@azamet_29_2
|
Selam canlarım. Keyifli okumalar dilerim. Hatalarım varsa affola. Soğuktan nefret ediyorum! Otobüsten inip eve kadar olan yolu yürürken yağmakta olan kar yüzünden ve dahi rüzgar, kış aylarında sık sık söylediğim, hatta fazla sık söylediğim cümlemi tekrar ediyordum yine. Soğuktan nefret ediyorum!! Montumun ceplerine ellerimi sokarak yumruk yaparken bedenimi kuşlar gibi kabartmak istedim. Şuan tüylerimin olmasını istemem hep bu soğuk yüzündendi. Adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Bu sayede ısınırım diye düşündüm. Şu durak bizim eve daha yakın olsaydı ne olurdu sanki. Hafif yokuş olan yolu yürürken hızım yavaşladı haliyle. & Gözlerimi açtığımda saat onbire geliyordu. Gece geç saatte ve yorgun gelmiş, soğuk olan evde, ev arkadaşlarımı uyandırmamaya çalışarak ve sürünerek odama girmiş, üzerimdeki kıyafetleri bile çıkarmadan kendimi yine beni soğuk bir şekilde karşılayan yatağıma girerek yorganımın üzerindeki iki battaniyeyide örterek uykuya sarılıp gözlerimi kapatmıştım. Hem okuyup hem gece yarısına kadar çalışmak zor oluyordu. Birde kış ayında olunca dahada zor. Her mevsim yaz olsa hiç şikayet etmezdim. Evet bugün 31 Aralık. İnsanlar doğdukları mevsimi daha çok severlermiş derler. Bence küllllliyyen yalan. Bak işte yine kemiklerime kadar üşüdüğüm o geceler geldi aklıma. Her neyse bu şehirde okumak ev kirası ve masraflara ortak olmak zorunda olmak, beni çalışmaya mecbur bırakıyordu. Hiç hevesim olmasada başka türlü hayatta kalamazdımki. Kız yada erkek farketmez. Arkasında bir ailesi yoksa kendi ayaklarının üzerinde durmak zorunda kalıyor insan. Devlet baba şikayet üzerine beni küçük yaşta ailemden aldı. Çünkü ailem beni hırsızlık için kullanıyordu. Yapmadığım zamanlardada dövüyorlardı. Neyse kötü anılar, geçelim burayı. Bu evde Sevgi ve İlknur ile beraber yaşıyorum 1 yıldır. 3 üniversite öğrencisi kızız. Onların ailesi yardım edip 3-5 para gönderiyor kızlarına, ben ise çalışıyorum. Yani 3 ümüzden bir adam zor çıkıyor... & Nihayet ayılıp bu sabah kahvaltı hazırlama sırasının bende olduğunu hatırlayınca uyuklayarak kalktım yataktan. Gözlerimin inatla birbirine sarılan kapaklarını, sıcak yataktan kalktığımda karşı karşıya kaldığım soğuk oda birbirinden koparırcasına ayırdı. Kollarımı kendime sararak odadan çıkıp çay suyu koyup banyoya gitmek için mutfağa girdim. Ama gördüğüm şey Sevgi ve İlknur'du. Ben uyurken onlar kalkmış çayı çoktan koymuşlardı. Mahçup şekilde, "Günaydın." Dedim. Sevgi: " Günaydın yine geç geldin galiba." " Öyle oldu. Bir günlük izin için 24 saat fazla çalışmanız gerekiyor hanım efendi. Diyerek gıcık patronumu taklit edince kızlar güldü. Hazır şekilde bana bakan mutfak masasına geçip otururken Sevgi'de çayı demledi. " Kusura bakmayın kızlar. İlknur, " Sorun değil Elmas... " Evet adım Elmas... Değerli bir adım değersiz bir hayatım var. " Bugün yılbaşı hepimiz evdeyiz. Birlikte yapar birlikte yeriz." Sevgi, " Akşam dışarı çıkacağız unutma. Bu yılda geçen senelerdeki gibi oyun bozanlık yapma. Yer