Yeni Üyelik
2.
Bölüm

K.k 2 Hikayem

@azamet_29_2

Selam canlarım yeni bölüme hoşgeldiniz.

Hatalarım varsa sorry😊

**************************
" Evet körüm. Hemde gerçekten körüm.
5 yaşımdan beri.
Ama yinede seni görüyorum Toprak KARAKOÇ.

Seni...
Boyunu...
Huyunu...
Hatta " Dedi kız.

Yavaşça uzattığı işaret parmağının ucunu adamın kalbine koyarak bekledi.

Adam sanki tıransa geçmiş gibi kızın boşluğa bakan cam yeşillerine bakıyordu.

" Hatta kalbine saplanan bıçağın..."

Dedi parmağını hareket ettirerek.

Önce göğsünden sonra boynundan geçti parmağı kızın. Sonrada yüzünün sağ yanına kavis aldı.

" Yüzüne vuran aksini bile görebilirim."

Dedi adamın kaşının üzerinden başlayıp gözünün yanından geçip yüzünün ortasında biten koca yara izinin üzerinden parmağıyla geçerek.

" Ben körde olsam görebilirim."

Doğu korkuyla,

" Tövbe bismillah. "

Dediğinde Yeşim koca bir kahkaha attı.

" Çok mu tuaf geldi."

Dedi kız bir Toprak'a bir Doğu'ya bakarak.

" Otur Toprak KARAKOÇ.
O boyla bacakların ağrımasın, benimde boynum.
Malum yukarıya bakmak zor oluyor ."

Adam hâlâ şaşkın kıza bakıyordu.

Yeşim:

" Şey bir bardak su alabilirmiyim.
Rica etsem."

Doğu:

" Be- ben getiririm."

Diyerek salondan çıkarken Toprak ayakta hâlâ kızı inceliyordu.
Çok garip biriydi bu kız.

Yeşim başını yana devirerek Toprak'ı izledi bir süre.

Gülümsedi.

" Kafan karıştı."

Toprak sehpadan aldığı paketten çıkardığı sigarayı dudağına bırakarak yaktı.
Derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Garip şekilde eli ayağı birbirine dolaşıyordu. Aklı baya bir karışmıştı.
Sigarayı dudağına bırakarak ellerini ceplerine soktu.

" Neden aniden hiç tanımadığın bir erkeğe evlenme teklif ediyorsun.
Aptal mısın? "

O sırada Doğu, elinde su bardağı ile gelip Yeşim'e uzattı.

Yeşim yavaş hareketlerle bardağa uzanarak tutup aldı.
Eli hâlâ titriyordu. Önce bir yudum içti. Sonra hepsini tek nefeste içerek yanında duran Doğu'ya uzattı boş bardağı.

" Teşekkür ederim."

Dediğinde Doğu:

" Abi bana müsade.
Ben mutfaktayım."

Diyerek salondan kaçar gibi çıktı.
Yeşim önüne dönerek derin bir nefes alarak kendini koltuğa bıraktı.

" Aptal değilim.
Çaresizim."

" Çaresizmi, neden.?"

" Çünkü babam beni şirketinin borçları için para karşılığında evlendirmeye karar verdi. Bende kabul etmemek için kaçtım.

İşin komik tarafı ne biliyormusun?

Bu sabah babam beni yanına çağırdı ilk defa.
Normalde benimle aynı sofraya bile oturmayan adam, şirkete çağırdı. O zaman huylanmıştım zaten.
Şehmuz beni evden alıp babamın yanına götürdü.

Ofisine gittiğimde önce elimden tutarak masasının önündeki koltuğa oturttu beni. Fazlaca ilgiliydi.

Sonra bana sütlü kahve söyledi.
Bu arada sütlü kahveye bayılırım.
Gelen kahvemden bir yudum alarak beni neden görmek istediğini sordum.

Bana benimle evlenmek isteyen biri olduğunu söyledi.

Sordum.
Şuan burda mı. Dedim.

Hayır ama istersen çağırırım gelir. Dedi.

Neden kör bir kızla evlenmek istesin. Dedim.
Seni yanımda görmüş beğenmiş. Dedi.
Nasıl biri dedim.
Orta boylarda esmer yakışıklısı. Dedi.

Kahkahayla güldü kız.

