@azamet_29_2
|
..." S-Sen... " İyimisin? " Başımı aşağı yukarı salladım. Şuan hiç iyi değildim. Bütün vücudum bir anda pelte gibi olmuş ayakta durabilmek için duvardan yardım alıyordum. " Yalancı iyi değilsin. Gel seni hastaneye götüreyim." Derken kolumdan tutuyordu. " Gerek yok ben kendim..." Demiştim ki etrafımdaki herşey bir anda dönmeye başladı. Dünya ayağımın altından kayarken gözlerim karardı. ***** 2 saatlik aradan sonra tekrar masaya oturalıda 2 saat olmuş toplantı hâlâ sürüyordu. Her ne kadar Toprak'ın yanında olsada saatlerce kapalı kapıların arkasında olan Toprak'ı dışarıda beklemekten sıkılıyordu. Bu yüzden bir sigara yakarak volta atmaya başladı. Bilmem kaçıncı turdan sonra çalan telefonuyla durdu. Elini cebine atıp telefonunu çıkartarak ekrana baktı. Sinan arıyordu. " Sinan durduk yere neden beni arasın." Diyerek açtı telefonu. " Ne oldu Sinan? " " Doğu abi burada işler kötü." " Ne demek lan kötü. " Abi yenge ortalarda yok." Ne demek lan yok." " Aradım aradım açmıyor. " Nasıl yok lan, ne demek yok, nereye gitmiş? " " Bilmiyorum abi. " Kahretsin! " Kapat. Doğu telefonu kapatarak elindeki sigarayı koridora atıp basarak söndürdü. Bir kezde kendi aradı Yeşim'i ama açılmadı telefon. " Kahretsin! " Dedi toplantı odanın kapısına gelirken. Kapıyı numaradan tıklayarak içeri girdi. Masadaki 6 kişinin hepsi Doğu'ya bakarken Toprak'ın kaşları çatıldı. Doğu hızlı adımlarla Toprak'ın yanına kadar gelerek durdu. Adam eğilip elini dudağının kenarına kapatarak fısıltıyla konuştu. Toprak'ın yüzü değişirken elindeki kalem birden ikiye kırılıp kaşları çatıldı. Duyulan sesle bir anda herkes eline baktı. Toprak'ın gözlerine öfke ve korku yürüdü. Hızla ayağa kalkarken Doğu'nun yakasına yapışarak kendine çekti. " Ne diyorsun lan sen! Dedikten sonra masaya dönerek, " Ara veriyoruz." Dedi ve kolundan tuttuğu Doğu ile birlikte kapıya yürürken Sedef yerinden kalkıp koşarak yanına geldi. Toprak'ı kolundan tutarak, " Toprak neler oluyor? " Toprak öfkeyle baktı Sedef'e. Dışarda Toprak Doğu'nun kıravatından tuttu bu kez. " Anlat neler oluyor? " " Abi yenge kayıp. Sabah Sinan'la evden çıkıp dersaneye gelmiş. " Yani Yeşim şuan kayıp. " O geveze avukatını ara hemen." Doğu bir an keşke önce arayıp sonra haber verseydim pişmanlığını yaşadı. Toprak elini çeker çekmez Doğu telefona sarılarak hemen Şeyma'yı ararken Toprak 'ta Yeşim'i aradı. Okuldan yeni çıkan Şeyma bir yandan şemsiyesini açmaya çalışıyor bir yandan duyduğu telefonu cebinden çıkarıyordu. Nihayet başardığında ısrarla arayan numarayı görünce şaşırdı. Nihayet açınca, " Alo Doğu hayırdır. Sen.." " Şeyma! Yeşim senin yanında mı? " " Ne? " Abi Seyma benim yanımda değil diyor." Diye konuşan Doğu'yu duydu Şeyma. Korkuyla bağırarak konuştu. " Doğu. Doğu cevap ver. " Yeşim'i bulamıyoruz. Bak yanındaysa söyle." " Hayır, valla yanımda falan değil." " Nerde olabilir bi fikrin varmı? " " Yok! " Tamam." Toprak hızla geri döndü odaya. " Toplantı bitti beyler. " Diyerek oturduğu koltuğun önüne