Yeni Üyelik
28.
Bölüm

Y.C 28 Hesap

@azamet_29_2

 

Önce kelebeği açtı.
Sonra keskin ucunu yüzüme koyarak yavaşça boynuma doğru indirdi.
Oradanda gömleğimin en üstteki düğmelerine gelerek üstteki düğmeleri birer birer kesti. Açılan yakamdan gerdanımı izleyerek,

 

"Bu gecenin sonunda seni yaptıklarına öyle bir pişman edeceğimki sen bile şaşıracaksın."

 

Dedi iğrenç şekilde bakarken.

 

"Ne yapacaksın? O iğrenç kokunla işkencemi edeceksin bana. Yoksa öldürecekmisin."

 

Dedim gülerek.

 

Önce bi,
"Hııh." Dedi. Ardından gülümsedi.

 

"Ukalâ konuşmayı hiç bırakmıyorsun."

 

"Karşımdaki insanın anladığı dilden konuşmayı tercih ediyorum.
Uzatma.
Öldüreceksen öldür bitsin."

 

"Yoo o kadar çabuk değil.
Acele etme. Biraz bekleyeceksin ölmek için.
Önce yalvaracaksın.
Ölmeden önce, öldür beni diye yalvaracaksın Cevher Aslan.

 

Bu kelebeğe iyi bak.
Seninle işim bittiğinde son gördüğün şey bu kelebek olacak."

 

"Hiç korkutucu gelmedi, neden acaba.
Sanırım konuşan sen olduğun için."

 

Dedim gülümseyerek.

 

Karşımda durmuş sakin bana bakıyordu.
Bir kaç saniye sadece baktı.

 

Sonra kelebek olan elini gerdanıma uzatarak dokundu. Başparmağı kelebeği tutarken diğer parmakları tenime değiyordu.
Elinden burnuma doğru gelen puronun kokusu mide bulandırıcıydı.

 

Bağlı olduğum sandalyenin etrafında bir tur atarken parmakları gerdanımdan boynuma, ordan enseme ve tekrar öne doğru dolaşarak bir daire çizdi.
Şuan bana dokunan bütün parmaklarını kırmak istiyordum.

 

Yapacaktımda burdan çıkarken önce o parlaklarını kıracak sonrada o göbeğini kurşunla dolduracak sonrada eve gidip bir gece kuvetimde sıcak suda kalacaktım.

 

Bunu aklıma not ederken, Cemil tekrar önüme geldiğinde gömleğimden bir düğme daha kesti. Artık göğüslerimde görünüyordu.

 

Hiç tepki vermeden kestigi düğmeye baktım.
Elindeki kelebeğin keskin ve sivri ucunu gömleğimden kaldırıp tam çenemin altına dayadı.
Çenemi yavaşça yukarı kaldırırken gözlerini gözlerine sabitledi.
Bilerek yapıyordu bunu.
Aklınca üstünlüğün ve gücün kendinde olduğunu ispat etmeye çalışıyordu.

 

"Kim derdiki yetimanedeki pasaklı, beyaz saçları yüzünden nineye benzeyen Cevher, büyüyüp serpilip güzel bir kadına dönüşecek."

 

Konuyu değiştirmişti.
Sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Aramıza bir kaç santim mesafe bırakarak konuşmaya devam etti. İğrenç nefesini yüzümde hissediyordum.

 

"Hem güzel...
Hem güçlü...
Hem zeki...
Hem... " Dedi ve sustu.

 

"Seninle bir gece geçirmek için servet harcayacak erkekler tanıyorum.
Erkeklere benzemek için o kadar çok çabalamışsınki kadın oluşunu görmüyorsun. Ama erkekler görüyor.
Bir çoğunun rüyasısın.

 

Konuşurken gözleriyle gözlerime bakıyordu. Sonra yüzüme, sonra dudaklarıma kaydı bakışları ve dudaklarımda takılı kaldı.
Aklından geçen iğrençliğin ne olduğunu tahmin etmek zor değildi.

 

"O erkeklerden biride senmisin yoksa." Dedim.

 

Başımı yukarıya doğru kaldırdım, yüzüne ve gözlerine baktım. Dudaklarıma hafiften bir gülümseme ekledim.
Cemil'in de gülümsediğini görmemle birlikte başımı hızla geriye çekip en sertinden bir kafa attım burnunun üstüne.
Duydugum kemik sesi kulağıma müzik gibi gelmişti.

 

Öküz gibi böğürerek sendeleyip geriye düştü.Şuan ters dönmüş kaplumbağaya benziyordu. Elindeki kelebek yere fırlayınca boşta kalan eli ile kanayan burnunu tuttu.

 

Adamı,"Cemil Bey." Diyerek yanına geldi. Ayağa kalkmaya çalışan şişkoya yardım ederek kaldırdı.

