@azamet_29_2
|
" Erkek arkadaş? " Ne? Nasıl? Yani yalan mı söyledi? " " Ne yani sana Cüneyt erkek arkadaşım mı dedi. O sırada gelen Yeşim. " Benim telefonum muydu çalan? " Dediğinde Toprak kıza gülümseyerek baktı. Telefondaki Şeyma: " Toprak söylediklerim aramızda kalsın lütfen bana çok kızar yoksa. " Toprak sadece, " Tamam." Yeşim telefonu alırken Toprak'ın gözleri hâlâ Yeşim'deydi. " Demek bana yalan söyledi. Ama neden? " Diye mırıldandı. Yeşim konuşması bitip içeri girdiğinde " Neden bana yalan söyleme gereği duydun? " " Yalan mı? Toprak kızın gözlerine baktı. " Başka bir şey var ama bana söylemiyorsun." Kız gülümseyerek ellerini arkasında birleştirdi. Bu hareketi sık yapıyordu. " Yoo. Toprak kıza doğru bir adım atarak tam önünde durdu. İki parmağını kızın küçük çenesine koyarak yukarı kaldırdı. Şimdi cam yeşiller kendine doğru bakıyordu. " Yalan söylüyorsun. Kızın yalan söylediğini biliyordu. Amerika'ya giderek orda bir hayat kurma hayali vardı ve suya düşmüştü. Artık aralarındaki anlaşmanın kız için bir önemi kalmamıştı yani. Kız sol elini çenesindeki büyük elin üzerine koydu. " Teşekkür ederim bir sıkıntım yok." " Burda sıkıntıdan çatlayacak kadar rahatım sağol." Toprak ellerini ceblerine sokarak, " Peki. " Sen..? " Dedi kız yatağa yürürken. " Benim biraz çalışmam gerek. " Tamam o zaman kolay gelsin sana." Dedi kız yatağa uzanıp üzerini örterken. Toprak ışığı kapatarak odadan çıktı. Sonrada aşağıya çalışma odasına indi. ***** Günaydın diyerek açtı kız gözlerini Bir süre bekledi ama karşılık alamadı. Toprak hala yoktu. Merak etti, hâlâ çalışma odasındamıydı acaba. " Hayırdır Toprak, geceyi çalışma odasındamı geçirdin? Ne oldu, yoksa karınla küsmüsünüz? Toprak yürüyerek koltuğa geçip oturdu. " Seni ilgilendirmez Sırma." Dedi Toprak cebindeki paketini çıkarıp bir sigara yakarak. Sonrada paketi orta sehpaya attı. " İşim vardı, çalıştım. Ayrıca karımla aramdaki durumlar seni ilgilendirmez. İster küserim ister küsmem. " Sözlerine dikkat et Toprak! " " Etmiyorum. Sırma bütün siniriyle gelip koltuğa bıraktı kendini. Ortadaki sehbahadan sigara paketini alıp bir dal sigara çıkararak kırmızı rujlu dudaklarına bıraktı. Sehbadaki çakmakla sigarasını yakarak geriye yaslandı. Derin bir nefes çekti. Üflerken konuşmasına devam etti. " Neden o kızla evlendin biliyorum. " İşine gelmedi değilmi? Sırma öfkeli bir bakış attıktan sonra sakince devam etti. " Hayır çok merak ediyorum! " Sırma beni zorlama! " Toprak'ın bu sorulardan hoşlanmadığını bilen Sırma inadına devam etti sorularına. " Yoldamı tanıştınız? " Sırma kes sesini, elimden bir kaza çıkacak yoksa! " Ama kadın durmadı. Hazır evde kimse yokken ve ikisi yalnızken merakını gidermek istiyordu. Nerdeyse 1 ay olmuş, çok bile durmuştu. " Yoksa hamilemi bıraktın kızı. Duyduğu son cümle bardağı taşırmıştı. Toprak hızla yerinden kalkarak Sırma'nın yanına geldi. " Benim sabrımı sınama Sırma! " Sende anlat o zaman!" Diye bağırdı kız. " O kız hiç tanımadığı ve görmediği hâttâ hâlâ göremediği seninle neden bir günde evlendi anlat! Yada oyun olduğunu itiraf et." Sessiz geçen bir kaç saniyeden sonra, " Benim hayatım beni ilgilendirir! Sen benim evliliğimi sorgulayacağına kendininkini