Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Y.C 10 Aslan

@azamet_29_2

O sinir bozucu herif seni alıp buraya getirmiş.
Ben seni aradığımda telefonu o açtı.
Ne kadar korktuğumu bilemezsin. Yerini söyledi. Biz gelince de gitti."

"Hı. Anlamadım. O sinirli adam mı getirmiş beni."

"Evet."

"Adını öğrendinmi."

"Aslan. Soyadını söylemedi."

Demek Aslan.
Neyse. Sonra öğreniriz.

Kapı açılınca Ege'yi ve Doktoru gördüm.

Doktor.
" Cevher Hanım geçmiş olsun.
Ben Doktor Emre.
Nasıl hissediyorsunuz.
Ağrınız varmı? "

" Ağrım yok.
İyi hissediyorum.
Çıkmak istiyorum.
Ne zaman çıkarım."

Dedim seri şekilde.
Burada böyle yatmak istemiyordum.

"Yaranız kötü değil. İç organlara zarar gelmediği için şanslısınız.
Ama dikkatli olmamız ve dinlenmeniz lâzım. Malûm kan kaybınız oldu.

" O halde taburcu edin, çıkmak istiyorum.
İyiyim ben.
Evde dinlenirim."

Dedim kalkmak için doğrularak.

Ama o an hissettiğim acıyla dişlerimi sıkınca.

"İyi değilsin zorlama, bugün dinlen."
Dedi Efe.

Doktor Emre:

" Evet.
Bugün kalmanız iyi olur yarın sabah taburcu ederiz. "

Diyince mecburen geri yattım.

" Bir gece idare edeceğim artık. "

Doktor çıktıktan sonra. Ege yanıma gelerek diğer yatağın yanındaki sandalyeye oturdu.

" Gerçekten iyimisin?
Hastanede olduğunu duyunca çok korktuk.
Buraya nasıl geldiğimizi bize sor.
Kadir bile endişeliydi düşün artık."

" Odamı burda."

" Tabiki.
Efe de o kadar korktu ki o adamı dövecekti neredeyse.
Ne yaptınız lan ona diye adamın yakasına yapıştı."

Efe'ye baktım.
Kaşları çatık kolları göğsünde birleşik yere bakıyordu sadece.

" Kusura bakmayın çocuklar.
Sizide korkuttum. Ama iyiyim. "

Efe ayağa kalkarak,
" Bundan sonra tek başına hiç bir yere gitmeme izin vermeyeceğim."

Dedi ve odadan çıktı.
Ege'nin yüzüne baktım.

"Ammada abarttı.
Fazla endişelemiş sanırım." Dedim.

" Evet. Gerçekten korktu."

"Her neyse bi ihtiyacın varmı. "

"Hayır yok. Ama şirketi boş bırakmayın. Sen dön."

" Tamam.
O zaman ben çıkıyorum.
Sen dinlen bir şey istersen de Efe ye seslen. Yada ara."

Dedi telefonumu cebinden çıkarıp bana vererek.

" Tamam sağol."

İkizler odadan çıktıktan sonra olanları düşündüm.

"Ben nasıl böyle bir hata yaptım.
Nasıl o tuzağı farkedemedim.
Yıllar önceki o gecenin etkisi hayatım boyunca beni takip edecek sanırım."

Dedim, sinirle dişlerimi sıkarak.
Sonra kaza yaptığım ana döndüm. O adam getirmişti beni.
El mecbur bulup bi teşekkür etmem gerekiyordu. Ama acelesi yok önce halletmem gereken başka meseleler var.

Aklıma aniden gelen şeyle telefonla Ege'yi aradım.
Henüz hastaneden ayrılmadan geri çağıracakdım. Zaten şuanda dışarda Efe ile konuşuyordu eminim.

Telefonu çaldığında ses kapının
önünden geldi.
Doğru tahmin etmiştim.
İkisi birden odaya girdi.

" Bişeymi oldu." Dedi Efe.

" Efe artık abartma, iyiyim.
Sadece Ege'ye söyleyeceklerim var.
Madem geldin sende dinle.

Ege. Cemil Kara ile olan randevuyu iptal edin.
O herifin ayağına gitmeyeceğim.
İhale ne zaman? "

" 10 gün sonra."

" Değiştirin 2 gün sonraya çek."

" Ama ihaleye girmek isteyenlerin hazırlıkları bitmez."

" Önemli değil. 2 günde hazırlamıyorsa zaten kazanamazlar.
İhaleler her zaman güçlü olan şirkette kalır."

