@azamet_29_2
|
" Başka bir kadının kocasına bakmak ahlaksızlıktır." Cansu sinirle kalktı ayağa. " Sen... Cansu kaldırdığı elini hızla indirirken Yeşim birden bileğinden yakaladı. Cansu anlık şaşkın kala kaldı. "Bunu bir daha deneme. Cansu hızla elini Yeşim'in elinden kurtarırken gözlerine baktı dikkatle. " Seni yalancı. Yada nasıl kaçtın Toprak'ın evinden. Hemde yangın merdivenlerini kullanarak." Yeşim kahkaha ile güldü. " Sırmamı söyledi nasıl kaçtığımı. Dedi Yeşim, hâlâ gülüyordu çünkü az önce bir kaç saniyede olsa Cansu'nun elini havada görebilmişti. Gördüğü görüntü Toprak'ı ilk tanıdığı günkü gibi çizgiseldi. Yani gözleri Toprak'ın evinden kaçarken geçirdiği kazadan öncekine dönüyordu. Ama anlaşılan yavaş yavaş. " Yenge? Yeşim başını sesin geldiği yöne çevirdi. " Hayır... Cansu bizimle bahçeye çıkmaktan Yeşim Cansu'nun tavrına sinir olsada Nazlı'ya belli etmemeye çalışıyordu. " Biz gidebiliriz Nazlı. " O sırada Cansu Yeşim'i kolundan tuttu. " Bu evde çok kalamayacaksın. " Hayal görmeye devam et Cansu." Dedi Yeşim kolunu hızla çekip Cansu'dan kurtararak. Nazlı hızlı adımlarla Yeşim'in yanına gelerek koluna girdi. " Gidelim o zaman. " Dedi göz ucuyla Cansu'ya bakarak. Yeşim, Nazlı ile birlikte yemek odasından çıkarak önce salona, sonrada dış kapıdan çıkarak bahçeye geçtiler. Nazlı: " Yenge Cansu seni üzecek birşeymi söyledi." " Yo. Hayır. Öylesine konuştuk. " Bahçeyimi? Şimdi biz evden çıktıkya şuan verandadayız. İki basamakla indiğimizde durduğumuz yer arabalar için olan yol. Evin önünde ortada küçük fıskiyeli bir havuz var ve bahçeye giren araçlar etrafında daire çizerek giriş çıkış yapıyorlar. Şuan bizim gideceğiniz kamelya, evin sağından yine verandadan inerek gideceğimiz arkada. Diyerek arka tarafa yönlendirdi Yeşim'i. Arka tarafa geldiklerinde, mis gibi çiçek kokuları geldi Yeşim'in burnuna. " Imm! Çok güzel kokuyor bu taraf." " Evet bu taraf ayrı güzel. " Burda küçük bir kamelyamız var " Çok güzel olmalı." Dedi Yeşim, boş bakışlarla. "Keşke oda görebilseydi bu güzel kamelyayı." Diye geçirdi içinden. Sonra devam etti. Biraz sağa doğru yürüdüğünüzde de büyük bir havuz var. Hadi gel." Diyerek kamelyaya kadar gelip içine girerek kırmızı koltuklara oturdular. Yeşim burnundan derin bir nefes çekerek gölgenin verdiği serin melteme eşlik eden çiçek kokusunun yanı sıra, yeni sulanmış bahçeden buram buram fışkıran toprak kokusuyla mest oldu. " Immm. Çok çok güzel kokuyor. Nazlı güldü. " Evet ev güzel, bahçe güzel ama babanla aran güzel değilse bu güzellikler işe yaramıyor. Abim 6 yıl önce babam yüzünden evden gitti. Şimdide yine babam yüzünden gelmek zorunda kaldı. Dedi kız kıkırdayarak. " Kızlar kahveleriniz. " Diyen Feride' ydi. " Teşekkürler. " "Afiyet olsun. " Feride kahveleri ortadaki büyük yuvarlak sehbaya koyduktan sonra yanına buzdolabında bekletilmiş çikolatalardan bıraktı bir tabak. Yeşim tam önündeki kahve fincanını tabağı ile bilikte eline alarak fincanı kulbundan tutup büyük bir yudum aldı kahvesinden. " Imm. Yapanın eline sağlık." " Suna teyze yapmıştır." " O zaman Suna teyzenin ellerine sağlık. " Dedi Yeşim gülümseyerek. " Nazlı. " Ben mi?" Dedi kız bir yudum kahve içerek. Adım Nazlı Karakoç. 