@azamet_29_2
|
" Söyle bakalım. " Anlamadım benmi seçeceğim. " " Evet." Kız ellerini havaya kaldırarak bağırdı. " Güneye." Toprak getirdi devamını. " Bekle bizi Akdeniz, biz geliyoruz." Diyip vitesi bir kez daha büyütüp trafiğe girerek ilerledi. " İlk olarak nerden geçeceğiz." " Belli bir yer yok. Ama aklıma Sakarya orman park geldi. Nedersin? " " Olur. Dedi kız gülerek. Toprak bir yola bir yanındaki kıza baktı. Kuruldugu koltukta halinden gayet memnundu. Yeşim'i mutlu eden herşey Toprak'ı da memnun ediyordu son günlerde. " Yeşim." " Efendim." " Bana kendinden bahsedermisin? " " Hı? " Evet. Kız birden kahkaha ile gülmeye başladı. " Zaten her halimi gördün, sana bahsedebileceğim birşey kalmadı ki." Derken birazda utandı. Bir anda yüzünün alev alev olduğunu farketti. Sonra devam etti. " Yani işte.. 21 yaşında, kör, 16 yıl rapunzel gibi evden çıkmamış, kendinden büyük biriyle evlenmemek için evden kaçmış, kaçtığı gün sahte bir evlilik yapmış, senin başına bela olmuş biriyim. A! Birde anne ve babasının zerre sevmediği biriyim. Hepsi bu kadar." Toprak yüzü asılan kıza baktı tekrar. " Bu kadar değildir. Kız biraz düşündü. " Aslında bir çok şey var istediğim. Nerdeyse kendi boyumuzda küçük bir atmış meğer. Ben diğerleri gibi doğuştan kör olmadığım için az çok aklımda canlandırınca daha iyi anlaşmıştım ne olduğunu. Sonra sırayla binip gezmiştik. Arkasından büyük olan atın yanına gelmiştik. Küçük boyumla o at bana dev bir hayvan gibi gelmişti. Atlar çok asil ve duygusal hayvanlarmış. Mesela insanların duygularını hissederlermiş. O gün o hayvan dudaklarını yanaklarıma dokunarak beni kokladığında beni öpmüş gibi hissetmiştim. Şimdi sana komik gelebilir ama o anki çocuk pisikolojisi ile bir hayvandan bile sevgi bekleyince tabi kafa biraz karışıyor." Toprak can kulağı ile kızı dinlemeye devam ederken İstanbul'dan çıkmış çevre yoluna girmişlerdi. Yeşim devam etti. " Sonra dünyayı gezmek... " Sudan korkuyormusun? " " Sudan değilde denizden veya havuzdan korkuyorum. " Ne? " " Neyse boş ver. Toprak aklı yarım kalan cümlede, " Biraz bekle az ilerde konaklama yeri var orda mola verelim. " Olur." Gidilen 10 dakikanın ardından görünen konaklama yerine gelerek karavanı en uzak noktaya, ağaçların altına park etti Toprak. " Eveeet. " Tamam." " Çayı ben yapacağım." Toprak koltuğundan kalkarken karavanın camlarını ve kapısını açtı. Yeşim'in rahat hareketlerinden, halinden memnun olduğunu görünce karavan tercihinin iyi bir karar olduğunu anladı. Yeşim tezgahın yanındaki dolaptan çıkardığı küçük çaycıyı musluktan dolurarak çalıştırdı. Derken dolaptan yaprak sarmaların ve böreklerin olduğu kabı çıkarıp tezgaha bıraktı. Sonra bir tabak daha alarak börekleri tabağa yerleştirip küçük mikro dalga fırına bırakarak, " Toprak sen çalıştırırmısın ben anlamıyorum." Dedi. " Tamam." Dedi Toprak yerinden kalkıp Yeşim'in arkasından geçerek mikro dalga fırının önünde durdu. Dakikayı