" Tamam.
Nasıl istersen."

" Efe sende şu almak istediğimiz ama yok pahasına Cemil'in eline geçen arazinin eski sahibini bul.
Araziyi neden üç kuruşa Cemil'e satmış öğren.
Cemil mutlaka pis bir yol ile aldı o araziyi. Adam konuşmasa bile kurcala mutlaka öğrenmeliyim. "

" Tamam.
Ama ben burada kalmak istiyordum."

" Gerek yok Kadir kalabilir."

" Tamam." Dedikten sonra ikiside çıktı.

Kendimi yatağa bırakıp gözlerimi kapattım.
Yatmaya alışık değildim yarına kadar nasıl duracağım böyle.

Gözlerimi kapatıp biraz uyumaya karar verdim.
Zar zor uykuya dalmaya çalışırken bir yandanda aklım hala nasıl o tuzağa düştüğümdeydi.

Eskilerin dediği gibi...
Dünyada hangi dağları aşmış olursan ol, aklın takılıp düştüğün taşta kalıyormuş.

Düştüğüm o tuzak beni hep rahatsız edecek.

*****

Gözlerimi açtığımda akşam olmuştu.

Uyuyamam falan derken uyuyup kalmışım meğer.

Önce etrafa baktım kimse yoktu.
Yavaşça yerimde doruldukran sonra yatağın kenarına oturup biraz bekledim.
Çünkü hala halsiz ve dengesizdim.

O sırada kapı açıldı. İçeriye bir hemşire ve Kadir girdi.

Hemşire :

" Geçmiş olsun. İzninizle pansumanınızı yapacağım."

" Kadir duydugu şeyle anında çıktı."

Yatağın kenarında oturarak biraz yan döndüm.
Hemşire arkama geçerek kıyafetimi yukarı kaldırarak,

"Tutabilirmisiniz." Dedi.

Ben kıyafetimi omuzunun üzerinden tutarken oda yaranın üzerindeki bandajı çıkararak yeniden temizledi.

" Hemşire hanım telefonumla yarayı çekermisiniz. "

" Ha.. E. Evet. Tabi."

Telefonu kıza verdim oda yaranın resmini çekti. Amacım yaraya baktıkça Cemil'i hatırlayıp hesap sormayı unutmamaktı.

Telefonumu bana verdikten sonra yarayı yeniden bandaj yaptı.

" Evet bitti tekrar geçmiş olsun." Diyerek çıktı.

Hemşire gittikten sonra elimdeki telefondaki resme baktım baticonlu kırmızı dikişlerlerle kapanmış bir yara.

Tekrar kendime saydırırken ayağa kalkarak pencerenin yanına giderek pencereyi açtım.

Nefes almam sakinleşmem lazımdı kendime olan sinirim şuan Cemil'e olan sinirimden daha fazlaydı.

Odanın içinde bir ileri bir geri turlayıp durdum.
Biraz sonra yine kapı tıkladı.
Yine Kadir ve yemek getiren çalışan geldi.

Yemeği yatağın kenarına bırakıp çıktı.
Tabi Kadir' de.

Yatağıma tekrar oturdum. Gelen yemekler bana bende yemeklere bakıyordum.

"Bir an önce sabah olsun eve girmek istiyorum. "

Diyerek yemeğimi yemeye çalıştım.

*****

Nihayet sabah kontrolü ve çıkış işlemlerinden sonra hastaneden çıkmış, Kadir ve Efe ile eve dönüyordum.

Hayatımda hiç bu kadar fazla hastanede kalmamıştım.
Eve gidene kadar arabada düşünüp durdum.
Her işi bir kenara bırakıp bu Cemil'in yakasından tutacaktım.
Hem Anna'ya yaptığı şeyi hemde bana yaptığı oyunu sindiremiyordum.

Efe:

"Patron iyimisin?"

" Değilim Efe değilim. Midemdeki taşı sindiremiyorum.

İhaleye kimler katılacak bellimi."

"Evet Ege 4 şirket dedi."

" Tamam"

Bir süre daha gittikten sonra nihayet evimize gelmiştim.
Huzur bulduğum tek yer.
Arabadan inerek yavaş adımlarla kapıya kadar geldim.
Kapıyı adamlarımdan biri açacakken aniden açıldı ve Özge göründü.

" Kardeşiiimm."
Dedikten sonra tam üzerime geliyorken arkasıdaki Ege aniden kedi gibi ensesinden tutarak geri çekti.

" Sana üzerine atlamayacaksın demedimmi senin derdin ne ufaklık."

