@azamet_29_2
|
Hatalarım varsa sorry. Ne kimlik ne cüzdan sahte. Ve dün Gece'yi benim evimde, benim odamda, ve benim yatağımda geçirdi şişko. " Yeşim." Demiştiki... Toprak yakasına yapışıp hızla kendine çekti adamı. Polise aldırmadan, " Ağzından onun adını bir kere daha duyarsam seni elimden kimse alamaz. Bu kez tek bacakla kurtulamazsın!" Diyerek geriye fırlattı. Polis önce Toprak'ı sakin olması konusunda uyardı. Sonra kimlik ve cüzdana baktı ve arkasındakilere dönerek, " Bizim yapabileceğimiz bir şey yok." Dedikten sonra ofisten çıktı. Caner ters ters baktıktan sonra yanındaki adamla birlikte çıktı ofisten. " Bu iş burda kalmaz diye tehtit etmeyide unutmadı." Adamların ardından Toprak burnundan soluyarak tekrar babasının yanına gelip kalktığı koltuğa oturdu. Babası Sezai'de kendi koltuğuna bıraktı kendini. " Eveet Sezai Karakoç Bey. Yaşlı ve kurnaz adam, " Sözümü tutacağım. " Beni duymadın sanırım. " " Duydum. " Baba!" Dedi Toprak ayağa kalkarak. " Kör olmasıyla ilgili tek bir kelime konuşmaya hakkın yok. " Dedi sıktığı yumruğunu masaya geçirerek. " İhtiyar gözlerini açta, yüzüme bir bak! Bak bakalım ne görüyorsun." Adam kaşları çatık karşısındaki sinirli adama baktı. Yıllar önce karısının kendisini terketmesine olan öfkesini oğlundan çıkarmıştı. Sonra, " Her neyse." Dedi aldırmaz şekilde. " Kör veya değil, senin zevkin. Sadece evlenerek aile kuramazsın. Toprak babasının tek kaşı havada olan bakışlarını izledi yerine otuturken. " Tamam. " Dedi Toprak uysal davranarak. " Ayrıca! " Dedi adam. " Ayrıca ne?! " " Eve döneceksin! " " Ne? " Gelinimi ve doğacak torunlarımı her zaman yanımda görmek istiyorum." Toprak duyduğu şeyle şaşırdı. Zeki kurt. " Hem Nazlı' da seni özlemekten kurtulur." Sinirle tekrar ayağa kalktı Toprak. " Yarın evde olacaksın. Toprak babasının gözlerine, babasıda Toprak'ın gözlerine bakıyordu. " Kimi kandırıyorsun Toprak efendi. Bakalım ne zaman itiraf edeceksin." ***** Toprak sinir tepesinde bindi asansöre. Toprak asansörle 10 katı inerken kafasının içinde her şeyi yeniden düşündü. Bu evlilik 1 yıl sürecek sonrada Yeşim ile boşanacaktı. Kolay bir plandı yaptığı. Ama babası şimdide eve döneceksin diye dayatıyordu. " Kör şeytan al başını git uğraşma ne babanla ne o ablan ve kocasıyla diyor." Dedi tıslayarak. Ablası kollarını göğsünde birleştirirken Burhan ellerini ceplerine soktu. " Sabah sabah seni burda görmek ne şeref kardeşim. Son 10 dakikadır düşündüğü her şeyi birden kenara attı Toprak. Ellerini ceplerine sokarak çarpık şekilde gülümsedi. " Artık her gün buradayım Sırma. Beni hergün görmek zorunda kalacaksınız. Sırma bir Toprak'a bir eline baktı. " Yüzük görmüyorum. " Dediğinde Toprak elini pantolon cebinden çıkararak ceketinin cebine soktu. Çıkardığı cüzdanı havaya kaldırarak Sırma'ya zevkle gösterdi. Kadının kaşları çatıldı. " Seninde dediğin gibi Sırma. Toprak cüzdanı cebine koyup yanlarından uzaklaşırken Sırma ve Burhan nefretle baktı arkasından. Adam binadan çıkıp dışarda bekleyen Doğu'nun yanına geldiğinde burnundan soluyordu. Direk arabaya binerken, " Doğu eve. " "Abi. " Babamdan ve ablamdan daha iyi sorun mu olur? " Oo. Sezai bey bir şeyler planlıyor galiba." " Tahmin ettiğim gibi evlenmemi