içer biraz eğleniriz." İlknur, "Aah! " Dedi ellerini birbirine çarparak. " Kızlar söylemeyi unuttum. Sevgi, " Gerçekten mi? " Kızlar, ben gelmesem... Aslında içerimde içmemem lazım. Dedim içimden. " Kalabalık desen, zaten sevmem. Yılbaşına ne inanırım ne umursarım ne severim. Dışarda biraz gezelim ben eve, siz kulübe gidin." " Yok öyle yağma. " Emin ol Sevgi, içki içen Elmas'ı sevmezsin. Kimse sevmez. Ben bile sevmiyorum." " Neden alerjinmi var? " He Sevgi. " Şaka kız şaka, gülelim diye." " Güldük bitti." Masaya oturup çayı doldururken bende banyoya gidip işlerimi halledip elimi yüzümü yıkadım. Gelirkende hırkamı giyip geldim. "Ya bu ev neden bu kadar soğuk oluyor? " " Şöyle canım. Kirası en uygun olan ev bu evdi ve, bir yakıtımız az ve petekleri kısarak idareli kullanıyoruz. İki dairemizin altı boş bir dükkan haliyle ısınmıyor." " Hatırlattığın için teşekkür ederim Sevgi. Soğuktan bir kez daha nefret ettim sayende. Ben sıcak çölde yaşamak istiyorum arkadaş. Bööyle sıcaktan ve güneşten kararayım. Kemiklerime kadar yanayım. " Kızlarla birlikte gülerek, sıcak çayın hoşnutluğunda ve sohbet ederek kahvaltı yaptık. Ardından ben masayı ve bulaşıkları, onlarda çamaşır ve ütüleri hallettik. İşler bittiğinde bir yandan kahve yapıp bir yandan sıcak su torbasına için su kaynatıp içine koydum.. Kahvelerde hazır olunca salona geçip üçlü koltuğa kahvelerimizide alıp otururarak kalın battaniyeyi üzerimize çektik. Tabi sıcak su topbamda yanındaydı. Bir yandan kahvemi yudumlarken bir yandan ısındım bu şekilde. İlknur: Güldüm. " Falmı? Sen ne anlarsın fal bakmaktan." " Bakamıyordum. " Öğreniyorsun... Kimden? " Sevgi bana doğru uzanarak, " Ramo'dan." Dedi. " Ramo mu? Şu okuldaki her cümlesinin sonunda Ayol diyen küpeli çocuk mu? " " Aynen." " Moda tasarım öğrencisi." " Aynen. " "Gördüğü heryerde bana, çirkin ördek kendine biraz baksan afet olacaksın diyen mal değneğinden mi yani." Sevgi devirdiği gözlerini gözlerime dikti. " Tamam hatırladım." diyip kapattım cümleyi. " Hadi iç. " Ben fala inanmam." " Kız bende çok anlamam zaten. Zorla kapattırdığı fincanım soğuduğunda eline alıp, "Neyse halin çıksın falın." diyip açarken ben kollarımıda battaniyenin içine alıp dinlemeye koyuldum. " Hhhmmmmm!" Diyerek 1-2 dakika evirip çevirdi elindeki fincanı. " Telveden başka birşey görebildin mi bari." Sevgi gülerken İlknur, Cafelerdeki falcı edasıyla, " Şimdiii... " Neden şaşırmadım acaba." Diyerek gözlerimi devirip kucağımdaki sıcak su torbama sarıldım. Kızlar ne zaman fal baktırsa hemen bir adam belirir o fincanın dibindeki gerçek dışı dünyada. Eee..." " Bööyle uzun boylu kalıplı. 