Yeni Üyelik
29.
Bölüm

🔥S.V.K 22 Kurt ve oğlu

@azamet_29_2

Selam canlarım.
Yeni bölüme hoşgeldiniz. Bugün akşam üzeri bir bölüm daha geliyor.

Hatalarım varsa affola.

Oylar ve yorumlar itina ile alınır.

*****

" Duramayacağız.
Atlayacağız başka yol yok. "

" Ne? "

" Yoksa araçla birlikte uçurumun dibini boylarız.
Beni dinle Karakız. Biraz sonra yolun iki tarafıda uçurum olacak. Oraya gelmeden atlamalıyız. Yoksa geç olacak."

" Tamam.! " Dedi kız mecburen. Yoksa ölecekleri gün gibi açıktı.

" Sağa dönerken oyalanmadan hemen atla! "

" Tamam!"

Kapının kolunu tuttu kız.
Kapı açık beklemek istedi. Hızla çekti ama olmadı. Kapı açılmadı. Tekrar tekrar çekti kolu.

" Kapı açılmıyor."

Duyduğu cümle ile şaşıran Pusat kendi kapısına asıldı. Ama olmuyordu. Açılmıyordu!

" Sikeyim. Kapılarla oynanmış.
La*et olsun. Tuzak!! "

Tekrar tekrar çektiler kolları. Olmadı. Araç daha da hızlanırken yolun sonunda dipsiz gibi duran uçurum göründü.

Birbirlerine bakarken ölümle aralarında kısacık bir mesafe kalmıştı.

" Tek çare var."

Dedi son anda Karaca. Pusat bir kıza bir yola bakıyordu.

" Tekerlekleri kilitleyeceğim. Araç sola savrularak. Devrileceğiz belki ama uçurumdan iyidir. "

Pusat duyduğu cümleleri anlayana kada,

" Kemerini tak! " Dedi Karaca.

Saniyeler içinde kemerler takılırken kızın gözleri önüne indi. Arabaya ve lastiklere konsantre olduğu anda araç aniden firene basılmışcasına sola savruldu. Yüksek hız yüzünden virajın dışına savrulan araç önce yan yattı ardından takla atarak tavanının üstünde kaldı.

Kısa bir süre her şey durdu. Ne ses, ne hareket hiç bir şey yok ince ince yağan yağmur altında sanki donmuş bir film karesi gibiydi görüntü.

Kulağındaki uğultuyla ilk uyanan ve toparlanan Pusat oldu. Panikle başını kaldırıp yanında ki kıza baktı.

" Karaca!
Karaca iyi misin? "

Karaca'nın kızarmış gözleri boşlukta burnundan kan geliyordu yine.
Koca aracı durdurmaya çalışmak hem zihnini hem bedenini etkilemiş şuan atak geçiriyor gibiydi hâli.

" Karaca'm.
Cevap ver!"

Pusat panikle ilk olarak kemerini çıkardı. Ardından kızı tutarak kemerini açıp olduğu yere bırakıp patlamış olan ön camı ayağıyla vura vura tamamen çıkardı yerinden.

Önce kendi çıktı, ardından yavaşça kollarının altından tuttuğu kızı çekip çıkardı ön cam boşluğundan. Karaca'yı yavaşça yere yatırdı.

" Karaca."

Yüzünü avuçlarının arasına aldı.

" Karaca cevap ver!
KARACA! "

Dedi ilk kez hissettiği korku ve panikle. Kız tepkisiz gökyüzüne çevrili gözleriyle boşluğa bakmaya devam ederken yüreğine ateş düştü adamın. Öldüğünü, sevdiği kızın ömür boyu ondan gittiğini düşündü bir an.

Duyduğu korkuyla elini şah damarının üzerine koyduğunda hareket etti kızın önce gözleri sonra burnuna giden eli. Kızın yüzünü avuçlarının arasına aldı Pusat.

" İyi misin burnun kanıyor yine."

" İyiyim."

Dedi kız elinin tersiyle burnunu silerken.

" Ama her yerim ağrıyor."

" Emin misin? "

" Eminim! "

Kızı yavaşca yerden kaldırıp sımsıkı kucakladı.