geldi. Masada uğultular başlarken kağıtlarını toplayıp çantasına teperek kapıya yöneldi. " Toprak böyle gidemezsin. Hırlayarak konuştu Toprak. " Başlarım lan ayıbınıza. Çekil önümden. Doğu hazırlanın dönüyoruz. Diyerek çıktı. Toprak'ı artık gerçekten korku sarmıştı. Yeşim'in başına birşey gelmiş olmalıydı. Yoksa mutlaka ulaşabilirdi. Beynini kemiren bu düşüncelerle çıktı odasına. Hızlı adımlarla odasına gelerek Doğu'nun kartla açtığı kapıdan girdi. En önemli eşyalarını çantaya atarak kalan hiç bir şeye dokunmadan hemen geri çıktılar. " Doğu ilk uçağa yer ayırt." " Tamam abi." Asansöre bindiklerinde Doğu telefondan en yakın 1 saat sonra olan uçağa yer ayırttı. " İstanbul'da görüşürüz Toprak." Dedi gülümseme eşliğinde. Toprak ve Doğu'nun ardından Sedef'in yanında belirdi diğer kadın. " Alel acele nereye gidiyorlar bunlar? " " İstanbul'a." " O halde küçük fareye bir şey oldu. " " Umarım olmuştur. " Resimleri gördüğündeki halini gerçekten görmek isterdim." Sedef kahkaha ile gülerken, " Bende." Dedi. Bu sırada toprak ve Doğu çoktan valenin otelin önüne getirmiş olduğu arabalarına binerek yola çıkmışlardı. Direksiyondaki Doğu bir yandan Sinan'ı aradı. Başka bir haber var mı diye sorduktan sonra olmadığını öğrenerek direksiyona bir yumruk geçirip, " Kapat." Dedi sadece. Arka koltuktaki Toprak bir yandan neler olabileceğini düşünürken bir yandan yumruk yaptığı ellerini dizlerine bastırıyordu. Sonunda arka arkaya koltuğa indirdiği yumrukla, " Nerede lan bu kız. Diye bağırmaya başladı. " Alo. " Kulağını aç beni iyi dinle. " Emredersin abi." Toprak telefonu kapatarak sıktığı telefonu yanına bırakıp başını geriye yasladı. Nasıl geçecekti zaman. İstanbul'a gidene kadar nasıl geçecekti. " Doğu hızlan." Doğu zaten hızlıyken dahada hızlandı. ***** Okuldan dönen Nazlı kapıdan girer girmez hemen mutfağa doğru bağırdı. " Suna teyze yengem geldimi?" " Hayır kızım gelmedi. " Bilmiyorum Suna teyze bilmiyorum, korkuyorum. Suna kadın biraz düşündü. " Evet." Dedi. " Sabah gözleri şişmiş kıpkırmızı kan çanağı gibiydi. Nedenini sordum ağladın mı yoksa. Dedim. Duyduğu cümleler Nazlı'nın hiç hoşuna gitmemişti. Bir şey olmuştu belliydi. Sırtındaki çantasını yere bıraktığı gibi merdivenleri koşarak çıkarak üst kata ulaştı. Abisinin ve yengesinin odasının önüne geldi. Önce açmakta tereddüt etsede içeri girdi. İlk iş telefonu açarak abisini aramak olacaktı. Ama tuşa dokunduğu anda ekranda o resmi gördü. " Abi ne yaptın sen! " Dedi gözleri dolu. Hemen abisini aradı telefon çalmaya başladığında Toprak'da arabasından yeni inmiş havalimanına gelmişti. Çalan telefonla yerinde durdu aniden. Cebinden çıkardığı telefonu eline aldığında ekranda gördüğü isimle sevinerek açtı tuşu. " Yeşim... Demişti ki Nazlı'nın sesini duydu. " Abi! " " Nazlı? " " Abi bunu nasıl yaparsın!? " Nazlı Yeşim'in telefonu neden sende.? Yeşim nerede? Yeşim'i ver hemen." " Abi yengem yok. Toprak duyduğu cümlelerle şok oldu. Ne olmuş olabileceği yavaş yavaş kafasında oturmaya