Merhaba canlarım güzellerim.

Size yeni bir hikaye ile geldim. Oldukçada heyecanlıyım, umarım beğenilir ve okunur.

Konu olarak ortaya karışık diyebileceğim bir hikaye.

Sizden ricam ilk bölümleri atlamadan okumanız.

Böylelikle sonraki bölümler daha net şekilde oturacak kafanızda.

Hadi bakalım başlayalım.

Buraya başlama tarihinizi bırakırsanız sevinirim.

**************************

" Buraya kadar." Dedi kız.

" Ne olduğunuzu ve ne olduğumu gördüm bugün. Sizin gözünüzde bir maldan farkım yokmuş.

Zamanı gelince paraya çevirmek için mi beni yanına almıştı babam.

Zaten kalmaya niyetim yoktu seninle, ama bu şekilde olması senin suçun.

Benim için değerin az iken şimdi bir hiçsin Caner Hisarlı.

Görüşememek üzere..."

Dedi kız arabanın kapısını açtığı gibi koşmaya başlayarak. Görmeden ezberlediği sokak boyunca nefes nefese koştu.

Düşebilir, yaralanabilirdi ama durmaya, dönmeye, döndürülmeye niyeti yoktu.

Arkasından arabadan panikle inen Şehmuz ve Kemal' de koşmaya başlayınca caddeye inen sokakların arasına daldı kız.

" Seni aptal kız ne yaptığını sanıyorsun? Kendini yaralayacaksın.

Dur orda!

Araba çarpacak duuur!

Dursana! "

Ama kız çoktan caddeye inmiş arabalara aldırmadan karşıya geçmişti.

" Bu halde nereye gidebilirsin.?

Sana söylüyorum hemen olduğun yerde kal!"

Diye bağıran Şehmuz hâlâ peşindeydi.

Adamlar kaldırımda kız orta refujde bir kaç saniyeliğine nefeslenmek için durdular.

" Yeşim hanım, başına birşey gelirse baban hepimizi öldürür."

İki adam birbirine baktı.

" Şehmuz bu kız nasıl böyle koşuyor lan!"

" Ben ne bileyim oğlum.!

Caner bey ağzımıza sıçacak. "

Kız olduğu yerden nefes nefese bağırdı.

" Banane, geberin!

O ev hariç her yere gidebilirim. "

Dedi ellerini havaya doğru açarak.

" Artık özgürüm.

Bugünden sonra hiç biriniz beni tutamazsınız aptallar sürüsü."

" Ne? "

Kız ellerinin dudaklarının iki yanına dayadı. Hızla akan trafiğe ve kornalara inat bağırdı.

" Dedim kiii.

Sağır ve aptallar sürüsüüü!"

Sonra da kocaman bir kahkaha attı.

" Yeşim hanım yapmayın.

Babanız çok kızacak! Size de bize de!

Kendinize acımıyorsanız bize acıyın."

" Babam derdine yansın.

O şişko domuzla evleneceğime önüme çıkan ilk adamla evlenirim daha iyi.

Bu saatten sonra o eve benim ölüm girer ancak. Hatta ölümü bile sokamazsınız o eve.

Vasiyetim var."

Öyleydi.

Kız sırtına, sol kürek kemiği üzerine,

"Vasiyetimdir babamın evine ölüm bile girmesin."

Diye yazdırmıştı dövmeyle arkadaşına.

" Sizde artık bırakın yakamı yoksa polis diye bağırırım. "

Diyerek koşmaya başladı tekrar.

Kalan caddeyide geçerek koşmaya devam etti. Sonra paralel caddeye saptı. Trafiğe bakmadan yola atladı.

Bir yandan da arkasındaki adamları kolluyordu.

Tam o sırada çarptı sert bedene.

Adam sırt üstü kaldırıma düştüğünde, kızda boylu boyunca adamın üzerindeydi.

" Uppss. " Diyerek bir kaç saniye bakındı adama.

Gördüğü sluet siyahtı. Ama dalgalar vardı karanlığında. Tutkunun ve cesaretin kırmızısı. Güvenin ve sadakatin mavisini gördü.

" İşte bu." Dedi.

Yerde yatan adam,

"Önüne baksana lan körmüsün.? "

Kız,

" Benimle evlenir misin.?"

Dedi sırıtarak.

" Ve evet körüm.!"

Dedi kahkaha atarken.

Adam şaşkın baka kalmıştı kıza.

Göğsünün üzerinde boylu boyunca yatan kızın bakışlarına çevirdi gözlerini. Elini kızın gözünün önünde salladı. Kızın cam yeşili gözleri tepki vermedi.



