@azamet_29_2
|
Merhaba canlarım yeni bölüm. ************************************ Sonra banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. O gün kapıdan girdiğimde evdeki bağırış çağırış taa dışardan duyulacak kadar çoktu. "Cevher kaç. Kaç kızım. Kaç." Annem son gücüyle bana kaçmamı söylüyordu. ***** "Onları kurtaramadın Cevher." Dedim dişlerimi sıkarak. Kalbim sıkışıyor güçlükle nefes alıyordum. Elimdeki sızıya baktım sonra. Küçük bir cam saplanmıştı. Etrafında başka çiziklerde vardı. Kanıyordu. Elimi suyun altına tutarak kanı akıttım. Kâğıt havluyla üzerine bastırdım. Sonrada dolaptan sargı bezi alıp sardım. ***** "Sen nasıl babasın. "Git başımdan kadın. Elimde kalma. Gebertirim seni. "Nasıl yetmiyor peki? Çünkü karıya kıza alkole harcıyorsun. O yüzden yetmez." "Bundan sonra sana bir kuruş vermem. Defol git sen olmadan da yaşarız biz. Yeter artık. Hem açlık hem dayak hem yokluk yeter artık. Yeter defol. Defoooll.." "Bana bak kadın öldürürüm seni. "Şu haline bak ayakta bile duramıyorsun. Pis ayyaş." "Öldürürüm lan,öldürüm seni. " "Bırak. Bırak nefes alamıyorum... Bırak pislik." "Bırak annemi baba bırak." "Defolun lan piç kuruları. " Ah!! Anne..! "Bırak Kemal bırak. Bırak oğullarımı." "Kemal ne yapıyorsun. Bırak o bıçağı. "Hepinizden bıktım.Geberin lan hepiniz geberin." "Anneeee!! Bırak annemi! " "Cevher kaaaççç. Kaç kızım." "Annee!! Annecim!!! " "Cev her. K.Ka...çç." ***** Anne. Anne.... Yerimde sıçrayarak uyandım. Aynı rüyayı tekrar görmüştüm. Derin bir nefes alıp, yerimden kalkıp banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım. Bu şekilde uyuyamazdım. Bu kabuslar neden birden bire ortaya çıkmıştı. Neden tekrar tekrar görüyordum. Kötü bir şeyler olacak gibi bir his doğdu içime. Uykum kaçtığı için mutfağa giderek kendime kahve yapıp çalışma odama geçerek masama oturdum. Madem uykum kaçmıştı hiç olmazsa dosyalara bakayım. Ege yarın sabahtan gidip devri halledecekti. Devirden hemen sonra inşaata başlayacaktık. 2 sene içinde tastamam hazır olacaktı okul. "Hasan babanın ismi okulumuzda yaşayacak." Dedim gülümseyerek. İnşaat işini halletmiştik. Sırada diğer işler vardı. Bu kez çığlıklar duydum. Annemin kardeşlerimin çığlıkları. Ellerime baktım. Ellerim kan içindeydi. Üzerime baktım kalbimin hemen yanında göğsümde de bir bıçak vardı. Kan... O an arkamdan bir el omuzundan tuttu. Yerimden yine sıçrayarak uyandım. "Kahretsin bana uyku yok." Dedim nefes nefese. En iyisi hazırlanıp işe gitmekti. "Patron sen neden ordasın. Yüzünün hali ne böyle. Yoksa hiç uyumadın mı.? Elin.? Eline ne oldu." Dedi Efe hızla gelip elimi eline alarak. "Önemli değil küçük bir şey." Dedim geri çekerek. "Nasıl önemli değil. Bakmak istiyorum. Yada doktora gidelim." "Efe. Önemli değil dedim. Hadi işlemiz var. Erken çıkalım." İkizlerin bakışları eşliğinde odama çıktım. Hazırlandıktan sonra tekrar indim aşağı. "Kardeşim? Eline ne oldu iyimisin nasıl yaralandın. " Diye sorduğunda İkizlerin bakışlarını üzerimde hissettim. "Önemli birşey değil. Sen kahvaltını yap ve oyalanmadan okula. " Hızlı bir kahvaltıdan sonra birlikte çıktık. "Bakma, söyle." "Ne olduğunu neden gizliyorsun? " "Gizlemiyorum. Sadece önemsiz birşey." "Anlatmayacakmısın? " Derin bir nefes aldım. Camdan dışarıya bakarak, "Dün bir kabus gördüm. "Aynaya yumrukmu attın yoksa." Dedi Efe hızla arkasını dönerek. "Evet." Dedim duygusuz bir şekilde. "Birde önemsiz diyorsun. Elin ne durumda. Gider gitmez hemen bakıyoruz." Yarım saat sonra şirketteydik. Ofise girer girmez Efe, "Hemen elini göster pansuman yapalım." Dedi. Kurtuluş yoktu. Yakamı bırakmayacaktı. "Tamam." Dedim. Bize bakan Ege'ye dönerek. " Ege ne bekliyorsun. Ege bir bana bir elime bakarak. " Tamam gittim bile." Dedi ve çıktı. Bir saatlik uykuyla duruyordum. Kahve içmezsem bir yerlerde sızıp kalabilirdim. Sargıyı açan Efe. "Şu hale bak birde önemsiz diyorsun." Dedi dolaptan ilkyardım kutusunu alarak. Elime baktım. Evet biraz fazla kesilmişti. Efe pansuman yapıp tekrar sardı. "Lütfen