16 yaşımdaydım. Evin en küçüğüyüm. Ablamın katlanmak zorunda olduğu, ama abimin sevdiği kardeşiyim. Derken, " Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim. " Diyede ekledi kız gülerek. " Ve çok espirilisin. Dün akşamda farkettim." " Peki seni tanıyabilirmiyiz. Yengecim." " Bende, Yeşim Hisarlı. Kimlikte 19 gerçekte 21 yaşındayım." " Neden öyle? " " Caner Hisarlı'nın saçma işleri. Lise bitti. Bu yıl hazırlık. Seneye Üni sınavına gireceğim. Kararsız olmakla beraber avukatlık düşünüyorum. Dedi kız gülümseyerek. 5 yaşında geçirdiğim kaza sonucu görme yetimi kaybettim. Babam beni yanına aldıktan sonra oda yeniden evlendi. " Ne güzel. " Seninde vardır bir kankan. " " Şey... "Hmm.. " Ciddi misin?" " Tabi. Dedi Yeşim kahvesinin sonunu yudumlayarak. " Yaşa yenge! " Öyle mi? Sanmıyorum. Deve ile cüce gibiyiz bence." Dedi Yeşim gülerek. " Abimin gözleri de yeşil mesela. Uyumlusunuz yani." " Gerçekten mi? " " Nasıl.? Yeşim kahkaha ile gülmeye başladı. " İnanırmısın hiç sormadım. Diyerek gülmeye devam etti kız. " Eveet kanka yenge. " Imm. Seçeneklerimiz varmı? " " Vadideki Zambak veya Simyacı." " Simyacı lütfen. " " Daha önce okudunmu." " Evet. Yarıya kadar gelmiştim. Sonra okulda kaybettim. " " O halde birde benden dinleyerek okumuş olursun." " Zevkle kanka." Nazlı gülen gözlerle baktı karşısındaki kıza. Gerçekten çok sevmişti onu. Eline aldığı kitabı okumaya başladığında Yeşim'de geriye yaslanıp hayal gücünü kullanarak görmeye çalıştı kitabın kahramanlarını. Nazlı sıkılmadan nerdeyse kitabın yarısını okumuştu. Yeşim: " Birazda yarına kalsın kitap kurdu. " Diyerek okumasını durdurunca iki kız öğlene kadar kamelyada oturup sohbet ederek geçirdiler zamanı. Öğle güneşiyle hava dahada ısınınca, " İçeri girelimmi? " Sorusu Yeşim'den geldi. Yeşim: " Nazlı sıcaktan uykum geldi benim. Ben biraz uzanacağım. " " Tamam yengecim. Çıkmana yardım edeyim mi." Dedi Nazlı merdivenlerin önüne geldiklerinde. " Sağol canım, kendim çıkarım." " Tamam o zaman akşam görüşürüz." Yeşim yavaş adımlarla merdivenleri çıkarak sağa dönüp ikinci kapıyı bularak odalarına girdi. Girer girmez ilk farkettiği şey o koku oldu. Çok hafif olsada almıştı kokuyu. " Hızını alamayıp bu odayada girdin demek. Kesin Toprak'ın kıyafetlerinede dokunmuşsundur. " Dedi gülerek giyinme odasına girerken. " Demiştim." Dedi gülerek. ***** Gözlerini açtığında daha iyi hissediyordu. " Nerdeyse 2 saat uyumuşum yahu. Demiştiki midesinden gelen gurultuyla, " İşte kendime yapacak iş. Diyerek odasından çıkarak merdivenlere yöneldi kız. Şuan aşağı inmek iyi fikir olmayabilirdi. O yüzden aşağı inmekten vazgeçti. Tam geri dönecekken, " Yeşim." Diye seslenen Cansu ile olduğu yerde kaldı. Odaya dönmek için geç kalmıştı. Tekrar merdivene döndü " Aşağı gelsene. Düğün pastası bile almışlar. " Yeşim bir süre sessizce düşünürken, " Eşinin arkadaşlarını Yeşim artık mecbur kalmıştı. Yeşim yavaş adımlarla aşağı indiğinde kolunda hissettiği elle irkildi. " Gel yenge." Nazlı koltuğundan kalkıp Yeşim'in yanına gelmişti. " Teşekkür ederim. " Birlikte koltukların olduğu yere kadar geldiler. Cansu: " Çocuklar tanışın. Cansu çok kısık sesle devam etti. " Yalnız dediğim gibi görme engelli. Ona göre yani." " Görmüyor olabilirim ama sağır değilim Cansu. Gülme sesinin arkasından, yanına ilk yaklaşan Ersin oldu. Kızın sağ kolundan tutup kaldırdığı elini eliyle tutarak, " Merhaba Yeşim ben