Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Y.C 16 Şok

@azamet_29_2

Emir'in yanından çıktığımda artık başımın ağrısı katlanılmaz olmuştu.
Asansöre binip aşağı indigimizde.

"Ege beni eve bırak.
Kalan işlere sen bak başım çatlıyor. "

" Tamam patron.
Çok kötüysen hastaneye gidelim."

" Hastaneye gerek yok dün gece uyuyamadım onunda etkisi var. Dinlenirsem geçer. "

" Tamam."

Dedi arabaya binerken. Arka koltuğa geçince gözlerimi kapattım eve kadar biraz uyuyabilirim diye.
Ama yine olmadı. Gözümün önüne Elmas geldi. Ayyaş bir koca 2 çocuk sefil bir hayat.
Gelde uyu. Yarın ilk işim onu iyi bir yere yerleştirmek olacaktı.
Yoksa sonu benim aileme benzeyebilirdi.

" Patron.
Patron hey..! "

" Hı! Ne oldu. "

" Eve geldik diyorum."

" Ah. Dalmışım. Tamam.
Sizin inmenize gerek yok.
Siz gidin."

Ege arabanın camından başını uzatarak.

" Patron acaba diyorum biraz tatil mi yapsan. Çok yorgunsun son zamanlarda."

" İşine bak Ege."

Dedim gülümseyerek.

"Sen bilirsin patron."

Dedi oda gülümseyerek.
Sonrada bahçeden çıkarak ilerlediler.

Kapının önüne geldiğimde adamım kapıyı açtı. İçeriye girer girmez direk salondaki koltuğa attım kendimi.
Başımı geriye yatırarak gözlerimi kapattım.
Bir dakika falan öyle durdum.

" Bu saatte neden evdesin Özge."

Dedim. Gözlerim hâlâ kapalıydı.

"Aman Allah'ım sen gözlerin kapalıda görebiliyorsun. İnanılmazsın."

" Saçmalama Özge.
Gözlerim kapalı nasıl görebilirim.. "

Gözlerimi açarak yanımda duran kıza baktım.

"Parfümünün kokusunu aldım. Ayrıca kulaklarım duyuyor."

Dedim minik bir gülümseme ile.

" Aahh..Doğruya."

" Eee neden evdesin cadı."

Dedim tekrar gözlerimi kapatarak.

" Bugün öğretmenlerin toplantısı varmış erken çıktık."

" İyi madem..."

" Okulda ilk yardım dersi almıştınız siz değil mi?"

" Evet bir ara gördük. O dersten 100 aldım üstelik."

" Güzel o zaman elimi pansuman yapıp yeniden sararmısın lütfen! "

Özge:

"Tabiki, hemen!"

Dedi bayada hevesli.

" Sen beni burada bekle ben hemen geliyorum. "

" Biryere gitmeyi düşünmüyorum zaten. Birde ağrı kesici lütfen. Başım çok kötü."

" Tamam, getiririm."

*****

Özge elinde ilk yardım kutusu ile geldi.
Cevher eline verilen ağrı kesiciyi suya bile gerek görmeden ağzına ayıp yuttu.

Sonrada geriye yaslanarak sarılı elini Özge'nin önüne bıraktı.
Özge önce sargıya baktı. Ara ara kanlı yerler vardı. Koltuğun yanına dizlerinin üzerine oturarak, önünde duran ele baktı.

Beyaz teni bakımlı tırnakları olan Cevher'e hayrandı.
Onun gibi olmak istiyordu her zaman.
Güçlü bir kadındı. İdolüydü Özge'nin.

Elini uzatıp sargıyı yavaşça açarak kenara bıraktı.
Gördüğü şey içini acıttı. Gözleri doldu nedensiz. Parmaklarının ve elinin yüzeyinde sıyrıklar birde derin bir kesik vardı. Ve yaranın etrafı yer yer mor ve kırmızıydı.

