Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Y.C 15 Depo

@azamet_29_2

 

 

"İyimisin?"

 

 

Aslan'ın sorusuna cevap vermedim. İyi değildim. Sinirimden bütün damarlarım gerilmişti.

 

 

Adam resmen gelip şirketimde bana ve Hasan babaya hakaret etmişti.
Malları satarken hile yaptığımı ima ettiği yetmiyor gibi birde zararını karşılamamı istemişti.

 

 

Hepsi bir tarafa Hasan babaya dedikleri beni dahada çıldırtırmıştı.

 

 

Ayağa kalkarak,

 

 

"Aslan geldigin için teşekkürler.
Artık gidebilirsin. İşlerini ayarla yarın araziye girin."

 

 

Kapının çalınması ile,

 

 

"Girin." Dedim. Gelen Kadir di.

 

 

"Kadir depoya gidecegiz."

 

 

"Peki efendim."

 

 

"Benim de gelmemi istermisin? "

 

 

Aslan'a baktım elleri ceplerinde bana bakıyordu.

 

 

"Gerek yok, sen kendi işlerinle ilgilen."

 

 

"Gördüğüm kadarıyla ikizler yok.
Bırakın eşlik edeyim."

 

 

Sessiz kaldım.
Gözlerine baktım. Gerçekten gelmek istiyordu.
Kapıya yöneldim. Aslan da peşimizden geldi.

 

 

Birlikte şirketten çıktık.
Aslan adamı Kazım ile kendi arabasına binerken bizde kendi arabama bindik.

 

 

"Kadir gidelim."Dedim.

 

 

Biz önden Aslan arkadan yola çıktık.
Depoya giderken telefonum çaldı.

Ege:

 

 

"Şirkete geldim.
Olanları duydum nerdesiniz? "

 

 

"Depoya gidiyoruz oraya gel."

 

 

"Tamam."

 

 

Yarım saatin sonunda depodaydım.
Arabadan inerek içeriye doğru ilerledik. Etrafıma bakarak yürüyordum. İbrahim beyi deponun dışında etrafa bakarken gördüm. İçerde olmalı, malları kontrol ediyor olmalıydı.

 

 

Kamyonları ve yüklenen malları izledim.
Mallar kendi mallarımızdı.
Emir'e giden mallarda bizimdi.
Yani bu depodan çıkarken bizimdi.
Ya çıktıktan sonra?

 

 

Önce malların burdan çıkış halini görmeliydim. Bu yüzden kamera görüntülerine bakmalıydım.
Depoya girip sorumlu kişiyi yani Receb'i görmek için 2. Kata çıktım.
Ofisin önünde durduğumda içerden kahkahalar geliyordu.

 

 

Sekreter telaşla yerinden kalkarak koşarak yanıma geldi.
Aslan elleri ceplerinde bir sekretere bir bana bakıyordu.

 

 

"Efendim hoşgeldiniz.
Siz buyrun istirahat edin ben hemen haber vereyim."

 

 

Dedi telaşla.
Adamın halinden şüphelendim.
Bir iş karıştırıyorlardı.
Sekreter panikle ofise giderken ensesinden tutup arkamdaki Kadir'e doğru ittim.
Kadir'de ensesinden tutarak kenara çekip koltuğa doğru savurdu.

 

 

Kapıya gelip yavaşça açtım.
İçerde işlerle ilgilenmesi gereken elemanım Recep beyefendi yanındaki kadına meyva tabağı hazırlatmış elleriyle yediriyordu.
O kadar ki, bizi farketmediler bile.

 

 

Receb'i bu şekilde gördüğümde resmen başıma ağrı saplandı.

 

 

"Ihıhmm! "
Dedim genzimi temizleyerek.
Ama adamın umru değildi.

 

 

Aslan, tek kaşı havada, elleri cebinde adama bakıyordu.
Gözlerimi devirerek önüme döndüm.
Tekrar genzimi temizledim.

 

 

Recep arkası dönük.

