@azamet_29_2
|
💎💎💎 Evden çıkarken saatime baktım. 7 buçuktu. Dün bütün gün ve gece işlerim yüzünden ayakta kalmış gece ise adamlarımla olan toplantıdan geç saatte ayrılmış geceden sonrada bugün için planlandığım şey yüzünden uyuyamamıştım. Sabahta sızıp kalmış geç saatte uyanmıştım tabi. " Sefa yola çıkalım. Bu gece trafik daha sıkışık olur. Ancak gideriz." " Tamam abi." Diyerek koşar adım arabaya ilerleyerek kapımı açtı. Ben bindikten sonra kendide direksiyona geçip motoru çalıştırarak gaza bastı.Bu gece yanımda sadece o vardı. Sefa bugüne kadar enrimi bir kez olsun sorgulamamıştı. Ne istersem ne söylersem anında yerine getirdi. Gidiyoruz derdim giderdik. Başımı cama çevirdim. Bugün 14 Şubat'tı ve bugün caddeler de mekânlar da dolu olurdu genelde. " Sefa, Elmas'ın evine gidiyoruz." Sefa aynadan sessiz bir bakış attı. " Tamam abi." Sonra önüne dönerek sürmeye devam etti. Sıkışık trafikte ve kornalar arasında yarım saatten fazla yol aldık. Nihayet eve yaklaşıp durduğumuzda Sevgi ve İlknur'u gördüm binanın önünde. Sevgi'nin yanında Akın denen o çocuk, İlknur'un yanında ise ilk kez gördüğüm biri vardı. Ama hallerinden erkek arkadaşları oldukları belliydi. Ve günün anlam ve önemine binaen dışarı çıkıyorlardı sanırım. Peki ya Elmas... O neredeydi. Büyük ihtimalle evdeydi. Sefa yine aynadan bana bakınca, " Bir süre bekleyelim." Dedim. İnce ince yağan yağmurun cama çarpıp süzülerek nasıl aktığını izleyerek beklerken bir yandan yine düşünüyordum. Buraya geliş sebebim Elmas ile konuşmak aklımdakini ona da söylemekti. Farkındaydım. Yapmak istediğim şeyin geri dönüşü yoktu. Ama daha fazla bekleyecek bir Derman da yoktu. Verdiğim kararla tam elimi kapıya atıp açmıştımki o sırada bina kapısının yeniden açıldığını gördüm. Elmastı çıkan. Önce montunun yakalarını dikleştirdi, sonrada caddeye doğru yürüdü. Belliki otobüs durağına gidiyordu. Yüz ifadesi ve gözlerindeki bakışları durgundu. Yine mi hasta olmuştu bu deli kız. Kapıyı geri kapatıp yerime oturdum. " Sefa yürü." Dediğimde arkasından ilerlemeye başladık. Hızla arabadan çıkarak yanına doğru yürüdüm. Durağa gelip tam önünde durdum. Gözlerini yavaşça aralayıp bana baktı gülümseyerek. Burdan bakınca sarhoş sandım bir ân. Evden çıkarken bir kaç kadeh içmiş olabilirmiydi. Yok artık o kadar da değil. " Uyuyacak başka yer mi kalmadı? Neden burada uyuyorsun." Bir posta daha azar atacakken kapalı gözlerinden akan iki damlayı görünce şaşırdım. Ne olduğunu merak ettim. Yanına geçip oturdum. Elimi yanağına koydum. " Neyin var Karakız? " Ağlıyormuyum? " " Ağlıyorsun. Neden? " Yüzünü avucuma yatırdı. " Yalnızım, yorgunum. Çok yorgunum. Beynim yanmak üzere." Bu haline bir kez daha şaşırdım. Tanıdığım Elmas gibi değildi hâli. Şeye benziyordu... " Derman..." Dedi o ân " Hımm." Dedim. " Haksızlık bu! Ne anlatıyor bu diye düşünürken devam etti. " Üşüyen bedenimin bedenini araması haksızlık. Bu yüzden uyuyamamak en büyük haksızlık." Her cümlede biraz daha şaşırıyordum. " Uyumak istiyorum... Söylediği şeyleri sessizce dinledikten sonra yavaşça ayağa kalkıp Elmas'ı kucağıma aldım. Ayakta uyur bir hâli vardı. Anlaşılan uykusuzluk çekiyordu. Ama neden? Neden bu kadar kötü olmuştu? Arabaya yürürken yine, " Üşüyorum." Dedi. Hızlanarak Sefa'nın açtığı kapıdan arka koltuğa geçip oturdum kucağımda Elmasla. " Sefa otele gidelim." " Tamam abi." Sefa gaza basarken gözlerim Elmas'ı buldu. Birşeyler mırıldanıyordu. Aynı anda