Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Y.C 26 Saldırı

@azamet_29_2

 

"Bu arada madem kahve borcumu ödüyorum.
Anlatmaya başla.
Senin hikayen neydi...? Aslan Karabey."

 

"Benim...
Hikayem."

 

Dedim biraz düşünerek.
Benim hikayemde kendine göre nahoştu.

 

"Ben babam olduğunu söyleyen adamın 2. Bir kadından 2. oğluyum.

 

İlk eşi yıllar önce vefat etmiş.
Eminim bu adama dayanmamıştır.
Annem bu adama aşık olmuş işte."

 

Dedim elimdeki fincanı tabağın içinde çevirerek.

 

"Arada olanları anlatmaya gerek yok.
Sonra annem hamile olduğunu öğrenince sevinçle babama haber vermiş. Annem zbabamla evlenme hayalleri kurarken babam annemide bebeği de istememiş.
Anneme aldır kurtul demiş bırakıp giderken.

 

Ama anneler kıyamaz ya kıyamamış işte. Bir gece her şeyi bırakıp ailesinin yanına dönmüş.
Tabi ailedende güler yüz görecek değilya,onlarda burnundan fitil fitil getirmiş.

 

Annem kendi ailesinin de aldır o bebeği demesine rağmen doğurmuş. Aslan koymuş adımı.
Aslan gibi bir evlat olsun güçlü olsun demiş.
Ben doğduktan sonra da yine ailesiyle kalmaya devam ediyor.
Bir sabah beni hastaneye götürürken trafik kazası geçiriyorannem. Ben kucağındayken araba çarpıyor. Bana birşey olmamış ama annem oracıkta ölmüş.
Dedem annemin cenazesinden sonra o adamı aramış bulmuş kızım öldü gel oğlunu al demiş.

 

Tabi babam olacak o adam kabul etmemiş. Benim çocuğum değil demiş.
Dedem de dururmu seni bu ülkeye rezil ederim diyince o adamda sırf rezil olmamak için klası sarsılmasın diye yani beni almak zorunda kalmış.

 

Ama bu olaydan dolayı ne annemi nede beni zerre sevmedi ve bunu her zaman belli etti."

 

"Ama şuan şirketin başına seni getirmiş."

 

"Mecburiyetten.
Kendisi hastanede yatmak zorunda makinelere bağlı yaşıyor ve nakil bekliyor.
Abim ise Amerika'daki şirketin başında.
Normalde ben bu işin kenarından bile geçmezdim.
Ama arada abimin hatrı var.
Babam olacak adam benimle zerre ilgilenmedi.
Bir bakıcının elinde büyüdüm.
Ama abim hep benim yanımda oldu. Beni korudu kolladı her zaman. Babam olacak o adamın bütün hakaretlerinden ve şiddetinden.

 

Benim yüzümden tekme tokat dayak yemişliği bile vardır.
Abimi kıramadım. O yüzden de bu işin başına geçmek zorunda kaldım.
Yoksa çoktan Kanada'ya kaçar oraya yerleşirdim."

 

"Daha önce ne yapıyordun peki."

 

" Üniversiteyi bitirip kendi evime çıkmıştım.
Bir gece abim beni arayana kadar Kara ile birlikte gayet rahat hayatımı yaşıyordum. Şimdi ise abim tarafından eğitiliyorum."

 

Dedim gülerek.

 

"Burayada onun ve o adamın zoruyla geldim. Şimdi düşününce aslında iyikide gelmişim. Geldiğimede memnun kaldım."

 

Cevher sadece gülümsedi.

 

O sırada çalan telefonunu cebinden çıkarıp ekranına baktı.

 

Ayağa kalkarak,

 

"Sohbet güzeldi.
Ama artık gidip dinlenmeliyim."

 

"Yarın ne yapıyorsun?"

 

Dedim birazda çekinerek.

 

"Yarın spor yapmayı ve dinlenmeyi düşünüyorum o kadar."

 

"Bende severim sabah sporunu katılmamın sakıncası varmı?

 

Bir süre yüzüne baktı.
Arkasını dönerek yürürken,

 

"7 de burda olun o halde."

 

Dedi telefonunu açıp yürümeye devam ederek.

 

"Alo Efe.
Hallettim.
Hemde keyifle."

 

Dediğini duydum. Galip denen adamı konuşuyordu.
Gidişini geriye yaslanıp kahvemi içmeye devam ederek izledim.

 

"Gerçekten hayran olunacak bir kadın. Birde kadın olduğunu kabul etse."

 

Dedim gülümseyerek.

 

Cevher çıkarken abim geldi.
Bakışları lobiyi tararken elimi kaldırdım kendimi göstermek adına.

