@azamet_29_2
|
Sedef, Harun, İrem. Hepsini o park yerinde öylece bırakarak Doğu ile birlikte hastaneye doğru yola çıktık. Hasteneye yaklaştığımızda Sinan'ı aradım. Arabayı bıraktığım yerden alması ve servise vermesi için gitmesini istedim. Ana girişte duran araçtan inerken, torpido gözünden silahımıda aldım. Doğu'ya CD yi ve laptopu getir diyerek hiç oyalanmadan içeriye doğru koşar adım ilerleyerek hızlı adımlarla asansöre yöneldim. Önünde durduğum asansörlerin düğmelerine arka arkaya basmaya başladım. Açılan ilk kapıyla hemen bindik. İkimizde sessizdik. Burdan çıkarken son konuşmamızda, Yeşim: " Bu kadar şeyden sonra ne bekliyordun benden. Hiç bir şey yokmuş gibi mi davranmalıydım. Sevdiğim adamı o ahlâksızlamı paylaşmalıydım." Dediğinde bir süre hem üzgün hem kızgın yüzüne ve gözlerine bakmış, " Yapamaz mısın?" Demiştim. " Beni Sedef ile paylaşamazmısın? Olmaz mı? " Demiştim. Asla o Sedef denen kızla birlikte olmazdım tabiki. O kadar midesiz ve şerefsiz değildim. Ama Yeşim'in beni kıskanması, bana değer verdiğini gösteriyor ve ben bundan çok mutlu oluyordum. Bir kadın olan annesinin bile gözünde değeri olmayan biriydim ben. Buda ister istemez hoşuma gidiyordu. " Ben değer verdiğimi kimseyle paylaşamam. Madem onu istiyorsun ona git. Çık benim hayatımdan." Derken donuk gözlerinden yaşlar boşalıyordu. " Bana sabaha kadar süre ver Yeşillim. Diyerek odadan çıkmıştım. Yeşim'in olduğu kata çıkar çıkmaz asansörden inerek odasına doğru yürürken dışarda kimseyi göremedim. Kızlar yoktu. Özel odanın kapısını açarak içeri girdiğimde Sırma, Nazlı ve Şeyma içerde Yeşim ise uyuyordu. Beni kapıda görür görmez hırsla yerinden kalkan Şeyma, yanıma gelerek tıslayan ses tonuyla ve işaret parmağını burnuma uzatarak, " Ne yüzle hâlâ buraya gelebiliyorsun? Dediğinde biten sabrımla elimi ağzına kapattığım gibi arkasından beline sardım kolumu. Şeyma'yı yere bırakıp arkasındaki duvara yasladım. Elimi ağzından çekmeden önce kulağına doğru eğilip, " Bana bak geveze avukat. Şimdi burda durup karımla beni rahat bırakacaksın. Tamam mı? Şeyma'yı bıraktığımda şaşkın ve sinirle bana bakarken arkamdakiler döndüm. " Sırma sen neden bu saate bu halde burdasın? Siz ikiniz hemen eve gidiyorsunuz." Sonra Doğu'ya döndüm. Elindeki laptopu ve CD yi alarak, " Doğu bu üçüyle uğraşacak halim yok. Paketle eve bırak." Diyerek hızlı adımlarla odaya yöneldim. Kapıyı yavaşça açarak içeriye girerken hâlâ uyuyan sevdiğim kadına baktım. Sessiz adımlarla yanına gelip elimdekileri yanındaki sandelyeye bırakarak yüzüne çevirdim bakışlarımı. Yüzü yorgundu. Bitkindi. Sol yanımın sızladığını hissederek dahada yaklaştım. Serum takılı olan sol kolunu uzatarak o yöne dönmüştü. Eli göbeğinin üzerindeydi. Sedef'in yüzünden boş yere üzülmüş acı çekmişti. " Özür dilerim güzelim." Dedim çok kısık sesle. Arkasındaki boşluğa oturup yavaşça uzandım. Derin uyuyordu. İlaçlardan olmalı diye düşündüm. " Uyu güzelim." Diyerek gözlerimi kapattım. ***** Sabah ilk uyanan Yeşim oldu. Sırtında hissettiği beden, belindeki kol ve aldığı koku Toprak'a aitti. Sorması gerekmiyordu