 

 

"Sana beni rahatsız etmeyin demedimmi lan! " Dedi.

 

 

Kadın bizi görünce korkuyla ayağa fırladı.
Kadının ayağa kalmasıyla Recep de ayağa kalkarak bize döndü. O anki korkusu ve şaşkınlığı suçluluğunu anlatıyordu.

 

 

" Recep bey rahatsız etmedik umarım."

 

 

Dediğimde Aslan'ın başını yana çevirdiğini gördüm. Gülmemeye çalışıyordu.

 

 

Recep:

 

 

" Efendim lütfen Ku. Kusura bakmayın. Yanlış anlamayın B.Ben. Bizz.. Şey.."

 

 

"Kes sesini Recep." Dedim yanına gelerek.
Sonra kadına baktım.
Yüzünü yere eğdi.
Tekrar Receb'e döndüm.

 

 

" Beni burda bekle! "

 

 

Kadını kolundan tutup dışarıya doğru götürdüm. Sonra kenara çekip bıraktım.
Sadece yüzüne bakıyordum.
Kadın ise sadece yere bakıyordu. Yüzü kıpkırmızıydı. Utanıyormuydu?
Ben bakmaya devam ederken bana döndü.

 

 

" Bana öyle bakmayın. Sizin sandığınız kadar iğrenç değilim."

 

 

" Neden burda bu adamın yanındasın o zaman. Kendine hiçmi acımıyorsun? "

 

 

" Kendime acımak para etmiyor.
İki tane çocuk evde süt diye ağlarken kendime acıyamıyorum."

 

 

Söylediği şeyle bedenimden elektrik akımı geçti sanki.

 

 

" Adın ne? "

 

 

" Elmas."

 

 

" Elmas.. Kocan.."

 

 

" Onun Allah belasını versin.
Ayyaşın tekiydi. Elinden kaçıp başka yere gittim. Her gün dayak, açlık çocuklarıma işkence... "

 

 

Söyledikleri bir an beni geçmişe götürdü.

 

 

" Kaçtım ama beni arıyormuş. Burdanda kaçmalıyım. O yüzden paraya ihtiyacım var. Yoksa..."

 

 

"Tamam sus... Anladım.
Çocukların nerde? "

 

 

" Bi konşum var,yaşlı bir kadın. O ben bakarım dedi. Onun yanındalar. "

 

 

" Buraya nasıl geldin."

 

 

Burası öyle otobüs veya taksiyle gelebileceği bir yer değildi, şehre uzaktı.

 

 

Gözleriyle içerdeki zamparayı işaret etti. Elimi alnıma bastırarak oğuşturmaya başladım gözlerimi kapatarak.
Başımdaki ağrı Receb'i duydukca artıyordu. Geçeceğede benzemiyordu.

 

 

" Beni dinle.
Daha iyi yaşamak çocuklarına daha iyi bakmak istiyormusun? "

 

 

" İstemezmiyim?
Mecbur olmasam bu durumda olmazdım. O adamdan kaçmak zorunda kalmasan bir işim olsa çocuklarıma bakan biri olsa çalışabilsem ben burada olurmuyum?"

 

 

" Bir daha bu işlere bulaşmayacaksın. Yarın sabah 9 da Aslan Holding'e gelecek beni bulacaksın. Cevher adım."

 

 

Kadın şaşkın bana bakıyordu sadece.

 

 

" Şimdi beni burada bekle."

 

 

Dedim. Tekrar içeriye girmek için arkamı döndüğümde Aslan'ı beni izlerken gördüm.

 

 

Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu.
Yürüyüp yanından geçerek içeriye girdim. Peşimdende Aslan girdi.

 

 

Recep içeride ayakta, elleri önünde hemen yanında Kadir ile beni bekliyordu. Yanına gelip bir adım önünde durdum. Başımı Kadir'e çevirerek gözlerine baktım.

 

 

Kadir Receb'i kendine çevirerek sıkı bir yumruk geçirdi suratına.
Sonrada iki adım kenara çekildi.

