Yeni Üyelik
6.
Bölüm

K.k.6 Kalbi Güzel

@azamet_29_2

Hatalarım varsa sorry.

Ne kimlik ne cüzdan sahte.
Yeşim benimle evli.

Ve dün Gece'yi benim evimde, benim odamda, ve benim yatağımda geçirdi şişko.
O artık benim kadınım.

" Yeşim." Demiştiki...

Toprak yakasına yapışıp hızla kendine çekti adamı.
Öfkeli gözlerle baktı tam gözlerinin içine.

Polise aldırmadan,

" Ağzından onun adını bir kere daha duyarsam seni elimden kimse alamaz. Bu kez tek bacakla kurtulamazsın!" Diyerek geriye fırlattı.

Polis önce Toprak'ı sakin olması konusunda uyardı. Sonra kimlik ve cüzdana baktı ve arkasındakilere dönerek,

" Bizim yapabileceğimiz bir şey yok." Dedikten sonra ofisten çıktı.

Caner ters ters baktıktan sonra yanındaki adamla birlikte çıktı ofisten.

" Bu iş burda kalmaz diye tehtit etmeyide unutmadı."

Adamların ardından Toprak burnundan soluyarak tekrar babasının yanına gelip kalktığı koltuğa oturdu.

Babası Sezai'de kendi koltuğuna bıraktı kendini.
Adam oğluna bakarken,

" Eveet Sezai Karakoç Bey.
Ben şartına uyarak evlendim.
Şimdi sıra sende.
Vasiyetine bile yazdırdığın şart yerine geldiğine göre sende sözünü tutacaksın.
Şirketi ablam ve kocasına değil bana bırakacaksın."

Yaşlı ve kurnaz adam,

" Sözümü tutacağım.
Sende sözünü tam tuttuğunda." Dedi.

" Beni duymadın sanırım. "

" Duydum.
Benim şartım evlenip aile kurmandı.
Evlendin ama kör bir kızla. "

" Baba!" Dedi Toprak ayağa kalkarak.

" Kör olmasıyla ilgili tek bir kelime konuşmaya hakkın yok. "

Dedi sıktığı yumruğunu masaya geçirerek.

" İhtiyar gözlerini açta, yüzüme bir bak! Bak bakalım ne görüyorsun."

Adam kaşları çatık karşısındaki sinirli adama baktı.
Ne ima ettiğini biliyordu.

Yıllar önce karısının kendisini terketmesine olan öfkesini oğlundan çıkarmıştı.
İçip sarhoş olduğu o gece içmemesi konusunda kendini uyaran oğluna kırdığı şişeyi savururken böyle bir iz bırakacağını bilmiyordu. Ayıldığında ise artık çok geçti.
Vijdan azabı duysada bu azabı öfkesiyle örtmüş kimseye belli etmemişti. Hâlâ otoriter, sert ve o günden sonra hep aynıydı.
Adam bir süre sessiz kaldı.

Sonra,

" Her neyse." Dedi aldırmaz şekilde.

" Kör veya değil, senin zevkin.
Benim şartım aile kurmandı.
Evlendin diye aile kurdun kabul etmiyorum.

Sadece evlenerek aile kuramazsın.
Bu yüzden gerçek bir aile olana kadar benimle çalışmaya hak kazandın sadece."

Toprak babasının tek kaşı havada olan bakışlarını izledi yerine otuturken.
Babası eski kurtlardandı.
Tahmin ettiği gibi Toprak'ın aniden görme engelli bir kız ile evlenmesini inandırıcı bulmamıştı belliki.

" Tamam. "

Dedi Toprak uysal davranarak.
Şimdilik babasıyla çalışacak 1 yıl boyunca en azından ablasının çevirdiği işleri kontrolünde tutabilecekti.
Bu süre içindede babasını kendi yanına çekecekti.

" Ayrıca! " Dedi adam.

" Ayrıca ne?! "

" Eve döneceksin! "

" Ne?
Neden eve dönecekmişim."

" Gelinimi ve doğacak torunlarımı her zaman yanımda görmek istiyorum."

