@azamet_29_2
|
Selam canlarım. Okuyorsanız lütfen oylayın ve satır arası yorumlar bırakın. Ki hem ben kendimi geliştireyim hem başka okuyucularımızada ulaşsın hikayemiz. Keyifli okumalar diliyorum. **************************** " Tamam." Dedi. " Kabul. " Ha şöyle. Yola gel. " " Kütüksün işte ne olacak.! Kütük! " Toprak hızla yerinden kalkarak Yeşim'in yanına geldi. " Şşitt. " Kağıt üstünde o bir kere." " Kimliğini ver hemen. Kız hemen cebinden cüzdanını ve kimliğini çıkarıp Toprak'a verdi. "Doğu! " " Buyur abi." " Gidiyoruz. " "Nereye?" " Nikah dairesine. " " Hemen mi? " " İzin verirsen hemen." " Estafurullah abi." " Yürü lan yürü. Toprak kapının önüne geldiğinde geriye döndü. " Biz gelene kadar bu kapıdan çıkmayacaksın. Bu evden sadece benim ve ablamın haberi var. Kimse seni burda aramaz." "Tamam. " 1-2 saate burda olurum. " " Tamam." Toprak ve Doğu hızla evden çıkıp kapıyı kızın üzerinden kilitledi. Doğruydu. Babası onu o adama sattıysa Yeşim'in de yaptığı doğruydu. Sadece 1 yıl. Haziran'ın 25 idi bugün. Gelecek Haziran'da Cüneyt ile birlikte burdan gidecekti. Derin bir nefes alarak yavaş adımlarla salona döndü. Midesinden gelen seslerle kendine geldi. Sabahtan bu yana bir şey yememişti. Elini kolundaki saate uzattı. Akrep ve yelkovanın dışta çalıştığı özel saate dokundu. " Saat 13:10 " Dedi. " Kızarsa kızan yeri için buz da vardır heralde." Dedi sırıtarak. Yavaşça ayağa kalktı. Ağır adımlarla salondan çıkarak hâlâ yabancı olduğu evi tanımaya ve yolunu bulmaya çalıştı. Silik gördüğü çizgiler yabancı yerlerde daha da silikleşiyordu. Kapının önünde durdu önce. Kendi evi 2 katlı villa tipiydi. Zihnindeki tek ev kendi eviydi. Başka bir evde hiç bulunmamıştı. Arkadaşı Şeyma'ın hariç. Bir dairede mutfak nerde olur diye düşündü. Doğu'nun mutfaktayım diyişi geldi aklına. Ses yakından gelmişti. İçindeki hisse güvenip sola döndü. Silik görüntülerinde yardımı ile buzdolabını farkedince, " Bingoo." Dedi gülümseyerek. Dolabın kapağını açarak içindeki rafları görmeye çalıştı ama olmadı. Buzdolabının siluetini görebilsede içini detaylandıramıyordu. Eski usül eliyle yoklama yoluna giderek rafları dolaştı. İlk rafa baktı önce. Küçük kapaklı kapları tek tek kontrol etti. " Peynir, zeytin. Imm. Bu kavanoz reçel olsa gerek. Başkaa..." Dedi. "Büyük bir kase." Diyerek içine dokundu. " Meyve sanırım. Dokunduğu eliyle, " Yaz meyvesi çilek. Güzel! " Dedi. Kaseyi alarak geri çekilip kapıyı kapattı. Buzdolabı tezgahın yanında olmalı diye düşünerek yan tarafa bakındı. Bulduğu tezgâhta musluğa gelerek elindeki kaseyi suyun altına tutup gelişi güzel yıkadı çilekleri ve süzdü. Sonrada elindeki kasedeki çilekleri yiyerek mutfaktan çıkıp evin içini gezmeye karar verdi. Sanırım 1 yıl bu evde kalacağım. O yüzden gezmemin sakıncası olmaz bence. Sonuçta özeline girmeyeceğim. Diyerek odaları bir bir dolaşmaya başladı. Hem çilekleri yiyor hem ağır adımlarla yürüyordu. Odalar büyük ve aydınlıktı bu yüzden gördüğü karanlıktaki hatları daha rahat algılıyordu. Burası salon, zaten biliyordu. Hemen Sonra koridorun sonundaki odaya gelerek açık kapıdan girdi. " Burası benim uyandığım oda. Diyerek balkon kapısına yöneldi. Açarak dışarıya adımladı. " Kaçıncı