@azamet_29_2
|
" Doktor." Dedi Toprak adamın yakasına yapışarak. " Karım beni neden tanımıyor. Neden nefret ettiği babasını istiyor." Adam Toprak'ın yakasındaki kolları tutarak konuştu. " Hafıza kaybı." Diyebildi. " Ne? Ne dedin? " " Eşiniz hafıza kaybı yaşıyor." Toprak olduğu yerde doktorun yüzüne baka kaldı. Hızla arkasına döndü sonra. Pencerenin önünde iki eli önünde ve havada kendini korumaya çalışan kıza baktı yeniden. Korkuyla büyümüş boşluğa bakan yeşillerine yine cila çekilmişti sanki. Kızın korkan halini gören Toprak'ın kalbine bir sızı saplandı. Canı yandı. " Nasıl ya! Dedi mırıltı şeklinde çıkan sesiyle. " Yeşim." Dedi kıza doğru ağır şekilde bir adım atarak. " Yeşim... Kız duyduğu ayak sesiyle korkuyla anında bir adım daha gitti geriye doğru. " Uzak durun benden! Yaklaşmayın!" Bu söz ve hareket bu kez Toprak'ın canını öyle bir yaktı ki... Tarifi yoktu. " Babamı çağırın lütfen." Toprak bu cümle ile sonunda Kendi saçlarına asıldı sinirle. " Yeşim'im yapma. " Ne.? " Güzelim bırak yanına geleyim. Her şeyi anlatayım. Hem kolunda kanıyor. Bırak yardım edeyim. " " Hayır yaklaşmayın!" Dedi kız. Biraz daha gidince sırtında pencereyi hissetti. Toprak'ın sinirleri iyice bozulurken, doktor girdi araya. " Yeşim Hanım." Dediğinde kız boşluğa bakan gözleriyle yönünü doktorun sesine doğru döndü. " Yeşim Hanım. Beni dinleyin lütfen. Dün trafik kazası geçirerek hastanemize geldiniz. " Yalan...Söylüyorsunuz. " Yalan değil güzelim." Dedi Toprak. " Kolların bacakların acıyor olmalı. Heryerin yara bere içinde." Kız kendini dinledi bir kaç saniye. Evet kollarında ve dizlerinde sızı şeklinde acılar hissediyordu. Olabilirmiydi, gerçekten kazamı geçirmişti? Bu insanların söyledikleri doğrumuydu? Eğer doğruysa bu adamla evli olduğudamı doğruydu. Düşündü kız, hatırlamaya çalıştı. Hafızasına yüklendi, zorladı zorladı ama olmadı. Hatırlayamıyordu bir türlü. " Başımm..." Dedi acıyla. Bir eli ile ağrıyan yere bastırırken dönen başı yüzünden tutunacak yer aradı karanlığında, ama havada kalan eliyle bir anda kendini bir boşlukta hissederken yer ayaklarının altından kaydı sanki. Toprak hemen öne atıldı. Tuttuğu kız hareketsiz yığıldı kaldı kollarına. " Yeşim!" Dedi korkuyla. " Yeşim kapatma öldüğüm yeşilleri, aç gözünü. Doktor! " Hemen arkasındaki doktor anında kızın yanına geldi. Önce nabzını kontrol ederek, " Korkmayın sadece bayılmış. Yaşadığı korku ve stres yüzünden oldu muhtemelen. Toprak kızı kaldırıp yatağına bırakırken, doktor kendisi kızın kolundaki kelebeği çıkararak yerine bir bant yapıştırıp kanamayı kesti. Hande ve Çetin hâlâ kenardan olanları izliyordu. Hande'nin olanlar yüzünden yüreği ağzına gelmişti. Yeşim'in ve Toprak'ın halini üzülerek izlemişlerdi. Ama ellerinden gelen birşey yoktu. Toprak, Yeşim'in baş ucunda üzgün, elleriyle yüzünü sıvazlarken Doktor Bülent dışarıya çıkarak hemşirelerden birini çağırdı. Gelen hemşireye, " Hemşire hanım hastaya yeniden damar yolu açarak serum takalım. Birde sakinleştirici ekleyelim." " Tamam hocam. " Sonra Toprak'a bakarak, " Bir kaç saat daha dinlensin." Dedi. " Sizde eşi olarak biraz daha sakin ve sabırlı olun lütfen. " Doktor, doğru söyle. " Bugüne kadar düzelmeyen olmadı. En geç bir haftada düzeldi hastalarım. Dedikten sonra, " Kontrol için yine geleceğim. Tekrar geçmiş olsun." Diyerek çıktı doktor. " Geçmiş olsun." Dedi ve çıktı. Toprak bütün sinirini duvardan çıkarırcasına