Toprak duyduğu şeyle şaşırdı.
İçten içe babasının zekasına hayranlık duydu.

Zeki kurt.
Açıkca sana inanmadım demiyorda. Dedi kendi kendine.

" Hem Nazlı' da seni özlemekten kurtulur."

Sinirle tekrar ayağa kalktı Toprak.

" Yarın evde olacaksın.
Gelmezsen şart bozulur Toprak.
Sende kör bir kızla evlendiğinle kalırsın sadece."

Toprak babasının gözlerine, babasıda Toprak'ın gözlerine bakıyordu.
Toprak hırsla ofisten çıkarken babası arkasından sinsi şekilde gülümsedi.

" Kimi kandırıyorsun Toprak efendi.

Bakalım ne zaman itiraf edeceksin."

*****

Toprak sinir tepesinde bindi asansöre.
Babası açıkca söylemesede meydan okuyordu. O koltuğu kolayca bırakmayacaktı Toprak'a.

Toprak asansörle 10 katı inerken kafasının içinde her şeyi yeniden düşündü.
Acaba. Dedi.
Acele ederek ve düşünmeden Yeşim'le evlenerek hatamı yapmıştı.
Babasının aile şirketini ablasına ve kocasına bırakmasını engelleyebilmek için birden evlenirken bulmuştu kendini.

Bu evlilik 1 yıl sürecek sonrada Yeşim ile boşanacaktı. Kolay bir plandı yaptığı. Ama babası şimdide eve döneceksin diye dayatıyordu.

" Kör şeytan al başını git uğraşma ne babanla ne o ablan ve kocasıyla diyor."

Dedi tıslayarak.
O anda dönen kapıdan giren ikiliyi gördü. Ablası ve sabah sabah kırmızı gözlerle gezen kocası Burhan...
Karşı karşıya geldiler.

Ablası kollarını göğsünde birleştirirken Burhan ellerini ceplerine soktu.

" Sabah sabah seni burda görmek ne şeref kardeşim.
Hayırdır dünkü olaylardan sonra babamdan özür dileneyemi geldin. Sayende adam rezil oldu."

Son 10 dakikadır düşündüğü her şeyi birden kenara attı Toprak.

Ellerini ceplerine sokarak çarpık şekilde gülümsedi.

" Artık her gün buradayım Sırma. Beni hergün görmek zorunda kalacaksınız.
Meydanı size bırakıp bu şirketi size yedirmeyeceğim.
Ayrıca karımla birlikte yarın evdeyiz. "

Sırma bir Toprak'a bir eline baktı.

" Yüzük görmüyorum. "

Dediğinde Toprak elini pantolon cebinden çıkararak ceketinin cebine soktu. Çıkardığı cüzdanı havaya kaldırarak Sırma'ya zevkle gösterdi.

Kadının kaşları çatıldı.
" Sen.
Sen gerçekten o körle evlendin mi?"

" Seninde dediğin gibi Sırma.
Bu yüzü kimse görmek istemiyor. Bu yüzden görmeyen biriyle evlendim. Ve babam gelininin her zaman yanında olmasını istediği için dönmeye karar verdim.
Ve. Bundan sonra karım hakkında düzgün konuşacaksın. "

Toprak cüzdanı cebine koyup yanlarından uzaklaşırken Sırma ve Burhan nefretle baktı arkasından.

Adam binadan çıkıp dışarda bekleyen Doğu'nun yanına geldiğinde burnundan soluyordu.

Direk arabaya binerken,

" Doğu eve. "
Tamam abi diyen adam direk binip motoru çalıştırıp gaza bastı.

"Abi.
Bir sorunmu var?"

" Babamdan ve ablamdan daha iyi sorun mu olur?
Babam şimdide eve döneceksin diyor."

" Oo. Sezai bey bir şeyler planlıyor galiba."

" Tahmin ettiğim gibi evlenmemi inandırıcı bulmadı."

" Ne yapacaksın abi."

" Bunada uyacağım. Şirketi o ayyaş adamla ablama bırakacak değilim.

