Yeni Üyelik
16.
Bölüm

K.k 15 Düşüyorum

@azamet_29_2

" Yeşim sakin ol.
Ne oldu anlat. " Derken baş parmaklarıyla kızın gözünden akan yaşları sildi.

Sonrada eğildi iki gözünü sırayla öptü.
Ağlama cam gözlerini sevdiğim.

Dediğinde, Yeşim yüzünü kendisine acıyarak bakan adama çevirdi. Saniyelik bir bakıştan sonra artık koptu.

Ellerini Toprak'ın göğsüne koyarak gömleğini sıkı sıkı tutarken, alnını adamın göğsüne yaslayarak bağıra bağıra ağlamaya başladı.

Toprak önce geniş sinesine sardı ağlayan kızı, sıkıca sarıldı. Sonra,

" Gel hadi."

Diyerek yavaşça ayağa kalkarken kızı koltuk altlarından tutarak kaldırmak istedi. Ama kız birden olduğu yere yığıldı kaldı.

Toprak korkuyla kızı tutarak kolunun üzerine yatırırken,

" Yeşim." Dedi panikle. Korkmuştu.

Elini kızın yüzüne koyarak sarstı.
" Yeşim uyan...
Yeşim.!

Ama işe yaramadı. Kız uyanmadı.

" Sinan! "

Dedi gerisinde duran adama bağırarak.

" Çabuk Barış'ı getir! "

Sinan anında arabaya atlayarak hızla havuzu dönüp çıkışa doğru gaza bastı.
Toprak kızı kucağına aldığı gibi eve girerek üst kata çıkarken,

" Nazlı Barış gelince odaya yolla."

" Tamam abi."

Toprak kızı odaya getirerek yavaşça yatağa bıraktı. Yanına oturarak
elini alnına, sonra boynuna koydu.

Ateş'i vardı sanki.
İki eli kızın alnına gelen saçlarını geriye alırken yanaklarına indi.

Eğilip alnından öptü. Evet biraz Ateş'i vardı.

" Yeşim." Dedi üzgün.

" Ne oldu, neyin var?
Niye bu haldesin.?
Lütfen uyan, söyle."

O an aklına gelen şeyle ayağa fırladı.
Odanın içinde ileri geri turladı sinirle.

" Sırma.
Kesin Sırma' nın işi." Dedi.

Yeşim'e, onu üzecek birşeyler söyledi diye düşündü. Hızla odadan çıkıp salona inen merdivenlerden aşağıya doğru bağırdı.

" Sırma! "

Salondaki Sezai bey ve Nazlı Toprak'a bakarken, Suna kadın mutfaktan çıkarak,

" Sırma evde değil Toprak oğlum. "

" Ne zaman, nereye gitti ? "

" Öğlen gitti."

Toprak ellerini saçlarına geçirerek geriye doğru çekiştirdi.

" Sırma değilse kim yada ne? " Dedi içinden.

" Şeyma'dan başka gelen oldumu eve?"

Demiştiki kapı açılıp Sinan ve Barış girdi salona. Toprak öfkeyle,

" Nerdesiniz lan!?
Acele etsenize. "

Barış:

" İstanbul trafiği, ancak gelebildik. "

Diyerek koşarak çıktı medivenleri.
Odaya girerken,

" Sinan bir şeyler dedi ama anlamadım. Ne oluyor? "

Dedi.
Bir yandanda çantasından steteskopu ve tansiyon aletini çıkarıp kızı muayeneye başladı.

" Geldiğimde bahçede dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu.

Ne olduğunu sordum ama hıçkıra hıçkıra ağlamaktan konuşamadı.
Sonrada kucağıma yığıldı kaldı."

" Sinir krizine benziyor. "

Diyen Barış kızı iyice muayene ettikten bir kaç dakika sonra,

" Evet sinir krizi geçirmiş." Dedi.

" Ne?
Neden.? "

" Ben nerden bileyim. Bir olay yaşamış olmalı.
Tartıştınızmı? "

" Hayır bizim aramızda bir şey geçmedi. Sırma'da evde değilmiş. "

Barış çantasından bir ilaç çıkararak, enjektöre çekti.

İlaca bakan Toprak'a,

" Sakinleştirici." Dedi.
"Biraz dinlensin diye."

İlacı kıza enjekte ettikten sonra,

" Bırakalım uyusun. Umarım uyandığında daha sakin olur."

" Anlamadım.
Onu bu hale getircek ne oldu? "

Demiştiki kapı tıkladı.

" Geel.."

Gelen Sinan'dı.

" Ne var? "

" Abi.
Bugün Yeşim hanımın annesi gelmiş. Sadi amca söyledi."

