@azamet_29_2
|
" Toprak!" Dedi kız aniden. Toprak sustu. " Hmm." " Sana sarılabilirmiyim? " Toprak kaşları havada şaşırırken kız aniden sımsıkı sarıldı kapattığı gözleriyle. Göğsüne koyduğu başına beline sarılan kolları eşlik etti. Sonra gözlerini açtı kız. O an Toprak kızı omuzlarından tutarak biraz geri iterek yüzüne baktı. " Birşey olmuş. " Hayır birşey olmadı." Dedi kız. " Doğru düzgün tanımadığın halde beni gerçekten korumaya çalışıyorsun. Teşekkür ederim. Geri çekilip Toprak'ın omuzuna " Sonra her haltı yer arkana saklanırım." Dedi gülerek. Toprak gülümseyerek baktı kızın gözlerine. " Günün nasıl geçti." Diye sorarak konuyu değiştirdi. "Hem güzel, hem rezil. Nazlı ile bahçedeki kamelyada oturup kahve içip sohbet ettik. Bana kitap okudu. " Nazlı öyledir. Bu yüzden mi rezil oldun? " Dedi Toprak gömleğinin düğmelerini açarken. " Hayır senin yüzünden. " Toprak odadan çıkıp kıza baktıktan sonra elleri ceplerinde kıza doğru bir adım atıp durdu. " Ne.? Neden benim yüzümden? " Kız gülerek yaklaştı sese doğru. " Senin evinde kahvaltı yaparken bana kendinden bahset demiştim. Nazlı abimin de gözleri yeşil bilmiyormuydun diyince pot kırdım. Hiç sormadımki, sende söylemedin. Boyun ve kilon kaç. Gözlerin ne renk. " Yaşım? " Dedi Toprak. Yaşı kız için önemliydi, bunu düşündü. Kâğıt üzerinde evli olsada yaşı kız için fazlaydı belkide. Merak ederek sordu. " Yaşım senin için önemli mi? " Dedi birazda çekinerek. " Ben seni seçerken yaşını hiç düşünmedim doğrusu. Yinede bilmek isterim. Hatta bahse girelim! " " Bahse mi? " " Evet bahse. " Peki bilemezsen." Dedi Toprak kollarını göğsünde birleştirerek. " O zamanda ben senin istediğin bir şeyi yaparım. Sen şimdi kör bir kız hangi istediğimi yapabilirki diye düşüneceksin." Dediğinde Toprak gülümsedi. Tamda bunu düşünmüştü. " Arabanı yıkarım mesela." " Araba ?" " Evet bir araban vardır heralde bu zenginlikle. Araba yıkamak kolay. Görmesemde dokunarak yapabileceğim bir iş. Ne diyorsun? Var mısın bahse.? " Toprak baktıki kız sıkıntıdan eğlence arıyor, " Tamam. " Dedi sessiz gülerek. " Yaşımı tam olarak bilirsen bir isteğini yerine getireceğim. Ama nasıl güveneceksin bana, " Öyle biri değilsin onu öğrendim. " Dedi kız. Toprak'ı tanımıştı artık. Kız iki elini öne ve havaya kaldırarak Toprak'a doğru gelirken, Toprak'ın ayakları kendiliğinden kıza doğru yürüdü ve durdu. " İzninle. " Dedi kız. Elini Toprak'ın tam göğsünün üzerine doğru uzattığında Toprak sabah Yeşim'in çıplakmısın sözünü hatırlayınca anında tamamem açık olan düğmeli gömleğinin yakasını örttü. Gördüğü şeyle yeniden gülümsedi. Yine olmuştu işte. Gördüğü çizgiler ve renkler geri gelmişti. Bu işte bir iş var dedi içinden. Toprak hissettiği elle bir kaç saniye gözlerini kapattı. Sonra, yeniden açarak bir eli kalbinde, bir eli yüzünde, Yeşim bir süre öylece Toprak'a baktı. Toprak'ta Yeşim'e. Sonra kız, " 28 " Dedi. " Birazcıkta fazla... 