Yeni Üyelik
36.
Bölüm

K.k 35 Üç Süpriz.

@azamet_29_2

Selam canlarım.
Hatalarım olmuşsa affola.
Keyifli okumalar. Bol yorum ve oy gelir diye bekliyorum. Hadi okumaya geçelim.

******************************

" Yeşim, güzelim neyin var? "

Yeşim duymuyor sadece midesinde ne varsa öğüre öğüre çıkıyor bir yandanda ağlıyordu. Toprak elini sırtına koyduğunda Yeşim eliyle itmek istesede yapamadı. Hiç hali kalmamıştı.

Sonunda midesindekileri tamamen çıkardığında yavaşça ayağa kalkarken Şeyma elinde bir bardak su ile kapıda belirdi.

" Biraz su iç canım."

Diyeret uzattı. Ama Yeşim yeniden bulanan midesi ile tekrar öğürmeye başlayınca dizlerinin üstüne geri bıraktı kendini. Boş midesinde bir şey kalmamış sadece safra çıkarıyordu artık. Bittiğinde ise artık hali kalmamış, olduğu yerde titriyordu.

Toprak kızın haline bakıp Şeyma'ya döndü.

" Ne oluyor.
Neden bu kadar hasta."

Derken belinden tutarak ayağa kaldırdı kızı. Elini yüzünü yıkamak için lavaboya geçecekken,

" Toprak..."

Dedi kız.

Top - rak...

Sonrada kararan gözleriyle Toprak'ın kollarının arasına yığıldı kaldı.

" Yeşim?
Yeşim!! Güzelim uyan! "

Olmadı, uyanmadı kız.
Toprak kızı tek hamlede kucağına aldığı gibi,

" Sinan! Arabaya!
Hemen hastaneye gidiyoruz çabuk! "

Sinan koşarak evden fırlarken Toprak kucağında kızla banyodan çıkıp dış kapıya doğru yürürken, evin anahtarları ve telefonunu alan Şeyma'da peşlerinden yürüdü.

" Bende geliyorum."

Toprak bir yandan evden çıkarken,

" Tabi ki geliyorsun.
Daha seninle konuşacaklarım var yürü."

Diye hırladı. Birlikte evden çıkarken Şeyma hızla çekti kapıyı. Kapı kendiliğinden kilitlenirken, Toprak kucağında Yeşim, yanında Şeyma ile asansöre bindi.
Şeyma sıfıra basınca asansör aşağı inmeye başladı.

" Bir bir anlatacaksın her şeyi."

Şeyma kaşları çattı. Zemine gelen asansörden önden inerek hızla bina kapısını açtı.
Toprak açık kapıdan Yeşim'le birlikte oyalanmadan geçip, çıktı binadan.
Hızlı adımlarla kapının önündeki araca geldiğinde Sinan arka kapı açık onları bekliyordu.

Kucağında kızla arka koltuğa bindi Toprak. Şeyma'da ön koltuğa oturdu. Sinan hızla direksiyona geçip gaza bastığında araç hızla yol almaya başladı.

Toprak tavan ışığını açarak kucağındaki kıza baktı. Hali iyi görünmüyordu.

" Sinan daha hızlı."

Dedikten sonra Yeşim'i dizlerinin üzerine bırakıp ceketini çıkararak kızın üzerine örttü. Cebinden aldığı telefonla Barış'ı aradı.
Telefon bir kaç kez çaldı ama açılmıyordu.

" Açsana lan, aç şu telefonu aç! "

Diye hırladı Toprak. Nihayet açılan telefonla uykulu ses,

" Aloo." Diyince

" Alo Barış!
Niye açmıyorsun lan? "

" Toprak?
Hayırdır oğlum bu saatte."

" Hayır değil. Oraya geliyoruz.
Yeşim kötü. Ateşi var kusuyor.
Fenalaştı. Şuan baygın. "

" Tamam siz hastaneye gelin bende çıkıyorum. "

" Nerdesin sen? "

" Eve yeni gelmiştim." Dedi ve kapattı.

