@azamet_29_2
|
" Toprak." Dedi kız. " Gü- Güneşş... Işığı. " Ellerini gözlerine bastırarak ovaladı kız. " Görüyorum." Dedi sildiği göz yaşlarının yerine yenileri dolarken. " Güneş ışığını görüyorum Toprak! " Toprak kızın ne dediğini sindirmeye çalışırken kız heyecanla yerinden fırlayarak gözleri tavanda yataktan kalktı. Aynı anda dönen başıyla elleri gözlerinde gerisin geri düşerek sırtını arkasındaki dolaba çarparak olduğu yere düştü. " Yeşim! " Toprak korkuyla anında yatağın üzerinden geçip Yeşim'in yanına gelerek diz çöktü. " İyimisin güzelim? Kız eli alnında, " Ba- başım dönüyor. Yeşim'in bugüne kadar körlüğüne uyum sağlayan beyni ve dengesi bulanıkta olsa yeni görüşü yüzünden dengesini sağlayamıyordu. Buda baş dönmesi ve mide bulantısına sebep olmuştu. Toprak elini kızın gözlerinin üzerine kapattı. " Tamam güzelim önce bi sakinleş. Derin nefes al." Kız Toprak'ın dediğini yaparak derin, derin bir kaç nefes aldı. Baş dönmesi yavaşladı. Bulantısı geçerken, elleriyle Toprak'ın kolundan tuttu. " Toprak." Dedi ağlayarak. " Gördüm. " İnanıyorum güzelim. " Tamam." Dedi kız başını sallayarak. Toprak elini çekerek Yeşim'i yerden kaldırıp yatağın kenarına oturttu. " Şimdi yavaşça gözlerini aç." Kız yine dediğini yaparak gözlerini yavaşça açtı. " Yine görebiliyor musun? " Yeşim'in açılan göz kapaklarıyla ışığa kavuşan göz bebekleri karşısındaki adama bakarken Toprak'ın gözleride kızın göz bebeklerindeydi. Dikkatle baktı cam yeşillerinin ortasındaki siyaha. Toprak gördüğü göz bebekleriyle sevinç ve şaşkınlıkla bakarken Yeşim'in gözleri doldu doldu boşaldı. " Toprak..." Dedi ellerini adamın yüzüne doğru uzatarak avuçlarının arasına aldı. " Toprak." Dedi tekrar. Kaşlarında gözlerinde uzayan sakallarında gezdi elleri. Parmakları adamın dudaklarında gezdi. Yüzündeki yarada gezdi. " Seni... Dediğinden gözlerinden bir dalga daha boşaldı yanaklarına doğru. " Net değil. Derken akın akın geldi göz yaşları bu kez. **Toprak.... Bir kaç dakika bile olsa seni görebilmeyi çok isterdim. Söylediği bu sözler geldi aklına. Sevdiği, görmeden aşık olduğu adama sarıldı. Yüzünü adamın boynuna gömerek ağlamaya devam etti. Toprak kollarının arasındanki mutluluktan ağlayan kıza sıkıca sarıldı. " Şşiitt. " Hadi önce bir sakinleş güzelim." Derken kızın kollarını boynundan indirip geriye çekildi. Yeşim'in yüzünü avuçlarının arasına alarak baş parmaklarıyla akan gözyaşlarını sildikten sonra sırayla iki gözünden, sonrada dudaklarından öptü. " Şimdi hemen hastane gidiyoruz. " Tamam." Dedi kız, heyecandan titreyen sesiyle. " Toprak ben... Yeşim'in gözlerinden yaşlar tekrar firar ederken Toprak'ın yüzü güldü. " Hadi kalk güzelim. Üzerimizi giyip çıkalım." " Tamam." Dedi kız gözlerini elleriyle silerek kapatırken. " Toprak." " Efendim." " Hastaneye nasıl gideceğiz. Motor kazadan sonra çalışıyormu. " Toprak anlık durdu. " Güzelim motor bizde değil taksi çağırmakta zaman kaybettirir. " " Peki ne yapacağız? " " Daha iyi fikrim var. Kız şaşırsada doğruydu. Gerçi koca aracı trafikten geçirip hastane parkına sokmak zor olacaktı ama en iyi seçecekti yinede. " Sonrada emniyetten motoru alırız." Bir süre sonra Toprak ve Yeşim giyinerek ön koltuklara oturdular. Toprak karavanı yavaş yavaş park alanından çıkararak çevre yolundan şehir merkezine doğru kırdı direksiyonu. 