Yeni Üyelik
21.
Bölüm

K.k 20 Süpriz

@azamet_29_2

" Aaaa!!
Toprak? Senmisin gerçekten? "

Duydukları sesle Toprak hemen yanlarındaki masaya bakarken kız sadece yönünü döndü.

" Toprak, aşkım seni buralarda göreceğimi bilseydim daha önce gelirdim."

Toprak şaşkın baktı konuşan kıza.

" Hande?
Senin ne işin var burda? "

" Aşkım'la geziyoruz aşkım. "

Diyen kız Toprak'ın boynuna sarılınca Yeşim'in şaşkın bakışları arasında arkada bir kahkaha koptu.

Toprak sinirle,

" Güleceğine karını alsana lan üstümden. Sen ne biçim kocasın, cıvık! "

Adam karısının kolunu tutarak.

" Hande yeter yemedi."

" Tamam ya..
Artık işe yaramıyor, başka bir şey bulmam lazım."

Dedi kız.
Yine içmiş numarasıyla Toprak'a sarma şakası yapıyordu.

Ne zaman Toprak'ın yanında bir kıza denk gelse hep aynı şey.

Onlar konuşurken Yeşim sadece boş boş bakındı.
Ne olduğunu anlayamamış, ne diyeceğini bilemez şekilde kalmıştı.
Toprak'ın eski sevgilisi diye düşündü anlık.

Toprak:

" Bundan sonra sökmez Hande."

Dedi, kıza yanındaki Yeşim'i göstererek.

" Boktan şakalarını karımın yanında yapma."

" Kaaa?
Karın?

Karın derken!
Yani bildiğimiz eş mi.
Çetin' le benim gibimi? "

" Kes dalga geçmeyi Hande.
İyice zırvalıyorsun."

Hande ve Çetin masadaki sandalyeleri çekip masaya kuruldular.

Hande hâlâ şaşkın bakarken Toprak alık alık bakan Yeşim'i görünce durumu açıkladı.

" Yeşim.
Sen bu aptala aldırma.

Tanıştırayım..

Bu çatlak kız ve yanındaki kişi,
kuzenim Hande ve ona katlanabilen tek kişi olan kocası Çetin. "

Toprak arkasına yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdi.

" Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

Beni her gördüğü yerde aynı şeyi yapıp beni rezil etmekten çok hoşlanıyor.
Bu yanındaki salakta izin veriyor.

Çocuklar, buda benim karım, Yeşim. "

Yeşim kıkırdayarak güldü.

" Bende bir an ne oluyor diye şaşırdım."

Hande:

" Yaa biz haberlerini okuduk sosyal hesaplardan falan ama, hiç ciddiye almadık ki.

Toprak kim, biriyle evlenmek kim. Dedik. Toprak bekar ölecek diye iddiaya bile girdim ben."

" Ne yaptın? " Dedi Toprak bıkkın.

" Senin kafanda bir kaç tahta eksilmiş Hande."

Yeşim elini boşluğa uzatarak

" Merhaba, tanıştığımıza memnun oldum. "

Dediğinde Hande ve Çetin kızın boşluğa bakan gözleriyle durumunu anında fark ettiler.

İkiside şaşkın Toprak'a baktı önce.
Adam kaşları çatık bakıyordu ikiliye.

Yeşim araya girdi.

" Toprak'a bakmanıza gerek yok.
Evet ben körüm.
Bundan çekinmeyin lütfen."

Hande açık kalan ağzını kapatıp, öksürerek genzini temizledi.

" Şey kusura bakma ben öyle arada bir mallık yapıyorum işte..
Bizimki Toprak'la aramızda bir şaka."

Toprak:

" Yalnız şaka olmaktan çıktı attık Hande. "

" Yeşim inansaydı ikinizide burdan aşağı denize atardım. "

" Tamaaam pes." Dedi Çetin.

" Özür dileriz.

Baştan alalım o halde.
İyi akşamlar Yeşim.
Ben Çetin."

Dedi kızın elinden tutup tokalaşırken. Sonrada Hande tuttu kızın elini.

" Bende Hande.
Toprak'ın küçük kuzeni."

Karı koca aynı anda memnun olduk dediler.

Yeşim:

" Bende. "

Dedikten sonra, Hande ve Çetin'in üzerinde gezdirdi bakışlarını.

" Sarı." Dedi.

" Sıcak, içten, doğal, ve sosyal."

