@azamet_29_2
|
Elaa..." Dedim. " Hmm..." Dedi titreyen mırıltılı sesiyle. " Elaa..." Dedim tekrar. " A..Ateş..." Sesi her an bayılacakmış gibi çıktı. " Ateş. Ya- yapma.h.." Bu hâlinden haince zevk alsamda, daha fazla kıyamadım. " Ela... Dedim. O an bir sessizlik olurken duyduğum nefeside gitti. Doğrulup yüzüne baktım. Elimi yüzüne koyarak, " Ela! Dedim gülümseyerek. " Neeeeeeh!? " Derken geri bıraktı nefesini. Aynı anda beni ittirince üzerinden yanına geçiş yaptım. " N-nee. dedin? Biraz doğrulup Ela'yı yeniden çekip yanıma yatırdım tekrar. " Ela... Evlen benimle deli kız.? " Be-ben ne diyeceğimi şa-şırdım." Ela'ya doğru eğilip kulağına doğru kavis aldım. " Evet. Diyeceksin küçük deli." Dedim yüzümü boynuna gömerek. Öldüğüm kokusundan derin bir nefes çektim. " Seni seviyorum Ela. " Dedim dudaklarım teninde konuşarak. " Kokunu seviyorum. Seni istiyorum. Derken yüzümü boynundan kaldırıp gözlerine bakarak, kırmızı gözüne bakarak, " Cevabın..." Dedim. Bana bakan gözleri doldu. " Bunu evet kabul ediyorum." Diyerek dudaklarına kapandım yeniden. " Ela kalk yanımdan. Dediğinde yanımdan öyle bir kalktı ki gülmemek için zor tuttum kendimi. " Deniz'i buraya gönder." Dedim arkasından. Az sonra Deniz kapıdan girerken bende kendimi yatağa bıraktım. " Biraz rahat duramadın yani." " Kes sesini de bak şuna. " Ne? " Dedi Deniz hayretle. " Ne dedin? " Ela'ya evlenme teklif ettim." Dedim aldırmaz şekilde. " Sen... Dedi etrafa bakarak. Sonra, " Kamera nerde? " Deniz tam dibimdesin bak tekmeyi yersin." Deniz çantadan malzemeleri çıkarırken, " Bu kızın akıllı olmadığını biliyordum. Ama seninle evlenmeyi kabul edecek kadar deli olduğunu bilmiyordum." " Demekki deliymiş. " Dedim keyifle. ***** Ateş'in sözleriyle yataktan kaçarcasına çıkıp kendimi koridora atmıştım. Önce dudaklarımdan uzun uzun öpmüş ordan ayrılıp boynuma bir öpücük bırakıp kulağına doğru fısıldayarak, " Elaa..." Demişti. O böyle söylediğinde saçlarımdan ayak parmaklarıma kadar ürpermiştim. Sadece, " Hmm..." " Elaa..." Diye adımı tekrarlandığında bu kez öyle bir söylemiştiki adımı, o hipnoz eden sesi bütün sinir uçlarımı harekete geçirmiş ruhumu bedenimden dışarı ittiriyirdu sanki. " A..Ateş..." Dedim alt üst olmuş halde. Sonunda, " Ela... Dediğinde nefesim birden içime kaçmış orda kalmıştı. O şaşkınlıkla kala kalmış nefes almayı bile unutmuştum. " Kadınım ol. Diye devam edince ben artık orda koptum. Alık alık bakıyordum sadece. Aklım beynimden firar etmişti sanırım. Tamamen dumur olmuş, " Ela! Dedi. Gülümsüyordu. " Neeeeeeh!? " Dedim. Aynı anda üzerimden ittim. O yanıma " N-nee? " Dedim. Be-Ben. Ya-ya ni..." Resmen kekelek olmuş Ateş'in bana evlenme teklif edip etmediğini anlamaya çalışıyordum. Beni aniden yine çekip yanına yatırdı. " Ela... Yine kekeledim " Be-ben ne diyeceğimi şa-şırdım." Kulağıma doğru eğilip, fısıldayarak konuştu. " Evet. Diyeceksin küçük deli." Diyerek yüzünü boynuma gömerek, derin bir nefes çekti. " Seni seviyorum Ela. Dedikten sonra yüzünü boynumdan kaldırıp gözlerime bakarak, " Cevabın..." Dedi. O anki utancım yerle gök arasıydı. " Bunu evet kabul