Babam hasta. Aniden ölse herşeyin üzerine çökerek yılların emeğini yok eder o ikisi. Buna izin vermeyeceğim."

" Eve gitmeden önce kuyumcuya gidelim."

" Peki abi."

Bir süre sonra Toprak kuyumcuda yüzüklere bakıyordu. Sırma parmağında yüzük olmadığını farketmişti. Nikâh işini hallederken yüzük işini atlamıştı.

Sırma'nın dikkatini çektiği gibi başkalarınında çekebilirdi.
Bu yüzden adına yakışır bir yüzük almaya karar verdi.

Uyanık kuyumcu karşısında Toprak Karakoç'u görünce ilk iş tektaşları önerdi.
Toprak baktığı modeller arasından bir çift beğendiginde, adam gülümseyerek,

" Çok zevklisiniz Toprak bey."

Diye iltifattan geri kalmadı.
Toprak kendi için olanı parmağına geçirirken kız için olanı kutuya koydurdu.
Ücretini ödedikten sonra hızlı adımlarla çıkarak arabaya döndü.

" Doğu eve çek."

" Tamam abi."

Yarım saat sonra iki adam eve gelmişti.
Toprak şifreyi girerek içeri girerken Doğu'yu da içeri çağırdı.

İki adam içeri girdiklerinde mutfaktan gülme sesleri geliyordu.
İlk iş mutfak kapısından mutfağa baktı Toprak. İki kız masada kahvaltı yapmış şuan kahve içiyorlardı.

Şeyma:

" Upss yakalandık. " Dedi Toprak'a bakarken.

Yeşim:

" Toprak mı geldi? "

" Evet ve biri daha."

Toprak ve Doğu salona geçerken Doğu bara yöneldi. Kendi ve Toprak için hafif bir şeyler hazırlayarak buz için mutfağa gitti. Dondurucuyu açıp buz aldı. Şeyma'nın gözleri Doğu'nun üzerinden geçerken Doğu'nun anlık bakışları Şeyma'nın gözlerinden geçti.

Doğu buzları alıp tekrar salona dönünce Şeyma masayı hızlıca toplayarak tabakları ve bardakları makineye koyarken Yeşim'in kulağıma eğilip,

" Yeşim bu diğeri kim."

" Doğu mu?"

" Doğu mu Batı mı bilmem. Ama seninkinden aşağı kalmaz. "

" Hayırdır."

" Hayır hayır." Dedi kız gülerek.

" Yeşim...
Benim artık gitmem lazım.
Benden istediğin birşey varmı? "

" Bir isteğim yok teşekkür ederim...

Şeyma..."

" Hımm."

" Geldiğin için sağol. Seninle konuşmak çok iyi geldi. "

Yeşim yerinden kalkınca Şeyma ile salona geçtiler.
Toprak ayağa kalktı.
Şeyma kızı koltuğun yanına kadar getirerek sarıldı.
Toprak'a baktı.

Sonra da çekinerek elini uzattı. Çünkü yüzündeki yara hâlâ ürkütücü geliyordu.

" Şey...
Farklı şekilde tanışmak zorunda kaldık. Yinede tanıştığımıza memnun oldum. Yeşim'e yardım ettiğiniz içinde teşekkür ederim. "

Toprak bir kıza bir uzattığı eline baktı.
Sonrada elini uzatarak sıktı.

" Benim gitmem lazım.
Arkadaşım size emanet. "

" Biraz bekle. " Dedi Toprak.

Elini cebine sokarken Yeşim'e döndü.
Kutuyu çıkararak kapağını açtı.

Şeyma gördüğü şeyle,

" Oha. " Dedi gayri ihtiyari. Yeşim duyduğu şeyle başını kızın sesine çevirdi.

" Yeşim. Gördüğümü görsen..."

Toprak:

" Yeşim.
Dün nikah konusunu halletmiştik ama yüzük kısmını o karışıklıkta atlamışız. Bu yüzden gelirken yüzük işinide hallettim.
Yüzük olmadan evli olduğumuza inanmazlar.