Kutudan bir pamuk ve batticon aldı. Pamuğa döktü batticonu.
Sonra kardeşinin elini eline alarak yavaşça yarayı temizlerken bir yandan da üflüyordu. Acımasını istemiyordu.

Başını kaldırıp Cevher'e baktı.
Gözleri kapalıydı. Derin şekilde uyumuş görünüyordu.

Özge işini bitirerek eli yeniden temiz sargı beziyle sarmaya başladı. O sırada Efe kapıdan girdi.

" Patron ben..."

" Hişşşştt." Dedi Özge ayağa fırlayarak.

Efe önce Özge'ye sonra Cevher'e baktı.

" Ne oldu?
Niye burda.. Sen ne yapıyorsun? "

Dedi karşı koltuğa yavaşça oturarak.

" Erken geldi.
Başı ağrıyormuş. Elini pansuman yapmamı istedi. Ben yaparken uyuya kaldı."

Efe Cevher'e bakarak.

"İşin bitti mi? " Diye sordu kıza.

" Bitti. "

" Kaç dakikadır uyuyor."

" Bilmem 15 dakika falan."

Efe ayağa kalktı.

Cevher'in yanına gelerek yavaşça kucağına aldı.

" Ne yapıyorsun uyandıracaksın."

" Sessiz ol. Asıl sen uyandıracaksın, sus."

Efe kucağında derin şekilde uyuyan Cevher ile merdivenleri çıkıp odasına götürdü Cevher'i.
Yavaşça yatağına bırakıp üzerini örttü. Yüzünü izledi bir süre.
Sonrada yavaşça kapıyı çekip çıktı.

*****

Gözlerimi açtığımda bir an şaşırarak nerede olduğuna baktım. Ben en son salonda koltuktaydım.
Özge elime pansuman yapıyordu. Elime baktım sonra.

"Aferim kıza iyi becermiş."
Dedim, elimdeki sargıyı inceleyerek.

Peki buraya nasıl geldim?
Düşündüm hatırlayamadım.
Nasıl sızdıysam artık.

Ayağa kalkarak pencereden baktım. Hava kararmıştı. Banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp temiz eşofmanlarımı giyince hafiflemiş hissettim.

Odadan çıkarak aşağıya indim. Salonda ikizler ve Özge oturmuş sohbet ediyordu. Yanlarına geldim. Özge'ye bakarak,

" Teşekkür ederim Özge. Güzel bir sargı." Dedim.

" İlerde belki tıp kazanırsın. Ha! Ne dersin."

Ege:

" Özge ve tıp. Hiç sanmıyorum patron."

Dedi kahkaha atarak gülerken.

" Ya kardeşim şu sırığa bir şey söyle. Sürekli benimle uğraşıyor. Hep alay ediyor."

" İkinizde çocuk gibisiniz."

Efe:
" Nasılsın? İyi uyudun mu?"

" Evet biraz dinlenmişim. Odama nasıl...? "

" Ben geldiğimde Özge senin üzerin de doktorculuk oynuyordu. Bende seni kurtarıp odana taşıdım. "

" Yaaa.
Sende mi Efe abi yaa. Sen bari yapma."

O anda hepimiz güldük.
Sevim sultan:

" Cevher kızım yemek hazır. Buyrun masaya."

" Geliyoruz sultanım. "

" Efe sende ne yaptığını anlatırsın."

Dedim yüzüm istemeden ciddileşti.
Beraber masaya geçerek akşam yemeğimizi yedik.

" Özge yemeğin bittiyse odana derslerinin başına lütfen."

" Önemli veya korkutucu şeyler konuşacaksınız değilmi?
Ben zaten gidecektim. Hadi iyi geceler."

Dedi Özge.
Özge artık bizi daha iyi tanıyordu. Dediği doğruydu.

" Ege sen başla."

