@azamet_29_2
|
" Akşam geldiğim de burda olursa o zaman anlarsın karışıyormuyum karışmıyormuyum." Sonrada ayağa kalkarak Yeşim'i kolundan tuttu. " Kalk gidiyoruz. " Kız birden Toprak'ın elinde çekiştirilirken buldu kendini. Toprak tuttuğu kolunu o kadar sıkıyorduki kan geçmiyordu. Ama sinirinden farkında değildi. Yeşim dişini sıksada birşey söyleyemedi. " Doğu! " Diye kükrediğinde yerinde sıçradı. Doğu koşar adım arabaya giderken Doğu direksiyona geçtiğinde hareket etti araç. Bahçeden çıkıldı caddeye inildi. Arabada kimse konuşmuyordu. " Yeşim. " Kız başını yanındaki Toprak'a çevirdi. " Bugün geveze arkadaşına gitmek istermisin? " Kız duyduğu şeyden memmun, " Lütfen, çok isterim." Dediğinde yüzü çok mutlu görünüyordu. Toprak'ın asık suratı kızı görünce birden yumuşadı. Gözlerinin içi gülüyordu kızın. " Doğu. " Tamam abi." Bir süre daha sessizce yol aldıktan sonra Şeyma'nın dairesinin olduğu 5 katlı binanın önünde durdular. Şeyma diyafondan " Kim o." Dediğinde Yeşim benim diyince Şeyma, " Yeşim." Diye cırladı sevinçle. Kapı anında açıldı. İçeri girerek asansöre bindiler. Kata geldiklerinde açık kapıda Şeyma karşıladı ikisini. " Canım benim hoşgeldin. Valla özlemiştim ben gelecektim. Hadi girin." Toprak soğuk şekilde, " Akşam seni alırım." Diyerek arkasını döndüğünde, " Bir çayımızı içseydiniz Toprak bey." Toprak arkasını dönüp kıza baktı. " Akşam görüşürüz Yeşim." Dedi ve asansöre bindi. Şeyma arkasından, " Soğuk nevale." Derken Yeşim kahkaha ile güldü. " Yeşim başına ne oldu? " Dün akşam düşerek masaya çarptım." Dedi kız ayrıntıya girmeden. " Canım ya. Geçmiş olsun. Yabancı bir evdesin tabi. Bu arada tam zamanında geldin. " Niye Selma teyze yokmu? " " Selma teyzen sabah kahvaltısında arkadaşlarıyla olmak ve dahi altın toplamak için onlarla buluşmaya gitti canım." " Artık altın gününü kahvaltı ile mi yapıyorlar." " Bizimkiler öyle. İki kız konuşa konuşa mutfağa girdi. Yeşim köşe takımına otururken Şeyma çaycıya su koydu ve açtı. Dolaptan kahvaltılıkları çıkarırken, " Şanslısın kız. Gerçi zengin evinde çeşit boldur. Aramazsın benim böreklerimi." Dedi kız gülerek. " Şeyma." " Hmm." Kız kafasını soktuğu dolabın içinden konuşuyordu. " Dün annemle karşılaştım." Şeyma duyduğu şeyle aniden doğrulurken bir anda kafasını dolabın üst kısmına çarparak dişlerini sıktı. "Ahh! Annen mi? " Dedi bir yandan ovalayarak, eli kafasında bastırırken. Yeşim'e baktı. Kızın gözleri dolu dolu olmuştu. İçi sızladı arkadaşının hâlini görünce. Şeyma gözleri masaya sabitlenmiş kıza baktı bir süre. Sonra, "Nerde nasıl karşılaştın." Diye sordu. " Dün gece acilde." " Acil? " " Evet. " Sormaya korkuyorum ama, ne tepki verdi? " " Beni tanımazlıktan geldi." Dedi kız gözünden bir damla akarken. " Ne desem bilemedim canım. Yeşim Şeyma'ya, Şeyma Yeşim'e sarıldı sımsıkı. Birlikte ağladılar. " Sabret canım. Onun gibi biri için ağlama. Ben varım, annem