@azamet_29_2
|
" Ela... " Dedim ellerim yarı havada. " Sakın! " Ne? " Ela bakma! " Demeye kalmadı, dengesini kaybedince attığı çığlıkla birlikte geriye düştü. " ELAAA!! Hassiktir." Hızla koşarak kenardan aşağı baktım. " İmdaaatt! " Diyerek bağıran Ela iki eliyle terasın betonundan tutunmuş düşmemek için çabalıyordu. " Ateş! Dediği anda parmakları kaydı. " Seni yatağa bağlamayan kafamı sikeyim." Dedim dişlerimin arasından. Ela'yı bileğinden yakalamıştım ama şimdide havada asılıydı. Kendimde korkuluktan tutunduğum için sadece düşmesini engelleyebilmiştim. " Uzat elini aptal kız." Dedi sinirle. Ela boşta sarkan elini Faruk'a uzatınca Faruk diğer kolundan yakaladı. O an derin bir nefes çektim. Faruk ile aynı anda yavaşça yukarı çektik Ela'yı. " Seni aptal uyur gezer." Dedim dolu gözlerle göğsümün üzerindeki yatan kızın yüzüne bakarak. Bir anda aşağı düştüğünü görünce kesin öldü diye düşünmüş, sırtımdan resmen lav aktığını hissetmiştim. Faruk eli alnında, " Bu kız tam bir baş belası abi." Deniz: " Valla ben erken emekli olacam. " Yok. Diye söylenmeye başladığımda kız gülmeye başladı. Ciddi ciddi gülüyordu. Sinirim şaşkınlığa dönüşürken Ela kendini üzerimden çekip yanıma bağdaş kurup oturdu. Gülüşü kahkaha atmayaya dönünce, Haaah! Tamam... Dedim. Deniz yanımıza gelerek dizinin üzerine çöktü. " Ela. Ela Deniz'e bakarken hâlâ kahkaha ile gülüyordu. " Ela? " " İpucu. Hem gülüyor hem konuşuyordu. Daha doğrusu gülmekten konuşamıyordu. Yerimde doğrulup ayağa kalktım. Hepimiz kıza bakıyorduk. " Hâlâ rüya görüyor." Diyen Faruk'a hak verdim doğrusu. Ela'nın gülmesi yavaşladı, eliyle yerden destek alıp kalkmak isterken kolundan tuttum yardım etmek için. " İyimisin? " Dedim kucağıma alarak. Gözleri kapalı. " İ-iyiyim başım dönüyor. Kucağımda Ela tekrar içeri girerken, " Faruk sen işine dönebilirsin." " Tamam abi. Abi... Dedi yaklaşarak kısık sesle. Ne diyebilirdimki haklıydı. Böyle giderse olacağı oydu. " Ela daha iyimisin? " " Başım dönüyor. Diyince Deniz odadan çıkarak elinde çantası geri döndü. Çantadan çıkardığı tansiyon aleti ile önce tansiyonunu ölçtü. " 2 gündür uyumamışşın Ela. Vücudun yorgun. Bu yüzdende tansiyonun düşmüş. Ela gözleri kapalı başını salladı. Hâlâ inat ediyordu. " Uyumak istemiyorum. Dedi ağlamaklı. Deniz'in yanına gelip kolundan tutarak gözlerine baktım. " Uyut." Dedim. Deniz bir bana birde sessizce ağlayan Ela'ya baktı. Deniz çantasından bir ilaç daha çıkardı ve enjektöre çekti. Ela'nın yanına gelip yatağın ucuna oturdu. Elindeki iki ilacı yatağa bırakıp, " Ela şimdi koluna damar yolu açacağım. Biraz acıyacak tamam mı? " Ela konuşmadı. " Bu ilaç tansiyonuna iyi gelecek." Dedi. " Birazdan sakinleşip uyur. " " Tamam. Biz konuşurken kapıda Faruk'u gördüm. " Abi." Dedi kısık sesle. Başıyla dışarıyı işaret edince kapının önüne çıktım. " Ne var! " " Abi, Merve adındaki kız ve Cem denen o çocuk burdalar. " Bir onlar eksikti. " " Birde..." "Birde ne? " " Abi büyük bey seni aramış ulaşamamış. Ellerimi ceplerime attım. Tekrar içeri girip, önce Ela'ya baktım. " Deniz aynı şeyin tekrarlanmasını istemiyorum. Sen burda, kızla kal. " Tamam." Odanın dışına tekrar çıktıktan sonra, " Faruk, odamdan telefonumu