 

"İgrenç orospu çocuğu.
Şişko domuz. Sen ne hakla benimle ilgili iğrenç şeyler düşünürsün.
Senin derini yzerim lan derini. Domuz."

 

Dedim yerimden kalkmaya çalışarak. Ama bağlı olduğum için ancak sinirden tepinmekle kalıyordum.

 

Ayağa kalktığında kolundan tutan adamını sinirle ittirerek kendinden uzaklaştırdı. Bir süre kıpırdamadan bekledi.
Burnundan akan kan bıyıklarına ve sakalına doğru akıyordu.
Cebinden bir mendil çıkararak yüzüne yayılan kanı sildi.

 

"Sana bu söylediklerinin hesabını soracağım şerefsiz piç."

 

Dedim öfkeyle.

 

Yüzüne pis bir gülümseme ekleyerek yanıma geldi.
Aynı anda attığı yumrukla kendimi sandalye ile birlikte yerde buldum.

 

Dudağımdan ağzımın içine doğru gelen tat patlayan dudağından sızan kandı.
Ağzımda biriken kanı hissedebiliyordum. Cemil tek dizinin üzerine yanıma çöktü.

 

"Hiç değişmemişsin.
Kafanı iyi kullanıyorsun.
Küçükken de sıkışınca kafa atardın."

 

Dedi ve kalktı tekrar.

 

"Ama seni terbiye edecem merak etme."

 

Sonra ard arda karnıma bir kaç tekme attı. Sadece dişlerimi sıkarak bekledim. Son attığı tekme ile nefesim kesilmişti adeta.

 

"Şahin kaldır şunu."

 

Dediğinde adamı yanıma gelip sandalyeyi tekrar düzeltti ve geri çekildi.

 

Cemil tekrar yanıma geldi.
Eliyle çenemden tutarak sıktı.
Bense hâlâ nefesimi almaya çalışıyordum.

 

"Kaşınma.
Ölümünün zamanını hızlandırma yoksa..."

 

Dediğinde bu kez ağzımda biriken kanı yüzüne tükürdüm.
Çenemi savurarak bırakırken yüzüne nefretle baktım.

 

"Erkeksen çöz ellerimi ayaklarımı lan." Dedim.

 

Yüzündeki tükürüğü silerken gözlerinden öfke fışkırıyordu.

 

O andan sonra bana bütün hırsıyla vurmaya başladı. Birikmiş sinirini nefretini bana vurarak çıkarıyordu.

 

Sonunda yorulup geri çekildiğinde,

 

"Ne oldu şişko yoruldunmu?" Dedim alay ederek.

 

"Tabi sende haklısın. Bu kadar kilo ile nefesi bile zor alıyorsundur. "

 

Dedim bu kez sesli şekilde gülerken.
Dahada sinirle baktı gözlerime.
Hızla Şahin denen adamın yanına gitti.
Belindeki silahını çekip aldı ve yanıma geldi.

 

Hızla bana doğrulttu.
Silahla aramda sadece bir kaç metre vardı.

 

"Vurmazsan adam değilsin orospu çocuğu.
Vur!
Vur lan! Şerefsiz piç! Vur!" Diye haykırdım.

 

Bana dikti bakışlarını. Yüzümü izledi bir süre.
Sonrada tetiğe bastı. Sonrası karanlık.

*****

 

Olay yerinde etrafta kamera olabilecek yerleri bulmak için etrafı inceliyordum.

 

Şuan bulunduğum yerin tam karşı çaprazında gördüğüm büfeyi dahası kameralarını gördüğümde gerçekten memnun olmuştum.

 

"Kazım karşıya geçiyoruz. Şu büfe ve kamera görüntüleri işimize yarayabilir."

 

"Tamam abi.
İnşallah çalışıyordur."

 

"O ne demek lan."

 

"Abi bazıları insanlar masraflı olduğu için sadece göstermelik kamera takıyor. Hırsızları korkutmak amaçlı. Ama güvenlik sistemi yok tabi."

 

Biz karşıya geçerken aynı anda telefonum çaldı yine.
Cebimden çıkarıp ekrana baktım abimdi arayan hemen açtım.

 

"Alo abi."

 

" Aslan, durum ne?"

 

"İyi değil abi. Kamera görüntüsü bulabilmek için etrafı geziyoruz."

 

"Bulunduğun yeri konum olarak bana at. Mobese kameralarından daha hızlı görüntü bulabilirim. Araçları görürsek takibe alabiliriz.
Hangi yöne gitmiş bulmaya çalışırız."

 

"Nasıl?"

 

"Dostlarım sağolsun.
Oyalanmada hemen yolla."

 

"Tamam hemen yolluyorum."

 

Hemen abime konum atarak karşıya geçtim.