1 saat kadar sonra büyük karavan dün ayrıldıkları hastanenin önünde yol kenarına parketti. Aracın kapılarını kilitledikden sonra Yeşim'i yanına çekerek kolunu arkasından beline sardı. Doktor Yeşim'in hikâyesini dinlemiş. Sonrada kızı muayeneye geçmişti. Son model cihazlarla yaptığı incelemeden sonra kızın görüşünü onayladı. Yıllar sonra kızın görme yetisi yerine gelmiş bulanıkta olsa görmeye başlamıştı. Bu barizdi. Doktor koltuğuna oturup karşısında oturan Yeşim ve Toprak'a bakarak, " Evet Yeşim Hanım. Kız çocuk gibi ellerini çırptı. Sevinçten parlarken yeşillerine yine cila çekildi. Heyecan ve sevinçten hızlanan kalbi ile yaşlar hücum etti gözlerine. Doktor, " Doktor bey, bundan sonra ne yapmamız gerekiyor. " Dedi Toprak. " Öncelikle gözlerinizi yormayın, birşeyleri seçebilmek veya net görebilmek için zorlamayın. Derken elindeki küçük kağıda ilacın reçete şifresini yazdı. " Tamam doktor bey. " " Birde uzun zamandır göremediğiniz için görme bozukluğunuz varmı yokmu anlamamız lazım. Toprak: " Yalnız doktor bey biz tatil için buradaydık ve İstanbul'a döneceğiz." " Hmm.. " Olur. Teşekkürler." Toprak ve Yeşim kartvizitide alarak doktorun yanından ayrılırlarken Yeşim'in yüzü gibi gözleride gülüyordu. Toprak yine kolunu arkadan Yeşim'in beline dolayarak kendine bastırdı kızı. " Senin adına çok sevindim güzelim." Dedi şakağına güzel bir öpücük bırakırken. Yeşim kollarını Toprak'a sararken başını adama yasladı. Toprak: " Bunu kutlamalıyız. Bugün ne yapmak istersen onu yapalım. " Tamam." Dedi Yeşim ellerini çırparak. Yüzünde güller açıyordu gülerken. Birlikte binadan çıkana kadar Yeşim gördüğü herşeye bakarak, inceleyerek yürüdü. Sanki yeni doğmuş bir bebek gibi her nesneye yanından geçen her insana çocuğa ilgiyle bakıyor görmeye, sindirmeye, aklına kazımaya çalışıyordu. Bunu yaparkende gülümsüyordu. Bu yüzdende yavaş adımlarla yürüyordu farkında olmadan. Toprak Yeşim'in halini gülümseyerek izlerken ağır adımlarla yürüyüşüne uyum sağladı. Binadan çıkarak önce eczaneden damlayı aldılar. Sonra karavanın olduğu yere geldiler. Bu süre içinde Yeşim'in gözleri sürekli kendi etrafında döndü durdu. Sanki başka bir boyuta geçmiş gibiydi hali. Görüşü sabaha göre biraz daha netleşmiş görmeye başlamanın tadını çıkarıyordu. Görebildiği karavanın içinde gezdirdi gözlerini. Mutfak bölümü, dolaplar, masa, koltuk arkadaki yatak odası. Herşeye tane tane göz gezdirdi. Tebessüm etti gözleri yine dolarken. " Çok güzelmiş.. " Bu arada Toprak'ta kapıyı kapatıp kızın yanına çıktı. " Güzelim iyimisin? " Dedikten sonra yerinde doğruldu. " Görüntü dahada netleşiyor, sabahki bulanıklık kalkıyor. " Derken yavaşça arkasını döndü. Karşısında ilgiyle ona bakan adama doğru başını kaldırarak baktı gülümseyerek. " Daha uzun ve daha yakışıklılıymışsın." Adam kızın gözlerinde gezdi bir tur. " Yüzümdeki ize rağmen mi? " Dedi durgun. " Evet, ize rağmen." Derken, kızın gözleri aşkla baktığı orman yeşillerinden yüzündeki ize doğru kaydı. Yeşim Toprak'ın yüzündeki yara izinin üzerine bastırdı dudaklarını. Toprak'ın gözleri bu kezde kendiliğinden kapandı hissettiği sıcak dudaklarla. Yeniden açıldığında cam yeşillere saplandı bakışları. " Bu dünyadaki en yakışıklı erkek benim kocam. Hem ben önce senin kalbine ve ruhuna aşık oldum. " Dedi kız birazda çekingen. Toprak alnını kızın alnına dayarken, " Bu evrendeki en güzel kadın ise benim karım." Dedi. Sonrada kızın kulağına