Neyseki Barış hastaneye yakındı.
Yarım saat sonra hastaneye geldiklerinde Barış ve bir hemşire kapıda onları beliyorlardı.
Acile giren araçla Sinan hemen inip kapıyı açtığında Toprak Yeşim'le birlikte iner inmez hızlı adımlarla girişe yöneldi. Arkasındaki Şeyma koşarak yetişebilmişti.
Toprak kucağındaki kızla acil müdahale odasına gelip yatağa bıraktı Yeşim'i. Ceketini üzerinden alıp sırtına geçirdi.

Barış önce kıza baktı, hâlini beğenmedi.

" Ne oldu anlatın. "
Dedi dereceyi alıp kızın ateşini ölçerken.
Bu arada hemşirede Yeşim'in tansiyonunu ölçüyordu.

Toprak yanındaki Şeyma'yı kolundan tutatak öne çekti.

" Anlat."

Dediğinde, Şeyma olan biten her şeyi aklından geçirdikten sonra sadece,

" Uzun süre yağmurda kalmış.
Üşüttü heralde."

" Ayağı." Dedi Barış göz ucuyla bakarak.

" Düşmüş."

Toprak sinirle baktı. Şeyma'ya.

" Düşmüş?
Bu kadar mı?
Nasıl düşmüş?"

" Yağmurda koşarken düşmüş işte."

Dedi sadece.
Bildiği şeyleri Toprak'a anlatmak Ünal'ın ve Murat'ın ölümü olabilirdi.

" Şeyma bilmediğim bir şey çıkarsa karışmam."

Dediğinde Toprak, Şeyma'da en az Toprak kadar öfkeli bakıyordu.

Hemşire,

" 35 e 5." Dediginde

Barış, " Ateşi 39. " Dedi.

Hemşire hanım hemen bir serum takalım. Ateş düşürücü ve tansiyonu için ilaç ekleyelim. Kan alıp labaratuvara yollayalım. Bütün değerlere bakalım."

" Tamam doktor Bey."

" Kan alındıktan sonra sizi özel odaya alalım. Bir süre kalmanız gerekebilir.."

" Tamam."

Dedi Toprak. Başka şansımı vardı. Sevdiği kızın hali hal değildi.
Yarım saat sonra Yeşim özel odaya alınmıştı. Şeyma koltukta olanları düşünüp dururken Toprak odanın içinde gözleri Yeşim'de dönüp duruyordu.

Sonunda kızın yanına, yatağın kenarına oturdu. Yeşim'in yüzünü büyük ellerinin arasına alarak alnından öperken Şeyma sinirle baktı bu hâline.
Sonunda patladı.

" Nasıl yapabildin? "

Toprak kızı duysada umursamadı.

" Sana söylüyorum.
Nasıl yapabildin bu iğrençliği. Hiç mi düşünmedin Yeşim ne hisseder diye.
Ammada midesizmişsin."

Son cümle ile Toprak bütün siniriyle yerinden fırlayarak Şeyma'nın dibinde bitti. Kolundan tutarak ayağa kaldırıp kendine çekerken gözleri yine boğa modunda kızarmıştı.

" Benim sinirlerimi bozma geveze. Canını yaktırma bana."

Kızın gözleri doldu.
Yeşim'in canı yanarken öyle yandıki canım, senin yapacağın hiç bir şey daha fazla yakamaz.
Kız kolunu Toprak'tan kurtarıp Toprak'ın yakasından tuttu aniden.

Toprak Şeyma'nın bu cesur hâline kaşları çatık şaşırarak baktı.

" Bugün ne dedi biliyormusun.
Keşke kör kalsaydım dedi.
O resimleri göreceğime kör ölseydim. Dedi."