ve ısıyı ayarlayarak tekrar Yeşim'in arkasından geçip masaya oturdu bu kez. Yeşim çayı demleyip üst dolaptan aldığı bardakları masaya bırakırken Toprak tekrar yerinden kalkarak dolaba gidip dolaptan aldığı soğuk su şişesini iki su bardağı ile getirip masaya bıraktı. Kendine bir bardak su doldurup içti. Bu sırada Yeşim'e dönerek izlemeye devam etti. Gerçek bir çift gibi hareket ediyor oluşları hem garip hem güzel hissettiriyordu. " Evet çay hazır." Dedi kız elinde servis tabakları ile gelerek. Toprak: " Sen otur çayı ben getirim." Dedi kalkarak. Yeşim: " Dönüşte Suna teyzenin elini öpeceğim. Çok lezzetli olmuş bunlar. " " Gerçektende öyle." Dedi Toprak. Toprak direksiyona geçmeden önce güzel bir kahve yaptı. " Kahve istermisin? " " Hayır teşekkürler çay yetti. " Toprak kahvesini kapalı termos kupaya koyarak direksiyona geçerken Yeşim'de kendi koltuğuna geçti. Toprak kupayı sol kol yerindeki bölüme yerleştirdikten sonra motoru çalıştırıp geri vitese takarak gaza bastı. Konaklama yerinden geri geri çıkarak tekrar yola girdiğinde ileri vitese alıp yavaşça hızlanarak ilerlemeye devam etti. " Eveet tekrar yola girdiğimize göre etrafta gördüklerini bana anlatman gerekiyor. Malûm ben görmüyorum. " Toprak kahvesinden bir yudum alarak yerine koyduktan sonra iki eli direksiyonda konuşmaya başladı. " Şuan ilerledigimiz yol çift gidiş çift geliş. " " O ne demek. " " Yani gidiş yönü ile dönüş yolu bir birinden ayrılmış bizim yönümüz sadece gidiş. Daha güvenli. Yol kenarlarında boş alanlar ve büyüklü küçüklü ağaçlar var. Başka birşey yok. Değişik birşeyler görürsem sanada söylerim merak etme." " Tamam. " Tabiki var." " Açarmısın? " Taprak aracın müzik sistemini açtığında, Toprak gördüğü şeyle gülümsedi. Kahvesinden bir yudum daha alarak gözlerini yola çevirdi. Bir saat kadar daha müzik eşiliğinde yol aldıktan sonra aklına gelen şeyle Yeşim'e küçük bir süpriz yapmaya karar verdi Toprak. Yol üstünde dostu Cezmi'nin küçük bir at çiftliği vardı. Yeşim atları sevdiğini söylemişti. Ona küçük bir süpriz yaparak mutlu olduğunu görmek istedi. Bu hevesle biraz daha gaza yüklenirken göz ucuyla kıza baktı. Yerinden kalkarak Yeşim'in yanına geldi. Takmak için üzerine eğilerek cam tarafından emniyet kemerini çekerken burnuna gelen parfüm kokusunu çekti içine. Kendi gibi güzel bir koku seçmişti. Yerinde doğrulup kemeri taktıktan sonra koltuğu yavaşça geriye yatırdı. Sonrada yerine geçerek yola devam etti. Cezmi' nin çiftliğine çok yoktu. Oraya kadar Yeşim'in uyuması için müziği kısarak devam etti yola. Bir saat kadar sonra çiftlik ayrımına gelen araç ayrımdan içeri saptı. Yolun iki tarafındaki ağaçlar, tarlalar yeşillikler, meyva ağaçları göz doldurmaya insanın ruhunu temizlemeye başlıyordu. 