28 yaşındasın ama yakında 29 olacaksın. " Dedi kız ellerini çekip arkasında birbirne bağlayarak. " Doğrumu? Bildimmi? " Dedi inci dişleriyle sırıtarak. Toprak kaşları havada kocaman gözlerle kıza baka kalmıştı. Bilmişti. 28 yaşındaydı. Bir hafta sonrada 7 Temmuz'da da doğum günü vardı. Hâlâ şaşkın, " Doğru." Dedi. " Ama. Nasıl bildin? " " Auranı hissedebiliyorum. " Dedi kız. Sana dokununca görüntüler renkler geri geliyor diyemedi. Oysaki dalga dalga duran renkli aurasını görmüştü. 28 dalga şeklinde ve yarımdan fazla bir dalga daha. Şöyle düşün. Bir ağacın yaşını nasıl anlarsın. Kesip gövdesinin içindeki çizgileri sayarsın. Buda benzer bişey." Toprak gülümsedi yine. " Sen kazandın. " Hakkımı saklı tutmak istiyorum. Çünkü aklıma birşey gelmiyor." " Tamam." Dedi Toprak. Sonrada, " Boyum 188. Kilomu hiç tartmam. Ama övünerek söyleyebilirim fit bir vücudum vardır. Haftada iki kez spor salonuna gidiyordum. Gözlerim koyu yeşil. Saçlarım koyu kahve. Aslında siyaha yakın daha doğru olur." Cansu'nun seni neden istediği belli. Dedi kız içinden. Toprak, tekrar giyinme odasına girerek üzerine rahat ev kıyafetlerinden giyip çıktı. Yeşim: " Senin günün nasıldı? " İdare eder. Bu arada balayı istemediğimizide söyledim." " Şey... " Bence evet. Ama çaktırmamaya çalışıyor. Yakında alışır." " Peki kitap alabildinmi? " " Komodin yanındaki çantalarda. " Diyince kız yataktan tutunarak poşetlerin yanına gelip içindekileri bir bir çıkararak üzerindeki Braille alfabesi ( Körler alfabesi. ) ile yazılı yazılara dokunarak kitapların neler olduğuna okuyarak tek tek çıkarıp yatağa bırakmaya başladı. Çalışma kitaplarından sonra sıra romanlara geldi. Tek tek çıkararak romanların isimlerini okudu. Özel olarak körler için hazırlanan kitaplar daha pahalıydı. Bu yüzden Yeşim Toprak'a dönerek, " Çok teşekkür ederim. " Dedi. " Artık sıkılmam." Toprak Yeşim'in yanına gelerek yatağın kenarına oturdu. " Bir süre hergün babamın yanına gitmem gerekiyor. Bu süre içinde sadece kitap okuma. Bahçeye falan çık. Nazlı ile de vakit geçirebilirsin. " Hım. Neden? " Baban ve o adi herife güvenmiyorum, Bensiz dışarda olman güvenli olmaz. " " Hmmm. Ne yapalım? Bu sırada kapı tıkladı. " Abi girebilirmiyim? " " Gel Nazlı." Nazlı içeri girdi. " Abi, babamlar geldi. Yemekte hazır. " Tamam Nazlı. " Tamam." Dedi kız çıkarken. " Bende şu koltuk meselesini halledeyim. " " Tamam. Toprak önden çıkarken Yeşim banyoya girerek işlerini halledip elini yüzünü yıkayıp çıktı. Sonrada aşağı inen merdivenlere yöneldi. Bu sırada Suna hanım yanında iki adamla taşınan koltukla merdivenleri çıkıyordu. Yeşim, yemek odasına geldiğinde kapıdan girmeden önce duyduğu şeyler dikkatini çekince yavaşladı. Cansu: " Bu kızın kör olduğuna inanmıyorum. " Kapa çeneni