kasılan çenesinden dişlerini sıktığını anlayabiliyordum. Kollarını kendine sararken bedenini göğsüme doğru bastırdı. Gerçekten üşüyordu. Ne olacak senin bu halin Karakız diyerek kollarımı sıkıca sararken kendime yasladım iyice. " Sefa ısıyı arttır." Demiştim ki. Telefon sesini duydum. Elmas'ın telefonuydu. Da. Ses nereden geliyordu. Montunun ceplerini yokladım önce ama boştu. Pantolonunun arka cebindeydi telefon. Çekip aldım. Hâlâ çalan telefona baktım bir kaç saniye. Cevahir abi yazıyordu. Ama ona verdiğim telefon değildi bu. Telefon inatla çalmaya devam ederken, " Sefa sana ver dediğim telefona ne oldu? " Diye sordum. " O gece verdim abi." " Eminmisin bu o değil." " Eminim abi." Derken siktiğim telefon hâlâ çalıyordu. Açıp sinirle bağırdım. " Ne var lan!" Adam şaşkın, " Alo ben Elmas'ı.." demişti ki. " Elmas uyuyor arama bidaha." diyip kapattım. Elimdeki ikinci el olduğu çok belli olan telefona bakıyordum hâlâ. Anlaşılan verdiğim telefonu siklememiş kendine bir tane almıştı. Yüzüne çevirdim gözlerimi. Çok gıcıksın Karakız. Derken telefon yeniden çaldı. Bu kez ekranda Sevgi yazıyordu. Sırayla hepiniz arayın anasını satayım. " Alo! " " A- Alo. Kendi aralarındaki konuşmayı duyuyordum şu an. " Biliyordum onun yanında olduğunu." Diyince araya girdim. " Elmas'ı arıyorsanız şu an benim yanımda ve bir süre eve gelmeyecek haberiniz olsun. " T-tamam. Ama konuşabilirmiyim." " Konuşamaz şuan uyuyor." Dediğimde karşı tarafta ölüm sessizliği oldu. Telefonu kapatıp koltuğa attım. & Otele geldiğimizde Sefa aracı kapalı garaja çekti. Kucağımda Elmasla inerek bana ait olan özel asansöre yöneldim. Binmeden önce Sefa'ya döndüm. " Kim ararsa arasın yokum. " " Anladım abi." İçeriye girip en üst katın düğmesine bastım. Asansör ilerlerken Elmas'ın yüzünü izliyordum. O geceden sonra yeniden kollarımın arasındaydı. Duran asansörden inerek odamın önüne geldim. Şifreyi tuşladım. Açılan kapıdan içeriye girip kapıyı ayağımla itekleyerek kapattım. Hızlı adımlarla yatağın yanına gelip kucağımdaki Elmas'ı yatağa bıraktım. Anında yan tarafına dönerek dizlerini kendine çekerken, " Soğuk." Diye mırıldandı yine. Üzerindeki montu ve pantolonunun bir kısmı yağmurdan dolayı ıslaktı. Yapacak bir şey yoktu çıkarmak gerekti. Ceketimi çıkarıp koltuğun üzerine bıraktıktan sonra yanına gelip sırt üstü çevirdim. Önce ayağındaki botlarını çıkarıp yere bıraktım. Sonra kollarını kendinden ayırıp montunun fermuarını açarak sırayla kollarından çıkarıp koltuktaki ceketimin yanına attım onuda. Kollarını yeniden kendine sararken elimi kazağının altından sokarak tenine dokundum. Yine buz gibiydi teni. Nasıl bu kadar soğuk olabiliyor. Yoksa vampir falan mı bu kız diye düşünmeden edemedim. Üzerindeki siyah kazağına dokundum. Dışarının soğuğu işlemişti. Onuda uçlarından tutup önce yine sırayla kollarından daha sonra da başından geçirerek çıkardım. Sıra pantolonundaydı. Derin bir nefes alıp verdikten sonra düğmelerini açmak üzere elimi uzattım. Ama aklıma gelen çemkiren Elmas görüntüsüyle anında durdum. Uyandığında kafamın etini fena sikecekti bu kız. Ama ıslak kıyafetlerle durmasınada izin veremezdim. Daha çok üşürdü o yüzden edeceği küfürleri göze alıp düğmelerini açarak önce kalçalarında geçirdim sonrada bacaklarından çıkarıp kenara bıraktım. Karşımda siyah çamaşırlarıyla duran küçük narin vücuda dolgun kalçalara bakarken yutkundum resmen. Bir kaç saniye sonra, " Kendine gel Derman! " Diyerek