Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Y.C 22 İntikam

@azamet_29_2

Yanımda bir kaç dakika yatan Özge,

"Teşekkür ederim." Diyerek yanından kalkarken gözlerini sildi.

"Bu aramızsa tamam mı? " Dedim.

"Tamam." Dedi gülümseyerek.

"Hadi sen in bende geliyorum."

Yine.
"Tamam." Diyerek çıktı.

Yataktan kalkıp banyoya girdim.
Önce işlerimi bitirip sonra duş aldım.

Sıcak bir duş iyi gelmişti doğrusu.
Çıkıp bornozumu giyip aynanın önüne geçtim.
Kendime , bornozumun açık olan yakasından göğsümdeki ize baktım.

O adamı bulamıyor olmam sinirime dokunuyordu.
Üstelik bir kaç gün sonra şehir dışında bir çok şirketin ve iş adamlarının bir arada olacağı bir toplantı vardı.
Hasan Aslan'ın adına katılacaktım ve ilk toplantımdı.

Ama o şerefsizi bulamazsam gidip gitmemeyi düşünmem gerekecekti.

Hırsla odama girip dolabımdan uygun kıyafetlerimi alıp giyindim.
Saatime baktım, öğlen olmuştu.
Gerçekten nasıl bu kadar uyumuşum.
Neyseki hafta sonuydu.
Aynada saçlarıma bakıp elimle gelişi güzel düzeltip aşağı indim.

Herkes kahvaltıya oturmuş beni bekliyordu.
Sandalyeyi çekip oturdum.
Hiç kimse konuşmuyordu.
Durumu bozmadan kahvaltımı yaparken o şerefsiz nerde gizlenir diye düşünüyordum hâlâ.

Çünkü artık takıntı olmuş başka hiç bir şeye odaklanamaz olmuştum.

"Nasıl bulamam hangi deliğe girer." Dedim içimden.

" Sevim Sultan.
Son bir çay alabilirmiyim. " Dedim sonra.
Sevim sultanın verdi çayı yudumlarken hâlâ aklım Elmas'ın ve çocukların hayaliyle doluydu.

Son görüntü aklımdan çıkmıyordu.
Cenazesini kaldırırken yüreğime taş oturmuş saatlerce kalkmamıştı.

O anda aklıma gelen şeyle yerimden kalkarak, " Tabi ya!" Dedim yüksek sesle yumruğumu masaya vurarak.

İkizler ve Özge bana baktı şaşkın.

Tekrar oturarak ikizlere bakıp.

" Mezarlık." Dedim.
İkiside anlamaz bir bakış atarken.

"O it mezarlıkta saklanıyor.
Elmas'ın ve oğlunun mezarında. Başka yerde olamaz."

Efe aniden kalktı.

"Mantıklı.
Hemen gidelim." Dedi.

Hemen bende yerimden kalktım.

"Ege sen şirkete.
Toplantılara sen gir.
Beni idare et. "

Dedim, salona bağlı kütüphaneye girerken.
Çalışma masamın çekmecesinden silahımı alıp belime taktım.

Biz kapıdan çıkarken.

"Bugün hafta sonu patron.
Bende gelmeliyim.
Eğlenceyi kaçırıyorum." Dedi Ege bağırarak.

"Olmaz. O zaman işleri toparla." Dedim

Dışarda bizi bekleyen Kadir'i ve bir kaç adamı daha alıp harekete geçtik.

Ben Efe ile birlikte, Kadir de adamlarla bereber 2 arabayla evden ayrıldık.

"Önce Elmas'ın defnedildiği mezarlığa gidelim.
Orda bulamazsak.
Sonrada... Sonrada anneminkine." Dedim.
Bu hasta beyinli Kemal ikisinden birinde eminim bundan.

Anneminkine kelimesiyle Efe bana baktı anlık, farkettim. Ama bişey demedi önüne dönüp sürmeye devam etti.

Bir süre yol aldıktan sonra mezarlıktaydık.
Saate baktım 2 ye geliyordu.
Trafikte ancak bu kadar hızlı gelebilmiştik.

Kadir Efe ve ben büyük demir kapıdan girip Elmas'ın ve oğlunun olduğu yere doğru ilerlerken bir yandanda etrafa bakıyorduk.

Diğerleri dışarda bekleyecekti.

Kalabalık dikkat çekmemeliydi.
Silahımı çıkarıp elime aldım. Tetikteydim.

İlk gördüğüm yerde vuracaktım,kararlıydım.

Elmas'ın mezarına geldiğimizde mezara ve yanındaki küçük mezara baktım. Anne oğul yan yana uyuyordu.
Etraftaki içki şişeleri yanılmadığımı gösteriyordu.
Kemal iti buradaymış.
Öldürdüğü karısının ve oğlunun mezarını bile kirletmişti şeref yoksunu it soyu.

"Adi şerefsiz.
Seni bulmadan bana rahat yok.
Seni gebertmeden rahat yok bana."

Dedim boştaki elimi yumruk yaparak.

"Cevher."