Toprak'ın çatık kaşları açılırken havaya asılı kaldı.
Sen orda gönlünü eğlendirirken bugün karını düşmanı kurtarmış başka bir adamın elinden.

Toprak'ın nevri döndü bir anda duyduğu şeyle. Gözleri kan kırmızıya büründü. Öfkesi katlanarak artarken Şeyma'nın ellerini yakasından çekip kızın yakasından tuttu.

" Ne? Ne diyorsun kızım sen.
Ne düşmanı?
Ne adamı? Ne kurtarması?
Ne anlatıyorsun lan!
Konuş!
Anlat!
Neler oldu ben yokken, konuş lan! "

Yakasından tuttuğu kızı sarsarken,

" Benden bu kadar.
Yeşim hâlâ senden boşanmamış olursa gerisini ondan dinlersin."

Dedi Şeyma pis pis gülümserken.
Toprak sinirle bağırdı.

" Şeyma!
Hemen konuş yoksa kötü olur! "

" Bekleyeceksin Toprak Karakoç."

Dediğinde kapıdan Barış ve bir kadın doktor girdi.
Toprak'a ve Şeyma'ya baktı.

" Ne oluyor burda? "

" Yok bisey. "

Dedikten sonra işaret parmağının
Şeyma'ya uzatarak,

" Sonra devam edeceğiz."

Dedikten sonra Barış'a döndü.
Yanına gelip,

" Sonuçlar nasıl? "

Dedi arkasındaki kadın doktora bakarak Toprak. Barış elindeki kağıtlara bakarak,

" Sonuçlar." Dedi eli çenesinde kaşırken.

Kanda enfeksiyon yok. Yağmurda kaldığı için üşütmüş. Ateşi olması bu yüzden. Vitamin değerleri yerlerde nerdeyse. Vitamin takviyesi de yapacağız.
Birdee... Daha önemli bir durum var. "

Toprak Barış'ın yüzüne baktı bir kaç saniye. Sonra korkuyla,

" Ne?
Ne var? "

Derken arada kadın doktora bakıyordu yine.

" Kötü birşey mi? "

Şeyma girdi araya.

" Senin yüzünden ona kötü bir şey olursa sana bunu ödetirim Toprak Karakoç. "

Toprak sinirle Şeyma'ya dönmüştüki,

" Korkmayın kötü birşey değil."

Dedi kadın doktor.
Barış bu arada sırıtınca Toprak'ın korkusunun yerini şüphe aldı.

" Bu tahlillere göre Yeşim..."

Dedi ve durdu.

"Gözün aydın Toprak.
Yeşim Hamile."

Barış'ın söylediği şeyle, Toprak kocaman gözlerle donup kalırken Şeyma ağzı açık elindeki telefonu yere düştü.

" Neee? " Dedi kız afallayarak.

Toprak:

" Ne?
Ha-hamile mi? "

Gözleri anında hâlâ kendide olmayan Yeşim'e döndü. Kız kendinden ve olanlardan bir haber hâlâ ateşi ve ağrılarıyla cebelleşiyordu.

Toprak ne yapacağını bilemedi. Sevinçten bağırmakla kalpten ölmek arasında kaldı. Ne söyleyeceğini şaşırdı. Sesi, nefesi tutuldu. Hızla Yeşim'in yanına gelip bir kıza bir doktora baktı.

Barış yanındaki kadın doktoru göstererek,

" Neslihan kadın doğum doktorumuz. Tahlillerde pozitifi görünce haber verdim oda geldi."

" Ya-yani gerçekten hamile, öylemi? "

" Gerçekten hamilemi, değilmi birazdan anlayacağız."

Dedi Neslihan.
Arkadan gelen iki hemşire yanlarında ultrason cihazı ile girdiler içeri. Toprak duyduğu şeyin, sandığı gibi rüya olmadığını o zaman daha iyi idrak etti. Kızlar aleti Yeşim'in yatağının yanına kurarken Şeyma'da geldi Yeşim'in yanına.