sorgula." Dedi Toprak ablasını koltuğa gerisin geri iterek. Yerine geçti. " Hiç olmazsa benim karım benim yanımda uyuyor, senin kocan kimin koynundan çıkıp geliyor sen onu araştır. " " Ne diyorsun sen be! " Her konuda uyanık olan Sırma Karakoç. Ayakta uyutulduğunun farkında değilsin. Yazık! " Sırma: " Neden bahsediyorsun hemen açıkla." Yeşim aşağıda geçen konuşmaları duyduktan sonra aşağı inmekten vazgeçti. İşittiği hakaret bir yana şuan oraya inip durumun daha kötü olmasına sebep olmak istemiyordu. Kendini salıncak koltuğa bırakarak oturdu. Sırma'nın sözleriyle anladıki, hareketlerinden Toprak'la arasının bozuk olduğunu düşünüyordu. Bir kaç gündür canı sıkkın olduğu için bu hareketlerinede yansımıştı. Sırma bu evlilikten şüpheleniyordu. Kız ellerini saçlarına geçirerek sinirle karıştırdı. Yumruklarını sıkarak yarım şekilde kaldırdı. " Kendine gel Yeşim. Şeyma'nın da dediği gibi Amerika tek seçenek değil. Burda da yeni bir hayat kurabilirsin. " Eveeet şimdi gidip şu Sırma'ya ağzının payını verelim." Dedi pis pis sırıtarak. " Aahh! " Diyerek geriye doğru düştü. Kapı aniden hızla açılınca kızın kafasına çarpmıştı. Toprak duyduğu Yeşim'in sesiyle hemen kapının arkasına baktığında, Yeşim yerde eli alnında yatıyordu. " Elini sikeyim Toprak... Yeşim! Toprak hemen kızın yanına çökerken, " İyiyim demek isterdim ama acıyor." Dedi gülerek. " Uuffff." Ladı. " Kıpırdama." Dedikten sonra odadan çıkarak merdivenlerin başından aşağı seslendi. " Fadime hemen buz getir." Tekrar odaya girerek kızın yanına geldi. Kızın eli hâlâ alnındaydı. Elini yavaşça kaldırıp baktı. Küçük bir şişlik ve morluk vardı. O sırada kapı tıkladı ve Fadime elinde buzla geldi. Toprak buzu alıp, " Sen gidebilirsin. " Dedikten sonra banyoya girerek buzları küçük bir havluya sarıp kızın yanına döndü. Yeşim bir an irkilsede kısa bir süre sonra alıştı. Soğuk buz iyi gelmişti acıya. " Özür dilerim. " Üzülme sadece bir kazaydı. Ablan seni çok kızdırdı değilmi? " Dedi yine gülümseyerek. " Bizi duydun mu? " " Hıhı. Toprak. " Onun adına özür..." " Özür dileme. " " Aslında benim suçum. Kız başını öne eğdi. " Hâlâ söylemeyecekmisin? " Dedi Toprak. " Neyi? " " Anladım söylemeyeceksin." Yeşim Toprak'ın elini tutarak alnından uzaklaştırdı. " Geçti. " Eminmisin.? " " Gerçekten geçti. Sırma Karakoç'a fırsat verme. Toprak yerinden kalkarak kızın yüzünü ve cam yeşilleri izledi bir kaç saniye. Duş alıp çıkacağım. Fadime'ye söyleyim kahvaltıyı buraya getirsin. " Nazlı'yı da çağırsam sakıncası olurmu? " " Olmazdı ama evde değil. " Anladım, o zaman yalnız kahvaltı yaparım bugünde. " " Yalnız olma, geveze avukatını çağır istersen. " Gercekten mi? Kız hemen komodinin üzerindeki telefonu kaparak arkadaşını ararken Toprak'ta Doğu'yu arayıp, " Avukatı alıp buraya getir." Dedi. Kız yüzü gülerek elinde telefon balkona çıkarken Toprak banyoya girdi. Hızlı bir duştan sonra giyinme odasına girerek üzerine siyah bir takım elbise ve rugan ayakkabılarını giydi. Saçlarını yapıp parfümünü sıkarak odadan çıktığında Yeşim odada değildi. Balkona çıkıp baktığında kız hâlâ balkondaydı ve salıncak koltukta keyifle sallanarak oturuyordu. " Benim çıkmam lazım. Size iyi eğlenceler. " " Teşekkürler. Sanada