Cansu. " Nedenmiş o Toprak bey. " Cansu!" Dedi Toprak masaya yumruğunu geçirerek. " Cansu. Aynı anda Yeşim girdi kapıdan. " Evet Cansu. Dedi imalı şekilde. " Kapımı dinliyorsun sen." " Dinlemeye gerek yokki, sesin yukarı kadar geliyor." Cansu sinirle bakarken Toprak yerinden kalkıp Yeşim'in yanına gelerek elinden tuttu. " Sen ona aldırma. " Dedi sandalyesine yönlendirerek. " Hayır gerçekten hangi hareketim ona bunu düşündürdü merak ettim. " Yeşim sandalyesine otururken, Sırma söyledi evden koşarak kaçmış, dese Sırma'nın Yeşim'in babasına yardım edişi ortaya çıkacaktı. Sabah vuracakken elimi tuttu dese, Toprak anında yakasından tutacaktı. Sustu bir süre. Sonra en saçma şeyi söyledi. " Görüyormuş gibi hareket ediyor." Yeşim gülerek gözlerini Cansu'nun sesinin geldiği yöne çevirdi. " Biliyormusun Cansu aslında görüyorum." Bir anda herkes Yeşim'e baktı. " Kokuları alarak odama giren fareyi, Kaçan balığın arkasından pişman ağlayanları da görüyorum. Dediğin doğru yani. Görüyorum. Masanın ortasındaki çilekli pastayıda görüyorum mesela. Mesela Nazlı'ın dayanamayıp pastayı parmakladığınıda görüyorum. " Nazlı yengesine çevirdi başını. " Yengecim? " " Çilekli pasta kokusu uzaktan gelirken Nazlı'nın parmağına bulaştığı için daha yakından geliyor." Herkes bir Yeşim'e bir Cansu'ya baktı. Cansu sinirle, " Sana hâlâ inanmıyorum. Bunu ispat edeceğim." Dediğinde Toprak girdi araya. " Cansu! Dediğinde Cansu sinirle kalktı masadan. Nazlı, Sırma ve eniştesine bakarak. 3-0 Dedi gülerek. Sırma sinirle dişlerini sıkarak Nazlı'ya bakıyordu. ***** O geceden sonra Cansu birkaç gün arkadaşında kalma bahanesiyle evden ayrıldı. Sırma, kocası ve Toprak Sezai beyle birlikte her sabah şirkete gidiyorlar Nazlı ve Yeşim'de günü evde ve birlikte geçiriyorlardı. Birgün bahçede, bir gün odada kitap okuyarak birgün mutfakta bir gün müzik dinleyip karaoke şarkı söyleyerek geçti gitti günler. Bu akşamda herkes eve gelmiş akşam yemeği yenmiş, herkes odasına çıkmıştı. Daha doğrusu Nazlı izliyor Yeşim dinliyordu. Toprak ise salonun diğer köşesindeki koltukta oturmus başını geriye yaslayarak gözleri kapalı şekilde sigarasını içerek kızları dinliyordu. Nazlı filmdeki karakterleri ve nasıl göründüklerini anlatıyordu arada. Nazlı: " Yengecim film bitti. Abim beni kovalamadan bana musade. " " Tamam. Nazlı koşar adım odasına çıkarken Yeşim: " Toprak.?" " Hmm." " Neden burda bekledinki. Gidip dinlenseydinya." Toprak yerinden kalkarak. " Hadi bizde çıkalım. " Dediğinde Yeşim sessizce ayağa kalktı. Birlikte odaya çıktılar. " Evet bu gece sıra bende, koltukta ben uyuyacağım." " Gerek yok yatakta uyu." " Olmaz kaç gündür koltukta sen yatıyorsun. Sıra bende. " Gerek yok Dedim. " Toprak uzatma. " " Asıl sen uzatma. " " Bir yıl böyle geçmez... Dedi kız. " Yatağın ortasına yastık koyarak aynı yatakta