Hande ve Çetin kıza bakarken, Toprak Yeşim'e dönerek,

" Çatlak kelimesinide ekle oraya."

Diyince Çetin ve Hande sırayla ikisine baktı bu kez.

" Ne anlatıyorsunuz kuzum. Biz konuya Fransız kaldık. "

Çetin:

" Ya neyse ne..."

Hande Toprak'a dönerek,

" Toprak evlendiğin doğruysa, babanla barıştığın ve şirketin başına döndüğünde doğru o zaman."

" Evet...

Şimdi bizi rahat bırakında karımla başbaşa yemeğimizi yiyelim. "

Hande anlık bir elektirik geçişiyle,

" Doğru." Dedi kıkırdayarak.

" Yeni evlileri başbaşa bırakalım.
Sonra yine görüşürüz.
Aa! Bu arada hangi otelde kalıyorsunuz? "

" Kendi oteli var Hande nerde kalacak." Dedi Çetin.

" Otelde değiliz.
Karavanla gizli bahçede kalacağız."

Hande'nin ağzı bir kez daha açık kalırken.
Çetin sinirli bakışlar eşliğinde,

" Hande hadi güzelim aşağı atılmadan gidelim burdan.

Hadi sonra görürürüüüz.
İyi geceleeeer. "

Diyen Çetin karısını çekiştirerek ikisi birlikte uzaklaştılar.

Kız arkalarından sesli gülerken,

" Kuzenin ve eşi çok eğlenceli insanlar. "

" İki çılgın çatlak işte.
Hadi yemeğimizi yiyip dönelim."

" Tamam."

Dedi kız gülümseyerek önündeki balığa dönerken.
Balıktan küçük parçalar alarak yerken Toprak kızı izliyordu.

" Sen iyi yaşıyorsun bu kadarcık yemekle. "

" Neden? "

" Neden mi?
Çok az yiyorsun. Gerçekten doyuyormusun merak ediyorum."

" Yoo.
Dün nerdeyse çatlayacaktım. "

Toprak güldü.

" Evet dün bundan daha fazla yemiştin. "

Bu kez kız güldü.

" O kadar yemişim ki sızıp kalmışım kedi gibi. Sonrada beni taşımak zorunda kalmışsın. "

Gülümseyen Toprak,

" Kalkalım mı? "

" Kalkalım."

Dedi kız masadan tutunarak kalkarken.
Sonrada sol elini Toprak'a doğru uzattı.

" Üzgünüm bana yardım edeceksin.
Karanlık yüzünden çizgilerim yok artık. "

Toprak sol eliyle kızın elini tutarak sağ kolunu kızın beline sardı arkadan.

Birlikte yavaş adımlarla çıktılar mekandan.

Hava ılıktı. Hafif bir meltem ve deniz kokusu harika hissettiriyordu.

Birlikte motora geldiklerinde Yeşim'in saçlarını elleriyle geriye tarayıp kaskını taktı.
Önden Yeşim'i bildirdikten sonra kendide kaskını takarak bindi motora. Sonrada motoru çalıştırıp gaz verdi.
Hareket ederken,

" Sıkı tutun, yoksa düşersin."

Dediğinde kız kollarını arkadan Toprak'ın beline sardı sıkıca.
Hareket edip hızla gizli bahçeye doğru ilerlerken başını Toprak'ın sırtına koydu kız.
Gözlerini kapattı.

Düşündü... Belkide bu olanların hiçbiri gerçek değildi.
Hepsi rüyadan ibadetti belkide.

Belki şuan kendi evinde, kendi odasında, canı sıkkın yattığı yatağında uyuya kalmış ve olan herşeyi rüya olarak görüyordu

Öyle ise hep uyuyayım. Burası daha huzurlu." Dedi kız, içinden.

Bir süre daha kapalı gözlerle yol aldıktan sonra motor yavaşladı...yavaşladı ve durdu.

Toprak sırtını geriye doğru dikleştirdiğinde kız anladı geldiklerinde.

" Eveet geldik."

Toprak motoru kapatıp önden inip Yeşim'i de indirdi.
Sonrada kolunu yine beline sararak

" Hadi gel."

Dedi kızı karavana yönlendirerek. Kapıyı açarak Yeşim'in merdiveni çıkmasına yardım ederek ortadaki koltuğa oturttu. Sonrada öne geçip aracın aydınlatmasını açtı.

" Ben motoru yerleştirip geliyorum."

" Tamam." Dedi kız gülümseyerek.

