzerindeki yorganı çekip aldım. " Kalk ve düzgünce konuş benimle." Yerinde doğrulurken elleriyle gözlerini silerek birden yatağın üzerinde ayağa kalkıp bağırmaya başladı. " Nefret ediyorum! Dedi kapıdaki Deniz'e bakarak. Deniz'de gelmişti bağırma seslerine. Sonra devam etti. " Hepinizden, burdanda, bu dünyadanda, hatta sayende babamdan bile nefret etmeye başladım beni sana mahkum ettiği için. " Dedi bas bas bağırarak. " Ela. " Seninle mi? Sakincemi.? " Ela bana bağırmayı kes hemen! " " Gördünmü? Dedi elini alnına dayayarak. " Bağırmayı falan kesmeyecem işte kesmeyecem. Ne yapacaksın? Dedi nefes nefese. " Ne bu sesler! " Duyduğum sesle kapıya döndüm. " Size söylüyorum. Ela yine bağırarak, " Konuşmaya çalışıyoruz torununuzla." Derken hâlâ gözlerime bakıyordu öfkeyle. " Çünkü o da sizin gibi..." Dedi dedeme dönerek. Ela birden boynunu büktü yana. Gözleri hızla dolarken. Aciz ses tonunu duydum. " Hayır yaa... " Dedi. " Hayır. Hayır. Hayır." Hızla ellerini yüzüne kapatarak başını öne eğerek geri geri gitmeye başladı. " Hayır. Allah'ım lütfen yeter. Yeter.!" " Ne yapıyorsun dur. Dikkat et. " Demeye kalmadan yatağın diğer tarafına boşa basınca, "Ahh." Diyerek gerisin geri boşluğa düştü. " Ela! " Dedim korkuyla. Başını arkasındaki dolaba çarpınca olduğu yere yığılıp kaldı. " Hassiktir. Ela.! " Deniz hemen yanımıza gelirken benim gözüm dedemdeydi. Ela düşmeden önce kocaman ve korkan gözlerle dedeme bakıyordu. Aklıma Mahir'e nasıl baktığı ve Mahir'in nasıl öldüğü geldi. " Hayır! Dedeminde ölmüş olduğunu görme. Sakın!! Ela. Ela uyan! " " Ateş dur ne yapıyorsun. " Kanıyor." Dedi eğilip bakarak. " Çokmu kötü." " Açılmış. Köşeye vurmuş olmalı, dikiş gerekli. " " At o zaman." " Yanımda malzemem yok. Hastaneye gitmeli." "Koduğumun şansı. Hızla yerimden kalkıp odama geçerek üzerime bir penye geçirip geri geldim. " Dede! " Ne!? Emrini geri al evlat. " " Dede zorlama lütfen." " Yürü Deniz." Deniz' le birlikte odadan çıkarak aşağı indik. Evden çıkarken, " Faruk. " Diye bağırdım. " Yine mi abi. Dedi bezgin. Faruk önden arabaya binip çalıştırırken bende Ela ile arkaya geçtim. Deniz'de öne binince hızla hareket ettik. Elim başının arkasında baskı uygularken yüzüne baktım. " Ela sakın! Deniz arkasını dönerek bana baktı. " Ne düşünüyorsun Ateş... Ne gördüğünü bilmiyorum. Ama iyi birşey değildi Deniz. Hastaneye geldiğimizde Deniz önden inip koşarak girerken bende hemen arkasından inerek hızlı adımlarla yürüdüm. Deniz çoktan malzemeleri hazırlamış bizi bekliyordu. Hemen Ela'nın yanına gelerek yan çevirdi kızı. Başının arkasındaki kanayan yerdeki bir tutam saçı kesip yarayı temizleyerek dikişe geçti. O dikiş atarken ben odada ileri geri deli gibi dönüyordum. Ela böyle bir tepki verdiğine göre yine bir boklar dönüyordu. Ama ne. Faruk içeri girdi. " Abi ne oluyor. " Ellerimi ceplerime attım. Telefonum yoktu. " Faruk evdeki adamların sayısını arttır." " Ne oluyor abi?" " Dedigimi yap. Ne olduğunu Ela uyanınca öğreneceğiz. " " Tamam." Dedi dışarı çıkarak. " Deniz..?" " Bitti. 