@azamet_29_2
|
Mutfaktan çıkarak gözleri hâlâ yerde yanımıza doğru geldi. Tam önümde durdu. Uykusuz yorgun bir hali vardı. Gözlerinin altı kararmıştı. Beklediğim gibi uykusundamı yürüyor diye düşündüm. Bir dedeme bir Ela'ya baktım. Dedemde öylece bize bakıyordu. " Bana yardım et." Dediğinde şaşkın donup kaldım. " Lütfen. Dönüp yüzüne baktım. Gözlerinden bir damla yaş aktı ve yanağından aşağı kaydı. " Babama iftira atanları bulmama, cezalarını çektirmeme yardım et. Madem beni bırakmayacaksın bana yardım et. " Dişlerini sıkmış yalvarır şekilde bakıyordu gözlerime. Ayağa kalkarak yüzünü avuçlarımın arasına aldım. " Ne bu halin? Duymazdan geldi. " Zaman dolmadan onları bulmam lazım." " Ela önce cevap ver. Kötü görünüyorsun ne bu halin...? Ne zamandan beri uyumuyorsun sen?" Gözlerinini zorlukla kaldırıp bana baktı. " 2 Dedi." " 2 gündür hiç uyumadın mı? " Dedim kaşlarım çatık. " Şu haline bak ayakta zor duruyorsun. Şimdi git odana uyu. Uyanınca konuşuruz herşeyi. " Ama ruh gibi geri geri yürüyüp koltuğa bıraktı kendini. " İstemiyorum. " Bıkkın şekilde geri oturdum yerime. " Saçmalama, şu haline bak. Git yat. " " Gözümü kapatınca hep aynı kabusu görüyorum. Bir inşaatın içindeyim. Dedi Ela. Yorgunluktan gözleri kapanıyordu. " Babam bana bakıyor... Derken gözleri yine kaymaya başladı. Ayağa kalkarak yanına geldim. Kollarından tutup kaldırırken, " Ela iyi değilsin. Uykusuzluk ve yorgunluktan bayılmak üzeresin. " Hayır." Dedi ağlamaklı. " Uyumak istemiyorum. Kan... Gerçekten iyi görünmüyordu. " Sen şimdi benden babanın suçsuz olduğunu ispatlamamı mı istiyorsun." Bakışlarını aşağı çevirip başını aşağı yukarı salladı sessiz. Kaşlarımı çattım. " O zaman önce benim dediklerimi yapacaksın. Odana dönecek uyuyup dinleneceksin. " Odama döneceğim." Dedi mekanik bir sesle. " Neden bu kadar zorsun. Ela kucağımda başı öne düşerken başını sabit tutmaya çalışıyordu. " Kapat gözlerini ve uyu. Uyuduğunu göreceğim." Diyerek yanına oturdum. " Ela kapat gözlerini, kapat ve uyu. " Başını ağır ağır iki yana salladı. " İstemiyorum." " Saçmalama Ela. " Hayır. " Ela benimle inatlaşma. Bir keresinde 3 gün uyutmuştum seni hatırlıyor musun?" " Hayır! Diyerek panikle doğrulup koluma yapıştı. " Hayır! " Şşitt. Omuzlarından tutarak yerine yatırdım. " Ama sende inat etme artık. Hasta olacaksın." "Ateş... Diyerek titreyen ellerini yüzüne kapatarak ağlamaya başladı. Bir süre sonra ağlamasına hıçkırıklar karışmaya başladı. Ağlamaya devam ederken, " Korkma uyu, ben burdayım." Dedim. Bir süre sonra sesi azalmaya başladı. Hıçkırıkları iç çekişlere dönüştü. Sonrada sızmaya başladı. " Ateş. " Dedi çok kısık sesiyle. " Söyle." " Sı-sıra...Sı..r." Dedi ama devamı gelmedi. Uyuya kalmıştı. Daha doğrusu resmen baygın şekilde uymuştu. Bu kız nasıl 2 gün uyanık kalabilmişti. Başımı öne eğip göğsüme yaslı kıza baktım. Düzenli nefesi açık yakamdan tenime değiyordu. Önce Ela'yı sırt üstü çevirip kolumu kurtarmak istedim ama iki elide gömleğimden öyle sıkı tutuyorduki bırakmaya niyeti yoktu. Balkonda kriz geçirdiği zaman geldi aklıma. Deniz'i elinde şırınga ile gördüğünde uyumak istemiyorum diye korkudan nasıl tepindiğini hatırlayıp pes ettim. " Kendin istedin." Diyerek sıkıca sarıldım. " Yaktın beni Ela. Diyerek gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda kendimi başka bir yerde buldum. Etraf karanlık, büyük bir bahçeye benziyordu yada öyle birşey. Nerdeyim. 