Toprak yeniden inip motoru karavanın arkasındaki bölüme yerleştirirken kızda yerinden kalkarak önce mutfak bölümüne geldi. Dolaptan bir bardak alarak musluktan doldurdu.
Tepesine dikerek tek seferde içti.

Sonra yatak odası bölümüne girdi. Gündüz bıraktığı yerden yatak kıyafetlerini ve bornozunu alarak banyo kabinine girerek işini halledip dişlerini fırçaladıktan sonra duşa girdi.

Bu sırada Toprak'ta işi bitmiş ve içeri girmiş, kapıyıda kapatıp kilitlemişti.
Basamakları çıkıp kızı koltukta göremeyince seslendi.

" Yeşim? "

Cevap gelmedi ama banyo kabininden su sesi geliyordu. Kızın duşa girdiğini anlayınca önce tavandaki havalandırma kapaklarını açtı. Sonrada orta masaya geçip oturdu.

Yandaki camın üst bölümünü açarak aşağı kaydırdı.

Masada bıraktığı paketini eline alıp içinden bir dal sigara çıkararak dudağına bırakıp yaktıktan sonra derin bir nefes çekip açık cama doğru üfledi.

Bu sırada su sesi kesildi. Bir süre sonrada kabinin açıldığını duydu. Aynı andada bir,

" Ahh!! "

Hemen yerinden kalkıp banyo bölümünün önüne geldi.

" Yeşim iyimisin?
Bir şeymi oldu? "

Kız eli alnını oğuştururken,

" Evet.
İyiyim."

Tam giyinmiş çıkarken alnını çarpmıştı kız.

" Alnımı dolaba çarptım."

Dedi gülerek.

" Hem kör hem sakarım anlayacağın."

" Çıkta bakayım. "

Kız kabinden çıktığında Toprak hemen avuçlarının arasına aldı kızın yüzünü, alnına bakarken.

Kızın ıslak saçlarından alnına dökülen damlaların arasından alnındaki küçük kızarıklığa baktı. Küçükte bir sıyrık vardı.

O an cam yeşillere kaydı gözleri istemeden. Gözlerine doğru bakan yeşillere...

Işıl ışıl bakıyordu gözleri. Ruh hali nasıl olursa olsun hep ışıl ışıldı yeşilleri. Belkide buydu Toprak'ı Yeşim'e çeken.

" Kötü değil küçük bir kızarıklık.
Çok acıyormu. "

" Biraz."

" Gel baticon sürelim."

" Gerek yok."

" İtiraz etme gel hadi."

Kızı kolundan tutarak masaya yönlendirip otur hadi diyerek oturttu kızı. Kapıya yöneldi. Giriş kapısının üzerindeki ecza dolabından pamuk ve baticonu alarak geldi.

Pamuğa biraz baticon döküp kızın alnındaki kırmızılığa dokundu.

Kız dişlerini sıkarak inleyince,

" Afedersin. "

Diyerek yaraya doğru üfledi.
İşi bitince,

" Tamam, banda gerek yok bence."

Kız, " Teşekkürler." Dediğinde.
Toprak yerinden kalkıp banyo girişindeki dolaptan küçük bir havlu alıp geldi.

" Hava sıcak olsada saçlarını kurula."

Diyerek kızın eline verdi.

Kız yine teşekkür edip havluyu alıp saçlarını kurularken Toprak,

" Bende üzerimi değişeyim. "

Dedi oda bölümüne giderken.

" Sonrada uyuyup dinlenelim. Yorucu bir gündü."

Toprak'ta üzerini değiştirip ince eşofman altı ve üzerine sporcu atletini giydikten sonra kızda geldi. Toprak kendi tarafina yatarak gözlerini kapatırken kızda kendi tarafına yatmıştı. İki tarafta sessizdi. Sonunda kız yavaşça Toprak'a döndü yönünü.
Bir süre öylece bekledi. Düşündü...

" Keşke." Dedi içinden.

Sonrada dolan gözlerini kapatarak uykuya daldı.

Bu arada Toprak'ta Yeşim ile karşılaştığı günden bu yana yaşadıklarını düşünüyordu.

Kendi bile inanmazdı değişeceğine ama Yeşim Toprak'ı olduğundan farklı bir Toprak haline getiriyordu.
Yeşim'e alışmış, sevmeye başlamıştı.

Daha büyük bir adım atmak istiyordu ama tepki almaktan korkuyordu. Daha doğrusu Yeşim'in kalbini kırmaktan korkuyordu.