kat acaba? " Elini balkon demirlerinde gezdirerek yangın merdivenine ilerledi. " Yangın merdiveni var. Diyerek gözlerini kapattı. Rüzgarı ve kokuları algılamak istedi. Mis gibi oksijen ve ılık bir rüzgar. " Bence orta katlarda." Dedi tahmincilik oynayarak ve içeri girdi. Odadan koridora çıktı tekrar. " Tuvalet ve banyo olmalı." Sonrada koridor sonunda vestiyeri buldu. " Burası 2+1 lüks bir daire sanırım." Dedi ve tekrar salona döndü. "Tam bir bekar evi." Elindeki çilekleri ortadaki sehbaya bıraktı. Kolundaki saate tekrar dokundu. 14:00. Dedi. ***** " Duydun Caner Hisarlı. Adam sinirle vurdu masaya. " Yalan mı söylüyorum lan ben! Sezai Karakoç... Yoksa cümle aleme rezil ederim senide, şirketinide, oğlunuda. Dedi adam bir kez daha masayı yumruklayarak. Odadaki kız birden adamın önüne geçti. " Siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Hemen çıkın burdan. Yoksa polis çağırır silahlarla ofisi bastığınızı söylerim." Caner sinirle baktı kıza. Yerinde doğruldu. "Son kez söylüyorum!" Dedi adam, işaret parmağını kızın ve babasının arasında gezdirerek. " 1 saat." Sonrada arkasını dönüp ofisten çıkarken Sezai sinirle kendini koltuğa bıraktığında Sırma Caner'in peşinden çıktı. " Sakin olun." Dedi kız eli havada. " Caner bey kusura bakmayın. Size öyle davrandığım için. " Ne.?" " Evet size yardım edebilirim. Diyerek adamı asansöre iterken etrafını kolladı ve adamlarla beraber asansöre bindi Sırma. "Ne yaptığını sanıyorsun sen? " " Caner bey öncelikle bu aramızda kalsın lütfen. " Nerde!" Dedi adam kızın yakasına yapışarak. " Çabuk söyle!" " Önce bir şartım var. " Dedi kız adamın ellerini yakasından çekerek. " Bu meseleyi sessiz sedasız kapatacaksınız. Ve o kör kızınıda bugün evlendirip bu şehirden postalayacaksın." " Senin ne çıkarın var." Dedi adam gözlerini kısarak. " Orası beni ilgilendirir. Kabul mü.?" " Tamam. " Hemen gidelim. Ama önce bir konuşma yapmalıyım. " Asansörden indiklerinde Sırma telefonunu çıkarıp Toprak'ı aradı. Telefonu açan Toprak, " Ne var Sırma.?" " Toprak nerdesin. Ne bu olanlar? " " Neymiş? " " Adamlar geldiler bağırıp çağırdılar gittiler." " Banane. O sırada Sırma dışardan gelen trafik ve korna seslerini duyduğunda, "İyi be tamam. " Diyerek kapattı. Adam Sırma'ya baktı. " Ne halt çeviriyorsunuz lan!" Sırma adamın koluna yapışıp, " Vaktimiz az hemen gidelim. " Diyerek adamı çekiştirdi. Sırma'nın niyeti Toprak'ın evlenmesini engelleyerek şirketin başına geçmesini önlemekti. " Adam kıza bakarak nerde kızım söyle artık." " Toprak'ın evinde olmalı. " Adam dişlerini sıkarak. " Ulannn! Seni şerefsiz piç kurusu. " " Caner bey lütfen." 20 dakika sonra araba lüks sitenin bahçesinin önünde durdu. Sırma sayesinde güvenlikten geçerek binaya giriş yaptılar. Sırma şifreyi bildiği için çekinmeden bastı tuşlara. Kapı açıldı. ***** Yeşim açılan kilit sesiyle yerinden kalktı. " Çabuk geldin. Dedi kız salondan çıkarak. Toprak'ın geldiğini sanıyordu. Kapıya yöneldi sonra. Ezbere bildiği sluetleri anında tanımıştı. " Olamaz!" Dedi. Kimdi, nasıl biliyordu burda olduğunu? Babası olacak adam kızı gördüğü anda hırsla daldı içeri. İlk yaptığı, Yeşim'e öfke yüklü bir tokat atmak oldu. Kız yediği tokatla sendeleyerek