" Yalandı adam tam karşımdaydı.
O bana bunları söylerken bahsettiği adam karşımda ve bana bakıyordu.
Kokusunu ve nefesini duyabiliyordum. Bodur şişman kel bir adam gülümseyerek öylece bana bakıyordu
O an hem babam olacak adamdan hem karşımdaki adamdan tiksindim.

Neden benim onunla evlenmemi istiyorsun. Dedim.
Sen onunla evlenirsen maddi destek olacak şirketinize dedi utanmadan.

Ben.
Ben evlenmek istemiyorum. Dedim.
O. Ben istiyorum. Dedi.
Ben. Ben okumak istiyorum. Dedim.
O. Bu halinle okuyup ne yapacaksın. Dedi.
Ben. Evleneceğim adamı ben seçmek isterim. Dedim.
O. Ben seçtim. Dedi.

Ve ipler orda koptu.
Beni o şişko domuza layık görmüştü.
Bende zaten sevmedigim ve yanından ayrılmak istediğim adamdan vaktinden önce kaçtım.

" Neden bayıldın?
Hastamısın?"

" Bilmem sanırım stresten.
İlk kez bu kadar uzaklaştım evimden.

Aynı evde aynı insanlarla, aynı okula giden aynı yollarda geçen yıllardan sonra, hem heyecan hem stres hem korku ağır geldi galiba.

Yıllarca hiç tek başıma kalmadım."

" Görmediğine eminmisin sen? "

Dedi Toprak kıza doğru bir adım atarak.

" O adamlardan koşarak kaçman, o arabaların arasından geçebilmen görmeyen birinin yapabileceği şeyler değil.
Yalan söylüyorsun!
Kör değilsin değilmi? "

" Hayır söylemiyorum.
Az öncede söyledim. 5 yaşımdan beri körüm.
Zaten bu yüzden babamın yanına atıldım. Boşandığında illede kızım diyen annem kaza sonucu görme yetkisini kaybeden kızını istemeyip babama bıraktı.

Babamda severek kabul etti.
Meğer geleceğine yatırıp yapıyormuş."

" Peki nasıl görmeden, görüyorsun.? "

" Sihirde burda."
Dedi Yeşim gülümseyerek.

" Simsiyah bir kağıt düşün.
Üzerine beyaz boya kalemiyle çok bastırmadan bu odayı, içindekileri ve kendini çiz.
Ama 5-6 yaşında bir çocuk nasıl çizerse öyle çiz.
Bu şekilde görüyorum. Çizgi film gibi ama renksiz. Vede soluk.

Az önce o yüzden düştüm.
Tam seçemedim çünkü.
Farklı bir yer olunca afallıyorum.
Bazen hiç göremediğim zamanlarda oluyor tabi, tamamen zifiri karanlık olduğu zamanlar.

Nedenini hâlâ bulamadım. Her neyse işte. Kazadan sonra bu şeklide olmaya başladı görüntüler.

Koşarak geçtiğim yollara gelince.
Aslında aylar önce planladım kaçmayı. Bu yüzden hemen hergün bir mazeretle tekrar tekrar gezdim o sokakları ve ezberledim.

Benim bu şekilde görüşümü yalnızca ben biliyorum.
Kimseye bahsetmedim. Onlara göre ben gece kadar körüm."

" Dur!
Dur yeter!
Bekle!
Yeminle 5 dakikada beynimi yaktın! "

Dediğinde Yeşim yine kahkaha ile güldü.

" Haklısın.
Düşününce benim bile beynim yanıyor bazen.
O yüzden düşünmeyi bıraktım."

Toprak bıkkın bakarak,

" Başa dönelim." Dedi.

" En baştan başlayalım.
Kısa net cevap ver.
Sen benimle evlenmekmi istiyorsun gerçekten."

" Evet."

" Neden.?"

" Artık babamın yanında kalmak istemiyorum. Ve o adamla ölsem evlenmem.
Senden ricam bana 3 ay katlan.
Sonra benden ayrılıp isteğin kızla evlen, hatta benimle evliyken başka kadınlarla, kızlarla gez dolaş.
İstersen yat. Farketmez. "

" Ne!?" Dedi Toprak.
Aynı anda öksürmeye başladı. Kızın kulandığı cümle yüzünden sigaranın dumanı ciğerlerinde kalmıştı çünkü.

" Ammada patavatsızmışsın."