Ersin. " Bende." Dedi kız. Arkasından gelen kişi, " Bende Betül. Dedi kızın elini Ersin' den kurtarıp kendi tutarak. Sonrada diğer adam geldi. " Bende Yalçın." Dedi kızın elinin üzerine bir bugse kondurarak. Ersin' den geldi uyarı. " Yalçın adam gibi dur. " " Ne var oğlum. Kibar olmaya çalışıyorum." " Yalçın denen adamın sesi garip çıkarken dili dolaşıyordu. Nazlı ile birlikte koltuğa geçip oturdu Yeşim. " Hoş geldiniz." Karşısına oturanların merakla kendisine baktığını hissediyordu. " Hepiniz Toprak'ın arkadaşı, aynı zamanda birbirinizle arkadaşsınız sanırım." " Aynen." Dedi Betül. " Toprak'ın evlendiğini duyunca şok olduk. Hem tebrik edelim hemde seninle tanışalım istedik." " Teşekkürler." " Toprak evdedir diye düşünmüştük ama şirketteymiş. Boş yere erken saatte rahatsız ettik." " Estağfirullah. " Gelir yengecim. Ben arayıp haber verdim az önce." Dedi kız, Cansu'nun gözlerine bakarak. Yalçın: " Şu Toprak ammada ballı adammış kuşu vurmuş. " " Lafını bil lan! " Diyen sesle herkes dışarıya açılan kapıya baktı. " Gevşek gevşek konuşma karışmam." " Kızma Toprağam. " " Adam gibi konuş sende. Doğu, elindekileri odaya bırak. " " Tamam abi." Toprak Yeşim'in önüne kadar gelerek tam yanına oturdu. Toprak konuşmasına devam ederken elini kaydırarak Yeşim'in omuzuna koydu. O anda Yeşim şaşkın kala kaldı. Anında Toprak'a çevirdi başını. " Neden geldiniz. " Diyen Toprak'la, " Neden mi geldik.? Diyen Ersin'e ters ters baktı Toprak. " Bu gevşeği niye getirdiniz lan! " " İllede gelmek istedi." " Misafir ağırlayacak havamda değilim. " Dedi Toprak kızın omuzundan çektiği elini diğer eliyle kucağına alarak. O anda Yeşim tekrar karanlığa geçti. Toprak: "Gördük görüştük. Ersin: " Tamam, tamam. Mesajı aldık. Dedi gülümseyerek. " Bir daha da bu gevşekle buraya gelmeyin." " Bir dahakine sıra sende. " Hadi güle güle. " Toprak arkadaşlarını kapıdan kovar gibi uğurlarından sonra geri dönüp Nazlı ve Yeşim'in önünden hırsla geçip Cansu'nun yanına gelerek, " Bir daha benden habersiz bu eve birini çağırmayacaksın." " Duymuşlar gelmek istediler. Bende gelin dedim. Hatta pasta bile getirmişler. " Toprak mutfağa doğru dönmeden bağırdı. " Suna teyze gelen pastayı atın! " Sonrada Yeşim'in yanına geldi. " Yeşim..." Yeşim dalgın cevap vermedi. " Yeşim!" " Ha! Ne! Da, dalmışım." Dedi kız. Aklı hâlâ az önce yaşadığı şeydeydi. " Canını sıkacak bir şeymi söylediler." " Ha- hayır." " Gel gidiyoruz." " Ne? Nereye? " " Yukarı." Dedi kızı kollarından tutup kaldırarak. Sonrada yukarı çıkmasına yardım etmek için koluna girdi. Ve yine aynı şey. Yeşim'in karanlığı Toprak'ın dokunuşuyla değişiyordu. Odaya geldiklerinde kızı getirip yatağa oturttu. Toprak elini çektiğinde karanlık geri geldi. Yeşim hiç bir şey anlayamıyordu. Bu olan şeye sebep Korkuyla kaybettiği şeyi, duydugu güvenle yavaş yavaş geri kazanıyordu belkide. " Yalçın yavşağı sana karşı terbiyesiz bişey yaptı mı?" " Hah, yok. " O nun ne yapacağı belli olmaz. İyidir hoşturda biraz cıvıktır. Gerçi hepsi birbirinden cıvık ya. " Toprak!" Dedi kız aniden. Toprak sustu. " Hmm." " Sana sarılabilirmiyim? " Toprak kaşları havada şaşırırken kız aniden sımsıkı sarıldı kapattığı gözleriyle. Göğsüne koyduğu başına beline sarılan kolları eşlik etti. ******************************* Evet bölüm sonu canlarım. |
0% |