1,80 mi desem 1,85 mi? " " Yok 1,95. Hatta 2 metre." " Yok. 2 metre değilde 1,95 te olabilir. Böyleee cesur, yigit. Gözleri renkli. " Eee.." " Senden çok değerli bir şey isteyecek. Hızla elindeki fincanı alıp içine baktım. " Sevgi senin romanlardan biri fincana düşmüş. Niye sahip çıkmıyorsun kızım ya. Kız açmış okuyor fal diye. " Sevgi kahkaha ile gülerken İlknur, " Sen alay et. " He İlknur he! " Neden? " Dedi Sevgi. Baksana adam 2 metre olacakmış. Yani görüş acısına bile giremem, dışarda kalırım bu boyla. Sallıyon iyi birşey sallasaydında biraz moral olsaydı. " İlknur somurtarak bakarken Sevgi, " Neyse akşam ne giyeceğimizi konuşalım." " Kot pantolon, boğazlı kazak, bere, Mont, bide bot." " Oldu. " Varsa şansım o da olur." İlknur: "Ramo'nun dediği kadar varsın." " O küpeli kendine baksın bi kere. Sevgi: " Merak etme ben sana uydururum birşeyler. Bedenlerimiz yakın." Hadi kalk birşeyler bakalım. " Siz bakın ben sıcakta oturacağım biraz daha. Sen seç ben denerim akşam." Onlar odadan çıkarken yanımdaki telefonuma gelen mesajla elime alıp ekranına baktım. Yine o manyak sapık mesaj atmıştı. Dün numaramı yine değiştirmiştim ama anlaşılan yine bulmuş it soyu. Piçin numarasını kaydetmesemde yazdığı mesajları okuyunca hemen tanıyordum. Tanımamak mümkün mü. ××××××× 11 41 Yinemi sen sapık manyak. ××××××× 11 41 Bırak yakamı piç. ×××××××11 41 Özledim yazmanı. Güzel parmaklarından öptüğümü hayal et." Özleme lan piç. Özleme! ×××××××11 41 ×××××××11 41 ×××××××11 41 ×××××××11 41 Bana bak o.ç seni son kez uyarıyorum. Bir daha mesaj atarsan o tefonu bi tarafına monte ederim. ×××××××11 41 ×××××××11 41 Sıçarım lan senin hayallerine de aşkınada sikik piç. ×××××××11 41 Estağfirullah o yetenek sende doğuştan var. ×××××××11 41 Gel lan! ×××××××11 41 Geber!!! Orospu çocuğu!! " Ne oldu niye bağırıyorsun? " " O piç yine bulmuş numaramı. " En kısa zamanda polise gidiyorsun Elmas. Bu adam bir gün önünü kesebilir, sana zarar verebilir." " Haklısın Sevgi." Akşama kadar battaniye altında oturdum desem yalan olmaz. Bu arada ikiside favorimdir. Yemeğin ardından çay ve kek muhabbeti yaptıktan sonra Sevgi ve İlknur'un benim için seçtikleri kıyafetleri deneyerek aralarından kulüpmüdür nedir oraya uygun bir şeyler bulmaya çalıştım. Sonunda yanımdaki ikilinin zoruyla denediğim kombini aynada üzerimde görünce şok oldum. " Allah cezanı vermesin Sevgi bu ne kız? " " Kıyafet işte." " Bunun kalanı nerde? " " Hepsi bu canım." " Sevgi benim kıçımı bile örtmeyen bu şeyle bu soğukta oraya gidip donmamı, dahası herkesin etek altından donuma bakmasınımı istiyorsun." " Ne abartın ha! " Dedi İlknur. " Bununla üşümezsin." " Sende ondan aşağı kalmazsın İlknur. Doğum günümde eski erkek arkadaşım almıştı. Ama giymiyorum.
" Hadi çizme çorap tamam ama bununla gitmem ben." " İtiraz istemiyorum Elmas. " Dişi derken." " Dişi işte... " Ben bu zincirleri takmam." diyip çıkararak sade kıyafetle kaldım. İlknur beni tuvalet aynasının önüne çekip oturtarak hızlıca makyajımı yaptı. Onlar benim gibi değildi. Hergün makyaj yapıyorlardı. Elleri bu yüzden baya pratikti. İşi biten İlknur'la aynada kendime baktım. Olandan daha farklı bir Elmas görüyordum. " Salonda bekle bizde hazırlanıp gelelim." Diyen Sevgi ile yerimden kalkıp salona yürürken, " Dişiymiş pöeh! " Dedim sinirle soluyarak. Salona girip koltuğa oturdum. Battaniyemi yine üzerime çektim beklerken. *********************************
|
0% |