@azamet_29_2
|
Gözlerini açtığında ilk olarak kolundaki saate baktı kız. " 07:35 " Dedi. Numaradan bir evlilik için gereksiz bir masraftı. " Her neyse zaten sonunda geri vereceğim." Diyerek yavaşça yerinden kalkarak sessiz adımlarla odadan çıktı. Banyonun olduğu kapıyı bulup tıkladı. Ses gelmediğinde boş olduğundan emin olunca içeri girerek işini halledip elini yüzünü yıkadı. " Toprak uyanmamış. El yordamı ile mutfak kapısını bulup mutfağa girdi. Önce çaycıya su koyarak başladı işe. Toprak sendeleyen kızı kolundan tutarak, " Benim. " Yok... Adam bir kıza bir yaptığı şeye baktı. Kız çay yapıp masa kuruyordu. " Ne yapıyorsun? " " Kahvaltı hazırlamak istedim. " İyide nasıl? Kızın yüzü asıldı. " Maalesef hâlâ karanlık. " Tamam anladım yorma kendini." Dedi adam gülümseyerek. Sesi yumuşak gelmişti. " E madem hazırlamışsın kahvaltı yapıp çıkarız." " Nereye? " Erken çıkıp dışarda bir kaç yere uğrayacağız. Akşama doğruda eve geçeceğiz. Ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum. Sen otur, gelince omleti ben yaparım." Diyerek çıktı Toprak mutfaktan. Bir kaç dakika sonra tekrar dolaptan aldığı yumurtalarla ocağa geldi. Masadaki kahvaltılıklardan hem kızın tabağına hem kendi tabağına bir kaç parça koydu. "Başla." Dedi. Kız eline aldığı çatalla kahvaltıya başlarken, " Hadi anlat." Dedi. " Ben mi." Dedi Toprak. Kız gülerek, " Evde ikimizden başka kimse olmadığına göre...Sen. Bana kendinden bahset. Sana ilk çarptığımda ilk gördüğüm renk siyah ve karanlıktı. Renkler sonradan karıştı karanlığına. Dedi kız ağzına koyduğu lokmayla. " Gerçi hastanede de anlamıştım bunu. Dedi kız gülerek. "Gerçi gülecek halde değildim. Canımın yanmasına mı yoksa yakalanmama mı üzülsem bilememiştim." Toprak gülümsedi. " Gerçekten sinirimi bozmuştu. Ve evet, iki farklı Toprak var. Senin yanındaki halime çok aldanma. Ailemin dışında. Ki... Buna sevmediğim ablam ve kocası da dahil kimseye karşı kibar veya sakin davranmam. " Birde Doğu." Dedi kız. " Dur bakayım ne demiştin onun için. Hah! Hatırladım. Babam seni benim yanıma sabrı öğreneyim diyemi verdi ne! Demiştin." Toprak hafiften güldü. " Doğu ve Sinan beni bilir bende onları. Beni sıkıştırmak için öyle davranıyor. "Anladım. Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra, " Yemeğini yede pansumanını yapalım. Sonrada çıkarız. " " Hmm...Anladım konuşmak istemiyorsun. Dedi kız çayının sonunu tepesine dikerek. " Bitti. " Gerek yok. Toprak kızla birlikte salona geçerek kızı koltuğun önüne getirdi. " Otur ve bekle. " Dedikten sonra vestiyere giderek ilkyardım kutusuyla döndü. Birden kızın dün yaptığı şey geldi aklına. Avucunu adamın avucuna dayamış içinde gezdirmişti. Ellerin yüreğin gibi büyük demişti. Toprak başını hızlıca iki yana sallayarak yeşil girdaplardan çıktıktan sonra dikişin üzerine sadece küçük bir bant yapıştırdı. Sonra da kızın sırtına pansuman yaptı. " Sırtın nerdeyse düzelmiş." Derken gözü yine sol kürek kemiğindeki vasiyete takıldı. Bir kaç saniye yazıya baktı. İşi bitince, " Tamam. Toprak mazemeleri toplayarak kenara bırakırken, kız yerinden kalkarak salon kapısını yöneldi. Kız ise üzerinde siyah dar kot pantolon, beyaz spor ayakkkabı, üzerinde beyaz ince askılı badi ile çıktı. Bileğindeki siyah saç bağını atkuyruğu şekline getirdiği saçlarına geçirdi. " Tamam ben hazırım. Nereye gittiğimizi söyleyecekmisin?" Toprak kızın üzerindeki kiyafete göz gezdirdikten sonra askılı badiye takılı kaldı. Kaşları çatık. " Bundan başka kıyafetin yokmu.? " " Var." " O zaman değiştir." " Neden." Adam düşündü. " Açık yakandan her yerin belli oluyor." Diyemedi. " Yakışmamış. Kız, " Tamam değişirim. Diyerek geri girdi