10-15 metre karşımda bir adam vardı. Yüzünü seçemiyordum. Ela? Diye bağırdım ama beni duymadı. Yanına gitmek istedim, o adamdan korumak istedim ama hareket edemiyor, kıpırdamıyordum. Sonra birden duyduğum silah sesiyle gözlerimi açtım. " Rüya... O an koltukta oturan Deniz'i gördüm. " Lan sapık gibi bizimi izliyorsun? " " Ne izleyecem sizi ya. Yarım saat önce geldim dikişlerin için. Kapıyı tıkladım, duyan olmayınca girdim. Baktımki Ela seni rehin almış. Uyandırmadan bekleyim dedim. " Deniz bunu söylerken pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Önce Ela'nın yakamdaki ellerine baktım sonra, " Çık lan odadan geliyorum." Diye tısladım. Sessizce yanından kalkarak kızı sırt üstü çevirerek düzelttim. Kendimi tutamadım. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım. Eğilip dudaklarına bastırdım dudaklarımı. O gün onu zorla öptüğümde dudaklarındaki tadı almıştım bir kere. Korkarım bundan sonra bu tatdan vazgeçemeyecektim. " Aklımı alıyorsun deli kız. Ölümüm senin yüzünden olacak. " Dedim ve kalkıp odadan çıktım. " Geciktin." " Sanane işine bak sen." " O zaman çıkar gömleğinide bakayım işime. Ben gömleğimi çıkarırken, Deniz: " Anlat ne oluyor." " Rahat bırak kızı kendi anlatsın dedin diye kendi haline bıraktım. Babama iftira atanları bulmama yardım et dedi. Aşağıdaki halini bir görseydin. Nerdeyse bayılacak hale gelmiş. Yürüyecek hali kalmamıştı. Odasına kucağımda getirdim. Korkmadan uyuyabilsin diye yanına yattım. Bu kezde yakama yapıştı bırakmadı. " " Sende fırsatı değerlendirdin." Dedi dikişlere bakarak. " Deniz, hemen önümde duruyorsun bak. Seni şuracıkta boğarım kaşınma." " Sen demedinmi sevdim diye." " Tamam, uzatma." Diyerek gömleğimi geri giydim. " Dikişler iyi ama dikkat et yinede. " Tamam. " Birlikte odadan çıkıp Ela'nın olduğu odaya geldik. " Nerde lan! Dedim panikle kendi etrafimda dönerek. " Yok! " Dedi. " Zehra!" "Buyrun Ateş bey. " " Ela'yı gördünmü?" "Sabahtan Bu yana görmedim efendim." " Yer yarılıp içinemi girdi lan bu kız." Deniz: " Bahçeye çıkmıştır belki." Söylediği şeyle hızlı adımlarla kapıdan bahçeye çıktım. Bir kaç adım atarak etrafa bakımdım. Görünürde adamlardan başka kimse yoktu. " Faruk!" Faruk beni görünce elindekini atarak yanıma geldi. " Buyur abi." " Ela yok! " Abi sabahtan beri burdayız. " Peki nerde lan! " Hassiktir." Diyen Faruk'a döndüm. Bir eli benim gibi saçında yukarı bakıyordu. Panikle başımı o yöne çevirdim. Ela. ***** Yanımda hissettiğim kıpırtıyla açtım gözlerimi. Gümüş... Evde değildim, başka bir yerdi. Ayağa kalkarak Gümüş'e baktım. Şuan karşımda yeni fark ettiğim yarım kalan inşaata doğru gidiyordu. Gümüş inşaatın içine doğru ilerlemeye devam