iyi çalışmalar." " Sağol. " Dedi adam gülümseyerek. Önce ablasının yanına geldi. Tam karşısında durdu. " Yeşim'in canını sıkacak tek bir kelime etmeyeceksin, karışmam. " Dedikten sonra mutfağa doğru seslendi. " Fadime. Dedikten sonra hızlı adımlarla evden çıkıp gitti. Sırma canı sıkkın şekilde sessiz oturmaya devam etti. Aklı şuan Yeşim'den ziyade Burhan'daydı. Az önce Toprak Burhan'ın gece klüplerinde yanında başka bir kızla görüldüğünü söylemişti. Sırma önce inanmamıştı ama söyleyen Toprak'ın arkadaşı Ersin'di. " İstersen git Ersin'e sor yada gidip kulüpte gözlerinle gör demişti. " Sırma Burhan'la babasının şirketinde çalışırken tanışmış severek evlenmişti. Sırma ile evlendikten sonra daha üst bir göreve getirilmişti. Sırma'nın uyarılarıyla bir ara toparlamıştı ama son günlerde yine iyice kaçmıştı ayarı. Eski arkadaşlarıyla buluşup kafa dağıtmaya diye çıkıp geç saatlere kadar gelmiyordu. Sırma ise bütün gün şirkette çalışıyor yorgun geliyor olduğundan oturup bu konu hakkında düşünmemişti bile. Yinede Toprak'ın sözlerine inanmıyordu. Kendisini kızdırmak için söylediğini düşünüyordu. Yada kendini bu şekilde avutuyordu. Toprak'ın dedikleri doğru çıkarsa kaldıramazdı. Sırma yerinden kalkıp odasına çıkarken akli hâlâ Toprak'ın sözlerindeydi. Sonunda dayanamadı. Odaya çıkmak yerine Ersin'in yanina gitmeye karar vererek hızla evden çıkarak arabasına binip bahçe çıkışına yöneldi. O çıkarken bahçeye Doğu giriyordu. Kız araba durur durmaz kendini dışarı atarak gördüğü manzaraya bakarken, " Allah'ım bizede nasip et. Diyerek gezdirdi gözlerini koca bahçede ve evde. Duyduğu sözlerle Doğu gülmemek için kendini zor tutarken kız, tam bir görgüsüz gibi kurduğu cümleyle kızardı. Boğazını temizleyerek girişe yönelirken Doğu'da arkasından yürüdü. Kapıya gelindiğinde Doğu öne geçerek kapıyı açıp yönlendirdi kızı. İçeri girdiğinde mutfaktaki Fadime'ye seslendi. " Fadime. Şeyma, Fadime yanında üst kata çıkarken evin içinde gezdi yine gözleri. " Zenginlik böyle bir şey işte. Onlar yaşar biz izleriz. " Diye geçirdi içinden. O sırada geldikleri kapının önünde durdular. Fadime kapıyı tıkladığında anında açıldı. Şeyma: " Yeşim." Diyerek sarılırken Fadime geriye dönüp mutfağın yolunu tuttu. " Hoş geldin canım." " Hoooooşş buldum valla. Yeşim gülerek çekti kızı balkona doğru. " Gel balkona geçelim. " Ooo. Odalara servis. Dedi kız balkondaki masaya otururlarken. " Kusura bakma Şeyma. " Boş ver bura daha iyi manzarada süper valla. Yeşim... Alnına ne oldu? Yinemi düştün? " " Yok." Dedi kız elini alnında gezdirirken. " Bu kez kapıya çarptım." " Kızım sakat kalacan. Daha dikkatli olsana. " Yeşim gülerek, " Yada vura vura görmeye başlayacam. " Diyince Şeyma'da başladı gülmeye. Bu arada tıklayan kapı ile Fadime geldi. Elinde büyük bir tepsi ile kahvaltıyı getirmişti. İki kız birlikte uzun bir kahvaltı ve sohbet ettiler. Yeşim'in Amerika hayalinin yerine neler koyabileceklerini düşündüler. Şeyma Toprak'tan duyduğu Cüneyt'in erkek arkadaş olma hikayesini Yeşim'e soramadı. Çünkü bunu Toprak'tan duymuştu. Neden Toprak'a Cüneyt erkek arkadaşım dedin. Diye sorsa dünki telefon konusması ortaya çıkacaktı. Dolayısıyla Yeşim'in Toprak'a