 

 

Receb'e bakarak.

 

 

" Bunu kendim yapacaktım ama bitmiyorsunuz Recep."

 

 

Dedim elimi göstererek.
" Hergün sayınız artıyor ama eksilmiyor."

 

 

Recep hemen toparlanıp ayağa kalktı.

 

 

" Sen burayı ne sanıyorsun pislik herif. " Dedim bağırarak.

 

 

" Gönül eğlendirme yerimi lan burası. Gözünün önünde depo soyulsa ruhun duymaz şerefsiz."

 

 

"Çok özür dilerim efendim. Bir daha olmayacak yemin ederim."

 

 

" Olmayacağından emin olabilirsin.
Bugün Emir beni ziyaret etti Recep Bey. "

 

 

Dedim. Bey kelimesini dişlerimi sıkarak vurgulamıştım.

 

 

" Mallar eline geçmemiş.
Bizim yolladığımız mallar bir şekilde değişmiş. Konuş Recep.
Nasıl oldu bu? "

 

 

"Be.Ben. Bilmiyorum."

 

 

" Biz sizi buraya bostan korkuluğu diyemi diktik. İbrahim nerede? "

 

 

" Burdayım efendim." Duyduğum sesle arkama döndüm.

 

 

İbrahim 50 yaşlarında deneyimli biriydi. Hasan babanın zamanından beri bu işleri biliyordu.

 

 

" İbrahim Bey içeri girin lütfen.
Sanırım konuştuklarımızı duydunuz. Sizi Recep beye yardımcı olun diye buraya vermiştik.
Deneyimlerinizden faydalanacaktık. Öyle anlaşmıştık.
Vermek istediğiniz bir cevabınız varmı? "
Dedim ellerimi ceplerime sokarak.

 

 

Yaşlı adam bana baktı.

 

 

" Efendim Recep bey beni görevden aldı. Ben sadece depo temizliği ile ilgileniyorum artık."

 

 

Duyduğum şeyle anında Receb'e döndüm. Yüzünü yere eğmiş sessiz bakıyordu. Bu adam beni dahada sinir etmeye başlamıştı..

 

 

Bu sefer dayanamadım. Yakasından tutarak suratının ortasına yumruğu geçirdim. Recep önce arkasındaki duvara çarptı sonra yana devrildi. Eli yüzünde bana bakarken,

 

 

" Benim işime sen ne hakla karışırsın lan! " Diye bağırdım.

 

 

" Bu kadar yeter." Dedim sinirle.

 

 

" Recep.
Kovuldun siktir git buradan. Seni birdaha buralarda görmeyeceğim."

 

 

"Ama... Efendim."

 

 

" Ne aması lan ne aması. Tek kelime daha etme gebertirim seni."

 

 

Kadir'e bakışımla Kadir adamı kolundan tutarak odadan çıkardı.

 

 

Elimle alnımı oğuşturarak.

 

 

" İbrahim Bey şuan itibariyle terfi ettin. Hasan babanın zamanından beri bu işin içindesin. Sana güveniyorum. Pekii... Sen kendine güveniyormusun?"

 

 

"Allah'ın izniyle güveniyorum."

 

 

"Göreceğiz."

 

 

O halde şu kamera görüntülerine geçelim.
İbrahim bilgisayardaki görüntüleri açtı. Hepimiz birlikte tek tek görüntüleri izliyorduk.
O sırada Ege geldi.
Önce hepimize sırayla baktı.
Aslan'ı görmeyi beklemiyordu. Şaşırdı.

 

 

"Gel Ege."

 

 

"Neler oluyor."

 

 

" Anlatırım. Önce görüntüleri izlemeyi bitirelim."

 

 

Birlikte görüntülere baktık.
Mallarımız bizden çıkarken orjinal olarak çıkıyordu.
Tırlara yüklenene kadar herşey iyi.
Ya sonra...

 

 

" Ege. "

 

 

" Efendim."

