@azamet_29_2
|
ÖNEMLİ! Selâm canlarım. Buyrun yeni bölüme geçelim. Bol bol oy ve yorum bekler yazar 😍 " Ne? Neden heyecanlanacam ki." Yavaşça kenara çekilirken büyük bedeninin arkasında kalan görüntü ve kişi ile yüz yüze geldim. Ağlayan gözleri ile bana bakan kadın Elvan Eroğlu'nun ta kendisiydi. " Bebeğimizin annesi Elmas'ım. Sana anneni getirdim. Öz anneni." Bir Derman'a bir karşımda gördüğüm kadına baktım bir süre. Geçen yıllar şaçlarında aklar yüzünde kırışıklıklar bırakmıştı. Yaş dolu gözlerinde ise yılların yorgunluğu. Beni müdürün odasından aldığı o güne gittim bir anda. Elimden tutuşu, gözlerime bakışı, odama çıkarışı... Her şeyi bir bir yeniden yaşarken sarsak adımlarla ilerledim karşımda duran kadına doğru. Oda en az benim kadar şaşkın inanamaz haldeydi ki benim gibi sarsak adımlarla ilerledi bana doğru. " Elmas... Elmas'ım demişti. Son bir adımı hızla atıp bir anda bana sıkıca sarıldı. Sıkıca sarıldım... " Yavrum! " Dedi ağlamaya başlayarak. " Gözümün nuru. Hıçkırıkları arasında devam ediyordu konuşmaya. Onun ağlayışları zaten bir işarete bakan gözyaşlarımı anında tetikledi. " Elvan." Dedim yüzümü boynuna gömerek. Diğer kelimeyi söyleyemedim. Anne diyemedim annem diyemedim. Dilim dönmedi. Sesim çıkmadı. Sadece hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım tıpkı onun gibi. Geri çekilip avuçlarının arasına aldı yüzümü. Gözlerimi, yanaklarımı her yerimi nokta nokta öptü. Ardından benim yaptığım gibi boynuma dayadı yüzünü, kokumu ciğerlerinin en ücra köşesine kadar çekti. Üzerindeki kıyafetinden sımsıkı tutarak tekrar sarıldım. Sanki bıraksam ellerimin arasından kayıp kaybolacaktı. Aglamam arttıkça arttı. Gözlerimdeki yaşlar sağnak sağnak olmuş artık durdurulamaz hâle gelmişti. Aynı anda başladı titremelerim. Bu kez heyecan, sevinç, özlem herşey vardı sebep olarak. Bir anda bedenimdeki bütün güç çekildi sanki. Korkuyla elim göbeğime gitti. " Elmas!" " De- Derman. Gerisini söyleyemedim. Kararan gözlerimle arkamda duran Derman'ın kolları arasına düşerken buldum kendimi. Annemin korkuyla Elmas! diyişi, gözlerimin kapanışı ve bir gürleme duydum. " İDRİS!! " İdris mi? Adam tedbirini almış tam teçhizat geziyor lan! Olacakları tahmin edip Hamsi amcayı da paketleyip getirmişti. Kendimi bir anda Derman'ın kucağında sonra da salonda ki koltukta buldum. Arkadaşlarımın panik dolu bakışları ve adımı söyleyişleri arasından geçip Derman'ın sesinde kaldım. " Elmas. Gözlerimi araladığım da endişeli mavilerini gördüm. Başımı salladım sadece. Hemen yanındaki hamsi amca. " Müsade et uşak." Dedikten sonra Derman'ın yanımdan kalkmasının ardından önce nabzıma baktı sonra da çıkardığı aletle tansiyonumu ölçtü İdris. " Duşmuş." Dedikten sonrada hemen koltuktaki kırlenti ayaklarımın altına koyup yanında getirdiği çantasından bir serum çıkardı. Serumu duvardaki tablonun çivisine, ucunu da koluma açtığı damar yoluna takarken arkada bizi izleyen arkadaşlarımın endişe ve korku dolu bakışları üzerinizdeydi. " Korkma birazdan toparlar uşak. " Dedi İdris. Korkmuştu. " İyimisin? " " İyiyim." Dedim. " Korkma. Teşekkür ederim... Annemi bana getirdiğin için