ki. Doğru olsun istiyordu Yeşim. Toprak'tan, sevdiği adamdan uzakta kalmak çok kötü hissettiriyordu. " Güzelim, uyandım mı? " Boş bulunup yerinde sıçradı kız. " Şşiiştt korkma, benim..." Yeşim arkasını dönmeden, " Toprak.." Dedi. " Benim. Kız sessiz başını salladı sadece. Hâlâ başı önüne eğik yönü diğer tarafa dönüktü. Toprak'ın arkasından kalktığını hissettiğinde duyduğu ayak sesleriyle Toprak diğer tarafa Yeşim'in onu rahatça görebileceği yere geçti. Yatağın kenarına oturdu adam. " Sormayacak mısın?" Diyen Toprak bozdu sessizliği. " Hani nerde delilin demeyecekmisin? Gece boyunca nerdeydin demeyecek misin?" Kız gözleri önünde sessizliğini korurken, kapı tıklayarak açıldı. Toprak sinirle baktı gelenlere. " Ulan ben size eve gidin demedim mi? Ne halt etmeye hâlâ burdasınız lan! " Şeyma: " Ben Doğu değilim, senden emir almıyorum." " Bende sana hâlâ kızgınım abi." " Velede bak sen." Dedi Toprak sinirle. Derin bir nefes alıp verdikten sonra, " Ben artık sıkıldım bu durundan. Madem burdasınız. Şeyma ve Nazlı koltuğun önünde ayakta dururken Toprak önce Yeşim'in yatağını dikleştirdi. " Bu delilim." Dedi laptopa takarken. " Bu da kefilim." " Buraya gelin." Dedi kızlara. " Gözünüzü açıp izleyin. Açılan ekranla Yeşim ve kızlar birlikte ekrana döndüler. Toprak kaydı sararak kendisinin mekana girdiği yere kadar getirip durdurdu. Sonrada kollarını göğsünde birleştirerek konuşmaya başladı. " Burası kaldığımız otelin yeni açtığı bir mekan. Gece kulübü yada bar ne sayarsanız. Biz oradayken açıldı. Dedi Yeşim'e dönerek. " Çalıştığı şirketin genel sekreteri olarak gelmişti. Çalıştığımız şirketle ilgili görüşmemizin dışında bir şey konuşmadık. Bodrum'a giderken onun geleceğinden haberim yoktu. Zaten olsada bir şey farketmezdi. Her neyse gündüz bir araya gelip yaptığımız toplantıdan sonra, herkes gidelim kafa dağıtalım diyince bende gittim. Kafamı sikeyim nerden de gittim. Akşam 9 civarı." Derken tuşa basarak kaydı çalıştırıp akışına bıraktı. " Birlikte mekana girdik. " Kızlar Toprak'ı dinlerken gözleri ekrandaydı. " Başkanlarla birlikte köşedeki koltuğa geçtik. Garsonun getirdiği içkilerden alıp içerek oturuyorduk. Bir saat kadar sonra hareketli müziği duyan herkes bir bir piste kalktı. Sadece ben oturmaya devam ettim. Ben daha ikinci kadehi içmeden gördüğüm Sedef zil zurna sarhoş olmuştu. Pistin ortasında deli gibi dans ediyordu. Elbise diye giydiği o bez parçası kıçına kadar çıkınca, itin biride rahatsız etmeye başlamıştı." Toprak'ın ekrana bakmadan anlattıkları görüntülerle bire bir uyuşuyordu. Önce karışmayacaktım ama o ite gıcık oldum. Yerimden kalkıp piste daldım. O piçi yakasından tutup kenara attıktan sonra Sedef'i de kolundan tutup pistten çıkarıp yanıma getirip koltuğa bıraktım. Elbisesinden tut içmesine kadar bir sürü laf saydım. En son. Ama o geri zekalı yerinden kalkıp kucağıma oturdu. İyice saçmalamaya başlamıştı. Tuttuğum gibi kucağımdan yan tarafa aldım. Baktım bela olacak ben gidiyorum diyerek yerimden kalktım. Niyetim otele dönmekti. Orda bıraksaydım daha iyiymiş, ama salak gibi kaldırıp mekandan