Yeni Üyelik
14.
Bölüm

Y.C 14 Yara

@azamet_29_2

Merhaba canlarım yeni bölüm.
Keyifli okumalar.

************************************
Odama çıkarak önce yatağıma oturdum. Gözlerimi kapatarak bir süre gördüğüm rüyanın etkisinden çıkmaya çalıştım.

Sonra banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.
Aynanın karşısına geçerek gömleğimi çıkardım. Kalbimin üzerindeki bıçak izine baktım.
O adamın bana savurduğu bıçak vücudumda iz olarak bana bakıyordu.
Elimi yaramın üzerin de gezdirdim.
Annemi hatırladım.

O gün kapıdan girdiğimde evdeki bağırış çağırış taa dışardan duyulacak kadar çoktu.
O ayyaş yine annemi dövüyordu. Yine kardeşlerimi dövüyordu. Benim babam olsa kıyamazdı. Bizi çok severdi. Ama annemin 2. kocası kardeşlerimin babası zalimin ayyaşın biriydi.
İçeriye girdiğimde annemin
kardeşlerimi o adamdan kurtarmak için nasıl saklamaya çalıştığını gördüğümde şok olmuş şekilde baktım. Annem de kardeşlerimde kanlar içindeydi. Kardeşlerim annemin kucağında cansız yatıyordu. Sonunda annemde onlarla birlikte yere düştü. O adam elinde bıçak yerdeki anneme bakarken koşarak yanına gittim.

"Cevher kaç. Kaç kızım. Kaç."

Annem son gücüyle bana kaçmamı söylüyordu.
Kaçmadım. Bırakmadın annemi, kardeşlerimi. Öleceksekte birlikte ölmeliydik ondan ayrı kalamazdım. O zalim adama bütün gücümle vurdum,vurdum.. Ama küçüktüm güçsüzdüm. Yapamadım kurtaramadım ailemi.
Son hatırladığım kalbimin üzerindeki acıydı. Kendimi annemin yanında yerde buldum. Zavallı annemin donuk bakışlarından yaşlar akıyordu.

*****
Aklıma tekrar tekrar gelen görüntüler yüzünden içime bir sızı saplandı. Yumruklarını sıktım. Aynada kendime baktım.
Kendimden nefret ettim. Baktığım aynadaki yüzüme yumruğumu geçirdim. Aynada oluşan çatlağa bakarak.

"Onları kurtaramadın Cevher."

Dedim dişlerimi sıkarak. Kalbim sıkışıyor güçlükle nefes alıyordum.

Elimdeki sızıya baktım sonra. Küçük bir cam saplanmıştı. Etrafında başka çiziklerde vardı. Kanıyordu.
O gece bundan daha fazla kan kaybetmiştim. Ama ölmemiştim. Ölememiştim.

Elimi suyun altına tutarak kanı akıttım. Kâğıt havluyla üzerine bastırdım. Sonrada dolaptan sargı bezi alıp sardım.
Banyodan çıkıp odama geçtim. Üzerimi değişip yatağıma uzandım.
Yorgunlukla gözlerim kapanırken zihnimi boşaltmaya çalışıyordum.
Nasıl uyuyacaktım.

*****

"Sen nasıl babasın.
Çocukların açken paraları nasıl başka kadınlarla yersin. Hiç mi vijdanın sızlamıyor. "

"Git başımdan kadın. Elimde kalma. Gebertirim seni.
Çocukların açsa çalış. Daha çok çalış. Benim çalışmam yetmiyor. Kazancım yetmiyor işte."

"Nasıl yetmiyor peki? Çünkü karıya kıza alkole harcıyorsun. O yüzden yetmez."

"Bundan sonra sana bir kuruş vermem. Defol git sen olmadan da yaşarız biz. Yeter artık. Hem açlık hem dayak hem yokluk yeter artık. Yeter defol. Defoooll.."

"Bana bak kadın öldürürüm seni.
Sen kimsin lan. Kimsin de beni kovuyorsun. Burası benim evim."

"Şu haline bak ayakta bile duramıyorsun. Pis ayyaş."

"Öldürürüm lan,öldürüm seni. "

"Bırak. Bırak nefes alamıyorum... Bırak pislik."

"Bırak annemi baba bırak."

"Defolun lan piç kuruları. "

Ah!! Anne..!

"Bırak Kemal bırak. Bırak oğullarımı."

"Kemal ne yapıyorsun. Bırak o bıçağı.
Çocuklarımı korkutuyorsun bırak.

"Hepinizden bıktım.Geberin lan hepiniz geberin."

"Anneeee!! Bırak annemi! "

"Cevher kaaaççç. Kaç kızım."

"Annee!! Annecim!!! "

"Cev her. K.Ka...çç."