söylemediği şeyi, aslında Toprak'ın Şeyma yüzünden öğrendiği de ortaya çıkacaktı. Sıkıntıyla bir nefes aldıktan sonra devam etti sohbete. Kahvaltı bittiğinde " Gel beraber bahçeye inelim." Dedi Yeşim. Şeyma, " Olur valla. " Arka taraf önden daha iyi diyorlar. " Dedi Yeşim gülümseyerek. Yeşim: " Suna teyze kamelyaya geçiyoruz. Bize birer kahve getirir misin lütfen." " Tamam kızım siz geçin ben getiririm. " Yeşim Seyma ile birlikte Kamelyaya geldiğinde Şeyma etrafa bakarak uzun bir ıslık çaldı. " Burası harika bir bahçe. Ağaçlar, çiçekler, yüzme havuzu, kamelya.. Yeşim bu günden sonra bize gelme kardeşim. Çağır ben geleyim." Yeşim'den bir kahkaha koptu. " Olur. Hem küçük görümcemlede tanışırsın. " Hem görümce, hem tatlı... Dediğinde ikiside gülmeye başladı. Yeşim Nazlı'dan ve bu evdeyken ona nasıl destek olduğundan, nasıl komik biri olduğundan bahsetti. " Şeyma duyduklarından sonra, "Gerçekten merak ettim şu görümceyi." Dedi. Yeşim, Şeyma ile sohbet ederken sıkıntılarından uzaklaştığını hissetti. En iyi ve tek arkadaşı ona iyi geliyordu. Sonunda güneş batıya kavis almış akşam ben geliyorum demeye başladığında, " Yeşim ben artık kalkayım." " Tamam canım. " Keyifli bir gündü teşekkür ederim." " Asıl ben teşekkür ederim. Şeyma kapının önüne geldiğinde Doğu hazır bekliyordu. Yeşim arkasından karanlığında görebildiği kadarıyla bakındı. Sonra gelen aracın görüntüsü çizgilere dönüşünce yabancı bir araç olduğunu anladı. Olduğu yerde bekledi. Gelenin kim olduğunu merak etti çünkü. Araç geldi, geldi ortadaki havuzun etrafını dönerek girişte durdu. Yeşim gelen kişiyi anında tanıdı. Yeşim'i 9 ay karnında taşıyan 5 yaşına kadar bakan ama sonunda babasına terkedip kendisini tanımazdan gelen kadın. " An- Kadın duyduğu şeye şaşırsada belli etmedi. Arabanın önünden geçerek kıza yaklaşırken Yeşim kadına doğru bir adım attı. Gözlerinden akan yaşlar özledim seni diyordu. " Buraya seninle konuşmaya geldim. Uzun zaman oldu." " Çok uzun." Dedi kız. " Çok, çok uzun. O gün kızının ve kocanın yüzünden beni tanımazdan geldin değil mi? " Hayır! Babanın yanından kaçtığını ve o yüzü yaralı adamla evlendiğini yeni öğrendim. Kendin rahat yaşarken benim rahatımı bozma. İstanbul sanıldığı kadar büyük değil. Yeni bir düzen kurmak için çok uğraştım. O yüzden bir yerlerde tekrar karşılaşırsak beni tanıma. Kadın konuşurken kız akan göz yaşlarıyla dinledi kadını. Buz yüklü bakışlarla bakan kadına yağmur gibi akan gözyaşlarıyla karşılık verirken, " Tamam... Dedi kız, kalbine bir çatlak daha eklendi. " Ama senden son kez bir şey isteyebilirmiyim? Sonra bir daha hiç görüşmeyelim, konuşmayalım, karşılaşmayalım." " Ne istiyorsun? " Dedi kadın söylediği vaatlere karşılık. " Sana sarılabilirmiyim? Kadın kıza baktı. " Beni tanıma." Dedi ve arabaya bindi. Araba uzaklaşırken kızın canı bedeninden çıkmış gibi hissediyordu. Ağladı, sadece ağladı. " Yeşim? Ama kız konuşmak bir yana dahada ağlamaya başladı. Sezai bey ve Nazlı onları izliyor ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Toprak kızın yüzünü avuçlarının arasına aldı. " Yeşim sakin ol. Sonrada eğildi iki gözünü sırayla öptü. ******************************* Evet hadi oylar ve yorumlar. |
0% |