teşekkür ederim." Boştaki kolumu omuzunun üzerinden boynuna sarıp yanağına bir öpücük bıraktım. " Senin için, sizin için yapamayacağım şey yok Karam." Artık çoğul konuşur olmuştu. Yerinden kalktı yavaşca. Gözleri annemi bulunca annem geldi yanıma telaşla. " İyimisin kuzum. Hasta mısın yoksa?" Gözleri Derman'a döndü. " Hastalığı mı var? " Korkmuştu. Kesin bir hastalığım var diye inanmış olmalıydı ki. "Nesi var, çok mu kötü? " Diye ekledi. Derman gülümseyerek baktı bana, sen söyle dercesine. " Anne..." Ama ne kadar da zormuş boğazındaki o taştan yumruyu iterek söylemek bu kelimeyi. Oysa dünyanın en güzel, en yumuşak, en naif kelimesiydi. Anında bana döndü dolu gözlerle annem. Benim gibi oda ilklerini yaşıyordu belliydi. Yetimhanedeki bütün çocuklar ona anne dese de öz evladının ağzından anne kelimesini ilk kez duyuyordu. " Söyle annem." Dedi. Şuan şuracıkta eriyip gidebilirdim. Cümlesi bütün bedenimi sevgisinin sıcaklığıyla sarmış en dıştan en içe kalbime, damarlarıma, kadar ısıtmıştı beni. Bir yanimda Derman bir yanımda annem bundan sonra hayatta üşümezdim. Tekrar akmaya başlayan gözlerimi silerek, " Ben... Annanne oluyorsun." Dedim hem gülüyor hem ağlıyordum şimdide. Ellerini ağzına kapatarak kocaman gözlerle baktı bir bana bir Derman'a. Üzerime doğru eğilip tekrar sarıldı. Şimdi de o, hem ağlıyor hem gülüyordu. " Bu buna inanamıyorum. Elleri yüzüne kapalı tekrar ağlamaya başladı. " Ay bütün hayatım boyunca bütün duyguları aynı anda yaşadığım tek gün bugün olacak herhalde." Ramo'nun tekerleme tarzındaki sözlerini duyduk. " Yemin ederim ben böyle bir dram, böyle bir sevinç, böyle bir hüzünlü buluşma ne gerçekte ne de filmlerde görmedim ayol! Ay ağlamaktan içim dışıma çıktı vallahi billahi! " Sulu gözlerimiz arkamızda kendince konuyu özetleyen Ramo'ya buldu. Ağlamaktan gözleri ve burnu kıpkırmızı olmuş tıkanık burnuyla konuşuyor, bir yandan elinde kağıt mendil gözlerini ve burnunu siliyordu. " Kız çirkin ördek. Senin bu hayatından bir kitap, bir film, bir de elli bölüm dizi çıkar yemin olsun." Hepimiz alık alık aralıksız konuşan Ramo'yu izliyorduk. " Ay! Aklıma ne geldi bak! Tanıdığım bir yazar adayı var! Yeni yeni yazmaya başladı. Dur bakayım neydi adıı. Senin hikayeni yazmalı mutlaka. Dedi ellerini çırparak. " Vallahi hatırladım. Mutlaka seni yazmalı. " Laaann! Diye hırlayan Dermanla anında sustu Ramo. " Pardon enişte." Yanındaki Anıl'ın dirseğini yiyince, " Ay ne var ya! " Turgay girdi araya, " Lan gerzek. " Ay ne diyim ya! Dayı mı?! " Derman sinirle yüzünü sıvazlarken kalanlar ki buna annem de dahil Ramo'yu izliyorduk. Sonunda dayanamayıp kahkahayı patlattım. Bir elim karnımda bir elim alnıma dayalı katıla katıla gülüyordum. İyiki buradaydı Ramo. Yemin ederim sakinleştirici etkisi yapıyordu insanda. " Aha bizim deli iyice delirdi iyi mi? " Derman duyduğu cümle ile bu kez sinirle bir adım atınca Ramo korkuyla, Annecim! Derken Sevgi'nin arkasında aldı soluğu. " Derman bey bakmayın siz buna arada bu da sıyırıyor." Ramo Sevgi'nin omuzu üzerinden kocaman gözlerle bakarken, " Ay evet. Hâlâ gülerken, " Derman dur, kızma arkadaşıma. O olmasa hâlâ salya