Ama göze alacak gibiydi.
Kalbi öyle söylüyordu çünkü.

Büyük bir adım at...

*****

Sabah olduğunda Toprak üzerinde hissettiği ağırlık ve burnuna gelen şampuan kokusuyla açtı gözlerini.

Hemen dibinde sırt üstü yatan kızın sağ bacacağı adamın üzerindeyken kolları başının üzerinde saçları yastığa dağılmış uyuyordu.

Adam gördüğü manzaradan memnun kızı izlerken, Yeşim yavaş yavaş uyandı.

Nasıl yattığını fark ettiği anda hızla kendini toparlayarak yataktan kalkacakken Toprak sol dirseğinin üzerine kalkarak kızı belinden yakalayıp geri çektiğinde kız tiz bir çığlıkla kendini Toprak'ın göğsüne çarptı.
Sonrada beraberinde yatakta buldu kendini.

Toprak kıza ilk kez duyduğu hislerle sarılarak saçlarının kokusunu içine çekti.

" Kaçma!"

Kız kocaman gözlerle donup kalırken yanakları kıpkırmızıydı.

" Ku- sura bakma. Be-ben biraz dağınık yatıyorum. "

Toprak gülümsedi.

" Fark ettim...

Biraz daha kal.
Olmaz mı? "

Dedi gözlerini tekrar kapatırken.

" Biraz daha uyuyalım, kalkıncada dışarda kahvaltı yapalım olurmu? "

Kız sadece başını sallayabildi.
Zira sırtını dayadığı sert göğüsten hissettiği kalp atışları dilini engelliyordu.

Toprak kızın utanan haline güldü.
İlk tanıdığında bu kadar utangaç değildi bu kız diye düşündü tekrar uykuya dalarken.

*****

Yeşim gözlerini açtığında yatakta yalnızdı.
Yerinde doğrulup yataktan inerek orta bölüme doğru yürürken mutfak bölümünden gelen sesler ve taze demlenmiş çayın kokusuyla Toprak'ın nerde olduğunu anladı. Kahvaltıyı hazırlıyordu.

" Günaydın. "

" Günaydın." Dedi kız.

" Kahvaltıyı dışarda yapalım."

" Uyuyup kalmışım."

Dedi kız Toprak'ın göğsünde nasıl yattığını hatırlarken kızararak...

" Benide kaldırsaydın birlikte hazırlasaydık. "

Toprak:
" Yarında sen hazırlarsın."

Derken kızın telefonunun sesi geldi yatak odası bölümünden.

Kız geri dönerek telefonunu koyduğu yeri düşündü.
Valizinin dış cebine koyduğunu hatırlayıp kenardaki valize yöneldi.
Telefon hala çalışıyordu neyseki.
Sonunda eline alarak açtı telefonu.

" Alo Yeşim.
Aşk olsun yaaa!"

Şeyma'ydı arayan.

" Alo. Şeyma...
Sanada günaydın. "

" Kızım insan giderken bir haber verir.
Şeyma ben kocamla tatile gidiyorum der. Gelirsen beni evde bulanmazsın, falan der.
Sizin lüks evdeyim ve geri dönüyorum.
Karavanla tatile gitti dedi Suna teyze."

Kız arka arkaya saydırırken Yeşim gözlerini devirerek dinledi.
Şeyma sustuktan sonra,

" Kusura bakma arkadaşım.
Valla aniden gelişti herşey. Toprak karavanı bir anda kapıya getirince alel acele oldu çıkışımız. Birde olanlardan sonra..."

" Olanlar?

Ne oldu?
Bak kötü birşeyler olduda benden gizliyorsan..."

" Artık bir önemi yok arkadşım."

" Şimdi herşey daha iyi.
Bir haftaya geleceğim. Buluşup konuşuruz olurmu? "

" Tamam ama dönünce bende kalacak ve her şeyi bir bir anlatacaksın anlaşıldımı? "

" Şey...
Sende kalma kısmına garanti veremem.
Malûm Toprak o konuda hassas, babam yüzünden.
Ama sen bizde kalabilirsin.
Olurmu? "

" Madem Toprak izin vermiyor ben gelirim.
Tamam."

" O halde dönünce görüşürüz."

" Görüşürüz canım."

Diyerek kapattılar telefonu.

" Geveze avukat hesap sormaya mı aramış.

Hayır.
Öyle biri değildir Şeyma.
Eve gitmiş...
Suna teyze bizim için karavanla tatile gittiler demiş. Oda merak edip aramış.