" Pardon.
Özür dilerim kardeşim. Senin için çok korktum. Çok üzüldüm ondan."

Dedi elleri önünde mahcup şekilde.
Aynı anda arkasını dönerek.

" Bana bir daha ufaklık deme."

Diye çemtirdi Ege'ye.

"Çizgi film gibisiniz. Çekilinde girelim."

Dedim yanlarından geçerek.
Salona geçip koltuğa oturdum.
Sevim sultan da gelerek.

" Geçmis olsun kızım.
Bizi kokuttun. Odanı hazırladım istersen dinlen."

" Böyle iyiyim.
Yemeklerini özledim Sevim sultan. Hastane yemeğini nasip etmesin ALLAH kimseye."

Dedim gülerek.

"Hemen hazırlarım masayı.
Özge sende yardım et hadi."

"Tamam sultanım." Dedi Özge hızlıca arkasından giderek.

Ege ve Efe karşıma oturdular.

"Ee. Anlatın."

Ege:

"Herşey tamam yarın sabah 9 da 4 şirket gelerek hazır bulunacaklar.
Karabey'in sahibi hastanedeymiş.
Temsilen yerine biri gelecek.
Diğeri Cemil Kara.
Diğer ikiside
Tunç ve Kıraç Şirketler."

" Diğer şirketler bunlarla zaten yarışamazmış."

" Sende ne var Efe."

" Arazinin eski sahibi Mehmet Çevik.
Araziyi aslında bize satma planı yapıyormuş Hasan babayı daha önceden tanıdığı için.
Bunu kendi çevresindede dile getirmiş.
Ve nasıl olduysa bu konu Cemil'in kulağınada gitmiş.
Cemil Mehmet'e giderek araziyi almak istemiş.
Mehmet araziyi bize niyetlendiği başkasına satmayacağını söylemiş.
Cemil daha az para ile almakta inat etsede vermemiş."

" Peki Cemil ne iş çevirmişte almış."

" Mehmet'in kızını kaçırmış."

"Ne! Vay şerefsiz şişko.
Mehmet de kuzu kuzu vermiş öylemi."

" Aynen."

" Cemil boyundan büyük işlere girmiş.
Ve gözü kara hareket ediyor.
Ama bir ayar çekeriz biz ona."

Ertesi sabah erkenden uyandım.
Hızlı bir banyo faslı.
Hızlı bir kahvaltı yaptıktan sonra masadaki Özge'ye, evdeyken boş durma derslerini çalış." Dedim

"Tamam kardeşim. Merak etme sende kendine dikkat et."

Bir saat sonra şirkette kendi odamın yanındaki toplantı odasındaydım.

Masanın en başındaki büyük koltuğa oturup beklemeye başladım.

Saat 9 a gelince Esra gelenleri odaya alacaktı.

Efe kendi işleri ile meşgul olduğu için sonra katılacak Ege'de ancak toplantı başladıktan sonra gelecekti.

Saat 9 olmuş ve gelenleri Esra tek tek içeriye almaya başlamıştı. Ben ise koltuğumda oturmuş onları bekliyordum.

Tek fark koltuğum masaya sırtı dönük şekilde idi.

Esra gelenleri içeriye alırken benim duyacağım şekilde

"Karabey in temsilcisi.
Cemil Kara
Şakir Tunç
Ve Ali Kıraç ve asistanları."

Dedi ve masaya benim koltuğumun yanındaki koltuğa oturdu.

Adamlar masada sesizce beklerken.
Kuduz Cemil dayanamadı tabi.

" Ee patronunuzla müşerref olmayacakmıyız. "

Dediğinde koltuğumu çevirip kendimi gösterdim.
Orada olmamı beklemiyorlardı.
O an hiç kimseyi görmüyordu gözüm. Sadece Cemil.
Yetimhanedeki Cemil.
Beni şişleten Cemil.
Ve karşımdaki Cemil.
Karşısında beni görünce oda bana odaklandı.

Ayağa kalktım.
Yavaş adımlarla ona doğru giderken oda koltuğunu masanın dış kısmına doğru çevirip kolayca ayağa kalktı. Zira hala şişkoydu.

"Oo. Cevher Aslan.
Seni görmek ne güzel.
Hâlâ değişmemişsin."

Dedi saçlarıma bakarak.

Tam önüne geldim ve durdum.

Son sözleriyle sinir kat sayım dahada artmıştı. Geriye doğru gerinip sıkı bir yumruk attım suratının ortasına..

***********************************

Bölüm sonu canlarım.

 

Loading...
0%