Toprak hâlâ şaşkındı. Hiç beklemediği bir haberi hiç beklemediği bir anda almıştı.

Neslihan sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdu. Önündeki aleti ayarladıktan sonra hâlâ uyuyan Yeşim'in üzerindeki örtüyü kaldırdı önce. Sonrada eşofman üstünü biraz yukarıya sıyırdı.

" Bazen tahlillerde yanlışlık olabiliyor. Bu yüzden eşiniz gerçekten hamilemi diye emin olmak için ultrason ile bakacağım. "

Kadın elindeki jeli Yeşim'in karnına sürerken Toprak heyecandan ölmek üzere gibi hissediyordu.
Yeşim'in yanında ayakta durup elini
tuttu.

Neslihan elindeki aleti kızın karnında ve kasıklarında gezdirmeye başladığında Toprak'ın kalbi heyecandan durmak üzereydi.

Bu doğru olabilirmiydi. Yeşim hamile olabilirmiydi. Gerçekten bir bebekleri mi olacaktı.

Kadın dikkatle ekrana bakarken onunla birlikte Toprak, Şeyma ve Barış'ta ekrana bakıyorlardı merakla.

" Ben hiç birşey göremiyorum."

Dedi Şeyma. Neslihan gülümsedi.

" Siz göremeseniz bile benim gördüğüm Yeşim hanım gerçekten hamile."

Şeyma elini ağzına kapatarak çığlık atarken Toprak kocaman gözlerle ellerini saçlarına geçirdi.

İnanamadı doğruydu.
O kadar mutlu ve şaşırmış bir haldeydiki sesi içine kaçmış bir ekrana bir Yeşim'e bir Barış'a bakıyordu şuan. Yüzündeki ifade sende duydun mu ifadesiydi.

" Buna inanamıyorum.
Ben...Ben şimdi baba mı olacağım?
Bir bebeğimiz mi olacak? "

Toprak gülerek yerinde sevinçten dört dönerken Neslihan gözlerini kısmış hâlâ ekrana bakıyordu.

" Hımm.
Bak seenn! "

Dediğinde Toprak anında durup kadının arkasında bitti yeniden.

" Ters bir şeymi var.? "

Kadın, " Hayır ters birşey yok gayet iyi görünüyorlar."

Derken güldü.
Toprak'a o anda dank etti.

" Görünüyorlar... mı?
Anlamadım.? "

Şeyma atladı hemen.

" İkiz mi yoksa? "

Toprak dahada şaşırarak bir Şeyma'ya bir doktora baktı. Titreyen sesiyle sordu.

" Doğrumu?
İkiz mi? "

Sorunun cevabını merakla beklerken
Neslihan,

" Toprak Karakoç...
Tebrikler!
Üçüz bebekleriniz olacak."

Şeyma tiz bir çığlık daha atarken son anda ellerini ağzına kapattı.
Toprak an itibariyle tamamen donmuş gözleri ekranda kalakalmıştı.

" Ü...
Üçüz... Üçüz mü? Bu- bu nasıl.? "

Barış Toprak'ın yanına geldi.
Gülerek omuzuna vurarak,

" Tebrikler babaların kralı."

Dediğinde, kendine gelebildi adam.
Gözlerinin dolmasına engel olamadı. Dile kolay baba olacaktı. Üçüz bebek babası olacaktı hemde.
Ellerini yüzüne kapattı önce. Yüzünü gözünü sıvazladıktan sonra saçlarına geçirdi parmaklarını.

" Allah'ım... Allah'ım üç bebeğimiz olacak. Sana şükürler olsun. "

Derin bir nefes aldı. Hâlâ sindirmeye çalışıyordu duyduklarını.
Bu arada Neslihan devam etti.

" Eveet. Şimdi gelelim bebişlere.
Bebekler iki aylık."

" Ne? " Dedi Toprak.