sümük ağlıyor olacaktık." Dedim yerimde kalkmaya çalışırken. " Çocuklar." dedikten sonra sağımda oturan anneme baktım. Gözlerine, en derinlerine baktım. " Annem..." Dedim. Bu kez daha kolay daha içten. Elvan Eroğlu benim öz annem. Yumuşacık bakıyordu annem gözlerime. Hayatım boyunca görmediğim bir bakıştı. Anne sandığım o zalim kadından hiç bir zaman görmediğim bir bakış... " Anne bunlarda can ciğer arkadaşlarım. Turgay, Anıl, Sevgi, İlknur ve Ramo. " Çocuklar bir bir yanımıza gelip annemin elini öptüler, tanıştılar. En sona kalan Ramo Derman'ı önünden ışık hızıyla geçip annemin önüne gelince, " Öpeyim teyzecim." Diyerek eline sarıldı. Öpüp alnına koyduktan sonrada, " Çok memnun oldum." Diyip tekrar ışık hızında eski yerine döndü. & Aradan dakikalar geçti. İdris kolumdaki serumu çıkarmış Semra'nın getirdiği çay ve ikramlıklar önümüzdeki sehpalarda bir yandan konuşup bir yandan çayımızı içiyorduk. Önce annem anlattı hikâyesini. Babamla ilk tanıştığı günden başladı anlatmaya. Nasıl evlendiklerini yıllarının nasıl geçtiğini. Bu arada babamın adı Cihangir ve babama çok benziyormuşum. Bir bebekleri olsun isterken doktorların bebeğin olmaz kısırsın dediklerini anlattı. Sonra bir mucize gibi aldığı hamilelik haberini. Dokuz ay hevesle aldığı eşyaları ördüğü patikleri anlattı. Şimdi bile evde ve saklıyormuş benim için aldığı kıyafetleri oyuncakları. Sonra bir gün gelen sancılarla hastaneye tek başına gitmiş. Hastaneden aramışlar babamı. Zavallı babam duyduğunda hemen yola çıkmış ama kader. Trafik kazası geçirmiş. Annem doğumdan sonra babamı beklerken seruma katılan ilaçla uyutulup yanında uyuyan bebeğini yani beni alıp gitmişler. Yetmemiş babamın ölüm haberini almış. Dayanamamış ne aklı ne bedeni. Uzun zaman tedavi görmüş sonra da yetimhanede çocukların arasında bulmuş huzuru. Her birini senin yerine koydum. Dediğinde yüreğim koptu. O gün müdüre hanım beni çağırdığında ve seni gördüğümde bir kızım daha oldu dedim. Konuştuğumuz her cümle acı veriyor olsada artık bitmişti. Onun evlat, benim anne özlemim. Sonra ben anlattım hayatımı. Ama eksik ve yalanlarla bezeli. Neyse ki ne arkadaşlarım nede Derman pot kırmadı. Yediğim dayaklar, soğuklar, cezalar, kabuslar... Hepsini süpürüp halının altına gizledim. Kötü bir aileydi yanlarından alındım diyerek bağladım konuyu. Arkadaşlarımla tanışmalarımı, Sevgi ve İlknur ile aynı eve taşınmamı okul hayatımı anlattım sonra. Üniversite okuduğumu duyunca çok sevindi. Arada arkadaşlarım sağolsunlar yediğim haltları anlatarak konuya renk katmayı ihmal etmiyorlardı. Özellikle Ramocanım. Sonra Dermanla tanışmamız. Derman'a ne işle meşgul olduğu sorduğunda hepimizin gözü Dermanda bakarken çekinmeden Mafya babasıyım dedi. Beklemediğim şekilde umursamadı annem. Bana bakıp gülümsedi. 