 

Büfeye gelip içeri girdim iki kişi telaşlı telaşlı malları raflara diziyorlardı.

 

"İyi günler."

 

Dediğim de yaşlı olan sinirle bana baktı.

 

"Buyur ne istedin?"

 

"Kamera görüntülerinize ihtiyacım var."

 

"Adam sinirli şekilde alnını oğuşturarak konuştu."

 

"O sıçtıgımın kameraları bozuk kardeşim. Dünden beri çalışmıyor. Dükkanıma giren hırsızlar bozmuşlar.
Mallarımı alıp kaçmışlar. Gördüğün gibi dükkanı alt üst etmişler.

 

Peki sen kimsin? Polis misin?"

 

"Ulan şansıma sıçayım."

 

"Yok abi polis değiliz.
Şu karşıda olan kaza için görüntü arıyoruz.
Arkadaşlar kaza yapmış. Onun için..."

 

Dedi Kazım.

 

"Yok kardeşim derdim başımdan aşkın zaten. Kaza falan görmedik biz."

 

"Oof ulan of."

 

Dedim büfeden çıkarken.

 

"Bir tane kamera bulduk onuda bozmuşlar. Kodumun hırsızları."

 

"Ne yapacaz abi.?"

 

"Bilmiyorum.
Abimi bekleyeceğiz."

 

Ben Kazım ile konuşurken arkamda yeni fark ettiğim bisikletli çocuk dikkatimi çekti.
13 -15 yaşlarındaydı.

 

Bir bize,bir bisikletinin çıkmış zincirine bakıyordu.
Aslında, zinciri yerine takmaya çalışıyordu ama bir yandan birşeyler mırıldanıyor arada bir de bizi kesiyordu.
İçimden bir ses birşeyler biliyor dedi.
Yanına yaklaşarak,

 

"Hey deli kanlı."

 

Dediğim de korkuyla ayağa kalkarak bana döndü.
Bana bakarak geri geri giderken bisikletini yere devirdi.
Korkuyla baktı yüzüme.

 

Hali şüpheliydi ve korkuyordu. Demekki birşeyler biliyordu.

 

"Sakin ol çocuk."

 

"Abi ben bişey görmedim valla billa."

 

Evet birşeyler biliyordu.
Bir adım daha yaklaştığımda kollarını yüzüne çaprazlama kapatarak,

 

"Abi ben bişey görmedim. Bana bişey yapma ne olur."

 

"Sakin ol koçum.
Sana neden bir şey yapayım."

 

Birşeyler görmüş ve ne gördüğünü anlatması için sakin yaklaşmalıydım. Kendini güvende hissederse anlatırdı.
Biraz öne doğru eğilerek gözlerine baktım yumuşak şekilde.

 

O ise korkulu gözlerle bakıyordu hâlâ.

 

"Adın ne senin."

 

Dedim sakin bir ses tonuyla.

 

"Mu. Mu. Murat."

 

"Memnun oldum Murat bende Aslan.
Murat bugün burda olan kazayı görmüş olabilirmisin?

 

Eğer gördüysen olanları bana anlat lütfen. O arabada arkadaşlarım vardı.
Kötü birilerinin onlara zarar verdiğini düşünüyorum. Yardıma ihtiyacım var. Gördüysen yardım et lütfen. "

 

Murat gözlerime baktı önce sonrada arkamda duran Kazım'a baktı.

 

"Bizden korkma.
Kötü adamlar hariç biz kimseye zarar vermeyiz."

 

Murat sakinleşerek derin bir nefes aldı.

 

"Biz arkadaşlarla karşıki ağaçların orada piknik yapıyorduk abi. Sonra uzaktan silah sesleri gelince merak ettik. Yerimizden kalkıp yola doğru geldik.
Siyah minibüs buraya gelince takla attı. Yardım etmek için yanlarına gelirken minibüsten iki kişi çıktı.
Biri iri yarı uzun sayılacak boyda sakallı biriydi. Diğeri zayıf uzun beyaz saçlıydı."

 

"Cevher." Dedim gayri ihtiyarî.

 

"Önce yardım etmek istedik ama arkalarından gelen adamların elinde silahları görünce korktuk ve ağaçlardan birinin arkasına saklandık."

 

"Arkadan gelen adamları gördünüz mü nasıl birileriydi."

 

"Bir tanesi orta boylu kilolu sakalıydı. Diğerleri siyah takım elbiseli adamlardı. Beyaz saçlı olan kişiyi bayıltıp kendi arabalarına taşıyan adam diğerlerinden biraz daha uzundu."

 

"Bayıltanmı?" Dedim.
İçimde bir yanma hissi oluşmuştu.

 

"Evet elinde ilaç şırıngası vardı.
Beyaz saçlı kişinin boynuna batırdı. Bayılınca omuzunun üzerine alıp kendi minibüslerine götürdü."