" Nasıl iki aylık? Eminmisiniz? "

Neslihan arkasını dönerek aksi aksi baktı.

" Ne demek eminmisiniz? Burda gördüğüm bebekler 2 aylık işte."

" Yanlış anlamayın.
Ya-yani. Yeşim her ay olduğu gibi normal şekilde regl olmuştu. O yüzden. Hep ağrılı geçtiği için iyi biliyorum."

Şeyma şaşkın Toprak'a baktı saniyelik. Bu kadar ilgilimiydi bu adam.

" Hmm anladım. Olabilir.
Çok nadir bir durum olsada bu durumla karşılaşabiliyoruz. Hamileliğini 3. Ayında öğrenen hastalarım oldu.
Bu durumun sıkıntı olacağını sanmıyorum. Yinede sıkı takipte olacağız. Ve.
Bebeklerden 2 si bir kesede diğer bebek ayrı bir kesede."

" Yani bu ne demek? "

" Bu şu demek. Aynı kasedeki bebekler birbirine benzerken, 3. Bebek normal bir kardeş kadar benzeyecek onlara.
2 erkek 1 kız bebek yada 2 kız 1 erkek bebek olabilir bence. Bunu 4 aylık olunca anlayacağız.
Şuan ki durumları gayet iyi ve sağlıklı görünüyor.
Eveet şimdilik bu kadar."

Dedikten sonra kızın karnını silerek eşofmanı kapattı. Sonrada örtüyü.

Yalnız Yeşim hanımın değerleri çok düşük. Bu bünye ile bu bebekleri rahminde tutmayabilir. Hem bünyesi zayıf hem vücudu. İyi bir bakım ve dinlenme sakin huzurlu bir ortam şart.

Yeşim hanım uyandığında tekrar gelirim. Uyanıp müjdeyi alınca çok mutlu olacaktır. Yalnız üçüz olduğunu duyunca şok olacak."

Dedi gülümseyerek.

" Tekrar gözünüz aydın Toprak bey. "

" Teşekkürler Neslihan hanım. Çok teşekkürler."

Barış Toprak'ın yanına gelip elini uzattı.

" Tekrar tebrikler dostum.
Benimde çıkmam lazım yine uğrarım."

" Sağol Barış."

Barışta çıktıktan sonra Toprak'ın gözü Şeyma'ya kaydı.

Kızı koltukta başı önde üzgün görünce sataşmadan duramadı.

" Ne o sen tebrik etmeyecekmisin? "

Kız üzgün, dolmuş gözlerle kaldırdı başını.

" Yeşim daha kötü olacak..
Yaşadıklarının üzerine bu habere sevinemeyecek bile. Aksine üzülecek, çok üzülecek.
Hepsi senin yüzünden. "

Toprak Şeyma'dan çevirdiği başını Yeşim'e döndü. Solgun yüzünü izledi bir süre.

" Buna izin vermem. Bir damla daha akmayacak o gözlerinden."

" Nasıl? " Dedi Şeyma.

" Sedef denen kızı bırakıp geri Yeşim'e..."

" Kesin artık şunu."

Derken kızın yanına kadar geldi Toprak.

" Yok öyle birşey. Bilmediğiniz şeyler var. Ama öğreneceksiniz. Herkes öğrenecek. "

*****

Gözlerimi zorlukla açtığımda ilk olarak başucumda ki hemşireyi gördüm.

" Ne oluyor, nerdeyim? "

Genç kız yeni taktığı seruma elindeki enjektörle bir ilaç eklerken,

" Hastanedesiniz.
Evde fenalaşmışsınız. Eşiniz de sizi buraya, hastanemize getirmiş."