" Ne? " Dedi Toprak öfkeyle ayağa kalkarak.

" Buraya mı gelmiş?
Ne yüzle gelmiş lan! "

Toprak Yeşim'e çevirdi bakışlarını.

" Kimbilir ne söyledi de kız bu hale geldi. "

Siniri iyice kabarmış öfkeden gözleri kızarmıştı Toprak'ın.
Hırsla odadan çıkacakken Barış kolundan tuttu.

" Nereye lan! "

" Gidip yaptığının hesabını soracam. "

" Bırak oğlum sırasımı.
Karının yanında kal. Belliki duygusal bir kriz. Uyandığında yanında ol. "

Toprak'ın bir yanı git hesap sor desede diğer yanı Yeşim'i bırakamıyordu.

" Tamam."

Dedi elleriyle yüzünü sıvazlayarak.

Yeşim'in yanına oturarak elini elinin içine aldı.

" Barış sende burda kal.

Uyanıp aynı şeyi yaşarsa kendimi tutamam. Gider o kadının evini başına yıkarım. "

O sırada kapı yeniden tıkladı.

" Abi girebilirmiyim? "

" Gel Nazlı."

" Yengemin nesi var. Çok mu kötü? "

Dedi kız gözleri dolu. Bahçedeki halinden etkilenerek üzülmüştü.

" Üzülme iyi olacak.
Sadece küçük bir kriz."

Dedi Barış.

" Olmaz olası anası yüzünden. " Dedi Toprak sinirle.

" Bende burda kalabilirmiyim? "

" Gerek yok güzelim sen git.
Uyanınca haber veririm. "

" Tamam...
Ama çağır lütfen! "

" Tamam hadi sen git yemeğini ye. "

Nazlı üzgün odadan çıkarken Toprak Yeşim'in yanında oturmaya devam etti.

" Sabaha kadar uyur."

" Barış.
Sen yemeğe in.
Gecede misafir odasında kalırsın.
Bir şey olursa haber veririm. "

" Tamam."

Dedi Barış Toprak eşliğinde odadan çıkarken.

Toprak Barış'ın ardından duyduğu Yeşim'in sesiyle hemen kızın yanına geldi.
Kız uykusunda iç çekerek ağlıyordu.

Toprak kendi annesinin ardından ne kadar üzüldüğünü ve o üzüntüden kurtulmak için nasıl çabaladığını hatırladı.

O zamanlar en çok ihtiyaç duyduğu şey, birinin kendisine sarılması ve teselli etmesiydi.
Ama kimse yapmamıştı.

Hissettiği duygunun kalbine baskıladığı ağırlığı hatırladı. Yeşim'in de aynı şeye ihtiyaç duyduğunu düşündü. Yavaşça kızın yanına uzandı. Çekinerek bir kolunu başının altından geçirirken diğerini üzerinden geçirip beline sardı.

Aynı anda kız Toprak'a dönerek göğsüne kapandı.
Kendinde değildi belki ama kızın sevgiye aç ruhu bedenini Toprak'a yönlendirmişti.

Toprak kızın sırtındaki elini bir bebeğe yapar gibi yavaş ve ritmik şekilde vururken kızın ağlamasıda kesilmiş derin uykuya geçmişti.

Toprak belli belirsiz gülümsedi. İşe yaradı diye düşündü.

*****

Toprak gece boyu ara ara uyanıp kızı kontrol etti.
Yeşim ise Toprak'ın göğsünde hiç kıpırdamadan sabaha kadar uyumuştu.

Sabah ilk uyanan Toprak oldu. Saate baktı. 8 i biraz geçiyordu.

Uyuşan kolunu yavaşça kızın başının altından çekip yavaş hareketlerle yanından kalkarak banyoya geçti.

Elini yüzünü yıkayıp çıktığında tıklayan kapı ile Barış geldi.

Toprak'a bakarak,

" Nasıl? " Dedi.

" Hiç kıpırdamadan uyudu."

Barış Yeşim'in yanına gelerek elini kızın bileğine koyup, saatine bakarak nabzını kontrol etti.

" Normal."

Dediğinde Toprak rahat bir nefes alarak sigara paketini eline alıp balkona çıktı.

Paketten aldığı bir dal sigarayı dudağına bırakıp yakarak
derin bir nefes çekerken gözleri dalgın bakıyordu.

Bu arada Barış'ın gözleride Toprak'ın üzerindeydi.

" Toprak." Dedi.

" Hmm."

" Değişmişsin."

" Ne? "

" Değişmişsin...

Yeşim seni değiştirmiş. "

*****

Vücudundaki tükenmişlik hissiyle uyandı kız.
Balkondan gelen Toprak ve Barış'ın sesini duyuyordu.

