@azamet_29_2
|
"Abi kusura bakma böldüm. " "Ela odana çık! Söyle Faruk." "Abi Kurt geldi. Duyduğum kurt kelimesiyle anında yerimden kalkıp arkamdaki adama baktım. Ateş'in söyledikleri ve kükremeleri üzerine Kurt kelimesini duymanın ve saçma sapan kabuslarımıda hatırlayınca gözlerim yine doldu. Elim odanın kapısında başım önde bir süre kaldım. Ağlamak istemiyordum ama aptal gözyaşlarım kirpiklerimi zorluyordu. İçeriye bir adım atmıştımki gördüğüm şeyle irkilerek bir adım geriye gittim. Emel yatağımda oturmuş bana bakıyordu. Bir iki adımdan sonra Emel'in tam karşısına geçip yüzüne baktım. "Neden odamdasınız?" "Demek... Dedi ellerini yatağa koyup geriye doğru eğdi bedenini. " Yanlış ucube. " Tadını çıkarmaya bak. Dedikten sonra omuzuma çarparak yanımdan geçerek odadan çıktı. Neye baktığını merak edip pencereye yaklaşıp dışarıya baktım. Karşısındaki adama çevirdim bakışlarımı. Güneş dokundukça elmas gibi parlayan demirden küçük bir halka olan küpesi tıpkı rüyamdaki kurdun kulağındaki küpedendi. Ateş parmaklarıyla burun kemerini sıkarak önüne eğdi başını. O sırada Kurt denen adam gözlerini etrafında gezdirirken göz göze geldik bir an ve mavi gözleri girdi odağıma. Hızla perdenin gerisine sinip kendimi yere bırakarak sırtımı duvara yasladım. Kendine gel Ela düşün. Dedim kendime. Ayağa kalktım, banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kendime gelmeliydim. Düşün Ela düşün. Şimdi. Bunu bildiğim için burdan gitmek isteyip başaramadım bu da benim beceriksizliğim. Güya babamın öldüğünü ispat edecekmiş. Pöeh! Gelelim neden burda kalacağıma. Hem katil, hem mafya, hem cellat, hem tehlikeli ve ondan nefret ediyorum. Hayır burda kalmak yerine başka bir yerde de kalabilirim saklanabilirim, izimi kaybettirene kadar. Peki kabuslarım. Peki yaşanan gerçeklerle benzemeleri. Ya, kabusumun üstüne Ateş'in gümüş yılan yüzüğünü ve Kurt isimli birini görmek. ***** "Kurt." "Ateş Yıldırım." Ateş karşısındaki adama baktı ellerini cebine sokarak. "Benimle konuşmak istemişsin." "Evet. "Kısa kes Kurt." " Bildiğin gibi uzun zamandır yurt dışındaydım. Ama dahası lazım. Senin pazarına girmek istiyoruz. İş yaptığın yerlerle çalışmak istiyoruz. Yurt içine ve doğu pazarına yayılmak istiyoruz. Ateş karşısındaki mavi bakışlara sinirle bakarak başını önüne eğdi, parmaklarıyla burun kemerini sıktı. Kurt bu hareketle onun ne düşündüğünü anlamıştı anında. Pencerede gördüğü genç kız dikkatini çekti. Bir iki saniye takılı kaldı kıza. O sırada Ateş başını kaldırıp derin bir nefes alıp verdi. " Senin uyuşturucularının benim pazarıma girmesine izin vereceğimi gerçekten düşündünmü. " Dedi alaycı şekilde. "Evet. "Dedimki Ateş yıldırım zeki biri. Kendini yenileyerek malına mal, gücüne güç katmak ister. Ateş Kurt'un üzerindeki kabanın yakasını hırsla tuttuğunda anında silahlar ortaya çıktı. Ateş'in alev alev olan gözleri Kurt'un mavi gözlerinden sıyrılıp kulağındaki küpenin üzerinden geçip tekrar gözlerine odaklandı. Dişlerinin arasından konuştu Ateş. "Anlaşılan sattığından fazlasını içiyorsun. Ellerini hırsla geri çekip bir adım geri yürüdü Ateş. "Faruk. " Emredersin abi." Kurt: Kurt ve adamları Ateş'in adamları eşliğinde bahçenin çıkışına doğru giderken, Kurt bahçeden çıkarken Yaman Bey Ateş'in yanına geldi. "Ne işi var bu itin burda." "Beni görmeye gelmiş." " Derdi neymiş. " " Bizim pazara girmek istiyor." "Sen ne dedin? " " Tabiki hayır dedim. " Dikatli ol o iki kardeş epeydendir ortada yoklar. "Sen nerdeydin dede? " " Azmi'yi soruşturuyordum." " Ciddi olamazsın. Kızın kafası zaten uçuk. Ne buldun. " Hayır. Ölü gerçekten." "Gördün mü." Dedi Ateş, Yaman beye bakarak. Ama Yaman beyin gözü ve aklı çoktan Ateş' ten uzaklaşmış merdivenlerin dibinde onları " Onun ne işi var burda.? Bu kadının ne işi var burda?! " Dedi hiddetle ayağa kalkan yaşlı adam. Ateş hızla arkasındaki kişiye baktı. Emel yavaş adımlarla ilerleyerek dahada yaklaştı. "İyi akşamlar Yaman Bey." Yaşlı adam cevap vermeyerek Ateş'e çevirdi başını ve kızgın gözlerini. Ateş. " Olanları duymuş. Dede Yaman hiddetle Ateş'in yanından geçerek üst katın merdivenlerine yöneldi, odasına çıkmak için. Yaman Beyin ardından Ateş kalktı. "Ne işin var burda. " Dedenin beni sevmemesi benim suçum değil." Ateş