bir daha böyle birşey yapma patron." " Peki abicim." Dedim alaylı şekilde. "Efendim Şeref Bey geldi." "İçeri al. Şeref bey içinde türk kahvesi getir." "Peki efendim." Esra çıktıktan sonra Şeref Bey girdi. "Hoşgeldiniz Şeref Bey." "Hoşbulduk. "Önemsiz küçük bir kaza. Şeref Beyden sonra bende yerime oturdum. Şeref: "Evet. "O halde inşaat şirketinide hallettiniz." "Evet. İhale Karabey'lerde kaldı." "Karabey'ler mi? "Doğru. "Teklifini uygun bulduk ve ona verdik işi." Esra elinde kahve ile gelip Şeref beyin önüne kahvesini bırakıp çıktı. Şeref Bey. Bir bana bir kahveye bakarak. "Nerden bildiniz türk kahvesi sevdiğimi." Diye sordu. Gülümseyerek, "Son görüşmemizde ikram ettiğimiz kahveyi içmediniz. "Teşekkür ederim. " "Afiyet olsun. " "Başka bir programınız yoksa biraz kalın. Aslan Bey gelecek tekrar görüşeceğiz. Yanımızda bulunun. Sormak ve öğrenmek istedikleriniz varsa konuşalım." "Olur bende kendisini yakından tanımış olurum. Sonuçta ortak olacağız." Bir saat kadar sonra. Esra gelerek. "Efendim Aslan Bey geldiler. " "İçeri al Esra. Esra çıkınca Aslan içeri girdi. Bu kez yanında biri daha vardı. "Hoş geldiniz." Dedim. "Aslan da elime bakarak. "Hoşbulduk. Abim Asım Karabey." "Sizde hoşgeldiniz." " Hoş bulduk." "Geçmiş olsun. Eliniz.." "Küçük bir kaza. " Dedim artık fenalık gelmişti. "Buyrun oturun. Ne alırsınız. " "Sadece su lütfen." Esrayı çağırıp su istedim ve gelen suyla birlikte 2 saat kadar oturup her şeyi en ince ayrıntısına kadar konuştuk. Şirketlerimiz arasındaki anlaşmayı imzalarla resmilestirdik. "Aslan Bey. Arazi tamam. Artık top sizde." Dedim. "O halde yarından itibaren araziye girecek ve inşaata başlayacağız. "Hayırlı olacak." Şeref Bey: "Cevher Hanım ben artık kalkayım. Aslan Bey, Asım Bey sizlerle tanıştığımıza çok memnun oldum. Tekrar görüşmek üzere." Şeref beyin arkası da Asım Beyde kalkarak. "Benimda kalkmam gerekiyor tekrar memnun oldum." Dedi bana sol elini uzatarak. "Bende. "Vaktiniz varsa özel olarak konuşmak istiyorum." "Tabi buyrun." Öncelikle madem bu işte ortağız Bey kelimesini kaldıralım lütfen. "Anladım. "Güzel, anlaştık. " "Ne ile ilgili konuşacaktınız." "Sakıncası yoksa elinize ne olduğunu soracaktım. Dün gece yoktu. "Aslında evet." Dedim soğuk şekilde elime bakarak. "Sizi kızdırmamak gerekiyor sanırım." "Aynen. "Mesaj anlaşıldı." "Artık banada musade ben de kalkayım. Yarın için hazırlıklara başlayalım." Ayağa kalktığında bende ayağa kalkarak. Kapıya kadar eşlik edecekken. "Bir saniye Aslan." Diyerek kapıya yaklaştım. Esra: "Durun böyle giremezsiniz." Diye söyleniyorken birileride girmek için çabalıyordu. Adam sinirli şekilde bana bakarak. "Cevher Hanım. Size hiç yakıştıramadım. " Dediğinde. Esra telaşla, Efendim engel olamadım derken, sol elimi kaldırıp Esra yı susturdum. "Tamam Esra sen çıkabilirsin." Ayak üstü durmuş. Gelen Emir Beyle konuşuyordum. "Emir Bey? "Birde bilmezden gelip havalı havalı soruyorsunuz. Sizinle iş yapanda kabahat." "Evet soruyorum çünkü sorunun ne olduğunu bilmiyorum." Dedim sakin şekilde. "İnsan gibi gelip insan gibi anlatsaydınız daha iyi olurdu ama. Madem geldiniz buyrun anlatın." "Bana gönderdiğiniz ürünler bizim sizden sipariş ettiğimiz ürünler değil. Birinci sınıf mal parası alıp ikinci sınıf mal yollamak nedir. Üstelik sayısı bile eksik. " "Anladım Emir Bey. Siz gidebilirsiniz. Ben araştırıp size döneceğim." Dedim arkamı dönerek. "Hiç bir yere gitmiyorum. Duyduğum o son cümle beni çıldırtmaya yetmişti. "Sen ne dedin. Hızla döndüğüm gibi adamın yüzünün ortasına yumruğu geçirdim. "Sen kime hakaret ediyorsun lan. Seni o dilini alıp... Arkamdan beni tutarak kaldırmaya çalışan Aslan'ın, " Dur Cevher." Demesine aldırmadan adamı silkelemeye devam ettim. "Defol git. Gözüm görmesin seni. Bütün anlaşmalar iptal. "Efendim" Ayağa kalkan Emir'i yakasından tutarak, "Al bunu at dışarı." Dedim. "Emredersiniz. " Kadir'in Emir'i çıkarmasından sonra tekrar yerime geçip oturdum. "İyimisin?" ************************************ |
0% |