başlamıştı. " Nazlı o resimleri hemen bana yolla." Dedi ve kapattı. Birkaç saniye sonra dünden beri gelen mesajlar ve resimler toprağın telefonuna gelmeye başladı. " Toprak ekranda gördüğü mesajlaşmalar ve resimlerle kocaman gözlerle kalakaldı. Bu gerçek kafasına dank ettiği zaman kalbinin üzerine kocaman bir kaya oturdu Toprak'ın. " Doğu geri dönüyorsun." " Anlamadım abi? " " Sen gelmiyorsun, hemen geri dönüyorsun ve dediklerimi yapıyorsun." Bir süre sonra Doğu geri dönmüş Toprak yer ayırtdıkları uçağa binmişti. Şimdi zaman gerçekten durmuştu sanki. Koltuğunda elindeki telefondaki görüntüleri dolaştı durdu bir bir. " Bu nasıl oldu. ***** Şeyma okuldan eve gelmiş ne binanın dışında ne içinde nede kapı önünde Yeşim'e rastlamamıştı. Ya gelmemiş ya gelip geri dönmüş diye düşünmüştü. Eve girip Yeşim'i tekrat aramış Nazlı'nın açtığı Yeşim'in telefonuyla telefonunun yanında olmadığınıda öğrenince dahada meraklanmıştı. Nazlı gördüğü resimlerden Şeyma'ya bahsetmemiş. Olayın dahada çirkinleşmesini istememişti. Bu yüzden Şeyma hâlâ hiç bir şey bilmiyordu. " Yeşim... ***** Yorgun gözlerim kapalı olsada bilincim yerine geliyor şimdilik etrafımdaki uğultuları duyuyordum. " Benim korkma hani sana yardım eden kişi. Önce Murat'a sonra etrafıma baktım. Hastane acilindeydim. Buraya nasıl geldiğimi düşünürken hafizamda beliren görüntülerle hatırladım olanları. Ünal'ın üzerime yürümesi Murat'ın beni kurtarışı... Beni buraya o getirmiş olmalıydı. " İyimisin? " Başımı salladım sadece. " Ağlama artık. Sol kolumda serum olduğu için sağ elimle sildim gözlerimi. " Uyanmışsın. " Halsiz. Ama iyi." " Tansiyonun düşmüş. Birazda ateşin var. Yağmur altında üşütmüşsün belliki. Bileğinde burulmuş. " Derken sarılı olduğunu yeni farkettiğim bileğime baktı. " Kötü değil ama üzerine bir kaç gün basmasan iyi olur. " Diye devam etti. " Ne zaman çıkabilirim." Dedim aceleci. Birileri beni bulmadan gitmek istiyordum. " Serum bitince iyi hissedersen çıkabilirsin." " Teşekkürler." " Geçmiş olsun tekrar." Doktor uzaklaşırken gözlerim seruma kaydı. Bir an önce bitsin diye bakıyordum. " Neden acele ediyorsun. Kimden kaçıyorsun. Sözünü kestim. " Neden bana yardım ettin. Murat'ta benim sözümü kesti. " Sana bir borcum vardı onu ödedim." Bunu söylerken bacak bacak üstüne atmış, kolları göğsünde ve başı yana çevrikti. Konuşurken gerildiği her halinden belliydi. " O gün o kurşunu beynime yemekten kurtardın beni." " Toprak'ı ve beni öldürmek isteyecek kadar aranızda ne geçti." " O eski bir mevzu ve onunla benim aramda. Hem o ayrı bu ayrı." Sessiz yüzüne baktım. " Yinede teşekkür ederim. O pislik kafayı bana takmıştı. Beni rahat bırakmıyordu. " " Şimdi sen söyle. " Nasıl, benimi takip ettin? " " Sen caddeden karşıya geçecekken ben tam karşındaydım. Yolun karşısında yani. Yanına gelen o itle tartışıp tekme atıp kaçınca peşinize takıldım. İyikide takılmışım." Gözlerim yine yanmaya başlarken sustum. Ne diyecektim. " Her neyse beni ilgilendirmez öyle değilmi? " Ayağa kalktı. " Hemşire