ediyorum." Diyerek dudaklarıma yapıştı yeniden. Biraz sonra geri çekildi. Gözlerini kapatarak kaşlarını çattı. Kendini zorluyordu sanki. " Ela kalk yanımdan. Dediğinde aklıma gelenlerle öyle bir kalktımki, soluğu kapının yanında aldım. " Deniz'i buraya gönder." Diyince hızlı adımlarla salona indiğimde Yaman bey ve Deniz'i salonda oturur halde buldum. Yanlarına gelip Deniz'e bakmamaya çalışarak, " Deniz... Arkasından da Yaman Bey ayaklandı. Önce elleri ceplerinde bir süre yüzüme baktı. O bakarken ben renkten renge girmiştim sanırım. Sonra gülümseyerek yanımdan geçerek, " Zehra!." Diye bağırınca yerimde sıçradım. " Dışarıya kahve getirin." Dedi ve salondan çıktı Yaman Bey. Allah'ım bugün rezil olma günümdü kesin. Derin bir nefes alıp verirken, kendimi koltuğa bırakıp dizlerimi kendime çekerek ellerimi yüzüme kapattım. O an kafama dank eden şeyle aklım başıma yeni geldi. " Aferiiin Ela. " Uzun zamandır duymadığım o sesi yine kafamın içinde duyunca ellerimi yüzümden korkuyla çekerek yerimde sıçradım. " Sana, şunu yapma diyorum ya! Yapmasana! " " Seni dalgın yakalayıp korkutmak çok eğlendiriyor. " " Çok güzel, eğlenmene sevindim. " Düğün var demek." "Hıı. Gelcenmi? Rahat bırak beni ya! Bir gecede herşey nasıl tersine döndü anlamadım." " Dur sana biraz akıl vereyim. Çaktığın sınavlardan aldığın aptal notları yanına alarak o dersleri seneye alttan alıyorsun. Okul bitincede düğün." " Çok sağol ya! " Dedim alayla. " Ben bunu nasıl düşünemedim." Derin bir nefes aldıktan sonra ellerimle yüzümü sıvazlayarak saçlarımı geriye çekerek gözlerimi açtığımda yine görmeye başladım. Yine ayakta uyuyor gibi hissettim kendimi. Salonun ortasında uçan beyaz güvercinler görüyordum. Balıkları gördüğüm gibiydi ama güvercinler vardı. 3-5 tanede değil bir çok güvercin vardı evin içinde. Ayağa kalkıp başımı havaya kaldırarak uçan güvercinleri takip etmeye başladım. Onlar uçtukça ben onları takip ederek kendi etrafımda dönüyordum. Kar gibi bembeyaz ve çok güzel görünüyorlardı. Gülüşlerime engel olamadım. Çünkü bu güne kadar gördüğüm rüyalar, görüntüler arasındaki en güzelleri bunlardı. Böyle güzel şeyler varken ben hep kanlı kabuslarla uyanmıştım. O kadar güzel görünmüşlerdiki gözüme dokunmak istedim. Başımı önüme çevirdiğimde ben hâlâ gülerken Ateş ve Deniz şaşkın bana bakıyorlardı. " Ela, iyimisin? " Dedi Ateş tuhaf bakışlarla. " Senn... " Şey... Iıımm. Şey...Tabi. Sen henüz bilmiyorsun." Dedim sağ elimin parmaklarıyla saç diplerimi kaşırken. Ateş aksayarak yanıma doğru yürüyünce, yeni fark ettiğim şeyle, güvercinleri anında unutup, " Ateş! " Dedim gözlerim bacağında. " Neden aksayarak yürüyorsun. Yaralımısın? Ama beni duymadı bile. Bana baka baka önümdeki koltuğa kadar gelip yavaşça oturdu. " Neyi bilmiyorum? " Dedi kaşları çatık gözleri kısık. " Bacağına ne oldu? " Dedim hâlâ ayakta. " Neyi bilmiyorum? " Dedi yine ama bu kez kollarını göğsünde birleştirdi. Bu hareket cevap ver yoksa ölürsün hareketiydi. Neden aksayarak yürüyor söylemeyişine sinir olmuştum. Ateş sinirle " Ela! " Derken Deniz araya girdi aniden. " Aahh. Ateş'in bacağına bıçak