" Seni öyle görünce ölüyorum sandım."

Kız kemiklerinin acısıyla inleyerek Pusat'ın yardımı ile yerinden kalkarken,

" Beni bu kadar çok seviyorsun demek."

" Saçma sapan konuşma Karaca."

" Ya bir gün senden önce ölürsem o zaman ne yapacaksın."

" Sakın!" Dedi Pusat öfkeli.

" Sakın bir daha böyle bir şey söyleme. Şakasını bile kaldıramam."

Kızın dudaklarında kırık bir gülümseme belirdi.

" Bu tuzağı kuranı bir bulayım."

Dedi Pusat elleri ceplerinde telefonunu ararken.

" Vücudunda kırmadık kemiğini bırakanı sikeyim. "

" Şimdi ne yapıyoruz? "

" Fadime teyzenin oğlunu arayacağım. Bizi alsın. "

Telefonu yoktu. Kaza sırasında düşmüştü. Öne geçip aracın içine eğilerek telefonu alıp doğruldu. Fadime kadının oğlu Hasan'ın numarasını bulup arama tuşuna bastı.

Saniyeler sonra açılan telefonla,

" Hasan Ağa. Köye inerken kaza yaptık. Gelip bizi al."

" Hemen beyim. "

Pusat telefonu kapatıp,

" On dakikaya burada olur."

Diyerek tekrar aracın içine eğilerek silahını ararken bir anda duyduğu motor sesiyle,

" Pusat! "

diye bağıran Karaca'yı, ardından otomatik silah seslerini duydu.

" Karaca yere yat! "

Kız kendini aracın arkasına yere atarken Pusat aracı siper edip elindeki silahın kurşunlarını kontrol etti.
Tuzağı kuranlar işi bitirmek için dönmüşlerdi. Karaca,

" La*et olsun diğer silah nerede?"

Pusat yerinden kalkmadan elini kaldırıp aracın üzerinde rastgele ateş etti önce. Karşı taraf sinerken hızla yerinde doğruldu. Ticari aracın içinde gördüğü ilk kişi Pusat'ın havaalanında bizi görmedin dediği kendi adamıydı.

" Siktiğimin şerefsizi." diye hırlayarak arka arkaya ateş ederken karşı taraf tekrar saldırıya geçti. Yeniden yere çökerken bu kez aralıksız edilen ateş aracın gövdesini delik deşik etmeye başladığında bacağındaki acıyla dizinin üstüne düştü adam. Kurşunlardan biri bacağına gelmişti.

" Pusat! "

" Lâ*et olsun.
Kıpırdama! "

İkiside kıpırdayamaz şekilde aracın arkasında kalmışlardı.

" Son duanı et Kara..Ca! "

Adam kıza, kız adama baktı saniyelik.
Hain Pusat'ın adamı iken hedef Kara'ydı. Yani Karaca. Nasıl olmuştu bu?

O an burnuna gelen kokuyla gözleri irileşti Pusat'ın.

" Benzin!' Dedi. Silah sesiyle birlikte yerinden fırladığı gibi kızı kolundan tutup birlikte uzaklaşırken son kurşun aracın benzin deposuna girdi. Aynı andaki patlamayla ikisi birden savrulurken araba parça parça havaya uçtu.

*****

" Beyim!
Beyim kurban olayım bırakma kendini!
Kıraç'a haber verdim yoldalar."

Aradan sessiz ve sonsuz gibi geçen zaman içinde şuuru gelip giden Pusat'ın kulaklarına azalıp çoğalan sesler gelip gidiyordu. Hasandı ağlamaklı konuşan.

" Kız nasıl? "

Cümlesini duydu. Sesleri duysada neler olduğunu tam algılamıyordu. Sadece uğultulu sesler duyuyor, bacağında uyuşukluk hissederken, başındaki müthiş acı bir kurşundan farksızdı.

Kız.. dedi.
Dalgalı zihninin derinliklerinde.
Karaca..mı? Demek istedi dili dönmedi.
Sevdiği kadın için korktu söyleyemedi.

" İyi görünmüyor baba. Arabadan fırlayan parçalardan biriyle yaralanmış. Kanaması var."