doğru kavis aldı dudakları. " Yeşim'im bence gidelim artık. Yoksa kahvaltının yerini sen alacaksın." Diyince kız kızararak bakışları önünde, ellerini adamın boynundan çekip arkasına alarak geri çekildi. Toprak gülümseyerek bakarken, kol altlarında tutarak masadan indirdi. "Hadi geç yerinede gidelim." Kız görebilsede, ilerlerken Toprak kolundan tutarak yardım etti. " Yakında tamamen görebileceksin." " İnşallah." Dedi kız. " Artık sana yük olmayacağım. Kimseye yük olmayacağım." Toprak durdu, kaşları çatıldı. " Sakın birdaha böyle söyleme. Kız başını kaldırıp Toprak'a bakarak sıkıca sarıldı. " Toprak, teşekkür ederim. Hayatıma girdiğin için, beni sevdiğin ve beni bırakmadığın için çok teşekkür ederim. İyiki o gün sana çarpmışım. İyiki teklifimi kabul etmişsin." Sessiz geçen bir kaç sahiden sonra. " Hadi güzelim gidelim yoksa yine yeşillerine cila çekeceksin." Kız gülümseyerek sildi gözlerini. " Önce motoru alalım sonra kahvaltı için bizim yere gidelim." " Tamam." Bir süre yol aldıktan sonra geldikleri emniyetin önünde durdular. Toprak emniyet binasına giderek işlemleri halledip motoru alırken Yeşim karavanda kaldı. Yeşim, " Motor ne durumda? " " Maalesef kullanılacak halde değil. Dönüşte servise yollarım. " Dedi trafikte ilerlerken. " O kazadan sağ çıktığımıza şükredelim. Boynumuzda kırılabilirdi." Derken Toprak'ın aklına Murat geldi. " Toprak." " Efendim." " Kahvaltıya Hande ve Çetin'i de çağırsak olurmu? Toprak kıza bir bakış atarak, " Eminmisin o iki çatlağı görmek istediğine? " " Evet. " Dedi kız sırıtarak. " Ben Hande'yi çok sevdim. Keşke İstanbul'da olsalardı. Sahi onlar nerde yaşıyordu." " Çetin'in çalıştığı şirket Ankara'da, onlarda orada yaşıyorlar. " Çağıralım o halde." Toprak bir yandan yolu izlerken bir yandan telefonunu çıkararak Hande'yi aradı. Bu arada telefon 4.cü kez çaldı ve açıldı. " Alo. Kuzen. " Yok. " Tamaam. " Biz yoldayız bizim restoranta gidiyoruz. Sizde oraya gelin." Hande, " Tamam orda görüşürüz." Hande ve Çetin mekana geldiklerinde büyük karavanı restoranın park alanında görünce şaşırdılar Hande ve Çetin mekana geldiklerinde büyük karavanı restoranın park alanında görünce şaşırdılar. Çetin: " Doğruya motor pert oluşmuştu. " Keşke aklımıza daha önce gelseydide onlarıda almayı teklif etseydik Çetin." " Artık çok geç hayatım. Bu arada garsonlar masayı hazırlarken Toprak ve Yeşim'de teras korkuluğun önünde denizi izliyorlardı. Yeşim ilk kez gördüğü bu eşsiz manzaraya hayran hayran bakarak görebilmenin tadını çıkarıyordu. " Toprak burası harika, olağan üstü bir yer. Çok çok güzel bir manzarası var." Başını gökyüzüne çevirdi kız. " Toprak..." Geldikleri andan itibaren kızın hayran hayran neşeyle etrafına bakan hallerini izleyen Toprak, " Efendim.." Dedi. " Biliyormusun, görebilen insanlar bu nimetin kiymetini yeteri kadar bilmiyorlar. Gözlerini kocaman açarak gökyüzüne baktı. " Şükürler olsun Allah'ım." " İlk fırsatta yetimleri sevindireceğim." Toprak kıza bakarken Hande ve Çetin de içeri girmiş terasa gelmişlerdi. " Hu huu... Dedi Hande terasa gelerek masaya doğru yürürken. " Bakıyorum manzaranın tadını çıkarıyorsunuz." " Evet." Dedi arkasını dönen Yeşim sevinçle. Hande gördüğü çizgilerden çok farklı ve güzeldi. Çetin'de Toprak kadar olmasada gayet yakışıklı biriydi. " Toprak keşke önceden söyleseydiniz sizide alırdık. Koca karavanı çıkarmışsın." " Sabah