 

Yanıma gelerek,

 

"Nerdesin oğlum nereye kayboldun."

 

"Cevher Aslan'dan bir kahve alacağım vardı onu aldım."

 

Dedim fincanımı kaldırıp göstererek.
Abim etrafına bakınınca,

 

"Odasına çıktı.
İçerdekiler ne halde."

 

Dedim gülerek.

 

"Şoku atlatabildilermi.
Eminim bacak kadar bir kız lafını bir daha anmaz o salak."

 

"Herkes ağzı açık kaldı,bende dahil. Resmen şok geçirdik.
Böyle birseyi kimse beklemiyordu. Hayran kalmaları da çabası.

 

Galip salağı çıkıp gitti.
Eminim otelden ayrılacak."

 

Abim bana bakarak. Devam etti.

 

"Aslan ne oluyor anlat bakalım.
Cemil midir nedir o adam ne ayak, bu bir.
Bu Galip onamı çalışıyormuş bu iki."

 

"Abi iş biraz karışık.
Tabi sen şimdi ayrıntıları bilmiyorsun böyle alık alık bakarsın. " Dedim gülümseyerek.

 

"Hasan Aslan Cecher Aslan'ı ve yanındaki ikiz beyleri yetimhaneden evlatlık almış.
Daha doğrusu Cevher Aslan'ı resmen evlatlık ikizleri de koruyucu aile gibi bişey.
Bu Cemil, Cevher Aslan'ı yetim haneden tanıyor. Gıcığı ve kini ordan.

 

Cemil bir sure sonra pis işlere bulaşmış.
Bir yandanda bu zamana kadar kafayı bir şekilde bunlara takmış. Benim tahminim Hasan Aslan'la arasında birşey geçmiş olabilir.

 

Her neyse maksadı Cevher'i burda ilk kez katıldığı bir ortamda rezil etmek. Sırf eğlencesine yaptı bence.
Bunun içinde Galib'i bulup anlaşmış.
Galip Cevher'i rezil edip prim yapmak istemiş.
Ama ters tepti.

 

Bence bu Cemil buralarda bir yerde eğlenceyi izledi.
Ama Cevher'in eğlencesini. Zira oyunu bozdu. Şimdi bu Cemil daha fazla kinlenecek.
Ne yapacağı belli olmaz dikkatli olmak gerekiyor.

 

Yarın ne yapacağını sordum.
Spor Dedi bende kendimi zorla davet ettirdim."

 

"Bakıyorumda sen bu Aslan kıza bir şeyler hissetmeye başladın Aslan."

 

"Ne? Ne alaka, sadece..."

 

"Her neyse işler karıştı.
Bizde gözümüzü açalım.
İş ortağımızın başına bişey gelsin istemeyiz değilmi." Dedi abim sırıtarak.

 

"Hadi bizde çıkıp dinlenelim.
Bu arada içerdeyken Halit beyle bir anlaşma yaptım gibi.
Yarın daha ayrıntılı konuşacağız."

 

"Tamam. Hadi çıkalım dinlenelim o zaman."

 

Abimle birlikte odamıza çıktık.
Bir duş aldıktan sonra kendimi yatağa bıraktım. Ellerimi başımın arkasında birleştirip akşam olanları düşündüm. Kendi kendime gülümsemeden edemedim.
Cevher'in Galib'i omuzunun üzerinden yere savurması gözümün önünden gitmiyordu.

 

Olanları düşünürken uyuya kalmışım.
Sabah erkenden uyandım.
Abim hala uyurken ben Saat 7 ye kadar hazırlanıp aşağıda oldum. Lobide beklerken Cevher'in indiğini gördüm.
Yanında Kadir ve iki adam daha vardı.

 

"Bu kadar istekli olmanızı beklemiyordum doğrusu." Dedi.

 

"Belli etmesemde her sabah spor yapan biriyim.
Arkadaşlarda spor sever sanırım." Dedim arkasındaki adamlara bakarken.

 

"Aynen ama arabayla takip etme sporu."

 

"Anladım kendimi güvende hissettim doğrusu."

 

"O halde çıkalım."

 

Birlikte otelden çıkarak minibüs ile sahil yoluna geldik.
Biz inip yürürken adamlar arkamızdan araçla takip etti.
1 saat boyunca yürüyüş ve spor yaptık.
Adamlar sürekli tetikteydiler.

 

Sporu bitirip sahildeki banklardan birine oturduk.

 

"Ne yapmayı düşünüyorsun."

 

"Hangi konuda."

 

"Cemil konusunda.
Kuyruğuna bastın, rahat durmayacak."

 

Aslında bilerek bastım.
Burnunu çıkarıp kendini ortaya çıkarsın istiyorum.
Sürekli köşe kapmaca oynamaktan sıkıldım. Oda sıkıldı bence sonunda dayanamayacak ortaya çıkacak.
Nasıl çıkacak göreceğiz."