" Fatma'yı ve Mehmet'i sabahtan evinden aldım. Ama gitmeden önce o küçücük bakkalda ne varsa mahalledekilere vermek istedi Mehmet. Gerçi çokta bişey yoktuya neyse. Bu yüzden biraz oyalandık.

Sonra Fatma ve Mehmet ile birlikte notere gidip devri yaptık. Sonrada Fatma'yı yaşlı yurduna yerleştirdim. Nermin hanıma durumu anlattım. İlgilenecek, boş odalardan birine yerleştirecek Fatma'yı.
Yatılı çalışan olarak devam edecek ve maaş bağlanacak.

Mehmet'i de erkek yurduna bıraktım. Müdür Ahmet bey gerekenleri yapıp kayıt işinide halledecek."

"Aferim.
Efe ya sen. Sen ne buldun? "

" Mahallenin içinde kameraları olan bir tane bile dükkan iş yeri yada herhangi birşey yok. Mahallenin giriş çıkışlarını da inceledik.
Mobese bile takılmamış.

Elimde benzin bidonu ile geze geze bütün mahalleyi yaksam bile beni kimse bulamaz. O derece yani. Yani patron sıfır."

" Şansa bak.
Her neyse. O domuzlar nasıl olsa gelir yine bize sürtünürler.
Kıllarını o zaman yolarız. "

" Ya sen patron."

Efe yüzüme bakıyordu.

" Sabah Şeref Bey ve Aslan ve Âsım Karabey ile toplantı yaptık.
Her şeyi konuştuk. Şirketler arası anlaşmayı imzaladık. Yarın sabah Karabey'ler araziye girecek.
Ve temel için kazıya başlayacaklar. "

" Emir ile olanları duydum."

" Evet tam en son Aslan'da gidecekken paldır küldür içeri girdi.

Malların 2. Sınıf ve eksik çıktığını söyledi. Önce 1. Sınıf parasına 2. Sınıf mal sattığımızı söyledi. Sonrada yetmez gibi Hasan babaya hakaret etti."

Efe elime bakarak.

" Sende yumruğu geçirdin büyük ihtimalle."

" Aynen."

Dedim sırıtarak.

" Sonra Kadir'e dopoya gidelim dedim. Aslan Karabey de eşlik etmek istedi. Bende okeyledim. "

" Kadir varken gerek yoktu. Zahmet etmiş beyefendi."

Gözlerimi devirerek devam ettim.

" Birlikte depoya gittik.
Ne görsek beğenirsiniz."

Dedim geriye yaslanıp kollarımı göğsümde bağlayarak.

" Recep beyefendi hovardalık peşinde. Ofise kadın almış elleriyle ikramda bulunuyor. "

" Neeh! "
" Neeh!"

" Duydunuz. Sekreteride bekçi dikmiş dışarıya. Önce kadını dışarı çıkarıp konuştum. Niyetim uyarmaktı ama başka bir hikaye çıktı altından.
Onunla yarın ayrı ilgileneceğim.

Receb'e gelince duyduklarım yüzünden hala başım ağrıyor. İbrahim'i depo temizliğine vermiş kendi keyif çatıyor. "

" Peki sonuç. "

" Yediği yumruktan sonra kovdum o hovardayı."

Dedim elime bakarak.

Ege:

" Patron o el kolay kolay iyileşmeyecek böyle giderse."

" Yerine İbrahim'i geçirdim. Devamına bakacaz. Kamera görüntülerinde bizde sıkıntı olmadığını gördük. Görüntüleri alıp Emir'e gittik. Sorun bizde değil kendi adamlarında dedim. Birazda öğüt verdim. Bütün anlaşmaları fes ettim. Sonrada eve geldik.. "

" Ya kadın."

" Kadını Aslan bırakacaktı evine. Malûm biz Emir'in yanına gittik.

O kadını da bir yere yerleştirmemiz lazım. Ayyaş bir kocası ve iki çocuğu varmış. Ve adam yanından kaçtığı için kadını arıyormuş. Yakalarsa iyi olmaz. Yarın 9 da holding e gelecek."