Elini uzat. "

Kız bir an hem heyecan hem korku hissetti. Titreyen sol elini sabitlemeye çalışarak yavaşça uzattı. Toprak kutudan aldığı yüzüğü Şeyma'nın ve Doğu'nun gözleri önünde Yeşim'in parmağına geçirdi.

Yeşim elini geri çekerken diğer elinin parmaklarıyla yüzüğe dokunduğunda gözleri kocaman açıldı.

" Ohaa!
Az önce yüzük demedinmi sen?"

Toprak kıza baktı.

" Evet yüzük dedim. Yüzük işte."

" Buna yüzük demenin cezası vardır.
Bu tek taş.
Sen yüzükle tektaş arasındaki farkı biliyormusun? "

Toprak güldü.

" Toprak Karakoç dandik yüzük almış karısına dedirtemezdim. "

" Ama bu kadarı çok fazla
" Ama bu kadarı çok fazla. "

Şeyma Yeşim'e döndü.

" Arkadaşım sana tektaşınla mutluluklar. Benim eve gitmem lazım."

" Doğu. "

"Buyur abi."

" Şeyma hanımı evine bırak. Sende dinlen gelnene gerek yok. Ama yarın saat on da bura ol."

" Tamam abi."

Doğu ve Şeyma çıkarken.
Toprak ve Yeşim koltuklara oturdular.

Toprak saate baktı.
Öğle olmuştu.
Karnının acıktığını hissetti.

" Ben acıktım. Pizza severmisin? "

" Severim." Dedi kız birazda çekinerek.

Toprak ayağa kalkarak,

" Önce bir duş alacağım. Sonra da pizza isteriz.
Sonrada konuşmamız lazım."

Toprak salondan çıkarken,

" Ta-tamam." Dedi kız. Utanmıştı.

İki gündür tanıdığı bir adamın evindeydi ve adam diğer tarafta duş alırken kendinin bu odada oturuyor oluşu kıpkırmızı olmasına yetmişti.

Elini ayağını koyacak yer bulamayınca yerinden kalkarak el yordamıyla duvardan destek alarak mutfağa kadar gitti. Sonrada mutfak balkonuna çıktı yavaş adımlarla.
Balkondaki sandalyeye ayağı çarpınca burda bir sandalye olmasına sevinip oturdu.
Eliyle saatine dokundu. 13:10 dedi. Şuan güneş tam tepede ve hava çok sıcaktı. Derin bir nefes aldı.

Bundan sonra ne yapacağını düşünmeye başladı. Gerçekte 21 olsada kimlikte 19 yaşındaydı. Çünkü babası kimliğiyle oynamıştı. Bu yüzdende lise geçen yıl bitmiş bir yıldırda üniversite sınavlarına hazırlanıyordu ve bu yıl sınavlara girecekti. Sonrasınıda sonra düşünecekti. Belkide Şeyma gibi hukuk kazanabilirim diye düşündü.

" Yeşim.? "

" Burdayım balkonda."

" Neden burda oturuyorsun? "

Kız kendimi buraya zor attım diyemedi.

"Hava almak ve düşünmek istedim. "

" Ne düşünüyorsun? "

" Şey... Bu yıl sınavlara girecektim ama geçti.
Nasıl yapsam diye düşünüyordum.
Şeyma ile aynı yaştayız. Ama babamın yüzünden ben sınav kovalarken Şeyma avukat olmak için okuyor. "

" Gerçekten mi.
O kız avukat mı olacak. O yüzden çenesi çok desene.
Girmek istiyorsan sende sınava gir. Puanın tutarsa sende hukuka gidersin."

" Öyle ama." Dedi kız ayağa kalkıp duvardan destek alarak tekrar mutfağa girerken.

" Ben bir yıl sonra Amerika'ya gitmek istiyorum. Nasıl olacak bilmiyorum. "

" O zaman şöyle yapıyorsun. Bir sonraki sınava giriyorsun, aldığın puanı görüp sonra karar veriyorsun.
O zamana kadar kafa yormuyorsun..."

" Doğru söylüyorsun."

" Pizza neli olsun? "

" Karışık lütfen."