hanım. Hemşire kız gelerek serumun kilitini kapatıp, kelebeği kolumdan çıkarttıktan sonra, Murat sandalyenin arkasına takıp kuruttuğu montumu sol eline alarak sağ eliyle kalkmama yardım etti. Ayağa kalktığımda başım yeniden dönünce oturmak zorunda kaldım yerime. " İyimisin? Bak kötüysen çıkmayalım." " İyiyim gidebilirim." Dedim sadece. " Tamam. " Hayır! " Dedim panikle. " Eve gitmiyorum arkadaşıma gideceğim. " Olmaz nereye gidiyorsan ben bırakayım. Hava attığın kadar iyi değilsin yalancı." Yüzüne baktım. " Arkadaşıma bırak." Dedim. Montumu giymeme yardım etti. Beni kucağına alırken rahatsız olup kendimi geriye çekerek, " Kendim yürürüm." Dedim. " Şşşiitt. Korkma sadece ayağın için." Sessizce kucağında yürürken dolan gözlerimle kendime acımadan edemedim. Neydi bu halim. Birlikte binadan çıkarak hastanenin önündeki taksilerden birine bindik. Hareket ettiğimizde Şeyma'nın evinin adresini verip beklemeye başlarken gözüm Murat'a kaydı. Başı yana dönük bana bakmıyor sadece dışarıyı izliyordu. ***** Şeyma sonunda dayanamayıp " Doğu.." Demiştiki. " Şeyma müsait değilim. Sonra..." Dedi ve kapattı Doğu. " Ne demek lan görüntüleri aldılar. Toprak uçağa binerken bu yüzden Doğu'yu geri yollamıştı. Kulübün içinde ve dışında kaydedilen görüntüleri almasını istemişti. " Doğu bey bu sabah biri gelerek Toprak beyin görüntüleri istediğini söyledi. " Şakamısınız lan siz. " Orasını bilmem abi. " Kopya falan yokmu. Yedekleme falan..." " Maalesef yok abi." " Sizin yapacağınız işi Sss..." Bu sırada telefon tekrar çaldı. Şeyma inatla aramaya devam ediyordu. Yeniden red edilen telefonla Şeyma sinirle bir çığlık attı evde. " Taş kafalı.. Demiştiki kapının zili duyuldu. Diyafona basıp görüntüye baktı. Dairenin kapısını açarak asansöre bakmaya başladı. Aradan geçen 1-2 dakika saat gibi geldi Şeyma'ya. Sonunda açılan asansör kapısı ve tanımadığı birinin kucağında gördüğü Yeşim'le anlık bir şok yaşarken. " Yeşim!" Dedi şaşkın. Adam hızlı adımlarla yürüyerek kapıya kadar gelip yere tek ayağının üzerine bıraktı kızı. " Yeşim canım benim. Yeşim yine ağlamaya başlarken, " Artık borcum kalmadı." Dedi. Sonrada arkasını dönerek asansöre doğru yürüdü. Yeşim konuşamadan arkasından baktı sadece. Şeyma hiç bir şey anlamasada kendine gelip koluna girerek içeri aldı kızı. Yesim aksayarak salona geçerek koltuğa oturduğunda hâlâ ağlıyordu. " Yeşim ağlama lütfen ne oluyor. Dedi aklına gelen şeyle. "Önce Toprak'a haber vereyim. Öldüler meraktan." " Hayır! Şeyma kocaman açılan gözleriyle kaldı. " A-Anlamadım ne? Yeşim'in ağlaması artarken, " Aayy! Delirecem meraktan! " Ben o eve ve Toprak'a dönmeyecem artık... Ağlamaktan konuşamadı kız. Bu kadar anlatabildi. " Nee? Şeyma arkadaşının yanına yaklaştı iyice. Sıkıca sarıldı. Yeşim başını Şeyma'nın omuzuna yaslarken, Şeyma kızın hıçkıra hıçkıra ağlayışını gördükçe gözleri doldu. Ağlama canım. ***************************** Eveeet bölüm sonu canlarım. Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın. |
0% |