al aşağı gel. Salona indiğimde ayakta ileri geri turlayan ikiliyi gördüm. " Ela nerde? Cem: " Başına birşey geldiyse eğer..." " Kes lan sesini! " Size inanmıyoruz. " Yalan borcummu var lan.! " Görmeden gitmeyeceğiz." Dedi Cem denen. " Bana bak çocuk benim canımı sıkma. Gidin yarın gelin, benim iyi niyetimi zorlamayın." Merve: " Tamam Cem." Dedi, Cem'i kolundan tutarak. " Yarın sabah burda olacağız. " Kızın gözleri gözlerimdeydi. " Faruk! " " Buyur abi. " " Şunlara yolu göster." " Gerek yok." Dedi Cem, sinir bakışlarla. " Faruk şirkete gidiyoruz. " " Sorunmu var abi? " " Adamlara randevu verip toplantıyı unutmuşum. Bu kız bende akılmı bıraktı. Toplantı odasında adamlar beni bekliyorlar. Faruk ile çıkarak bahçedeki arabaya binip şirketin yolunu tuttuk. " Faruk." " Buyur abi. " Ziya Dinçer'in suçlandığı olayda, İnşaatın sahibi kim. " Özgür Puhu. " " Puhu? Puhu. " Abi bu kız uzaylı falan olmasın." Aynadan bana bakan Faruk'a baktım. " Bugün geç saate kadar şirkette kalmam lazım. Sende bu arada Özgür Puhu hakkında detaylı şekilde araştırma yap. " Tamam abi. " Yarım saat sonra şirkette ve toplantı odasındaydım. Dedem masanın başındaki koltuğumda kaşları çatık oturuyordu. Ben geldikten sonra kalkarak odadan çıkarken tam yanımda durdu. " Kendini toplarla evlat. Dedem haklıydı. ***** Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey karşımda durmuş bana bakan kendim oldu. " Hayır bu ben değilim. " Dedim. Değildim. " Sensin ama sen değilsin Ela." " Evet, sen kafamın içindeki o geveze sessin." " Ben senin altıncı hissinim." " Neden rüyamdasın ve neden benim şeklimdesin.? " " Konuşmamız gerekiyor çünkü." " Konuşmak. " Ela.. Sınıra geldin. Söylediği şeyle afalladım. " Annem? " 6.hissin sana annenden geçti Ela. " Na-nasıl. Gerçekten annemde benim gibi, o şeylerimi görüyordu." " Evet. Gerçekten umursamadı. Bu yüzden senden daha uzun süre dayandı. Ama bir gün senin gibi gerçekleşmelerini izleyince kortu. Gördükleriyle ne yapacağını bilemedi. " Sonra ne? " Dedim hissettiğim huzursuzlukla. " Annen nasıl öldü Ela? " Dediğinde içimdeki huzursuzluğa endişe karışmaya başladı. " T-trafik kazası. " Dedim. Öyleydi. Yani ben öyle biliyordum. Karşımdaki beden kollarını göğsünde birleştirdi. " Hayır. Mı? " Öyle değilmiydi. " Yoksa... Dedim aklıma ilk gelen saçma sapan şeyle. " İnti...ha..r et..mişş olamaz! " Kaldıramadı Ela. Kendi ölümünü gören Ela... Sonra yavaşca attığı iki adımla yanıma geldi. " Sıra değişti Ela... Sıra sende. Geri çekilirken ellerimi karşımdaki bedene dayayıp geriye doğru itekledim. " Ne? Ne halatı. Ne diyorsun anlayamıyorum." " Sınırdasın Ela. Duyduğum şeylerle tüylerim diken diken olurken, ellerimin arasına aldım başımı. " Uyanmak istiyordum. ***** Açılmak istemeyen göz kapaklarımı aralamak için zorlarken kendimi çok uzun zamandır uyuyor gibi hissediyordum. Yattığım yerde ellerimi şakaklarıma bastırarak ovalarken aklımı toparlamaya çalıştım. Annem... Birden zihnimde kısa bir anı canlandı. Kendimi annemin cenazesinde mezarlıkta buldum. Bana annen öldü demişlerdi. " Duydunmu kaza değilmiş. İntihar etmiş zavallı. Kim bilir ne derdi vardı." Bu cümleyi kim söylüyordu, kime söylüyordu hatırlamıyordum. Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapatarak bir süre bekledim. Ne yapacaktım. " Babanın suçsuzluğunu ispatlamak için uğraşacaksan aklına sahip olmalısın Ela. " Kafamın içindeki o geveze sese hırlayarak cevap verdim. " Senin için demesi kolay. " " Ela! Duyduğum Deniz'in sesiyle irkilerek ona döndüm. Boş bulunup korkmuştum. Deniz koltukta dirsekleri dizlerine dayalı oturmuş bana bakıyordu. Yerimde doğrulurken kolumdaki damar yolunu fark ettim. " Ne oldu. " Dedim kelebeğe bakarak. " Dün uykunda yürürken ölümden döndün. 3. Kattan düşüyordun nerdeyse. 2 gün uyumamışsın yorgunluk ve uykusuzluktan tansiyonun düşmüş. İlaç verdim. Hatırlamıyormusun? " Bir kaç saniye düşündükten sonra her şeyi hatırlamaya başladım. " Rüya görüyordum." Dedim. " Gümüş yılanı gördüm. Sonra o... Derken aklıma gelen şeyle hızla yerimde dizlerimin üzerine dikildim. " Hatırladım! " Dedim gülerek. " Gümüş... " Hızla yataktan kalktım. Apar topar yataktan indim. " Ela dur sakin ol. " Deniz, Ateş'le konuşmam lazım. Dedim hızla odanın kapısına yürüyerek. Bir yandan kapıyı açarken bir yandan arkamda bana bakan Deniz'e laf yetiştiriyordum. " Delil. Derken çarptığım sert bedenle gerisin geri sendelerken kolumdan tutuldum. " Yavaş sakar şey... " Ateş." Dedim, kolundan tutarak gözlerine bakarak. " Hemen gitmeliyim." Kaşlarını çattı. " Nereye? " " O inşaata gitmeliyim. " Ne anlatıyorsun. Yine rüyamı gördün." " Delil diyorum, delili ordan almalıyım." Ateş gözlerini devirdikten sonra kolumdan tutup yatağın kenarına getirip omuzlarıma bastırarak oturttu. " Ne oluyor neden bahsediyorsun. Anladık bir rüya daha görmüşsün. " " Evet. " Dedim başım önümde. Yine kaşları çakıldı. " Sakince anlat. " Ateş." Dedim, yönümü Ateş'e dönerek. " O. Yani babamın gece bekçiliği yaptığı o inşaata gitmeliyim. " Saat? " Rüyamda Gümüş'ü gördüm. Beni o inşaata götürdü. Orda, tuğlaların arkasında bir saat buldum. Be- Beni.." Dedim ve durdum. Devam edemedim. Ateş derin bir nefes aldı. " Ela beynim yandı. Dedi Ateş kolumdan tutup kaldırarak. Odadan çıkıp koridoru geçerken, " Yoksa o Cem denen hergele çok yaşamayacak. Acayip şekilde sinirlerimi bozuyor. Sana dua etsin. Yoksa onun..." Dedi ama sustu. " Merve ve Cem burda mı? " Dediğimde sinirle, " Evet. Onlar gittikten sonra yeniden, daha sakin şekilde konuşacağız. " Senin mi? " " Evet." Salona birlikte indiğimizde Merve, " Elaa!" Diyerek koşup bana sarılırken Ateş arkadaşlarıma sinirli bir bakış attıktan sonra evden çıkıp gitti. Cem: " Bu mafya babası sana bir şey yaptı sandık. " Birlikte koltuklara oturduk. " Kusura bakmayın çocuklar. Biraz rahatsızdım ama şimdi iyiyim. " Ela." Dedi Cem. " Doğru söyle. Başımı öne eğdim. " Önceleri öyleydi Cem. " Ne? Ne demek ihtiyacım var. " " Babamın suçsuz olduğunu ispatlayabilmek için bu adamın sınırsız gücüne ihtiyacım var. Ondan bana yardım etmesini istedim." Yanımda oturan Merve ellerimi ellerinin arasına alarak yüzüme baktı. " Bir mafyadan yardım mı istedin? " " Evet. " Ela.! " Dedi Merve. Gözlerimin arasında geziyordu gözleri. " Hmm." " Gözün kırmızı oluyor." Güldüm. " Merve gözüm zaten kırmızıydı." Merve: " Sol değil Ela. Sağ, sağ gözünde kırmızı leke var."
|
0% |