" İn üstümden."

Dedi kızı tutup yana devirerek. Kız,

" Pardon.

Zaten batmıştı kasların."

Diyerek kalkarken elini adamın karnına bastırınca adam dişlerinin arasından inledi. Yerden kalkan kız tekrar arkasına baktı. Sonrada,

"Kütük gibi durmada cevap ver."

Adam yerden kalkarken hâlâ durumun şaşkınlığını yaşıyordu.

" Anlaşıldı senden bana hayır yok."

Diyerek arkasını dönüp koşacakken adam kolundan tuttu. Anlık verdiği kararla,

" Evet evlenirim."

Dediğinde arkasında herşeyi şaşkın izleyen adam,

" Abi." Dedi hayretle.

Kız hem şaşırdı hem sevindi aldığı cevaba. Hızla adamın arkasına saklanıp ceketine yapıştı. Adam omuzunun üzerinden arkasına saklanan kıza baktı daha da şaşkın.

" Adım Yeşim Hisarlı.

Kimlikte 19 , gerçekte 21 yaşındayım.

Babamın oyunu, sonra anlatırım.

Babam Caner Hisarlı.

Annem Kerime Hisarlı.

Şimdi beni peşimdeki bu adamlardan kurtar lütfen."

Dedi kız tek nefeste ve eliyle yolun karşısını göstererek. Adam direk karşıya baktı. Bellerinde silah iki tane iri yarı adam gördü.

" Kim bunlar."

" Babamın adamları. Beni zorla götürmek için arıyorlar."

" Gerçekten kaç yaşındasın. Çocuk gibi duruyorsun."

Başını kaldırıp boş bakışlarla bir kaç saniye bekleyen kız,

" Ayıp oluyor ama.

Ben sana deve gibisin diyormuyum? "

" Ne dedin sen?"

"Valla 21 yaşındayım..

Kimlikte babamın sayesinde 19 , her türlü reşitim. "

Dedi kız cebinden kimliği çıkarıp adama göstererek. Adam hızla kimliğe bakıp geri verdi. Kıza yetişen Şehmuz,

" Yeşim hanım iyi misiniz?

Bizi çok korkutunuz."

" İyiyim Şehmuz.

Nişanlımın yanında kötü olamam zaten."

Şehmuz şaşkın bir kıza birde kızın yanındaki adama baktı.

" Toprak KARAKOÇ. Mu.?

Nişanlınız mı?

Yeşim hanım bırakın şakayıda bizimle gelin lütfen.

Babanız çok merak etti sizi."

" Sana söyledim Şehmuz.

O eve ölüm bile gelmez artık. "

Şehmuz ısrarla,

" Yeşim hanım lütfen,"

Diyerek elini uzattığında kolunu sıkan elin sahibine baktı.

" Kırarım o elini.

Şu andan itibaren kimse ona dokunamaz. Tutku nişanlım değil, yinede dokunamazsınız ona."

" Toprak bey bence siz bu işe karışmayın.

Bu kız normal biri değil.

Görmüyor.

Yardım olmadan hiç bir şey yapamaz. Yaşayamaz."

" Hayır yaşarım." Diyen kızın boş boş bakan cam yeşili gözlerine baktı adam.

Anlık düşündü.

Onun kıza, kızında belliki ona ihtiyacı vardı.

Şehmuz'a döndü.

" Ben varken kimseye ihtiyacı yok.

Şimdi geldiğiniz yere geri dönün."

" Toprak bey başınıza iş alıyorsunuz.

Caner bey yakanıza yapışır."

" Yiyorsa yapışsın? "

" Doğu! "

" Buyur abi."

"Arabayı getir. "

" Emredersin abi."

Doğu hızla parka doğru giderken Toprak:

" Sizde kaydolun.

Bir dahada yoluma çıkmayın karışmam."

Dediğinde Şehmuz yanındaki adamla birlikte geldiği yoldan geçerek uzaklaştı. Sonundada binaların arasından kayboldu. Toprak arkasında duran kıza döndü. İki adımda kızın yanına geldi. Kız öylece önüne bakıyordu. Titreyen elleri ve dizleri dikkatini çekti Toprak'ın.

Kolundan tutarak,

" Yeşim...

İyimisin.? "

Kız başını iki yana salladı.

" De.. Değilim. Ga- li..." Demiştiki olduğu yere yığıldı.

Tam düşecekken kızın belinden tuttu Toprak. Önce sırtındaki çantayı çıkardı sonrada sarılıp kucağına kaldırdığında Doğu arabayla geldi.