bir yumruk attı. Bir tane ve bir tane daha. Hande Toprak'ın yanına gelerek kolundan tutarken, " Kuzen yapma... " Halini görmedinmi Hande? " Gördük Toprak. " Umarım Çetin, umarım. Yoksa o Murat'ı gördüğüm ilk yerde gebettirim. O orospu çocuğunun yüzünden bütün bu olanlar. Tekken, yanımda Yeşim yokken çıksaydı karşıma. Ne yapacaksa o zaman yapsaydı. Benim yüzümden Yeşim'in canı yanıyor." Hande: " Toprak ben burdayım. " Gerek yok Hande." " Gerek var Toprak. Dedi Çetin. Toprak bir Çetin ile Hande'ye bir uyuyan kıza çevirdi gözlerini. " Sadece yarım saat güzelim. Geri çekildi Toprak, bu kez anlından öptü. Sonrada Hande'ye, " Yanından ayrılma." Diyerek Çetin ile birlikte odadan çıktı. İki adamın arkasından Hande yavaş adımlarla kızın yanına gelerek yatağın kenarına oturdu. Elini kızın hemen yanındaki elinin üzerine koydu. " Yeşim... Elini kızın elinden çekerek kucağındaki diğer elinin üzerine koydu Hande. " Toprak böyle biri değildi biliyormusun? Sevmediği babasıyla sevdiği kardeşi Nazlı arasında kaldı. Babasının yüzünde bıraktığı iz, ettiği hakaretler, tartışmalar, kavgalar.. Babası annesine olan bütün nefretini ondan ve Sırma'dan çıkardı. Derken Toprak dayanamayıp evi terk ederken Sırma sinsi planlarıyla babasının yanında kaldı sabırla. Toprak üstüne birde yüzündeki iz yüzünden sevgilisi tarafından terk edilince, daha asabi, daha sert, kavgacı, barlardan çıkmayan biri oldu. Girip çıkmadığı gece klübü kalmamıştır heralde. İstanbul'da bulunduğumuz zamanlardan birinde birgün polis aradı beni. Neden mi ben? Telefonundaki bütün numaraları silmiş sadece benim numaram kalmış. Kuzen ismiyle. Polis arayıp Toprak'ın hastaneye kaldırıldığını söylediğinde nerdeyse kalbim duracaktı. 5 adamı güzel bir benzetmiş. Bütün sinirini onlardan çıkarmış. Ne babası geldi yanına ne Sırma. Bir süre hastanede yattı. Hergün beni yanından kovmasına rağmen yanında kaldım." Hande kendi kendine güldü. " Belkide bu yüzden katlanıyordur bana ve şakalarıma. Hande'nin cümlesi açılan kapı ile yarıda kesildi. Toprak ve Çetin gelmişti. " Ne oldu. Neden erken geldiniz?" " Toprak rahat edemedi." Dedi Çetin. Hande gülümsedi. Kızın yanından kalkarken yanına doğru eğilerek, " Anladın mı nasıl değiştiğini. Dediğinde Toprak'ın bakışlarını buldu gözleri. " Bende Yeşim'le sohbet ediyordum. " Benden.?" " Eski halinden yâni." Toprak'ın kaşları çatılırken, " Öyle hemen sinirlenme kuzen. Kötü birşey demedim." Dedi kız sırıtarak. " Çetin hadi bizde gidelim. " Tamam hayatım." " Kuzen, Yeşim uyanınca bizede haber ver olurmu? " " Hande gelmenize gerek yok. " Gidin tatilinize devam edin. Zaten bir kaç gün daha kalacaktınız onuda bizimle harcadınız." Çetin: " Bunu duymamış olayım kuzen bey. Böyle bir durumda, siz buradayken eğlenecek değildik. Toprak Çetin'e bir bakış attıktan sonra elini omuza koyarak, " Sağolun, gerçekten." Hande: " Hadi kuzen biz gidiyoruz sende biraz uzan dinlen." Hande ve Çetin odadan çıkarken Toprak Yeşim'in yanına gelip yatağın kenarına oturdu. " Senin yanın olmadıktan sonra beni hangi koltuk, hangi yatak dinlendirir. Toprak elini uzatarak Yeşim'in elini tuttu. Avucunu açarak içini öptü. Sonra bir kaç günlük sakalının kapladığı yüzüne koydu. " Bir iyileş güzelim. Toprak bir süre daha kızı izledi sonra yerinden kalkarak koltuğa bıraktı kendini. Yorgun vücudu ve uykusuz gözleriyle sızdı kaldı. ***** Toprak aradan geçen bir kaç saatten sonra uyanabildi. Gözlerini