*****

Anne. Anne....

Yerimde sıçrayarak uyandım. Aynı rüyayı tekrar görmüştüm.
Nasıl birebir aynı şeyi görmüştüm ben. Elimle alnıma bastırdım. Ter içindeydim. Yüzüm boynum sırtım sırılsıklam terdi. Kalbim sıkışıyordu.
Nefes nefese kalmıştım.

Derin bir nefes alıp, yerimden kalkıp banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım.
Üzerimi değişip terli kıyafetleri banyoya bıraktım.

Bu şekilde uyuyamazdım.
Odamdan çıkarak aşağı indim.
Karanlık salonda oturarak düşünmeye başladım.

Bu kabuslar neden birden bire ortaya çıkmıştı. Neden tekrar tekrar görüyordum. Kötü bir şeyler olacak gibi bir his doğdu içime.

Uykum kaçtığı için mutfağa giderek kendime kahve yapıp çalışma odama geçerek masama oturdum.

Madem uykum kaçmıştı hiç olmazsa dosyalara bakayım.
Yarın Aslan Karabey gelecekti.
İhaleyi ona vermeyi uygun görmüştüm. Şirketi hem kaliteli iş yapıyor hem ekibi iyiydi.

Ege yarın sabahtan gidip devri halledecekti. Devirden hemen sonra inşaata başlayacaktık. 2 sene içinde tastamam hazır olacaktı okul.

"Hasan babanın ismi okulumuzda yaşayacak."

Dedim gülümseyerek.

İnşaat işini halletmiştik. Sırada diğer işler vardı.
Sabaha kadar diğer işleride kontrol ettikten sonra sandalyede oturturken bir ara içim geçmiş, biraz uyumuştum.

Bu kez çığlıklar duydum. Annemin kardeşlerimin çığlıkları. Ellerime baktım. Ellerim kan içindeydi. Üzerime baktım kalbimin hemen yanında göğsümde de bir bıçak vardı. Kan...
Üzerim kan içindeydi.

O an arkamdan bir el omuzundan tuttu.
Anında arkama baktım. Oydu. O katil ayyaş.

Yerimden yine sıçrayarak uyandım.

"Kahretsin bana uyku yok."

Dedim nefes nefese.
Saate baktım 7 olmuştu. Bir saat uyumuş ondada yine kabus görmüştüm.

En iyisi hazırlanıp işe gitmekti.
Çalışma odamdan çıktığımda salonda ikizleri gördüm.
Şaşkın şekilde bana bakarak.

"Patron sen neden ordasın. Yüzünün hali ne böyle. Yoksa hiç uyumadın mı.? Elin.? Eline ne oldu."

Dedi Efe hızla gelip elimi eline alarak.

"Önemli değil küçük bir şey."

Dedim geri çekerek.

"Nasıl önemli değil. Bakmak istiyorum. Yada doktora gidelim."

"Efe. Önemli değil dedim. Hadi işlemiz var. Erken çıkalım."

İkizlerin bakışları eşliğinde odama çıktım. Hazırlandıktan sonra tekrar indim aşağı.
Masada benim gelmemi bekleyen Özge.

"Kardeşim? Eline ne oldu iyimisin nasıl yaralandın. " Diye sorduğunda İkizlerin bakışlarını üzerimde hissettim.

"Önemli birşey değil. Sen kahvaltını yap ve oyalanmadan okula. "

Hızlı bir kahvaltıdan sonra birlikte çıktık.
Özge okula giderken bizde arabaya bindik. Ege direksiyonda Efe de yanında oturuyordu. Efe'nin ara ara bana baktığını görüyordum.

"Bakma, söyle."

"Ne olduğunu neden gizliyorsun? "

"Gizlemiyorum. Sadece önemsiz birşey."

"Anlatmayacakmısın? "

Derin bir nefes aldım. Camdan dışarıya bakarak,

"Dün bir kabus gördüm.
Ailemin nasıl benden alındığını gördüm.
Gece aklıma geldi gördüğüm kabus. Aynada kendime bakarken acizliğimi gördüm aynada. Dayanamadım."

"Aynaya yumrukmu attın yoksa." Dedi Efe hızla arkasını dönerek.

"Evet." Dedim duygusuz bir şekilde.

"Birde önemsiz diyorsun. Elin ne durumda. Gider gitmez hemen bakıyoruz."

Yarım saat sonra şirketteydik. Ofise girer girmez Efe,

"Hemen elini göster pansuman yapalım." Dedi.

Kurtuluş yoktu. Yakamı bırakmayacaktı.

"Tamam." Dedim.
Masaya oturup elini uzattım.

Bize bakan Ege'ye dönerek.