İnip kapıyı açtı. Toprak kucağında kız, arabanın arka koltuğuna geçti.

Doğu da yerdeki çantayı alıp yan koltuğa atarak direksiyona geçip gaza yüklendi.

" Abi nereye?"

" Benim eve."

" Senin eve mi? "

" Ne oldu beğenmedin mi? "

" Estağfirullah abi.."

" Konuşmada sür o zaman. Zaten sinirim tepemde sana patlamayım."

&

Yarım saat sonra lüks sitenin garajında durdu araç.

Doğu indi önden. Arkaya geçip kapıyı açtı. Toprak kucağındaki kızla inerek

garajdan katlara çıkan asansöre bindi. Peşinden geldi Doğu elinde kızın çantasıyla. Asansör hareket ettiğinde adam kızı izliyordu.

" Abi..."

" Ne var.?"

" Gerçekten kör bir kızla mı evleneceksin? "

" Neden olmasın.

Duydun teklif eden kendisiydi.

Hem ablamın dediği gibi.

Yüzümü kim görse benden kaçar.

O halde görmeyen biriyle evlenmemde sakınca yok.

Böylece hem benim hem babamın istediği oluyor. Şirketin başına geçmen için önce evlen aile kur diye diretip duruyordu. Kendi ayağıyla geldi gelini."

" Abi.

Sezai bey kör bir gelin istemez bence."

" Kel başa şimşir tarak Doğu."

" Yüzümdeki izi yapmayacaktı o zaman."

" Afedersin abi."

" Bir daha bu konuyu açarsan affetmem Doğu. "

" Peki abi."

Asansör durduğunda indiler.

Doğu hemen karşıdaki dairenin şifreli kapısının kodunu girdi. Toprak içeri girerken Doğu dışarda bekledi.

Çekindi girmeye.

" Girsene lan! "

" Abi girmeyim ben."

" Gir lan!"

Doğu girerken Toprak kızı misafir odasına götürüp yatağa bıraktı.

Sonra da salona geçerek bara yöneldi.

Doğu birer bardak viski hazırlamıştı.

Bir bardağı alıp kafasına dikti.

İkisi de sessiz bir süre oturdular.

Toprak cebinden çıkardığı paketten bir dal sigara alıp sehbaya bıraktı. Dudağına bıraktığı sigarayı Doğu yaktı çakmağıyla.

Bir nefes çekti sigaradan ve tavana doğru bıraktı. İkinciyi çekecekken koridordan,

" Aahh." Diyen kızın sesi geldi.

Toprak önce Doğu'ya baktı saniyelik sonrada hızla kalkıp koridora yürüdü.

Kız koridorun ortasında sırt üstü yatıyordu. Hemen yanına geldi.

" Dikkat etsene körmüsün." Dedi unutarak.

Kız yine kahkaha attı.

" Evet körüm. Daha öncede söylemiştim. "

Adam bozuldu. Unutmuştu.

Kızı yavaşça kaldırırken kız.

" Farklı bir yer olunca afallıyorum." Dedi.

Toprak kızı kolundan tutup salona getirdi. Kız adamı, adam kızı izliyordu.

Doğu' da ikisini.

Kız kollarını göğsünde birleştirerek,

" Neden bana öyle bakıyorsunuz ?

Hiç kör görmediniz mi? "

Dedi gülümseyerek.

Toprak elini kızın gözünün önünde salladı. Cam yeşillerden tepki gelmiyordu. Birden elini tuttu kız.

Adam bir anda irkildi beklemediği hareketle.

" Evet körüm. Hemde gerçekten körüm.

5 yaşımdan beri.

Ama yinede seni görüyorum Toprak KARAKOÇ.

Seni...

Boyunu...

Huyunu...

Hatta " Dedi kız.

Yavaşça uzattığı işaret parmağının ucunu adamın kalbine koyarak bekledi.

Adam sanki tıransa geçmiş gibi kızın boşluğa bakan cam yeşillerine bakıyordu.

" Hatta kalbine saplanan bıçağın..."

Dedi parmağını hareket ettirerek.

Önce göğsünden sonra boynundan geçti parmağı kızın. So

nrada yüzünün sağ yanına kavis aldı.

" Yüzüne vuran aksini bile görebilirim."

Dedi adamın kaşının üzerinden başlayıp gözünün yanından geçip yüzünün ortasında biten koca yara izinin üzerinden parmağıyla geçerek.

" Ben körde olsam görebilirim."

***************************

Evet canlar yeni hikaye ilk bölüm.

Bakalım kimler ne düşünüyor.

Lutfen benimle paylaşın.