Dedi hâlâ öksürerek.

" 3 ay. Kâğıt üzerinde 3 aylık bir evlilik istiyorum senden."

" Kâğıt üstünde 3 ay öylemi? "

" Evet."

" Sonra ne olacak?"

" Arkadaşım gelecek Amerika'dan.
Onun yanına gideceğim."

" Yani bir nevi anlaşmalı evililik istiyorsun."

" Evet."

" Bana kendini anlat."

Dedi Toprak gözü yeşillerde.

" Senin için farkedermi.?"

" Eder."

" O zaman aç kulağını, kısa öz ve bir kere anlatacağım.

Annem küçük bir memur, babam fabrikatör.
Ben 2 yaşındayken ayrılmışlar.
Annem hakime illede kızım diyerek almış beni.
Zaten küçüğümya hakimde anneme vermiş.
5 yaşıma kadar annemleydim.
Birgün sokakta oynarken pembe topumun peşine koşarken gelen kamyoneti görmedim.
Tek hatırladığım başımdaki acı.
Komşular yetiştirmiş hastaneye, annemde arkadan gelmiş. 1 hafta yoğun bakımda kalmışım. Uyandığımda ilk söylediğim şey,

Niye karanlık. Oldu.

Kapkara bir dünyaya uyanmak korkunç geldi o an.
Sonra annem ve bir psikolog benimle konuşarak durumu anlattılar.
Sanki onlar anlatınca benim ağlamam durduya.
İşte maksat anlatalım olsun.
Zamanla alışmaya başlarken görüntüler görmeye başladım.
Daha doğrusu çizim gibi şeyler. Sonra fark ettimki herşeyi bu şekilde görüyorum. Gözlerimi kapatırsam tamamen karanlık ama açıkken etrafımdaki herşey bu şekilde görünüyordu.

Gelelim babamın yanına gelmeme. Annem hem çalışıp hemde kör kızına bakamadı.
Babamı arayıp herşeyi anlattı.
Sen zenginsin bakıcı tutarsın dedi. Ben uğraşamıyorum Dedi.
Hiç çekinmeden yanımda söyledi hemde. Çocukmuş, üzülürmüş, pisikolojisi bozulurmuş umru olmadı.

Babamsa lütfedip gelmedi bile.
Bir araba yollayıp aldırdı.

Çok ağladım hiç durmadan ağladım.
Babanın yanına geldiğimde babam ilk ve son kez beni kucağına alarak,

" Bir daha ağlarsan hiç bir zaman göremezsin." Dedi.

Çocuk aklıyla inandım. Ama hiç düzelmedim.

Sonra körler okulu ve bu yaşa kadar aynı okulda geçen yıllar.
Tek iyi tarafı çocukluk arkadaşımı yeniden bulmam oldu.

Şeyma... Tek desteğim.
Benim okuluma uzak olmayan başka bir okuldaymış oda. Tesadüf işte yeniden karşılaştık.
Ve babamla birlikte aynı evde geçen yıllarım.

Bugüne kadar ne babama nede üvey anneme ve kardeşime bir kere olsun kötü davranmadım.
Bütün hakaretlerini görmezden geldim. Bir kere olsun karşılık vermedim. Hep sustum, bugünü bekledim. Ve artık özgürüm. "

Toprak kıza baktı.

" Bana nasıl güvenebiliyorsun.
Benden korkman gerekir.
Sen kör bir kızsın.
Ben yalnız bir erkeğim.
Benim kötü biri olmadığımı nerden biliyorsun."

Dedi Toprak ağır adımlarla Yeşim'e yaklaşarak.

" Burda, benim evimdesin.
Yalnızsın, sana istediğimi yapabilirim.
Kimsenin ruhu bile duymaz."

Kızın önünde durdu, gözlerindeydi gözleri.
Berrak cam yeşili gözleri, kahve rengi saçları, beyaz teni fazlasıyla ilgi çekiyordu.

" Sana çarptığımda üzerine düşmüştümya. O zaman sende gördüğüm renklere güvendim sadece.

" Renkmi?
Ne rengi."

" Kırmızı ve koyumavi dalgalar.
Tutkunun ve cesaretin kırmızısı.
Güvenin ve sadakatin mavisi.
Renkler körlüğümün rehberidir. Onlara güveniyorum.

