Yeni Üyelik
24.
Bölüm

Y.C 24 Hayran

@azamet_29_2

Yeni bölümden merhaba güzellerim.

Hadi okumaya geçelim.

***********************************
" Neden öyle bakıyorsun.
Korkmaya mı başladın yoksa? "

" Hayır.
Hayran olmaya başladım."

"Hayran?
Bana?"

Dedi gülümseyerek.

"Hayran olunacak değil de, daha çok uzak durulacak biriyim aslında."

"Öylemi.?
Ama ne yalan söyleyeyim senin kadar farklı birine raslamadım."

"Nasıl yani.?"

Biz konuşurken duyduğumuz fren sesiyle, gelen araca baktım.
Siyah bir minibüstü acilin önünde duran.

Minibüsün sürgülü kapı açılınca Ege'yi gördüm.
Bayağı bir hızlı gelmişti.

Araçtan iner inmez koşarak yanımıza geldi.

"Patron.
İyimisin bu haliniz.?"

"Ben iyiyim Ege.
Bir şeyim yok.
Sen Efe'nin yanına git lütfen.

İstediklerimi getirdin mi.? "

"Minibüste."

"Tamam."

Önce bana döndü.
Sonra sessizce ayağa kalktı ve minibüse gitti.

Adamlardan biri sürgülü kapıyı açtı.
Bindiğinde geri kapattı.
Diğer adamları minibüsün etrafını sardı.
Korumalar işinin ehliydi.

10 dakika sonra çıktı.
Üzerin de siyah kumaş pantolon bordo gömlek rugan ayakkkabı vardı.

Tekrar yanıma oturdu.
Adamı ikinci bir kahve getirdi.

"Sen.? " Dedi.

"Şuan burda olmanın sebebi ne.? "

"Babamı ziyarete geldik abimle.
Pencereden bakarken şu acayip arabanı görünce burda olduğunuzu anladım. "

"Sonrada merak edip indin."

"Evet." Dedim.

"Aslan? "

Duyduğum ses ile arkama baktım abimindi.
Yerimden kalkarak abime döndüm.

"Abi?"

"Burdamıydın Aslan?Hızla çıkınca merak ettim."

"Cevher Hanım..?
Merhaba."

Dedi abim elini uzatarak.

"Geçmiş olsun.
Kötü birşey yoktur umarım."

"Merhaba Asım bey.
Efe'yi getirdik.
Çok önemli bir şey değil küçük bir yaralanma."

Abim etrafa bakıp adamlarıda görünce,

"Küçük olduğuna eminmisiniz?"

Dedi gülümseyerek.

Cevher de aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi.

"Patron.?"

Gelen Ege'ydi.

"Bugün buradayız.
Akşam ancak çıkar Efe.
Siz dönün beklemeyin."

"Tamam, Efe'yi yalnız bırakma.
Kadir'i yolla benimle gelsin."

Ege giderken Cevher tekrar elini uzattı.

"Sizede geçmiş olsun.
Görüşmek üzere beyler. "

Dedi ve sırayla tokalaştıktan sonra arkasına dönüp arabasına doğru yürüdü.

"Aslan, burda ne oluyor?"

"Annesinin ve Elmas'ın katilini kendi eliyle bitirmiş."
Dedim gülümseyerek.

"Gerçekten mi.?
Bu kadın çok enteresan biri."

"Bana mı anlatıyorsun abi.
Daha az önce aynısını ben düşünüyordum.
Bu kadın inanılmaz biri."

"Bakıyorum da ilgini çekmiş,Aslan Karabey..
Bu arada sanada garip geldimi?"

"Ne garip geldimi?"

"Senin adın onun soyadı aynı.
Kadermi acaba."

"Dalga geçmeyi bırak abi."

"Kim dedi dalga geçtiğimi."

Abimin yüzüne baktım gayet ciddiydi.

"Neyse hadi gidelim.
Ben bu akşam Amerika'ya dönecektim ama erteledim.
Gidip gelmek yerine
haftaya iş adamlarının katıldığı organizasyonada katılıp tamamen dönmeye karar verdim.
Sende işlerini erken bitir çünkü sende geliyorsun."

"Ne!
Niye bende geliyorum?
Abi bilerek yapıyorsun değilmi? "

"Bu işlere alışman için yapıyorum oglum."

