@azamet_29_2
|
+18 🔞 kısımlar olacak. " Bulduk abi." " Pis işler müdürü Mithat'ın adamı. Kaçak girmiş ülkeye. " 1 saate burda olun." " Tamam abi. " Faruk telefonu kapatıp yeniden bir arama yaptı. Ateş belinde silahı adamların karşısına çıktığında adamları hem şaşırdı hem sevindi. " Gidiyoruz!" Dediğinde adamları aldıkları emirle arabalara bindiler. İki adam aracın arka koltuğunda otururken direksiyondaki adam Ateş'e hitaben, " Abi. " Sadede gel lan! " " Bulmuşlar. " Rıhtıma çek o zaman. " Dedi Ateş. Bir süre sonra Ateş ve adamları rıhtımda ve bahsedilen deponun önündeydiler. Ateş yavaşça arabadan indi. " Çantayıda alın." Dedi. Ağır adımlarla depoya yürürken Faruk ve adamlarıda arkasından geldiler. Adamların bir kısmı deponun arkasına dolanırken bir kısmı Ateş'in yanında kaldı. Depo kapısının üzerindek küçük boşluğu görünce adamlara el işaretiyle içeriye girip açmalarını istedi. Adamların içinde en zayıf olan diğerinin birbirne bağladığı ellerine basıp boşluğa tırmanarak sesizce içeri girdi. Kapının kilidi açıldığında Ateş ve adamlar sessizce içeri süzüldüler. 🔞+18 şiddet, kan, ölüm.🔞 Ateş içeri girer girmez gördüğü ilk şey lamba altında masa üzerinde patlayıcılar, kablolar, yanıcı maddelerle yapboz yaparcasına uğraşan adam oldu. Hemen arkasındaki koltuktada bira içen Mithat ve bir adam daha. " A. Ateş... Dedi. Mithat'ın yanındaki adamı göstererek, " Alın bunu." Dedi Ateş. İki adamı gösterdiği Mithat'ın adamını alıp kenarda yere dizlerinin üzerine çöktürdüler. Ateş adama baktı. " Burda gördüklerini izleyecek ve herkese anlatacaksın. Anlatmazsan seni bulur dilini keserim." Adam korkuyla başını salladı. Diğer adam masada kıpırdamadan kala kalmış korkudan gözleri kocaman olmuştu. Hemen önünde duran silahına baktı. " Ateş Yıldırım." Dedi abuk türkçesiyle. " Adımı anma lan o sikik ağzınla." Dedi Ateş dişlerinin arasından. Mithat sağ eli diğer elinin içinde koltukta başına gelecek şeyi bilmenin verdiği ölümcül korkuyla beklerken elleri titremeye başladı. Ateş'in acıması yoktu. O kadarki, adam korkudan altına yapmıştı. Ateş karşısındaki adama iğrenerek baktıktan sonra diğerine döndü. Elleri ceplerinde masanın önüne kadar geldi ağır adımlarla. " Kimin için yaptın bombayı. " " Be. Ben bilmiyorr. " Abi bu puşt daha doğru düzgün türkçe bilmiyor." Ateş öfkeyle adama baktıktan sonra birden masanın üzerinden uzanarak yakalarından tuttuğu adamı öyle bir çektiki, adam masanın üzerinden uçarcasına geçip Ateş'in ayaklarının önüne düştü. " Bilmiyorsun ha! " Hızla eğilip adamı yüzünü yumruklamaya başladı. " Demek bilmiyorsun ha! Adamı hiç acımadan üst üste öldüresiye yumrukluyor ne bağırmasını ne yalvarmasını nede ağzından burnundan akan kanı dinliyordu. Ateş adamı acımadan döverken Faruk'un diz çöktürdügü Mithat korkuyla izliyordu adama yapılanı. Ateş yerdeki adamın üzerinden kalktığında adamın yüzü tanınmaz haldeydi. " Af. Af diyordu." Ateş hızlı nefesini düzene koyarken pis bir gülümseme ile baktı. Yumrukları kana boyanmış, adamın pis kanı