odaya. Tam yakacakken kız üzerinde tek omuz askılı bir omuzu tamamen açık olan açık mavi badi ile geri döndü. " Bu daha güzel." Toprak ağzını açtığına pişman oldu. " Kesinlikle önce kıyafet alacağız." Dedi Toprak dudağına bıraktığı sigarayı yakarken. "O kadar zenginlikle hâlâmı kıyafete ihtiyacın var. " " Bana değil, sana." " Banamı? " Çantanda sadece bir kaç parça kıyafetin var. Bir yılı bunlarla geçirecek halin yok. Zaten bir bokada benzemiyor." Dedi dişlerinin arasından tıslayarak. " Öyle niyetim yok zaten. " Hayır. " Neee...Saçmalama. " Senden öyle bir şey isteyenmi oldu." Dedi kızı kolundan tutarak çıkışa doğru yönlendirerek. Kızla bu kıyafet işini konuşacaktı. Toprak KARAKOÇ'un karısı olduğun sürece daha derli toplu giyin diyecekti kıza. Yoksa bir kaç kişiyi dövmeden yürüyemezdi yolda. Kapıyı açtığında karşısında Doğu'yu gördü. " Gidelim." Dedi kapıyı çekerek. Doğu direksiyona geçtiğinde. " Doğu, kıyafet alacağız her zamanki mağazaya gidiyoruz." " Tamam abi." " Ya birşey soracam. " Tamam." " Doğu sen bıraktın kızı, nerde evi." " 10 dakikalık mesafede abi. " " Tamam, avukat kızı da alalım, öyle gidelim." ***** Yeşim yolda Şeyma'yı arayıp durumu anlattı. "Yeşim nasılsın canım.," " Sağol Şeyma iyiyim. Senide rahatsız ettim kusura bakma." " Yok canım ne rahatsızlığı. Bende sıkılmıştım. İyi oldu." " Siz nasılsınız Toprak bey.?" " İyi." Kız adamın asık suratıyla birşeyler homurdanarak önüne döndü. Şeyma önden inip Yeşim'in olduğu yöne geçti. Kapıdan çıkan Yeşim'in koluna girerek içeriye doğru yürüdüler. Toprak: " Kızlara yardımcı olun, A dan Z ye ne ihtiyaç varsa alacak." Söylediği şeyle kızlar, Yeşim'in yanına gidecekken, Toprak görevli kızın kolundan tutarak durdurdu, kaşları çatık, " Üzerindeki gibi soytarı kıyafetler olmayacak, derli toplu şık. Anladınızmı? " " Anladım efendim." Kızlar Yeşim ve şeyma ile ilgilenirken Toprak camın önündeki koltuğa geçerek bir sigara daha yaktı. " Arabaya bırakın." Dedi Toprak. Yeşim kıza, " Bekleyin üzerimdeki kaldı." Dediğinde Toprak kızın kıyafetine bakarak, " Bu kalsın üzerinde, yakışmış." Dedi. Şeyma arkadan atıldı " Bencede." " Tamam." Dedi kız öyle diyorsanız öyle olsun. " Toprak. " Senden öyle birşey isteyen yok. Sen 3 ay dedin, ben 1 yıl. Kız puflayarak sustu. " Abi nereye gidiyoruz." " Öğle yemeğine." " Her zamanki yeremi abi? " " Evet." Yeşim,Şeyma ve Toprak öğle yemeğindeyken Öyle yemeğinin ardından, Şeyma musade istedi arkadaşından. " Canım benim dönmem lazım." " Tamam Şeyma. " Ne zaman ihtiyaç duyarsan ara arkadaşım. Anında yanındayım." Dedi Toprak'a hain bir bakış atarak. " Doğu! Şeyma hanımı evine at. Dedi Toprak tek kaşı havada Şeyma'ya bakarak. Şeyma " At! " kelimesiyle sinirlensede çaktırmadı. Çünkü oda az önce bir imada bulunmuştu. " Buyrun Şeyma hanım." Şeyma ve Doğu çıkarken Yeşim ve Toprak oturmaya devam etti. " Yeşim. " " Efendim." " Evi arayıp bizim için büyük odayı hazırlamalarını istedim." " Güzel... Toprak kıza baktı kısık gözlerle. " Bir dakika. Büyük oda? Bizim için.? Bizim... İçin...???? Neeeee? " Dedi yüksek sesle, yerinden kalkarken. " İşte beklediğim tepki. " Dedi Toprak içinden. " Ama, ama. " Otur Yeşim." Kız oturup devam etti. " Be-ben, bizz... Yani aynı odada mı kalacağız? " Dedi kız, kısık sesi ve kızarmış yanaklarıyla. " Bunu burda söyledimki evde şaşırma diye." " Sağol ya. Gerçekten iyi yaptın." Dedi kız gözlerini devirerek. " Merak etme odada büyük bir koltuk var. Ben koltuğu kullanırım." " Eminim sığarsın o bacaklarla. " Onun kavgasını evde yaparız. Doğu geldi artık gidelim. " Kız yerinden kalkarken Toprak kızın kolunu kendi kolundan geçirdi. " Bundan sonra dışarda bu şekilde