💎💎💎 Bütün günü sohbet ederek geçirdik. Akşam olduğunda akşam yemeğinide birlikte yedikten sonra arkadaşlarım izin isteyip kalktılar. Gitmeden önce de tekrar tekrar sarıldılar bana. Her biri gözün aydın. Dedi. Hem bebek hem annen çifte haber ve mutluluklar. Yine en sona kalan Ramo, " Kız ördek yemin ederim sürprizlerle dolu bir gündü ayol! Bu günü hayatım boyunca unutmayacağım. Bundan sonra hep mutlu ol kız emi! " " Sağol Ramo. Sağolun çocuklar. " Diyerek uğurladım kapıdan. Çocukların ardından tekrar annemin yanına gelip oturdum. Ben oturduktan sonra kapıdan yine felaket tellalı Sefa girdi. " Aha! Dedim. Derman'a bakarak. " Geldi senin tellal." Gülümseyerek kalktı Derman. Kapıya kadar gidip ayak üstü birşeyler konuştu Sefa ile. Sonrada Sefa'yı yollayıp geri, yanıma geldi. " Karam." Dedi alnımdan öperek. " Benim çıkmam gerekiyor bir kaç saate dönerim. " Sonra anneme döndü. " Elvan hanım bu gece burada kalın. Anne kız sohbet eder özlem gösterirsiniz." Kocaman gözlerle Derman'a baktım. Söylediği şey çok hoşuma gitmişti. Benim için yaptığını bilmek ise dahada hoştu. Gözlerimin dolmasına engel olamazken sıkıca sarılıp geniş göğsüne kapandım. Ardından ayakkabılarımın ucuna yükselerek yanağına bir buğse bıraktım. Bunu yaparken kısık sesimle teşekkür ederim Kocakurdum. Dedim. Benden uzaklaştıktan sonra iyi akşamlar Elvan hanım diyip hızlı adımlarla çıktı evden. Annemin yanına dönmeden önce Semra dan bizim için birer kahve istedim. Sonra da annemin yanına gelip oturdum. Gelen kahvelerimizden yudumlayarak saatlerce konuştuk. Aradaki 21 yılı kapatmak istercesine ediyorduk sohbeti. Sevdiğimiz renklerden tuttuk, sevdiğimiz yemeklerden çıktık. Bu arada yüzüm babama benzesede huylarım ve yemek zevkim annemle aynıydı neredeyse. Neredeyse diyorum çünkü bamya sevmemek benim suçum değildi. Ülkenin yüzde doksan dokuzu sevmiyor mübareği. Gece olup yatma vakti geldiğinde misafir odasında annemle birlikte aynı yatakta yattım. Yetimhanede de birkaç gece kabuslarım yüzünden benimle yatmıştı. O zamanlar bilmiyordum öz annemin koynunda olduğumu. O yüzden şimdiki farklıydı. Sıkıca sarıldım anneme sıcak göğsüne sığındım. O da kollarının arasına aldı sarıldı. Kokusunu çektim ciğerlerime. Elleri saçlarımda dolaştı dakikalarca. Ben yeniden dolan gözlerimi tutarak kapatırken. Gözlerimi sıkıca yumdum. " Allah'ım. 💎💎💎 " Derman. " Hımm..." Adama bak ya hâlâ sarılıyor. " Derman dedim ya! Aniden gözlerini açıp sol dirseği üzerine kalktı. " Karam! " Yok. Büyük eli hâlâ artık büyümüş olan göbeğimin üzerindeydi. Sen dışardan sarılıyorsun içerdeki yaramaz tekmeliyor. " Tamam güzelim kızma." Dedi geri çekilirken. " Oh be! " Derin bir nefes çektim ciğerlerime. " Bu nedir ya! Yok ya bu hamilelik gerçekten bana göre değilmiş. Bu bebek ilk ve sonuncu olsun. " " Ne? " Olmasın arkadaş! Bir kahkaha patlattı. " Saçmalama Karam. " E o zaman sen oynarsın oğlunla." " Oynarım! Derman anında dizlerinin üzerine oturduğu. " Nerden biliyorsun erkek olduğunu?" " İçime doğdu diyelim." Dedim yattığım yerden bakarken. " Orası belli olmaz." Dedi yataktan kalkarken. Ayakta bir süre beni izledi. " Senin kızlığını da gördüm, kadınlığını da. Ama sakin bir gününü görmedim. Seninle evlenmeden önceki hâllerini pas geçiyorum. Anlat anlat bizmez. Evlendikten sonra gece kulübü diye çıkıp İstanbul'un diğer ucundan topladığım geceyi hiç unutamıyorum. Sonra bana anlattıkların... Ardından öz anneni bulmamız. Annenle yetimhanede kalmaya kalkman. Sonraki haftalarda