 

 

" Bu tırları takip edebilirmiyiz."

 

 

" Tırlar bizim değil.
Burdan çıkar çıkmaz istediklerini yaparlar."

 

 

" Emir ile konuşmamız lazım."

 

 

" Sabah olanlardan sonramı? "

 

 

" Evet.
Görüntüleride al. Birlikte gidelim."

 

 

" Tamamdır."

 

 

" İbrahim bey buralar artık size emanet. "

 

 

" Hiç merak etmeyin. "

 

 

Dedi ve birlikte odadan çıktık.

 

 

Sekreterin yanına gelip.

 

 

" Sana son şansını veriyorum. Bugünkü halini bir daha görmeyeceğim.
İbrahim bey yeni patronun. Emrinden çıkmayacaksın! "

 

 

" Emredersiniz siz hiç merak etmeyin efendim. Bir daha olmayacak."

 

 

Sonrasında kenarda oturmuş beni bekleyen kadına döndüm.

 

 

" Gidiyoruz, benimle gel."

 

 

Birlikte depodan çıkarak arabaların yanına geldiğimizde kadına baktım. Elleri önünde bağlı yere bakıyordu.
Ben Emir denen adamın yanına gidecektim.

 

 

" Onu ben bırakırım."

 

 

Diyen Aslan'a çevirdim başımı.

 

 

" Siz işinize bakın kadını ben bırakırım."
Aslan'a minnettar bir bakış atarak.

 

 

"Tamam teşekkür ederim." Dedim.

 

 

Aslan:

 

 

"Elmas hanım buyrun. "

 

 

Dedi arabasını göstererek.

 

 

Elmas arabaya binerken.
Aslan bana dönerek elini uzattı.

 

 

" Bugün benim için verimli bir gündü.
Tekrar görüşmek üzere." Dedi.

 

 

" Görüşmek üzere."

 

 

Dedim uzattığı eli sıkarak.
Onlar önden giderken Bizde arkalarından yola çıktık. 1 saat sonra Emir'in şirketindeydim.
Binaya girerek asansöre binip üst kata çıktık. Odasının önüne geldiğimde sekreterine.

 

 

"Cevher Aslan geldi diyin." Dedim.

 

 

Sekreteri içeriye girerek haber verdi.
Dışarıya çıktığında.

 

 

"Kusura bakmayın müsait değiller." Dedi.

 

 

Yok inadına, başımın ağrısının geçmemesi için yapıyorlar bunları.

 

 

Kızı kenara çekerek kapıyı hızla açıp içeriye girdim. Anında ayağa fırladı.

 

 

" Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? "

 

 

" Senin yaptığının aynısını yapıyorum. Hoşuna gitmedi mi? "

 

 

Dedim,masasına yaklaşarak.
Elimi omuzumun üzerinden arkaya uzattım. Ege CD leri elime verdi.

 

 

CD leri masasına fırlattım. Tırların bize geldiğinde orjinal mallarla yüklenmiş. Bizim depomuzdan ayrıldıktan sonra ne yapıyorsa senin adamların yapıyor.
Sana bir tavsiye vereyim.
Adamlarını iyice araştır. İçlerinde kanı bozuklar var. Kaçak elemanlardan kurtul. Ucuz işçi her zaman seni zarara sokar.
Ve tırlarına gizli kamera yerleştir.
Eminim yamuk adamlarını bulursun.

 

 

Bundan sonrada benimle iş yapmayacaksın. Şirketlerimiz arasındaki bütün anlaşmalar tarafımdan fes edilmiştir. Nokta. "

 

 

Dedim ve Kadir ve Ege ile birlikte arkamı dönerek odadan çıktım.

 

 

************************************
Merhaba canlarım bölüm sonu.
Bölüm bir tık kısa oldu.

 

 

Ama konu gereği kısa olması gerekti.
Diğer bölümün daha uzun olmasına dikkat edeceğim. Görüşürüz canlarım.

Loading...
0%