" Bastırmaya devam et."

Pusat'a döndü,

" Az kaldı.
Kurban olayım dayanın.
Ne deriz Derman Bey'ime. Ne deriz Elmas hanımıma.

Hızlan Yılmaz bas gaza."

" Geldik Hasan abi geldik."

Pusat'ın şuuru yeniden kapandı.

*****

Aradan saatler geçti.
Pusat'ın gözleri sonunda kalıcı şekilde açıldı. Meraklı bakışları tavanı turlarken, hafızasını yokladı. Ne oldu, nasıl oldu, ve şuan neredeydi?

Eli başına gitti. Başının arkasında bir bandaj ve acı vardı. Sonra bacağındaki acıyı hissetti. Yediği kurşunu hatırladı.

Gözlerini çevirdiği yanı başında Kıraç'ı gördü. Sandalyede dirsekleri dizlerine, alnı birbirine geçirdiği parmaklarıyla ellerine dayalı bekliyordu.

Yaşadıkları bir anda arka arkaya zihnine dolmaya başladığında başına gelen aklıyla,

" Karaca! "

Diyerek hızla yerinde doğrulurken Kıraç korkuyla dikildi.

" Pusat!" dedi kolundan tutarak.

" Kalkma hemen."

" Karaca. Karaca nerede? İyi mi! "

Üzerindeki örtüyü kaldırırken Kıraç engel oldu.

" Otur yerine. Ameliyatta. "

Pusat'ın gözleri Kıraç'ın gözlerini buldu. Anlamadı. Pusat yataktaysa Karaca nasıl ameliyattaydı. Çok mu kötüydü durumu.

" İç kanamadan tekrar ameliyata alındı." cümlesi cevap oldu düşüncelerine.

" Hasan Ağa'yı arayıp kaza yaptık gel bizi al demişsin. Hasan'la oğlu İsmail geldiklerinde sizi yaralı bulmuşlar.

Haber alır almaz yola çıktık. Sizi hastaneye Hasan ile oğlu getirmişler. Aracında kurşun delikleri var ve benzin deposuna gelen kurşun yüzünden havaya uçmuş. Belli ki son saniye de uzaklaşmaya çalışmışsınız ama olmamış.

Savrulunca başını çarpmışsın. Dikiş atıldı. Bacağında kurşun yarası var. Baya kan kaybetmişsin. Karaca'nın durumu daha ciddi. Sırtına metal bir parça saplanmış. "

Bir anda yatağından fırladı Pusat.

" Ne yapıyorsun. Delirme yat yerine. Daha yeni geldin kendine. "

" Bırak Kıraç! Nasıl olduğunu görmeliyim."

" Ameliyatta şuan.
Çıkınca görürsün. Yat yerine!

" Bırak lan!
Bırak kalkacam bırak! "

" Nereye kalkıyorsun lan o bacakla."

" Kıraç sikerim belanı bırak!"

Pusat yattığı hastane yatağından kalkmaya çalışırken Kıraç engel olmaya çalışıyordu. Nihayet Kiraç'ı geriye itip ayağa kalktı Pusat. Kıraç anında önüne geçti.

"Delirme Pusat bu halde gidemezsin dikişler atacak."

" Sikimde değil lan dikişler.
Karaca'nın yanına inecem çekil önümden yakarım canını."

" Kız ameliyatta dedim ya lan! Doktorlar gerekeni yapıyor zaten!
İçeri gireceğini mi sanıyorsun?"

" Gerekirse girerim lan! "

Diyerek aksayan bacağı ile kapıya yönelirken bir anda kapı açıldı. Sadık'tı izin bile beklemeden içeriye dalan. Arkadan savaş ve Cemre girdi.

İçerdeki konuşma seslerinden Pusat'ın uyandığını anlamışlardı.

Sadık girer girmez Pusat'ı yakasına yapıştı. Aynı anda Kıraç'ın silahının namlusunu kafasında hissederken bir anda herkesin silahı birbirine doğruldu.

Pusat'ın öfke dolu bakışları Sadık'ta Sadık'ınkiler Pusat'ın gözlerindeydi.

