@azamet_29_2
|
Bu bölümde 🔞 +18 şiddet içerik var. Abartmadım ama ona göre okuyunuz. ******************************** Önden Toprak girdi içeri. Elini arkasındaki Doğu'ya uzattı. Yanına kadar gelip arkasında durarak, " Selam Ünal Bilir." Dedi öne doğru eğilip kulağına fısıldarken. " Senn." Dedi tıslayarak. " Karıma dokunmanın cezasını çekeceksin. " Ünal'ın Toprak'ın fısıltılı sesini duyduğu anda donan bedeni kendine gelip çözüldüğünde, yerinden fırladığı gibi ayağa kalkarak sırtını duvara yasladı ve arkasındaki adama baktı. Uzun boyu, yaralı yüzü, öfkeli bakışlarıyla elleri ceplerinde kendine korkunç bir yüzle bakan kişi Toprak Karakoç'un ta kendiydi. Toprak anında boğazına geçirdiği eliyle gerisin geri getirip duvara geçirdi bedenini. Kafedeki gençler korkuyla mekanı boşaltırken, Toprak sol kolunu duvara dayayarak kafasını duvara yasladığı Ünal'ın boğazını sıkarken yüzünü iyice yaklaştırarak, " Seni beyinsiz. Dediği anda yumruğu Ünal'ın midesinde patladı. Ünal nefessiz duvarın dibine yere yığılıp kaldı. Adam ayağının dibindeki Ünal'a baktı. " Daha yeni başlıyoruz. " Diyerek kafeden çıkarken arkasındaki Doğu Ünal'ı kaldırıp kollarını arkasına kıvırarak çıkardı mekandan. Dışarda bekleyen araca geldiklerinde " Daha yeni başlıyoruz Ünal. Doğu bagajı kapatıp direksiyona geçtiğinde Ünal çoktan bagajı tekmelemeye başlamış çıkmaya çalışıyordu. Bilmediği şey hayatının en kötü gecesini geçireceğiydi. Hareket eden araç karanlık caddede yol alarak yarım saat kadar son hız ilerledi. Sonunda karanlık izbe bir yerde yeni yapılan inşaatların arasındaki malzeme deposuna girerek durdu. Durur durmaz zaten zor sabreden Toprak hızla arabadan indi. Üzerindeki ceketi çıkarıp arka koltuğa attıktan sonra hızlı adımlarla arabanın arkasına geçip bagajı açarak hâlâ bagajı tekmeleyen Ünal'ı tuttuğu gibi çıkarıp yere savurdu. Adam yuvarlandığı yerden ayağa kalkarken bu arada Doğu'da arabadan inmiş sadece izliyordu. Toprak yerde yatan Ünal'a en sertinden bir tekme geçirdi önce, hedefinde kaburgaları vardı. Daha doğrulamadan kendini yeniden yerde buldu Ünal. " Ünal Bilir." Derken bir tekme daha attı Toprak yerdeki Ünal'a. " Metehan Bilir'in beş para etmeyen şerefsiz serseri oğlu Ünal." Derken yerden kaldırıp en sertinden bir yumruk attı çenesine. " Adam olsun diye babasının zorla okula yolladığı Ünal." Bir yumruk daha geldi. Ardından burnundan akan kan. " Adam olmak için uğraşacağına benim sevdiğim kadına asılan, Dediğinde saniyelik şekilde şaşkın Toprak'a bakan Ünal, bu kez yüzünün ortasına yediği kafayla kendini yeniden yerde buldu. +18 ŞİDDET, ARGO 🔞 Ne demişti o. Toprak'ın ipleri kopmuştu artık. " Birde aşık olmuş muş. Bir yumruk daha attı. " Aşkınıda." Bir yumruk daha. " Belânıda." Bir yumruk daha geldi. "Hiç kimse ona dokunamaz. Hiç kimse benim sevdiğimin kılına zarar veremez." Ünal yattığı yerde bir kahkaha attı. " Seni duyanda Yeşim'in aşkından öldüğünü sanır Toprak Karakoç. Derken dizlerinin ve ellerinin üzerine kalkıp gülmeye devam etti. Toprak'ın gözleri kızardı duyduğu cümleyle. Damarlarındaki kan öfkeden alev aldı sanki. " Sen orda karılarla gezerken onun burdaki halini görünce acıdım kıza valla." Dedi yetmez gibi. " Gel benimle dedim. Ünal resmen gel beni öldür dediğinin farkında değildi. Toprak öfkeyle gürledi. " Laaannn!" Ünal o acıyla yerde kıvranmaya başlarken Toprak adamın yakasına yapıştı. " Bu senin yüzünden burkulan bileği içindi." Dedikten sonra kolunu tutarak yere koyup bir ayağı ile koluna basarken diğer ayağı ile elinin üzerine ayağının tabanıyla arka arkaya bütün gücüyle vurmaya başladı. Kırılan eli ve parmakları ile canı kesildi Ünal'ın. Ama yetmedi. Sinirinden gözü dönmüştü bir kere. Adama yaptıklarına zerre acımadı. " Yeşim'e acıyorum. Senin gibi bir piçin çocuğunu taşıyor