arkadaşlarınla piknik de piknik diye tutturmanız gelene kadar kusman. Eve geldiğinde ayakta duracak halin kalmamıştı. İki gün serumla yaşadın. Allah bilir ne yediniz? Okul kapandı parti yapalım karnım büyüyünce bir daha yapamayız diye ısrar etmen, izin vermedim diye iki gün ağlayıp bir hafta küsmen. Küsmek kesmeyince sinirlenip salonda bar dahil ne varsa yerlere fırlatman. Sıcağı seviyorum. Hem bebekte güneşlensin diyerek bahçedeki şezlongda uyuya kalıp güneş çarpması olman. Annene bile küstün Karam." Gözlerimi devirdim. " Kadın hamilelik hormonlarından olduğunu söyleyip umursamadı ama o bile yoruldu. Ha yazın tatilde ata binmeye kalkıp neredeyse çifte yiyordun. Yani sana ve bebeğe zararlı ne varsa resmen aşerdin güzelim. Liste böyle uzuyoooor gidiyor. Beş ay doldu ama bide bize sor. Bak nefesim bile yetmedi. Yani sadece erkek değil sana benzemiş bir kız bebekte tekme atıyor olabilir." Adam resmen aylardır biriktirmiş dökülmek için bahane arıyormuş ya lan! Yattığım yerden yandaki yastığını alıp hızla suratına fırlattım. Tam isabet eden yastık yüzünden aşağı kayıp düştüğünde gözleri kapalı çenesi kasılıyordu. Şuan sabır göstermeye çalıştığı çok açıktı. Beş aydır olduğu gibi. " İşte bundan bahsediyorum Karam." Hâlâ sabrını korumaya çalışıyordu. " Bence kız ve tıpkı annesine benziyor. Senin gibi keçi inadına sahip olduğu için göstermiyor kendini. O yüzden hâlâ bilmiyoruz kız mı erkek mi? Böyle inat etmeye devam ederse doğunca öğreneceğiz. " Yerimde önce yana doğru döndüm sonrada kalkmaya çalıştım. " Nereye güzelim. Erkenden kalkmana gerek yok dinlen." Yeminle bu da git gel kafa. Sanki kalktığından beri irdeleyen o değil gibi anında kayırma pozisyonu aldı herif. Yanıma gelip yardım ederken sinirle baktım yüzüne. " İşemeye gidiyorum gelcen mi? Sonrada duş alacam." Gözlerini devirdikten sonra, " Duş almana yardım edeyim mi? " Dedi gülümseyerek. Yok yok! " Çekil kendim giderim! Derken gözlerimin dolmasına engel olamadım. " Bu çocuğu taşıyan benim. Aylarca midesi bulanan kusan benim. Tansiyonu düşen bayılan benim. Yatamayan, uyuyamayan benim. Peki sen ne yapıyorsun? Yaptığım bir iki küçük şeyi bile kaldıra mıyorsun. Ben çocuğumuzu tek başıma taşıyım..." Gözlerim iyice dolunca başladım yine ağlamaya. Bu günlerde daha çok ağlar olmuştum. Çizgi film izlerken bile ağlar olmuştum. Hoş neden çizgi film izliyorum onu bile anlamıyordum ya! Derman bir anda kollarının arasına alıp sarıldı. " Özür dilerim güzelim seni üzmek istemedim. Sadece kızımız olabilir diye benzetme yapıyordum. Affet ağlama, üzme beni de." Dudaklarımı büzerek gözlerine baktığımda önce gözlerimden sonra da dudaklarımdan öptü. " Affettin mi? " Başımı aşağı yukarı salladım. Tekrar sarılıp saçlarıma bir öpücük bıraktı. " Şimdi bırakırsan banyoya gireyim artık." " Tamam güzel Karam." Ben banyoya girerken oda giyinme odasına doğru yürüdü. Derman'ın kendi kendine mırıldandığını duyunca kulak kesilip ne söylüyor diye dinledim. " Allah'ım bebeğimiz bir doğsun yeminle deveden kurban kesip dağıtacam." Kendi kendime gülmeye başladım bu kez. Elimi karnıma koyarak baktım şiş göbeğime. Bir yandan gülerken