" Geri bas Sadık, ucururum beynini." Dedi Kıraç.

" Denesene." Dedi Cemre silahın horozunu çekerken.

Kıraç'ın çenesi sinirden kasılırken Sadık girdi araya.

Karaca'nın kan kardeşi dakikalardır dışarda kafesteki aslan gibi ileri geri yürüyerek ne olduğunu nasıl olduğu çözmeye alışıyor başaramıyordu. Bütün siniri ve biriken öfkesi gözünü kararmış şekilde,

" Raca senin yüzünden bu hâlde Kurtoğlu! Yanındaki kadına sahip.."

Bir anda yakasındaki ellerle yerden kesildi ayakları. Öfkesi yüzünden deliren Pusat bacağındaki yaraya aldırmadan Sadık'ı havaya kaldırmış arkasındaki duvara çarparken odadaki herkes ikisini izliyordu.

" Canına mı susadın lan sen! Ne olduğunu bilip bilmeden konuşmaya devam edersen senin boğazını keserim Sadık."

" Ne oluyor burada! "

Gür ses odada yankılandığında bütün gözler kapıya çevrildi.

Pusat'ın yasladığı yerden kapıya bakan Sadık gözleri kocaman,

" KURTOĞLU." Dedi sesinin çıktığı kadarıyla.

" DAYI! " Diyen Kıraç'ın ardından Cemre duyuldu.

" DERMAN KURTOĞLU! "

Son olarak Pusat, " BABA.."

Derman Kurtoğlu odadaki herkese bir bir bakıp iki adımda içeriye girdiğinde Pusat'ın çektiği ellerle Sadık yerde kalırken, diğerleri silahlarını indirdiler.

Elleri ceplerinde konuştu Derman.

" Dışarı. "

Odadakiler daha şaşkınlıklarını üzerlerinde atamazken ikinci emir geldi gür bir sesle.

" DIŞARI!
Sefa! "

Sefa kapıdan girdiğinde herkes kendine gelip dışarı çıkarken sadece Pusat ve Derman Kurtoğlu kaldı odada.

Derman Pusat'a doğru bir adım daha gelip önünde durdu. Bir süre bakıştı baba oğul. Derman elini Pusat'ın omuzuna koyarak kavradı.

" İyi olduğuna sevindim.
Otur, konuşacağız. "

" Baba. Önce..."

" Otur! Pusat... "

Pusat bu güne kadar bir kere olsun karşı gelmediği babasının sözüyle yatağına gelip oturdu.

Tam karşısındaki koltuğa geçti Derman.

" Anlat. Ne oldu da adın bir anda kral öldü diye duyuldu. "

Gözleri kocaman oldu Pusat'ın.

Derman Türkiye'ye gelmek için yola çıkmadan önce her yerdeki gizli adamlarından arka arkaya gelen telefonlarla Pusat'a kurulan tuzağı, hatta saldırı sırasında yanarak öldüğünü duymuştu.

Evet duyduklarına inanmamıştı. Pusat Kurtoğlu Derman Kurtoğlu'nun oğluydu. Kolay lokma değildi. Ama ola ki bir şey varsa diye Elmas'ın olanları duymaması için her tedbiride almıştı.

Neler olduğunu öğrenmeye çalışırken Kurt öldü çakallar kutlama yapıyor söylentisini duymak Derman'ı delirtmeye yetmiş Elmas'a acil bir iş çıktı bahanesi ile Türkiye'ye geldiğini söylemeden yola çıkmıştı.

" Annem.
Annem de mi duydu? "

" Hayır.
Duyacağı hiç bir yere izin vermedim.
Ama zehir gibidir annen. Eninde sonunda duyacaktır. Bu yüzden önce ben geldim. Ara annenle konuş ki duyunca korkmasın.

Ama önce anlat.
Sen ve Karaca Kandemir neden dağ evindeydiniz.

Pusat babasının gözlerine çevirdi gözlerini.

Kararlı şekilde bakarak konuştu.

" Onun adı Karaca Kandemir değil artık baba. O da bir Kurtoğlu.
Karaca benim kadınımdır artık!