" Ege ne bekliyorsun.
Gidip işleri hallet. Araziyi devralki başlayalım hemen.

Ege bir bana bir elime bakarak.

" Tamam gittim bile."

Dedi ve çıktı.
Efe elimdeki sargıyı açarken bende Esra yı arayıp kahve istedim.

Bir saatlik uykuyla duruyordum. Kahve içmezsem bir yerlerde sızıp kalabilirdim.

Sargıyı açan Efe.

"Şu hale bak birde önemsiz diyorsun." Dedi dolaptan ilkyardım kutusunu alarak.

Elime baktım. Evet biraz fazla kesilmişti. Efe pansuman yapıp tekrar sardı.

"Lütfen bir daha böyle birşey yapma patron."
Dedi ilkyardım kutusunu tekrar dolaba koyarken.

" Peki abicim."

Dedim alaylı şekilde.
Elimdeki sargıya baktım.
Fena görünmüyor sağol.
Artık gidip şu ölen adamı araştırabilirsin. Bugün senden iyi bir haber bekliyorum.
Efe yüzüme baktı ve sessiz odadan çıktı. O çıkarken Esra girdi elinde kahve ve başka dosyalarla.

"Efendim Şeref Bey geldi."

"İçeri al. Şeref bey içinde türk kahvesi getir."

"Peki efendim."

Esra çıktıktan sonra Şeref Bey girdi.
Ayağa kalkarak karşılayıp sol elimi uzattım.

"Hoşgeldiniz Şeref Bey."

"Hoşbulduk.
Geçmiş olsun eliniz.."

"Önemsiz küçük bir kaza.
Buyrun oturun."

Şeref Beyden sonra bende yerime oturdum.

Şeref:
"Sözü dolandırmayacağım. Arazi işini halledebildinizmi?"

"Evet.
İlk baktığımız arazi olmadı. Başka bir tane bulduk ve şuan devir işlemleri yapılıyor. Sizinde arazinizle birlikte birkaç gün içinde inşaata başlatacağız."

"O halde inşaat şirketinide hallettiniz."

"Evet. İhale Karabey'lerde kaldı."

"Karabey'ler mi?
Sevindim. İyi bir geçmişe sahip sağlam iş yapan bir şirket.
Lakin sahibi çok hasta ve hastanede yatıyor diye duymuştum."

"Doğru.
İhaleye oğlu Aslan Karabey girdi."

"Teklifini uygun bulduk ve ona verdik işi."

Esra elinde kahve ile gelip Şeref beyin önüne kahvesini bırakıp çıktı.

Şeref Bey. Bir bana bir kahveye bakarak.

"Nerden bildiniz türk kahvesi sevdiğimi." Diye sordu.

Gülümseyerek,

"Son görüşmemizde ikram ettiğimiz kahveyi içmediniz.
Bende eski toprakların türk kahvesini sevdiğini hatırladım."

"Teşekkür ederim. "

"Afiyet olsun. "

"Başka bir programınız yoksa biraz kalın. Aslan Bey gelecek tekrar görüşeceğiz. Yanımızda bulunun. Sormak ve öğrenmek istedikleriniz varsa konuşalım."

"Olur bende kendisini yakından tanımış olurum. Sonuçta ortak olacağız."

Bir saat kadar sonra. Esra gelerek.

"Efendim Aslan Bey geldiler. "

"İçeri al Esra.

Esra çıkınca Aslan içeri girdi. Bu kez yanında biri daha vardı.
Ayağa kalkarak onlarıda karşıladım. Sol elimi uzatıp,

"Hoş geldiniz." Dedim.

"Aslan da elime bakarak.

"Hoşbulduk. Abim Asım Karabey."

"Sizde hoşgeldiniz."

" Hoş bulduk."

"Geçmiş olsun. Eliniz.."

"Küçük bir kaza. " Dedim artık fenalık gelmişti.

"Buyrun oturun. Ne alırsınız. "

"Sadece su lütfen."

Esrayı çağırıp su istedim ve gelen suyla birlikte 2 saat kadar oturup her şeyi en ince ayrıntısına kadar konuştuk.

Şirketlerimiz arasındaki anlaşmayı imzalarla resmilestirdik.
O sırada Ege aradı. Devir işinin halloldğunu söyledi.

"Aslan Bey. Arazi tamam. Artık top sizde." Dedim.

"O halde yarından itibaren araziye girecek ve inşaata başlayacağız.
Hayırlı olsun hepimize."

"Hayırlı olacak."

Şeref Bey:

"Cevher Hanım ben artık kalkayım.
Herşeyin en iyi şekilde olması için elimizden geleni yapacağız. Tekrar hayırlı olsun.