 

"Peki beyaz saçlının yanındaki adam o bişey yapmadımı.?"

 

" Yaptı.
Beyaz saçlı olan kişiyi arkasına çekti korumak istedi, karşısındaki şişman adama küfür bile etti. Ama onu vurdular. "

 

"Öldümü?"

 

"Şisman adam bu yarma hariç diğer adamları öldürün dedi. Ozaman çok korktuk ve kaçtık.
Başka bişey görmedim abi valla billa."

 

"Tamam koçum sağol.
Söylediklerin çok faydalı oldu."

 

"Abi polislere beni söyleme ne olur."

 

"Tamam koçum merak etme."

 

Kazım'a döndüm.

 

"Kazım gidelim.
Artık kim olduğunu biliyoruz tahmin ettiğimiz gibi Cemil iti.
Ama o orospu çocuğunu nasıl,nerde bulacağız. "

 

"Abi Âsım abi bişey bulmuşmudur.
Onu arasak."

 

"Bulsa dönerdi."

 

Arabaya dönelim sonrada Şehir hastanesine Kadir'e bakmaya gidelim.
Tabi hala yaşıyorsa.

 

Arabaya döndüğümüzde Kazım direksiyona geçip gazı köklediğinde bende Efe'yi aradım.

 

Daha ilk çalışta açtı.

 

"Alo konuş haber varmı."

 

"Kazayı gören biriyle konuştum."

 

Dedim çocuk oluşunu pas geçerek.
Tahminimiz doğru.
Cemil ve adamları arkalarından takip edip ateş ederek kaza yaptırmışlar.
Sonrada Kadir'i yaralayıp korumaları öldürüp Cevher'i almış."

 

Efe ile beraber Ege'ninde küfürleri geliyordu diğer taraftan. Ana avrat küfrediyorlardı.
Araya girip,

 

"Abim mobeselere bakıyor. Birşey bulunca dönecek. Bizde Şehir hastanesine gidiyoruz Kadir'in durumunu öğrenmek için.
Siz nerdesiniz. "

 

"Hava alanına indik.
Bizde hastaneye geleceğiz."

 

"Orada buluşalım o zaman." Dedim ve kapattım.

 

"Kazım hızlan."

 

"Tamam abi."

*****

 

Gözlerimi açtığımda sol omuzumda ve başımda bir ağrı vardı. Gömleğimin sol kolu tamamen yok onun yerinde kolumda sargı vardı.
Yerimde doğrulmaya çalışırken nerde olduğuma baktım. Aynı odada ama yerde ince bir şilte yatakta yatıyordum. Kollarım arkadan bağlıydı. Bacaklarımda tabi.

 

Yan tarafıma baktım.
O şişko kırmızı koltukta oturuyordu yine.
Bir elinde puro diğer elinde içki keyfine diyecek yoktu.

 

"Ammada kötü nişanıymışsın. Yada hem şişko hemde körsün."

 

"İstesem beynini patlatırdım."

 

"Teşekkür mü bekliyorsun çok beklersin.
Söylesene şişko Cemil ne zamandan beri kuyruğumdasın?"

 

Şişkonun yüzü anında değişti.
Bir süre yüzüme baktı yine.

 

"Yetimhaneden beri.
O ihtiyar geldiğinden beri."

 

Dedi kaşlarını çatarak.

 

"Hasan Aslan denen adam sizi aldığından beri. O günden bir kaç gün sonra sırayla alındınız. Bakıcı anneler konuşurken öğrendim sizin o adam tarafından alındığınızı. Sonrada babam beni aldı.
Aslında peşini bırakmıştım.
O günden sonra sinirim geçmiş sonrada düşünmeyide bırakmıştım.

 

Ama o adam...
Hasan Aslan babamı öldürdüğünde tek amacım o ve siz oldunuz.

 

Büyüyüp babamın yerine geçtim.
Çevremi genişlettim. Her işe girdim. Daha zengin daha güçlü oldum. Kendi işimin sahibi oldum.
Sonra o adamı ve sizi araştırdım. Yıllarca takip ettim.
Aranıza adam yerleştirdim."

 

"Sonra tırlarımı kundakladın. Sonra yemekte rezil etmeye çalıştın.
Başka?
Başka ne yapmayı planlıyorsun?"

 

Yerinden kalkan Cemil yanıma gelerek yere bir dizinin üzerine çöktü.
Purosundan bir nefes çekti ve yüzüme doğru üfledi.

 

" İstiyorum!" Dedi.
Kulağıma doğru eğildi.

 

" Seni ve sana ait olan her şeyi. "

Bu yüzük neden burda

 

Bu yüzük neden burda.?
Sonraki bölümde...

 

*********************************

 

Evet bölüm sonu canlarım.
Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın.

 

Loading...
0%