Duyduğum cümlelerle gözlerimi kapattığımda Şeyma'nın evinde olanları hatırlamaya başladım. Toprak zorla eve girmiş ve beni zorla hastaneye götürmek istemişti. Sonra, sonra midemin çok fena bulandığını hatırladım. Sonrada öğüre öğüre kusmuştum.
Sonra. Sonrasını hatırlamıyordum.
Demek beni alıp buraya getirmişti.
Beni buraya o getirdiyse hâlâ buralarda olmalıydı.

Yavaşça yerimde doğruldum.

" Yeşim hanım hemen kalkmayın. Henüz iyi değilsiniz."

Kızın dediklerini umrumda bile değildi. Burda kalmak ve Toprak'ı yeniden görmek isteniyordum.

" İyiyim, gitmek istiyorum."

Dedim yerimde ayaklarımı aşağı sarkıtıp oturarak. Kolumdaki serumu çekip çıkarınca,

" Yeşim hanım ne yapıyorsunuz?
Eşinizi çağırsam iyi olacak."

Kızı anında kolundan tuttum.

" Sakın..
Çağırmayacaksın! Onu görmek yada duymak istemiyorum. "

Yerimden kalktığımda dönen başımla sendeleyince duvardan tutundum. İyiyim desemde ayakta zor duruyordum.

" Yeşim hanım.
Böyle gidemezsiniz iyi değilsiniz."

Cevap dahi vermedim kıza. Çıplak ayaklarıma dahada yüklendim.
Kapıya kadar gelip kapıyı açtığımda gördüğüm şey 5- 10 metre ilerde, bana arkası dönük olan Toprak Nazlı, Doğu ve Şeyma'ydı. 4 üde burdaydı.

Şimdi Şeyma'yı çağırsam dikkat çekecektim. Bu yüzden onları görmezden gelip koridorun diğer tarafına yöneldim. Merdivenlerden inip burdan uzaklaşmaktı niyetim.
Ama yorgun vücudum daha fazla gitmek istemiyordu. Sendeleyip elimle duvardan destek alınca hemşire kızın,

" Yeşim hanım! " Demesi ve Toprak'ın

" Yeşim!"

Diyerek yanıma koşması bir oldu. Yanıma gelip kolundan ve belinden tuttu.

" Yeşim neden kalktın?
Neden burdasın? "

Tek diyebildiğim kısık sesimle,

" Dokunma bana.!" Oldu.

" Yapma güzelim gel hadi, iyi değilsin.
Gel odana götüreyim seni."

Diyerek kucağına almak istedi beni. Ama kolumu ve bedenimi anında çekip arkamdaki duvara yaslarken ellerim arkamdaki duvarda gözlerim sadece yerdeydi.

Ona bakmak, gözlerini görmek isteniyordum. O gözlerindeki ormanlara dalarsam çıkamaz ruhumu kaybederdim.

" Toprak...
Git dedim!
Uzak ol, uzak dur benden. Seni görmek duymak istemiyorum."

" Yenge! "

" Yeşim! "

Toprak'ın arkasındaki kızların sesleri geldi kulağıma. Üzgün olan tondaki seslerde acıma duygusunu hissetmem gayet normaldi. Çünkü acınacak haldeydim ve onlarda halime acıyarak bakıyorlardı belliki.
Sonra Toprak'ı duydum yeniden.

" Asla!
Asla gitmeyeceğim.
Seni...
Sizi bırakmam. Asla! "

Sizi?
Söylediklerinden hiçbir şey anlamadığım için başımı yerden kaldırıp gözlerine baktım.

Gözlerini içi gülüyordu. Hiçbir şey anlamıyordum. Böyle bir durumda nasıl gülebiliyordu.
Şaşkın şekilde gözlerine bakmaya devam ederken,

" Ne demeye çalışıyorsun?
Ne demek siz?"

Dedim safça. Bir anda elini yanıma duvara dayayarak üzerime doğru eğildi. Sonra kulağıma doğru kavis aldı. Dudaklarından çıkan nefesini yüzümde hissettiğimde bütün tenim alarma geçti.