yazık. " Dediğinde Toprak'ın sabrıda bitmişti. Hızla arabaya dönerken Doğu gözleriyle izledi Toprak'ı. Toprak torpidodan aldığı silahla geri dönüp Ünal'a çevirdiğinde koşarak gelip önüne geçerek kolun sarıldı. " Abi dur." " Çekil lan, çekil! " Abi bilerek yapıyor." " Çekil Doğu! " Abi yapma kurban olayım yapma." +18 BİTTİ Dedikten sonra kısık sesle, " Baba olacakken bu piçin kanına bulama elini. Buldu belasını zaten. Kolay kolay kalkamaz. Öyleydi. " Doğu kendimi kaybeder o iti öldürmeye kalkarsan bana engel ol. Yeşim'e söz verdim. Kimseyi gebertmeyecem diye söz verdim." Demişti. Derin bir nefes aldı. Yerdeki Ünal'a iğrenerek baktı. Elindeki silahı yere fırlatıp saçlarına yapıştı. Son ses haykırdı. " Ulaan!" Geri döndü. " Ulan, dua et verilmiş sözüm var." Geri geri yürüyerek arabanın yanına kadar geldi. Bütün hırsını arabayı tekmeleyerek çıkardı. " Doğu! Al şunu tık baraja." Doğu yerden sürüyerek kaldırdı Ünal'ı. Açık bagaja kadar getirip içine atıp kapağı kapattı. Yerdeki silahıda aldıktan sonra direksiyona geçti. Toprak bir yandan koltuktaki ceketinden paketini çıkarırken, " Metehan'ın evine çek." Dedi. Paketinden bir sigara alıp dudaklarına bıraktı. Yaktığı sigarasından derin bir nefes çekti. Sonra bir tane ve bir tane daha. Sigarası bitti bir tane daha yaktı. Oda bitti bir tane daha. Nihayet Metehan Bilir'in evinin bahçesinin önünde duran araçtan indi Toprak. Kapı önündeki adamın yanına gelip durdu. Adam karşısındaki eli yüzü kan lekeleriyle bezeli ağzında sigara bekleyen adama bakarak, " Kimsiniz ne istiyorsunuz? " Toprak ağzındaki sigaradan derin bir nefes çekerek eline alırken havaya doğru üfledi dumanını. " Sahibini çağır. Adam şaşırdı. Toprak bagajı açıp içindeki Ünal'ı görmesini sağlayınca adam korkuyla Metehan'ı aradı. Bir kaç dakika sonra Metehan üzerinde pijamaları dışarı fırlamış koşarak geliyordu. Bahçe kapısından dışarı çıkıp Toprak'la karşı karşıya geldi. Önce bagajda hareketsiz yatan oğluna baktı. Şok oldu. Adamlarını çağırdı. " Ne bakıyorsunuz. Çabuk gelin çıkarın Ünal'ı. Ambulans çağırın hemen." Adamlar hemen gelip Ünal'ı bagajdan alıp yere bırakırken, Metehan Toprak'ın yakasından tuttu. " Seni adi pislik herif. Toprak yakasından tutan adama baktı umursamaz şekilde. " Bana bak ihtiyar Metehan. Aniden adamın gırtlağına sarıldı Toprak. Bu hareketiyle bir anda adamları silahları çekince Doğu'da çekti silahını. Toprak adamlara şöyle bir baktı göz ucuyla. Aldırmadı bile. Gırtlağını dahada sıkarken yüzünü dahada yaklaştırdı adama. O kadarki ağzındaki sigara Metehan'ın burnunun ucuna değdi. Tıslayarak konuşmaya devam etti. " Oğlun olacak sikik verdiğim sözün hatrına yaşıyor. Karıma can almayacağına dair söz verdim. Yoksa oğlunu lime lime doğrar poşetle bırakırdım kapına. Kulağını aç iyi dinle ihtiyar. Ne oğlunu ne de seni bir kere bile etrafımda görürsem and olsunki ondan önce seni gebertirim, sonrada oğlunun kollarını bacaklarını kökünden keserim.. " Dedikten sonra adam bir kafa attı. " Anlatabildim mi." Dedi. Sakince geriye dönüp arabaya yürüdü. " Ha. Eğer benden şikayetçi olmak istersen olabilirsin. Diyerek arabaya bindikten sonra Doğu'da silahını beline takıp direksiyona geçti. Metehan'ı ve oğlunu gecenin karanlığında bırakıp yol aldı araç. " Doğu. Murat nerde.?" " Ersin'in barında abi." " Bara çek. " " Tamam abi." Toprak bir sigara daha aldı paketten. " Alo Barış? " Sakin ol lan.. Bir şey yok. Toprak rahatlayarak derin bir nefes aldı. " Dışardayım işim var. " Nerdesin ne işin var? " Sen dediğimi yap. Bir süre daha yol aldılar karanlık caddede. Sonunda en işlek yerdeki mekana gelip durdular. Arabadan ilk inen Doğu oldu. İner inmezde arka kapıyı açtı. Toprak araçtan inerken Murat ve arkadaşlarıda mekandan çıkıyorlardı. " Murat! " Murat duydugu sesle olduğu yerde