saplamışlar. Ela da artık uyumadan bile birşeyler görüyor. " Dedi sırayla ikimize bakarak. " Ne!? " Dememiz ayrı garipti. Deniz aramızdan geçerek diğer koltuğa oturarak bacak bacak üstüne attı. Sonra devam etti. " Ateş Yıldırım... Hatta dahada ileri giderek sana ne olduğunu öğrenmek için az kalsın adamlarından birini çenesine dayadığı silahla vuruyordu." Dediğinde ikimizde Deniz'e baktık. Bunu demesine gerek yoktu. Ateş'in bakışları üzerimde kendimi koltuğa bıraktım. " Çok acıyormu.? " Dediğimde, Ateş kahkaha ile gülmeye başladı. " Demek birini vuracaktın? " Dedi ayağa kalkarak yanıma gelirken. Ben bağırmasını beklerken o sarılarak göğsüne bastırdı. " Aferin benim delime." Dediğinde şaşkınlığım dahada arttı. " Hayır." Dedi burnumun ucundan öperken. Deniz yine araya girdi. " Delinin delisi işte. Siz iki deli aranızda konuyu halledersiniz. Ben evime gidiyorum." Dedi kapıya yürürken. " Ah. Bu arada. " Ne sözü lan! " " Sayende kovuldum hastaneden. " Ciddi misin lan! " Çalışma saatleri içinde görevi başında olmayan doktoru hangi hastane tutar. " Ateş, " Madem öyle tamam lan. Özel doktorum olarak yarın gel başla." Diyince Deniz homurdanarak çıktı evden. Deniz'in gidişiyle Ateş beni kendine çekerek, " Nerde kalmıştık." " Ateş bey kahvaltı hazır. " Ateş kaşları çatık dişlerini sıkarken, " Çok acıktım ben hadi gidelim." Dediğimde yüzü gevşedi. Yine aksayarak yürüyordu. Zehra teyze servisi yaptıktan sonra kendi işine dönerken bizde kahvaltıya başladık. Ateş elindeki çatalı tabağa uzattığında, " Söylemeyecekmisin? " Dedim. " Neyi." Dedi yemeye devam ederken. " Bacağına ne oldu? Elindeki çatalı sıkarak başı önde bir süre beklerken, etrafina dalga dalga yayılan soğukluğu oturduğum yerden hissedebiliyordum. " Evet. " Not mu? " Bana meydan okudu... Duyduklarımla ağzımdaki lokma boğazıma oturdu, yutamadım. " Sana döndüm. Kokuna döndüm." Demişti. Ama dönerken birini daha öldürmüştü. Başımı öne eğdim. Başımı kaldırarak gözlerini gözlerime dikti. Ölüm kuyusu gözleri yeniden ortaya çıkmıştı. " Evleneceğin adamı iyi tanı. Demiştiki, derin bir nefes alarak gülümsemeye çalıştım. " Nikâhı okul bitince yapsak olurmu. Yüzü değişti. Gevşedi. " Sen ne istersen, nasıl istersen öyle olacak herşey, iste yeter. Okul bittiği günün ertesi olacak nikâhımız. İstediğin herkesi çağır. Şehrin en güzel en lüks otelinin balo salonunda olacak nikâhımız." Geriye doğru yaslandım. " Dur tahmin edeyim. Bu otel senin değilmi." Ateş gülümseyerek arkasına yaslanarak cevap verdi. " Tabiki benim. " Paris? " Bildiğim kadarıyla başka Paris yok. Ağzını kapat Ela." Dediğinde fark ettim. Bir karış açık ağzımı. ***** Okulların kapanmasına çok az bir zaman kalmış olduğu için Ateş'in döndüğü günün ertesi itibariyle okula döndüm. Okulun önünde durduğumuzda Merve ve Cem koşa koşa arabanın yanına geldiler. " Günaydın." " Günaydın Ela. " İyiyim Cem teşekkür ederim. Havalar çarptı sanırım. " Merve: " Partiye gelememene çok üzüldün. Çok güzel geçti. Eminim evde sıkılarak oturmak senide üzmüştür." Kafamın içinde bir kahkaha koptu. *" Gerçekten sıkıldın mı Ela."