uyuyacağız. " " Ne.? " " Duydun Toprak. Tekrarlatma." Kız başını öne eğerek. " Anlaşmayı iki kişi yaptık. Ama sürekli fedakarlık yapan sensin. Bunun kabul etmiyorum. " Dediğinde Toprak üzgün duran kıza baktı. " Tamam. Kız, " Arada yastık olacak." " Arada yastık olacak." Yarım saat sonra yatağın ortasında yastıklar iki tarafta uyuyan iki kişi ile başladı gece. ***** Sabah yine üzerinde bir ayak ile ilk uyanan Toprak oldu. Tam bir deli yatışı yatıyordu kız. Toprak kızın ayak bileğini tutarak yastığın üzerine bırakarak sessizce yerinden kalkarak banyoya gitti. " Günaydın." " Günaydın. " " Saat kaç? " " 8 buçuk. " " 8 buçukmu? " Bugün evdeyim." " Anladım. Dedi kız gülümseyerek. " Sen kahvaltıya in istersen bende birazdan inerim." Toprak: " Çok oyalanma sende. " Diyerek çıktı Toprak. " Tamam." Diyen kız yerinden kalkarak banyoya girdi. Yavaşça aşağıya inerken Cansu'nun sesi geldi yine kulağına. " Hadi Toprak kırma bizi." " Bu kızda amma yüzsüzmüş. Yine gelmiş. Ne derdi var acaba." Diyerek bitirdi merdivenleri. Yeşim'in indiğini gören Toprak Yeşim'in yanına gelerek Yeşim'ide alarak yemek odasına geçerken Cansu'da peşlerinden geldi. Birlikte kahvaltı masasına oturarak sessizce kahvaltıya başladılar. " Toprak Nazlı yokmu? " " O hâlâ uyuyordur." " Toprak ne diyorsun.? " Diye soran Cansu'yu duyunca Yeşim ne konuştuklarını merak etsede sormadı. Bir süre sonra tanıdık gelen sesle başını kaldırdı. Gelen kişi Doğu' ydu. " Abi dışarı gelmen gerek." " Neden? " " Senin için bir paket var." " Ne paketi? " " Abi, Sezai bey istediğin motorsikleti yollamış. Hediye olarak. " " Kim, babam mı? " " Evet abi. " " Hadi lan! " Ben bilmem abi. Motor kapıda teslim almanı bekliyor." Toprak hızla yerinden kalkarak salona ordanda bahçeye çıktı. Kapının önünde efsane bir motor bekliyordu. Toprak önce şaşırsada hızla kendine gelip motorun yanına gelerek baktı Almayı istediği motorsiklet ayağına gelmişti. " Bak sen şu işe. Dedikten sonra gelen kişinin uzattığı belgelerin imzalayarak motoru aldı. " Vaaayyy... Sen motordamı kullanıyorsun.? " Dedi Yeşim. Toprak Yeşim'e dönerek, " Ne oldu yakıştıramadınmı? " Diyince kızın yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi. " Yakışmazmı çok yakışır... Beni motorla gezdireceksin? Hiç motora binmedim ve çok merak ediyorum. Birde okulun ve Şeyma'nın evinin dışın da bir yere gitmedim." Toprak tek kaşı havada kıza baktı önce. Söz sözdü. " Tamam." Dedi. " Sen burda bekle ben hazırlanıp iniyorum. " Arkasından Cansu'nun sesi duyuldu. " Toprak akşam için ne diyorsun? " Toprak: " Geleceğiz. " Dedi ve üst kata doğru çıktı. Yeşim bahçede beklerken Cansu sinsi sinsi Yeşim'e bakıyordu. Bir süre sonra Toprak üzerinde motora binmeye uygun kıyafetler giyinmiş halde geri döndü. Birde koluna takılı eski kaskı. Yeşim'in koluna girerek, " Gel bakalım. Yeşim'in