yürüyeceğiz. Kız dudaklarını büzdü. " Tamam. " Derken aklı hâlâ aynı odada kalmaya takılıydı. Birlikte arabaya binerek bir saat süren yoldan sonra nihayet büyük evin büyük bahçesine girdiler. Toprak: " Geldik, bahçeye giriyoruz." Dediğinde Yeşim derin bir nefes alıp verdi. "Ne oldu. İyimisin? " " Şimdiii, seninle konuşmak başka Sezai beyle konuşmak başka. Haliyle biraz heyecan ve korku var. Adam yakama yapışıp, ne işin var oğlumun yanında. Düş oğlumun yakasından derse. Diye düşünüyor insan haliyle." " Merak etme öyle birşey olmayacak. Kız yavaşça indi Doğu'nun açtığı kapıdan. Ev, veranda hariç düz ataktı. Verandanın iki basamağını çıkarak kapıya geldiklerinde genç bir kız açtı kapıyı. " Hoş geldiniz Toprak bey. " Toprak cevap vermeden içeri girerken " Tamam Feride, sen işine bak." Kız mutfağa doğru giderken, " Hoş geldin oğlum." " Hoş gördüm Suna teyze. " " Sende hoşgeldin güzel kızım." "Hoşbulduk Suna hanım. " Dedi kız Toprak'a uyarak. " Hanım değil kızım. " Suna hanım bu evin emektarıdır. " Teşekkür ederim." Dedi kız içeri girerken. " Şuan evde kimse yok. Akşam yemeğine kadar dinlenip eşyalarını yerleştirirsin. " Tamam." Dedi kız. " Hadi odaya çıkalım. Kız aynı odada kalma konusunu hatırlayınca yine rahatsız olmuştu. Odaya geldiklerinde arkasından alış veriş çantalarıda gelmişti. Suna: " Oda kapısının arkasındaki kapı banyo." Suna teyze. " Bir kör nasıl algılar biliyorsun. Nasıl? " " Gençliğimde göremeyen yaşlı bir kadına bakıcılık yapmıştım." " Anladım, teşekkür ederim Suna teyze. Siz çok iyisiniz." " Yol yorğunusun bir duş alıp dinlen. Yemek saati sana haber veririm." Diyerek çıktı kadın. Kız düşündü. " Iyy... Gercekten kötü kokuyorum." " Oh be." Derken aniden durdu. " Toprak." " Nerden bildin." Dedi Toprak şaşırarak. Şuan tam kızın karşısında elleri ceplerinde onu izliyordu. " Sigara kokuyor oda." Dedi. " Duşa gireceksen oda kapısını kilitlemelisin." " Doğru. Bir an başka bir evde olduğumuzu unuttum." Kız giyinme odasına girerek kapıyı örterken Toprak büyük yatağın kenarında oturarak geriye doğru uzandı. " Birazdan herkes evde olacak. " Nazlı? Nazlı kim? " " Kız kardeşim." " Senin kız kardeşindemi var." Dedi kız şaşkın. " Evet. Kilitli kapı açıldı. Kız giyinik şekilde giyinme odasından çıktı. " Neden seni bekliyorum? " Benimi onlara hazırlayacaksın ,onları mı bana hazırlayacaksın." " Sen sadece dediğini yap." " Madem öyle istiyorsun. Bunada peki. Ama şunu söyleyeyim içimde bir Toprak odadan çıkıp aşağı indi. İlk gören kardeşi Nazlı oldu. " Abii. " Bende seni. Herkes salonda onları bekliyordu. Hatta bir kişi fazlaydı. Cansu. Sırma sadece gülümsedi. Kesin o çağırmıştı. " Merhaba Toprak." Dediğinde Toprak kızı kibarca uzaklaştırdı. "Senin ne işin var burda." " Evlendiğini duydum ve tebrik etmek için geldim." " Taa Almanya'dan tebrik için geldin. Hemde bir günde. Öylemi." " Aynen. " " Yemezler Cansu." Dedi adam. Sonrada ailesine dönerek, Ellerini ceplerine sokarak konuştu. Dedi babasına bakarak. " Ne o, bizi tehdit mi ediyorsun." Dedi ablası. " Sen! " Dedi hırlayarak. " Şansını daha fazla zorlama bence abla." Dediğinde, kadın ne ima ettiğini anladı. Caner Hisarlı'ya yardım edişini babası bilmiyordu. Duyması onun için iyi olmayacaktı. Sonra, "Karınla tanıştırmayacak mısın bizi? " " Toprak." Diyen kızın sesi geldi merdivenlerin üstünden. Yeşim kolunu Toprak'ın kolundan geçirdiğinde birlikte indiler merdivenleri. Toprak: " Babam Sezai Karakoç. Cansu'yu bilerek es geçmiş tanıştırmamıştı. " Memnun oldum." Dedi Yeşim. Sonra babasının solunda duran Cansu'ya döndü Yeşim. " Peki bu hanım kim ********************************* Evet canlarım bölüm sonu.
|
0% |