çıkarıp dışarda bir taksiye bindirip otele yolladım. Bütün bunlar olurken piç kuzeni de mekândaymış ve resimlerimizi çekmiş. Resimleri sana yollayan da Sedef'in arkadaşı İrem.. Sinan arayıp seni bulamadığını söyledikten, Nazlı'da senin telefonundaki o siktiğim resimleri bana yolladıktan sonra Doğu'yu mekana geri yollayıp kayıtları almasını istedim. Kendimde uçağa bindim. Doğu mekana gittiğinde adamlar benim bir adamımın gelip kayıtları aldığını söylemişler. Doğu araştırıp bulmuş. Harun'un ta kendisiymiş giden. Senin beni araman ve Sedef'in telefonumu açmasına gelince. Telefonumda öyle bir kayıt yok. Yinede araştırdım. Dün seninle konuşup, çıktığımda beni aradı. Niye aradı bilmiyorum. Sormadımda. Ama aramasını kendi plânınım için kullandım. Buluşalım özledim diye yalan söyledim. Restorana akşam yemeğine davet ettim. Ben onu almaya giderken Doğu'da başka bir arabayla arkamdan geldi. Sedef süslenip püslenip çıktı evden. Birlikte arabaya binip hareket ettiğimizde Harun piçide arkamızdan çıkmış. Doğu'da onun arkasındaydı. Yolda arayıp Harun'un arkamızdan taksiyle geldiğini söyledi. Sedef'e çaktırmadım tabi. Mekana gelip yemeğe başladığımızda Harun'da mekânda bar kısmındaydı. Mekandan çıktığınızda senide bırakayım diye kandırıp bizimle gelen Hatun'u önce adam akıllı benzettim. Dedi Toprak keyifle. " CD Harun' da değilmiydi, nasıl aldın? " Soru Yeşim'den geldi. Toprak'ın yüzünde pis bir gülümseme belirdi. " Sedef'i benzine bulayıp Harun'la birlikte arabaya teptim." " Ne? " Sonrada arabayı benzine buladım. Sedef korkuyla İrem'i aradıktan sonra 20 dakikada geldi CD. " Ne!? " Dedi kızlar aynı anda. " O.. Toprak dolu gözlerle kendine bakan Yeşim'e döndü. Sessiz bir kaç saniyeden sonra, " Ölümü çoktan hakketmişlerdi. " Ya yani öldüler...Mi? " Hayır." Dedi Toprak. " Ölmediler. Dedi Toprak laptopu kapatıp kenara çekerek. " Ben senden başka kimseye ne baktım ne birşey hissettim. Sana daha öncede söyledim. Yatağın yanındaki silahı alıp kızın eline tutuşturdu Toprak. Nazlı panikle, " Abi! " Derken, " Sözüme canım kefil. Derken gözlerini kapattı. Yeşim elinde silah gözleri Toprak'ın kapalı gözlerinde bekledi bir kaç saniye. İnandı. Dolan gözlerideki yaşlar yanaklarına akarken Toprak' ta sarıldı sevdiği kadına. " Ağlama Yeşillim. Ama Yeşim'in ağlaması kesilmiyordu. Bir süre daha devam etti hıçkırıkları. " Neden dün söylemedin. CD olmasa bile söyleyebilirdin. Senin yüzün..de..." Demişti ki.. Toprak sinirle, " Şeyma bir kelime daha edersen Doğu'nun bütün izinleri iptal eder Bodrum'a yollarım." Bu cümleyle herkes bir Şeyma'ya bir Toprak'a baktı. Ne alakaydı. " Doğu ne alaka? " Toprak yüzünde sinsi bir gülümseme ile kollarını göğsünde birleştirerek, " Geveze avukatına sor." Dediginde, Şeyma'nın sinirli bakışları utanmaya dönüştü. Yeşim, " Şeyma ne oluyor? " Şimdi herkes sadece Şeyma'ya bakıyor ama Toprak alay ve keyifle bakıyordu. " Ben.. Dedi burnuyla Toprak'ı işaret ederek. Toprak Şeyma'ya bakmaya devam ederken, " Bu geveze arkadaşınla Doğu resmen çıkıyorlar." Şeyma'nın gözleri kocaman okurken, " Nee! " Dedi Nazlı