" Yeşillim...
Güzelim...
Hamilesin! "

Dediğinde şok oldum. Ama birkaç saniye sonra gerçeği fark ettim.
Kendi kendime gülmeye başladım. Gülmelerimin arkası kahkahalara dönüşürken hem ağlıyor hem gülüyordum. Yıpranan sinirlerim iyice bozulmuştu. Bu halimi gören Toprak'ın yüzündeki endişeli bakışı görmem uzun sürmesi.

" Yeşim. Güzelim..? "

" Güzel yalan..
Şimdi de bunu mu buldun.
Bu şekilde mi kandıracaksın.
Aptalımya ben. Kanarım nasılsa değilmi? "

Derin bir nefes aldım.
" Aptal aptal konuşma. Bunun imkanı yok. Bunu sende bende biliyoruz. Daha yeni bitti reglim."

Dedim tekrar yönümü değiştirip yürümek isteyerek.
Bu kez diğer elini önüme duvara dayadı. Yine eğilerek kulağıma yaklaştı.

" Regl olsanda hamilesin Yeşim.
Gözlerimle gördüm bebeklerimizi."

Diyip geri çekildiğinde, az önceki şaşkınlığım şuankinin yanında hiç bir şeydi.

" Bebeklerimizi? "

Sesim yok denecek kadar az çıkarken
koca, koca açılan gözlerimle Toprak'ın gülen gözlerine bakıyordum.

Bu sevinç numara değildi.
Gerçekti. Bir Toprak'a bir de hemen arkasında bana bakarak ağlayan Şeyma'ya baktım yeniden. Başını aşağı yukarı salladı doğruluğunu onaylamak için.
İnanamadım.
Bu olamazdı... Olmamalıydı...
Şimdi değil hiç bir zaman.

Toprak'ın son cümlesi geldi ardından,

" Üçüz bebeklerimize hamilesin."

Diyerek güldüğünde anında Şeyma'dan Toprak'a doğru döndüm.

" N-ne?
Ü-ü...
Üçüz... m.."

1 değil 2 değil 3...
Orda film koptu işte. Son hatırladığım yana doğru düşerken beni tutan Toprak oldu. Birde arka arkaya adımı söyleyen sesi.

Gözlerimi tekrar açtığımda odamda, başımda kadın bir doktor ve Toprak vardı.

" Yeşim iyimisin güzelim."

Diyen Toprak'la Nazlı ve Şeyma'da diğer tarafımda belirdi.

" Yeşim. İyimisin canım? "

" Yenge? Nasılsın çok korktum sana bir şey oldu diye."

" Ne oldu? " Dedim yine.

" Bayıldın güzelim."

" Eşiniz müjdeyi verince heyecandan tansiyonunuz düşmüş. Ama korkacak birsey yok. İyisiniz.
Bebekler de iyi. " Dedi kadın doktor.

" Bebekler? "

Hâlâ şaşkındım. Yerimden kalmak istedim. Ama Toprak omuzlarımdan tuttu.

" Hemen kalkma güzelim. Yine başın döner yoksa."

Gerisin geri yattım yerime. Ellerimle yüzümü kapatarak düşünmeye başladım.
Aklım ve duygularım karma karışıktı.
Ne söyleyeceğimi ne düşüneceğimi bilemiyordum .

Şuan çok kötü bir dönemden geçiriyordum ve hiç beklemediğim bir haber almıştım.

Ne yapacaktım?
Ne yapmalıydım? Ne!?

" Annemizde uyandığına göre bebeklerini görebilir."

" Hayır." Dedim aniden.

" Hayır görmek isteniyorum.
Ben.. Ben buna hazır değilim."

" Yeşim..
Güzelim iyimisin? "

Bağırdım.

" Değilim Toprak!
Hiç iyi değilim. Değilim!!