bir yandan bebeğimle konuştum. " Adamı beş ayda delirttik bebeğim." Derken sessizce gülmeye devam ettim. " Bak böyle olmuyor ama ha! Kızsan meleğim derim yada güzelim derim. Bak yarın son şansın ha! Nerde görülmüştür bu kadar gizlenmek. Valla babana hak verecem ha! Anası kılıklı. " Diyerek banyoya girdim. Önce işlerimi hallettim sonrada ılık bir duş alıp çıktım. Bornozumu giyip saçlarımı sarıp odaya döndüğümde Derman odada yatağa oturmuş telefonla konuşuyordu. " Sıhatler olsun Karam." " Teşekkür ederim. " Derya ile. " Neden geliyorlarmış. Yani bir sıkıntı mı var. " " Murat'ın bana elden teslim etmesi gerekenler var. Birazda kalırlar ve dönerler. Hem senide merak ediyormuş Derya. Hayırlı olsun dedik ama gelip göremedik diyor." " E buyursunlar gelsinler de ben kurt gibi açım. İçimde kurt besliyorum resmen. Yada Kurtoğlu mu demeliyim? " dedim elimi göbeğimde gezdirerek. Sonrada giyinme odasına yürüdüm. içeri girerken, " Bence erkek. Dolabın önüne gelip kıyafetlerimi alırken yanıma gelip beni kendine çevirdi. Saçımda sarılı havluya uzanıp açtı. Saçlarımı kurularken, " Seni senii. Demek karşı saldırıya geçiyorsun." " Ne oldu? " Aslında umursamıyorum. Dedikten sonra göbeğimin üzerindeki kuşağa uzandı. Yavaşça açarken, " Kendini iyi hissedeceksen istersen küfret, sesim çıkmaz. " Bornoz omuzlarımdan kayıp ayaklarımın dibine düştü. Şimdi Derman'ın karşısında çıplak ve aç bir kurdu hatırlatan gözleri üzerimdeydi. " Iımm. Hamilelik sana yakışıyor karıcığım." Dedi. Avuçlarının arasına aldı yüzümü dudaklarıma bir öpücük bıraktı. " Bence daha seksi oldun böyle." Yukarıya kıvrılan dudakları dudaklarımda avuçları yüzümden aşağıya göğüslerime indi. Bu ufaklıklarda iyice olgunlaşmış, büyümüş. Öpmeye devam ederken elleri dahada aşağı sonrada sırtıma doğru kavis aldı. Kalçalarımı buldu. Her yerin ayrı güzel oldu karıcığım." Derken iyice ayarlarımla oynuyordu. " Derman." " Söyle güzelim." Dedi bir öpücük bırakarak dudağıma. " Söyle bir tanem. Dedi dudakları boynuma inerken. Titreyen sesimle Derman... Dedim yeniden. Başını boynumdan kaldırıp dudakları tekrar dudaklarımı bulduğunda elleri bulduğu her yerimde geziyordu artık. " Derman hamile olduğumu hatırlatırım. " Desemde çoktan bozmuştum bende niyeti. Günlerdir hissedemediğim duyguları arzuluyordum. " Söz veriyorum nazik olacağım." Diyen Dermanla giyinmek için girdiğim odadan Derman'ın kucağında çıplak çıkmış kendimi yatağımızda bulmuştum. " Gitti bizim kahvaltı anasını satayım." 💎💎💎 Geceden beri bir hareketlilik vardı evin hem içinde hem dışında. Derman gecenin ikisinde yanımdan kalkmış bir daha da gelmemiş, bende merak edip aşağı inmiştim. Salon boş Derman yoktu. Pencereden dışarıya baktım. Derman dışarda elinde sigara adamları ile konuşuyordu. İçimi bir huzursuzluk kapladı. Yine kötü bir şeyler olmasından korkarken ellerim karnıma gitti. Sıkıca sarıldım bebeğime. Aklıma annem geldi o an. Şuan burada olmasını istedim anlık. Annemi yeniden bulalı beş ay falan olmuştu. İlk bir kaç gün bizimle kalmıştı ama sonra sürekli bizimle kalmasını istememe rağmen üzülerek red etmişti. " Elmas'ım güzel kızım. Seni yeniden