öfke dolu gözlerle bakarak, " Sana benden habersiz gelme diye keyfindenmi söyledim ben lan. "Hayır." " Anlamadım,ne dedin ne.?" " Hayır Dedim. Ateş..." Dedi kadın fısıltıyla. " Özledim seni. Beni dünyanın öbür ucuna yollayıp kendine hasret bıraktın. Ateş kadının gözlerine baktı bir süre. "Alışsan iyi edersin. Dedi. Giden adamın arkasından kırmızı ağlak gözlerle baktı Emel. " Benden kurtulacağını sanma Ateş Yıldırım. Erkeğimi kimseye kaptırmam ben." Dedi merdivenleri hırsla çıkarak. Yatakta iki büklüm yatan kıza baktı. " Oh ne güzel uyuyor, keyfine diyecek yok küçük ucube... Sebep sensin değilmi." Diyerek kapıyı hırsla çekip çıktı. ***** " Nerdesin oğlum. " Belli kucağındaki kızlardan. Burda içki, eğlence ve kızlar eşliğinde beklemenden, kardeşin için ne kadar endişelendiğin belli oluyor abicim." " Çıkın, bizi yalnız bırakın." Dedi adam kızlara. "Anlat." " Tabiki reddetti. "Adam' ın ölümle anlaşması var sanki. Nasıl her seferinde ölüm ona uğramadan teğet geçiyor. " Korkut. " Merak etme. Ben herşeyi düşündüm." Dedi adam elindeki viski bardağını kafasına dikerken. "Bu arada ne gördüm dersin." " Ne?" " Ateş evde güvercin beslemeye başlamış." " Ateş güvercin beslemez." " Bence beslemeye başlamış. " Canına susama Kurt." " Yanlış anladın abi. Ateş ile yeniden görüşeceğiz. ***** Kapı sesiyle korkuyla yerimde doğruldum. Nefes alamaz oldum. Hayır,hayır, hayır... ***** Derin ve sesli bir nefes çekerek uyandım. Ayağa kalkıp ışığı yaktım. Kapalı gözlerle el yordamı havluyu alıp yüzümü silerken aynadaki kendimi görünce afalladım. Gözüm... Elimdeki havluyu hızla yüzüme bastırıp gözlerimi ovuşturdum. Hayır. Değildi. Banyodan çıkarak odama geldim. Saate baktım Gece oluyordu. Sessizce odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Yine sessiz adımlarla mutfağa giderek dolaptan aldığım bardağa masadaki sürahiden bir bardak su doldurarak kafama diktim. Bir bardak daha su doldurup yanıma alarak mutfaktan çıktım. " Yine uykundamı yürüyorsun? " Ne? Ne demek istediğini anlamamıştım. "Su almak için indim. " Neden? Sabırlı olmaya çalışarak derin bir nefes alıp verdim ve bir basamak daha çıktım. Oda inerek tam karşıma geldi. " Bir daha bana hakaret etmeyin. " Sende ne?" Dedi gözlerime bakarak. " Yoksa beni şikayet mi edersin." Cevap vermedim. "Beni görmezden gelmeye çalışma ucube." Dedi. Ucube kelimesini bilerek vurguluyordu. "Çekilin önümden. Sonra çıkmaya devam ettim. Ama tam yanından geçerken eli saçımı buldu. "Seni küçük pislik." Diyerek beni hızla geriye çekince dengemi kaybettim. Önce merdivenlerden yuvarlandığımı sonrada başımı çarptığımı hatırlıyorum. Bir süre öylece kaldıktan sonra yüz üstü yattığım yerden kalkmaya çalışırken yerden destek almaya çalıştım. Ama avucumdaki keskin acıyla yapamayıp dirseğimin üzerine düştüm. Başımı kaldırıp yukarı baktım sonra. Emel yoktu. Allah'ın belası kadın resmen beni aşağı atmıştı. " Ela.? Dedi. Nefesim durdu. Gözlerim doldu. " Ne işin var bu saatte aşağıda. Yavaşça arkamı döndüm. Gözlerimdeki yaşları göz kapaklarım sıyırıp yanaklarımda aşağı bıraktı. Karşımdaki adam kaşları çatık bana doğru hızlanırken dünya benden ben dünyadan uzaklaştım. Yere çarpmamı engelleyen, Ateş'in eliydi. Kalbi soğuk birinin elleri neden sıcak olur ki. "Ela." Dedi endişeli. Yada bana öyle gelmişti. " Yorgunum." Diyebildim kısık sesimle. Yüreğimde,bedenimde yorğundu çünkü. Kulağıma Ateş'in sesi geliyordu. " Ela! Ela uyan!" İstemiyordum. "Seni aptal sakar. " Sonra bağırarak, "Faruk Deniz'i getir. Çabuk! " Bilincim gidip geliyordu. " Nasıl becermiş." "Ne bileyim lan. Yine uykusunda geziyordu belkide." Sesleri duyuyordum. Ama gözlerimi açamıyor, cevap veremiyordum. Yinede ben uykumda gezmem demeye çalıştım ama dilim ağzımın içinde düğüm olmuştu sanki. "Yardım et. "Cam? Aniden hissettiğim acıyla inleyerek, "Aah." Dedim. Sonra yine karanlık bir boşluk. Sonra uzun bir boşluğa kayıp gidiş. Sabah gözlerimi başımdaki korkunç ağrıyla açtım. Emel'in beni nasıl merdivenden aşağı çektiğini ve nasıl yuvarlandığımı hatırladım. " Pislik." Dedim sinirle. Yavaşça yerimde doğrulup yatağın kenarına oturdum. Odamdaydım kim getirmişti beni. Karşımdaki kıza bakarken donup kaldım yine. Dikkatle kendime bakarken, " Merhaba Ela." |
0% |