ile Yeşim aynı anda. " İnkarmı edeceksin geveze. " Şeyma duyduklarını nerden öğrendiğine şaşırırken bir yandan Yeşim ve Nazlı ya baktı göz ucuyla. " Evet." Dedi Toprak. " Bu ikisi çıkıyorlar. Şeyma hızlı adımlarla yatağın diğer tarafında geçerek kapıya yönelmişti ki kapı yeniden tıkladı. Gelenler bu kez Barış ve Neslihan'dı. " Günaydın." " Günaydın." Dedi herkes. " Yeşim hanım. " Evet. " Dedi kız başını öne eğerek. " O halde bebeklerinizi görelim mi? " Kız başını kaldırıp Toprak'a baktı. Dün görmek istemiyorum diye bağırdığı bebeklerini şimdi görmek istiyordu. Toprak'ın şevkat yüklü bakışlarıyla karşılaşırken, yeniden ısrarla dolan gözlerini silerek başını aşağı yukarı salladı. " Görelim." Dedi Toprak aynı heyecan ve sevinçle. Toprak Yeşim'in yanından kallarken Neslihan ve Barış kızın yanına yürüdüler. Bu sırada kapıya yönelen Şeyma'yı farkeden Toprak hızlı adımlarla yürüyüp Şeyma'yı kolundan tutarak engel oldu. Şeyma tutulan koluyla geriye dönüp sinsi, aynı zamanda kızgın bakan orman yeşillere baktı kaşlarını çatarak. " Nereye? " " Gidiyorum." " Daha değil sinsi geveze. Yada adam mı desek." " Şeyma'yı kolundan tutarak Yeşim'in diğer tarafına getirip kulağına doğru, " Burdan bir çık karışmam." Diyerek bıraktı kızı. Bu sırada Yeşim'de merakla Neslihan'ın hareketlerini izleyordu. Neslihan ultrason cihazını hazırlarken Barış kızın yatağının arka kısmını aşağı indirerek Yeşim'e rahat bir pozisyon verdi. Böylelikle daha rahat bakabileceklerdi. Yeşim heyecanla karnını açınca Neslihan'da yavaşça jeli sürmeye başladı. Neslihan oturduğu sandalyede ekrana bakarak, " Eveeet annesi. Yeşim'in kalbi heyecandan yerinden çıkacak gibi atıyordu. " Toprak üçüz." Dedi duydun değilmi. " Evet güzelim 3 üz dedi." Derken Toprak'ta en az Yeşim kadar heyecanlıydı. Neslihan, " Tüp bebek yöntemi ile hamile kalan annelerin dışında 3 üz bebekler sık rastladığımız bir şey değil. Derken ister istemez gülümsedi. " Yeşim hanım eşinize söylemiştim ama bir kez daha söylemek isterim. Hem ruhan hem bedenen sağlıklı olmanız lazım. Minyon bir vücudunuz var. Hamileliğiniz zor geçebilir. Bebeklerin gelişimleri geriden gelebilir. Erken doğum ve sezeryan ihtimali her zaman var. Umarım açık şekilde anlatabildim." Yeşim dikkatle dinledikten sonra tam ağzını açacakken, Toprak, " Anladık doktor hanım merak etmeyin ne gerekiyorsa fazlasıyla yapacağız." Dedi. " Güzel. O halde bu kadar." Barış girdi söze. " Biraz daha misafirimizsiniz. " Tamam." Dedi Toprak. Barış, " Ayağın nasıl acıyormu hâlâ? " " Biraz." Dedi kız. Birazdan bir hemşire gelip ayağına yeniden krem sürüp bandaj yapacak." Toprak'ın bakışları soğurken iki doktor musade isteyerek çıktılar. " Nazlı sende daha fazla oyalanmadan okuluna git hadi. Sinan seni bırakır." Nazlı. " Gözün aydın yenğecim. Sonra abisinin yanına gelip sarılmayı düşündü ama yüzündeki soğuk bakıştan çekindi istemeden. Sadece, " Görüşürüz abicim." Diyerek kaçar adım çıktı. Geriye Yeşim ve Şeyma kalmıştı odada. Toprak ayakta kollarını göğsünde birleştirerek, iki kıza baktı sırayla. " Eveet. Şimdi sıra sizde. |
0% |