 

"Dikkat etmelisin. O pislik tehlikeli biri."

 

"Göze almam gerekiyor. Başka türlü karşıma çıkmayacak.
Her neyse hadi dönelim."

 

" Tamam. "

 

Otele yine minibüsle döndük.

 

" Kahvaltıya inecekmisin." Dedim asansöre binerken.

 

" Evet.Neden?"

 

"O halde kahvaltıda görüşürüz."

 

Dedim odamın katına gelip asansörden inerken.
Tabi yine cevap vermedi.

 

Odama girdiğimde abim duş almış hazırlanıyordu.
Beni görünce,

 

"Nasıl gitti yürüyüş?"

 

"Sorun çıkmadı."

 

"Ben iniyorum sende oyalanma.
Halit bey bizi bekliyor."

 

"Tamam bi duş alır inerim."

 

Yarım saatin sonunda kahvaltı için aşağıdaydım.
Abim ve Halit bey beni bekliyordu.

 

Masaya yaklaşarak selam verdikten sonra sandalyeme oturdum.

 

"Aslan, bende Halit beyle ayrıntıları konuşuyordum. Halit bey bir fabrika kurmak istiyor. İnşaat malzemeleri üzerine. Ve bize ortaklık teklif etti."

 

"E biz zaten bu işin içinde olduğumuz için bizim içinde kârlı bir teklif." Dedim.

 

Halit:
"Aynen. Ben Karabeyler ile birlikte çalışmaktan memnun kalacağıma inanıyorum."

 

"Umarım karşılıklı memnun kalacağız Halit bey. " Dedim elimi uzatarak.

 

"Sanırım bir anlaşma üzerine geldim."

 

Duyduğum sesle arkama baktığımda Cevher'i gördüm.

 

"Günaydın. Afiyet olsun."

 

"Günaydın Cevher Hanım." Dedi Abim.

 

"Bize eşlik etmezmisiniz."

 

"Teşekkür ederim." Dedi Cevher oturarak.

 

Halit:
"Cevher Aslan dün akşam konuşma fırsatı bulamadık. Görüşmeyeli nasılsın."

 

" İyiyim Halit bey.
Siz nasılsınız?
Sanırım Karabeylerle bir anlaşma yaptınız. Hayırlı olsun."

 

"Evet.

 

Yeni bir alan girerken deneyimli olan Karabeylerin ortaklığını düşünerek bir teklifte bulundum.

 

Âsım ve Aslan Beylerde teklifime olumlu yanıt verdi.
Anlaştık yani. "

 

"İki tarafada hayırlı olsun ohalde."

 

Teşekkür ederiz Cevher Aslan." Dedim.

 

Birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra Halit Bey,

 

"Benim başka bir randevum daha var."

 

Dedikten sonra yanımızdan ayrılırken bizde keyif kahvesi için lobiye geçtik.

 

Abim de,

 

"Benimde bir görüşme yapmam gerekiyor."

 

Diyerek bana göz kırptıktan sonra masadan kalkarken kaşlarım çatık arkasından baktım.

 

Bilerek yaptığını anlamamak için çocuk olmak gerek.

 

Cevher'e döndüm.

 

"Bu akşam ne yapıyorsun."

 

Diye sordum.
Bana birazda şaşkın şekilde baktı Cevher.
Haklıydı,çünkü 2 gündür belli olacak şekilde sürekli yanında olmaya çalışıyordum.

 

"Bu akşam kendi evimdeyim."

 

"Dönüyorsunuz yani."

 

"Evet birazdan yola çıkacağım.
Bu kadar iş gezisi yeterli.
Şirketi daha fazla boş bırakmayayım. Ege şuan arkamdan bir an önce gelse diye hayıflanıyordur."

 

"Bu arada Efe nasıl oldu."

 

"Efe şuan bacağında yarım alçı ile eminim bütün sinirini güvenlik personelinden çıkarıyordur.

 

Efe sürekli oturmaya alışkın değildir. Her işi bizzat görmek ve yapmak ister. Yerinde duramaz, burada olamadığı içinde dahada sinirlidir.

 

Böyle durumlarda her zaman yanında olmak ister. Her şeyin kendi kontrolünde olmasını ister yani."

 

"Anladım...
O halde dönünce görüşürüz."

 

Dedim.

 

"Neden. İnşaatla ilgili bir durum mu var."

 

"Evet. Aslında hayır.
Yani bir sorun değil de inşaatın şuanki durumu ve yapılacak şeyleri tekrar konuşmak için görüşmemiz gerekiyor."

 

Dedim.
Aslında birazda bahane etmiştim.