Gözlerini kapatıp ne oldu diye düşünürken olanları yeniden hatırladı.

Annesinin söyledikleri kulaklarında ve beyninde ard arda yankılandı durdu.

Kadın hiç üşenmeden buraya kadar gelmiş, sanki hafızasını silmek ister gibi Yeşim'i ve varlığını unutmak istediğini açıkça belli etmişti.

Beni tanıma demişti.
Rahatının bozulmasından korkmuştu. Hatırladığı şeylerle gözleri yeniden doldu kızın.

Bir anne doğurduğu, 5 yaşına kadar büyüttüğü çocuğunu nasıl kolayca inkar edebilirdi.

Koynunda sarılarak unuttuğunu nasıl unutabilirdi.

Nasıl yıllarca özlem çeken kızını yok sayabilirdi.

Nasıl yeniden anne olurken ilk anneliğini yok sayıyordu.

Yeşim yıllarca annesine hasret duyarken o hiç özlememişmiydi..

" Özlememiş."

Dedi kız sessizce ağlayarak.

" Kör olmam yüzünden.
Hepsi benim suçum. O gün o topun peşinden gitmeseydim."

Dedi ellerini dudaklarına kapayarak hıçkırırken. Keşke o kamyonetin altında ezilip yok olsaydım.

" Keşke o gün ölseydim."

Dedi ağlaması dahada artarken.
Yüzünden akan göz yaşlarıyla yatakta doğruldu.

Etrafına baktığında yine aynı karanlığı gördü.

Üzüntüsüne, üzüntü. Göz yaşlarına göz yaşı eklendi. Çizgiler, renkler yine silinip gitmişti.

Yaşadığı üzüntü ve kaygılar yüzünden karanlık dünyası yine zifiri olmuştu.

Bir ileri iki geri derken, beddualarla kalktı yatağından.
Banyoya gitmek için ellerini kullanarak buldu yönünü.

Tam banyoya girecekken takılan ayağı ile fayans zemine düştü. Acıyan dizleriyle dişlerini sıkarken gözlerindeki yaşlar dahada arttı.

" Neden yaşıyorumki. O gün gebermeliydim. Babandan kaçarken bari ölseydim."

Dedi kız lavaboya tutunup kalkmaya çalışarak.
Hâlâ iki gözü iki çeşme ağlarken el yordamıyla çeşmeyi bulmaya çalıştı.

Titreyen elleri lavabonun üzerindeki sıvı sabun ve parfüm şişelerine çarpıp devirince yıpranan sinirleri bu kez koptu.

Eline geçirdiği sıvı sabun şişesini tuttuğu gibi önce lavabonun aynasına vurdu, sonra da arkasındaki duşa kabinin camına savururken çığlık çığlığa bağırdı.

" Olmaz olsun.
Böyle hayat olmaz olsun."

Elleriyle mermerin üzerindeki herşeyi yerlere savururken kırılan camlar ellerine, yerlere savrulan camlar ayaklarına battı.

" Yeter. " Dedi.

" Yeter artık benim ne suçum var.
Ben ne yaptım size. Tek suçum ölmemek. "

*****

" Değişmişsin.
Yeşim seni değiştirmiş. "

Toprak boş boş Barış'a bakarken kırılan cam sesiyle irkildi birden.

Elindeki sigarayı atıp Yeşim diyerek hızla içeri daldığında bir gürültü daha koptu.

Baktığı yatak boşken cam sesleri banyodan geliyordu.

Hızla banyoya gelerek kapının önünde durdu.
Kız banyonun ortasında ellerinde ve ayaklarında kanlı sıyrıklar, başı önde iki gözü iki çeşme ağlıyordu yine.

" Yeşim...
Ne yaptın?

Dur sakın kıpırdama!
Her yer cam kırığı.

Yanına geliyorum tamam mı? "

" Gelme uzak dur.
Canın yanar...

Bırakın.
Yalnız bırakın beni ne olur. "

Dedi kız, kanlı ellerinin tersiyle gözlerini silerken.

Toprak'ın kalbini acıtan cümleyi kurdu sonra.

" Keşke ölseydim.
Keşke o gün ölseydim. "

" Yapma güzelim.
Ciğeri para etmeyen insanlar için ölmeyi isteme."

" Yoruldum... "

Dedi kız son nefesini verircesine nefesini verirken.
Omuzları düştü.

" Çok yoruldum Toprak...

Ciğerlerim sönmüş gibi hissediyorum. Nefes almaya mecalim kalmadı. Ruhum bedenimi istemiyor artık.