var. Biz seni seviyoruz. A. Birde o soğuk nevale var." Dedi Şeyma önemli bir şey hatırlar gibi yaparak. Yeşim gözlerini silip derin bir nefes aldı gülümseyerek. " Soğuk nevale? " " Aynen ya, soğuk nevale. " Ama içi çok sıcak. " Kimin? " Evet... " Bu kütük mü? Yeşim güldü. " Biliyormusun dün hayatımda ilk kez motora binip gezdim Toprak sayesinde. " " Motorla mı gezdiniz? " " Hıhı." " Yeşim? " "Hmm." " Sana nasıl davranıyor gerçekten? " Aslında sizden sonra hayatımda bana bu kadar iyi davranan tek insan. " Bak seeennn demek öyle. " Saçmalama Şeyma. Aklına gelen şey değil aramızdaki durum. Biz sadece kağıt üzerinde evliyiz. Başka türlü bir şeye izin veremem." "Yeşim sana birşey soracam. " Verecek. Bende o zamana kadar daha güçlü olmaya çalışacağım. Şeyma yerinden kalkarak tezgaha geldi. Ocağa koyduğu tavanın altını yakarak yağı kızdırmaya başlarken, " Önce kahvaltı yapalım sonra devam edelim konuşmaya. Açlıktan öldüm." Diyerek çayı demledi. " Şu börekleri kızartayım sonra başlayalım." " Tamam." Dedi Yeşim. Şeyma börekleri hızlı hızlı kızarttıktan sonra servis tabağına alarak masaya bıraktı. " Hadi başla. " Sohbet ederek yaptıkları kahvaltının ardından masayı birlikte topladılar. Sonrada yapılan sıcak kahveleri alıp balkona çıkarak birlikte içerken, Şeyma artık anlatmak lazım düşüncesiyle konuşmaya başladı. " Yeşim. " " Efendim." " Şey. Sana birşey anlatacağım. Dedi tuttuğu fincanı tabağında gezdirerek. " Ne oldu kız. Yoksa... Şeyma duyduğu şeyle boğazında kalan kahve yüzünden bir anda öksürmeye başlayınca ağzındaki kahveyi dışarı püskürterek çıkardı. Yeşim'den bir kahkaha koptu. " Bildim değilmi? " Yok be kızım ne alaka." Dedi Şeyma fincanı bırakıp önündeki suyu içerken. " Şey 3 gün önce AVM de Cüneyt'i gördüm." " Cüneyt mi? Dedi Yeşim sevinerek. " Haberim yok. 3 ay sonra benim için ev ve iş ayarlayacaktı. Ama işler değişti. Geldiği iyi olmuş buluşup konuşuruz." Dedi ellerini çırparak. Şeyma: " Şimdi dahada zorlanacağım." Dedi ağzının içinde. " Yeşim." " Hmm." " Cüneyt hiç Amerika'ya gitmemiş." " Ne? Ne demek gitmemiş? Şaşırdı kız duyduğu şeye. " Ama bizden önce mezun olunca Amerika'ya gideceğini söylemişti. Arkadaşının yanına yerleşeceğini işe başlayacağını söylemişti. Hatta 3 ay sonra aradı. Washington'dayım dedi. İyiyim yerleştim dedi. Dedi Yeşim sesi üzgün ve sinirliydi. " Canım sakin ol. Yanındaki serseri arkadaşlarıyla AVM de geziyordu. " Bu sazanlarıdamı kandırdın? " " Cüneyt' te zaten kafa iyi her şeyi döküldü." " Kafa iyi? " " Cüneyt galiba bağımlı olmuş. Gözler kızarık, altları kararmış. Dili falan dolanıyordu konuşurken. Pis işlerin içinde bence." Yeşim'in omuzları düştü. Gözleri doldu. " Yâni ona boş yere güvenip boş hayaller kurdum. Diyerek ağlamaya başlayınca Şeyma kalkıp arkadaşına sarıldı. " Seni üzdüysem özür dilerim. Hem Cüneyt yada Amerika tek seçeneğin değilki. 