Ateş'in yüzüne sıçramış yüzünde damla damla kanlar oluşmuştu. " Af! Hemen masanın yanındaki sütunu göstererek, " Bağlayın." Dedi. " Santim kıpırdayamayacak şekilde bağlayın." Adamları yerde yatan adamı sürükleyerek sütunun yanına getirip yanlarında getirdikleri çantadan aldıkları kalın iple adamı koza gibi sutuna sardılar. " Siktiğim kafasınıda sabitleyin." Dedi Ateş. Sonra ağır ağır Mithat'a doğru dönüp yürüdü. Mithat, bir yüzü tanınmaz hale gelen adama, birde karşısında ellerine ve yüzüne kan bulaşmış ölüm yüklü kızıl bakışlarla bakan Ateş'e baktı. İzlediklerinden sonra anında Ateş'in ayağına kapandı. " Abim.. Ateş hızla çektiği ayağıyla en sertinden bir tekme geçirdi adamın suratının ortasına. Adam ağzından püsküren kanla kendini yerde bulduğunda, yere çökerek yakasından tuttu. " Beni öldürmeye çalışırken çok cesurdunuz. O cesaretin şimdi nerde lan! " " Abim." Dedi adam yine Ateş'in ellerinden tutarak öperken. " Elini ayağını öpeyim affet! " Ateş ellerini çekerek hışımla ayağa kalktı. Ellerini pantolonununa sildi iğrenerek. Yerde yatan adamın kafasından başladı tekmelemeye. Adam elleriyle başını korumaya çalışırken Ateş hiç acımadan arka arkaya yüzüne gömdü deri ayakkabının burnunu. Ateş'in adamları gözlerini kırpmadan Ateş'i izliyorlardı. Hırsını alamayan Ateş vücuduna geçerek rastgele geçirdi sert tekmeleri. " Af yok ulan! Yok! Ateş hem vuruyor hem bağırıyordu. " Sikerim sizin belanızı. Sonunda adam yerde yarı baygın, " Affet abi." Diye diye inlerken bıraktı adamı. " Alın bunuda diğerinin arkasına bağlayın. Adamlar Mithat'ı alıp sütunun diğer tarafına bağladılar. " Faruk sigara." Faruk anında cebindeki paketten bir dal sigara alıp yakarak Ateş'in adamlara bakarak uzattığı kanlı eline verdi. Ateş sigaradan derin bir nefes çekerek havaya doğru üfledi. Sonra sigarayı dudaklarına sabitleyerek bıraktı. Yerdeki çantadan bir el bombası, 2 kelebek bıçak bant ve misina çıkarttı. Önce yerde bağlı olarak oturan bombacının yanına geldi. Adam olacağı anlamış dahada ağlıyordu. Sonra misinayı sütunun üstündeki demirden geçirerek bir ucunu Mithat'ın boynuna bağlarken, diğer ucunuda gererek el bombasının pimine bağladı. Ayağa kalktı. Ağzındaki dumanı adamın yüzüne üfledi önce. " Bu piçi sen getirdin sen götüreceksin..." Dediğinde adamın dizleri tir tir titremeye başladı. Sonra Faruk'a baktı. " Çıkın. " Dedi. Adamlar hızla depodan çıktılar. Mithat'ın diğer adamıda tabi. Ateş elindeki kelebeği bir anda Mithat'ın böğrüne sapladı, iyice bastırarak çevirdi ve saplı sekilde bıraktı. Adam acıyla inlerken diğer kelebek bıçağı açarak, " Hiç kimse Ateş Yıldırım'ın karşısına geçemez." Derken tam boynuna sapladı kelebeği. Aradan 1 dakika falan geçmiştiki depodan büyük bir patlama sesi geldi. Yaralı Mithat yere düşerken el bombasının piminide çekmişti. +18 Bitti. Ateş depodan ayrılırken Mithat'ın adamı can havliyle kaçtı yanlarından. " Baykan'ın mekanına gidiyoruz." " Emredersin abi dediler hep bir ağızdan." İçerde izlediklerinden sonra aksi mümkün değildi zaten. Herkes arabalara bindi. 