Düşüyorum Toprak.
Sol yanıma doğru düşüyorum. "

Kızın sözleriyle bir kaç gün öncesine gitti Toprak.

" Kendime karanlığın ortasında bir poli yolu çizdim.

Simsiyah bir kağıdın ortasında beyaz bir çizgi.

Elimden geldiğince o çizgide yürümeye çalışıyorum. Çünkü o çizginin iki yanındaki boşluklar benim için tehlikeli.
Sağımdaki boşluğa düşersem öfkem hem bana hem etrafımdakilere zarar verir.
Sol yanıma düşersem hem aklıma hem ruhuma zarar veririm.

Bende poli yolu dediğim o ince çizgide kalmaya devam etmek için uğraşıyorum."

Demişti kız.
Şu halini kastetmişti. Düşerse olacak şey buydu.

" Yaşamak çok yorucu geliyor..
Ölmek kurtulmak istiyorum.

Ben uğursuzum.
Başta kendim olmak üzere kimseye iyilik getirmem.

İstenmeyen hor görülen boşa yaşayan birinden başkası değilim.

Toprak...
Bırak...

Ayrıl benden.
Bir gününü bile harcama benimle. "

Toprak sessizce kızı dinledi.

" Yeşim..."

Dedi içeri girerek.
Camların arasındaki boşluklara basarak kıza yaklaştı.

" Yeşim." Dedi tekrar ellerini kızın yanaklarına koyarak.

Ciğersizler için değil, kendin için yaşa. Mutlu olmak için yaşa.
Benim için, bizim için yaşa olmaz mı?"

" Ne? "

Dedi kız.
Başını yukarıya doğru kaldırırken dokunan ellerle çizgiler ve renkler geri gelmişti.

Yine aynı şey oluyordu işte.
Toprak dokunduğunda hissettiği şeyler karanlığından çıkarıyordu kızı.

Toprak kızın kulağına doğru eğildi.

" Dedim ki bizim için yaşa."

Kızın gözleri adamın yüzündeki çizgilere bakarken adam yavaşça kızı kaldırıp kucağına aldı.

Camların arasından geçerek banyodan çıktı.

Odaya girip kız kucağında yatağa oturduğunda, Barış hemen ilkyardım çantasını alıp gelirken tuvalet aynasının önündeki pufuda getirdi.

Üzerine oturup, önce ayaklarının altındaki kesiklere baktı.

" Neyseki cam girmemiş." Dedi.

Baticonla temizleyerek küçük 2 bant yapıştırdı. Sonra ellerine baktı. Bir kaç kesikten sadece biri derindi, onuda temizleyerek sardı.

" Bir daha böyle bir şey yapma lütfen." Dediğinde kızın gözleri dolmaya başladı tekrar.

Kalkıp çantasının içinden bir ilaç ve bir enjektör daha çıkardı.

" Yeşim şimdi sana bir iğne yapacağım. Senin rahatlamam ve dinlenmem için.
Uyandığında daha iyi hissedeceksin. Tamam mı? "

" Hiç uyandırmayacak bir iğnen varmı? "

" Hayır yok.
Senin gibi tatlı güzel bir kızın böyle bir şeye ihtiyacı yok zaten."

Kız gülümsedi.

" Tatlı ve güzel?

Siz benden daha körsünüz! "

" Ve espirili." Dedi Barış.

Sonrada koluna ilacı enjekte etti.

Yerinden kalkarak,

" Benim şimdi hastaneye gitmem lazım.
Akşam tekrar uğrayacağım."

Dedikten sonra Toprak'a kalkma işareti yaptı.

Barış elinde çanta odadan çıkarken Yeşim'in gözleri ağırlaşmaya başlamış başı Toprak'ın göğsüne düşmüştü.

" Toprak. "

" Hmm."

" Az önce ne demek istedin? "

" Ne zaman? "

" Az önce. "

" Ne dedim ki."

" Bizim için dedin.
Neden öyle söyledin."

" Sana söylediğim cümleyi hatırlıyormusun? "

Kız uykulu şekilde mırıldandı.

" Hangi cümleyi? "

" Ya seni bırakmazsam demiştim."

Kız varla yok arası sesle kıkırdadı.

" Kör bir kızla ömür geçmez.
Mecbur bırakacaksın. "

Toprak kıza çevirdi bakışlarını.

Kucağındaki kızın gözleri kapanmış sızıp kalmıştı.

" Bundan sonra zor be Yeşim.
Alışmışken zor.
Değişmişken zor.

Sevmişken...Çok zor. "

*******************************

Evet bölüm sonu canlarım.
Beğeni ve yorumlar itina ile alınır.

Loading...
0%