bulmak bana Allah'ın bir lütfu. Bundan sonra ölsem bile bırakmam seni. Ama hep burda kalamam. Çocuklar yolumu gözlüyorlardır. Hele Ömer. Yemek bile yemez. Alışamadı. Her gün ağlıyor, daha çok küçük. Elmas'ım.." demişti elleri yanaklarımda. " Ben orda kalmaya devam etsem, arada bir buraya gelsem arada bir de sen gelsen beni ziyaret etsen, olur mu? " Demişti çekinerek. Kendimi o çocukların yerine koyunca kabul etmiştim. Yetim ve öksüzlük çok zordu çünkü. O günden sonra ben onun yanına o da arada bir benim yanıma gelip gidiyorduk. Ama şuan yanımda olsa hayır demezdim yani. Ben karanlık salonda otururken Derman girdi içeri. Beni görünce şaşırdı. " Elmas? Neden buradasın? " " Yanımdan kalkıp geri dönmeyince merak ettim. Bir şey mi oldu? " " Yok güzelim. Rutin birşey olsa daha öncede götürdük her halde dedim içimden. Dışından ise emin misin dedim sadece. " Eminim. Hadi gel bu halde yorma kendini." Birlikte merdivenleri çıkarken ilk kez düşündüm ve korktum. Bir bebeğimin olacağını öğrenene kadar hiç korku duymazken şimdi bir mafya babası ile evli olmanın aslında ne kadar zor ve ölüm koktuğunu yeni yeni anlıyordum. Çünkü korkacak küçük bir can taşıyordum. Odamıza geçip yatağa uzandık birlikte. Beni yanına çekip kollarının arasına aldı. Sarıldı öptü, kokladı. İyi uykular Karam dedi. Derman dedim kasvet kokan ânı dağıtmak için. " Sence bizim ufaklık yarın gösterir mi kıymetlisini? " " Gösterse iyi olur. Bir anda bir gülme aldı gece gece. " Ne alakası var ya. Çocuk gösteremediğinden mi gerinecek yer yok ondan. " Dedim iyice cıvıtarak. " Zavallım iki büklüm. Emine boyuda uzun dedi. Demek ki birazda o yüzden. Yarın öğreniriz artık." Dedik uyumaya geçerek. Sabah heyecanla uyandım. Nihayet kontrolün on beş günu dolmuş bugün hem kontrol hemde cinsiyet öğrenecektik. Giderken annemide alacaktık. Nede olsa anneanne dimi ama. Sonrada arkadaşlarımi eve çağırıp kutlama yapmayı planlıyordum. Tanı kimseye baksetmemiştim henüz. Çünkü benimki yine göstermezse planlar fiyasko olucaktı. Dermanla birlikte hazırlanıp aşağıya indik. Kahvaltımızı yapıp tam kalkmıştık ki Derman, " Ben gömleğimi değiştirip geliyorum. Bekle de birlikte çıkalım. " diyince yüzüne baktım. " Siyahı çıkarıp siyah giyeceksin. Değiştirmesende olur." Dedim sırıtarak. Gözlerini devirip yürümeye devam ederken ben masadan bir kaç lokma daha indirdim karnımın içindeki aç kurda. Az sonra üzerinde siyah olan başka bir gömlek onun üzerinde de siyah ceketle indi. " Bu gömlek seni açmış." dedim daha da gıcıklaşarak. Oysa aynı görünüyordu. " Bugün fazla neşelisin Karakız. " " Oouu! Karakız! Dedim kapıdan çıkarken. " Zeki karım benim." Birlikte bizi bekleyen arabaya doğru ilerlerken, " Annemi de alacağız unutma." Dedim. " Tamam. " Demişti ki bir anda Kurtoğlu! diye bağıran birinin sesi yankılandı bahçede. Ardından Sefa"nın, " Abii! " Diyen haykırışı koptu. Sonra arka arkaya patlayan silahlar... Herşey bir kaç saniyede oldu. " Dermaaann! " Attığım çığlıkla ikinci kurşunu yediğinde bir kez daha sendelerken dişlerinin arasından, " Korkma." Dedi. " Korkma..." **************************** Evet canlarım bölüm sonu.
|
0% |