Yeni Üyelik
8.
Bölüm

💥K.6 Konuşacaksın

@azamet_29_2

Kız bir eli yarasında aldığı hızlı nefeslerle sessiz adamı izlerken, adam sinirle bakıyordu kıza. Kızın oradan nasıl çıktığını ve ölme hikâyesinin aslını merak ediyordu.

" Vaay, vaay, vaay!" Dedi.

" Bizim ölü ejder dirilmiş.

O aşağıdaki salağı oraya dikende kabahat! "

diyerek Levent'e baktı saniyelik.
Levent mahcup kıza çevirdi bakışlarını.

" Sizide vurmamı istemiyorsanız çekilin kenara."

" Nasıl kandırdın adamımı? "

Kız yarasındaki elini kaldırıp tersiyle dudağının kenarını sildi.

Yanağının içini ısırarak kanatmış dudağının kenarından akmasını sağlamıştı. Kalp atışlarını ise duymamıştı adam. Çünkü bilmediği bir şey vardı.

Kılıç önce kızın yüzüne sonra yarasına bastırdığı eline baktı. Yerinde doğruldu ve silahının aşağı indirdi.

" Hiç bir yere gidemezsin. Ejder kız."

" Çekil dedim Seymenoğlu yoksa yarım bıraktığım işi tamamlarım."

" Yapamazsın."

Dedi Kılıç kendinden emin ve sakin şekilde kıza doğru iki adım atarak.

" İyi plan yapabilen sadece sen değilsin. O silahta sadece iki kurşun bıraktım. Aşağıdaki aptalı vurmuşsun belli. E kendinde yaralısın.
Demekki elindeki silah boş."

Tek kaşı havada devam etti.

" Senin ne kadar zeki olduğunu biliyorum. Bir sekilde çıkacağını düşünüp ulaşabileceğin ilk silahı dolu şarjör ile bırakacak kadar aptal değilim."

Kız gözlerini kısarak bir silaha birde Kılıç'a baktı. Ardından tereddüt etmeden tetiğe bastı. Ama adam haklı çıkmıştı. Silah boştu. Bir kere ve bir kere daha bastı tetiğe ama olmadı. Sinirle yana savurup attı silahı.

Kılıç adım adım yaklaşarak kızın yanında durdu. Elindeki silahı kızın sol göğsüne dayadı. Yüzünde çarpık bir gülümseme ile mavi gözlerine bakarak,

" Yerleri değiştik gibi görünüyor.

Şimdi seni öldürmemem için bana iyi bir yalan söylemelisin yada yalvarmalı."

" Hiç uğraşamam.
Bas tetiğe ikimizde kurtulalım."

Adamın gözleri kızın mavi gözlerine takıldı. Saçları kesilmiş rengi değişmiş olsada otelin balkonundaki Zehra'yı gördü gözlerinde. Etkilemişti Zehra Kılıç'ı. Tanıdığı bütün kadınlardan fazla hemde. Tabi kızın Ejder lakaplı kiralık bir katil oluşu herşeyi alt üst etmişti. Ejder'in bir kız olabiliceği aklının ucundan bile geçmezdi. Bunu hatırlayınca kaşları çatılırken içindeki öfkesi yeniden kabardı. Elindeki silahı dahada bastırdı kızın göğsüne.

Kız elini kaldırıp silahın namusunu tutarak dahada kaldırıp alnına dayadı. Eli silahta, silah kafasında yarası yüzünden sendeleyerek,

" Garantiye al. SIK! " Dedi.

Kılıç kısa süre kızın yüzüne, gözlerine baktıktan sonra,

" Yok öyle yâma. Önce konuşacaksın."

Dedi silahını belinin arkasına takarak. Ardından kızı kolundan tutarak çekiştire çekiştire getirip alt kattaki odaya sokup koltuğa doğru iterek kapıyı örttü.

" Soyun! "

Kızın gözleri kısılırken kaşları çatıldı.

" Üzerinidekini çıkar yarana bakacağım sonrada konuşacağız."

" Hayır!

Ne üzerimdeki çıkacak! Nede seninle konuşacak bir şeyim var"

Kılıç kollarından tuttuğu kızı hırsla kaldırarak kendine doğru çekip gözlerini gözlerine dikti.