Fısıltıyla adımı duyunca Efe'ye baktım.
Sol işaret parmağı dudağında sessiz kal işaretiyle birlikte,

"Kemal iti." Dedi.

Başımı gösterdiği yöne çevirdim.
Mezarlıktan çıkmak üzereydi.
Hemen peşine takıldık.

Mezarlıktan çıktıktan sonra gözden kaybettik. Yol iki yöne ayrılıyordu.

Hatta aşağıda kocaman bir inşaat alanı vardı.

" Nereye gitti Allahın belası. "
Dedim hızlı hızlı etrafa göz atarken.

"Bu kez kaçamaz izin vermem.
Efe sen yolun üst kısmına bak bende alt. Kadir sen ve adamlar etrafa dağılın. Bulan diğerlerini arasın."

Diyerek ayrıldık.
Bu kadar yaklaşmışken kaybedemezdim.
Olmaz bu iş bugün bitmeliydi.
Mezarlığın aşağı kısmına inerek etrafımı gözetleyerek aramaya devam ettim,ama yoktu.
Ben olsam nereye giderim.
Diye düşündüm.
Tabiki inşaat!
İnşaat alanına girerdim.
En karışık ve bulunması zor yer orası.

Hemen inşaat alanına yöneldim.
Etrafındaki bariyerlere geldiğimde etrafını dolaşarak nerden girilebilir diye bakarken ayak izleri gördüm.

Bingo.
Hemen telefona sarılıp Efe'yi aradım.

Telefon ilk çalışta açıldı.
"Buldunmu yoksa."

"Efe inşaat alanına gelin.
Burada olduğuna kalıbımı basarım."

"Cevher hemen girme bekle."

"Ben önden giriyorum. Sizde acele edin. Kaçırmayalım."

"Cevher bekle."

Desede vakit yoktu.
Telefonu kapatıp içeriye girdim.

Silâhım elimde boş alanı gezmeye başladım.
Büyük tek bir bina inşaatı vardı.
İnşaat halindeki merdivenleri çıkmaya başladım.
Bir yandanda heryeri dikkatlice izliyordum.

Ben birinci kata çıktığım da bariyerlerin arasından geçen Efe ve diğerlerini gördüm.

İnşaata dikkat kesildiği için kenardan el sallayarak kendimi gösterdiğimde beni hemen gördü.
Hızlı adımlarla beni olduğum yere gelirlerken adamlar alana dağıldılar.

Efe ve Kadir de benim olduğum yere yöneldi.
Hâlâ o piçi görememiştim.

İnşallah tahminimde yanılmamışımdır.
Efe yanıma çıkarak,

"Neden acele ediyorsun neden bizi beklemiyorsun.
Geçen sefer olanları unuttun mu.?"

Dedi.
Sinirliydi yüzüde, seside.

Ben daha fazla sinirle baktım yüzüne.

"Unutmadım." Dedim. Dişlerimin arasından.

"Elmas'ın kan gölünde çocuklarıyla nasıl yattığını unutmadım!
Hastanede nasıl öldüklerini unutmadım! Ahmet'in nasıl yetim kaldığını unutmadım! "

Dedim nefes nefese.

"Özür dilerim.
Onu demedim.
O şerefsizin sana saldırmasından bahsediyordum."
Dedi sesi yumuşayarak.

"Sana zarar gelmesinden dolayı endişem."

"Efe sen beni yenimi tanıyorsun.
Bu güne kadar kimseden korunma beklemedim.
O gün bir anlık boş bulunmamdan dolayı olan birşeydi.

Ben Cevher'im!
Cevher Aslan!
Ben bir çok erkekten daha erkeğim. "

"Anladım patron.
Tamam sakin.
Hadi şu iti bulalım."

Derin bir nefes alıp verdim.

"Tamam." Dedim.

Birlikte üst kata çıkmaya başladık.
Ben doğu oda batı cephesine bakarken diğerleri bina çevresine bakmaya başladılar.

2 saat olmuş ama kimseye rastlamamıştık.

"Sanırım yine kaçırdım."

Dedim dişlerimi sıkarak kattaki yarım duvara otururken.

Efe de üst kattan benim olduğum kata inmiş.
Karşı cephedeki çimento torbalarına oturdu.

Karşılıklı cephelerde birbirimize bakıyorduk.
Aramızda beş metre falan kat boşluğu vardı.

Efe sağ elindeki silahını sol eline aldı.
Sağ eliylede cebindeki telefonu çıkararak Kadir'i aradı.

"Toparlanın çıkıyoruz."
Dedi ve kapattı.

"Sanırım yine kaçtı." Dedi.

Yerimden kalkarak henüz yapımı bitmemiş duvara doğru yürüdüm.
7. Yada 8. kattaydık sanırım.
Aşağı baktığımda adamlar bariyerden geçerek çıkmaya başlamışlardı.

Ama Kadir iç kısımda elleri cebinde bizi bekliyordu.

"Hadi bizde inelim."
Demiştim ki Efe'ye dönmemle Efe'nin arkasındaki Kemal itini gördüm.

