@azamet_29_2
|
Merhaba canlarım. Keyifli okumalar. *********************************** Gördüğüm manzarayı ölene kadar unutamayacaktım. O bir iki saniye dünya durdu. Zaman durdu. Herşey durdu. Efe'nin sesiyle kendime geldim. Söyleyemedik devamını. Efe ve Kadir hemen yanlarına gitti. Kadir kadını kenara çekti yavaşça. Efe'ye döndüm. "Durumları ne." Diye sordu. " Hâlâ burda! " Dedim. Silahımı çekerek,arka odaya giderken, " Efe Allah aşkına onları kurtar." Diye bağırdım. Efe: "Camdan kaçtı. Çocukları kurtarın ben takip edeceğim." Diye bağırdıgımda Efe yine bağırdı. " Cevher dur..!" Aslan'ın, " Ben onunla giderim. Siz onları kurtarın " Dediğini duyduğumda çoktan camdan aşağı atlamıştım. Koşarak o şerefsizin arkasına takıldım. " Cevher beni bekle dur. " Dediğini duysamda duramazdım. O adi şerefsizi bulup yakalamalıydım. Adam önde ben arkasında fabrikalara kadar gedik. Sonra adamı kaybettim. Eski bir fabrikanın yanına geldiğimde duvara sinip nefesimi düzenlemeye çalıştım. Yavaşça içeriye girdim. Girdiğimde fabrikanın üst taraftaki kırık camlarından giren ışığın izin verdiği kadarki aydınlıkla etrafıma baktım. Elimde her an ateş etmeye hazır şekilde tuttuğum silahım ile birlikte yürümeye devam ettim. Alt katta motorlar büyük demir yığınlar kullanılmamaktan paslanmış ürün bantları, içinde ne oldugu belirsiz olan büyük üst üste dizilmiş kasalar vardı. Bu karışıklıkta saklanacak yeri rahatlıkla bulabilirdi o fare. "Dur." Dedim. "Yada durma farketmez her türlü seni geberteceğim seni şerefsiz ayyaş piç." "Bulursan gebertirsin." Dedi kahkaha atarak. "Bulacağım lan seni. Yemin ederim bulacağım. Buldugumda seni line lime doğramaya parmaklarından başlayacam. Nasıl kıydın lan o çocuklara nasıl kıydın o****u ç****u." Sesi kesilmişti. Büyük sandıkların arkasına dolaşdığımda, kasaları kendine siper etmiş benden habersiz geri geri gelerek saklandığını sanan adamı gördüm. "Dön lan arkanı, dönde iki kaşının ortasına sıkayım kurşunu." Dedim,arkadan yaklaşarak. "Ne olur affet. Aklım başında değildi." Az önce kasılarak havlayan köpek şimdi yalvarıyordu. "Sarhoştum. Bilerek olmadı. O an çok sinirliydim. Ben...Ben. Karımı çocuklarımı seviyordum. Nasıl yaptım biliyorum çok pişmanım. " "Kes lan sesini kes! Sarhoşmuş, pişmanmış, seviyormuş. Diye haykırdım. Kendi annem kendi kardeşlerim geldi aklıma. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. "Dön.! Elleri havada titreyerek bana bakan adama bakıyordum. Tamamen bana döndüğünde gördüğüm şeyle ikinci bir şok geçirmiştim. S.Sen... Na..Nasıl. sadece bakıyordum. Bu o adamdı. Annemi kardeşlerimi katleden adamdı. En sonundada o bıçağı bana saplayan adamdı. Ama nasıl. Onun öldüğünü söylemişlerdi. Bir anda bandın üzerinden alıp yüzüme attığı toprakla görüşüm kayboldu. Kahretsin afallamış bakarken dikkatim dağılmıştı. Gözlerimi kapatmış halde tetiğe bastım. "Ah." Dediğini duydum. Yüzümü elimle temizledim hızla. Elimdeki silahın kenara savrulmasınamı, sersemlemiş halde yerde yatışımamı yoksa elindeki sopayla bana bakan adamamı sövmeliydim. "Buraya kadar seni o****u." Dedi elindeki sopayı havaya kaldırmış bana bakarak. "Cevheeer! Cevher. Nerdesin Cevap ver!" Adam bir bana bir sesin geldiği yöne baktı. "Başka sefere fahişe." Dedi giderken. Koşarak arka tarafdaki çıkışa giderken gördüm enson. Bu sırada Aslan beni buldu. "Cevher