* " Elimi alnıma bastırarak keşke sıkılsaydım Merve." Dedim dişlerinin arasından. " Hadi kızlar ders başlayacak." Diyerek ikimizinde koluna girerek çekiştirirken, bombayı patlattım. " Çocuklar. Aniden durduk. Cem ve Merve kocaman gözlerle bana bakarak, " NEE.? " Dediler. Cem kolumu sıkarak şaşkın şekilde, " Ne yani. Cem'e baktım. " Kolum acıyor. " Dedim. " Özür dilerim." Dedikten sonra, " Ela adam mafya babası! " " Biliyorum." " Yarına çıkıp çıkmayacağı bile belli olmayan biri." " Biliyorum." " Hiç acımadan adam öldürebilen biri." " Biliyorum." " Biliyorsun ve onunla evlenmeyi kabulmu ettin? " " Biliyorum... Ve Evet. Kabul ettim... Çünkü benim için canını ortaya koyabilecek kadar beni seviyor. Bende... Dediğimde okul bahçesinde onlarca güvercin gördüm yine. Gülümseyerek. " Artık kendi istediğim gibi yaşamak mutlu olmak istiyorum. Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken Merve boynuma atladı. " Her zaman yanındayım canım arkadaşım. İnşallah bundan sonra hep mutlu olursun." Cem'e baktım. Kolumdan tutup beni kendine çekerek, " Gel buraya seni çılgın kız.." Dedi sıkıca sarılarak. " Tabiki bende her zaman yanındayım. Bende mutlu olmanı istiyorum. Ama bu mutlu olma kısmı Ateş Yıldırım' la nasıl olacak bilmiyorum. " " Olacak Cem... Kollarının arasından çıkıp. " Hadi artık gidelim. " Hele bir üzsün seni karışmam valla." Merve: " Ne yapacaksın Cem, Ateş'i Yıldırım'ı dövecekmisin. " " Tabiki hayır. Dediğinde hepimiz kahkaha ile gülmeye başlayarak girdik okula. ***** Aradan zaman geçmiş bütün sınavlara girmiştik. Sonunda hoca elinde kağıtlarla girdi içeri. " Senin adına sevindim Cem." " Üzülme Ela seneye halledersin." Okul binasından çıktığımızda Merve bahçede bizi bekliyordu. Hemen yanımıza geldi. " Üzülme. " Doğru." Dedim. " Ne yapalım." Diyerek bahçe kapısına geldiğimizde Davut'u aradı gözlerim, sağa sola baktım ama yoktu. " Ee nerde bu tank." Dedi Merve. Bilmem demiştim ki az ilerde bekleyen siyah araçtan önce Faruk sonrada Ateş indi. Anlaşılan Davut'u o yollamıştı. " Neden yüzün asık. " " Son sınavdan kaldım." Dedim üzgün. Kulağıma eğilip, " Üzülme güzel delim. Dedi gülerek. " Al işte. Başladı alaylar." Dediğimde Cem ve Merve tebessüm ile bana bakıyorlardı. " Her neyse. Hadi gel gidiyoruz. Merve ve Cem bir Ateş'e bir bana baktılar. " Benmi. " Ela'ya yardım edeceksin." " Ela' ya mı? " Gelinlik seçmek için. Dedi. Cem: " O zaman bana musade kızlar." Diyerek arkadaşlarının yanına giderken, bizde Ateş ile birlikte arabaya bindik. ***** Akşam olmuş kızların peşinde resmen telef olmuştuk. Nikahtan 1-2 saat önce Ela'nın gelinliği ve yardımcı olacak kızlar otele gelecek ve hazırlanmasına yardım edeceklerdi. Akşam yemeğinden sonra üst kata çıktık. Ela dinlenmek için odasına girdiğinde, " Nereye güzel delim." Dedim arkasından beline sarılarak. " Ateş yorgunum uyumak istiyorum." " Uyu güzelim. Yorgun çıkan sesiyle, " Şuan yerde bile uyurum Ateş. Kucağımda odaya götürürken kulağına doğru fısıldadım. " Bu gece iyi uyu küçüğüm. Önümüzdeki 1 hafta sana uyku yok çünkü. " Dedim yatağa bırakırken. Orda öyle ne kadar uyudum bilmiyorum. Ama çok susadığımı