 

"Olur dönüşte uygun bir günde etraflıca görüşelim.
Zamanında bitmeli binalar."

 

"Ben zamanından önce biteceğini düşünüyorum."

 

"Öylemi? Bak bu sürpriz oldu.
O halde görüşmek üzere. "

 

Ayağa kalkarak elimi uzattım.

 

"Görüşmek üzere." Dedim elini sıkarak.

 

Arkasını dönüp giderken bende sadece izledim.
Rutin haline gelmeye başlamıştı bu arkadan izleme hâli.

 

Kendi kendime gülümserken bir kahve daha istedim.
Kahvemi içerken abim geri döndü.
Birlikte bir saat kadar oturup konuştuk.
Abimin isteği üzerine yarın sabah bizde dönmeye karar verdik.
Amerikaya dönmesi gerekiyordu artık.

*****

 

Aslan'ın yanından ayrıldıktan sonra odama dönerek hazırlığımı yaparak toparlandım. Saate baktığımda öğlen olmuştu.

 

Adamlar arabayı otelin parkından önüne çekerken bende Kadir ile birlikte odadan ayrılıp lobiye indim.

 

Çıkışımı yaptıktan sonra lobiden geçerek kapıya yöneldim.
Gayri ihtiyarî lobiye, Aslan ve abisine baktım. Lobide değildi.

 

Yoluma devam edip otelden ayrılarak bekleyen aracıma bindim.
Kadir de benimle birlikte arkaya bindi.
Arkadan gelen adamlar ile birlikte
otelden ayrılıp dönüş yoluna geçtik.

 

Yolda Efe'yi arayıp dönüşe geçtiğimi hava alanına doğru ilerledigimizi haber verdim.
Yola çıkalı bir saatten fazla olmuştu.
Bu arada yoldaki zamanı değerlendirerek incelemem gereken dosyaları tabletten incelemeye karar verdim. Elime aldığım tabletimi açarak dosyayı açmaya çalışırken birden duyduğum silah sesiyle aracımız yolda yalpalamaya başladı, lâstik patlamıştı.

 

Aynı anda arkamızdaki adamlar geriden gelen araçlara ateş etmeye başlayınca Kadir belindeki silahı çekerek, şoföre " Durma devam et." Diye bağırdı.

 

Gelenler dost değildi ve bize yetişmişler yandan ateş etmeye başlamışlardı. Silahımı çıkarıp aracın camını açacakken ikinci lastiginde patlamasıyla arabanın şarampole uçtuğunu ve Kadir'in bana sarıldığını hatırlıyorum ve başımı çarptığımı.

 

Kaç saniye yada dakika geçti bilmiyorum ama gözümü açtığımda aracın ters olduğunu ve tavanında yattığımızı gördüm.

 

Kadir:

 

"Efendim iyimisin."

 

"İyiyim çıkalım şurdan." Dedim.

 

Kapıyı açıp çıktığım da karşımda gördüğüm kişiyle olduğum yerde kaldım.

 

Şişko Cemil elleri cebinde, yanındaki köpekler ellerindeki silahları doğrultmuş bize bakıyordu.
Kadir gördüğü kişiyle ayaga kalkıp önüme geçti.

 

Cemil:

 

"Merhaba Cevher Aslan.
Görüşmeyeli nasılsın.
Selamını aldım.
Bana çocuk yollamasın demişsin.
Doğrusu bende sıkıldım etrafımdaki beceriksizlerden.
Bu işi uzatmayalım. Karşılıklı halledelim bir süre misafirim olacaksın. "

 

"Hiç niyetim yok." Dedim sinirli çıkan sesimle.

 

Kadir:

 

"Siktirin gidin lan."

 

Dediği anda duyduğum silah sesiyle geriye sendeleyerek yere düştü.
Sol göğsüne aldığı kurşun yarasıyla yerde kaldı.
Bir Kadir'e bir Cemil'e baktım.

 

"Merak etme ölmeyecek.
Yani bir süre ölmez. Bu sırada sen benimle geliyorsun."

 

Cemil'in yanına gelerek önünde durdum. Yakasına yapışıp.

 

"Karşıma adamlarınla çıkmak yerine erkekçe tek çıkamadın korkak it.
Tam sana göre,beni şaşırtmadın şişko."

 

Dedim dişlerimin arasından.

 

O anda ensemde hissettiğim acıyla arkama baktım. Elindeki şırınga ile bana bakan adamı gördüm.

 

Sonra gözlerim karardı dengem kayboldu. Kendimi yerde buldum.
Kulaklarıma uzaktan gelen Cemil'in sesi.

 

"Al şunu arabaya götür. Gidiyoruz."

 

***************************

Loading...
0%