Yarım saat sonra pizzalar gelmiş salondaki sehbaha üzerine açılmıştı kutular. Toprak ve Yeşim yan yana oturmuş pizzalar yenirken Toprak konuşmaya karar verdi..

" Yeşim. "

" Efendim."

" Bugün babamla konuşmaya gittim."

" Evet söylemiştin sabah."

Kız önüne eğdi başını.

" Baban durumu anlayıp kabul etmedi mi? "

" Aslında bence babam durumu anladı. Ama tam tersi olarak bana eve döneceksin şartı koştu."

" Nasıl yani."

" Ben altı yıl öncesine kadar ailemle aynı evde yaşıyordum sonradan ayrıldım. Babam yüzümdeki bu izi yaptığında artık o evde kalmam dedim ve kendi evime çıktım.

Babam birazda bu yüzden bana ters davranıyor. Kendini hiç suçlamaz o. Her zaman başkaları suçludur.

" Peki annen. "

" Annem yok, öldü."

" Özür dilerim hatırlatmak istememiştim. "

" Her neyse işte. Yarın eve dönmemi yoksa şartın bozulacağını söyledi."

" Sende bana mı sormak istedin? "

" Evet. "

" Şey. Benim için sorun olmaz.
Ya-yani sen şey demiştin...
Ben nerde olursam sende orda olacaksın."

" O halde yarın gidiyoruz. "

" Hıhı. Tamam." Dedi kız.
Sonra başını Toprağ'ın sesinin geldiği yöne çevirdi.

" Şey... Toprak."

" Hımm. " Dedi adam kıza dönerek.

" Ben bugün biraz düşündüm.
Sen bir yıl dedin biliyorum ama, 3 ay dolduğunda istediğin an boşanabiliriz. Bunu aklının bir köşesinde tut. "

Adam kızın boş bakan yeşillerine baktı.
Bu yeşillere baktığında nedense bir girdaba bakıyor gibi hissetmeye başlamıştı.

" Gerek yok." Dedi sadece.

" Bugün pansuman yapılmadı. Pansumanını yapalım. "

Diyerek konuyu değiştirdi Toprak.

Kız, "Aslında." Demiştiki.

Toprak:

"Gerek yok deme." Diyerek kesti cümleyi.

Ayağa kalkarak sehba üzerindeki pizza kutularını ve bardakları toplayıp götürdükten sonra ilk yardım kutusuyla geri döndü.

Mermer sehpanın üzerine oturarak kutuyu yanına koydu.
Önceki gibi önce başındaki dikişle başladı pansumana. Bir kaç dakikada yarayı temizleyip yeniden bandajladı.

Sonrada sırtındaki sıyrıklara pansuman yaptı.

" Bitti." Dediğinde, kız tişörtünden tutan eli yakaladı.

Adam şaşırarak kıza bakarken kız yönünü Toprağ'a çevirdi.

" Elini açar mısın?"

Adam şaşkın şekilde sağ elini biraz havaya kaldırıp açtı. Kızın sağ eli adamın bileğini tutuyordu.
Sonra sol elini açtı kız.
Avucunu adamın avucuna dayadı.
Parmaklarını açtı kapadı. Avucunu adamın avucunda gezdirdi.

"Ellerin çok büyük." Dedi kıkırdayarak.

" Seninkiler küçük." Dedi adam.

" Hayır seninkiler büyük."

Dedi kız.

" Tıpkı...
Tıpkı yüreğin gibi."

Sonra adamın elini bırakıp iki elini uzatarak adamın yüzüne dokundu.

Toprak o an çok tuhaf, sanki ilk kez bir kadın kendine dokunmuş gibi hissetti. Kızın elleri yavaş hareketlerle yüzünde gezerken adam gözlerini kapattı.

Kızın elleri adamın kaşlarında kirpiklerinde bir kaç günlük sakalında dolaştı, dolaştı sonunda yarada durdu.

Parmaklarıyla yara izinin üzerinden geçerken,

" Yüzünde en az kalbin kadar güzel."

********************************
Bölüm sonu canlar.
Gelecek bölümede bekliyorum.

Loading...
0%