Derin bir nefes çekip bıraktım.

"Hem Cevher Aslan da katılıyormuş ilk kez. "

"Öylemi?"

"Ne oldu Aslan Bey.
Bakıyorumda anında ilgini çekti. "

"Yürü abi yürü.
Önce bir kahvaltı yapalım dışarda.
Sonra beni şirkete bırak.
Daha akşamda gidip şu depoda bekleyen adamla işimi halledecem.

Serdar'ın nerde olduğunu biliyor olabilir.

*****
Efe ve Ege'yi hastanede bırakıp Kadir ve adamların bir kısmıyla geri döndüm.

Eve girdigimde kendimi gerçekten yorgun hissediyordum.

Salonda oturan Özge beni görür görmez.

"Hoş geldin kardeşim."
Dedi yanıma gelerek.
Bana sarılmak istedi ama izin vermedim.

"Önce odama çıkıp bir duş almalıyım." Dedim.

Şuan üzerinde hala o adamın kanının kokusunu hissediyordum.
Özge ellerime baktı, somurtarak.

"Elerine krem getireyim mi?"

"Olur."

Dedim odama çıkarken.
Önce banyoya girip kuveti sıcak su ile doldurdum.
Sonra üzerimi çıkarıp kendimi kuvete bıraktım.
Sıcak su iyi gelmişti.
Bugün olanları zihnimden çıkarmaya çalışıyordum.
Kemal defteri kapanmıştı.
Yıllar sonra geçmişinden ve geleceğimden onu silmiştim.

Şimdi artık diğer işlere konsantre olmalıydım.
Önce haftaya olan organizasyon.
Sonra Recep iti.

Banyodan çıktığım da kendimi daha iyi hissediyordum.
Kendime gelmiştim doğrusu.

Üzerime rahat kıyafetlerimi giyerek aşağı indim.
Özge elinde kremle beni salonda bekliyordu. Ellerime baktım.
Biraz morarma ve kızarıklık vardı.
Yanına inerek koltuğa oturdum.

"Ver bakalım." Dedim.

"Ben sürmek istiyorum. Olur mu?"

"Gerek yok ben hallederim."

"Lütfen."

"İyi madem.
Teşekkür ederim."

Dedim geriye yaslanarak.

Özge kremi sürerken salon kapısı açıldı.
Gelenler Efe,Ege ve Kadir 'di.

Efe bir kolu Ege de bir kolu Kadir de sekerek geliyordu ve tartışıyorlardı.

Ege:

"Lan ne acayip adamsın.
Doktor seni düşünüyor sense adamı dövmeye kalkıyorsun."

"Oda laf anlasın."

"Ne vardı akşama kadar kalsaydın. "

"Ben öyle kıpırdamadan akşama kadar yatakta duramam. "

Özge ayağa kalkarak,

"Geçmiş olsun ne oldu Efe abi."

Dedi.
Tabi olanları bilmiyordu ve bilmeyecekti.

"Ayağına demir düştü." Dedi Ege gülümseyerek.

Efe öldürecek gibi bakıyordu şuan Ege'ye.
Yerimde doğrulup.

"Ne oluyor neden evdesiniz." Diye sordum.

Koltuğa doğru gelerek.

"Bu Efe ben burda duramam diye tutturdu." Dedi Ege.

"Doktor her ihtimale karşı akşama kadar kalın demek istedi ama soluksuz kaldı bu toramanın yüzünden.
Sanki küfretmiş gibi gırtlağına yapıştı adamın.

Doktor da ne haliniz varsa görün diyerek kovdu bizi."

"Dursa şaşırırdım."

Dedim karşıma oturan Efe'ye bakarak.
Ege de gelip kendini koltuğa bıraktı.

Kadir:

" Efendim ben diğer işlere bakayım."
Diyerek çıktı.

Efe'ye döndüm.

"Nasıl oldun. Bacağın nasıl. "

"Ağrıyor sadece.
Çabuk toparlanırım."

Ege:

"Doktor bir hafta,on gün üstüne basma dedi.
Sonrada kontrol."

"En azından kırık değil. "

"Efe, sen nasıl gafil avlandın lan hiç anlamıyorum."

Dedi Ege dalga geçerek.