" Ben ne diyorsam onu yapacaksın! Ya yapacaksın ya da yarım saat sonra kapıda olacak polislere ifadeni veriyor olursun."

Diyerek tekrar koltuğa itti.
Kız oturduğu yerden öfkeyle baktı adama.

Polis mi? Polis olmazdı. Polisin gelmesi kızın bütün hesaplarını bozardı. Pes etti.

" Seni öldürmediğime gerçekten pişman oldum."

Diyerek yavaş hareketlerle üzerindeki badisini çıkarmak için uçlarında tutarak yukarıya sıyırıp kollarından ve başından çıkardığında Kılıç karşısında gözleri şaşkın kızın bedenini izliyordu.

Kızın beyaz teninde eskiden kalık olduğu belli bir çok yara ve sağ göğsüne yakın bir ejderha dövmesi vardı.

" Yat." Diyerek odadaki kitaplığın üzerinden sağlık kutusunu aldı.

Kız eli yarasında yavaşça uzandı oturmakta olduğu büyük koltuğa. Bunu yaparken canı yansada sadece dişlerini sıktı.

Kılıç elindeki kutu ile birlikte koltuğun önündeki mermer sehbaya oturdu. Yaraya şöyle bir baktı. Ardından kutunun kapağını açıp içinden alkol şişesini ve pamuk çıkardı. Seri şekilde alkolü pamuğa boca ederken acıyacak. Dedi tek kelime. Sonrada oyalanmadan yarayı temizlemeye geçti. Hissettiği acıya rağmen kız sadece dişlerini sıkıyordu. Kılıç yarayı temizlemesi bittikten sonra,

" Dikiş gerekiyor." Dediğinde kızın gözleri anında adamı buldu.

" Hayır doktora gerek yok iyi."

Panik dolu sesi ile yerinden kalkmaya çalışırken adam omuzundan tutarak geriye bastırdı.

" Doktor çağıracağım demedim. Kıpırdamadan yat ve sadece sağ omuzunu tut elinle."

Adam kutudan şırınga ve ilaç çıkarırken kızın kocaman olan gözleri adamı buldu yeniden.

" Ne?!
Sen mi atacaksın dikişi? "

" İstersen doktor çağırayım.
Adli vaka olduğu için o da direkt polise haber versin. Nasıl fikir? Böylelikle en başa geri dönmüş oluruz."

Kız sinirle kapattı gözlerini. Öfkeyle konuşmaya başladı.

" Sen ne anlarsın be dikiş atmaktan. Bırak!
Dikişe falan gerek yok iyiym ben!"

Demiştiki şırınganın ucunu yarasının yanında hissetti. İnlerken,

" Kıpırtanıp durma artık yoksa canını daha fazla yakarım."

Diyen Kılıç'la kız avının elinde oyuncak olan bir avcı olarak düşündü kendini ve sinirle gülümsedi,

" Şu hale bak."

Az sonra Kılıç kutudan aldığı bir çift eldiveni ellerine geçirdi. Ardından paketlerin içinden iğne ve dikiş ipi çıkararak iğneye geçirdi.

" Gerçekten dikiş atmaktan anlıyor musun yoksa bana işkence yapmaya mı karar verdin?"

Adam kızın sorularına cevap vermek yerine,

" Sağ onuzunu tut dedi sadece."

Sessizce dediğini yaptı kız.
Saniyeler sonra adam kızın kaburgasının üzerindeki yarayı dikmeye başladı.

" Dikiş atmayı kendi yaralarım da öğrendim."

Kılıç bir yandan kızın yarasına dikiş atarken bir yandan göz ucuyla vücudundaki yara izlerine bakıyordu.

" Bu yara izleri nasıl oldu? Benden önce başka birilerine de yakalandın galiba. Onlarda işkence yaptılar."

" Çok mu merak ettin? "

" Çok merak etmedim, sordum."

Kız o yaraları aldığı geceye döndü bir anlığına. Üzerine çullanan erkeği ve ondan nasıl korktuğunu hatırladı. Kaçmaya çalışırken nasıl yakalandığını, kendini korumaya çalışırken yüzüne tırnağını geçirdiği için nasıl öfkelendiğini, cebinden çıkardığı o aleti hiç acımadan üzerinde nasıl kullandığını tekrar tekrar hatırladı. Derin bir nefes alıp verdi.