açar açmaz başını yatakta uyuduğunu sandığı kıza çevirdi. Ama Yeşim uyanmış bacaklarını aşağı sarkıtmış boşluğa bakan gözleriyle sessizce yatakta oturuyor, bir yandanda parmağındaki yüzüğü çeviriyordu.. Toprak heyecanla yerinden kalkarken, " Yeşim! " Diyince kız korkuyla irkildi eli kalbinde geriye doğru. Toprak pişman, " Özür dilerim güzelim. Dedi ama devam edemedi. Yutkundu. Bir kıza birde yüzüğüyle oynayan parmaklarına baktı. Şuan deliler gibi sevdiği kıza sarılmak öpmek istiyordu ama korkacağını bildiği için yaklaşamıyordu. " Şey.. Toprak yavaş adımlarla kıza doğru tedirgin yürürken, " Nasılsın? Kız başını iki yana salladı. " Evet. Dedi üzgün. " Uyandığımdan beri bunu düşünüyorum. Kafamın içinde kesik kesik anılar ve duygular, kulaklarımda tekrar eden cümleler var. Biz gerçekten evlimiyiz? " Dedi elindeki yüzükle oynamaya devam ederken. Toprak'ın omuzları düştü. " Hı hı.. " Diyebildi cam yeşili gözlerde dolaşırken. " Ne zamandan beri evliyiz." " Hem bir aydan fazla oldu. " Nasıl yani? " " Nasıl desem, biraz karışık. Şimdi anlatmak zor olacak. Kafan daha çok karışabilir. Ama gerçekten evliyiz. Bana inan. İstersen arayayım Şeyma ile konuş. O geveze avukat arkadaşın sana anlatabilir. " Kız dudağının kenarında kırık bir gülümseme ile, " Şeyma'yı tanıyorsun." Dedi. " Evet. Kız Şeyma'dan başka kimseye bahsetmediği farklı şekildede olsa görebildiğini Toprak'tan duyunca şaşırdı. Sonra rüyasında görerek uyandığı duyguyu ve şekli teyit etmek için, " Şey bana yaklaşırmısın.? " Dedi. " Elini açıp havaya kaldırır mısın? " Toprak sağ elini açarak avuç içini kıza çevirdi. Kız da aynı şeyi yapınca Toprak avucunu kızın avucuna kapadı. Yeşim sağ eli ile Toprak'ın sağ bileğini tutarken sol elini Toprak'ın sağ avucunda gezdirdi, açtı kapattı. " Ellerin çok büyük." Dedi Yeşim. " Seninkiler küçük. " Dedi Toprak. " Hayır seninkiler büyük. " Dedi kız yine. " Tıpkı... Kız ellerini çekerek karşısındaki adamın yüzüne doğru uzanınca Toprak biraz öne eğildi. Yeşim'in elleri Toprak'ın yüzüne değdiği anda adamın içinde bir ateş harlandı. 1 günde bile ne kadar özlediğini bir kez daha hissetti. Gözleri kapalı öylece bekledi. Yeşim'in elleri Toprak'ın yüzünde dolaşmaya başladığında kaşlarına, kirpiklerine, sakallarına dokundu. O anda açtı gözlerini Toprak. Yeşim'in vereceği tepkiden korktu. " Yüzünde en az kalbin kadar güzel." Dedi gülümsemeye çalışarak. " Hatırlayamadıklarım var." Şuan ağlıyor olsada Toprak Yeşim'in az bile olsa bir şeyler hatırlamasına gerçekten memnun olmuştu. İçine su serpilmiş biraz olsun rahatlamıştı. Kızın kollarını belinden ayırıp boynuna doladı. Kol altlarından tutup tek hamlede kucaklayarak kaldırdı. Yatağa otururken kızıda bacakları iki yanda bacaklarının üzerine oturtarak çenesi kızın başının üzerinde kollarını sırtına doladı. Sıkıca sarılırken, " Şşiitt. İlk uyandığında uzak dur benden dedinya. Ben orda öleceğimi sandım. Kız yüzü Toprak'ın boynunda ağlamaya devam ederken Toprak kızı biraz uzaklaştırarak ağlayan gözlerine baktı. Ağlama artık derken sırayla öptü gözlerinden. Sonrada dudaklarına bir buğse bıraktı. " Bunuda hatırladım." Dedi kız gülümseyerek. Toprak önce gülümsedi sonra Yeşim'in boynuna dayadı burnunu derin bir nefes çekti. " 1 gün bana bir ömür gibi geldi güzelim." " Toprak... Bir karavanımız var değilmi? Karavanımıza gidelim lütfen." Dedi aklına gelen kesik, kesik anılarla. " Evet güzelim