10 dakika kadar daha ilerledikten sonra Toprak çiftliğin önüne gelerek durdu. Büyük karavanı otobüs sanan çalışanlar ve Cezmi hızlı adımlarla otobüsün yanına geldiklerinde Toprak'ı görünce şaşırdılar. Toprak motoru stop edip yerinden kalkarken hâlâ uyuyan Yeşim'e kısa bir bakış atıp büyük kapıyı açtı. Yerinden kalkarak araçtan indiğinde Cezmi yanına gelirken diğer çalışanlar işlerine döndü. " Oo Toprak Karakoç. O an başını araca çevirdi Toprak. Ön koltukta uyuyan kıza baktı. Cezmi de adamın baktığı yere baktığında kocaman gözlerle kala kaldı. " Vay, vay, vaay! " Dedi. " Koçuma bak sen. Dedi yine gülümseyerek. " Kız arkadaşım değil Cezmi." " Hıımm. " Dedi adam. "Anladım.. " Karım." Dedi Toprak. " Yani eşim." Adam koca koca gözlerler, " Nee?! " Dedi dahada şaşkın. Kız arkadaş diye beklerken eşi olduğunu söylemişti Toprak. Yılların bekarı, kız beğenmeyen Toprak evlenmişmiydi " İnanmıyorum gerçekten mi? Sen. Toprak Karakoç evlendinmi? Nasıl oldu bu? " Dediğinde Toprak kıpırdanan Yeşim'i farkedince hızlı adımlarla araca döndü. İçeri girdiğinde, " Yeşim uyandınmı? " Dedi yalnız olmadığını anlaması ve korkmaması için. " Toprak, seslendim ama yoktun." " Dışarıdaydım." " Dışarda mı? " Hadi gel." Dedi Tolrak kızın kollarından tutup kaldırarak. Kız etrafa bakınarak karanlığındaki çizgileri anlamaya çalışarak, " Nerdeyiz? " Demiştiki kulağına gelen seslerle, " Atlar! " Dedi kocaman açılan gözleriyle. " Sen uyurken sana küçük bir süpriz yapayım dedim. Dediğinde Yeşim yanındaki Toprak'a dönerek aniden sarılıp, " Yaa çok teşekkür ederim. " Dedi. " Hoş geldin gelin hanım. " Diyen Cezmi' nin sesiyle kız aniden irkilerek arkasını dönerken eli Toprak'ın koluna gitti korkuyla. Uyandıktan sonra yine afallamış karanlığındaki çizgiler oturmamıştı. Bu yüzden adamıda farkedememişti. Toprak elini kızın koluna koyarken, " Bu arkadaş Cezmi. Benim dostum. Bu çiftlik onun. Kız boşluğa bakan gözleriyle adama dönerek, " Memnun oldum. Dediğinde adam şüpheli şekilde kızın gözlerine baktı. Sonrada Toprak'a. Toprak adamın bakışlarından anladı sormak istediği şeyi. " Yeşim göremiyor." Dediğinde adam dahada şaşırdı, ama bir şey söyleyemedi. Yanlış birşey söyleyipte kalp kırmaktan korkuyordu çünkü. " Hemen atları görebilirmiyiz lütfeeeeen." Diyerek Toprak'ın koluna daha sıkı yapışınca adamıda kurtarmış oldu. " Tamam." Dedi Toprak. " Cezmi, benim Poyraz ile Yeşim'e bir at eğerlermisiniz." " Tabi hadi gelin. " Dedi adam. Toprak elini Yeşim'in beline yerleştirerek yönlendirince birlikte ahırlara doğru ilerlediler. " Toprak." " Hmm." " Benim Poyraz dedin. Senin atında mı var? " " Evet. " Seni seni! Yetiştirip yarışlara sokacaktın değil mi. Sonra vazgeçtin. " Toprak kahkaha ile güldü. " Aslında gerçekten düşünmüştüm. Ama dediğin gibi vazgeçtim." Ahırlara girdiklerinde ilk iş Poyraz'ın yanına geldiler. Poyraz anında tanıdı sahibini. Toprak: " Poyraz. Derken hayvan yerinde duramıyordu. Çok özlemişti belliydi. " Yeşim gel. Sende dokunabilirsin. Gayet uysaldır Poyraz. " Kız çekinerek yaklaşarak ellerini öne doğru uzatırken Poyraz başını kıza yaklaştırdı. Kız