" O yaralar benim hayatımı değiştirdi. İlk öldürdüğüm kişi bana tecavüz etmeye kalkan ve o yaraları yapan orospu çocuğu oldu. O gün ölmedim. Ama Ejder oldum. "

Adam duyduklarına inanamaz şekilde bakıyordu. Doğru olabilirmiydi. Bu kız o bıçak yaralarını kendini korumaya çalışırken almış, ölümden dönmüş, bu yüzden o adamı öldürmüş sonra da kiralık bir katil olmuş olabilir miydi.

Olabilirdi! Yılların verdiği tecrübeyle öğrenmişti ki olmaz denecek bir şey yoktu bu hayatta. O kadar çok şey görmüştü ki o gördüğü şeylerle her şeyin olabileceğini yıllar önce öğrenmişti. Sakin kalarak,

" Ya Zehra."

Kız kıs kıs gülerken,

"Öyle biri yok." Dedi.

" Çok aptalsın."

Derken yüzüne baktı. Adamda aynı şekilde gülümseyerek,

" Zehra diye birinin olmadığını biliyorum Melek Kumrular! "

Kız yine şaşkın bakıyordu. Bu adam herşeyi araştırıp öğrenmişti.

" Senin sandığın kadar aptal değilim. Hayatımda sadece bir kez aptallık yaptım. Oda sadece açılış gecesiydi. Onunda izi kaldı göğsümün üzerinde."

Derken kızın gözlerine baktı bir süre. Ardından önüne döndü tekrar. Son dikişe düğüm atarak kesti ipi. Sonra da bandaj yaparak bantladı.

Hızla kalktı yerinden. Sağlık kutusunu aldı odadaki kitaplığın üzerine bıraktı. Kapıyı açıp Levent bana bir tişört getir dedikten sonra geri kapattı. Koltukta yatan kıza bakarak.

" Şimdi doğruyu söyle. O gece o odada bıçağın gırtlağımdayken beni öldürmedin, neden?"

Kızın gözleri adamın gözlerine sakin ama cevapsız bakıyordu. Gerçekten bir öpüşü yüzünden hem paralardan hemde rahatından olması canını fena hâlde sıkıyordu. Kılıç'tan çektiği gözlerini tavana diktiğinde adam sesli şekilde güldü.

Koltuğun önündeki mermer sehpaya oturdu yeniden. Dirseklerini dizlerine dayayarak kızın üzerine doğru eğildi.

" Yani gerçekten güzel öptüğüm için mi beni öldürmekten vazgeçtin. Vaaayh be! Ben neymişim? Seni öperek ölümden kurtulabiliyorsam belkide konuşturmak için de kullanabilirim bunu."

Kız sinirle ve zorlukla yerinden kalkıp oturdu. Bu arada kapı tıkladı. Kılıç yerinden kalkıp kapıyı açıp gelen tişörtü alarak kıza doğru attı. Kız havada yakaladığı tişörte şöyle bir baktıktan sonra giyerken,

" Öldürmeyeceksin anladık. Ne istiyorsun benden onu söyle."

" Bugüne kadar hiç kimseye borçlu kalmadım o gece bıçağın boğazımdayken ve elinde fırsat varken beni öldürmedin ben de seni öldürmeyerek borcumu ödemiş oldum.

Şimdi konuşacaksın. Ejderden başlayarak seni beni öldürmen için kimin tuttuğuna kadar herşeyi anlatacaksın."

" Ya yapmazsam? "

" Yapacaksın. Yoksa..."

Dedi Kılıç. Elini cebine atıp telefonunu çıkararak,

" Hemen şimdi polisi ararım.
Sende benim yerime onlara anlatırsın."

Kızın kaşları çatılırken dişlerini sıktı. Hemde öyle ki gıcırtısını Kılıç bile duydu bulunduğu yerden.

" Hah!" Dedi kız histerik şekilde.