kendini yerde buldu. " Seni kör köpek. Gebertirim seni lan!" Dedi bir kez daha vurarak. " Namusunu parayla satan adam söylüyor bunu. Duyduklarıyla deliye dönen adam ayağa kalktı. Yerde yatan kıza hiç acımadan bir tekme attı. Sonra bir tane daha. Kız dişlerini sıktı sadece. Hayatında ilk kez canı bu kadar yanmış nefesi kesilmişti. Duvarın dibinde iki büklüm yatan kıza baktı adam. " Doğru eve. Kız zorlukla kalktı yerinden. Duvara yaslandı. Sonra kesik kesik aldığı nefesle, " O. Dedi. Sonrada hızla adamı ittirip misafir odasına kaçtı. Kapıyı arkadan kilitleyerek balkona yöneldi. Kaç kattı bilmesede önemi yoktu. Etrafa baktı gelişi güzel. Yine koşarak kaçmaya başladı bahçe kapısına doğru. " Asla dönmeyeceğim. Dedi kendi kendine. " Korku." Dedi. " Korkunca oluyor. Ama aldırmadı. " O domuzla ölsemde evlenmem." Dedi caddeye fırlatarak. Hiç bir şey göremiyordu artık, yinede durmadı. Şehmuz'un, "Yeşiiimmm!" Diye bağırışı çınladı kulaklarında. Yerde sürüklenen bedeniyle sırtındaki acıyı hissetti. Sonrası karanlıktan çıkıp başka bir karanlığa geçiş. ***** Şehmuz koşarak geldi kızın yanına. " Yeşim..." Dedi belli belirsiz. Kızın önüne atladığı araç kıza çarpmış Yeşim yerde sırt üstü cansız öylece yatıyordu. Başı yana düşmüş burnundan ve alnından kan sızıyordu. Şehmuz kendine gelerek hemen kızın yanına çöktü. İnce boynuna dayadı parmaklarını. Duyduğu nabızla, " Şükür yaşıyor. " Dedi. Şöför arabadan inerek elleri saçlarında korkuyla, " Valla görmedim. Önüme atladı birden." Diye ver yansın ederken arkadan Caner ve Kemal geldi. " Hassiktir. Dedi babası olacak Caner. " Ne bakıyorsunuz lan! Çabuk hastaneye götürelim, çabuk! " Kemal koşarak arabaya binip çalıştırırken Şehmuz ve Caner kızı kucakladığı gibi arabaya koştu. Kemal gazı kökledi. En yakın hastaneye doğru yola çıktılar. 20 dakikada geldiler özel hastane aciline. Şehmuz kızı kucakladığı gibi hızlı adımlarla girdi binaya. " Doktor!" Diye bağırdı odaya girerken. " Görme özürlü. Araba çarptı. " Diyebildi sadece. Önce MR istedi başını çarpmasından dolayı. Kızı apar topar MR katına indirip görüntü aldılar. Sonra geri gelen kızın önce alnına pansuman yapıp dikiş attı ve bandaj yapıldı. Burnundan sızan kan temizlendi. Kızı yan üstü yatırıp sırtındaki sıyrıklara pansuman yaptı ve özel odaya çıkardılar. Aradan 2 saatten fazla geçti. Özel odada Yeşim, babası Caner, evleneceği adam ve doktor vardı. Caner yatakta sessizce ağlayan kıza bakarak ağzına geleni sayarken. Doktor, " Endişe edecek birşey yok hafif atlatmış kazayı" Dedi. " MR temiz. İç kanama riski yok." Dedi. " Bir kaç saat sonra isterseniz çıkabilirsiniz." Dedi. Aklınca babayı sakinleştirdi kadın doktor. Ama adamın derdi başkaydı. "Burdan çıkar çıkmaz kocanın evine gidiyorsun. Yeşim hiç bir şey söylemedi. Konuşmadı. Canının acıyor oluşunamı, attık hiç göremez oluşuna mı, yakalanmasınamı, yoksa şuan çakal gibi yanında bekleyen o şişko domuzla evlenecek oluşunamı ağlasın bilemedi. ***** Toprak nikah dairesinden çıkarak tekrar arabaya bindiğinde Doğu'nun yanında Sinan'ı gördü. " Senin ne işin var burda lan! " " Abi Sezai bey git bul o..." Dedi ama devam edemedi. " Bul o iti. Dedi değilmi. Doğu: "Abi Sinan gelmese