hissederek açtım gözlerimi. Saate baktığımda gece yarısı olmuştu. Gözlerimi yanımdaki güzelliğe çevirip bir süre uyuyuşunu izledim. Sonrada yavaşça kalkıp sessiz adımlarla odadan çıkarak merdivenlere yöneldim. Salonun ana ışıkları kapalı, köşelerdeki loş ışıklar açıktı. Hâlâ uykulu hissettiğim için elimle gözlerimi ovuşturarak merdivenleri inerken salonda birini farkettim. Hayalmi gerçekmi anlayamadığım bir şekilde dikkatle baktığımda gördüğüm kadın... Emel! Emel'di. Onu bu evde bu şekilde görünce, üstelik burdayken yaptıklarını ve Ela'ya olanları hatırlayınca deliye döndüm. Nasıl olmuştu. Nasıl aniden kaybolmuştu anlamaya çalışarak hızla salona girerek kapıdan dışarı çıktım. Dışardaki Faruk hemen yanıma geldi. " Abi. Bir emrin mi var. " " Faruk evin içini dışını sessizce didik didik arayın. " Neden abi. " Az önce sanki biri... Diyerek tekrar hızlı adımlarla içeri girip hemen Ela'nın yanına çıktım. Odada uyumaya devam ediyordu. Komodinin çekmecesinden silahımı alarak yanına uzandım tekrar. Ela: " Ateş. Ne oluyor." Dedi uykulu. " Bir şey olmuyor güzelim uyu sen. " Ela tekrar uyurken beni uyku tutmadı. Gördüğüm neydi anlam veremedim. Emel'in burda olmasına imkan yoktu. Sanırım aklımın bir oyunuydu. " Aklımın oyunu.." Dedim içimden. ***** Öğlen olmuş otelin balo salonu hazırlanmış, davetliler gelmiş herşey hazırdı. Gelin ve damat hariç. Ela'yı Merve ile otele bırakmış kapısınada Davut ve Selimi dikmiş, Nikahtan sonra Paris'e uçacaktık, bu yüzden dedemle birlikte bir kaç işi hallediyordum. Benim yokluğumda dedem kalacaktı işlerin başında çünkü. Nihayet 1 saatin sonunda dedem arkadan geleceğini söyleyince bende hazırlanmak üzere şirketten ayrılmıştım. Yanımda Faruk arkada korumaların aracı otele doğru yola çıktık. " Abi. Haklıydı yorgun hissediyordum. Bir süre sonra Faruk'un sesiyle uyandım. Gelmiştik. Otele garajdaki asansörden girerek hazırlık odasına çıktığımda hemen karşıdaki odanın kapısındaki Davut ve Selim'i gördüm. Üzerindeki gelinlikle nasıl göründüğünü merak ediyordum doğrusu. Odama girdiğimde Deniz ve iki kişi beni bekliyordu. " Oo nihayet." Dedi Deniz. " Hiç çekemeyecem seni Deniz." Diyerek hazırlanmaya başladım. 40 dakika sonra hazırdım. Deniz ve Faruk ile birlikte odadan çıkarak gelin odasının önünde durduk. Ben odaya girerken herkes çıktı. " Ela. " " Efendim." Dedi utanan bakışlarla. " Ela'mm... Yanına yaklaşıp belinden sarılarak kendime çekerken yüzümü boynuna gömdüm. " Kokusuna öldüğüm kadın. " Dedim derin bir nefes çekerek. Geri çekilerek yüzünü avuçlarımın arasına aldım. " Gidelim mi? " Dedim kolumu uzatarak. " Gidelim." Dedi. Birlikte odadan çıkarak Deniz, Merve ve adamlarla birlikte asansöre binerek aşağı indik. Balo salonuna girerken alkışlarla karşılandık. Basından gelenler en önde arka arkaya resim alırlarken yine onu gördüm. Basın mensuplarının arasında kırmızı mini bir elbise giymiş bize bakıyordu. Emel bu kadar adamın arasından içerimi sızmıştı. Anında Emel'e döndüm. Elinde silah bana bakıyordu. " A.Ateşş..." Korkuyla yanımda duran sevdiğime çevirdim bakışlarımı. " Ela! Elaaaaa! Hayııırr! "
|
0% |