Her sene tatilde birşeyler yapmak için konuşurduk. Yine bu yüzden gelmiş olmalı, bulamayınca da aramış işte."

" Hmm...
Neyse, hadi temizlen gel. Kahvaltı yapalım."

" Tamam sen in bende geliyorum."

Kız banyo bölümüne girerken Toprak,

" Başına dikkat et. "

Diye uyarınca kız daha dikkatli şekilde girdi içeri. İşlerini bitirip elini yüzünü yıkadıktan sonra ellerini ıslatarak saçlarını bir araya toplayıp arkasına topuz şekilde bağladı.

Boynu ve yüzü açılmış sıcak yüzünden hızlı terlemekten kurtulmuştu.

Merdivenlerden yavaşça inip dışarı çıktı kız. Hemen karavanın yanında küçük bir masa, sandalyeler ve üzerin de kahvaltılıklar hazırdı. Tabi börekte vardı. Toprak Yeşim de inince çayları koydu.

Kız sandalyeye oturduğunda derin bir nefes çekti burnuyla.
Ağaçların arasında gölgede olan karavanın yanında, çimenler ve ağaçlar ile hafif bir rüzgar eşliğinde kahvaltı yapmak harika hissettiriyordu insanı.

" Burası çok güzelmiş Toprak.
Bugün bir yere çıkmasak günü burda geçirsek nasıl olur. "

" Olur tabi."

Toprak ve Yeşim sohbet ederek uzun bir kahvaltı yaptılar.

Kahvaltının arkasından kahve içerek biraz daha oturdular.

Bu arada Toprak şuan bulundukları yerin nasıl bir yer olduğunu anlattı.

Kahveden sonra ortalığı toparlayarak karavanı kilitleyip Bütün gün kampın içini dolaşarak hatıralık birşeyler alıp yemek yediler.
Gün bu şekilde geçip gitti. Ertesi gün öğleye kadar uyuyup geç kalktılar.
Kahvaltıyı bu kez Yeşim hazırladı.
Dolaptaki malzemelerden menemen bile yapmıştı.
Toprak, Yeşim'in ilk kez yaptığı menemenden yediğinde hoşuna bile gitti.

Toprak ve Yeşim gün içinde zamanlarını karavanda geçirip akşam serinliğinde antalya ve çevre bölgelerde gezdiler.

Göze hoş gelen gezilebilecek bir çok yeri motorla gezip hem kendileri hem Nazlı için hediyelikler aldılar.

Bazı akşamlar sahil kenarında dondurma yiyerek yürüdüler. Yeşim halinden gerçekten memnundu. Rüya gibi bir zaman geçiriyordu. Onu böyle mutlu gören Toprak'ta mutlu oluyordu.

Adam sonunda kabul etmişti. Hayatındaki en güzel gün Yeşim'in ona çarptığı gündü.

*****

Ertesi gün yine geç kalktılar.
Bu kez kahvaltıyı dışarda yaparak geri döndüler.
Karavanın yanına kurdukları masada oturarak kahvelerini içerken yarın nereye gidelim planı yaparak günü bitirdiler.

Gün batarken Hande aradı.

Sahilde arkadaşları ile birlikte ateş yakarak küçük bir doğum günü eğlencesi yapacaklarını ve Toprak ve Yeşim'in de gelmesini istediklerini söyledi.

Toprak önce kimin doğum günü olduğunu sordu. Çetin'in olduğunu öğrenince biraz düşündü. Nerde olacaklarını sordu, sonrada belki diyerek kapattı.

Yeşim'e dönerek,

" Çetin'in doğum günü için sahilde küçük bir parti yapacaklarmış. Bizide davet ediyor Hande.

Gitmek istermisin? "

" Bana sorma bence. Ben anlamam öyle şeylerden. Yani hiç katılmadım, yapmadım. Nasıl bir şey biliyorum. Sen ne isrersen ben uyarım."

" O halde gidelim."

Dedi Toprak.
Yeşim sahil kenarında hiç eğlenmedim demesin istedi.

Akşam olduğunda hazırlanarak indiler karavandan.
Toprak motoru kapalı bölümden, rampadan indirerek çıkardı.

Kızla birlikte kaskları takarak motora binip kamp alanından çıktılar.
Önce güzel bir akşam yemeği yediler, ondan yarım saat kadar sonrada Hande'nin bahsettiği yere gelmişlerdi.