diğerlerini yollardı Sezai bey. " Biliyorum o yüzden kızmıyorum. Toprak ve adamlar kısa sürede eve geldiler. " Ne işin var evimde." Dedi içeri dalarak. " Yeşim nerde? " O kör kızmı? " Babasımı. Sırma' yı süzdü bir kaç saniye. " Senmi getirdin? " İtibarını kurtardım. "Sıçtırmayın lan itibarınıza. Doğu! " " Buyur abi. " Hemen gidiyoruz. " Ölmediyse bulursun belki." Dedi Sırma. " Kız kaçarken araba çarptı." Dediğinde Toprak kocaman gözlerle baktı ablasına. " Ne? Diye bağırdı öfkeyle. " Ne oldu.?" " Kaçtı aptal kör. Sonrada araba çarptı. Hastaneye götürdü babası. Ölmezse kocasının yanına gidecek." " Eğer ona birşey olursa, önce senden başlarım Sırma! Kızı geriye fırlatıp hızla odasına koştu adam. Dolaptan aldığı silahını belinin arkasına takarak, " Doğu, Sinan. " Abi en yakın hastaneye gitmişlerdir. Önce ordan başlayalım." Hızla asansöre binerek aşağı indiler. 10 dakika sonra hastanedeydi Toprak Doğu ve Sinan. İlk iş hasta kayıt masasına giderek kızın oda numarasını buldular. Sonrada odanın olduğu kata çıkarak direk odaya yürüdü Toprak ve adamları. Kapının önündeki Kemal'i ve Şehmuz'u anında tanıdı. " Höst lan nereye dalıyorsun!" Diyen Caner'le. Önce içerdeki adamlara sonra yatakta yatan kıza baktı. Sesizce ağlayan kızın alnında bandaj vardı. Doğruydu Sırma' ın söyledikleri. Hızla kızın yanına geldi. " Yeşim." " Yeşim. İyimisin? " Kız duyduğu sesle dahada ağlamaya başladı. Toprak kızın üzerinden örtüyü çekerek, " Yaran kötümü?" Derken kız aynı anda çarşafı geri çekti üzerine. Zira kıyafeti yoktu üstünde. Pansuman için çıkarmıştı doktor. " Sırtım..." Dedi ağlayarak. Toprak eğilip sırtına baktı kızın. Boydan boya sıyrıklar vardı. " Ağlama gidiyoruz burdan." Dedi sıcak sesiyle. " Nişanlımı nereye götüreceksin lan!" Diyen adamın elini beline attığını gördüğü anda silahını belinden çıkarıp tetiğe bastı. Yeşim elleri kulaklarında çığlık atarken adam eli bacağında yere düştü. Caner korkuyla olanları izlerken, yerdeki adam, " Seni adi şerefsiz. Seni şikayet edecem. Polis çağırın, poliisss." Diye bağırınca Toprak bacağından vurduğu adamın yanına geldi. Adamı Sinan'a dönmeden, karşısında ki adama bakarak konuştu. " Sinan bu domuzu kim vurdu ? " Dedi sırıtarak. " Ben vurdum abi." " Neden vurdun? " " Sana silah çekti bende görevimi yaptım abi." Adam duyduğu şeyle sadece acı dolu gözlerle baktı. Toprak ayağa kalkarak Yeşim'in yanına döndü. Silahını beline taktı. " Hadi gidiyoruz." Dedi kızı yatağa oturtarak. Caner arkadan kükredi. " Kızımdan uzak dur KARAKOÇ! " Yeşim kısık sesle. " Toprak." Dedi ağlayarak. " Bırak git! Toprak bir kaç saniye durdu. Cebinden evlilik cüzdanını çıkarıp önce Caner' e gösterdi. " Toprak KARAKOÇ'un sözü toprakta biter." Dedi. İki adam şaşkın kala kalmıştı. Kızın bileklerinden tutarak kendi boynuna doladı kızın kollarını. " Sarıl" Dedi. Sonrada belinden tutup kaldırarak, " Bacaklarını belime dola." Kız dediğini yaparak çocuk gibi boynuna sarıldı adamın. Bu sayede kızı sırtını acıtmadan taşıyabilecekti. Adamlara döndü sonra. Öfkeli bakışlarla konuştu. " Bundan sonra hepiniz karımdan uzak duracaksınız.! Dedi ve kucağında Yeşim'le odadan çıktı. Hızlı adımlarla koridorda ilerlerken, "Teşekkür ederim." |
0% |