Derman duyduğu şeyle Pusat'ın gözlerine dikti gözlerini. Doğrumu duymuştu. Evet... Bu gözler kendinden emin bakıyordu.

Bir süre sadece bakıştılar. Pusat yerinden yavaşça kalkarken gözleri hâlâ birbirilerine takılıydı.

" İzninle baba. "

Adam yalın ayakları ile kapıya doğru aksayarak yürürken babasının sesiyle durdu.

" Kullandığın kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyor olamazsın."

" Biliyorum."

Dedi Pusat kendinden emin.

" Baba...
Ben Karaca'ya sadece kadınım denedim. Karaca benim kadınım oldu dedim. Bunun ne anlama geldiğini de geri dönmeyeceğimide iyi biliyorum. Önce o şerefsizlerin hesabını keseceğim. Ardından da birlikte gelip elinizi öpeceğiz. "

Yürümeye devam etti. Kapıdan çıktığında arkasında gülümseyen bir baba bırakmıştı.

Deli kaynanaya deli gelin.
Deli sevmek genlerimizde var bizim.

Diyerek yerinden kalktı Derman.

Ellerini siyah kumaş pantolonunun ceplerine sokarak kapıdan çıktığında yanında Kıraç ile hızlı ve aksak adımlarla asansöre yürüyen oğlunu ve onların arkasından bakan diğerlerini gördü. Gözleri oğlunda yanı başında dikilen Sadık'ın yakasını tuttu bir anda. Cemre'nin gözleri anında Derman'a döngü.

Derman Sadık'ı hırsla kendine çekip gözleri yine oğlunda olduğu halde konuştu.

" Yerinde olsam kurtlara bulaşmam..
Aynı hatayı bir daha yaparsan Pusat'ın elinden seni kimse alamaz. Bu ilk ve son uyarım."

Sadık'ı bırakırken Sefa'ya döndü.

" Sefa. Herkese haber salın. Sabaha bu iş kimin işi öğreneceğim."

" Emredersin abi."

*****

Asansöre binen Pusat ve Kıraç ameliyathanenin olduğu katın tuşuna basıp beklemeye başladı.

" Pusat.
Sen iyice kafayı yedin. "

Adam hâlâ sessiz, dalgın gözleri kapıda tepki bile vermedi.

Açılan kapıdan koridora çıkıp etrafına bakındı. Büyük harflerle ameliyathane yazısının olduğu kapıya doğru dönüp yürümeye devam etti.

Tam kapının önünde birden durdu. Gözlerini kapıya dikti.

" Ne zamandır içerde."

" Yarım saatten biraz fazla oldu.
Bekleyeceksen otur. Sende yeni geldin kendine. "

Kıpırdamadı Pusat. Kıraç'ın gözleri adamın halinde, kapıya olan bakışlarında, sıktığı yumruklarında gezdi bir süre. Sonunda,

" Sen gerçekten aşık olmuşsun bu kıza. "

Pusat saniyeler sonra konuştu.

" Karaca aşık olduğum kadın değil."

" E o halde ne bu haa.l."

Kıraç'ın cümlesi Pusat'la yarım kaldı.

" Karaca benim kadınım.
Benim evleneceğim kadın. "

" Nee?
Ne dedin?
Kadınım derken.. "

" Duydun Kıraç.
Karaca'ya evlenme teklif ettim.
O da kabul etti.. Ama şimdi."

O anda Karaca'nın söyledikleri geldi adamın aklına.

" Ya bir gün senden önce ölürsem o zaman ne yapacaksın."

Sol yanına ateş düşerken elini kalbinin üzerine bastırıp üzerindeki hastane pijamasını sıktı. Bu güne kadar hiç böyle hissetmemişti. Başını iki yana salladı hızla.

Hayır!
Hayır hayır! Sakın.
Sakın bırakıp gitme beni. Sakın!

Bir kaç dakikanın ardından kapının açıldığını gören Pusat hızla kapıya yürüdü. Önden bir doktor arkasından Karaca çıktı yanında iki hemşire ile.

Doktor şaşkın Pusat'a bakarken adam hemen yatağın yanına geldi.

" Pusat Bey sizin ne işiniz var burada. Neden ayaktasınız?"