" Efe dikkat arkanda." Diye bağırmamla Kemal'ın elindeki demir sopayı Efe'nin bacağı vurması bir oldu.
Efe ne olduğunu anlayamadan sendeleyip düşünce silahta elinden düştü.

Kemal elindeki demir sopayı ikinci kere kaldırınca elimdeki silahın tetiğine bastım.

Elinden vursamda kafasından vurmadığıma pişman oldum.
Kemal koşarak aşağı kata inmeye başladı.

"Efe iyimisin. " Diye bağırdım.

Eli bacağında yerde kıvranıyordu.

"İyiyim" Dedi dişlerinin arasından.
Canının yandığı belliydi.
Kemal'in peşinden aşağı koşmaya başladım.

Efe:

" Dikatli ol." Diye bağırırken iki kat aşağıda Kemal'ı gördüm.

Merdivenlere yönelmişti ki tam önüne ateş ettim.
Basamaklardan inemeden geriye doğru giderken bende aynı kata indim.
İkimizde nefes nefese birbirimize baktık.

"Beni hatırladın mı." Dedim. Yavaş yavaş ona doğru adımlarken.

Yüzüme baktı.
"Fahişe " Dedi.

"Demek hatırladın." Dedim.

"En son bana böyle seslenerek kaçmıştın."

Elimdeki silahı yüzüne tuttuğum adamla aramda 10-15 metre falan vardı.

" Ya öncesi.
Önceyi de hatırladın mı?"
Dedim bu kez.

Yüzüme baktı.
"18 sene önceyi hatırladın mı Kemal."

Dedim adamın yüzüne bakarak.

"Öldürdüğün annemi, kendi kanından oğullarını da hatırladın mı?"

Zamanın yaşlandırdığı yüzüne baktım.
Gözleri donuk bana baktı.

"Beni hatırladın mı?" Dedim.
Tetiğe basarak.

Sol koluna geldi kurşun.

Bir "Aıh! " çıktı dişlerinin arasından.

"Kalbime sapladığın bıçağı da hatırladın mı? " Dedim.

Tetiğe yine bastım.
Sağ koluna geldi kurşun.

Yine "Aıh!" Dedi.

"Cevher'i hatırladın mı? "Dedim haykırarak.

"Sen... Sen o... "

"Evet o.
O annesini gözünün önünde öldürdüğün Cevher'im. "

"Seni 9 canlı piç."

Dedi dişlerinin arasından bu kez.

Elimdeki silahı atarak, ve bağırarak, koşarak yanına gittim.

*****

Cevher karşısında ki adama hiç acımadan arka arkaya yumruk atmaya başladı.
Adam yüzüne yediği yumruklarla bir sağa bir sola bir sola yalpalıyordu.
Her yumrukta bir adım geriye gidiyordu. Cevher kaç yumruk attı bilmeden sadece vurdu.
Sonunda adam tuğlalı duvara yaslandı.
Ağzından ve burnundan kan sızıyordu. Nefes nefeseydi.

Cevher bu kez adamın kaburgalarını hedef aldı.
Karşısında ki sanki insan değilde evindeki kum torbasıydı.
Arka arkaya adamı yumrukluyordu. Sonunda yakasından tutup dizini karnına gömdü. Bir kerede değil.
Kaç kere vurduğunu bilmeden vuruyordu. Her vurduğunda gözünün önüne annesi, kardeşleri Elmas ve çocuklar geliyordu.
O kadar hırsla vuruyorduki nefes nefese kalmıştı.

Cevher adamın yakasından tutarak kendine cekti.
Kanla kaplı suratına baktı iğrenerek.

"Bugün senin son günün.
Seni elimden kimse alamaz." Dedi.

"Sen nasıl annemi öldürdüysen bugün sende öleceksin.
O çocukları nasıl öldürdüysen bugün sende öleceksin. "Diye haykırdı.

Son olarak güçlü soluyla yumruğu çenesine geçirerek adamı yere devirdi. Hâlâ burnundan soluyordu.
Ellerine üstüne baktı.
Adamın yüzü dağılırken kendi elleride dağılmıştı.
Ama memnundu.
Yüzüne bir gülümseme yerleşti.
Bir kaç metre geriye attığı silahını almak için geriye doğru yürüdü.

Yerdeki silahını aldı.
O ara adam ayağa kalmaya çalışıyordu. Ama kollarından yaralıydı ve kan kaybetmişti.
Olduğu yerde dizlerinin üzerinde başı yere düşecek gibi duruyor ağzından burnundan yere damlayan kanları izliyordu.

Cevher yavaş adımlarla adama yaklaştı.

"Yüzüme bak.
Yüzüme bak lan!" Diye bağırdı.

Adam yavaşça kaldırdı başını.

"Son duanı et."

Adam Cevher'e bakarak.

"Küçük fahişe." Dedi yine, gülerek.

İnşaatın içinde 3 el silah Sesi yankılandı.

***********************************

Selam canlarım bölüm sonu.
Yeni bölümler de görüşmek dileğiyle.

 

Loading...
0%