inandırıcı bulmadı." " Ne yapacaksın abi." " Bunada uyacağım. Şirketi o ayyaş adamla ablama bırakacak değilim. Babam hasta. Aniden ölse herşeyin üzerine çökerek yılların emeğini yok eder o ikisi. Buna izin vermeyeceğim." " Eve gitmeden önce kuyumcuya gidelim." " Peki abi." Bir süre sonra Toprak kuyumcuda yüzüklere bakıyordu. Sırma parmağında yüzük olmadığını farketmişti. Nikâh işini hallederken yüzük işini atlamıştı. Sırma'nın dikkatini çektiği gibi başkalarınında çekebilirdi. Uyanık kuyumcu karşısında Toprak Karakoç'u görünce ilk iş tektaşları önerdi. " Çok zevklisiniz Toprak bey." Diye iltifattan geri kalmadı. " Doğu eve çek." " Tamam abi." Yarım saat sonra iki adam eve gelmişti. İki adam içeri girdiklerinde mutfaktan gülme sesleri geliyordu. Şeyma: " Upss yakalandık. " Dedi Toprak'a bakarken. Yeşim: " Toprak mı geldi? " " Evet ve biri daha." Toprak ve Doğu salona geçerken Doğu bara yöneldi. Kendi ve Toprak için hafif bir şeyler hazırlayarak buz için mutfağa gitti. Dondurucuyu açıp buz aldı. Şeyma'nın gözleri Doğu'nun üzerinden geçerken Doğu'nun anlık bakışları Şeyma'nın gözlerinden geçti. Doğu buzları alıp tekrar salona dönünce Şeyma masayı hızlıca toplayarak tabakları ve bardakları makineye koyarken Yeşim'in kulağıma eğilip, " Yeşim bu diğeri kim." " Doğu mu?" " Doğu mu Batı mı bilmem. Ama seninkinden aşağı kalmaz. " " Hayırdır." " Hayır hayır." Dedi kız gülerek. " Yeşim... " Bir isteğim yok teşekkür ederim... Şeyma..." " Hımm." " Geldiğin için sağol. Seninle konuşmak çok iyi geldi. " Yeşim yerinden kalkınca Şeyma ile salona geçtiler. Sonra da çekinerek elini uzattı. Çünkü yüzündeki yara hâlâ ürkütücü geliyordu. " Şey... Toprak bir kıza bir uzattığı eline baktı. " Benim gitmem lazım. " Biraz bekle. " Dedi Toprak. Elini cebine sokarken Yeşim'e döndü. Şeyma gördüğü şeyle, " Oha. " Dedi gayri ihtiyari. Yeşim duyduğu şeyle başını kızın sesine çevirdi. " Yeşim. Gördüğümü görsen..." Toprak: " Yeşim. Elini uzat. " Kız bir an hem heyecan hem korku hissetti. Titreyen sol elini sabitlemeye çalışarak yavaşça uzattı. Toprak kutudan aldığı yüzüğü Şeyma'nın ve Doğu'nun gözleri önünde Yeşim'in parmağına geçirdi. Yeşim elini geri çekerken diğer elinin parmaklarıyla yüzüğe dokunduğunda gözleri kocaman açıldı. " Ohaa! Toprak kıza baktı. " Evet yüzük dedim. Yüzük işte." " Buna yüzük demenin cezası vardır. Toprak güldü. " Toprak Karakoç dandik yüzük almış karısına dedirtemezdim. " " Ama bu kadarı çok fazla Şeyma Yeşim'e döndü. " Arkadaşım sana tektaşınla mutluluklar. Benim eve gitmem lazım." " Doğu. " "Buyur abi." " Şeyma hanımı evine bırak. Sende dinlen gelnene gerek yok. Ama yarın saat on da bura ol." " Tamam abi." Doğu ve Şeyma çıkarken. Toprak saate baktı. " Ben acıktım. Pizza severmisin? " " Severim." Dedi kız birazda çekinerek. Toprak ayağa kalkarak, " Önce bir duş alacağım. Sonra da pizza isteriz. Toprak salondan çıkarken, " Ta-tamam." Dedi kız. Utanmıştı. İki gündür tanıdığı bir adamın evindeydi ve adam diğer tarafta duş alırken kendinin bu odada oturuyor oluşu kıpkırmızı olmasına yetmişti. Elini ayağını koyacak yer bulamayınca yerinden kalkarak el yordamıyla duvardan destek alarak mutfağa kadar gitti. Sonrada mutfak balkonuna çıktı