arkası dönük beklerken yanındakiler eli yüzü kan olan adama bakarak irkildiler. Duydugu ayakkabı sesine rağmen istifini bozmadan bekledi. Tam arkasına kadar geldi ve durdu Toprak. " Uzayın." Duydukları cümleyle adamlar ve Murat'ın kız arkadaşı Pelin motorlarını almadan hızlı adımlarla uzaklaşırlarken Murat sakin şekilde motoruna oturarak yönünü Toprak'a döndü. " Toprak Karakoç... " Öyle. Adam sessiz motorun kolundaki kaskını alırken devam etti Toprak. " Yapılan iyiliğide unutmam." Adam sinirli bir gülümseme ile, " Sana bir iyilik yapmadım. Öldüğünü görsem kılım kıpırdamaz. Toprak sakin şekilde gözlerine baktı Murat'ın. Devam etti. " Karıma ve çocuklarıma yapılan iyilik bana yapılmıştır." Murat şaşkın şekilde başını kaldırıp Toprak'a baktı. " Karım... Murat daha çok şaşırdı. Ama tepki vermedi. " Senin yardımın olmasa belkide daha kötü şeyler olacaktı. Bana rağmen yardım ettiğin için minnettarım. Sana can borçluyum artık." Murat önüne döndü tekrar. " Dediğim gibi seninle aramızdaki mesele duruyor. Sadece karına borcumu ödedim hepsi bu." " Benim artık seninle bir meselem yok. Seninde benimle olmasın... 2 yıl önceki yaptığımız yarışta motorunu sabote eden ben değildim..." " Buna inanmamı mı bekliyorsun." Dedi Murat sinirle. " Beklemiyorum. Yanındaki piçler Toprak yaptı dedi sende hemen inandın. Başka biri, en yakınındaki biri olabileceği aklına bile gelmedi. Oysa kız arkadaşın olacak Pelin'e sormalıydın nasıl oldu bu diye." Murat'ın kaşları çatıldı. " Sorsaydın belkide eski erkek arkadaşıyla birlikte kurduğu kumpası sana söyleyebilirdi." Murat bir arkadaki kız arkadaşı Pelin'e bir Toprak'a baktı. " Yalan söylüyorsun. Biz Pelin'le 3 yıldan fazladır birlikteyiz. " " Çağır. Murat kıpırdamazken Toprak sessiz kaldı bir süre . " Sen bilirsin." Dedi. Arkasını dönerken Murat'ın ıslığını duydu. Murat uzaktaki kızın dikkatini çektikten sonra eliyle gel işareti yaptı. " Pelin. Kız panikle Murat'a bakarak, " Murat yemin ederim o sabotajla benim alakam yok. Herşeyi yapan Ertan'dı." Toprak sinsi bir gülümseme yollayarak, " Gerisi sende." Dedikten sonra arkasını dönüp kendi aracına doğru yürüdü. " Doğu eve çek." " Tamam abi." Doğu direksiyona eve çevirdi. Yarım saat sonra eve geldiler. " Moturu kapatma hemen geliyorum." Diyerek eve doğru yürürken, Doğu arabayı çıkışa doğru çevirdi. Banyoya girip elini yüzünü yıkayıp kanları temizledikten sonra üzerindeki kan sıçramış kıyafetlerini hızlıca çıkarıp sepete atarak giyinme odasına girdi. Yeşim'in yanına kan kokan kıyafetlerle gitmek istemiyordu. Üzerine siyah kot pantolon beyaz gömlek ve lâcivert kot ceketini giyindi. " Hastaneye çek Doğu." Dediğinde Doğu gazı kökleyerek hastanenin yolunu tuttu. Hızla ilerleyen araç gecenin karanlığında ilerleyerek hastaneye geldiğinde Toprak arabadan inerek hızlı adımlarla binaya girdikten sonra asansöre yöneldi. " Yeşim..." " Merak etme iyi. Uyuyor. " Ufak bir işim vardı." " Gece gecemi? " Toprak cevap verme gereği duymadan odaya yöneldi. Barış, " Manyak herif." Diyerek koridorda yürüyerek kaybolurken Toprak odaya girmişti bile. Olduğu yerde durup kıza baktı önce bir süre. Derin uykudaydı, belliki vucudu çok yorgundu. Sessiz adımlarla ağır ağır yaklaştı uyuyan Yeşim'e doğru. Yatağın yanına gelip kızın yanındaki boşluğa oturdu. Ardından uzandı yanına doğru. " Geldim güzelim." Dedi. Yavaşça bir kolunu başının altından geçirip diğer kolunu beline sararak kızı kendine çevirirken Yeşim gözlerini araladı. "Toprak." Dedi uykuyla uyanıklık arası. " Söyle güzelim. " Gitme, bizi bırakma." Derken iç çekti kız. " Asla. Derken sinesine bastırdı adam sevdiği kadını. Saçlarından öptü sonra, kokusunu taa ciğerlerine çekti. Yarından sonra yeni bir gün yeni bir hayat bizi bekliyor güzelim. ********************************
|
0% |