40 dakikanın sonunda Baykan'ın mekanına gelindi. Gece kulübünün arka kapısından baskın şekilde girdi Ateş ve adamları. Kapı önündeki korumalar Ateş'in eli yüzü kan içindeki halini gördüklerinde ölümü görmüş gibi koşarak kaçtılar. Ateş hiç iyi niyetle gelmemişti, biliyorlardı. Ateş yavaşça içeri girdiğinde koltuğunda oturan Baykan'ı kucağındaki kadının dudaklarında gezerken buldu. Ateş'i ilk gören kadın oldu. Korkuyla indi adamın kucağından. Gördüğü kanlı yüzden sonra çığlık atarak kaçarcasına çıktı odadan. Baykan karşısında Ateş'i elleri yüzü kan içinde gördüğünde, adamı patlamadan sonra hayalet olup gelmiş sandı anlık. " Ateş Yıldırım. " Arkanda kim var lan! " Hızla adamın yanında aldı soluğu Ateş. 🔞+18 şiddet kan ölüm 🔞 " Senin haddin değil piç. Dedi adamı saçlarından tutup kafasını duvara vurarak. Tekrar etti Ateş. " Kimin için.! Adam can havliyle Ateş'in kollarından tuttu. " Yapma Yıldırım. Ateş dinlemedi. Adam elleri kafasında yalvarırken arkasındaki duvar kana boyandı. Ateş ellerini adamın boğazına geçirdi. " Kime çalışıyorsun it. " Ta tanımıyorum. Tanımadığın adam içinmi Yaman Yıldırım' a göz dağı vermeye kalktınız lan.! " " Valla tanımıyom abi. Ateş duyduğu şeyle iyice delirdi. Adama attığı kafayla adam geriye duvarın dibine düştü. Adam acıyla bağırırken diğer dizine dayadı silahı. Baykan ellerini havaya kaldırdı. Yalvararak, " Abi. Ateş duymadı bile. Yeniden bastı tetiğe. Sonra kasığına çevirdi silahı bir daha bastı. " ABİİİ! " Dedi. Son kelimeside bu oldu. Ateş silahın namnusunu adamın ağzının içine kadar sokarak boğazına dayadı ve tetiğe bastı. Arkasındaki duvar kana boyandığında yerden doğruldu. Odadan çıkarak koridora döndü. Önüne çıkan bütün adamları tek tek vurdu. Mekandan çıktığında geride kan gölü bırakmıştı. " Yakın!." +18 şiddet bitti Bu gece Ateş'i konuşacaktı herkes. Adamlar ve Ateş arabalara binerek uzaklaştılar. " Faruk. " " Emret abi. " " Eve dön. " Tamam abi. " Ateş otelde indi adamların bir kısmıyla. Saat 22:00 olmuş, Faruk'ta diğer adamlarla eve gelmişti. İçeri girdiğinde Deniz koltukta oturuyor kız diğer koltukta cenin pozisyonunda uyuyordu. Koltuğa bıraktı kendini. Bugün olanları düşünüyordu. " Deniz. " Dedi kısık sesle karşı koltukta sızmış uyuyan Ela'ya bakarak. " Hmm." " Nasıl? " " Dayanıyor. " Bu deli kız küçücük canıyla iyi bile dayandı. Başka biri olsa çoktan bakırköye yatardı. " " Sabaha çok var kahve içer misin? " " Olur." Deniz ayağa kalkıp belindeki silahı sehbaya bırakıp mutfağa doğru döndüğünde Ela yerinden kalktı. Ela'nın uyuyan halini farkeden Faruk'ta hemen ayaklandı. Yine uyur gezeri tutmuştu. Şuan başka bir âlemde başka bir şey yaşadığı her halinden belliydi. Kız, Sonra, Bu söz tanıdık geldi Faruk'a. Ateş'in öncedende kullandığı bir cümleydi. Sonrasında, " O zaman. Dediğinde Faruk bir anda sağ yumruğunu sol avucuna geçirdi. " KARA ALİ. Diyerek cebinden çıkardığı telefonun tuşlarına bastı telaşla. Telefon çalarken hızlı adımlarla