alel acele hastaneye çıkınca burayada karavanla geldik. Akşamada başka yere çekeceğim. " " Hastanemi neden? " Yeşim'e baktı ikili. " Yeşim iyimisin? Bir rahatsızlığın yok değilmi? " Kız hâlâ Hande ve Çetin'e bakıyordu. " Yok. Dedi gülumseyerek herkesle birlikte masaya otururlarken. " İnanılmaz bir şey oldu. Aslında bir mucize. Kazadan sonra görmeye başladım! " Dediği anda Hende'den bir çığlık koptu. O kadarki restorandakiler korkuyla kıza baktılar. " Ne? Ciddimisin? " Doktor geçirdiğim beyin sarsıntısı göz sinirlerimi olumlu şekilde etkilemiş dedi. Küçükkende geçirdiğim bir trafik kazasından sonra kör olmuştum. Şimdi ise tam tersi olmuş. " Hande ellerini çırparak, " Bu inanılmaz! " Diyerek yerinden kalktığı gibi Yeşim'in yanına gelerek sıkıca sarıldı. " Senin adına çok sevindim canım. Dedi kız gülerek. Sonrada Toprak'ın yanına gelerek omuzuna bir yumruk atarak, " Seninde gözün aydın kuzen. " Dedikten sonra sandalyesine döndü Hande. " Sen şimdi gerçekten bizim gibi görebiliyormusun? " " Tam değil hâlâ bulanıklık var tabi." " Olsun yinede hediyemi görebileceksin." " Hediyemi, ne hediyesi? " " Sana küçük bir hediye aldım Yeşim. Benden, yani bizden hatıra olarak." " Hiç gerek yoktu Hande. Neden zahmet ettin." " Şey... Diyerek cebinden bir hediye paketi, pakettende bir bileklik çıkardı Hande. " Gözlerinlede uyumlu Hande elindeki bilgeliği uzanıp kızın bileğine geçirdi. Yeşim şaşkın bakarken, biraz bulanık görsede bikekliğin güzelliğini algılayabilmişti. " Ben... " Arkadaşlığını ver olmaz mı? " Dedi Hande pat diye bir yandanda gülümserken. Yeşim'in gözleri yine cilâlanırken ayağa kalkarak kıza sarıldı. " Çok teşekkür ederim... " Evet oldu, işte bu kadar. " Ne haberi? " " Bunuda sen söyle Çetin." Çetin: " Kuzen bey dönüşte İstanbul'a yerleşiyoruz. Terfi alarak İstanbul'daki şirkete geçtik. " " Öylemi sevindim. Tebrikler." " Teşekkürler kuzen bey." " Artık dönüştede görüşebiliriz yeni arkadaşımla, öyle değilmi Yeşim. " " Tabiki çok mutlu olurum. " ***** Hayatımın en, en, en, güzel, mutlu ve heyecanlı gününü geçirmiştim bugün. İlk şoku atlattıktan sonra Toprak ile birlikte tekrar hastaneye gittik. Göz doktoruna nasıl kör olduğumdan başlayarak bu sabah nasıl uyandığımda dahil her şeyi anlattım. " Güzelim geldik." Başımı kaldırıp geldiğimiz yere baktım. Merkezin dışınsa sahile yakın yüksek bir yerde deniz manzaralı bir noktada durmuştuk. Gerçi şuan nerdeyse tamamen karanlık olmuştu ama denizin kokusu açık camlardan geliyordu. " Bu gece burda konaklayacağız." " Olur." Yemek yiyip çıkmıştık yola. " Çay içelim mi. Ben yapacağım. " Dedim. " Olur. " Dedi Toprak. Koltuktan kalkarak mutfak kısmına geldik. Toprak koltuğa otururken bende dolaptan çaycıyı çıkararak su ile doldurup pirize taktım. Su ısınırken dolaptan bardakları indirdim. " Görerek bir şeyler yapabilmek meğer ne kadarda kolay ve güzelmiş." Söylediğim cümleyle Toprak yerinden kalkıp yanıma gelerek durdu. Kollarını bana dolayarak beni kendine çevirdi. " Çaydan vazgeçtim. Derken yatak odası bölümüne gelmiştik çoktan. Sonra dudakları tekrar dudaklarıma oradan ayrılarak önce yanaklarıma sonra boynuma oradan da yavaş yavaş aşağılara doğru ilerledi. " Yeşilim. Yeşil gözlüm. Ruhum, diğer yarım. En güzel gecelerimin sahibi. ********************************* Eveeet bölüm sonu canlarım Beğeni ve yorumlar itina ile alınır. |
0% |