ederken ben durdum. Girmek istemedim. Başımı iki yana sallayarak, " Ben gelmek istemiyorum." Dedim ayaklarım geri geri giderken. " Gelemem!" Dedim. " Korkuyorum. O... Onu görmek istemiyorum." Diyerek hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. " Gelmek istemiyorum gelmeyecem!" Dedim ağlayarak. O benim, ben onun gözlerine baktık. " Tamam." Geri dönerek inşaatın içine girdik. Merdivenlere doğru yürürken yine gördüm onu. 1. Kata çıktığında dönüp bana baktı. Nefes nefese kalmıştım. Ellerimi dizlerime dayayıp nefes almaya çalışırken gözüme yerdeki kan birikintisi ilişti. Gördüğüm kanla irkilerek geri geri yürüyüp durdum. Gümüş'e döndüm. " Neden buraya getirdin beni? " İlerledi kırmızı tuğlaların yığılı olduğu iç duvarın önüne geldi durdu. Yürüyerek yanına gittim. Etrafa bakınarak, " Ne?" Dedim. " Ne var burda? " Etrafa bakındım durdum. " Burda birşey yok. " Diyerek aşağı inecekken gözüme ilişen parıltıyla tuğlaların arkasına baktım. Küçük kum birikintisinin içine saplanmış köstekli saati gördüm. Dizlerimin üzerine çökerek kolumu tuğlaların arasına sokup zar zor uzanıp zincirine ulaşıp parmağımı zincire geçirmeyi başardım. Çekerek elime alıp çıkardım ordan. Oturduğum yerde elimdeki saati inceledim. 1e 10 kala durmuştu. Ayağa kalkarken önünü arkasını çevirip baktım belki isim vardır diye düşünerek. Ama elime bulaşan kandan ve baykuş kapatmasından başka bir şey yoktu saatte. " Sen biliyordun." Diyerek, hızla arkamda olduğunu sandığım Gümüş'e döndüm. Ama yoktu. " Nereye gittin." Dedim. Belkide aşağı indi diye düşünerek kenara doğru yürüdüm. O sırada, " Ver onu! " Bir anda duyduğum sesle, korkuyla yutkundum. Bir süre yerimden kıpırdayamadan kaldım. O katil olan adamı. " Ver onu! " Korkum katlanarak artmaya başlarken hızlı hızlı nefesler almaya çalışıyordum. Elimde tuttuğum saati iki elimle arkama sakladım. Başımı iki yana sallayarak, " Hayır." Dedim. " Ver... Onu." 2 adım geriledim sadece. O an tetiğe bastı. " Elaa! Ela uyan." ***** " Hassiktir." Diyen Faruk'a döndüm. Bir eli benim gibi saçında, yukarı bakıyordu. Panikle başımı o yöne çevirdim. Ela...Ela 3.katta terasın balkon duvarının üzerindeydi. " Allah'ın cezası ne işin var orda." Diye bağırırken Deniz elini ağzıma kapattı. O an dank etti. Uykusunda yürüyordu yine ve ölümüne. Üst kata çıkıp koridorun sonuna koştum. 3. Kata çıkan merdivenlerin kapısı açıktı. Ela, 1 merelik balkon duvarındaki bir karışlık yerde ayakta duruyordu. " Dikkatli ol. Orda uyanmamalı. " " Böyle işi sikeyim. Ne yapacağımı düşündüm. " Deli Ela, ölü Ela'dan iyidir. " Dediğimde Deniz bana bakarken, " Ela! " Dedim yüksek sesle. Sessizce yaklaşmak an itibariyle iptal olmuştu çünkü gözlerini açmıştı. İlk olarak alık alık etrafına baktı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonra bana döndü. Bulunduğu yeri ve bizi görünce şaşaladı. Gözlerini ovuşturdu. " Ateş... " " Ela... " Dedim ellerim yarı havada. " Sakın! " Ne? " Ela bakma! " Demeye kalmadı, dengesini kaybedince attığı çığlıkla birlikte geriye düştü. " ELAAA!!"
|
0% |