Ben böyle hayal etmedim.
Ben çocuklarımın anne babalarıyla birlikte büyüyeceğini hayal ettim hep. Benim gibi olmayacaklar dedim. Annesiz babasız kalmayacaklar dedim hep. Ama...
Ama şimdi. "

Sinirlerim iyice allak bullak olmuştu.
Kendimi tutamadım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Bir süre sonra,

" Çıkın!
Hepiniz çıkın! "

Diye bağırdı Toprak.

" Yalnız bırakın bizi."

Nazlı ve Şeyma odadan çıkarken ben gözlerimi silmeye çalışıyordum. Doktorda peşlerinden çıktığında
Toprak yanıma geldi.
Yatağın kenarına oturdu. Yüzüme bakıyordu.

" Sende git! "

Sessizce başını iki yana salladı.

" Gerçekten mi.?
İnandın mı o...
O resimlere ? "

Yüzüne baktım. Yaptığına tezat gözlerinde hüzün vardı.

" İnanmadım.
Toprak yapmaz dedim. Aşk yeminleri eden Toprak bana bunu yapmaz. Dedim. Başka bir kadına bakarsam silahımla vur beni diyen Toprak bana bunu yapmaz. Dedim.
Bir açıklaması vardır dedim.

Seni aradım."

" Ne? Beni mi aradın?
Ne zaman.? "

Burnumu çekerek konuşmaya devam ettim.

" Sedef odanda ve sen duştayken aradım. Sedef açtı telefonu.
Hiç utanmadan sıkılmadan Toprak duşta, çıkınca aradığını söylerim dedi bana.

O an dünya başıma yıkıldı Toprak. Kalbime binlerce hançer saplandı.
Öldüm sandım. Ama ölmedim. Keşke ölseydim de duymasaydım o iğrenç sesi. Bu kadar da değil.

Kızlarla yemekteykende oradaydı.
Bodrum'a gideceğini onuda çağırdığını kaçamak yaparız dediğini anlatıyordu İrem'e.

Ya resimler Toprak.
O resimlerden kaç tane vardı?
Bakmamı istemediğin kutuda o resimlerden kaç tane vardı Toprak...

Söyle...

Bu kadar şeyden sonra ne bekliyordun benden. Hiç bir şey yokmuş gibi mi davranmalıydım. Sevdiğim adamı o ahlâksızlamı paylaşmalıydım."

Toprak sessiz yüzüme baktı bir süre.

" Yapamaz mısın? "

Duyduğum şeye inanamadım.
Bu kadarını da söylemiş olamazdı.

" Ne? Ne dedin sen? "

" Beni diyorum Sedef ile paylaşamazmısın? Olmaz mı?

*****

Şeyma ve Nazlı kapının önünde içerde olup bitenlerden habersiz endişeyle bekliyorlardı.

Şeyma arkadaşının halini gördükçe üzülsede elinden bir şey gelmiyordu.
Zavallı kız sevdiği adam tarafından aldatıldığını öğrenip ondan ayrılma hesabı yaparken hamile olduğunu öğreniyordu. Hemde üçüz. Bu nasıl bir sınavdı.
Bir yandan kendi kendine homurdanırken bir yandanda uzun koridorda ileri geri yürüyordu.

Az sonra açılan kapı sesiyle birlikte Nazlı'nın sesini duyunca geriye döndü.

" Abi? Abi nereye? "

Toprak odadan çıkmış, Nazlı'yı ve sorduğu soruyu umursamadan asansöre doğru geliyordu.
Bu sırada telefonunun çaldığını duyunca durdu. Şeyma kenarda durup Toprak'ı izlemeye başladı.

Toprak telefonu çıkarıp ekrana baktığında yüzünde bir gülümseme belirdi. Açıp kulağına götürdü telefonu.

" Alo Sedef...
Nerdesin, özledim.
Buluşalım.
Tamam. Hazırlan seni almaya geliyorum.

Bu gece seninle çok eğleneceğiz."

*********************************

Eveeet canlarım bölüm sonu.

Loading...
0%