Adam doktoru duymadan sıyrıklar olan yüzünde oksijen maskesi takılı, teni beyaza kesmiş hayaleti andıran, üzerinde kablolar takılı kıza bakıyordu.

Birden doktorun yanına gelip koluna yapıştı.

" Nasıl? "

" Pusat Bey hemen odamıza dönün lütfen."

" Sana nasıl diye sordum doktor!"

" İyi, atlattı.
Şimdi yoğun bakıma alıyoruz.
Biraz toparlayana kadar yoğun bakımda kalacak."

Derin bir nefes verdi Pusat. Rahatlamıştı.

Kızın asansöre alınışını, ardından kapısı kapanana kadar kızı izledi. Kapılar kapandığında hızla arkasına döndü.

" Kıraç telefonunu ver. "

Kıraç telefonunu çıkarıp Pusat'a uzattı. Birlikte diğer asansöre binip giriş katına çıktılar.

Hastanenin koridorlarında ve dışında sayısız adam nöbet tutuyordu. Aralarından geçip bahçeye çıktı. Annesinin numarasını arayıp kulağına dayadı.

Telefon anında açıldı.

" Alo.
Sultanım."

" Alo Pusat!"

Dedi Elmas şaşkın. Kolundaki saate baktı. Geceyi geçmişti.

" Pusat ne oluyor?
Neden bu saatte arıyorsun?"

" Bir şey yok sultanım."

" Bana bak babası kılıklı!"

Dedi Elmas oturduğu koltuktan hiddetle kalkarken.

" Baban acil işler var dedi, kayıpları oynuyor. Gündüz bile vakit bulamayan oğlum gecenin yarısı beni arıyor.

PUSAT KURTOĞLU!

Hemen iyi bir açıklama yapmazsan iki saate kalmaz oradayım."

" Babam gerçekten haklı anne."

" Ne? "

" Bak sultanım..
Korkulacak birşey yok.
Sesimi duy ki diğer duyduklarına inanma diye aradım."

" Diğerleri mi?
PUSAT hemen anlat neler oluyor!"

" Bir kaç çakal bizimle uğraşmaya kalktı ama beceremedi. Şimdi de arkamdan Kral öldü diye konuşarak dolaşıyorlarmış. Eninde sonunda sende duyacaktın. Duyunca korkma diye aradım."

" Bana bak Pusat. Eğer bana yalan söylüyorsan..."

" Aşkolsun sultanım ne zaman yalan söyledim ben sana."

Düşündü Elmas..

" Tamam inandım.
Ama bu oraya gelmeyeceğim anlamına gelmiyor.

Batuur! "

Pusat Batur'a seslenen annesini duyunca gözlerini devirdi.

" Ciddi olamazsın anne! "

" Ciddi miyim değil miyim görürsünüz."

Arkadan Batur'un sesi duyuldu.

" Emret yenge."

" Hemen bir araç ve uçak ayarla. Eve dönüyorum."

" Ne?
Aa-a nlamadım. "

" Batur!"

Diye bağıran Elmas'ın ardından,

" Anne! "

Diyen Pusat'ın elindeki telefon Derman'ın eline geçti. Diğer elindeki purodan derin bir nefes çekip bıraktı.

" Kıraç. Pusat'ı al çıkın."

Kıraç başını sallayıp Pusat'ın kolunu tuttu.

" Yürü dayı oğlu. Baba kurt emretti."

Derman telefonda kendi kendine konuşan Elmas'ı dinleyip nazikçe,

" Karam..."

Demişti ki.

" DERMAN!! "

Dedi Elmas şaşkın.
Pusat'ın yanında olabileceğini tahmin etmiyordu.

" Seni üçkağıtçı Kocaayak!
Dev Gulliver!!

Demek bana yalan söyleyip oğlumun başına gelenleri benden gizlersin. Bir de tek başına oraya gidersin ha!

Oraya bir geleyim o zaman gösterecem ben size baba oğul Elmas Kurtoğlu'nu kandırmanın ne olduğunu."

" Hayır Karam.
Pusat iyi, her zamanki gibi.
Ve sen gelmiyorsun. Buralar zaten karışık. Batur'u arayıp emrini iptal edeceğim."