" Polisi ararmış!
Sanki sen çok düzgün adamsın da beni şikayet edeceksin öyle mi? "

" Benim yaptığım hiç bir şeyi hiç kimse ispat edemez. Bense senin yaptıklarını anında ispatlarım. En basitinden otel odasında beni öldürmeye kalkmandan başlayarak göğsündeki Ejder dövmesinin kiralık bir katile ait olmasına kadar."

Kızın sinirleri iyice gerilmişti.
Yeni bir hayata geçmenin hesabını yaparken bu adam hesaplarını bozmak üzereydi.

" Seni o gece öldürmeliydim."

Dedi tekrar hırlayarak. Hiç böyle ters köşe olmamıştı kız. Dört yıldır süren şansı bu adama rastladığı gece tersine dönmüştü. Adamın yüzünde çarpık bir gülümseme daha peydah oldu. Bu haliyle gerçekten sinir bozucuydu.

" Beni öldürmediğine pişman olacaksın demiştim."

" Tamam la*et herif tamam!"

Kılıç koltuğun önündeki mermer sehbaya oturdu yeniden. Sırtını dikleştirip kollarını göğsünde birleştirdi.

" Anlatmaya başla."

" Öğrendiğinde eline ne geçecek."

" Merakım gidecek.
Hadi başla! "

Kız derin bir nefes alıp verdi.

" Dört yıl önce Ejder oldum. O yıl bir erkek arkadaşım vardı. Tarık. Bana göre kusursuz çok yakışıklı centilmen, beni çok seven biriydi. Arkadaşlarıma göre ise tam tersi.

Onunla aynı apartmanda oturan Ozan ve Yiğit sık sık bana Tarık'ın göründüğü gibi biri olmadığını söyleyerek uyarıyorlardı. Ama aşıktımya. Kör kütük hemde. Dinlemedim.

Ergenlerin hepsini ergenlikten çıkana kadar bir odaya kapatmalı bence."

Dedikten sonra devam etti kız.

" Ne derlerse desinler inanmıyordum. Tâki o geceye kadar. Tarık beni evine davet etti. Film izleyelim sonrada seni evine bırakırım dedi. Önce tereddüt ettim. Ama sonra kabul ettim.

En başta herşey normal giderken eli ayağı rahat durmamaya başladı. Huylandım. Geç olduğunu ve eve gitmek istediğimi söyleyerek kalktım. Kapının önüne geldiğimizde önce kibar şekilde kal falan dedi. Beni sevdiğini benimle olmak istediğini falan... Kabul etmedim. Bu sefer hareketleri sertleşmeye başladı. Zorla öpmeye çalışınca izin vermedim."

Gözlerini devirerek baktı adama.

" Beni öpen ilk erkek sensin."

Dedi birazda çekinerek. Adamın bakışları değişti. Hiç acımadan birini öldürebilen bu kız öpüldüğünü söylerken utanıyorumuydu.

Anlatmaya devam etti kız.

" Beni çekiştirmeye başladığında kapıya ulaşmaya çalışıyordum. Sonunda tırnaklarımı yüzüne geçirdim. Aynı anda kapıyı açmayı başardım ama kaçamadım. Yüzündeki tırmıkla daha da sinirlendi. Vurmaya başladı. Sonra bir bıçak çıkardı cebinden. Elindeki bıçağı gördüğümde olacak şeyi geçte olsa anladım. Tehdit etti. Benim olmazsan kimsenin olamazsın seni öldürürüm dedi. Gözü dönmüş delirmiş gibiydi. Meğer benden önce birşeyler içmiş. Aldırış etmeden kendimi kurtarmak için bağıra, bağıra yardım istedim. Ama yardım gelene kadar ben yerde vücudumda 10 bıçak yarasıyla kanlar içinde yatıyordum. Sesimi duyan Ozan ve Yiğit gelmişler. Tarık onları gördüğü anda kaçmış.
Sonuç!
Hastanede saatler süren ameliyat ve aylarca tedavi."

Hayatının en gizli kısmını anlatmıştı kız adama.
Karşısındaki adam ise hiç bir şey söylemeden yorum yapmadan sadece dişlerini ve yumruklarını sıkarak dinlemişti. Saldırıya uğrayan o kız için üzülmüştü hatta.