iki eliyle koca cüsseli ata dokunduğunda kalbi heyecandan pır pır ediyordu. Sol eli hayvanın çenesinde sağ eliyle atı alnından aşağı doğru sevdi bir kaç kez. Çok hoşuna gitti. Çok mutlu oldu. Çocukluğundaki heyecanı yeniden yaşadı sanki. " Sen çok tatlısın, çok güzelsin Poyraz." Dedi. " Siyah büyük heybetli bir at." Toprak duyduklarına şaşırmadı. " Geldim işteee." Diyen Cezmi yanında güzel bir kısrakla gelmişti. Yeşim Poyraz'ı bırakıp arkasına döndü. " Beyaz bir at çoook güzeeelll. " Dedi kız. " Toprak. Sen Akça'yı al ben Poyraz'ı eğerleyip geliyorum." " Tamam. Toprak Akça'nın yularını Yeşim'e verdiğinde birlikte yanlarında beyaz kısrakla dışarı çıktılar. İlk iş sahibinin yanına gelerek başıyla sahibine dokunup kendini belli etti. Toprak: " Kıskanma koca oğlan. Dedi severek. Sonrada Yeşim'in yanına gelip, " Hadi Yeşim biraz gezelim." Diyince kız panikle, " Ne? " Evet binip gezmek. " " A.Ama. B.Ben hiç ata binmedim." " Korkma gelin kızım." Dedi Cezmi. " Akça burdaki en uslu attır. Çocuklar için eğitimde bile kullanıyoruz." " Duydun." Dedi Toprak kızı belinden tutup yönlendirerek. " T. Toprak çok yüksek." Dedi heyecanla. " İlk binen herkes öyle söyler. Cezmi atı yularından tuttu. " Biz biraz dolaşalım Cezmi." " Tabi koçum dolaşın. Poyraz ve Akça üzerlerinde Toprak ve Yeşim'le birlikte ağır ağır çiftliği dolaşırlarken Yeşim'in yüzü sürekli gülüyordu. Çok mutlu olduğu her halinden belliydi. Yeşim'le tanıştığı güne kadar hissetmediği şeyleri hissediyordu onun yanında. Yeşim Toprak'ı değiştirmişti. Toprak'ta bunu farketmiş ve kabul etmişti artık. " Toprak. Toprak kızın atını kendi atına yaklaştırdı. " Gel o zaman!" Diyerek kızı küçük bir çığlık eşliğinde atının üzerinden aldığı gibi kendi atına, hemen önüne oturttu. " Madem dört nala gitmek istiyorsun gidelim. " " Poyraz'ın yelesini tut." Kız: " Ne? " Demiştiki aniden Toprak'ın kolunun beline dolandığını hissederek hızlandı Poyraz. Kız korkuyla atın yelelerine yapışırken Toprak Poyraz'ı ayaklarıyla vurarak hızlandırmış, at dört nala gidiyordu. Bir süre kızın gülme sesleriyle koştu at, sonunda yavaşladığında kız hem heyecandan ve mutluluktan nefes nefese kalmıştı. Toprak gördüğü manzaradan memnun kızı izlerken, kız aniden duruldu. " Yeşim." Dediğinde kızın önündeki eline iki damla düştü. Ağlıyordu kız. " Yeşim." Dedi Toprak yine. " Ağğlı..." Derken, Kız yavaş hareketlerle sağ bacağını atın üzerinden aşırtarak diğer bacağının yanına aldı. Bunu yaparken Toprak kollarıyla destekleyerek düşmesini engelledi. Şimdi Toprak'ın önünde yan şekilde oturuyordu kız. " Toprak..." Dedi ama devamı gelmedi. Onun yerine elleri adamın yüzüne gitti. Toprak'ın yüzü kızın avuçlarının arasındaydı. " Teşekkür ederim." Dedi kız. Adamı kendine doğru eğerek dudaklarını dudaklarına bastırdı. ****************************** Evet bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumları merakla bekliyorum. |
0% |