Şehmuz'dan kaçarken o domuzla evleneceğime gördüğüm ilk erkekle evlenirim demiştim.

O sanssızda senmişsin.
Gerçi gönüllü kabul ettin ama...
Sahi neden kabul ettin."

Toprak gerileyip koltuğa bıraktı kendini.

" Benim durumumda benzer.
Babam hasta artık şirketin başında duracak gücü yok.
Şirketin başına anlayan tek kişi ve tek erkek çocuk olarak ben geçeceğim.

Ama babam inatla benim evlenmemi aile kurmamı şart koşuyor.
Ben kabul etmediğim için vasiyetini bile değiştirdi.
Aksi halde şirket ablama ve alkolik kocasına kalacak.."

Toprak sehbahadaki paketten bir sigara daha alıp yaktı.

" Şimdi diyeceksinki şuana kadar neden evlenmedin.
Bunun sebebi de babam.
Sayesinde yüzümde bir yara izi var.
Haliyle kızlarda bu yüzü ömür boyu görmek istemiyor."

" Bu durumda.
Sana çarparak doğru yapmışım."

" Peki yaaa.
Zamanı geldiğinde gitmene izin vermezsem. "

" Vereceksin Toprak KARAKOÇ.
Çünkü benim gibi kör bir kızla ömür geçirmek istemezsin.

Evet...
Ne diyorsun?

Benimle 3 aylık bir anlaşmalı evliliği kabul edecekmisin? "

Toprak bir süre kızın yüzünü ve bedenini izledi.
Güzeldi. Fazla güzel.
Özellikle gözleri. Hayatında böyle yeşil gözler görmemişti. Kendi gözleride yeşildi ama daha koyuydu.

" Yine kütük gibi kaldın."
Dedi kız.

" Kabul ediyormusun etmiyormusun.?"

" HAYIR! "

" Ne?
Kabul etmiyormusun yani."

" Hayır."

" Ama..? "

" 3 aylık bir evlilik benim hiç bir işime yaramaz.
En az bir yıl olmalı.
Çünkü babam aptal biri değil."

Dedi Toprak sigarasından bir nefes daha çekerek.

" 1 yıl mı?" Dedi kız. Ayağa fırladı.

" Evet 1 yıl. "

" Kesinlikle olmaz!
3 ay sonra bu ülkeden gitmek isterken 1 yıl burda kalamam. Bu yüzden olmaz. "

" Keyfin bilir.
Ben seni değil, sen beni buldun.

Kabul etmek istersen bir yıl.
Yok kabul etmem dersen, kapı orda istediğin yere git."

Kız şaşkın baka kaldı.

" Sanırım hakkında yanılmışım.
Bana yardım edeceğine inanmıştım."

" Sana şartımı söyledim. 1 yıl.
Kabul edersen hem senin hem benim istediğim olur."

" Hayır!"

Dedi kız sinirle salon kapısına yönelerek. Sonrada yerdeki çantasını eline aldı

O sırada Toprak'ın telefonu çalmaya başladı.

" Ooo." Dedi telefonu açıp hoparlöre vererek.
Karşıdan gelen kükreme sesi Toprak'ın babasına aitti.

" Seni geri zekâlı ahmak!
Seni aptal!
Ne yaptığını sanıyorsun sen lan!?"

Toprak elinde sigarası sakin, sadece dinliyordu.

" Caner Hisarlı'nın kızını kaçırmak da ne demek. Aptal herif!
Adam ofisi bastı yanında ordu gibi adamla.
Çabuk!
O kızı alıp hemen buraya getir. "

" Kız benim yanımda değil."

" Ne demek benim yanımda değil lan!"

" Gitti.
O herif kızını başka yerde arasın. "

Dedi Toprak.
Hâlâ sakindi.
Ama Yeşim'i çoktan bir korku almıştı.

Babası peşindeydi ve yakaladığı anda o şişko herifle nikâhlayıp başından atacaktı kızı belliki.

Kızın elinden düştü çanta.
Geri döndü salona, sürüdüğü ayaklarıyla. Başını önüne eğdi.

" Tamam." Dedi.

" Kabul.
1 yıl. Seninle 1 yıllığına evlenelim."

" Ha şöyle. Yola gel. "

****************************

Evet Bölüm sonu canlar.

Sonraki bölümlerde görüşmek üzere.🤗🤗🤗🤗🤗


Loading...
0%