Ege:

" Çocukları varmış dedin. İstersen yetimhaneye yerleştirelim.
Mutfakta yardım eder. Çocuklarıyla birlikte kalır."

" Çok iyi düşündün. Bu fikri beğendim. Yarın gelince onada söyleyeyim."

*****

Sabah erkenden şirketteydim. Efe kendi işinin başına giderken Ege benim yanımdaydı. Birlikte son rutüşleri hallediyorduk.

" Yarın şantiyeye gidip bi bakmak istiyorum. "

" Tamam gidelim ama erken değilmi. Bir günde temel atılacak hale gelmez o arazi. "

" Biliyorum ama yapılacak okullar için çok heyecanlıyım."

Kapının çalmasıyla Esra içeri girdi.

" Ege bey bakmanız gereken dosyaları getirdim. "

" Tamam ver burada bakarım. "

Efe dosyaları incelerken ayağa kalkarak ileri geri hareket ederek yürümeye başladım.

" Neden gelmedi. "

" Kim."
Dedi Ege gözü hala dosyadaydı.

" Elmas..
Neden gelmedi? Ona yarın gel demiştim. Saat 10 oldu ama hâlâ gelmedi."

" Belkide vazgeçti. "

" Sanmıyorum gelecekti bence.
Belkide bir aksilik oldu.
Belkide kocası. Kocası onu buldu."
Dedim olduğum yerde donup kaldım.
"Olamaz."

Bana bakan Ege'ye,

" Elmasın evine gidelim." Dedim.

" Evini bilmiyoruz."

Dedi ellerini cebine sokarak.

" Eve Aslan bırakmıştı.
Aslan dan öğreniriz."

" Telefon numarasını bilmiyoruz."

" Dosyada vardır. Dosyadan bul."

Dosyadan bulduğumuz numarayla Aslan'ı aradım.

Çalan telefonla Aslan telefonu açtı.

" Alo Cevher Aslan? "

" Nerden bildiniz? "

" Ortak iş yaptığım kişi hakkında herşeyi bilmeye çalışırım. Eğer durumu soruyorsanız. Henüz sadece malzemeler iniyor malûm önce işçiler için geçici bir yaşam alanı kuruyoruz."

" O konuda size güveniyorum, kolay gelsin. Ama o nedenle aramadım.
Dün Elmas'ı evine bırakmıştınız. "

" Evet. Tam olarak kendi evine bıraktım. Küçük ikizlerinide gördüm hatta."

" İkizmi? "

" Evet.
Ahmet ve Mehmet. İki küçük yaramaz oğlu varmış.
Yanılmıyorsam şuan yanınızda olması gerekiyordu, bir sorun mu var? "

" Henüz gelmedi. Bu yüzden aradım. Şuana kadar gelmediyse bir sorun olabilir bana evinin adresini atarmısınız. "

" Tamam. Hemen atıyorum.
Yalnız oturduğu yerler pek tekin değil. Tek gitmenizi önermem."

Dedi ve kapattı.
Telefonun boş ekranına baktım. Sadece.

" Sanki şuana kadar senden tavsiye alıyordum." Dedim soğuk şekilde.

Bir dakika sonra gelen mesaja baktım.
Adresi yollamıştı.

" Ege sen işleri boş bırakma." Dedim Efe'yi ararken.
Telefonu açan Efe'ye.

" Efe nerdesin? "

" Güvenlik odasındayım.
Kameraları değiştiriyorlar onların başındayım. "

" İşi Tolga'ya bırak.
Seninle bir yere gidiyoruz. Dışarda buluşalım."

"Tamam geliyorum."

" Ben çıkıyorum Ege."

Dedim silahımı ve ceketimi alarak.
Kapının dışında her zaman hazırda bekleyen Kadir'i de alarak asansöre binerek garaja indik.

Efe arabanın yanında bekliyordu.
Kadir direksiyona bizde arka koltuğa geçtik.