Sahil kenarındaki park alanına girip motoru park ederek indiler.
Toprak'ın kolu yine kızın beline sarılı şekilde birlikte yürüyerek sahile ilerlerken Hande görüp koşarak yanlarına geldi.

" Hoş geldiniz.
Hadi gelin bizde yeni yaktık ateş'i.
Pastamızda birazdan gelecek.

Toprak ve Yeşim kumda yürüyerek ateş'in olduğu yere kadar geldiler.

Hande ve Çetin' den başka bir çift ve bir kız ve bir erkek daha vardı.

Hande sırayla Toprak ve Yeşim'i tanıştırdı.

" Toprak, Yeşim...

Bu bay ve bayan, Mahir ve eşi Gizem.
Kendileri doktor olup Antalya'ya yeni yerleştiler.
Bu iki arkadaşta Armin ve Hakan, Çetin' in iş arkadaşları, şirketten. Tesadüfen karşılaştık, onlarda tatile gelmişler.

Çocuklar bunlarda kuzenim Toprak Karakoç ve eşi Yeşim."

Herkes sıra ile tanışırken kimse kızın kör oluşu ile ilgili pot kırmadı. Çünkü Hande ve Çetin daha önceden tembihlemişlerdi.
Zaten öyle insanlarda değillerdi.

Bu sıradada özel sipariş edilen pastada gelmişti.

" Eveeet." Dedi Çetin.

" Tanışma faslı bittiğine, pastamızda geldigine göre oturalım."

Herkes ortada yanan ateş'in etrafına yatay şekilde konan uzun kütüklerin üzerine oturdular.

Hande ve Armin pastayı keserek piknik sepetimden aldıkları tabaklara koyarak herkese birer tabak hazırlarken Gizem'de soğutucu çantadan içecekleri çıkararak herkese birer tane verdi.

Pastaya dikilen mumlar yakıldı. Çetin bir dilek tutarak üfledi.

Alkışlardan sonra iyiki doğdun tebrikleri ve kesilen pasta ile bir yandan sohbet edip bir yandan pastalarını yemeye başladılar.

Tabağını erkenden bitiren Hakan yanında getirdi gitarını eline alarak, tamda ortama uygun doğum günü çocuğunun karısı Hende'nin isteği üzerine romantik bir parça çalmaya başlayınca,
Hande ayağa kalkarak, Çetin'in kolundan tutup,

" Bu dansı bana lütfedermisin? "

Diye sordu. Kimse şaşırmadı çılgın Hande'nin teklifine. O böyleydi, rahat, bildiği ve istediği gibi konuşur ve yaşardı.

" Hay hay aşkım. "

Diyen Çetin ile ayağa kalkarak ateşin yanında dans etmeye başladılar.

Arkasından doktor olan çift de kalkarak dans ederken Yeşim ve Toprak oturup onları izledi.

Yeşim karanlıkla birlikte çizgileri gitsede renkleri hâlâ görüyordu.

Elinde tabak dans eden çiftlere bakarak gülümsedi.

" Pembe ve kırmızı...
Şuan çok mutlular.
Birbirlerine olan sevgileri tutkulu bir aşk. Uzun yıllar sürebilecek bir sevgi ile bağlılar bence."

Toprak kıza çevirdi başını. Ortada yanan ateş gözlerinin içinde yansıyordu. Dudakları gülümserken dudağının kenarına pasta bulaşmış ama farkında değildi.

Yerinden kalkıp kızın elindeki tabağı alarak kenara bıraktı. Kızı kollarından turarak kaldırırken kızda uyum sağladı adama. Toprak kızı yavaşça yanan ateşin diğer tarafına doğru yürüttü.

Ellerini beline koyarken kızın kolları Toprak'ın boynuna gitti.

Müzik eşliğinde dans etmeye başladılar. Toprak yüzü kendine dönük olan kızın, ruhuna bakan cam yeşillerini izledi bir süre. Yanan ateşin ışıltısını izledi yeşil gözlerde.
Sonunda karar verdi.

Yeşim'e doğru eğildi. Kızın dudağının kenarındaki çikolata kırıntısını dudaklarıyla alırken kız yerinde dondu kaldı.

Sonra kulağına doğru kavis aldı adamın dudakları.

" Yeşim..." Dedi.

" Benimle evlen...
Kâğıt üstünde değil gerçekten eşim ol.
Bu tatil gerçek balayımız olsun."

*********************************

Evet bölüm sonu canlarım.
Gelecek bölümde görüşmek üzere.

Loading...
0%