4 Dikiş attım." Ela'ya baktım. " Aptal kız. Deniz: Elim çenemde sıkıntıyla ufaladım. " Ne olacaktı? Ne? Ne? " ***** Gözlerimi açtığımda kendimi bir mezarlıkta buldum. Elimi başıma götürüp acıyan yere dokundum. Okuduğum yazıyla anında gözlerim doldu, yanaklarımdan aktı yaşlar. Ziya Dinçer yazıyordu. Babam... Tabi ya rüya. " Özledim baba. Yalan söyledim, senden nefret etmiyorum. Sadece neden bu kadar erken gittin. Neden beni bu zalimlere bırakıp gittin. Kırgınım sana. Küskünüm. Umutsuzum baba. Rüyalarımda gördüğüm bir yılana sığınacak kadar umutsuzum. ***** Bir süre ileri geri yürüdüm durdum. " Uyan be kızım uyan artık." Deniz'in bir Ela ya bir bana bakıp durduğunu görünce, " Ne var! " Dedim sinirle. " Düşünüyorum." " Neyi lan, neyi düşünüyorsun? " " Ateş... Demiştiki Ela'nın yerinden kalktığını gördüm. " Ela." Dedim. Ama gördüğüm şeyle kafama sıkasım geldi. Ela yatakta oturuyor ama uyuyordu. " Gördüm mü. Uyur gezeri tutuyor. Bunu öğrendim." " Lan! " Şşitt sakin ol. " Kalkıp giderse ne olacak." " Onu o zaman düşünürüz. Ellerimle yüzümü sıvazladım. Delirmeme ramak kalmıştı gerçekten. Hepimiz öylece Ela' ya bakıyorduk. Yarı açık gözlerle etrafa baktı 1 dakika kadar. Sonra önüne düştü bakışları. Elini dikiş olan yere dokunduktan sonra yine önüne bakındı. Sonra yaşlar akmaya başladı gözünden ve yeniden yattı. Eliyle yatağa dokunarak konuşmaya başladı. " Bu kız keçileri kaçırdı bence." Diyen Faruk'a baktım sinirle. " Özledim baba. Mezarını bile özledim. " Dedi. Deniz: " Yalan söyledim senden nefret etmiyorum. Derken gözleri kapandı ve yeniden uykuya geçti. " En azından kalkıp gitmedi. " Dedim sinirle dışarı çıkarak. Peşimden Deniz ve Faruk'da geldi. " Faruk ne yaptın." " Dediğin gibi adamların sayısını arttırdım abi. Abi anlat ne oluyor? " " Ela yine bir şeyler gördü. Mahir'e de böyle bakmıştı. Adam gözümüzün önünde kafasına kurşun yedi. " ***** Başımın arkasındaki acıyla açtım gözlerimi. " Hastane mi. Ve birden zihnime hucüm eden görüntülerle hızla doğruldum yerimde. Olduğum yerde ellerimi yere dayayarak bekledim bir süre. Düşündüm. Ateş'i, konuştuklarımızı, tartışmamızı, geçirdiğim sinir krizini ve... Ve o. O görüntü. Başından aşağı akan kanı ve yüzünün çoğu kanlı şekilde bana bakışını hatırladım. Yataktan tutunarak tekrar kalkarken, " Sıra Yaman beyde. Dedim etrafıma bakınarak. " İşte fırsat Ela. Dedim kendi kendime. Tam o sırada arkamdan bağıran Ateş'i duydum. " Ela! " Dedi bağırarak. " Seni aptal kız. Hızla arkamı döndüm. Bana doğru koşarak gelen Ateş'i görmek korkularıma korku ekleyince bende koşmaya başladım. " Yeter ya. Diyerek ağlayarak koşmaya devam ettim. Ama uzun bacaklarıyla çabucak yetişip kolumdan yakaladı. " Dur! " Bırak. Bırak ne olur. Dedim yüzüne karşı bağırarak. " Yok öyle yağma. " Ateş bırak... Ateş avuçlarının arasına aldı yüzümü. " Öyle bir şey olmayacak. Ağlamaya başladım aynı görüntüyü hatırlayarak " Kan. Başından aşağı kan. " Sıra onda." Dedim dizlerimin üzerine çökerek. |
0% |