yüzü güldü. Ellerini çırptı çocuk gibi. " Yaşasın! " Dediğinde küçük bir çocuğa benzetti kızı, Toprak. Motorun yanına geldiler. Önce kızın açık saçlarını parmaklarını tarak gibi kullanarak yavaşça geriye doğru aldı. Bu sırada gözleri güneş ışığıyla dahada keskinleşen cam yeşillere takıldı yine. Bu yeşillerde birşey vardı. Toprak'ın hâlini Doğu gülümseyerek Cansu dudağını kemirerek çatık kaşlarla izliyordu. Toprak'ın şu hali görülmüş şey değildi. Bütün gün kaşları çatık, yüzü asık, ne saygı ne sevgi emaresi taşımayan biriyken bu hali neydi böyle. Toprak başını iki yana salladı kendine gelmek için. Kızın arkasında topladığı saçlarla, " Tut. " Dedi Yeşim'e. Kız saçlarını tutarken Toprak koluna geçirdiği kaskı çıkararak yavaşça başından geçirdi. " Biraz büyük gelebilir. Önden Toprak bindi motora. Çalıştırarak gaz verirken keyifle dinledi motor sesini. Sonra Yeşim'e yardım ederek arkasına bindirdi. " Düşmek istemiyorsan sıkıca sarıl! " Dediğinde Yeşim önce tereddüt etsede sonra arkadan Toprak'a doladı kollarını. Anında yine aynı şey oldu. Yeşim'in karanlığı dağılarak çizgiler renkler geri geldi. " Sıkı tutun." Toprak: " Daha sıkı tutun düşeceksin." Dediğinde kız dahada sarılarak başını adamın sırtına yasladı. Rüzgar saçlarının arasından geçerken kendini kuşların havada uçtuğu gibi hissetti. Toprak bahçeden çıkarak çok hızlı olmadan sürmeye devam etti. Tek başına olsaydı şimdiye kadar motor çoktan arka lastiğinin üzerine kalkardı. Yeşim yüzünü yalayan rüzgarın verdiği güzel hisssin tadını çıkarırken, Kız hayalinde canlandırdı duyduklarını. Mutlu oldu. " Sahile gitmek istermisin? " " Tabiki isterim." Toprak tekrar gaz verdi motora. Yönünü sahile çevirdi. Bir süre daha yol gittikten sonra nihayet sahil kenarına geldiler. Toprak denize en yakın yere yaklaşarak motoru durdurdu. " Dondurma istermisin.?" " Eveeet." Toprak kızın yüzüne bakarak, " Çocuk gibisin. Kimliğini görmesem yaşına inanmazdım. " Diyince kız kahkaha atarak konuştu. " Görmediğin gezmesi olmuş. 16 yılı aynı şekilde ev, ve okulda geçiren birinden bu kadar görgüsüzlük beklemek gerekir. " " Hiç mi? " Hayır. Babam izin vermedi. Toprak: " Dondurman neli olsun." Diyerek lafı değiştirdi. " Sütlü ve tabakta lütfen, kaşıkla yemek daha güzel oluyor." " Tamam. Burda bekle geliyorum." Dedi Toprak kızın yanından uzaklaşarak. Yeşim başını kaldırıp gökyüzüne çevirdi. Kollarını iki yana açarak denizin kokusunu içine çekti sonuna kadar. İlk kez bu kadar mutlu ve keyifli hissediyordu. " Geldim. " Diyen Toprak'ın sesiyle adama döndü. " Yeşim. Dedi adam etrafa bakınarak. Yeşim sesin geldiği yere uzanınca Toprak kolunu uzattı tutabilmesi için. Aynı anda Yeşim Toprak'ın silüetini gördü yeniden. İki elini iki omuza dayadı yaklaştı. " Teşekkür ederim." ********************************* Bölüm sonu canlarım. |
0% |