çıktı evden. Çalan telefon açıldığında tek cümle konuştu. " Toplanın gidiyoruz." Dedi ve kapattı. Faruk kapının önündeki Davut'un yanına gelerek yakasından tuttu. " Gözünüzü açın, bir dakika bile boş bırakmayın burayı. " " Tamam abi." Faruk Davut'u bıraktıktan sonra bahçenin önünde sıralanan 5 araçtan en öndekine yürüyerek bindi. " Şamil otele. Hızlı sür." " Tamam abi. Abi ne oluyor? " Sen işine bak şamil. Faruk en hızlı şekilde otele gitmeye çalışırken Ateş'te otel odasında elindeki ve yüzündeki kanlardan kurtulmak için nerdeyse bir saattir kuvetteydi. Ateş elinde sigara otelin son katındaki penceresinden İstanbul'u seyrederken odasının kapısı tıkladı. Geri dönüp kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında Faruk hızlı hızlı nefesler almaya çalışır şekilde kendisine bakıyordu. Ateş'in aklına Ela ile ilgili kötü şeyler geldiğinden yakasından tutup içeri çekti adamı. " Faruk söyle ne oldu? " Ateş Faruk'un yakasını bıraktığında Faruk konuşmaya başladı. " Abi evdeydim. " Deniz nerde? " Dedi Ateş yine yakasından tutarak. " Deniz yanında abi." " Boş bırakmayın orayı demedimmi ben size. " " Adamlar kapıda abi. Benim diyeceğim başka bir şey. Abi kıza, yılan simgesi sadece bana aittir mi dedin." " Evet. " Abi kız siyah puma simgesi. Dedi uykusunda." " Ne ? " " Abi önceki rüyalarını düşünürsek kız... " Kara Ali mi? " " Abi siyah puma Ali Kara'nındı biliyorsun. " Evet puma onundu. " Ben bilmem abi. Ateş masadaki telefonu alıp hemen dedesini aradı. Bir yandan giyiniyor bir yandan dedesiyle konuşuyordu. Dedesi de aynı şekilde 4 yıl evvel Kara Ali'nin öldüğünü söyledi. " Dede bu adam ölmemiş olabilirmi.?" " O geminin içinden kesinlikle sağ çıkamaz. Ama kızın gördükleri de boş çıkmadı hiç. Kara Ali'nin herşeyi yağma oldu. " Sadece ne dede. " " Gülizar'ın evi." " Gülizar kim." " Ali'nin metresiydi. Ali'nin mal varlığının çoğunu onun üzerine yaptı deniyordu. Doğruysa onunladır. Yeter artık. Şirkette buluşalım Ateş. Bende geliyorum." Ateş gülümsedi. Yaman Yıldırım bu hali hoşuna gitmişti. 1 saat sonunda Ateş ve adamları Yaman ve adamlarıyla şirketin önünde buluştular. Yaman Yıldırım'ın aracının arkasında ilk sırada Ateş'in aracı olmak üzere 7 araç vardı. Bir süre yol aldıktan sonra yalının olduğu adrese gelerek durdular. Önden Yaman Yıldırım arkasından Ateş ve Faruk ve adamlar indiler. Gecenin 1 i ve sessiz bir yalı. " Dede bu kadar sessizlik normal değil." " Bencede. Senin bugün yaptıklarından sonra burda kimsenin olmaması normal değil." " Ya Kara Ali gerçekten öldü. Ya biri onun yerine geçti. Yada burda değil başka bir delikte." Ateş sinirle döndü yerinde. " Kim lan kim. O sırada yalıdan yaşlı bir adam çıktı. Ateş'in yanına kadar geldi. " Ateş Yıldırım senmisin? " Ateş adamı yukardan aşağı süzdü. " Sen kimsin? Dedi kaşları çatık. " Sana bir not bıraktılar. " " Kim? Yaşlı adam Ateş'e bir kağıt uzattı ve arkasını dönerek ağır adımlarla yalıya doğru yürüdü. Ateş elindeki kağıdı hızla açarak okudu. Ateş Yıldırım. Kara Ali
|
0% |