"O şerefsiz orospu çocuğunun arkamda olduğunu farkedemedim."

Dedi Efe dişlerini ve yumruklarını sıkıyordu.

"Neyse." Dedim.

"Efe on gün idare et.
İşleri evden takip edersin."

Derin bir nefes alıp verdi.

"Yandık kardeşim."
Dedi Özge üzgün.

"Artık on gün sinirli sinirli gezer Efe evde.
Herkese bağırır."

Ege yi bi gülme aldı.

"Seni iyi tanıyor. "
Dedi dahada gülerek.

"Her neyse.
Ege.
Recep itinden ne haber."

"Tuzağı kurduk bekliyoruz."

"Gözünü dört aç.
Haftaya ben yokum iyi takip edin."

"Kesin gidecekmisin."

"Evet bu yıl katılma kararı aldım."

"Şansıma sıçayım." Diyen Efe'ye baktım.

"Tam sırasıydı.
Seninle orda olmam gerekirken evde oturacağım."

"Kadir benimle olacak."

"Sadece Kadir olmaz bir kaç kişi daha olmalı."

"O gün gelsin.
O nu o zaman hallederiz."

*****

Bu sabah çok erken kalkarak önce spor yapıp duş aldım.
Sonra giyinip hazırlandım.
Şuan abimle birlikte hava alanına gidiyorum.
Çok elzem gibi benide yanında götürmek istedi.

"Bir haftadır sesin çıkmadı.
Ee ne yaptın.?
Buldunmu Serdar'ı.? "

"Hem evet hem hayır çünkü o it beni oyalarken Serdar yurt dışına kaçmış.
En son Newyork da görülmüş. Sonrası yok.

"Ya elinde tuttuğun diğer adam. "

"Onu adam akıllı benzettim.
Sonrada emniyete şutladım.
Önce biraz hastanede kalması gerekecek ama."

Dedim çarpık bir gülümsemeyle.

Hava alanına geldiğimizde uçak bizi bekliyordu.
Binerek hem tatil hem iş adına yola çıktık.

Abim:

"Bir hafta otel de kalıp hem dinlenecek hem iş adamlarıyla görüşüp yeni anlaşmalar için ilişkileri güçlendirecegiz." Dedi.

"Tamam abi anladım.
Sen bol bol konuşursun bende tasdiklerim. "

"Neden bu kadar tersleniyorsun."

"Alışamadım hâlâ abi.
Senle bir ilgisi yok.

Abi doğruyu söyle.
Babamın emrimi benim gidişim."

"Evet."

"Adama bak. Yattığı yerden bile hayatımı kontrol etmek istiyor."

Nihayet sessiz gecen sıkıcı bir yolculuktan sonra,yol bitmiş
hava alanına inmiştik.
Oradanda otele gelerek dinlenmek üzere odamıza çıktık.

"Oh be.
Nihayet. "

Dedim kendimi yatağa atarken.

"Akşama kadar dinlenelim. Akşam da yemeğe ineceğiz.
Akşam yemeğinde herkes olacak."

"Herkes?"

"Evet buradaki bütün iş adamları.
Seni herkesle tanıştıracağım."

O halde geldiyse Cevher de olacak.
İş adamlarının arasında bir iş kadını.
İlginç olacak. Dedim içimden.

Kendi kendime gülümsememe engel olamadım.

"Aslan senden ricam yemekte kükreme."

"O ne demek şimdi abi."

"Aşağıdaki adamların arasında fazla rahat olan bir iki kişi var. Onların konuşmalarını ciddiye alma.
Masada sakin ol demek."

"Desene işimiz var."

Abimle akşama kadar odada vakit geçirip dinlendik.

Akşam saat sekizde herkes yemekte aşağıda olacaktı.
Şuan saat 7 buçuktu. Siyah ayrıntılı beyaz bir takım elbise giyerek hazırlandım.

Acaba Cevher gelecek mi merak ediyordum doğrusu.
Abimin sesiyle düşüncelerinden çıktım.

" Hadi Aslan bizde inelim."

"Tamam geliyorum abi."

Birlikte odadan çıkarak asansöre bindik.
Z düğmesine basarak ellerimi ceplerime sokarak beklemeye başladım.