1 yıl dolduğunda hiç bir şey yapmana gerek yok. Direk benim yanıma geleceksin Yeşim. Bizimle yaşayacaksın. Sakin ol ve ağlama ne olur. Daha fazla üzme beni. " Daha az önce daha güçlü olacağım diyen kıza bir darbede arkadaşı sandığı kişiden gelmişti. " Neden böyle oluyor Şeyma? Yeşim'in üzgün halini gören Şeyma, " Yeşim yapma böyle arkadaşım. Yeşim başı önde gözlerini silerek isteksizde olsa, " Olur." Dedi yorgun çıkan sesiyle. Kalbi sıkışmaya başlamış akşama kadar evde duracak hali kalmamıştı. " Hadi gel çıkalım. " İki kız birlikte evden çıkıp asansörle aşağı indiler. Binadan çıkınca Şeyma Yeşim'in koluna girdi. " Yürürken dondurma alalım mı? " " Sağol. " Peki. " Bir süre yürüdükten sonra nihayet parka gelerek içeri girdiler. Yeşim: " Önceden yavrular yoktu. " " Evet şimdi ziyaretçiler daha fazla gelsin diye bunu bulmuşlar. İyi de olmuş. Eğleniriz biraz. Moralin düzelir." Kız gülümsemeye çalışarak, " Sağol." Dedi. Sonra, " Şeyma... Şeyma arkadaşına baktı önce. Sonra kollarının arasına alarak sıkıca sarıldı. " Yaşlandığımızda bile arkadaş olacağız, sana söz veriyorum. Dedi Şeyma Yeşim'in aklını birazcıkta olsa dağıtabilmek için. Yeşim kocaman açtığı gözlerle, " Biliyordum! Diye cırladı. " Şey, aşk demeyelim ama, ne yalan söyleyim. O günden beri aklıma geliyor sürekli. " " Eh hadi hayırlısı o zaman Şeyma'cım. " " Şu an beni görmediğin için gerçekten rahatım. Çünkü pancara döndüm senin yüzünden." Diyen Şeyma kızı kolundan çekiştire çekiştir kümeslerin olduğu yere götürdü. " İşte geldik! " Yeşim duyduğu yavru ördek sesleriyle mutlu olurken, Şeyma: " Şimdi yavaşça yere otur diyerek kızı yere oturttu. " Net değil ama evet." " Şimdi avucunu aç." Kız iki avucunu birleştirerek açtı. " Elini öne doğru uzatki gelsinler. " Yeşim ellerini yavaşça öne ve aşağı doğru uzatınca bir anda yavrular yeme hücum ettiler. Gıdıklanan avuç içiyle gülmeye başladı kız. Çok hoşuna gitmişti. Şeyma biten yemin yerini yeniden ve yeniden doldurdukça kızın gülüşleri kesilmedi. Sonunda şeyma yavrulardan birini alarak Yeşim'in eline verdi. Yeşim yumuşak tüy topunu eline alınca geçicide olsa unuttu her şeyi. Yeşim elindeki yumuşak tüy yumağını yanağına koyarak yüzüyle bir süre sevdikten sonra hayvanı öperek yerine bıraktı Şeyma: " Neden bıraktın biraz daha sevebilirdin. " " Annesinden ayrı kalmasın." Dedi yine dolan gözleriyle. Sonra parkın tam ortasındaki büyük çınar ağacının gölgesine kurulu masalardan birine oturarak soğuk birer içecek içtiler. " Şeyma." " Efendim." " Bugün için teşekkür ederim. " " Ne demek. " Artık gidelim mi? " " Olur. Dedi gülerek. İki kız birlikte aynı yoldan eve kadar yürüdüler. Tam binaya girecekken korna sesiyle arkasına döndü Şeyma. " Hah! Seninkide geldiii." Yeşim kısık sesle, " Seninki de yanında olsa gerek." Diyince Şeyma dirseğiyle dürterek, " Şşiittt. Duyacaklar." Diyince sustu kız. Elleri ceplerinde yanlarına geldi. " Neden dışardasınız? " " Parka