Aslan Bey, Asım Bey sizlerle tanıştığımıza çok memnun oldum. Tekrar görüşmek üzere."

Şeref beyin arkası da Asım Beyde kalkarak.

"Benimda kalkmam gerekiyor tekrar memnun oldum."

Dedi bana sol elini uzatarak.

"Bende.
Tekrar görüşmek üzere."
Âsım Beyin gidişinin arkasından Aslan'a baktım.

"Vaktiniz varsa özel olarak konuşmak istiyorum."

"Tabi buyrun."

Öncelikle madem bu işte ortağız Bey kelimesini kaldıralım lütfen.
Ben Bey kelimesini sevmiyorum.

"Anladım.
O zaman, Aslan diyelim."

"Güzel, anlaştık. "

"Ne ile ilgili konuşacaktınız."

"Sakıncası yoksa elinize ne olduğunu soracaktım. Dün gece yoktu.
Yine birine yumrukmu attınız? "

"Aslında evet." Dedim soğuk şekilde elime bakarak.
Kendime olan sinirim gelmişti aklıma.

"Sizi kızdırmamak gerekiyor sanırım."

"Aynen.
Kolay kolay sinirlenmem ama sinirlendiğimde kendime hakim olamam."

"Mesaj anlaşıldı."
Dedi gülümseyerek.

"Artık banada musade ben de kalkayım. Yarın için hazırlıklara başlayalım."

Ayağa kalktığında bende ayağa kalkarak. Kapıya kadar eşlik edecekken.
Dışarıdan sesler gelmeye başladı.

"Bir saniye Aslan."

Diyerek kapıya yaklaştım.

Esra:

"Durun böyle giremezsiniz."

Diye söyleniyorken birileride girmek için çabalıyordu.
Kapı aniden açıldı ve içeriye hışımla bizimle iş yapan şirketlerden birini sahibi girdi. Hemen arkasında Esra ve Kadir vardı.

Adam sinirli şekilde bana bakarak.

"Cevher Hanım. Size hiç yakıştıramadım. " Dediğinde.

Esra telaşla, Efendim engel olamadım derken, sol elimi kaldırıp Esra yı susturdum.

"Tamam Esra sen çıkabilirsin."

Ayak üstü durmuş. Gelen Emir Beyle konuşuyordum.

"Emir Bey?
Sorun nedir?
Neden böyle saygısız bir şekilde gelme geregi duydunuz sorabilirmiyim."

"Birde bilmezden gelip havalı havalı soruyorsunuz. Sizinle iş yapanda kabahat."

"Evet soruyorum çünkü sorunun ne olduğunu bilmiyorum."

Dedim sakin şekilde.

"İnsan gibi gelip insan gibi anlatsaydınız daha iyi olurdu ama. Madem geldiniz buyrun anlatın."

"Bana gönderdiğiniz ürünler bizim sizden sipariş ettiğimiz ürünler değil. Birinci sınıf mal parası alıp ikinci sınıf mal yollamak nedir. Üstelik sayısı bile eksik. "

"Anladım Emir Bey. Siz gidebilirsiniz. Ben araştırıp size döneceğim."

Dedim arkamı dönerek.

"Hiç bir yere gitmiyorum.
Hemen şimdi zararımı ödeyeceksiniz.
Zaten size güvenmek hataydı.
Hasan Aslan 'ın şirketiyle iş yapılmaz demişlerdi. Dinleseydim keşke.
Adam mafya nede olsa."

Duyduğum o son cümle beni çıldırtmaya yetmişti.

"Sen ne dedin.
Mafya.?
Mafyamı.? "

Hızla döndüğüm gibi adamın yüzünün ortasına yumruğu geçirdim.
Yere düşen adamın yanına eğilip yakasından tuttum.

"Sen kime hakaret ediyorsun lan. Seni o dilini alıp...
Senin aklını alırım.
Bir daha Hasan Aslan'ın adını ağzına almayacaksın. Yemin ederim elimde kalırsın.."

Arkamdan beni tutarak kaldırmaya çalışan Aslan'ın,

" Dur Cevher."

Demesine aldırmadan adamı silkelemeye devam ettim.
Sonunda ayağa kalkarak.

"Defol git. Gözüm görmesin seni. Bütün anlaşmalar iptal.
Kadir.!"

"Efendim"

Ayağa kalkan Emir'i yakasından tutarak,

"Al bunu at dışarı." Dedim.

"Emredersiniz. "

Kadir'in Emir'i çıkarmasından sonra tekrar yerime geçip oturdum.
Yanıma gelen Aslan.

"İyimisin?"

************************************
Evet Bölüm sonu canlarım.
Beğeni ve yorumlar itina ile alınır.
😁😁😁😁

Loading...
0%