" Bana bak Derman Kurtoğlu!
Sen verdiğim emri iptal et, Batur'u vurup o uçağı tek başına kaldırmayanıı sikeyim."

Gözleri kocaman oldu Derman'ın.
Saniyelerin ardından bir kahkaha attı. Yıllar öncesindeki deli Elmas'ı görür gibi oldu.

Hâlâ aynıydı aşık olduğu küfürbaz karısı.

" Tamaaam.
Pes ediyorum başımın tacı küfürbaz Karam. Sen hazırlan. Ben Batur'u arayıp konuşacağım."

Kapanan telefonu cebine koyarak diğer telefonunu çıkarıp Batur'u aradı. Azami güvenlik ve adamlarla Elmas'ı getirmesini emretti.

Kendi telefonunu da cebine koyduktan sonra purosundan bir nefes daha çekip kalanı yere atarak deri ayakkabısının burnu ile ezdi.
Etrafındaki adamlara baktı tek tek.

" Gözünü açın! "

Elleri ceplerinde ağır adımlarla içeriye yürüdü. Kapıdan girer girmez yanına gelen Sefa ile birlikte asansöre bindi.

" Haber var mı? "

" Henüz yok abi."

" Yukarıda durum ne?"

Gözleri Sefa'yı buldu.

" Karaca Kandemir'in adamları yoğun bakımın önünden ayrılmıyor. Dahası Pusat da oraya çıktı."

Kendi kendine sırıttı Derman.

" Sefa."

" Buyur abi. "

" Aileye bir kişi daha katılıyor."

Sefa'ın meraklı bakışları abisini buldu.

" Karaca Kandemir."

Dediğinde Sefa'nın bakışları değişti bu kez..

" Pusat ve Karaca mı? "

Derman gülerek yürümeye devam etti. Dakikalar sonra yoğun bakım odasının olduğu kata çıktı. Odasının koridora bakan camının önünde duran Pusat kıyafetlerini değiştirmiş babası gibi siyah bir pantolon ve siyah bir gömlek çekmişti üzerine. Hiç kimse ne kaza geçirmiş ne de yaralı diyemezdi bu hâliyle.

Derman oğlunun içerdeki kıza olan bakışlarını izledi bir süre. Bir zamanlar Derman'ın Elmas'a baktığı gibi bakıyordu.

Yanına gelip elini omuzuna dayadı. Yönünü cama dönüp yatakta yatan kıza baktı.

" Seni birine böyle bakarken göreceğimi hiç düşünmezdim. "

Pusat saniyelik bir bakış atıp yine kıza çevirdi gözlerini.

" Karaca başka baba. Çok başka.

Dağ evinden inerken aracın frenleri boşaldı. Birileri firenlerle oynamış. Karaca'nın gücü sayesinde uçurumdan düşmekten son anda kurtulduk. Hayatımızı o kurtardı.

Sonra Hasan'ı aradım bizi alması için. Ama onları beklerken kim geldi dersin. İlker...

Biz havaalanına indiğimizde aracı bize getiren İlker. Ve üzerimize otomatik silahlarla ateş edenlerin arasındaki İlker."

" Ve ölü İlker. "

Sefa'nın sesiyle arkalarını döndüler.

" İlker ve size ateş eden adamlar...
Kafalarında tek kurşunla ölü bulundular."

" Delil şahit kalmasın diye.
Bu işin altında kim varsa onu bir elime geçireyim ellerimle gebertecem."

" Her yere haber saldım.
Sabaha kim olduğunu bulacağız."

Pusat yeniden camdan içeriye baktı.
Gözlerini kapattı bu kez.

Düşmanların arttı. Diye düşünürken Karaca'nın,

" Sen ne güne duruyorsun. Sen değil miydin, hem bugün hem de bundan sonraki günler... Her zaman yanında olmaya niyetliyim diyen."

Sözlerini hatırladı.

Merak etme Karaca'm. Bugünden sonra adını anarken bile korkacaklar.

***************************

Evet canlarım bölüm sonu.
Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın 🤗🌹

 

Loading...
0%