" Nereye gidiyoruz."

" Elmas'ın evine."

" Birşeymi oldu? "

" Bilmiyorum.
Bu yüzden gidiyoruz.
Bugün bana gelecekti ama gelmedi."

" Vazgeçmiş olabilir mi? "

" Sanmam.
İçimde kötü bir his var. "

Dedim.
İçimdeki kötü hissin bir ucu geçmişime uzanıyordu. Gördüğüm kabuslarda olan geçmişime. Ya...Ya onunda sonu benim annem gibi olursa korkusu sarmıştı içimi.
Onunda sonu çocuklarıyla birlikte annem gibi ölmek olursa. Ve ben yetişemezsem. O günkü gibi kaybedersem.

Hayır buna izin veremem. Yetişmeliyim.

" Kadir bas şu gaza geç kalmak istemiyorum. "

Yarım saatin ardından adrese ulaştık. Hemen arabadan indik. Etrafa bakarak eve doğru yürümeye başladım. Küçük bir gece kondu mahallesiydi. Tıpkı Mehmet'in oturduğu mahalleye benziyordu. Mavi bir ev arıyordum etrafta.

Bir kaç ev dolaştıktan sonra bulduk evi. Kapı numarası aynıydı.

Kapının önünde durup kapıya vurdum. Açan olmadı. Biraz daha vurdum ses yoktu. O sırada yan kapıdan yaşlı bir kadın çıktı. Bana ve arkamda duran Kadir ve Efe'ye baktı.

"Polismisiniz? " Dedi.

Kendime baktım yukardan aşağı.

"Hayır teyze." Dedi Efe.
Biz Elmas hanımı görmek için geldik.

" Yok. Gitti."

" Nereye gitti? "

" Kocası geldi. Önce evin içinde bir kavga gürültü koptu.
Sonrada kocası çocuklarla beraber Elmas'ı da alıp götürdü."

" Zavallı kadın. Giderken eli yüzü mosmordu. Ağlaya ağlaya gitmek zorunda kaldı.
Adam yoksa çocuklarını öldürürüm diye tehdit etti. Mecbur kaldı gitmeye.

" İnanamıyorum.
Ne zaman oldu bu teyze." Dedim.

Dün gece 1 yada 2 gibiydi. Polis çağırdım hatta. Ama polis gelene kadar adam apar topar götürdü işte.

" Daha önceki adresi nere biliyormusun teyze." Dedi yine Efe.

"Fabrikalar mahallesinde oturduğunu hatta işçi olarak çalıştığını anlatmıştı. Bi çocuk parkı varmış eski bir park. Onun yanında beyaz bir gece kondu diye anlatırdı. Ama orayamı gittiler bilmem."

" Sağol teyze.
Hadi gidelim Efe. Eminim oraya götürdü onları. Daha kötü şeyler olmadan yetişelim."

Hızla arabaya binip fabrikalar mahallesine doğru yola çıktık. Önce eski parkı sonra beyaz gece konduyu bulduk. Kapıya geldiğimde içimi bir korku sardı. Annemi ve kardeşlerimi hatırladım. Elim kapıya giderken titrediğini farkeden Efe. Elini omuzuma koydu. Sonra Kapıyı tıkladı. Ama kapı gıcırdayarak açılınca. Endişem daha da arttı.

Yavaşça acılan kapıdan rutubet kokusuyla birlikte girdik içeri.

" Elmas?
Elmas evdemisiniz? "

Salon olarak düşündüğüm kapıya ilerleyerek kapıyı açtım. "

"Gördüğüm manzarayla beynimin içinden 1000 wolt elektirk geçmiş gibi hissettim....
Olduğum yere çivilendim."

***********************************

Eveeet yeni bölüm sonu. Beğeni ve özellikle yorumlarınızı merakla bekliyorum. Hadi pamuk eller tuşlara canlarım.


 

Loading...
0%