yavaş adımlarla. Bundan sonra ne yapacağını düşünmeye başladı. Gerçekte 21 olsada kimlikte 19 yaşındaydı. Çünkü babası kimliğiyle oynamıştı. Bu yüzdende lise geçen yıl bitmiş bir yıldırda üniversite sınavlarına hazırlanıyordu ve bu yıl sınavlara girecekti. Sonrasınıda sonra düşünecekti. Belkide Şeyma gibi hukuk kazanabilirim diye düşündü. " Yeşim.? " " Burdayım balkonda." " Neden burda oturuyorsun? " Kız kendimi buraya zor attım diyemedi. "Hava almak ve düşünmek istedim. " " Ne düşünüyorsun? " " Şey... Bu yıl sınavlara girecektim ama geçti. " Gerçekten mi. " Öyle ama." Dedi kız ayağa kalkıp duvardan destek alarak tekrar mutfağa girerken. " Ben bir yıl sonra Amerika'ya gitmek istiyorum. Nasıl olacak bilmiyorum. " " O zaman şöyle yapıyorsun. Bir sonraki sınava giriyorsun, aldığın puanı görüp sonra karar veriyorsun. " Doğru söylüyorsun." " Pizza neli olsun? " " Karışık lütfen." Yarım saat sonra pizzalar gelmiş salondaki sehbaha üzerine açılmıştı kutular. Toprak ve Yeşim yan yana oturmuş pizzalar yenirken Toprak konuşmaya karar verdi.. " Yeşim. " " Efendim." " Bugün babamla konuşmaya gittim." " Evet söylemiştin sabah." Kız önüne eğdi başını. " Baban durumu anlayıp kabul etmedi mi? " " Aslında bence babam durumu anladı. Ama tam tersi olarak bana eve döneceksin şartı koştu." " Nasıl yani." " Ben altı yıl öncesine kadar ailemle aynı evde yaşıyordum sonradan ayrıldım. Babam yüzümdeki bu izi yaptığında artık o evde kalmam dedim ve kendi evime çıktım. Babam birazda bu yüzden bana ters davranıyor. Kendini hiç suçlamaz o. Her zaman başkaları suçludur. " Peki annen. " " Annem yok, öldü." " Özür dilerim hatırlatmak istememiştim. " " Her neyse işte. Yarın eve dönmemi yoksa şartın bozulacağını söyledi." " Sende bana mı sormak istedin? " " Evet. " " Şey. Benim için sorun olmaz. " O halde yarın gidiyoruz. " " Hıhı. Tamam." Dedi kız. " Şey... Toprak." " Hımm. " Dedi adam kıza dönerek. " Ben bugün biraz düşündüm. Adam kızın boş bakan yeşillerine baktı. " Gerek yok." Dedi sadece. " Bugün pansuman yapılmadı. Pansumanını yapalım. " Diyerek konuyu değiştirdi Toprak. Kız, "Aslında." Demiştiki. Toprak: "Gerek yok deme." Diyerek kesti cümleyi. Ayağa kalkarak sehba üzerindeki pizza kutularını ve bardakları toplayıp götürdükten sonra ilk yardım kutusuyla geri döndü. Mermer sehpanın üzerine oturarak kutuyu yanına koydu. Sonrada sırtındaki sıyrıklara pansuman yaptı. " Bitti." Dediğinde, kız tişörtünden tutan eli yakaladı. Adam şaşırarak kıza bakarken kız yönünü Toprağ'a çevirdi. " Elini açar mısın?" Adam şaşkın şekilde sağ elini biraz havaya kaldırıp açtı. Kızın sağ eli adamın bileğini tutuyordu. "Ellerin çok büyük." Dedi kıkırdayarak. " Seninkiler küçük." Dedi adam. " Hayır seninkiler büyük." Dedi kız. " Tıpkı... Sonra adamın elini bırakıp iki elini uzatarak adamın yüzüne dokundu. Toprak o an çok tuhaf, sanki ilk kez bir kadın kendine dokunmuş gibi hissetti. Kızın elleri yavaş hareketlerle yüzünde gezerken adam gözlerini kapattı. Kızın elleri adamın kaşlarında kirpiklerinde bir kaç günlük sakalında dolaştı, dolaştı sonunda yarada durdu. Parmaklarıyla yara izinin üzerinden geçerken, " Yüzünde en az kalbin kadar güzel." ******************************** |
0% |