@azamet_29_2
|
Merhaba canlarım. Yeni hikayemiz yola çıkmak için hazırlanıyor Eveeet. İlerki bölümlerden kısa alıntı bırakıyorum. Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Sağlıcakla kalın.
******* Adamın elleri direksiyonu sımsıkı tutmuş stresle ön camdan karşıyı izliyordu yanında ki iki adam ile birlikte. Karşısındaki hastane kapısından çıkacak kişiyi bekliyorlardı. Yanındaki adama dönüp yakasından tuttu. " Emin misin Metin? " " Eminim Ziya abi. Saat bir. Her gece aynı saatte çıkar. Şu yanımızdaki kırmızı bisikletine biner gider. Kimi kimsesi yok. Arayanı soranı da olmaz. Zaten başka bir şansımız mı var. Doktor kaçıracak halimiz yok ya. Anında tutarlar paçamızdan. " Arkasındaki adama baktı. " Durum ne? " " Eve yaklaşmışlar. " " Acele edin diyor İlyas abi." " Çıktı! " Diyen Metin ile önüne döndü Ziya. Üçünün de gözü soğuktan kabanının yakasını kapatıp kollarını kendine saran kızdaydı. Kız hızlı hızlı ilerleyip siyah minibüsün yanında bekleyen bisikletine kadar geldi. Kendi kendine mırıldandı bıkkın. Yine bisikletle gitmek zorunda olman ne kötü. Bir an önce hurda bile olsa bir araba almalısın Ada Öztürk. Yoksa bu kış çok zor geçecek. Diyerek bisikletinin kilidini açarken bir anda duyduğu sürgü kapı sesiyle irkilerek döndü arkasını. Karşısında karanlık suretli iki adam görmesiyle kollarından tutulması bir oldu. Neye uğradığını şaşıran kız korkuyla bir çığlık atmıştı ki yanındaki adamlardan biri bir kolunu arkasından kollarına dolayarak elini ağzına kapatarak engel oldu çığlığına. Daha da korkan Ada ağlayarak adamın elinin altında duyulmayan çığlıklar atarken debelenerek kurtulmaya çalışsada olmadı. Kurtulmak için ne kadar uğraşırsa uğraşsın gücü yetmedi arkasındaki iri adamdan kurulmaya. Bir anda yerden kesilen ayakları ile minibüsün içine çekildiğinde aracın motoru çalıştı. Diğer adam aracın kapısını kapatırken aynı anda gaza bastı Ziya. Hızla hareket etti araç. Yine hızla çıktı açık otoparktan. Ada hâlen kolları arasında zorla tutulduğu adamdan kurtulmaya çalışırken bir anda karşı koltuğa fırlatıldı. Ama durmadı. Hemen yanındaki camı yumruklamaya yardım istemeye başladı. " İmdaat! " Susturun şunu lan! " Diye bağırdı Ziya. Metin kızı geri çekip elini ağzına kapatıp olduğu koltuğa bastırırken silahını çekip kızın yüzüne dayadı. Ada olduğu yerde donup kalırken gözlerindeki yaşlar sağanak sağanak akıyor korkudan kalbî durmak üzereydi. " Bir daha bağırırsan o küçük ağzını kurşunla doldurum." Kız yaşadığı ölüm korkusuyla susarken adamın kolunu tuttuğu elleri titriyordu. " Anladın mı beni? " Diye hırladı Metin. Çaresizce başını salladı kız. " Güzel... Bir daha uyarmayacağım. Elimi çekiyorum. Gık dersen tetiğe basarım. Kız sadece bakarken birden, " Anladın mı?! " Diye bağırınca korkuyla sıçradı kız. Yine korkuyla hızlı hızlı salladı başını. Aferim! diyen Metin karşısına diğeri hemen yanına oturduğunda içinde oldukları araç son hız yol alıyordu Ardeşen'in dışına doğru. Sarsılarak ilerleyen araçta zorlukla doğrulup cama doğru sindi kız. Bir yandan akmaya devam eden göz yaşlarını silerken kollarını kendine sardı. " Ki-kimsiniz.? Ne istiyorsununuz benden.? Kimseden ses çıkmadı önce. Az sonra, " Sessiz durup senden istenenleri yaparsan canın yanmaz. Aksi hâlde ölürsün." Yutkundu Ada. Kendi hâlinde bir hemşireydi. Bu adamlar ondan ne istiyor olabilirlerdi ki. Çaresizce sustu ve başına gelecek şeylerden korkarak beklemeye başladı. Bir süre yol aldıktan sonra ana yoldan ayrılarak araziye dönen araçla kızın içine bir kurt düştü bu kez. Akan göz yaşlarına engel olamıyordu. Kesin öldürecekler. Dedi kendi kendine. Allah'ım yardım et bana. Ne olur yardım et. Arka arkaya dualar ederken kısa süre de arazi içinde müstakil bir evin önünde durdu araç. Hemen açıldı kapı. Metin kızın kolundan tutarak kaldırıp in! derken Ziya kapı önünde tuttugu kızı aşağı indirdi. Yağan yağmura aldırmadan evin kapısına yürüdüler. Açılan kapıyla hızlı hızlı yürüyen Ziya kızı da peşinde sürüklüyordu. Küçük bir koridordan geçip açılan kapıdan bir odaya girdiler. " Nerdesiniz ula! " Ziya, " Olabildiğince hızlı geldik İlyas abi." Derken İlyas ne olduğunu anlayamayan kızı kolundan tuttuğu gibi içeri çekerek yanan sobanın yanındaki büyük koltuğun yanına getirdiğinde Ada'nın gözleri kocaman oldu. Koltukta yüzü siyah bir örtü ile kapatılmış karnından yaralı bir adam yatıyor, yanı başındaki başka bir adam kanamasını durdurmak için yaraya baskı uyguluyordu. " Bakma oyle hemen çıkar şu kurşunu. " Diyen adamla yerinde sıçradı. " Ne? Kız panikle önce etrafındaki adamlara sonra yaralı adama baktı. " Be-ben yapamam. Ben doktor bile değilim. Hemşireyim ben. Kurşun çıkaramam. Ölürse.. Sorumlusu ben olll.." Demişti ki karşısındaki ellilerindeki adam silahını kafasına dayadı. O ölürse bu odadaki herkesle birlikte sen da ölürsün! Kızın gözleri kocaman adama bakarken, yaptığı el işaretiyle adamlardan biri bir çanta getirip koltuğun yanındaki tek koltuğa bırakıp açtı. İçinde ameliyat için gerekli hemen herşey vardı. İlyas yeniledi. " Heman çıkar şu kurşunu dedum." " Olmaz yapamam dedim." İlyas bir anda elindeki silahı çantayı getiren adama çevirip tetiğe bastı. Kız elleri kulaklarında korkuyla bir çığlık atarken, İlyas devam etti. Şimdi iki kurşun çıkarman gerekiyor. Tabi olmezse! Kız korkuyla çıkardığı kabanını kenara atarken akmaya başlayan gözyaşlarına engel olmaya çalıştı. Hızla yaralı adama yaklaşıp yüzündeki örtüye uzandı. Lakin kolundaki el izin vermedi. " Yuzunu açmayacasun. " Ne? Ama! " Kızın amacı yaralı adamın bilincinin durumunu kontrol etmekti ama izin vermiyordu bu adam. " Kim olduğunu gormeyecesun. Aksi hâlde her halükarda ölmek zorunda kalursun. "
|
0% |