yatağın üzerindeki yorganı hızla üzerine çektim. Gözlerim Elmas'ta bir yandan üzerimdeki gömleğin düğmelerini açarken bir yandan giyinme odasına girdim. Üzerimdekileri çıkarıp sadece eşofman altımı giyerek geri döndüm. Koltuğa geçip oturarak komidinin üzerindeki sigara paketimi ve çakmağımı alıp bir sigara yaktım. Yerinde doğrulmuş oturuyordu. Ama ayakta duracak hali yok sağa sola sallanıyordu. Yorgana sarılarak ve uyuklayarak konuştu. " Senin suçun!" Dedi ağlamaklı. " Hepsi senin suçun. Şuan bana neden burdayım neden bu haldeyim diye bağırarak sıçıp sıvamasını beklerken o bana uykusuz kalışının sebebinin ben olduğumu söylüyordu. Duyduğum şeyle dahada dikkat kesildim. " Ne dedin? " " Senin yüzünden. Diyerek kendini yana bıraktı. " Ne demek benim yüzümden. Madem benim yüzümden, Diye sorduğumda gözleri kapalı halsizlikten sürükleyerek getirdiği elini yatağın boşluğuna çekerek vurdu. " Saçmalama." Dedim. Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor olamazdı. " Lütfen... Uykusuz beyni iyice saçmalamaya başlamıştı. " Allah şahit sen istedin." Dedim. Elimdeki sigarayı küllüğü basarak yatağın yanına gelip yorganı açarak Elmas'ın yanındaki boşluğa uzandım. " Gel bakalım buraya." Diyerek sırtını göğsüme yaslayacak şekilde bir kolumun başının altından geçirerek kollarımın arasına alıp kendime çektim. Buz gibi olan vücudunu sıcak tenime bastırdım. Çıplak tenini tenimde hissetmek anında kanımı kaynatmaya başlarken kollarımın arasında bana doğru döndü. Yetmiyor gibi kolunu belime dolayarak küçük gögüslerini bana bastırıyor nefesi tenimi yalıyordu. Yaptığı bu hareketle beni bir yanardağın içine attığının farkında bile değildi. " Beni kudurtmak için bilerek mi yapıyorsun deli kız." Derken dişlerimi birbirine bastırıyordum. Resmen sabrımı sınıyordu. Tenimdeki dudakları kıpırdanırken azabımı arttırarak, " Sıcaksın. " Dedi. " Şömine gibisin." Derken kıkırdadı bu kez. Delirmek üzere kolunu belimden ayırıp diğer tarafa çevirdim Elmas'ı. Bu kez de sırtını ve kalçalarını bana bastırınca " Elmas!! " Dedim sinirle. " Rahat dur. Biraz daha kıpırdanırsan olacaklardan ben sorumlu değilim. " Homurdanarak bana döndü yeniden. Kollarını kendine sarıp yine göğsüme sokuldu. " Uyumak istiyorum ne olur. Dedikten sonra sesi kesildi. Bir kaç dakika sonra baygın diyebileceğim şekilde sızdı kaldı. 💎💎💎 Kendime gelirken o kadar rahat, o kadar huzurlu, o kadar yumuşak hissediyordum ki kendime şaşırdım. Sanki pamuklara sarılarak uyumuştum. Kollarımı ve bacaklarımı dört bir yana ayırarak esnerken elimi çarptığım yüz ve, " Yavaş olsana! " Diyen Kocaayak'ın sesiyle gözlerim faltaşı gibi açıldı. Başımı korkuyla yana çevirdiğimde ve eli burnunda bir adet Derman'ın bana baktığını görünce, " Hasssssiktir!!" Diyerek hızla yerimden kalktığım gibi geriye giderken hissettiğim boşlukla tiz bir çığlık attım. " Sikeyim böyle işi! " Dedim. Yine Derman'ın evinde yine onun odasında uyanmıştım. " Lan niye sürekli bu odada uyanıp duruyorum ben! Diyerek doğrulup olduğum yere bağdaş kurup oturdum. Derman susarak ve gözlerini devirerek bana baktı. Sonrada, " Demekki neymiş iki gün boyunca deliksiz uyuyunca beynin error veriyormuş." Diyerek önce doğruldu sonra da yataktan kalktı. Duyduğum şeyle gözlerim kocaman olurken duran beynim yeni yeni güncelleme yapmaya başladı. Olanlar damla damla zihnimin boş tabanına düşmeye başlarken görüntülerde bir bir gelmeye başladı.. Derman kaslı