var. Toprak ayağa kalkarak yatağa dönerek kızı üzerine bıraktı. " Ben doktoru çağırıp geliyorum. " " Tamam." Bir kaç dakika kadar sonra kapı sesiyle kapıya doğru döndü kız. " Toprak..." " Biziz güzelim." Doktor kıza doğru gelirken, " Yeşim hanım, nasılsınız? " Hayır tek sıkıntım hatırlayamadığım şeyler. Başka bir rahatsızlık hissetmiyorum." " Güzel. " Tamam doktor bey, herşey için çok teşekkürler." Doktorun arkasından Toprak, ve Yeşim hazırlanarak odadan ayrıldılar. Çıkış işlemlerinide hallettikten sonra hastaneden çıkıp duraktan bir taksiye binerek karavanlarının olduğu gizli bahçe parkına doğru yola çıktılar. Yol boyunca Toprak'ın kolu sürekli Yeşim'in beline sarılıydı. Bir süre sonra karavanlarına geldiklerinde Toprak önden inerek Yeşim'in inmesine yardım etti. Taksinin ücretini ödeyerek yolladıktan sonra birlikte karavanın yanına geldiler. Toprak karavanın büyük kapısını açarak Yeşim'in içeriye girerek merdivenleri çıkmasına yardım etti. Orta bölümdeki koltuğa oturtarak yanına oturdu. " Nasılsın? " Yok iyiyim. Bi duş almak istiyorum. " " Tamam güzelim. " Olur. " Toprak hâlâ görüşü karanlık olan kızı banyo bölümüne getirerek içeriye girmesine yardım etti. " Başına dikkat et dolaba çarpma." Diyerek uyardı yine. Yeşim duştayken Toprak'ta yemek istedi kendi restoranlarından. " Temizlik gibisi yok. Bu duş gerçekten rahatlattı." Dedi memnun bir yüz ifadesiyle. " Gel sana yardım edeyim." Kızı yatağa oturtarak dolaptan aldığı küçük havlu ile saçlarını elleriyle kurulamaya başladı. " Toprak." " Söyle güzelim." " Duştayken. " Öylemi, çok iyi. Kız havlunun altından başını kaldırarak Toprak'a doğru çevirdi yüzünü. Dağınık saçlarının arasında kalan cam yeşilleriyle boşluğa bakarken, " Nikah günümüzü. " Dedi kız yanakları kızararak. Toprak gülümsedi. Kıza doğru eğildi. " Bunu hatırladıysan gerisinin bir önemi yok." Diyerek dudaklarından bir kez daha öptü aşkla. Toprak Yeşim'in dudaklarından zar zor ayrılıp kapıya geldi. Yemekler gelmişti. Gelen paketleri alarak yemeğin ücretini ve bahşişi verip adamı yolladı. Toprak masayı hazırlarken Yeşim'de giyinip gelmişti. Birlikte yedikleri akşam yemeğinde Toprak Yeşim'in hâlâ hatırlayamadığı kaza anını anlattı. Kız önceki şeyleri arka arkaya hatırlamaya devam ederken kaza ile ilgili hiç bir şey hatırlamıyordu. O anın şoku ve korkusuyla silinen o anıyı , " Hiç hatırlamasanda olur." Dedi Toprak. " Erken yatalım. Kızı yatağa yatırarak kendide hızlı bir duş alarak çıktı Toprak. İki gündür sıcak olmasına rağmen hastane yüzünden duş alamamıştı. Duştan çıktığında en az Yeşim kadar rahatlamış hissetti. " Uyu güzelim... İkiside yorgun olan bedenlerine ve ruhlarına uyum sağlayarak gözlerini kapattılar. Sabah olduğunda ilk uyanan Yeşim oldu. Bir kolu ve bir bacağı yine Toprak'ın üzerindeydi. Ama umursamadı bu kez. Yanındaki adam artık nikahlı eşiydi. Utanmasına gerek yoktu. Bir süre daha öylece yattı. Bir süre sonrada gözleri kapalı şekilde sırt üstü dönerek kollarını yukarı doğru kaldırıp gerindi. Ne yapacağını nasıl tepki vereceğini bilemedi oda bölümünün tavan penceresine bakarken. " Yeşim! " Dedi korkuyla. Yeşim'in elleri dudaklarında gözleri tavana asılı ağlıyordu. " Yeşim. Yeşim'im güzelim ne oldu neden..." Dedi eli yanağında. " Toprak." Dedi kız. " Gü- Güneşş... Işığı. " Ellerini gözlerine bastıracak ovaladı kız. " Görüyorum." Dedi sildiği göz yaşlarının yerine yenileri dolarken. |
0% |