Asansör zemin kata geldiginde bizde inip yemek salonuna doğru yürüdük. Etrafta bir çok insan vardı.
Çoğu, gelenlerin adamlarıydı.
Yemek salonuna girdiğimizde 10 kişilik bir masa gördüm.

7 kişi gelmiş oturmuştu bile.
7 ayrı tip insan.
Bizi gören garson yanımıza gelerek sandalyelerimize kadar eşlik etti.

Abimle yerimize gelerek,

"İyi akşamlar beyler." Dedik.

Abim:
Beyler tanıştırayım.

"Kardeşim Aslan Karabey."

Herkes başıyla selamlayarak

"Aramıza hoşgeldin." Dedi.

Bende aynı şekilde karşılık verdim.

Abimle yerimize otururken adamların yüzlerine baktım.
Buradaki herkes birbirini ,ben hariç iyi tanıyan kişilerdi.
Yani gayet samimi bir ortamdı.
Bizde oturduktan sonra tek sandalye boş kalmıştı. Cevher'in ki.

Gelip gelmediğini merak etmiştim doğrusu.

Karşımdaki sandalyeye baktığımı farkeden yanımdaki kişi oldu.

"Sende mi merak ediyorsun."
Dedi gülerek.

"Neyi."

"Cevher Aslan'ın gelip gelmediğini. "

"Hayır merak etmiyorum."

Dedim. Gayet sakin.

Buradaki herkes onu merak ediyor.
İlk kez karşılıklı konuşma fırsatları olacak.

"Sanırım siz daha önce görüştünüz."

"Evet ben onu Hasan Aslan'ın zamanından beri tanırım.
Ama bunu onlar bilmiyor.
Bu arada adım.
Halit Korkmaz." Dedi elini uzatarak.

"Memnun oldum. "

Dedim elini sıkarak.

Karşımdaki gereksiz hemen atladı.

"Karabeyler.
Cevher Aslan'ın ihalesini siz almışsınız.
Nasıl oldu bu.
Kolay kolay kimseyi beğenmezmiş.
Katı kuralları olan biriymiş.

Ofisine gelen Emir beyi dövmüş.
Gerçi o aptal gereksiz bir çıkış yapmış ama yinede bacak kadar bir kızdan dayak yemek hiç yakışmamış."

"Bacak kadar?" Dedim kahkaha atarak.

Önce alık alık baktı.

"Hadi anlatın.
Nasıl biri.
Gerçekten söylendiği kadar yetenekli mi güzelmi."

Dedi sırıtarak.
Eline aldığı kadehdeki şarabı kafasına dikti sonra.

Yemek başlamadan kafayı bulmaya başlamıştı.

"Medya da resminin olmasına izin vermiyormuş.
Onunla işi olmayan hiç kimse yüzünü doğru düzgün görmemiş.
Geçen yıl bir gazeteci resmimi bikinili sekilde montajlayarak yayımlamıştı.

Adamı bulup bütün parmaklarını kırmış. Hemde bizzat."

Halit beyin başını önüne eğerek güldüğünü gördüm.

Beklediği birşeydi sanırım.

"Karı gibi dedi kodumu yapalım." Dedim kaşlarım çatık.

"Yanlış anladın.
Sadece merak ediyorum nasıl biri.
Eminim buradaki herkes onu merak ediyor.
Öyle değilmi beyler. Siz söyleyin."

Dedi başını diğer adamlara çevirerek.

Tam ağzımı açacakken kapıdan giren Cevher'i gördüğümde.

"Kendisine sorabilirsiniz." Dedim
Çenemle işaret ederek.

"İşte. Geliyor."

Cevher yine yapacağını yapmış en şık ve uygun bir girişle salona girmişti.

Bu kadın gerçekten işini iyi bilen biri.
Her haliyle hayranlık uyandıran bir kadın.
Üzerindeki gri takım elbise ile tamamen ortama uyumluydu.
O salona girerken masadaki herkes yönünü ona dönerek baktı.

Gözlerinde hayranlık bakışı vardı hemen hepsinin.

"İyi akşamlar beyler.
Ben CEVHER ASLAN."

************************************
Selam canlarım bölüm sonu.
Umarım beğeni ve yorumları unutmayız.
Gelecek bölümde görüşmek üzere.

 

Loading...
0%