kollarını iki yana açmış esnerken ben bir film şeridi tadında olan her şeyi yeniden yaşıyordum. Aklıma gelen o son sahneyle hızla kendime sardım kollarımı. Kendime baktım. Neyse ki üzerimde bir pijama vardı. Kol ve bacak boyuna bakılırsa onundu. Derman'a çevirdim şaşkın gözlerimi. Koltuğun üzerindeki pijama üstünü giyerken, " Hiç bana sıçrama, sen ısrar ettin yanında yatmam için. " Düşündüm. Evet haklıydı. Üşüyor ve uyuyamıyordum çünkü. Yanımda yatması için ağlaya ağlaya yalvaracak haldeydim çünkü. Dahası günlerdir ilk defa bu kadar güzel bir şekilde uyuduğumu hissetmiştim ve bunun sebebide Derman'dı. Dizlerimi kendime çekerek kollarımı sardım. Alnımı dizlerime dayadım. " Koduğumun şansı." Dedim. Yatağın diğer tarafından geldi sesi. " Kendine sövmen bittiyse kalk hadi. Ben acıktım. Sende açsın. İki gündür sadece uyudun. Bir ara komaya falan girdin sandım. İdris'i çağırdım. Sadece uyuyor. Diyince inanmadım. Kız arkadaşlarını aradım bu kez. Günlerdir uyumadığını söyledi İlknur. Neden uyumadın. Beşik mi salladın. A! Bu arada! Sana verdiğim telefonu neden kullanmadığının hesabını ayrıca soracağım." Derman sürekli konuşuyor bense " Kıyafetlerim nerede. Evime gitmek istiyorum." Bir kaç saniye sessiz kalan Dermanla başımı kaldırıp yüzüne baktım. Ellerini pijamasının ceplerine sokmuş beni izliyordu. " Bir yere gidemezsin Elmas. Diyerek bana yaklaştığında aklıma gelen, seni istiyorum. Cümlesi ve o gece yüzünden elimde olmadan geriledim. Birden dururken şaşırarak baktı bana. " Benden korkuyor musun? " Korkmuyordum. O gece kendini kaybedecek hale gelsede kendinde olmayan bir kıza dokunmayacak kadar kendine hâkimdi. Yanımda yatmasını isteyecek kadar güveniyordum ona ama nedense gerilemiştim işte. Başımı iki yana sallayarak, " Hayır." Dedim. " Elmas... Demişti ki hızlı adımlarla kapıya gelip kolundan tuttum. Aynı şeyi yeniden yaşamak yada konuşmak istemiyordum. " Gitmek istiyorum." Dedim açmaya çalışarak ama dayadığı eliyle izin vermedi. " Çek elini! " " Olmaz." Sinirle geriye döndüm. " Bak! Son olan şeyi unuttum gitti tamam mı. Olmamış farz ediyorum. İki gün önceye gelirsek. Hepsi senin suçundu telafi ettin say." " Benim mi? Dedi kollarını göğsünde birleştirerek. " Ne yapmışım? " Derin bir nefes alıp verdim. " O gece benimle uyumasaydın bir daha istemeyecektim." " Ne? " Ne yalanı yaah! O gece benim yanıma yatmasaydın sana, senin sıcağına alışmayacaktım. Senin yüzünden vücudum sığınacak bir yer bulduğunu sanıyor. Sıcak bir göğüs! Diye bağırdım. " Soğuk kalbini saran sıcak bedeninin benide saracağını sanıyor. Yalnızlığa alışıktım ben. Umursamazdım. Ama şimdi yalnızlık rahatsız ediyor. Soğuktan başka hiç bir şeyin yormadığı ruhum yorgun hissediyor. İki yorganla halledebildiğim soğukla, uykusuzlukla baş edemiyorum. Çünkü sana alıştım la*et adam. Sana, sıcaklığına... " Dedim bağırarak itiraf ederken. Kendimi olduğum yere bırakarak ağlamaya başladım sonra. Hıçkıra hıçkıra ağlarken, " Hepsi senin yüzünden." Dedim yeniden. Derman iki adımda yanıma geldi. Bir dizi üzerine çökerek yavaşca avuçlarının arasına aldı yüzümü. Burnumu çekerken. " Bırak gideyim." Dedim. Daha fazla yanında kalmak bana iyi gelmeyecekti. " Gitmesen Elmas!" Dedi. " Benimde senden farkım kalmadı.. Sesim kesilirken yutkundum. " Ben senin ruhunu ısıtsam, sende benim kalbimi. Olmaz mı? **************************** Eveet bölüm sonu canlarım. Gelecek bölümde görüşmek üzere ♥️♥️♥️
|
0% |