gittik. " Bir daha bensiz bir yere gitme lütfen. Baban ve o herifle ilgili anlattıklarımı unutma. " Yeşim'in yüzü düşünce, Şeyma: " Yanında ben vardım." Dedi asık yüzle. " Seni tınlarmı o piçler. Şeyma'nın yüzü iyice asıldı. " Gidelim mi? " Gidelim diyen Yeşim Şeyma'ya sarılarak, " Tekrar teşekkür ederim canım. Şeyma: " Sende." Dedikten sonra Toprak'a çevirdi yüzünü. Gözlerinin içine baktı. " Sende ona iyi bak!" Dedi kollarını göğsünde birleştirerek bakarken. Toprak Yeşim'i kolundan tutarak arabaya yönlendirdi. " Eğlendinizmi bari." " Evet. Ördekler çok tatlıydı. Dedi kız. Kendi isteği artık olmayacaktı. Anlaşmanın onun için bir önemi kalmamıştı. Ama Toprak'ı ilgilendiren kısmı için 1 yıl dayanmak zorundaydı. " Bir şeymi oldu." " Hayır." Dedi kız. " Sıcak yordu sanırım." Ve sessizlik... Akşama doğru eve geldiklerinde Yeşim giyinme odasına girerken Toprak arkasından izledi kızı. Kız içerde üzerini değişirken Toprak balkona çıkarak bir sigara yaktı. Sigarası bittiğinde Yeşim odaya döndüğü için kendisi giyinme odasına girerek üzerini değişti. Uyuyuyup uyumadığını kontrol etti. Örtünün ucunu kaldırıp kızın üzerine örttü. Yemek saatine uyanır diye düşünerek odadan çıkıp aşağı indi. ***** Bir kaç gün bu şekilde geçti. Eskisi kadar neşesi yoktu. Yemek saatleri dışında aşağı bile inmez olmuştu. Arada Nazlı Yeşim'i zar zor odasından çıkarıp bahçeye indiriyor kamelyada oturuyorladı. Toprak sonunda erkek arkadaşını özlüyor diye düşünmeye başladı. ***** Yine akşam olmuş yemekten sonra herkes odasına çıkmıştı. Yeşim üzerini değişmek için giyinme odasına girmişti. Bu sırada Toprak'ta balkona çıktı yine. Yeşim'in hali canını sıkmaya başlamıştı. " Ne olduysa o geveze arkadaşına gittiği gün oldu." Dedi. O sırada balkonda unutulan telefon çalmaya başladı. Yeşim'in telefonu çalıyordu ve arayanda Şeyma'ydı. Toprak telefonu açtı. " Ne var geveze? " " Yeşim nerde onunla konuşacağım." " Müsait değil." " Tamam sonra ararım." " Dur! " " Ne var? " " Yeşim senin yanından geldiğinden beri bir tuhaf. " İnanmıyorum... " Neden üzgün? " " Cüneyt yüzünden. " Toprak'ın kaşları çatıldı. " Neden? Cüneyt ne yaptı? " Dedi dişlerini sıkarak. " Aptal bize yalan söylemiş. " Tabi Yeşim'de erkek arkadaşının yalan söylediğini öğrenince..." " Erkek arkadaş? " Ne? Nasıl? Yani yalan mı söyledi? " " Ne yani sana Cüneyt erkek arkadaşım mı dedi. O sırada gelen Yeşim. " Benim telefonum muydu çalan? " Dediğinde Toprak kıza gülümseyerek baktı. Telefondaki Şeyma: " Toprak söylediklerim aramızda kalsın lütfen bana çok kızar yoksa. " Toprak sadece, " Tamam." Yeşim telefonu alırken Toprak'ın gözleri hâlâ Yeşim'deydi. " Demek bana yalan söyledi. Ama neden? " Diye mırıldandı. Yeşim konuşması bitip içeri girdiğinde " Neden bana yalan söyleme gereği duydun? " ******************************* Evet bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumları bekliyorum. |
0% |