iyimisin. Kahretsin yararlanmışsın. Diye bağırdı. "Şu hâline bak. İyimisin?" Ayağa kalkmama yardım ederken kolumun altına girdi. "Elmas, çocuklar nasıl?" "Bilmiyorum. Ben senin peşinden geldim. Efe ve Kadir onları hastaneye görüşmüştür. Yerdeki silâhımıda alarak Aslan'ın yardımıyla evin önüne geldik. Arabaya doğru giderken bir ara başımın dönmesiyle sendeledim. "İyimisin yürüyebilecekmisin.?" "İyiyim." Dedim park ettiğimiz arabaya doğru yürürken. Motoru çalıştırarak gaz pedalını kökledi. Hızlı bir geri manevranın ardından yola çıkarak gaza bastı. O arabayı sürerken bende sol elimle havluyu tutarak sağ elimi cebime attım ama telefonum yoktu. Düşmüştü. Aslan telefonunu uzatarak. "Benim telefonumu kullanabilirsin ." Dedi. "Efe neredesiniz. " "Şimdi hastaneye girdik. Henüz yaşıyorlar. Ama durumları...." "Anladım. Geliyoruz bizde." "Sen ne yaptın." "Elimden kaçırdım. Ama onu bulmadan nefes almak bana haram. " Dedim dişlerimin arasından. O adamın yüzü tekrar geldi gözümün önüne. Sonra bana dönüşünü elindeki bıçağı bana nasıl savurduğunu hatırladım. "Cevher! Cevher! Kolumdan tutarak beni sarsan Aslan'a " İyimisin.?" Başımı sağa sola salladım yavaşça. O adamı gebertmedende olamam. Hastaneye geldigimizde arabadan inerek hızlı adımlarla içeriye girdik. Kadir bizi girişte bekliyordu. "Patron iyimisin ne oldu hemen doktoru çağırayım."Dedi. "Önemli bişey yok. "Ameliyattalar. Durumları ağır dedi doktor." Dedi. O an kalbimde bir sizi hissettim. "Hemen aşağı inelim. " Önde Kadir arkada Aslan ve ben ameliyathane nin önüne indik. Efe aşağıda bekliyordu. Alnımda kan elimde kanlı havluyla beni görünce panikle koştu yanıma. Omuzlarından tutarak , " İyimisin. Ne oldu ne bu halin. Sana gitme dedim. Beni neden dinlemiyorsun. Hemen doktora görünmelisin. " Dedi kolumdan tutup çekerek götürmeye çalışırken. "Hayır. Bekleyeceğim. Çıkmalarını bekleyeceğim. " "Ne kadar sürer bilmiyoruz. Bu halde bekleyemezsin." "Efe! " Diye bağırdım. Aslan: "Sen karışma." Dedim. Aslan'a. Efe telefonu açtığında bana bakarak. "Geliyorum." Dedi. "Benim gitmem gerekiyor patron." "Ne oluyor." " Depodaki kamyonlardan 3 tanesini yakmışlar. " "Ne!" "Hemen gitmeliyiz." "Tamam gidin haberdar edin benide. Ege'yi de haberdar et oraya gelsin. Kadir bana telefonunu bırakırken. Efe'nin Aslan'a yaklaşarak. "Madem buradasınız. Bir işe yarayıp onu yalnız bırakmayın." Dediğini duydum. Aslan ona o da Aslan'a öldürecek gibi bakıyorlardı. Efe: "Biz çıkıyoruz. Arkasından 5 dakika kadar geçmiştiki. Ameliyathanenin kapısı açıldı. İçerden iki doktor çıktı. Önlerine geçtim. "Doktor nasıllar." Dedim. Aslan kolumdan tutarak. "Cevher biraz sakin ol. Tamam." Doktor başını önüne eğdi. Elimdeki havluyu hırsla yere fırlatarak doktorun yakasından tuttum. " Sana sordum doktor. Cevap ver. İyi olacaklar değil mi. Cevap ver. " Doktor başını iki yana sallayarak bana baktı. "Anneyi ve çocuklardan birini kaybettik. " Kaybettik.! Kaybettik.! Kaybettik.! O kabuslar boş değildi. Bir insan kaç yıl yaşar. Kaç kere ölür. Kaç kere sınanır. "Hayır.! Hayır.! Hayır.! Olmaz olamaz.!!" Dedim çığlık çığlığa. "Hayır! Hayır yetişemedim. Diye haykırdım. Aslanın beni tutarak sakinleştirmeye çalıştığını hatırlıyorum. Ama onu duymuyor dinlemiyordum. Sonra aniden başına giren ağrı ile kendimi karanlığa bıraktım. ***********************************
|
0% |