" Çok zor zamanlar geçirdim. Pisikolojik tedavide dahil uzun süre tedavi gördüm. Kendimi tamamen toparladığımda ne yaptım dersin."

Dedi deli bir gülümsemeyle,

" İlk iş onu buldum."

Adam kıza kız adama baktı bir süre. Geriye yaslanarak devam etti kız.

" Bir ara kafayı yemişim. Arkadaşlarım sokaklarda mal mal dolaşırken bulmuşlar beni.
Sonra hoopp! Yine Bakırköy.

Ve bir kaç ay daha tedavi. Yani anlayacağın hayatımın temelini siken kişi Tarık. Son durum da bu."

Dedi kız elleriyle kendini göstererek.

Kız hayat hikayesini anlattıktan sonra bu kez Kılıç için kimin tarafından tutulduğundan bahsetmeye başladı. Ama bilgiler kısıtlıydı.

" Yıllardır Beşiktaş meydanında dilenen yaşlı bir adam vardı. Yıllardır hep aynı yerde aynı şekilde dilenir. Beni bulmaya çalışanlar o adama bir not bırakır. Senin için gelenler de o adama bir not bıraktı. Aslında adamın bu işte bir ilgisi yok. Kendisi bile farkında değildi bana aracılık ettiğinin. Sonunda da benim yüzümden öldü."

Kılıç'ı öldürecek kişi kendi iken kim tarafından tutulduğunu bilmiyordu kız. Bugüne kadar çalıştığı hiç kimseyle yüz yüze gelmemişti.

" O gün iki kişi gelerek o adama bir not bıraktılar. İçlerinden biri ejderin bizde 10 milyonu var dedi. Notun üzerinde Bay Ş ve bir telefon numarası yazıyordu. O telefon numarası ile ulaştım seni öldürmemi isteyen adama.

İlk anlaşmamızda seni öldürmememi sadece yaralamamı söyledi. Adama ne yaptıysan artık. Acı çekmenden haz alan biriydi.

Neyse o gün otelin önüne çıktığında iş merkezinin üzerinden ateş ederek seni yaraladım. A! Bu arada, kolun nasıl? "

Derken adamın gözlerine baktı kız alaycı şekilde. Karşısında onu izleyen adamın kaşları çatıldı. Kız aldırmadan, İyiymiş! Diyerek devam etti konuşmasına.

" Aynı gün 10 milyonu bana yolladı ve açılış gecesi işini bitirmemi söyledi. Para takip edilemeyen yollarla hesabıma ulaştı. Dahası işi reddettiğim halde parayı geri yollayamadım. Şuan kuduruyordur herhalde.
Gerisini biliyorsun zaten."

Düşündü kız. Normal şartlarda parasını iade ederdi ama kıza gözdağı vermek amacıyla masum bir insanı öldürmüşlerdi. Artık bekledikleri o parayı unutsunlardı. Kesinlikle yollamayacaktı. Şimdi dahada öfke ile bekliyordu eski görmediği patronu. Çünkü hem verdiği işi alamamıştı hem de parasını.

" Bu iş son işim olacaktı.
Yeni bir hayat kuracaktım. Ama sayende buradayım."

Kız gözleri Kılıç'ta söylenirken Kılıç kızı duysada umursamadan bir eli cebinde bir eli çenesinde odanın içinde ileri geri yürüyerek düşünüyordu. Peşine bu kızı kim takmıştı.

Kafasının içinde seçenek çoktu çünkü bu alemde kimse kimseye katlanamazdı. Ama en çok da Şahan geliyordu aklına. Bugüne kadar her işine taş koymaya çalışan biriydi Şahan. Adam düşünmeye devam ederken kapı tıkladı. Dışarıdan Levent'in sesi duyuldu.

" Abi Şahan burada seni görmek için gelmiş."

Duyduğu cümle ile şüpheleri daha da arttı adamın. Olay yerine önce suçlu gelirdi çünkü.

" İti an çomağı hazırla! " Dedikten sonra,

" Tamam salona al geliyorum."

Dedi ve Kıza döndü.

" Buradan çıkma."

" Ben ne zamandan beri senin emirlerine uyuyorum."

" Şu an itibarıyla sadece benim emirlerime uyacaksın."

Loading...
0%